GÜNDEM - 07 Ekim 2024 Pazartesi 14:41

"Sosyal medya bizi dibine kadar kandırıyor"

A
A
A
"Sosyal medya bizi dibine kadar kandırıyor"

Kocaeli’de "Sosyal medyada kullanan mı, kullanılan mısın?" adlı söyleşi de sevenleri ile bir araya gelen Yazar Yelda Kırçuval, "Sosyal medya bizi dibine kadar kandırıyor. Sanal ve doğru olmayan bilgilerle sosyal medya bize kendimizden uzaklaştırıyor. Sosyal medya insanda ve özellikle gençlerimizde kıyaslama duygusunu yaratıyor" dedi.



Bu yıl "Savaşın ve Acının Edebiyatı" teması ile düzenlenen 14. Kocaeli Kitap Fuarı, üçüncü gününde Kocaeli Kongre Merkezi’nde devam ediyor. Karamürsel Alp Salonu’ndaki söyleşilerde yazarlar Yelda Kırçuval ve Çetin Deniz katılımcılara hitap etti. “Beynini Konfor Alanından Çıkart” konulu söyleşisinde konuşan Yazar Çetin Deniz, şükretmenin insan beyni üzerindeki etkilerine değinerek, "Şükür etmek beynin kalitesini, aktivasyonunu, sağlıklı çalışmasını, konfor alanına girmeden üretken halde hayata devam etmesini sağlayan yapıyı da beraberinde oluşturuyor" diye konuştu.



"3 buçuk milyar dolarlık sağlıklı çalışan bir beyne sahip olduğumuzdan dolayı güne şükrederek başlamamız lazım"


İnsan beyninin düzgün çalışan sisteme sahip olduğunu belirten Yazar Çetin Deniz, "Sabah kalktığınızda kendinizi, çocuğunuzu, eşinizi, anne ve babanızı hatta aynaya baktığınızda kendinize güzel sözler söyleyen bir kişi ile karşı karşıya bulursunuz. Kendinizle sağlıklı iletişim kurabiliyorsunuz. Her sabah kalktığımızda bence 3 buçuk milyar dolarlık sağlıklı çalışan bir beyne sahip olduğumuzdan dolayı güne şükrederek başlamamız lazım. Beynin sağlık çalıştığını bilerek ve buna şükretmek gerekir. Bu düzgün çalışan 3 buçuk milyar dolarlık beyni bir virüs bozar mı? Evet bozar. Hiç fark etmezsiniz küçük virüsün bulaşması tüm sistemi altüst eder” şeklinde konuştu.



"Sosyal medya bizi kendimizden uzaklaştırıyor"


Yazar Yelda Kırçuval da Karamürsel Alp Salonu’nda okurlarıyla bir araya geldi. "Sosyal medyada kullanan mı, kullanılan mısın?" adlı söyleşisinde katılımcılara seslenen Kırçuval, "Sosyal medya bizde bağımlılık yaratıyor. Biz sosyal medyada bağımlı mıyız, yoksa sosyal medyaya bağımlı mıyız. İnsan hiçbir çıkar gözetmeksizin ailesine bağlıdır. Orada kayıtsız, şartsız ve karşılık olmadan, bir sevgi ve bağ vardır. Sosyal medya çok basit nasıl bizim iliklerimize kadar işliyor. Birincisi ve en basiti, sosyal medya bizi dibine kadar kandırıyor. Sanal ve doğru olmayan bilgileri, bize yansıta yansıta kendimizle aramıza koyacağımız kocaman mesafe haline getiriyor, kendimizden uzaklaştırıyor. Sosyal medya insanda ve özellikle gençlerimizde kıyaslama duygusunu yaratıyor. ’Onda var, bende niye yok’ diye düşündürüyor. Sosyal medya ne yapıyor seni başkaları ile kıyaslatarak seni bozuyor. Gençlerimiz de özellikle, ’Sen oralara gidemezsin, onun parası var, o gitti sen gidemezsin’ algısını veriyor sana” dedi.



"Sosyal medya bizi dibine kadar kandırıyor"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Kütahya’da İsrail’e tepki açıklaması: "İsrail durdurulmalı, Netanyahu hesap vermelidir" İsrail’in Filistin’e yönelik başlattığı insanlık dışı saldırılar nedeniyle Kütahya’da AK Parti milletvekilleri İsmail Çağlar Bayırcı ve Mehmet Demir’in de katılımıyla yapılan basın açıklamasında, İsrail durdurulması ve Netanyahu’nun hesap vermesi istendi. Milletvekili Bayırcı yaptığı açıklamada, ”Filistin halkının maruz kaldığı zulmü bir kez daha güçlü bir şekilde kabul etmediğimizi ve Filistin davasını savunmaya devam edeceğimizi tüm dünyaya bir kez daha ilan ediyoruz. Israil, Gazze Şeridi’ne yönelik başlattığı saldırılar ile Filistinli savunmasız sivilleri hedef almış, uluslararası hukuku hiçe sayarak büyük bir insanlık suçuna imza atmıştır. İşlediği soykırım suçunun üzerini örtmek için de 7 Ekim’i bahane etmektedir. Bu noktada çok önemli bir gerçeğin altını çizmek istiyoruz. 7 Ekim’i, meselenin sanki sıfır noktasıymış gibi ele alan bir yaklaşımı kesinlikle kabul etmiyoruz. 7 Ekim esasında İsrail katliam ve soykırım makinasının hız ve şiddetinin daha da artmasıdır. Bir yılın içinde 17 binden fazla çocuk, 11 binden fazla kadın olmak üzere 42 binden fazla masum Filistinli sivil Israil’in acımasız ve insanlık dışı saldırılarında şehit düştü. Hiçbir şey 7 Ekim’de başlamadı! Süre giden soykırıma 7 Ekim sebep olmadı! 77 yıllık bir işgal, zulüm ve katliam tarihinden bahsediyoruz. Topraklarından edilmiş; hakları ve mallan gasp edilmiş; öldürülmüş; katliama uğramış milyonlardan bahsediyoruz. Böyle bir gasp ve hırsızlığın üstüne kurularak, uluslararası hamilerinden yüz bulup günümüze kadar gelen bu suç şebekesinden zaten ne hak ne hukuk ne de adalet beklenebilir. Diğer taraftan, uluslararası hiçbir kurum bu insanlık dışı durumun durdurulması için yeterli çaba sarf etmemiş, insan haklarını ağzından düşürmeyen bazı Batılı devletler maalesef ki Israil’i kınama cesareti bile gösterememiştir. Bugün hala uluslararası toplum gereken adımları atmaktan, uluslararası hukuku işletmekten son derece uzaktır. İsrail, bölgenin ortasına Batılı güçlerce bırakılmış bir bomba misali on yıllardır bölgede istikrarsızlık ve kaos kaynağı olmayı sürdürmektedir” dedi. “İsrail 1930’ların Nazi Almanya’sından farksızdır” İsrail’in 1930’ların Nazi Almanya!sından farksız olduğuna dikkat çeken Milletvekili İsmail Çağlar Bayırcı, "İsrail, kurulduğu günden bu yana, Batı’nın çifte standardımı, ikiyüzlülüğünü ve ikili tavrını gösteren bir örnek olmuştu. 7 Ekim’den bu yana da acizlik, zayıflık ve sefaletini de göstermiş oldu. Bugün bu katliama ses çıkarmayan hiçbir devletin kendini ciddi bir devlet olarak görme hakkı yoktur. Yine bugün bu soykırıma itiraz edemeyen hiçbir ülkenin insanlığa söyleyecek tek bir sözü kalmamıştır. İsrail 1930’ların Nazi Almanya’sından farksızdır. Tıpkı Nazi Almanya’sı gibi soykırımcı, saplantılı ve ırkçı bir ideolojiye sahiptir. Yine tıpkı Nazi Almanya’sı gibi saldırgan, şımarık, küstah davranışlar sergilemektedir. Israil bugün Orta Doğu’da etrafına bulaşan ve tüm bölgenin düzen ve istikrarını tehdit eden bir yapıdır. Nazi Almanya’sının durdurulmamasının dünyanın başına açtığı dertleri tarihten biliyoruz. Bugün de Israil durdurulmadığı takdirde tüm bölgeyi ateşe atana kadar devam edecektir. Bu nedenle tüm gücümüzle haykırıyoruz: İsrail durdurulmalıdır! Netanyahu hesap vermelidir. Diğer taraftan devam eden bu vahşet karşısında ortak bir adım atamayan İslam dünyasının içinde bulunduğu durumdan da dersler çıkarmalıyız. Bu anlamda güçlü bir Türkiye’nin daha adil bir dünya ve daha etkin bir İslam dünyası için ne kadar elzem olduğunu bir kez daha görüyoruz. Türkiye olarak Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Filistin’in haklı davasını her zaman ve her platformda savunduk; savunmaya da devam edeceğiz. Türkiye, yalnızca diplomatik yollarla değil, aynı zamanda insani yardımlar ve kalkınma projeleriyle de Filistin halkının yanında olmuştur. Filistin’e yapılan insani yardımların büyük ekseriyeti bugün ülkemiz tarafından yapılmaktadır. Konuyu insani boyutlarının yanı sıra stratejik boyutlarıyla da en ince ayrıntılarına kadar ele alıyoruz. İsrail saldırganlığının ülkemize de yönelebileceği riskini tüm bölge ülkeleri gibi biz de görüyoruz. Vaadedilmiş topraklar safsatasının içine ülkemiz topraklarını da katan bu suç şebekesinin planlarının farkındayız. Stratejik talim hazırlıklarını yapan bir ülkenin özgüvenini taşıyoruz. Fakat aynı zamanda toplumsal istikrarın da hayati olduğunu bildiğimizden iç cepheyi güçlü tutmak için vatandaşlarımızı ülkemizin karşılaşabileceği uluslararası tehditler konusunda siyasi ve ideolojik tutumlarından bağımsız olarak tek bir cephede birleşmeye davet ediyoruz" şeklinde konuştu. "Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep beraber Türkiye olacağız" Bayırcı, "Bu nedenle Cumhurbaşkanımızın yıllardır tekrar ettiği "bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep beraber Türkiye olacağız" şiarını bir ahitleşme olarak görüyoruz. Bu anlamda güçlü bir Türkiye’nin ve siyasi iradenin öneminin hem bölgemiz hem de insanlık için ne denli hayati olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. Filistin davasına sahip çıkan Cumhurbaşkanımızın küresel çeteler ve onların yerli işbirlikçileri tarafından yıllardır neden hedef alındığını bugünlerde yeniden idrak ediyoruz. Filistin, sadece bir coğrafi bölge ya da bir halkın mücadelesi değildir, Filistin, tüm insanlığın vicdan davasıdır. Filistin’in bağımsızlık mücadelesi, aynı zamanda evrensel insan haklan mücadelesidir. İsrail’in işgal politikalarına, Filistin halkına uyguladığı zulme ve insan hakları ihlallerine karşı mücadelemiz Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde devam edecektir. Kamuoyuna saygılarımızla duyurulur” ifadelerini kullandı. Basın açıklaması sonra Gazze konulu resim sergisinin açılışı yapıldı.
İzmir AK Parti İzmir’den ‘Filistin’ açıklaması: "Filistin, tüm insanlığın vicdan davasıdır" AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, Filistin için düzenlenen ortak basın açıklamasında, "Bir yılın içinde 17 binden fazla çocuk, 11 binden fazla kadın olmak üzere 42 binden fazla masum Filistinli sivil İsrail’in acımasız ve insanlık dışı saldırılarında şehit düştü. Filistin, tüm insanlığın vicdan davasıdır. Filistin’in bağımsızlık mücadelesi, aynı zamanda evrensel insan hakları mücadelesidir. İsrail’in işgal politikalarına, Filistin halkına uyguladığı zulme ve insan hakları ihlallerine karşı mücadelemiz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde devam edecektir.’’ ifadelerini kullandı. AK Parti Genel Merkez İnsan Hakları Başkanlığı tarafından 81 ilde basın toplantıları düzenlendi. AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, AK Parti İzmir İnsan Haklar Başkanlığı’nın Konak Meydanı’nda düzenlediği ‘Filistin’ konulu resim sergisini gezdikten sonra eş zamanlı düzenlenen ortak basın metnini okudu. AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, ‘’Bugün, İsrail’in Filistin’e yönelik başlattığı insanlık dışı saldırının birinci yılında bir araya gelmiş bulunmaktayız. Bu vesileyle, Filistin halkının maruz kaldığı zulmü bir kez daha güçlü bir şekilde kabul etmediğimizi ve Filistin davasını savunmaya devam edeceğimizi tüm dünyaya bir kez daha ilan ediyoruz. İsrail, Gazze Şeridi’ne yönelik başlattığı saldırılar ile Filistinli savunmasız sivilleri hedef almış, uluslararası hukuku hiçe sayarak büyük bir insanık suçuna imza atmıştır. İşlediği soykırım suçunun üzerini örtmek için de 7 Ekim’i bahane etmektedir. Bu noktada çok önemli bir gerçeğin altını çizmek istiyoruz: 7 Ekim’i, meselenin sanki sıfır noktasıymış gibi ele alan bir yaklaşımı kesinlikle kabul etmiyoruz. 7 Ekim esasında İsrail katliam ve soykırım makinasının hız ve şiddetinin daha da artmasıdır. Bir yılın içinde 17 binden fazla çocuk, 11 binden fazla kadın olmak üzere 42 binden fazla masum Filistinli sivil İsrail’in acımasız ve insanlık dışı saldırılarında şehit düştü.’’ dedi. Hiçbir şey 7 Ekim’de başlamadı! Süre giden soykırıma 7 Ekim sebep olmadı! ‘’77 yıllık bir işgal, zulüm ve katliam tarihinden bahsediyoruz.’’ diyerek açıklamasına devam eden Başkan Saygılı, ‘’Topraklarından edilmiş: hakları ve malları gasp edilmiş; öldürülmüş; katliama uğramış milyonlardan bahsediyoruz. Böyle bir gasp ve hırsızlığın üstüne kurularak, uluslararası hamilerinden yüz bulup günümüze kadar gelen bu suç şebekesinden zaten ne hak ne hukuk ne de adalet beklenebilir. Diğer taraftan, uluslararası hiçbir kurum bu insanlık dışı durumun durdurulması için yeterli çaba sarf etmemiş, insan haklarını ağzından düşürmeyen bazı Batılı devletler maalesef ki İsrail’i kınama cesareti bile gösterememiştir. Bugün hala uluslararası toplum gereken adımları atmaktan, uluslararası hukuku işletmekten son derece uzaktır. İsrail, bölgenin ortasına Batılı güçlerce bırakılmış bir bomba misali on yıllardır bölgede istikrarsızlık ve kaos kaynağı olmayı sürdürmektedir. İsrail, kurulduğu günden bu yana, Batı’ın çifte standardını, iki yüzlülüğünü ve ikircikli tavrını gösteren bir örnek olmuştu. 7 Ekim’den bu yana da acizlik, zayıflık ve sefaletini de göstermiş oldu. Bugün bu katliama ses çıkarmayan hiçbir devletin kendini ciddi bir devlet olarak görme hakkı yoktur. Yine bugün bu soykırıma itiraz edemeyen hiçbir ülkenin insanlığa söyleyecek tek bir sözü kalmamıştır. İsrail 1930’ların Nazi Almanyası’ndan farksızdır. Tıpkı Nazi Almanyası gibi soykırımcı, saplantılı ve ırkçı bir ideolojiye sahiptir. Yine tıpkı Nazi Almanyası gibi saldırgan, şımarık, küstah davranışlar sergilemektedir. İsrail bugün Ortadoğu’da etrafına bulaşan ve tüm bölgenin düzen ve istikrarını tehdit eden bir yapıdır. Nazi Almanyası’nın durdurulmamasının dünyanın başına açtığı dertleri tarihten biliyoruz. Bugün de İsrail durdurulmadığı takdirde tüm bölgeyi ateşe atana kadar devam edecektir.’’ İfadelerini kullandı. Netanyahu hesap vermelidir AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı açıklamasını şu şekilde sürdürdü: ‘’Diğer taraftan devam eden bu vahşet karşısında ortak bir adım atamayan İslam dünyasının içinde bulunduğu durumdan da dersler çıkarmalıyız. Bu anlamda güçlü bir Türkiye’nin daha adil bir dünya ve daha etkin bir İslam dünyası için ne kadar elzem olduğunu bir kez daha görüyoruz. Türkiye olarak Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Filistin’in haklı davasını her zaman ve her platformda savunduk; savunmaya da devam edeceğiz. Türkiye, yalnızca diplomatik yollarla değil, aynı zamanda insani yardımlar ve kalkınma projeleriyle de Filistin halkının yanında olmuştur. Filistin’e yapılan insani yardımların büyük çoğunluğu bugün ülkemiz tarafından yapılmaktadır. Konuyu insani boyutlarının yanı sıra stratejik boyutlarıyla da en ince ayrıntılarına kadar ele alıyoruz. İsrail saldırganlığınım ülkemize de yönelebileceği riskini tüm bölge ülkeleri gibi biz de görüyoruz. Vadedilmiş topraklar safsatasının içine ülkemiz topraklarını da katan bu suç şebekesinin planlarının farkındayız. Stratejik tüm hazırlıklarını yapan bir ülkenin özgüvenini taşıyoruz. Fakat aynı zamanda toplumsal istikrarın da hayati olduğunu bildiğimizden iç cepheyi güçlü tutmak için vatandaşlarımızı ülkemizin karşılaşabileceği uluslararası tehditler konusunda siyasi ve ideolojik tutumlarından bağımsız olarak tek bir cephede birleşmeye davet ediyoruz. Bu nedenle Cumhurbaşkanımızın yıllardır tekrar ettiği "bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep beraber Türkiye olacağız" şiarını bir ahitleşme olarak görüyoruz. Bu anlamda güçlü bir Türkiye’nin ve siyasi iradenin öneminin hem bölgemiz hem de insanlık için ne denli hayati olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. Filistin davasına sahip çıkan Cumhurbaşkanımızın küresel çeteler ve onların yerli işbirlikçileri tarafından yıllardır neden hedef alındığını bugünlerde yeniden idrak ediyoruz. Filistin, sadece bir coğrafi bölge ya da bir halkın mücadelesi değildir; Filistin, tüm insanlığın vicdan davasıdır. Filistin’in bağımsızlık mücadelesi, aynı zamanda evrensel insan hakları mücadelesidir. İsrail’in işgal politikalarına, Filistin halkına uyguladığı zulme ve insan hakları ihlallerine karşı mücadelemiz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde devamedecektir.’’
Gaziantep Eğitim alan kursiyerler maddi imkânı olmayan gelin adaylarını düğüne hazırlıyor Şahinbey Belediyesi’ne bağlı Mimar Sinan Sosyal Tesisi’nde kuaförlük eğitimi alan kursiyerler maddi imkânı olmayan gelin adaylarının saçlarını yaparak düğüne hazırlıyor. Vatandaş odaklı hizmet anlayışı ile çalışan Şahinbey Belediyesi, sosyal tesislerde açtığı kurslarla vatandaşların yüzünü güldürmeye devam ediyor. Şahinbey Belediyesi’ne bağlı Mimar Sinan Sosyal Tesisi’nde kuaförlük eğitimi alan kursiyerler, gelinlik giyen genç kızların en mutlu günlerinde onların gelin başlarını yaparak mutluluklarına ortak oluyorlar. “Başkanımız her alanda yanımızda” Mimar Sinan Sosyal Tesisi’nde gelin saçını yaptıran Gamze Şahan, Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu’na verilen hizmetlerden dolayı teşekkür ederek, “Başkanımızdan Allah razı olsun. Her yerde bizlere her zaman destek oluyor. Bu zamanda evlenmek çok masraflı, saç yaptırmak da ciddi bir masraf, Mimar Sinan Sosyal Tesisi’nde saçlarımı ücretsiz yaptırdım ve çok da güzel oldu. Mahallemizin kızları evlenecekleri zaman burada saçlarını yaptırıyorlar. Hocalarımız ve bizlerin her zaman yanında olan Başkanımıza teşekkür ediyorum” dedi. Eşinin saçlarının yapılmasını büyük bir heyecanla bekleyen eşi Erol Şahan ise, “Şahinbey Belediye Başkanımız Mehmet Tahmazoğlu göreve geldiği günden bu yana hiç görmediğimiz hizmetleri görüyoruz. Başkanımız yeni evlenecek çiftlere çamaşır makinası ve çeyiz seti hediye ediyor. Eşimin gelinlik saçı da Mimar Sinan Sosyal Tesisi’nde ücretsiz yapıldı. Böyle bir tesis yaparak vatandaşın hizmetine sunduğu için Başkanımızdan Allah razı olsun” diye konuştu.