ASAYİŞ - 05 Ocak 2025 Pazar 23:05

Polis memuru evinde başından vurulmuş halde ölü bulundu

A
A
A
Polis memuru evinde başından vurulmuş halde ölü bulundu

Kocaeli’nin Körfez ilçesinde bir polis memuru, eşi tarafından evde başından tabanca ile vurulmuş halde ölü bulundu.


Olay, Körfez ilçesi Yavuz Sultan Selim Mahallesi Şeyda Caddesi’nde bulunan bir binada meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, polis memuru Sinan Cem Bayır, eşi tarafından evinde tabanca ile başından vurulmuş halde bulundu. Bayır’ın eşi hemen 112 Acil Çağrı Merkezini aradı. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri, polis memuru Bayır’ın hayatını kaybettiğini belirledi. Olay yeri inceleme ekiplerinin çalışmalarının ardından polis memurunun naaşı, otopsi yapılmak üzere hastane morguna kaldırıldı.


Sinan Cem Bayır’ın kanser tedavisi gördüğü öğrenilirken, polis olayla ilgili inceleme başlattı.



Polis memuru evinde başından vurulmuş halde ölü bulundu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Kocaelispor taraftarı, eşyalarını geri almak için kulübe başvuracak Kocaelispor Kulübü, taraftarından maça girerken güvenlik görevlilerinin arama noktalarında el koyduğu kulaklık ve şarj aleti gibi eşyalarını geri almak için kapı numarası ve ilgili eşyanın fotoğrafıyla kulübe başvurmalarını istedi. Trendyol 1. Lig’de zirvenin sahibi olan Kocaelispor, maçlarda kulaklık, şarj aleti, elektronik sigara gibi mali değeri olan eşyalarını stadyum kapı girişlerinde güvenlik görevlilerine vermek zorunda kalan taraftara kolaylık sağladı. Taraftarın ekonomik açıdan kayba uğramasına neden olan uygulamadan dolayı aldığı şikayetleri değerlendiren kulüp yönetimi, artık iç saha müsabakalarında kapılarda yapılan aramalarda alınan bu eşyaları tutanak karşılığında devralacak. "Eşyanın ve alındığı kapının fotoğrafını çekin" Hangi kapıda hangi eşyanın alındığı bilgisine sahip olmayı planlayan Kocaelispor, taraftara çağrıda bulundu. Yeşil-siyahlı kulüp, taraftarlardan stadyum kapılarında eşyalarını teslim ederken eşyanın ve teslim ettiği kapını fotoğrafını çekmesini istedi. Elinde alınan eşyasının resmi ve kapı numarası ile Kocaelispor Kulübüne giden taraftar, kendisine ait eşyayı kayıtlar üzerinden kısa sürede bulup teslim alabilecek. "Sahaya atılma ihtimali olan eşya getirmeyin" Taraftarı için eşyasını bulması adına kolaylık sağlayacak olan kulüp, öte yandan sahaya madde atılmaması konusunda da çağrısına ekleme yaparak, "Bilindiği gibi sahaya atılma ihtimali olan tüm maddeler, stadyum girişinde güvenlik güçleri tarafından toplanıyor. Sıkıntı yaşamamak adına, maçlara gelirken taraftarların üzerinizde bu tür eşyaları bulundurmamaları gerekiyor" açıklamasında bulundu.
Osmaniye Osmaniye’nin kurtuluşunun 103’üncü yılı coşkuyla kutlandı Osmaniye’nin düşman işgalinden kurtuluşunun 103’üncü yıl dönümü düzenlenen törenlerle kutlandı. Jandarma Genel Komutanlığı Merasim Bölük Komutanlığı ekipleri tüfekli gösterilerini ve Jandarma Özel Asayiş Komutanlığı timinin helikopterle gerçekleştirdiği “üzüm salkımı” gösterisi törene damga vurdu. Osmaniye’nin düşman işgalinden kurtuluşunun 103’üncü yıl dönümü nedeniyle program düzenlendi. Program; Devlet Bahçeli Meydanı’nda Atatürk Anıtı’na çelenklerin sunulması, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından Vali Vekili Hakan Yavuz Erdoğan tarafından şeref defteri imzaladı. Vali Vekili Hakan Yavuz Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti: "Emperyalist güçlerin ülkemizi işgal girişiminde bulunduğu o dönemde, Türk milletinin bağımsızlığa, birliğe ve beraberliğe olan inancı ve kararlılığı tarihe altın harflerle yazılmıştır. Aziz milletimiz, toprağını düşmana teslim etmektense canını vermeyi tercih etmiş; şehir şehir ayağa kalkarak Kuvayi Milliye birlikleriyle bağımsızlık meşalelerini yakmıştır. Dünyada eşi benzeri olmayan bu mücadelede, Anadolu’nun her karışında olduğu gibi kahramanlık destanları yazılmış; bu kutsal toprakların diyarı Osmaniye de direnişin lider şehirlerinden biri haline gelmiştir. Osmaniyeli Kuvayi Milliye birlikleri, bereketli topraklarına düşman postalı değdirmemek için yekvücut olmuş, kadın, erkek, küçük, büyük demeden bağımsızlık mücadelesine katılmıştır. Bundan tam 103 yıl önce, Osmaniyeliler büyük bir fedakârlık göstererek düşmanı bu topraklardan ebediyen kovmuştur." Osmaniye’nin bağımsızlık mücadelesindeki kahramanlık ruhunun yeni nesillere aktarılmasının önemine vurgu yapan Osmaniye Belediye Başkanı İbrahim Çenet ise, "7 Ocak Osmaniye’mizin Kurtuluş Bayramı kutlu olsun. Bugün, bu güzel vatanı bizlere emanet eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi saygı ve rahmetle anıyorum. Ruhları şad olsun. Bizler, düşmana karşı direnişiyle tarihe geçen Kaymakam Saim Bey’in ’Ben vatanım işgal altındayken oturamam’ diyerek gösterdiği ruhu taşıyoruz. Osmaniye’mizin kurtuluşunun 103. yılında, geçmişten gelen bu milli ruhu ve vatan sevgisini yeni nesillere aktarmak için çalışıyoruz. Bizler, Rahime Hatunların, Palalı Süleymanların torunlarıyız. Bir kez daha Osmaniye’mizin kurtuluşunu kutluyor; vatanımız için can veren şehitlerimizi rahmetle anıyorum" dedi. Jandarma, helikopterle "üzüm salkımı" gösterisi yaptı Programın devamında şiirler okundu, ardından 7 Ocak Halkoyunları Topluluğu gösterilerini sergiledi. Osmaniye Belediyesi Mehteran Birliğinin seslendirdiği marşlara protokol üyeleri, öğrenciler ve vatandaşlar ellerindeki Türk bayraklarını sallayarak eşlik etti. Jandarma Genel Komutanlığı Merasim Bölük Komutanlığı ekipleri tüfekli gösterilerini sundular. Tören, Jandarma Özel Asayiş Komutanlığı timinin helikopterle gerçekleştirdiği "üzüm salkımı" gösterisiyle sona erdi.
Kocaeli Uzmanından önemli müsilaj açıklaması: "Yapmamız gereken en ivedi konu" Marmara Denizi’nde yeniden görülmeye başlanan müsilaja ilişkin önemli uyarılarda bulunan Prof. Dr. Mehmet Çakmakcı, "Yapmamız gereken en ivedi konu, ön arıtma tesislerini ileri biyolojik atık arıtma su tesislerine, biyolojik arıtma tesislerini de ileri biyolojik atık su arıtma tesislerine dönüştürmek" dedi. Yıldız Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Çakmakcı, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İSU Genel Müdürlüğü tarafından kente kazandırılan Başiskele Kullar İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi’nde incelemelerde bulundu. Çakmakcı, tesiste yürütülen çalışmalar hakkında yetkililerden bilgi aldı. "Marmara Denizi’ne deşarj edilen atık suların yüzde 53’ünün ön arıtmadan kaynaklı" İncelemelerinin ardından İHA Muhabirine açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Mehmet Çakmakcı, Marmara Denizi’nde 2021’de görülen müsilajın ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 22 maddelik eylem planı hazırlandığını ve birçok maddede gelişme kaydedildiğini vurguladı. Prof. Dr. Mehmet Çakmakcı, "Gelişme kaydedilemeyen en önemli maddelerden biri, Marmara Denizi’nde azot ve fosfor yükünü azaltacak noktasal kaynaklarda ileri biyolojik atık su arıtma tesisi kurulması konusunda oldu. Aslında o 22 maddelik eylem planında, Marmara Denizi’ne deşarj edilen atık suların yüzde 53’ünün ön arıtmadan kaynaklı olduğu, yani azot ve fosfor giderinin olmadığı tesislerden kaynaklı olduğu da bir nevi belirtilmiş oldu. Şuanda Marmara Denizi’ne yüzde 53 ön arıtma, yüzde 42 biyolojik arıtma ve yüzde 5’de sadece biyolojik arıtmadan geçen sular verilmektedir. Bu eylem planının maddelerinde şu da belirtilmişti: ’2024 yılı sonu itibariyle tüm tesislerimiz ileri biyolojik atık su arıtma tesislerine dönüştürülecektir. Bu konuda Bakanlığımız hem teknik hem de maddi destek sağlayacaktır’ ama 3 yıllık periyoda baktığımızda çok ciddi bir gelişme kaydetmediğimizi görmekteyiz" dedi. "Bizim için çok ciddi bir risk konusudur" Halk arasında "deniz salyası" olarak bilinen müsilajın, denizdeki biyolojik üretimin ilk basamağını oluşturan bitkisel planktonların (fitoplankton) çevresel faktörlerle aşırı çoğalmasıyla oluştuğunu kaydeden Prof. Dr. Mehmet Çakmakcı, "Baktığımızda yapışkan ve şeffaf bir sıvı görürüz ama bunlar deniz tabanında canlı yaşamını da sıfıra indirmektedir. Tamamen tahrip etmektedir. Bizim için çok ciddi bir risk konusudur" diye konuştu. "Marmara Denizi’ne en düşük miktarda azotlu ve fosforlu suları vermemiz gerekiyor" Çakmakcı, müsilaj oluşumuna karşı alınabilecek önlemlere ilişkin de bilgilendirmelerde bulunarak, "Müsilaj oluşumuna karşı müdahale edebileceğimiz 3 faktör var. Birincisi deniz suyunun sıcaklığının değişimi (artırılması), ikincisi su kütlelerinin durağanlığı, üçüncüsü de azot ve fosfor yükünün azaltılmasıdır. Biz burada azot ve fosfor yükünün azaltmak için öncelikli olarak noktasal kaynaklarımızı, evsel su arıtma tesislerimizi, endüstriyel su arıtma tesislerimizi ileri biyolojik su arıtma tesisine dönüştürerek bunları gidermeyi sağlamalıyız. Böylelikle Marmara Denizi’ne en düşük miktarda azotlu ve fosforlu suları vermemiz gerekiyor" şeklinde konuştu. "Bu tesislerin sayısını artırmalıyız" 22 maddelik eylem planında suların geri kazanımına da dikkat çekildiğinin altını çizen Prof. Dr. Mehmet Çakmakcı, "Bugün yaptığımız teknik incelemelerde Başiskele Kullar İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi’ni gördük. Tesisin son kademesinde 17 bin metreküp/gün kapasiteli bir geri kazanım ünitesi olduğunu gördük. 17 bin metreküp/gün suyun bir kısmı peyzaj ve endüstriyel tesislerde kullanılmaktadır. Sulara ikinci kez kullanım hakkı tanıyan böyle tesislerin sayısını artırmalıyız" ifadelerini kullandı. "Elimizden geldiği kadar azot ve fosfor yükünü minimuma indirmeye çalışıyoruz" Prof. Dr. Mehmet Çakmakcı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Müsilaj, sadece son 5 yılda oluşan bir durum değil. Marmara Denizi’nin kirlenmesi uzun yıllara sahip bir konu. Eğer bugün tedbir almazsak, gelecek yıllarda Marmara Denizi’nin faydalı kullanımlarından istifade edemeyebiliriz. Bu üzücü bir durum. Şuanda birçok uzman tarafından çeşitli balık türlerinin yetişmediğini ifade ediyor. Bunların sebeplerinden biri de müsilaj olduğunu söyleyebiliriz. Bizler elimizden geldiği kadar azot ve fosfor yükünü minimuma indirmeye çalışıyoruz" "Biyolojik arıtma tesisine dönüştürmek zorundayız" Marmara Denizi’nde yeniden müsilaj görülmeye başlandığını da aktaran Çakmakcı, "Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından Marmara Denizi’nde son 3 ay içinde gözlemler ve deniz altında dalgıçlar tarafından incelemeler yapıldı. Hemen hemen Marmara Denizi’nin tüm kesimlerinde, Çanakkale’ye dökülme noktasına kadar müsilaj görüldüğü belirtiliyor. Yapmamız gereken en ivedi konu, ön arıtma tesislerini ileri biyolojik atık arıtma su tesislerine, biyolojik arıtma tesislerini de ileri biyolojik atık su arıtma tesislerine dönüştürmek. Bazı zorluklar olduğunu biliyoruz. Marmara’daki illerimizde kentleşme çok yoğun. Arıtma tesisi kurulacak alan bulunmasında da zorluk yaşanıyor ama örnek almamız gereken ülkelerden biri Japonya. 30 milyon insanın yaşadığı şehirde arıtma tesislerinin ne kadar dar alanlara ve meşakkatli şekilde yaptıklarını görüyoruz. Marmara’yı kurtarmak için en azından bizim bu durumları dikkate alarak yeni çözümler üretmemiz gerekiyor. Marmara Denizi’ni kirleten tek ülke biz değiliz. Tuna’dan, Karadeniz’den gelen kirletici yükler de olduğunu unutmamalıyız. Biz üzerimize düşeni yapmalıyız. Tedbir alırsak canlı türlerini artırma durumları söz konusu olacaktır" dedi.