SPOR - 01 Kasım 2024 Cuma 15:31

Metin Tekin, "Sarı Fırtına" lakabının hikayesini anlattı

A
A
A
Metin Tekin, "Sarı Fırtına" lakabının hikayesini anlattı

Beşiktaş’ın eski futbolcusu "Sarı Fırtına" lakaplı Metin Tekin, Kocaeli’nin Karamürsel ilçesinde düzenlenen söyleşide lakabının nasıl oluştuğunu ve zamanla nasıl değiştiğini anlattı.

Uluslararası Gazeteciler Cemiyeti’nin düzenlediği Kariyer Günleri programı kapsamında Kocaeli’nin Karamürsel ilçesinde Beşiktaş’ın eski milli futbolcu Metin Tekin, vatandaşlarla bir araya geldi. Söyleşi, Uluslararası Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ahmet Öz’ün açılış konuşmasıyla başladı. Başkan Öz, "Dünya basınına ve Türk yabancı gazetecilere hizmet veren Uluslararası Gazeteciler Cemiyetinin Kariyer Günleri programlarına başlıyoruz. Uluslararası Gazeteciler Cemiyeti, dünyanın en büyük gazetecilik ve basın meslek örgütüdür. Dünya genelinde tüm gazetecilerin mesleki tecrübelerini paylaşmalarını, birlik ve beraberlik içinde olmaları, dostluk ve dayanışmalarını pekiştirmeleri, dünya barışına destek olmaları, ülkelerini tanıtmalarını, gazetecilik mesleğinin standart bir ölçüde yapılması gerektiğini savunur ve bununla ilgili proje çalışmalarını yürütmektedir. Kariyer Günleri programımıza katılan tüm davetlilere teşekkür eder, sevgi, saygı ve selamlarımı sunarım" dedi.

"Buralarda birçok sporcu yetişti"

Ahmet Öz’ün konuşmasının ardından "Sarı Fırtına" lakaplı eski milli futbolcu Metin Tekin’in hayatından kesitlerin yer aldığı belgesel izletildi. Belgesel gösteriminin ardından söz alan Tekin, aslen Karamürselli olduğunu anlatarak, "Çoğu kişi bilmez ama benim dedem Karamürsel doğumludur. Karamürselli, İzmitli, Ereğlili olmaktan hep gurur duyduk. Bu topraklar çok verimli topraklar. Buralarda birçok sporcu yetişti. Yetişmeye de devam edecek. Ben bu günlerimi ve gençlik dönemimi bu topraklara borçluyum bugünde burada sizlerle olmaktan çok mutluluk duyuyorum" diye konuştu.

"Bu bembeyaz olmuş"

Tekin, lakabının hikayesini şu sözlerle aktardı:

"Ben Beşiktaş’a transfer olduğumda şu anki gibi bembeyaz değildim tabii, sarışındım. Spor basınında ilk idmanımda ’Sarı Fırtına sahalara çıktı’ diye başlıklar atıldı. Yıllarca bu lakapla anıldım. Çok da hoşuma gitti. Nasıl başladığını aktardım, bir de sonunu anlatayım. 5-6 yıl önce İstanbul’da bir gün asansör bekliyordum. İçerdekilerden birisi ’İşte Sarı Fırtına’ dedi. Bir diğeri, ’Nasıl Sarı Fırtına? Bu bembeyaz olmuş’ diye ekledi. O gün Sarı Fırtınanın bittiğini anladım"

"Ben futbolun hala sahada oynandığını ve neticenin yalnızca buna odaklı olduğuna inanıyorum"

Türk futbolunun günümüzdeki yapısını da değerlendiren Metin Tekin, "Mali yükümlülükler kulüpler ve herkes için zor bir hale geldi. O kadar zor bir hale geldi ki, ister istemez orada çıkar grupları da meydana geldi. Ancak ben futbolun hala sahada oynandığını ve neticenin yalnızca buna odaklı olduğuna inanıyorum. Fenerbahçe biraz farklı düşünüyor ama ben katılmıyorum. Futbol neticede sahada sonuç alınan bir spor. Bazı konularda takımınızı geliştirmeniz gerekiyor" ifadelerini kullandı. Program, hatıra fotoğrafları çekilmesinin ardından sona erdi.

Samet Albayrak

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Isparta Süleyman Demirel 100 yaşında, Isparta’da anma töreni düzenlendi Türkiye Cumhuriyeti’nin 9’uncu Cumhurbaşkanı merhum Süleyman Demirel, 100’üncü doğum günü dolayısıyla Isparta’daki anıt mezarı başında anıldı. 9’uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in 100’üncü doğum günü dolayısıyla Isparta’nın Atabey ilçesindeki anıt mezarında anma töreni gerçekleştirildi. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törende, Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından Demirel Vakfı ve mesai arkadaşları anıt mezara çelenk bıraktı. “Cumhurbaşkanınızın memleketinde görev yapmak bir şereftir” Isparta Valisi Abdullah Erin, "Isparta Valisi olmak gerçekten ayrıcalıklı bir meseledir. Devletimizde yıllarca başbakanlık, cumhurbaşkanlığı yapmış ve burada ebedi istirahatinde olan cumhurbaşkanımızın memleketine valilik yapmak elbette bizim için bir şereftir, bir onurdur" dedi. Törene katılan eski Bakan Hamdi Üçpınarlar, Demirel ile ilgili bir anısını paylaşarak onun liderlik anlayışını dile getirdi. “Muhasebe yapmak için bir aradayız” Merhum Süleyman Demirel’in özel doktoru Aylin Cesur da, “Muhasebe yapmak için bir aradayız. 1 Kasım Cumhurbaşkanımızın doğum günüydü. Yaşadığı sürece sayın cumhurbaşkanımızı doğum günü için ziyarete gelirdim. O gün kutlama yapılmazdı, muhasebe yapılırdı. Doğum gününde ’Evet’ derdi ’Ne yaptık. Gelin memleketimiz, milletimizin için ne yaptık’ diyerek, onu planlardı” ifadelerini kullandı. Tören, katılımcıların birlikte dua etmesiyle sona erdi. Törene, Isparta Valisi Abdullah Erin, eski Çevre Bakanı Hamdi Üçpınarlar, eski Demokrat Türkiye Partisi Genel Başkanı Mehmet Ali Bayar, Demirel’in özel doktoru Aylin Cesur ve vatandaşlar katıldı.
Bolu Oğluyla tartışan çocuğu ezen kadın: "Kazayla oldu" Bolu’nun Gerede ilçesinde oğluyla tartışan çocuğu otomobiliyle ezdiği iddiasıyla yargılanan kadın ilk kez hakim karşısına çıktı. Sanık olayın kazara meydana geldiğini ifade ederek, "Oğluma boncuk atan çocukları görünce arabayı sağa çektim yavaşladım, hatta durdum. Araba bir anda hareket etti. Benim isteğim dışında hareket etti" dedi. 12 yaşındaki çocuğun annesi ise "Doktorlar, oğlumun omzundan ameliyat olacağını söyledi. Bu ameliyatı hayati tehlikesi yüksek olduğu için hiçbir doktor yapmak istemiyor. Benim oğlum bir daha cimnastik yapamayacak" ifadelerini kullandı. Kitirler Mahallesi’nde 11 Ağustos’ta meydana gelen olayda, G.M.U. isimli kadın, Belkıs Sabancı Sokak üzerinde arkadaşıyla birlikte bisiklete binen 12 yaşındaki S.E.Y’i otomobiliyle ezdi. S.E.Y. otomobilin altında kaldı, arkadaşı ise kazadan kıl payı kurtuldu. 112 Acil Çağrı Merkezine yapılan ihbar üzerine adrese sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Otomobilin altından çıkarılan S.E.Y., sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından hastaneye kaldırıldı. S.E.Y’nin, olayı gerçekleştiren G.M.U’nun oğlu ile arkadaş olduğu, çocuklar arasında kavga yaşandığı ve kadının bu sebeple olayı gerçekleştirdiği öğrenildi. Tepkilerin ardından ev hapsi cezası tutukluğa çevrildi Olaydan kısa bir sonra gözaltına alınan ve ifadesi sonrasında adliyeye sevk edilen G.M.U’ya, çıkarıldığı mahkemece ev hapsi cezası verildi. Görenlerin kanını donduran görüntülerin sosyal medyada gündem olmasının ardından kadının ev hapsi cezası tutukluluğa çevrildi, evinden alınan G.M.U. cezaevine gönderildi. Olaya ilişkin Gerede Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, G.M.U’nun "Kendini savunamayacak durumdaki çocuğu kasten öldürmeye teşebbüs etmek" suçundan 20 yıla kadar hapsi istendi. İlk duruşma görüldü Davanın ilk duruşması, Bolu 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya sanık G.M.U., mağdur çocuk S.E.Y. ve ailesi, tanıklar ile taraf avukatları katıldı. Savunması için söz hakkı verilen sanık G.M.U., olayın kazayla olduğunu ifade ederek, "Ben evden çıkacaktım. Oğlum yanıma geldi ve ’S.E. boncuk tabancasıyla bana saldırdı. Gözüme geldi, kardeşime de boncuk attılar’ dedi. Ben zaten çarşıya çıkacaktım. Aracıma bindim. Oğluma boncuk atan çocukları görünce arabayı sağa çektim yavaşladım, hatta durdum. Araba bir anda hareket etti. Arabayı yeni almıştık. Benim isteğim dışında hareket etti. S.E. arabanın altında kaldı. Başından ayrılmadım, yardım istedim. Başının altına yumuşak bir şey istedi. Su istedi ve su verdim. Pişmanım, keşke böyle olmasaydı. Olay kesinlikle kaza sonucu meydana geldi. Herkesin huzurunda özür diliyorum" dedi. "Sanık, daha önce de oğluyla tartışan başka bir arkadaşıma tokat atmıştı" Duruşmada 12 yaşındaki S.E.Y. de dinlendi. Olay gününü anlatan S.E.Y., "Olay günü su tabancasıyla beni ıslatmıştı. Yanımdaki arkadaşımı da ıslattı. Ben de boncuk tabancasıyla ona ateş ettim. Ben bisikletle yolun kenarındaydım. Sonra hızla üzerime geldi ve beni ezdi. Ambulansı arayıp aramadığını hatırlamıyorum. Sanık, daha önce de oğluyla tartışan başka bir arkadaşıma tokat atıp, boğazını sıkmıştı" diye konuştu. "Sanığın arabayı hızlı kullandığını söylediler" S.E.Y’nin annesi Ş.Y. ise kaza mahalline gittiğinde oğlunu yerde yatar vaziyette gördüğünü anlatarak, "O an sanığı gördüm. Sonra hastaneye gittim. Sanığın arabayı hızlı kullandığını söylediler. Daha önce aramızda bir husumet yok. Şikayetçiyiz" şeklinde konuştu. "Bir daha cimnastik yapamayacak" Oğlunun yaklaşık 5 yıldır cimnastik sporu ile ilgilendiğini ifade eden Ş.Y., "Omzunda çıkık var. Doktorlar, omzundan ameliyat olacağını söyledi. Çıkık, aort damarına baskı yapıyor. Bu ameliyatı hayati tehlikesi yüksek olduğu için hiçbir doktor yapmak istemiyor. Benim oğlum bir daha cimnastik yapamayacak" ifadelerini kullandı. Mahkeme heyeti, sanık G.M.U’nun ev hapsi halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi. Heyet, ayrıca S.E.Y.’nin, sağlık durumu hakkında rapor hazırlanması için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesine karar verdi.
Kahramanmaraş Yazılışının 950. yılında Dîvânu Lugâti’t-Türk konuşuldu Kahramanmaraş’ta yazılışının 950. Yılında Dîvânu Lugâti’t-Türk" sempozyumu edebiyatseverlerle buluştu. KSÜ Sezai Karakoç Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen programda, alanında uzman isimler ve usta kalemler, Türk dilini farklı perspektiften ele aldı. Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesinin katkılarıyla düzenlenen sempozyum Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ), Türk Dil Kurumu (TDK) işbirliğinde düzenlendi. KSÜ Sezai Karakoç Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen sempozyumda alanında uzman isimler ve yazarlar, edebiyatseverlere seslendi. Programda konuşan Vali Mükerrem Ünlüer, "Şehrimizde depreme rağmen büyük bir fedakarlık ve özveriyle eğitime devam eden her iki ünüversitemizin de Kahramanmaraş’ın hızlı bir şekilde toparlanmasına çok büyük katkısı olmuştur. Sadece sosyal hayatı değil kültürel hayatı canlandıran bu sempozyum ve benzeri toplantılar da şehirde bu sürece katkı sağlamaktadır. Bu programın, geçmişten günümüze şiirin, şairin ve edebiyatın başkenti olan Kahramanmaraş’ın UNESCO adaylığı çerçevesinde de stratejik bir öneme sahip olduğunu düşünüyoruz. UNESCO Şehirler Ağı’na “Edebiyat Kenti” olarak başvuran Kahramanmaraş adaylığı sürecinde önemli yollar kat etti. Bu sempozyumla şehirde edebiyat, sanat ve kültür alanında devam eden çalışmalara bir yenisi daha ekleniyor” dedi. Kahramanmaraş’ta düzenlenen sempozyumun Türk dünyası için çok önemli olduğunu vurgulayan Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Osman Mert, "Kelimeler yaşadığı sürece kültür aktarılır, kültür yaşadığı sürece dil yaşar. Bu ikisi birbirine bağlıdır asla ayrı düşünülemez. Dillerin söz varlığıyla gelişmişlik düzeyleri arasında ilişki vardır. Yani dünyada dili gelişmiş kendisi geri kalmış bir medeniyet yoktur ve olamaz. Aynı şekilde söz varlığı eğitimine ve yaşına göre geri kalmış kendisi donanımlı nitelikli bir birey de olamaz. Bu bireyler için de geçerli. Yani insanı insan yapan en temel özelliklerden biridir. O dönemde baktığımızda Kaşgarlı, ’Kullanılmayan kelimeleri almadım’ der ama keşke alsaydı. 8 bin civarında madde başı var ama toplam şimdiki Türkçe söz varlığı 9 bin civarında o dönem için fevkalade” diye konuştu. Büyükşehir Belediyesi Kültür, Gençlik ve Spor Dairesi Başkanı Duran Doğan, "Büyükşehir Belediyesi olarak şehrimizde çeşitli kültür sanat etkinliklerine ev sahipliği yapmayı sürdürüyoruz. Bunlardan bir tanesi de Dîvânu Lugâti’t-Türk’ün yazılışının 950. yılı dolayısıyla düzenlenen bu sempozyum. Türk Dil Kurumu ve Sütçü İmam Üniversitesi iş birliğiyle bu güzel etkinliği şehrimizde düzenlemenin mutluluğunu yaşıyoruz. Şehrimizde düzenlenen bu tür organizasyonları çok önemsiyoruz. Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Fırat Görgel öncülüğünde çeşitli kültür sanat etkniliklerini hemşehrilerimizle buluşturmaya devam edeceğiz" cümlelerini kaydetti.
Antalya ALKÜ, Engelsiz Kütüphane ile engel tanımıyor Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Prof. Dr. Fuat Sezgin Merkez Kütüphanesinde engelli bireylerin kütüphane imkanlarından tam faydalanmaları için engelli dostu uygulamalara yönelik yeni programlar ve cihazlar kullanılmaya başlandı. Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) bünyesine kattığı teknoloji ve yeniliklerle öğrencilerine yönelik hizmet kalitesini en üst seviyelere çıkarmaya devam ediyor. 52 binin üzerinde basılı kitap, 31 binin üzerinde elektronik kitap, tez, makale gibi toplamda 88 bin 161 eserlerle öğrencilerine eşsiz bir bilgi hazinesi hizmeti sunan ALKÜ Prof. Dr. Fuat Sezgin Merkez Kütüphanesi’nde dezavantajlı öğrencilerin kütüphane imkanlarından tam olarak faydalanabilmesi için cihaz ve program eklemeleri yapılarak imkanlar genişletildi. Özellikle görme engelli bireyler için bilgisayar kullanımı ve belge incelemelerini kolaylıkla yapabilmeleri için iki program ve iki cihaz hizmete girdi. Daha rahat erişebilecekler Özellikle bilgi kaynaklarını kullanma aşamasında daha fazla desteğe ihtiyaç duyan görme engelli öğrencilere yönelik güncel teknolojilerinin takip edildiği kütüphanede görme engellilerin bilgisayarlarda daha rahat belge okumaları sağlandı. Özel olarak geliştirilmiş ZoomText ve Jaws For Windows programları görme engelli öğrenciler için tüm bilgisayarlarda hizmete girdi. Ayrıca görme engellilerin bilgisayar kullanımını daha kolaylaştırmak için Topaz ve Pearl cihazları bilgisayarlara yerleştirildi. Görme engelli kullanıcılar, T.C. Kimlik Numaraları ve şifreleriyle birlikte Millî Kütüphanenin bir çalışması olan ve içerisinde sesli kitaplardan oluşan büyük bir koleksiyonu barındıran “Konuşan Kitaplık” sistemine de erişebiliyorlar. Ayrıca, Engelsiz Kütüphane Birimi’ndeki bilgisayarlara da kısa yol eklenerek bu hizmet engelli kullanıcıların erişimine sunuldu.