EĞİTİM - 06 Temmuz 2024 Cumartesi 17:15

KOSTÜ fakülte bazında ilk mezunlarını verirken, gençler son dersini Mütevelli Heyet Başkanı Emiroğlu’dan aldı

A
A
A
KOSTÜ fakülte bazında ilk mezunlarını verirken, gençler son dersini Mütevelli Heyet Başkanı Emiroğlu’dan aldı

Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi (KOSTÜ) 2023-2024 Akademik Yılı Mezuniyet Töreni’yle fakülte bazında ilk kez 4 yıllık mezunlarını verdi. Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Talip Emiroğlu, mezunlara son dersini verdi.


Bu yıl 14’üncüsü düzenlenen Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi (KOSTÜ) 2023-2024 Akademik Yılı Mezuniyet Töreni, Başiskele kampüsünde gerçekleştirildi. Törene Başiskele Belediye Başkanı Yasin Özlü, Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas ile eğitimci, Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Talip Emiroğlu, öğrenciler ve aileler katıldı. Renkli geçen mezuniyet töreninde bölüm birincilerine ve başarılı öğrencilere plaket ve ödüller takdim edildi. Mezuniyet yeminini eden öğrenciler keplerini havaya atarak mezun olmanın mutluluğunu yaşadı. Çocuklarının mutluluğuna ortak olan aileler ise gururlu bakışlarla öğrencileri izledi.



"Sadece mesleki başarılarının değil, aynı zamanda insani değerlerimizi de ön planda tutmanızı temenni ediyorum"


Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas, öğrencilerin hayatlarında yeni sayfa açtıklarına dikkat çekerek, "Bu yeni sayfada sadece mesleki başarılarının değil, aynı zamanda insani değerlerimizi de ön planda tutmanızı temenni ediyorum. Ailelerinize, topluma ve insanlığa karşı sorumluluklarınızı yerine getirirken etik ve ahlaki değerlere bağımlı bireyler olarak örnek olacağınıza inanıyorum. Mezun olduğunuz üniversiteniz ile bağınızı hiçbir zaman koparmayın. Buradaki öğretim elemanlarınızı, arkadaşlıklarınızı, dostluklarınızı, sevdiklerinizi her zaman hatırlayın" şeklinde konuştu.



"Sevdiğiniz işi yaparsanız başarılı olma oranınız çok daha yüksektir"


Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Talip Emiroğlu ise mezunlara hayatlarında başarılar dileyerek, "Gençlerin eğitimine destek veren, fedakârca katkıda bulunan anne babalara, eğitmenlere teşekkür ediyorum. Sizin bundan sonraki hayatınızda daha avantajlı olabilmeniz için birkaç madde söylemek istiyorum. Bunu tavsiye olarak değil son ders olarak algılayın. Bir; bundan sonra da öğrenmeye devam etmelisiniz. Yani mezuniyet öğrenmenin sonu değil, başlangıcıdır. Kendisiniz sürekli yeni bilgilerle donatın, kurslara katılın, kitaplar okuyun ve alanınızla ilgili bütün gelişmeleri takip edin. İkinci madde, profesyonel ilişki kurmalısınız. Yapmak istediğiniz mesleği en iyileriyle bağlantı kurmak, kariyerinize çok önemli katkılar sağlayacaktır. Yarın çoğunuz hastanelerde çalışacaksınız. Orada profesyonellerle, doğru ilişkiler kurun, size inansınlar. Sizlerin onlara olduğu kadar onların da sizin gibi çalışkan gençlere ihtiyacı var. Üçüncüsü sevdiğiniz işi yapın. Bugün buradan bir bölümden mezun olmuş olabilirsiniz. Bu süreç içerisinde okuduğunuz bölümün sizin için uygun olmadığını düşünüyor olabilirsiniz. Lütfen başka bir mesleğe geçin. Sizin için uygun olan mesleği seçin. Çünkü gerçekten sevdiğiniz işi yaparsanız başarılı olma oranınız çok daha yüksektir. Hayatta mutlu olma oranınız da çok yükselecektir" ifadelerini kullandı.



"Kariyeriniz ile hayatınızda dürüstlükten ve etik değerlerden ödün vermeyin"


"Yeni beceriler öğrenmeye ve değişimlere daima açık olmak zorundasınız" diyen Emiroğlu, "Topluma katkı sağlamak zorundasınız. Yaşadığınız topluma katkı sağlamak size hem kişisel hem de profesyonel tatmin sağlayabilir ve bu mutluluğunuzun da önünü açar. İş ve özel hayat arasında denge kurmak, uzun vadeli mutluluk ve sağlık için gereklidir. Ne evinizi ihmal edeceksiniz ne de işinizi. Son olarak en önemli madde, kariyeriniz ile hayatınızda dürüstlükten ve etik değerlerden ödün vermeyin. Güvenilirlik uzun vadede size saygı ve başarı sağlayacaktır. Ne iş yaparsanız yapın önce ahlaklı ve adaletli olmalısınız. Temelinizde bu olmalı. Mesleğini ve yaşamınızı bu temel üzerine oturtmalısınız" dedi.



"Her işimizde, davranışımızda, yaşamımızda merhamet ve adaletten asla vazgeçmeyeceğiz"


Öğrencilere adaletli olmalarını söyleyen isteyen Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Talip Emiroğlu, "Bugün maalesef güçlülerin kendi menfaati için yanlışları doğruların yerine koymaya çalıştığı dünyada yaşıyoruz. Güçlü denen bazı ülkeler bir dolar menfaat için çaresiz insanları yurdundan kovuyor. Çocukları, bebekleri maalesef öldürüyor. Çin yıllardır Türkistanlı kardeşlerimizi zindanlarda işkenceyle çürütüyor. Bebekleri öldürüyorlar, kısırlaştırıyorlar. Gözünüzün önünde Filistin’de soykırım yapılıyor. Kim bunların sorumlusu? Güçlü ve gelişmiş denilen ülkelerin yöneticileri. Alacaklarını alıp insanları perişan edip gidiyorlar. Onlarda bilim, teknoloji, para, güç var ama ahlak, merhamet, adalet, irfan eksik. Bunlar eksik olunca ne kadar bilgili ve zengin olursa olsun böyle vahşilikleri yapabiliyorlar. Biz Türkler üç bin yıldır dünyanın merhamet ve adalet terazisiyiz. Böyle olmaya da devam edeceğiz. Bundan asla vazgeçmeyeceğiz. Her işimizde, davranışımızda, yaşamımızda merhamet ve adaletten asla vazgeçmeyeceğiz" diye konuştu.



KOSTÜ fakülte bazında ilk mezunlarını verirken, gençler son dersini Mütevelli Heyet Başkanı Emiroğlu’dan aldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sancaktepe’de “Hizmet Yolunda İlk 6 Ay” tanıtım programı gerçekleştirildi Sancaktepe’de ‘Hizmet Yolunda İlk 6 Ay’ tanıtım programı düzenlendi. Sancaktepe Belediye Başkanı Alper Yeğin, ilçede gerçekleştirdikleri hizmetleri ve projeleri, düzenlenen programda kamuoyu ile paylaştı. Recep Tayyip Erdoğan Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen ‘Hizmet Yolunda İlk 6 Ay’ programına, Sancaktepe Belediye Başkanı Alper Yeğin, Çekmeköy Belediye Başkanı Orhan Çerkez, İYİ Parti Sancaktepe İlçe Başkanı Burhan Caner, BBP Sancaktepe İlçe Başkanı Abdülkadir Darel’in yanı sıra belediye meclis üyeleri, Sancaktepe muhtarları, sivil toplum kuruluşlarının başkanları ve çok sayıda ilçe sakini katıldı. Program, belediyenin ilk 6 ayda gerçekleştirdiği hizmetleri içeren slayt sunumuyla başladı. Yeğin, sunumunda mali yapı, tamamlanan projeler, devam eden projeler, projeleri tamamlanmış ancak yapımı planlanan projeler ve 6 aylık istatistiksel veriler olmak üzere katılımcılara beş ana başlık altında detaylı bilgi verdi. Yeğin tamamlanan ve devam eden çalışmalarla birlikte, ilçede planlanan yeni yatırımlar hakkında da bilgiler sundu. Sancaktepe Belediye Başkanı Alper Yeğin, görevdeki ilk altı ayı boyunca yapılan hizmetler ve projeler hakkında bilgi verdi. Özellikle 31 Mart sonrası yaşanan değişim sürecinin ardından ilçede önemli projelere imza attıklarını ifade etti. Yeğin, “Sancaktepe ilçemizde yapmış olduğumuz projelerimiz var. 10 Temmuz itibarıyla ilk 100 günde 20 projenin temelini attık. Bu projelerden yaklaşık sekiz tanesinin inşaat çalışmalarını tamamladık ve Sancaktepe halkımızın hizmetine açtık” diye konuştu. “29 ayrı noktada inşaat çalışmalarımız var” İlçede devam eden projeler hakkında da açıklamalar yapan Yeğin, “Şu an aktif olarak devam eden 29 ayrı noktada inşaat çalışmalarımız var. Kütüphaneler, kreşler, sağlık ocakları, yürüyüş yolları, bisiklet yolları, parklar, halı sahalar, semt poliklinikleri ve çok amaçlı yapılan taziye evimiz gibi projelerimiz sürüyor. Sancaktepe’de çok ciddi bir değişim süreci yaşıyoruz” ifadelerini kullandı. “Sancaktepe’yi İstanbul ve Türkiye’nin en yaşanabilir ilçesi yapma iddiasındayız” Rutin belediye hizmetlerinin devam ettiğini vurgulayan Yeğin, gelecekteki hedeflerine dair de şu bilgileri verdi.: “Park, bahçeler, fen işleri, temizlik ve cenaze hizmetlerimiz kesintisiz devam ediyor. Önümüzde uzun bir dönem var. Bu süreçte Sancaktepe’yi İstanbul ve Türkiye’nin en yaşanabilir ilçesi yapma iddiasındayız. Kent meydanları, metro projeleri, ulaşım yolları, yaşam vadileri, kütüphaneler ve kreşlerle örnek bir ilçe olacağız.” diye konuştu. “Halkımıza hem yaptıklarımızı hem de yapacaklarımızı anlatacağız” Şeffaf bir belediyecilik anlayışını olduğunu belirten Yeğin, “Halkımıza hem yaptıklarımızı hem de yapacaklarımızı anlatacağız. Belediye olarak ne durumda olduğumuzu, nereden nereye geldiğimizi ve nereye götürmek istediğimizi komşularımızla paylaşacağız. Ne kadar şeffaflaşırsak o kadar rahatlıyoruz. Halkın her şeyi bilmesi, bize yüklenen sorumluluğu daha iyi anlamamıza ve desteği daha çok hissetmemize yardımcı oluyor” dedi.
Van ‘Van’ın Enleri’ belli oluyor Van’da bu yıl 10’uncusu düzenlenecek olan "Van’ın Enleri" yarışmasının ödül töreni bu akşam yapılacak. Van YYÜ Cengiz Andiç Kültür Merkezi’nde düzenlenecek olan yarışmada en başarılı olan isimlerin ödülleri, törenle takdim edilecek. Van’da geleneksel hale gelen ve bu yıl 10’uncusu düzenlenen "Van’ın Enleri" yarışması için geri sayım başladı. Şehrin en başarılı isimlerini ödüllendiren yarışmada Van’ın En’i bu akşam belli olacak. 12 kategoride 120 ismin yarıştığı yarışmada iki ay süren oylama sonucunda kazanan isimler belirlendi. 3 Eylül 2024 tarihinde Cumhuriyet Caddesi’ndeki Kent Meydanında gerçekleştirilmesi planlanan ödül töreni, teknik aksaklıklar nedeniyle bu güne ertelenmişti. Saat 19.00’da Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Prof. Dr. Cengiz Andiç Kültür Merkezi’nde yapılacak olan yarışmada Van’ın en başarılı isimlerinin ödüllendirileceğini belirten organizasyon yetkilisi Orhan Olgun, "Bu yıl da Vanımız’ın en başarılı ve en etkili isimlerini onurlandırmak için toplanacağız. On yıl önce başlattığımız bu gelenek, her sene biraz daha güçlenerek devam etti. Bu yıl da, Van’ın Enleri ödüllerinin sahibini belirleyeceğiz. Bugün, sadece kazananları kutlamakla kalmayacağız, aynı zamanda Van’ı temsil eden her bir adayın hikâyesini paylaşacağız. Her biri, kendi alanında en iyisi olmak için mücadele eden, azim ve kararlılıkla çalışan bireyler. Bu yarışmada Van’ın en başarılıları belli olacak. Her yıl olduğu gibi bu yıl da, birçok farklı kategoride ödüllerimizi dağıtacağız. Yetenekli sanatçılardan başarılı iş insanlarına, sosyal sorumluluk projeleri yürüten bireylerden topluma değer katan herkese bu sahnede yer vereceğiz. Her bir adayımız, Van’ın potansiyelini ve güzelliklerini temsil ediyor. Bu duygularla herkesi bugün saat 19.00’da düzenlenecek ödül törenimize bekliyoruz” diye konuştu.
İzmir 1 asırdır İzmir’de işletiliyor, bu bakkalı görenler tarihe yolculuk yapıyor İzmir’de yaşayan Ali Haydar Ayla, yaklaşık 600 yıl önce imarethane olarak inşa edilen kubbeli yapı içerisinde, 100 yıldır bakkal olarak hizmet veren dükkanını işletmeye devam ediyor. İzmir’in Menemen ilçesinde adını, içinde bulunduğu ve 600 yıl önce türbeye imarethane olarak yapılan kubbeli yapıdan alan ‘Kubbeli Bakkal’, 1 asırdır bulunduğu yerde hizmet veriyor. Türbenin yanında bulunan, kapı ve çerçeveleri ahşap ile çevrili olan yapı, ilk olarak Ermeni bir eczacı tarafından kullanıldı. İlerleyen süreçte aş evi ve şekerci olarak işletilen bina, daha sonra Hüseyin Ayla tarafından satın alınarak bakkala dönüştürüldü. Günümüzde ise Ayla ailesinin 3. kuşak temsilcisi 67 yaşındaki Ali Haydar Ayla, geçimini bu bakkaldan sağlamaya devam ediyor. Dükkandaki her şey orijinal: Makas 153, terazi 90 yıllık Dükkanın yapısı dışında içerisinde kullanılan bazı malzemeler de antika niteliğinde yer alıyor. Üzerinde 1871 yılında üretildiği yazan makas hala kullanılırken, müşterilerin satın aldığı ürünler ise üzerinde 34 mührü yer alan terazi ile tartılıyor. Günümüzde üretilmeyen ürünler ve reklamları da hem raflarda hem de duvarlarda sergileniyor. “Dedem, dükkanı bin 750 sarı liraya aldığını söylerdi” Bakkalın sahibi Ali Haydar Ayla, evin tek oğlu olduğu için babası yaşlandıktan sonra dükkanı işletmeye başladığını söyledi. Asıl mesleğinin Endüstri Mühendisi olduğunu anlatan Ayla, “Dedem, dükkanı bin 750 sarı liraya aldığını söylerdi. Buradaki nostaljik ortamı korumaya çalıştık. Müşterilerimiz bu dükkanı böyle sevdiklerini söylediler. Bir yenilik yapmış olsaydım, sıradan bir marketten farkım kalmazdı” diye konuştu. “Benden sonra dükkanı işletecek yok” Buraya ilk defa gelen müşterilerin, kendi çocukluklarını hatırladıklarını ve torunlarına bakkalı gösterdiklerini ifade eden Ayla, kendisinden sonra bu dükkanı sürdürecek birisinin olmadığının altını çizdi. “Talebe göre ürün getiriyorum” Kendi çeşitlerinin müşterinin talebine göre şekillendiğini vurgulayan Ali Haydar Ayla, şunları kaydetti: “Bende o ürün yoksa bile not alır ve o ürünü getirtirim. O ihtiyaç devam ettiği sürece, artık marketin bir çeşidi olmuş olur. Daha önceden urgan çeşitlerimiz vardı. Artık talep ve urgan yapan usta olmayınca bu ürünümüzün satışını yapamıyoruz. Ayakkabı tamirat levhası satılıyordu. Onlara da talep kalkınca o ürünü de kaldırdık. Malı değiştiriyorum ama rafı değiştirmiyorum. İşimi severek yapıyorum.” “Eski insan olduğumuz için buradan alışveriş yapıyoruz” Başka ilçeden gelerek sürekli tarihi bakkaldan alışveriş yaptıklarını belirten 80 yaşındaki müşteri Ali Yeşilçimen, “Türkiye’de eşi yok. Başka marketlerde bizim ihtiyacımıza göre eski ürünler yok ama burada her şey var. Biz de eski insan olduğumuz için buradan alışveriş yapıyoruz” şeklinde konuştu. 76 yaşındaki Günay Şengönül ise “Doğduğumdan beri bu bakkal var. Bu civarda herkes bu bakkalı biliyor. Burada bir sürü ürün var ve hepsi eski yapıda. Benim çocukluğumda da bakkallar böyleydi şimdi de o yapı bozulmamış” ifadelerine yer verdi.
Ankara TESK Genel Başkanı Palandöken: “Tabela yönetmeliğine kesinlikle riayet edilmeli” Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Palandöken, Türkiye’de yabancı tabela kullanımının arttığını belirterek, “Tabela yönetmeliğinde yer alan kurallara sıkı sıkıya riayet edilerek kamu denetimleri artırılmalı” dedi. Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Türkiye’de bulunan yabancı tabelalara ilişkin açıklamalarda bulundu. Palandöken, yabancı tabela sayısının arttığını belirterek, tabela yönetmeliğine uygun hareket edilmesi gerektiğini kaydetti. Palandöken, Türkçe’nin zengin ve köklü bir dil olduğunu vurgulayarak, “Türk dilinin kullanıldığı tabelalar her geçen gün biraz daha azalıyor. Çok renkli, boyutları birbirinden farklı ve yabancı kelimelerin sıklıkla yer aldığı tabelalar cadde ve sokaklarda görüntü kirliliğine sebep olarak şehrin kültürüne zarar veriyor. Ayrıca o karışık tabelaların olduğu yerlerde neler satıldığı bilinmediği için kendi vatandaşlarımız bile girmekte zorlanıyor. Son yıllarda özellikle Türkiye’nin doğu ve güneydoğu bölgelerine artan göçlerle birlikte yabancı tabela kullanımı haddinden fazla arttı. Bu da doğrudan milli kimliğimize zarar veriyor. Bunun için yapılması gereken şey bir kere tabela birliğinin olması ve yabancı tabela kullanımının sınırlandırılması. Tabela yönetmeliğinde yer alan kurallara sıkı sıkıya riayet edilerek kamu denetimleri artırılmalı. Ayrıca turistlerin yoğun olduğu bölgelerde yabancı dillerin yer alması zorunluysa dahi Türkçe karşılıklarıyla birlikte kullanılmalı. Çünkü o müessesenin kim olduğunun, ne sattığının bilinmesi lazım” açıklamasında bulundu. Tabelaların işletmeler için sadece bir tanıtım aracı olmanın ötesine geçerek profesyonel ve saygın bir imaj oluşturmada kritik bir rol oynadığını vurgulayan Palandöken, “Tabelaların bir özelliği de kurumsal kimliğini ön plana çıkaran bir vasıta olmasıdır. İşletmelerin tabelaları müşterilerin dikkatini çeken ilk unsurdur. Bu sebeple tabela tasarımlarında kullanılan renkler, yazılar ve görsel unsurlar son derecede önemlidir. Tabelaların belirli standartlara göre hazırlanması güven duygusu oluşturur ve uzun vadede işletmenin kurumsal kimliğini güçlendirir. Tabelalara getirilecek olan standartlar ayrıca işletmenin tanınırlığını artırır ve bulunduğu yerin kolayca fark edilmesini sağlar. Bu sayede işletmeler daha düzenli ve profesyonel bir görünüme kavuşurken, sokakların estetiği korunur ve şehirler daha düzenli bir görünüm kazanır. Bundan dolayı yabancı ve görsel unsuru bozan tabelaların kontrol altına alınması, dilimize ve kültürümüze sahip çıkma konusunda atılacak önemli adımlardan biridir” şeklinde konuştu.