SAĞLIK - 08 Kasım 2024 Cuma 10:46

Kadınlarda yaygın görülen lipödemde bu belirtilere dikkat

A
A
A
Kadınlarda yaygın görülen lipödemde bu belirtilere dikkat

Lipödemin kadınlarda görülen genetik bir hastalık olduğunu belirten Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Mehtap Bozkurt, "Lipödem, cilt altı yağ dokusunun anormal birikimine bağlı bacaklarda, kalçada ve bazen de kollarda görülen rahatsızlık hissi, ağrı ve orantısız kalınlıkla seyreden bir hastalıktır. Genellikle ergenlik dönemine girişte ve doğurganlık yaşlarında belirginleşir. Bu durum çoğu zaman tam anlaşılamadığı için başka tanılarla karıştırılmaktadır" dedi.


VM Medical Park Kocaeli Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Mehtap Bozkurt, lipödem hastalığı hakkında açıklamalarda bulundu. Lipödemin tanımını yapan Doç. Dr. Bozkurt, "Lipödem, cilt altı yağ dokusunun anormal birikimine bağlı bacaklarda, kalça bazen de kollarda görülen rahatsızlık hissi, ağrı ve orantısız kalınlıkla seyreden bir hastalıktır. Genellikle ergenlik dönemine girişte ve doğurganlık yaşlarında belirginleşir. Bu durum çoğu zaman tam anlaşılamadığı için başka tanılarla karıştırılmaktadır. Sıklıkla lenfödem sanılarak yanlış tanı konulup, tedavi planlanmaktadır" diye konuştu.



"Bacak kalınlıklarına yol açıyor"


Lipödemin kadınlarda görülen genetik bir hastalık olduğunu söyleyen Bozkurt, "Genellikle anne ve kız kardeşler de aynı fenotipe (dış görünüşe) sahiptirler. Batı ülkelerinde kadınların yaklaşık yüzde 11-18’inde lipödem bildirilmiştir. Ancak yakın zamana kadar toplum ve sağlık çalışanlarının farkındalığının az olması nedeniyle lipödem tanısı atlanmaktadır. Genellikle lenfödem ya da obezite olarak değerlendirilmekte ya da hastalara tedavisinin olmadığı söylenmektedir. Doğru yönlendirilmeyen hastalar bir kısır döngüye girmektedir. Bacak kalınlıkları vücut ağırlığını artırıp kişinin hareketlerini kısıtlamakta, bu da kilo almalarına sebep olmaktadır. Kilo aldıkça da lipödem artmakta, ancak hasta kilo verse de bacakların incelmediğini görecektir. Kıyafet seçiminde sıkıntılar yaşamaya başlar. Bu durum da kişide psikolojik sorunların ortaya çıkmasına neden olur. Hasta sosyal ortamlara girmek istemez ve sosyal çekilmeler ortaya çıkar" şeklinde konuştu.



"Obezite ile karıştırılıyor"


Lipödemin obeziteyle sıklıkla karıştırılsa da aslında birbirinden farklı iki durum olduğunu belirten Doç. Dr. Bozkurt, "Obeziteden farklı olarak lipödemde vücudun üst tarafı normalken, belden aşağısında aşırı bir yağlanma vardır. Ayaklar zayıftır, ödemli ve şiş ya da yağlı değildir, incedir. Orantısız bir vücut görüntüsüne sahiptirler" ifadelerini kullandı.



"Komplikasyonları önlemek tedavideki ilk hedefimizdir"


Tedavi yollarını da anlatan Bozkurt, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Lipödemde etiyolojiye yönelik bilimsel çalışmalar devam ettiğinden etiyolojik faktörler henüz tam olarak bilinmemektedir. Bu nedenle hedefe yönelik bir kür tedavisi henüz mevcut değildir. Ancak lipödemin klinik ilerlemesini durdurmak, fiziksel ve psikolojik durumu düzeltmek, komplikasyonları önlemek tedavideki ilk hedefimizdir. Lipödem tedavisinde konservatif ve cerrahi yöntemler mevcuttur. Hasta fizik tedavi doktoru tarafından değerlendirilir, hastalığın evresine göre tedavi yöntemi seçilip kişiye özel tedavi planlanır. Kilo kontrolü, egzersiz, diyet, psikoterapi, komplet dekonjestif terapi (KDT), pönomotik kompresyon cihazları, liposakşın gibi tedavi seçenekleri mevcuttur. Çoğu zaman multidisipliner yaklaşımla hastaya özel kombinasyonlar planlanmalıdır. Lipödem tedavisi, liderliğini fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanının yaptığı, içinde fizyoterapist, diyetisyen, psikoloğun olduğu bir ekip tarafından yapılır."



"Egzersiz oldukça önemli"


Egzersiz, kilo verme ve yağ dokusundaki inflamasyonu azaltmanın psikolojik iyilik halini yükseltmek açısından oldukça önemli olduğunu da söyleyen Doç. Dr. Bozkurt, "Egzersizin lipödem konusunda eğitimli bir profesyonel tarafından planlanması ve doğru yapılması, devamlılığının sağlanması ve tedaviden başarılı sonuçlar almak için çok kıymetlidir. Lipödem için en uygun spor olarak pompalama egzersizleri, yüzme, pilates, yoga, bisiklet bildirilmiştir. Yüksek yoğunluklu egzersizler hastanın ağrılarını artıracağı için önerilmemektedir. KDT ve pnömotik kompresyon cihazı özellikle flebolipödem ve lenfolipödem gibi ödemin eşlik ettiği durumlarda birincil tedavi seçenekleridir. KDT; manuel lenfatik drenaj (MLD), kısa gerim bandajlar kullanılarak lipödeme özel bandajlama tekniği, cilt bakımı ve egzersiz kompenentinden oluşmaktadır. Devamında da hekim tarafından hastanın klinik evresine göre hastaya özel seçilmiş bası giysileri ile devam edilmektedir. Erken evre lipödem hastalarında ayaklar açıkta kalacak şekilde lipödem taytları kullanılmaktadır. Hastaların egzersizlerini de bu taytlarla yapmaları önerilir" dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: "Kıbrıs’ta federasyon meselesi kapanmıştır" Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Kıbrıs’ta yeni bir siyaset izlenmektedir. Benim 4 yılı tamamladığım Cumhurbaşkanlığı’nda Türkiye’nin desteğiyle sunduğumuz yeni siyasetimiz artık Kıbrıs’ta federasyon meselesi kapanmıştır. İki devletli anlayışı savunmaya devam ediyoruz” dedi. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ziyaretlerde bulunmak için geldiği Samsun’da ilk olarak valiliği ziyaret etti. Ziyaretin ardından Samsun Valiliği Toplantı Salonu’nda basın mensupları ile söyleşi yapan Tatar, Kıbrıs meselesiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. 20 Temmuz 2024’ü büyük bir coşkuyla KKTC’nin 50’nci yıldönümü olarak kutladıklarını ifade ederek söyleşiye başlayan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde gerçekten törenlerde Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla oradan verilen mesajlar çok önemliydi, çok değerliydi, çok kıymetliydi. Beni hep etkileyen Sayın Cumhurbaşkanı’nın ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türkiye Cumhuriyeti’nin göz bebeğidir’ şeklindeki ifadesiydi. Zaten hepinizin de bildiği gibi gelişmelere bakıldığında artık Kıbrıs’ta yeni bir siyaset izlenmektedir. Benim 4 yılı tamamladığım Cumhurbaşkanlığında Türkiye’nin desteğiyle sunduğumuz yeni siyasetimiz artık Kıbrıs’ta federasyon meselesi kapanmıştır. Yani Kıbrıs’ta Rumlarla bir ortaklığın artık hiçbir anlamı kalmamıştır. Bütün fırsatlar yitirilmiştir, tüketilmiştir. Her türlü iyi niyetimize rağmen Rum tarafı her kapsamlı görüşme planını ki birleşik devletlerin sunduğu hepsine ret oyunu kullanmıştır” diye konuştu. “Mavi Vatan’da KKTC’nin de hakkı vardır, hukuku vardır” Kıbrıs’ta Türk halkının binlerce yıldır bağımsız olarak yaşadığına değinen KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, “Dolayısıyla artık yeni bir sayfanın açılmasıyla iki devletli çözümü savunuyoruz. İki devletli çözümde Kıbrıs Türk halkı, 500 yıllık tarihiyle, geçmişiyle, verdiği mücadeleleriyle ayrı bir halk olarak kendi geleceğini tayin etme hakkıyla kendi devletiyle yürüyebilecektir. Doğu Akdeniz’deki jeopolitik, jeostratejik, güvenlik meselelerine ve gelişmelere baktığımızda artık zaten bunun böyle olması gerekir. Çünkü Kıbrıs, Türkiye’den sadece 40 mil uzakta. Yani o kadar yakın ki sabah kalktığınızda Toroslar’ı görürsünüz. Türkiye’den baktığınızda Beşparmaklar’ı görürsünüz. Anavatan Türkiye Cumhuriyeti, Yavruvatan Kuzey Kıbrıs Cumhuriyeti ve Mavi Vatan ki o bölgelerdeki Akdeniz’deki hakkımıza baktığımızda hem Türkiye Cumhuriyeti’nin 2 bin kilometrelik İskenderun’dan Ege’ye kadar sahil şeridindeki bölgede Akdeniz’de en uzun sahil şeridi Türkiye Cumhuriyeti’nindir ve bizlerin de eski Erenköy’den Karpazburnu’na ve Karpazburnu’ndan aşağı Gazimağusa’ya ve Maraş’a kadar olan sahil şeridimize baktığımızda bütün deniz yetki alanları kara suları kıta sahanlığı, ekonomik bölge gibi kavramlarla Mavi Vatan’da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 3 bin 800 kilometrekare kendi toprak bütünlüğünün kat ve kat fazlası denizde yani Mavi Vatan’da Kuzey Kıbrıs Hükümeti’nin hakkı vardır, hukuku vardır. Bunlar bilimsel anlamda bu kadar değerli ve kıymetlidir. Mavi Vatan’ın tam üstüne de Gökvatan dediğimiz hava sahasındaki haklarımız ve buna bağlı olarak Türkiye Cumhuriyeti ile aramızdaki ilişkilere binaen hem Mavi Vatan’da Akdeniz’de hem hava sahasında ulusal çıkar ve milli menfaatlerimiz bakımından bambaşka bir coğrafyaya sahip olduğumuzu ve bunun büyük bir potansiyel olduğunu Kırgızistan’da katıldığım Türk Devletler Teşkilatı’nın toplantısında da ifade ettim. Yani Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti toprağıyla, deniz yetki alanlarıyla, hava sahasıyla artık tüm Türk dünyasına çok şeyler katabilecek bir potansiyele sahiptir” diye konuştu. “Biz ayrı bir halkız, ayrı bir devletiz ve bağımsızlığımızı çoktan kazanmışızdır” Kıbrıs’ta tek devlet anlayışını kabul etmediklerini ve 2 devletli anlayışı savunmaya devam edeceklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “KKTC’yi tanıtmak için her gün her yerde çalışıyoruz, uğraşıyoruz. Ben Kırgızistan’daydım. Turizm bakanımız Londra’da turizm fuarındaydı. Sivil toplum örgütlerimizin bazıları halk danslarıyla Çekoslovakya’daydı. Her yerde her saat Kıbrıs Türk halkı mücadelesini sürdürmektedir. Dünyanın vicdanına kalmış olabilir. Ama bizim vicdanımızla biz ayrı bir halkız, ayrı bir devletiz ve bağımsızlığımızı çoktan kazanmışızdır. Çünkü onu hak ettik ve kazandık. Ve hep söylediğim şey vardır. Bizim arkamızda 85 milyonluk Anadolu Türkiye Cumhuriyeti vardır. Anadolu Türkiye Cumhuriyeti’nin bizleri tanıması zaten şu kadar ülkeye değerdir. O bakımdan çok önemli ve anlamlı ve bugün de görürsün işte şeyde Kırgızistan’da Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oradaki açıklamaları vardı. Bütün dünyaya tekrar orada çağrısını yapmıştır. Kıbrıs Türk halkına yapılan haksızlıkların bir ay evvel son bulması, ambargo ve izolasyonların kaldırılması ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması için gerekli diplomatik, ekonomik ve siyasi ilişkilerin Kıbrıs Türk halkıyla kurulması gerektiğini Sayın Cumhurbaşkanımız yine orada ifade etmiştir. Bütün Türk dünyası esasında bunu desteklemektedir. İslam ülkeleri arasında da çok sayıda ülke bizi desteklemektedir. Ama maalesef ne demiş yine Sayın Cumhurbaşkanımız; ‘Dünya beşten büyüktür. Daha adil bir dünya mümkündür.’ İşte maalesef adaletsiz bir dünyada yaşıyoruz. Bu adaletsiz bir dünyada yaşadığımızı Birleşmiş Milletler’in (BM) genel sekreteri kendisi ifade etmiştir. O şekilde bir dünya” şeklinde konuştu. “Kıbrıs, Osmanlı Devleti’nin devamı olduğu için adanın esas sahibi biziz” Kıbrıs’ın aslında Türklere ait olduğunu da belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “Bugün Kıbrıs’a baktığımızda Kıbrıs 350 yıl kesintisiz bir Osmanlı adasıydı. Kıbrıs Türk halkı orada iki halkın bir tanesidir. Ve esas itibarıyla Osmanlı Devleti’nin devamı olduğu için esas adanın sahibi bizlere göre bizdik. Ama daha sonra İngiliz sömürge yönetiminde yaşananlar, orada Rum nüfusunun çoğalması, bir takım yaşanan talihsizliklerle belki zor süreçlerden geçtik ama 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ile yeni bir dönüm noktası başlamıştır. Ben bir kez daha tüm Mehmetçiklerimize buradan şükranlarımı ifade etmek istiyorum. Şehit düşenlere Allah’tan rahmet, hayatta olan tüm Kıbrıs gazilerimize sağlık, mutluluk ve esenlik diliyorum” ifadelerini kullandı. “Kıbrıs’ta iki halk vardır, iki devlet vardır, iki demokrasi vardır, bundan da geri dönüşü yoktur” Türkiye ile aralarındaki bağın bozulması için çeşitli oyunların oynandığına ve sözler verildiğine de dikkat çeken Tatar, ayrıca şunları söyledi: “Bütün devletlerin münasebetlerimiz var, ilişkilerimiz var. Ancak hepsi üzerinde çeşitli fark eden baskılar var. İşte bekleyiniz, şu olacak, bu olacak Kıbrıs’ta bütün işte batı ülkeleri özellikle Avrupa Birliği. Çünkü Avrupa Birliği’nde kim var? Yunanistan var. Kim var? Kıbrıs Rum yönetimi var. Onlar Avrupa Birliği’ni etkiliyorlar ve işte Kıbrıs’a birleşik bir Kıbrıs için hala daha umutlarını yitirmemişler; ‘Sakın ola Kuzey Kıbrıs’ı tanımayınız. Çünkü Kıbrıs’ın geleceği birleşik Kıbrıs’tır. Kıbrıs birleşik Kıbrıs olunca tamamıyla Kuzey ve Güney Avrupa Birliği’nin bir parçası olacak. Dolayısıyla bu da Kıbrıslı Türkler için daha iyi olacak’ şeklinde bizi bir takım oyunlarla oyalama ve Türkiye ile aramızdaki bağların kopartılması için her türlü oyunu oynamaktadırlar. Dolayısıyla bir takım tehditler, bir takım farklı yaklaşımlarda bizim tanınmamız gecikmektedir. Fakat şu bir gerçektir; Kıbrıs’ta iki halk vardır, iki devlet vardır, iki demokrasi vardır. Bundan da geri dönüşü yoktur. Bu kadar. Biz kendimizi tanıtmaya anlatmaya devam ediyoruz. Bugün bu iki devletli siyaseti biz her yerde kendi diplomatlarımızla, kendi iş insanlarımızla ve Kıbrıslı Türkler ile sadece Kıbrıs’ta yaşayan yarım milyon yakın insanımız değil. Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan Kıbrıslı en az o kadar insanımız var. İngiltere’de 300 bin insanımız var. Avustralya’da 100 bin insanımız var. Ve dünyanın her yerinde çok başarılı Kıbrıs Türkleri var. Doktorlar, mühendisler, iş insanları. Her yerde bu şekilde başarılı insanlar var. Herkes her yerde şu anda inanınız ki kalbi Kıbrıs ile atıyor. Herkes Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne sahip çıkıyor. Dolayısıyla böylesine büyük bir mücadelenin içerisinde olan Kıbrıs Türk halkı hiçbir zaman umudunu yitirmeden Kuzey Kıbrıs’ı tanıtmak için her türlü fedakarlığı yapacaktır ve yapmaktadır.” Söyleşiye Samsun Valisi Orhan Tavlı, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rektörü Prof. Dr. Fatma Aydın, Samsun İl Emniyet Müdürü Ahmet Arıbaş, Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanı Tuğamiral Ahmet Bahadır ve protokol üyeleri katıldı.
Muğla Öğrenciler ellerinde pankartlarla yarışmaya katılmak için destek istedi Muğla’nın Bodrum ilçesinde bulunan Bodrum Anadolu Lisesi’nde eğitim gören ve “Hannibal FRC” adıyla 100 kişilik bir robotik kodlama takımı kuran öğrenciler, yurtiçi ve yurtdışındaki büyük robotik etkinliklere katılabilmek için destek çağrısında bulundu. İstanbul ve Amerika Birleşik Devletleri’nde düzenlenecek etkinliklerde Bodrum’u ve Türkiye’yi temsil etmeyi amaçlayan öğrenciler, gerekli bütçeyi oluşturabilmek için seslerini duyurmaya çalışıyor. Bodrum Anadolu Lisesi öğrencileri yarışmalara katılmak için Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras ve hayırsever iş insanlarından yardım istedi. Destek çağrısı için toplanan öğrenciler devlet okullarının bu bütçeleri karşılama imkanının olmadığını sadece özel okullar tarafından bu yarışmalara katılımından dolayı çok üzüldüklerini söylediler. Bir devlet okulundan da bu yarışmalara katılım sağlandığında 1’inci bile oluna bileceğini göstermek için bu yola çıktıklarını açıkladılar. Devlet okullarına destek ver çağrısı Okul önünde, okul çıkışında toplanan öğrencileri Ellerinde “Bilimle Yüksel”, “Hayaller İçin Bilim”, “Gençlere Güven” yazılı dövizler taşıyan öğrenciler adına, 12. sınıf öğrencisi ve takım kaptanlarından Kaan Altun, düzenlenen basın açıklamasında takımın ihtiyaçlarını anlattı. Altun, maddi zorluklarla mücadele ettiklerini belirterek, “Katılmak istediğimiz First Robotics Competition, uluslararası bir etkinlik ve kendi robotlarımızı yaparak yarışmalara katılacağız. Bu etkinlikler İstanbul’da başlayacak, ancak hedefimizde Amerika’da düzenlenen finaller var” dedi. Altun, 20 bin doları bulan bütçeye ihtiyaçları olduğunu vurgulayarak, “100 kişilik bir ekibiz fakat ilk aşamada İstanbul’daki etkinliklere 30-35 kişilik bir grupla katılmayı planlıyoruz. Eğer İstanbul’da başarı sağlarsak Amerika’da düzenlenecek yarışmalara katılmak istiyoruz ve bu aşamada daha küçük bir grup olarak, yaklaşık 15-20 kişilik bir ekip gidecek. Ancak Amerika’daki masrafların daha yüksek olacağını biliyoruz” ifadelerini kullandı. Okul yönetiminin ve aile birliğinin kendilerine destek olduğunu belirten Altun, “Bizim için özel laboratuvar sınıfları açtılar, ancak yine de bu büyük miktarları karşılamak mümkün olmuyor. Milli Eğitim Müdürlüğü ve Bodrum genelindeki kurumlarla da görüşmeler yürütüyoruz, şu ana kadar bazı destekler aldık, ancak yarışmaya katılabilmek için ayın 12’sine kadar giriş ücretini ödememiz gerekiyor” diye konuştu. Yerel belediyelere de başvurduklarını ancak bekledikleri yanıtları alamadıklarını ifade eden Altun, “Devlet okulunda okuduğumuz için bazı imkanlara erişimimiz sınırlı kalıyor ve öğrenci olarak destek taleplerimize genellikle olumsuz yanıt alıyoruz. Bu etkinlikler sadece bize değil, Bodrum’a da katkı sağlayacak ve daha fazla destek bulmak istiyoruz” dedi. Okul çıkışı yaptıkları destek çağrısının ardından öğrenciler sesiz sedası dağılarak evlerinin yolunu tuttu. (EA-OD-
Van Van, dünya robot kupasına ev sahipliği yapıyor Uluslararası RoboSpor Derneği Federasyonu (FIRA) ve FIRA Avrasya Bölge Şubesi’nin ortaklaşa düzenlediği "Dünya Robot Kupası" yarışmasının Avrasya etabı, Van’da heyecanla sürüyor. Van Expo Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen yarışmaya Türkiye başta olmak üzere 7 farklı ülkelerden toplam 130 takım katıldı. Takımlar; yapay zeka, sensor teknolojisi, makine öğrenimi ve gelişmiş mekanik tasarımları içeren projelerini stantlarda tanıtarak ziyaretçilerden büyük ilgi gördü. Kentte 3 gün sürecek etkinlik boyunca yarışmacılar, özgün robotik projeleriyle en iyi dereceyi almak için yarışacak. Yarışmaların sonunda başarılı ekiplere sertifika verilecek. İHA muhabirine konuşan FIRA Avrasya Sorumlusu Prof. Dr. Soroush Sadeghnezhad, bu organizasyonun hem katılımcılara hem de genç yeteneklere uluslararası robotik sahnesinde deneyim kazanma fırsatı sunduğunu belirtti. Van’da yapılan bu yarışmanın gençlerin teknolojiye olan ilgisini artıracağını ifade eden Prof. Dr. Sadeghnezhad, “Bu yıl yarışmaları Van’da yapmaya karar verdik. Bu yarışma için üniversite ve lise öğrencilerini Van’a getirdik. 130 takımımız var ve 7 ülkeden katılım sağladılar. Burada ilk üç derecesine giren yarışmacılar, dünya şampiyonasında yarışacaktır. Bu yarışma da 2025 Ağustos ayında olacaktır” dedi. Robot yarışlarını bugün Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli izledi. (YLM-MSA-Y)
İstanbul 2026 CEV Kadınlar Avrupa Voleybol Şampiyonası’na Türkiye ev sahipliği yapacak Avrupa Voleybol Konfederasyonu (CEV), 2026 yılında düzenlenecek Kadınlar Avrupa Voleybol Şampiyonası’na Türkiye’nin ev sahipliği yapacağını açıkladı. Türkiye, 2026 Kadınlar Avrupa Voleybol Şampiyonası’na Azerbaycan, Çekya ve İsveç ile birlikte ev sahipliği yapacak. Şampiyonanın bir grup etabı, 8’li finaller, çeyrek final, yarı final, üçüncülük ve final müsabakaları Türkiye’de oynanacak. Türkiye, daha önce 1967, 2003 ve 2019 yıllarında Kadınlar Avrupa Voleybol Şampiyonası’nı düzenlemişti. Mehmet Akif Üstündağ: "Avrupa voleybolunun kalbinde yer almaktan heyecan duyuyoruz" Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı Mehmet Akif Üstündağ ev sahipliği ile ilgili yaptığı açıklamada, "2019’da düzenlenen unutulmaz organizasyonun ardından, ev sahibi olarak bir kez daha Avrupa voleybolunun kalbinde yer almaktan heyecan duyuyoruz. Turnuvaya son Avrupa şampiyonu olarak katılıyoruz ve taraftarlarımızın tutkulu desteğiyle kendi topraklarımızda başarımızı tekrarlamayı dört gözle bekliyoruz" dedi. A Milli Kadın Voleybol Takımı Kaptanı Eda Erdem Dündar ise, "Son Avrupa şampiyonu olarak bir kez daha Avrupa Şampiyonası’na ev sahipliği yapıyoruz. Bu organizasyon, 2026 yılında güzel ülkemizde düzenlenecek. Voleybol tutkumuzu tüm ülkeyle birlikte kendi evimizde paylaşmak için sabırsızlanıyoruz" diye konuştu. 2026 CEV Kadınlar Avrupa Voleybol Şampiyonası’na şimdiye kadar katılmayı garantileyen ülkeler şu şekilde: Türkiye (Ev Sahibi) Azerbaycan (Ev Sahibi) İsveç (Ev Sahibi) Çekya (Ev Sahibi) Sırbistan (2023 Avrupa Şampiyonası derecesi) Hollanda (2023 Avrupa Şampiyonası derecesi) İtalya (2023 Avrupa Şampiyonası derecesi) Polonya (2023 Avrupa Şampiyonası derecesi) Fransa (2023 Avrupa Şampiyonası derecesi) Bulgaristan (2023 Avrupa Şampiyonası derecesi) Ukrayna (2023 Avrupa Şampiyonası derecesi) Slovakya (2023 Avrupa Şampiyonası derecesi) 2026 CEV Kadınlar Avrupa Voleybol Şampiyonası’na katılacak diğer 12 takım ise 2025 yılında oynanacak Avrupa Şampiyonası Elemeleri’nin ardından belli olacak.