YEREL HABERLER - 20 Mart 2012 Salı 16:01

REKTÖR GÖKBEL’DEN YILIN HUKUKÇUSUNA TEŞEKKÜR

A
A
A
REKTÖR GÖKBEL’DEN YILIN HUKUKÇUSUNA TEŞEKKÜR

Selçuk Üniversitesi (SÜ) Rektörü Prof. Dr. Hakkı Gökbel, Çağa Hukuk Vakfı’nın geleneksel olarak her yıl düzenlediği yarışmada "Nasıl Bir Vergi Denetimi ve Vergi Yargısı" adlı çalışması ile "Çağa Hukuk Ödülü" almaya hak kazanan Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ümit Süleyman Üstün’ü makamında kabul ederek, başarılarının devamını diledi.
Çağa Hukuk Ödülü’nün kendisini çok mutlu ettiğini dile getiren Yrd. Doç. Dr. Üstün, “Her yıl değişik alanlarda verilen ödül, bu yıl vergi konusuyla ilgili olarak düzenlendi. Ben de ‘Nasıl Bir Vergi Denetimi ve Vergi Yargısı’ konulu bir çalışma hazırladım ve eserim altı eser arasından ödüle layık görüldü. Bu hem benim için, hem de fakültem adına büyük bir mutluluk vesilesi. Bundan sonra da bu alandaki çalışmalarımı hızlandırıp Dünya’da ve Türkiye’de vergi hukukunun gelişmesine katkı sağlamayı hedefliyorum" dedi.
ÜNİVERSİTEMİZ ADINA GURUR KAYNAĞI
Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Rektör Prof. Dr. Gökbel de, başarısından dolayı Yrd. Doç. Dr. Üstün’ü tebrik ederek, seramik pano hediye etti. Üniversite yönetimi olarak başarılı olan her akademisyenin arkasında olacaklarını belirten Rektör Gökbel, “Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi kalitesini her anlamda kanıtlamış ve Türkiye’nin örnek eğitim kurumları arasında yerini almıştır. Bu ödülü fakültemizin akademisyenlerinden birinin alması bu kalitenin bir tescilidir. Ayrıca bu ödül üniversitemiz adına da büyük bir gurur kaynağı olmuştur. Bundan sonra da akademisyenimizin başarılarının devamını bekliyoruz” şeklinde konuştu.
Selçuk Üniversitesi’nin her alanda önünün açık olduğunu, akademisyenlerin de üstün gayretleri ile hedeflerinin Dünya’nın en önemli ve etkin üniversiteleri arasında yer almak olduğunu belirten Rektör Prof. Dr. Gökbel, “Akademisyen arkadaşlarımla birlikte üniversitemizi bugünkü gelişmişlik düzeyinden çok daha ilerilere taşıyacağımıza yürekten inanıyorum. Bilindiği gibi geçtiğimiz aylarda Selçuk Üniversitesi’nin üç fakültesi Bakanlar Kurulu kararıyla Konya Üniversitesi’ne devredilmişti. Bu devir işlemi sonrası kadrom, Meram Tıp Fakültesi’nde olduğu için doğal olarak Konya Üniversitesi bünyesinde kalmıştı. Üniversiteme ve akademisyen arkadaşlarıma inancımın bir göstergesi olarak 14 Mart Tıp Bayramı gibi anlamlı bir günde kadromu Selçuk Üniversitesi Selçuklu Tıp Fakültesi bünyesine taşıdım. Şimdi tekrar Selçuk Üniversiteli olmanın gururunu ve heyecanını yaşıyorum” diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bilecik Bozüyüklü milli taekwondocunun hedefi 2028 Los Angeles Olimpiyat Oyunları’na katılmak Bilecik’in Bozüyük ilçesinde yaşayan ve 7 yaşından beridir taekwondo sporu ile uğraşan milli sporcu Altuğ Gesge, 2025 Avrupa Şampiyonası’nda şampiyon olmayı ve daha sonrasında 2028 Los Angeles Olimpiyat Oyunları’na katılmayı hedeflediğini söyledi. Bilecik Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde açılan taekwondo branşı ile 7 yaşında tanışan Altuğ Gesge, çıktığı bir çok müsabakada başarılı sonuçlar aldı. Üç Türkiye şampiyonluğu bulunan ve 2028 yılında yapılacak olan Los Angeles Olimpiyat Oyunları’na katılmayı hedefliğini söyleyen genç sporcu, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda bulundu. 7 yaşından beri taekwondo sporuyla uğraştığını aktaran Altuğ Gesge, "Taekwondoya Bilecik Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’ne kayıt olarak başladım. Toplamda 3 Türkiye şampiyonluğum bulunuyor. İlkini okullar arasında elde ettim. İkincisini federasyonun yaptığı şampiyonlukta elde ettim. Federasyonda elde ettiğim şampiyonluktan sonra Güney Kore Dünya Şampiyonası’na katıldım. Orada madalya alamadım. Okullar arası birinciliğimle Bahreyn’de düzenlenen ISF Gymnasia 2024 Oyunları’nda üçüncü olarak ülkemi temsil ettim. Bundan sonraki hedefim 2025 Avrupa Şampiyonası, sonrasında Allah izin verirse 2028 Los Angeles Olimpiyat Oyunları’na katılmayı hedefliyorum" diye konuştu. Taekwondo antrenörü Gökalp Yıldız ise yaklaşık 10 yıldır Bilecik Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde açılan taekwondo branşına katılan sporcuları eşi Hanife Yıldız ile birlikte yetiştirmeye çalıştıklarını anlattı. Halen yaklaşık 400 sporcularından 16’sının milli olduğunu belirten Yıldız, "Altuğ da bu sporculardan birisi ve bu sene çok büyük başarılara imza attı. Toplam 3 tane Türkiye şampiyonluğu var. Bu Türkiye şampiyonluklarının yanı sıra bu sene Güney Kore’ye dünya şampiyonasına gitti. Güney Kore’de yenildik ama arkasından Bahreyn’de olan liseler arası gençlik oyunları vardı. Orada üçüncü oldu. Altuğ’la hedeflerimiz çok büyük. Çünkü kendisi okulda da çok başarılı. Hem akademik olarak hem de spor olarak ben Altuğ’un çok iyi yerlere gideceğine inanıyorum. Öncelikle hedefimiz seneye yapılacak olan Avrupa şampiyonasında birincilik kazanmak. Gençlerde bir senemiz daha var. Onda da dünya şampiyonluğu elde etmek istiyoruz ve topladığımız puanlarla da ileride Allah nasip ederse 2028 Los Angeles Olimpiyat Oyunları’na katılmak istiyoruz" dedi.
Van Başkan Aslan’dan ‘kadına şiddete hayır’ mesajı Van Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Yönetim Kurulu Başkanı Memet Aslan, 25 Kasım Kadınla Şiddete Mücadele Günü nedeniyle bir mesaj yayımladı. Van OSB Yönetim Kurulu Başkanı Memet Aslan, mesajında, “Şiddet kelimesi, özünde nahoş bir kelimedir. Şiddet, her nerden gelirse gelsin ya da kimden gelirse gelsin, kendisini insan gören her birey ilkesel olarak bu tutumun karşısında olmalıdır. Kadın olsun, erkek olsun şiddet hiçbir şekilde maruz görülemez, tevil edilemez. Şiddet tarihi olarak tüm medeniyetler ve ilahi dinler tarafında ret edilmiştir ve yasaklanmıştır. Şiddeti uygulayanlara karşı caydırıcı müeyyideler uygulanmıştır. Modern zamanlarda da kadına yönelik şiddet insanlık suçu gibi görülmüş ve böyle idrak edilmiştir. İnsanın veya kadının yaşam hakkı kutsaldır, dokunulmazdır” dedi. Hiçbir birey veya otoritenin insanın yaşam hakkını kısıtlayıcı, zorlaştırıcı hakkına sahip olmadığına vurgu yapan Aslan, “Kadına ve çocuğa karşı yapılan her türlü şiddet ve cinsel istismar vakalarına karşı hem kamu otoritesi hem yargı erki ve hem de toplum olarak topyekun bir mücadele yürütmeliyiz. Hasta ruhlu ve sapkın düşünceli varlıklara karşı sağduyulu, onarıcı ve toplumsal dokuyu koruyacak şekilde hassas bir plan yürütülmelidir. Mağduriyet yaşayan bireylerin hakkını hukukunu korumak, sosyal ve psikolojik destek sağlamak, rutin hayatlarına devam etmelerini sağlamak hem kamu otoritesinin hem sivil toplumun hem de sağlıklı tüm bireylerin temel sorumluluğundadır. Şiddete meyilli ve sapkın düşünceli bireyleri durdurmak, cezalandırmak ve rehabilite ederek tekrar topluma kazandırmak konusu, insan olan tüm paydaş kurumların görevidir. Toplum da onları tecrit etmeden tedavi süreçlerine destek olmalıdır. Kadın olsun erkek olsun tüm bireyler birbirimize hoşgörülü, sağduyulu ve saygılı davranırsak üstesinde gelemeyeceğimiz hiçbir sorunumuz kalmaz. Bu duygularla kadına şiddeti bir insanlık görevi olarak ad ederek, kadına şiddete güçlü bir şekilde hayır diyoruz” ifadelerini kullandı.