ÇEVRE - 07 Ekim 2024 Pazartesi 16:48

İşte 6 Şubat depreminde yıkımı arttıran hatalar

A
A
A
İşte 6 Şubat depreminde yıkımı arttıran hatalar

KOCAELİ (İHA) – Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesinde (KOSTÜ), Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) tarafından deprem, kentsel dönüşüm ve sürdürülebilirlik çalıştayı düzenlendi. 6 Şubat’ta yıkımın fazla olmasının en büyük sebeplerini açıklayan Prof. Dr. Mehmet Emin Aydın, “Kahramanmaraş depreminde birçok bina çöktü ve önemli can kayıpları oldu. Çöken yapılar, genellikle zayıf inşaat malzemeleri, donatı eksikliği ve yatay sismik kuvvetlerini hesaba katmayan tasarım hatalarından kaynaklandı” dedi.



Çalıştaya Kocaeli Valisi İlhami Aktaş, Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, Türkiye Bilimler Akademisi Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Bena Abiş, Kocaeli İl Emniyet Müdürü Faruk Karaduman katıldı.


TÜBA Çevre, Biyoçeşitlilik ve iklim değişikliği çalışma grubu yürütücüsü Prof. Dr. Mehmet Emin Aydın çalıştayda yaptığı konuşmada, depremlerin şehirlere ve altyapılara yıkıcı hasar verdiğini belirterek, “Sürdürülebilirlik arasındaki ilişki özellikle kentsel nüfus arttıkça ve iklim krizi şehirlere ek yük getirdikçe öne çıkmıştır. Kentsel dönüşüm özellikle deprem bölgelerinde afet risklerini azaltmak ve sürdürülebilirliği arttırmak için önemlidir. 1999 Gölcük depreminde 17 binden fazla can kaybı yaşanmış ve binlerce bina yıkılmıştır. Köprüler, yollar ve kamu binaları gibi kritik altyapıların yıkılması, binaların çökmesiyle birlikte can ve mal kayıplarının ölçeği artmıştır. Kahramanmaraş depreminde birçok bina çöktü ve önemli can kayıpları oldu. Çöken yapılar, genellikle zayıf inşaat malzemeleri, donatı eksikliği ve yatay sismik kuvvetlerini hesaba katmayan tasarım hatalarından kaynaklandı” şeklinde konuştu.



"Şehir alt yapıları depremlere dayanacak şekilde tasarlanmalıdır"


Yapı standartlarının güncellenmesi ve denetimlerle tasarım standartlara uygunluğunun kontrol edilmesinin önemine değinen Aydın, “Türk Deprem Yönetmeliği, 1999 Gölcük depreminden bu yana önemli ölçüde geliştirilmiş, 2018 revizyonu binalarda depreme dayanıklılık için daha sıkı şartlar getirmiştir. Yapılarla yönetmelikler yeni inşa edilecek binaların gelecekteki sismik olaylara dayanabilmesini sağlamak için çok önemlidir. Türk Deprem Yönetmeliği’nin son versiyonu uluslararası standartlarla uyumludur ancak uygulama ve denetimlerde eksiklikler vardır. Binaların ötesinde Türk şehir altyapıları depremlere dayanacak şekilde tasarlanmalıdır. Hızlı tahliye için yol ağları, atık su, gaz ve enerji sistemleri gibi kritik altyapıların dayanıklılığının sağlanması ve acil durum barınakları için açık alanlar oluşturulması gibi hususlar dikkate alınmalıdır. Yeşil, sulak alanların azalması ve kirlilik gibi çevresel sorunlara karşı, dönüşüm projelerinde gdaha fazla iklim dostu, kentsel tasarım ülkelerinin benimsenmesi gerekir. Yeşil çatılar, parklar ve sürdürülebilir direnaj sistemleri gibi yeşil altyapılar, şehirlerin iklim değişikliğine karşı dayanıklılığını da arttırmaktadır. Su kıtlığı, iklim değişikliği nedeniyle birçok şehirde artan endişe kaynağıdır. Verimli su yönetimi uygulamalarını içermeyen kentsel dönüşüm projeleri, bu sorunları daha da kötüleştirebilir. Buna karşılık yoğun yağışlar sırasında su baskını riskini azaltmak ve aynı zamanda su tasarrufunu teşvik etmek için sürdürülebilir direnaj sistemleri önemlidir” dedi.



“Yataydan gelen yükleri taşımak için ilave donatılara, ilave yapı elemanlarına ihtiyaç var”


Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas, birinci görevin mevcut yapıların yatay artışındaki değişime karşı güçlendirilmesini ifade ederek, ”Ülkemizde bildiğiniz gibi deprem bölgelerinin haritası var. Bazı bölgeler kırmızı, sarı, beyaz. Birden dörde kadar giden bir durum var. Deprem oldukça gelişen bir harita. Bugün, 2018’deki haritayı, kullanıyoruz ve bu da Hatay depreminden sonra değiştirilmek üzere. Yani bizim temel dayanağımız deprem bölgeleri haritası. İkinci temel dayanağımız ne? Bu deprem bölgeleri üzerinden, hangi bölgede nasıl bir yapı yapacağımızı gösteren deprem yönetmeliğimiz var. Bu yönetmeliğimiz de yine 1953, 1964, 1975, 1998, 2007, 2017 ‘ de değiştirildi. Deprem yönetmeliği değiştirilince ne oluyor? Binaların düşey yüklerini zaten kolonlar karşılıyor. Ama yataydan gelen yükleri taşımak için ilave donatılara, ilave yapı elemanlarına ihtiyaç var. Birinci görevimiz mevcut yapının yatay artışındaki değişime karşı güçlendirilmesidir. Şimdi yönetmelik değişiyor. Binaya gelen yük artıyor ama bina orada duruyor. Hani mevcut yapılmış binlerce, milyonlarca binamız var. Daha önceki yönetmeliklere göre yapılmış. O yüzden birinci görevimiz bu mevcut yapıların yatay artışındaki değişime karşı güçlendirilmesi. İkincisi; mevcut binaların yönetmeliğe göre yapılması. Tabi burada karşımıza çok büyük sorun çıkıyor. Yeni yapılmış, 5 sene önceki yapı için, ‘bu bina depreme karşı güvenlidir’ cümlesini kimse yazamaz, çok zor yazar. Çünkü öyle bir yönetmelik getirmişiz ki kendimizi bağlamışız. AFAD başkanımızı ziyaret ettiğimizde gündeme geldi. Kendisi, bu konuda bir hazırlık olduğunu, sürecin kolaylaşacağını, daha basitleştireceklerini ifade etti” dedi.



“150 bin bağımsız birimin güçlendirilmesi veya yeniden yapılması gerektiği de tespit edilmiştir”


Deprem başta olmak üzere afetlerin zararlarını azaltmaya yönelik çalışmalarını sürekli güncelleyerek sürdürdüklerini belirten Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Berna Abiş ise, ”Deprem gerçeği, kentsel dönüşüm ve toplumsal etkileri sürdürülebilirlik ve uygulamalar ana başlıklarından toplumun biliçlendirilmesi başlığını da eklersek, kamu kurum ve kuruluşlarından özel sektörün, sivil toplumdan halkın tüm katmanlarına kadar hepimize bu konuda önemli görevler düştüğünü görüyoruz. Biz Kocaeli Büyükşehir Belediyesi olarak deprem başta olmak üzere, afetlerin zararlarını azaltmaya yönelik çalışmalarımızı sürekli güncelleyerek sürdürüyoruz. Bu konuda afet öncesi, afet sırasında ve afet sonrasında yapılacak faaliyetlerin yanı sıra özellikle kentsel dönüşünü önceliyor ve kentimizi dirençli şehirler haline getirmek için var gücümüze çalışıyoruz. Deprem riski altındaki yapıların belirlenmesi projesi kapsamında kentteki yapı stoğunu incelemişiz. Tarama faaliyetleri Temmuz ayında tamamlanmış, 150 bin bağımsız birimin güçlendirilmesi veya yeniden yapılması gerektiği de tespit edilmiştir. Marmara Araştırma Merkezi, 12 ilçe belediyemiz, Kocaeli Üniversitemiz, Gebze Teknik Üniversitemiz ve Türk Mühendisler ve Mimarlar Odalar Birliği ve diğer paydaşlarımızla birlikte dirençli şehir Kocaeli Hedefi için çalışmalara başlamış olup 14 ayrı eylem planı üzerinde sürdürmektedir. Belediyemizin ilgili birimleriyle diğer tüm paydaşlarımızın çalışmaları eş birim olarak yapılmakta olup çalışmaların tamamlandıktan sonra şehirlerimizin dirençli bir hale gelmesi planlanmaktadır” ifadelerini kullandı.



“Deprem denilince herkesin aklına geçmişteki acı hatıralar geliyor”


Türkiye Bilimler Akademisi Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker ise, “Deprem denilince hepimizin aklına yaşanmış, geçmişteki acı hatıralar, gözümüzün önünden geçen enkazlar geliyor. Depremler önlenemez. Bu afetlerin hasarını azaltabiliriz. Aldığımız tedbirlerle, yapacağımız düzenlemelerle, özenle ve farkındalığı oluşturarak hasarı azaltma, hasarın topluma vereceği zararı en azından indirme travmalarını azaltma şeklinde çalışmalar yürütebiliriz” dedi.



“Gün geçtikçe afetlerin sayıları ve etkileri artmakta”


Afetlerin gün geçtikçe sayılarının ve etkilerinin arttığını belirten Kocaeli Valisi İlhami Aktaş, "Ülkemiz jeopolitik konumunun yanı sıra coğrafik anlamda da birçok afetin yaşandığı, özellikle son yıllarda küresel ısınma, çevre değişikliği, iklim değişikliğiyle beraber hemen hemen her yıl değişik konularda sadece deprem olarak değil, sel felaketi, taşkınlar, kuraklık, orman yangınları gibi değişik afetler yaşamaktayız. Bu afetler gün geçtikçe de artmakta, hem sayıları hem de etkileri artmakta. Tabi 6 Şubat’ta asrın felaketi olarak zirve yapan bir deprem gerçeğiyle Türkiye baş başa kaldı. Bu deprem sadece 6 Şubat’ta olanla değil, son 15-20 yılımıza, 30 yılımıza baktığımızda hemen hemen her yıl bu kadar büyük olmasa da bölgesel anlamda büyük etkiler oluşturan depremlerle karşı karşıya kaldık. Afet olduktan sonra can kaybının telafisi hiçbir zaman mümkün değil ama ekonomik anlamda yapacağımız afetten sonraki harcamaların çok cüzi bir miktarını afet öncesi harcayarak yerine bunları önleyebileceğimiz çok açık” ifadelerini kullandı.


Türkiye Bilimler Akademisi üyeleri, bakanlıklardan temsilciler, devlet ve vakıf üniversitelerinden öğretim üyeleri, yerel yönetim temsilcileri, çeşitli mesleki derneklerden ve özel sektörden alanında araştırıcı, uzman ve yöneticiler ile afet yönetimi ve sürdürülebilirlik konusunda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarından temsilcilerin de katıldığı oturumlarda "deprem gerçeği, "kentsel dönüşüm ve toplumsal etkileri" ile "sürdürülebilirlik ve uygulamalar" konuları ele alındı.



İşte 6 Şubat depreminde yıkımı arttıran hatalar

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Başkan Çolakbayrakdar, “Şehrimize daha güzel hizmet için çalışıyoruz” Kocasinan Belediyesi, Ekim ayı meclis toplantısını gerçekleştirdi. Toplantının açılışında konuşan Başkan Çolakbayrakdar, bugüne kadar Kayseri için güzel hizmetlerde bulunduklarını, bundan sonra da 2025-2029 yıllarını kapsayan ve meclis üyeleri tarafından oy birliğiyle kabul edilen Stratejik Plan ile daha fazla hizmet sunacaklarını vurguladı. Kocasinan Belediye Meclisi, 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 20’inci maddesine istinaden Meclis Salon’unda gerçekleştirilen meclis toplantısında 18 gündem maddesi görüşüldü. Toplantıda, Kocasinan Belediyesi’nin 2025-2029 yıllarını kapsayan Stratejik Planı oy birliğiyle kabul edildi. Ayrıca Yeşilmahalle, Beydeğirmeni, Ertuğrulgazi, Mimarsinan, Pervane, Sümer ve Erkilet Camikebir Mahallesi’ne ait imar plan maddeleri de ele alındı. Erkilet Ertuğrulgazi Mahallesi Onur Sokak’ta bulunan yeni parka, Şehit Kerim Tanrıkulu isminin verilmesi teklifi oy birliğiyle kabul edildi. Kayseri halkına daha iyi hizmet sunabilmek için durmaksızın çalıştıklarını belirten Başkan Çolakbayrakdar, "Şehrin güzelleşmesi, insanların huzur içinde yaşaması ve yaşamlarını kolaylaştırmak için büyük bir gayret gösteriyoruz. İnsanı merkeze alan bir anlayışla hareket ediyoruz. Kayseri’nin her köşesinde kendimizi sorumlu hissediyoruz. Yaptığımız her şeyin nihai amacı, insanların mutluluğudur. Mutlu insanların yaşadığı bir şehir inşa etmek için çalışıyoruz. Kocasinan’ımızın geleceğini şekillendirecek 2025-2029 Stratejik Plan hayırlı olsun" dedi. Başkan Çolakbayrakdar, alınan kararların şehre ve ülkeye hayırlı olmasını temenni ettikten sonra toplantı sona erdi.
İzmir İzmir Körfezi’ne “nefes” aldıracak 14 maddelik eylem planı açıklandı İzmir Körfezi Bilim Kurulu, yaşanan toplu balık ölümleri ve tedirgin eden kirlilikle ilgili 14 maddelik eylem planını düzenlenen basın açıklamasıyla duyurdu. Eylem planında, ‘Büyükşehir Belediyesi tesisin 4. fazını hizmete alacak. Tesisteki Sürekli Atıksu İzleme Sistemleri’ni (SAİS) aktif hale getirecek’, ‘İzmir Büyükşehir Belediyesi, İç Körfez’e akan derelerde temizlik yapacak’ ve ‘İZSU “Atıksuların Kanalizasyon Şebekesine Deşarj Yönetmeliği”, karbon, azot ve fosfor parametrelerini de içerecek şekilde Bakanlık koordinesinde Büyükşehir Belediyesi tarafından revize edilecek’ gibi maddeler dikkat çekti. İzmir Körfezi’nde son aylarda yaşanan toplu balık ölümleri ve kirlilik sonrası Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Bakan Murat Kurum’un da talimatıyla İzmir Körfezi Bilim Kurulu’nu oluşturmuştu. 35 akademisyenin bir araya geldiği bilim kurulu, toplantılar ve körfezdeki denetimlerin ardından İzmir Körfezi Acil ve Kısa Vadeli Eylem Planını hazırladı. Kirliliğe bağlı oksijen yetersizliği nedeniyle canlı ekosisteminin durma noktasına geldiği Körfez’e nefes aldıracak acil 14 maddelik eylem planı, İzmir İktisat Kongresi binasından düzenlenen basın toplantısıyla duyuruldu. Ege Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Necdet Budak ve Dokuz Eylül Üniversitesinden Prof. Dr. Azize Ayol, 14 maddelik eylem planını açıkladı. Prof. Dr. Budak, maddeleri şu şekilde sıraladı: “1- İzmir Büyükşehir Belediyesi, Çiğli Atık Su Arıtma Tesisi’ni mevzuata ve tekniğe uygun işletecek. Büyükşehir Belediyesi tesisin 4. fazını hizmete alacak. Tesisteki Sürekli Atıksu İzleme Sistemleri’ni (SAİS) aktif hale getirecek. By-Pass hattını kapatıp taşkın savağına (kapasite fazlası suyun deşarj edileceği alana) dönüştürecek. Taşkın savağını da SAİS ile izleyecek. 2- İzmir Büyükşehir Belediyesi, İç Körfez’e akan derelerde temizlik yapacak. 3- İzmir Körfezi’nde, tüm atık su ve yağmur suyu hatlarına yapılan bağlantılar Büyükşehir Belediyesi tarafından kontrol altına alınacak. Karasal ve gemi kaynaklı tüm deşarjlar Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından izlenecek ve denetimler sıkılaştırılacak. 4- Büyükşehir Belediyesi, Körfez’deki ana kuşaklama kanalı ve kollektörler başta olmak üzere tüm atık su hatlarında ve terfilerde temizlik, bakım onarım gibi iyileştirmeleri yapacak. 5- İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi (İZSU) “Atıksuların Kanalizasyon Şebekesine Deşarj Yönetmeliği”, karbon, azot ve fosfor parametrelerini de içerecek şekilde Bakanlık koordinesinde Büyükşehir Belediyesi tarafından revize edilecek. 6-Bakanlık, Körfez’deki kirliliğin izlenmesi amacıyla "Bulut Temelli Bilgi Paylaşım Sistemi”ni oluşturacak. 7-“Denizlerde Bütünleşik Kirlilik İzleme Programı” kapsamında İzmir Körfezi izleme ağı yine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından genişletilecek.” Prof. Dr. Budak, kısa vadeli eylem planını ise şu şekilde aktardı: “8-İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilgili kurumlar Çiğli Atık Su Arıtma Tesisi’nin deşarj yerinin İç Körfez’e en az etkisi olacak şekilde Bilim Kurulu görüşleri doğrultusunda Büyükşehir Belediyesi ve Bakanlık koordinesiyle yeniden değerlendirilecek. 9-İç Körfez’e ulaşan derelerin rüsubat (tortu) ve sediment kontrolünün sağlanması amacıyla seki-eşik, tersip bendi ve bunun gibi sistemlerin değerlendirilerek uygun olanlar İzmir Büyükşehir Belediyesi ve DSİ Genel Müdürlüğü’nce hayata geçirilecek. 10-Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, “Denizlerde Bütünleşik Kirlilik İzleme Programı” kapsamında erken uyarı sistemlerinin Körfez için kullanılabilirliğini araştıracak. 11- Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Körfezi’nde dip çamuru temizliği yapılması durumunda ortaya çıkarılacak tarama malzemesinin çevresel yönetiminin değerlendirilmesini belirleyecek. 12- Tarım ve Orman Bakanlığı, Körfez’de deniz suyunu filtreleyebilecek deniz canlılarına yönelik yeni düzenlemeler yapacak. 13- Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Körfez’in ekosisteminin daha iyi anlaşılmasına yönelik araştırma ve izleme çalışmalarını başlatacak. 14- Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Bilim Kurulu, kirlilikle biyolojik mücadelede dereler ve denizin oksijenini artırmak için dünyada kabul görmüş örneklerin uygulanabilirliğini değerlendirecek. 15- Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinesinde kamu kurum ve kuruluşları üniversite ve STK’lar, İzmir Körfezi’nin korunması, su verimliliği, deniz çöpleri vb. konularda farkındalığın artırılması amacıyla sürekli eğitim programları yürütecek.” Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Fatma Varank da açıklanan eylem planının hayırlı olmasını diledi.
Tekirdağ Baro Başkanından Sıla bebek açıklaması: "Olayın gelişmesinde ihmali olan kim varsa yargı önüne çıkartıp hesap vermesini sağlamak istiyoruz" Tekirdağ Baro Başkanı Egemen Gürcün, Sıla Yeniçeri’nin ölümüne ilişkin gazetecilere açıklamalarda bulundu. Gürcün, olayın ardından baro olarak süreci titizlikle takip ettiklerini belirterek, ihmali olanların yargı önüne çıkartılacağını vurguladı. Tekirdağ Baro Başkanı Egemen Gürcün, Sıla Yeniçeri’nin ölümüne ilişkin şu açıklamayı yaptı: "Maalesef Sıla bebeğimiz melek oldu. Çok üzgünüz, tüm halkımıza başsağlığı diliyorum. 30 gün boyunca bebeğimizin sağlık durumu hakkında sürekli bilgi aldık. Bu süreçte emek gösteren başhekimlik başta olmak üzere tüm sağlık çalışanlarına teşekkür ediyoruz. Tedaviye cevap vermeyen bebeğimiz bugün yaşamını kaybetti. Bu nedenle çok üzgünüz ama şunu biliyoruz: Tekirdağ Barosu olarak yargı sürecini kararlılıkla takip edeceğiz. İlk günden beri dosyayı büyük bir titizlikle izliyoruz. Bu olayın yargılama sürecinde şüphelilerin en ağır cezayı almasını sağlayacağız. Adaletimize ve yargımıza güveniyoruz. Ancak bu tür olayların tekrarlanmaması için sivil toplum kuruluşlarımızın, barolarımızın ve kamu kurumlarımızın birlikte mücadele etmesi gerektiğine inanıyoruz. Ülkemizde son zamanlarda çocuğa ve kadına yönelik artan şiddetin sonlandırılması için topyekûn bir mücadele gerekiyor. Bu mücadeleyi de hep birlikte yapmalıyız. Sıla bebeğimiz için çok üzgünüz ve davayı sonuna kadar takip edeceğiz. Son olarak belirtmek isterim ki bu tür davalarda özellikle yargılanan kişilerle ilgili süreci de takip ediyoruz ancak olayın tüm gelişimine bakmak gerekiyor. Olayın gelişmesinde ihmali olan kim varsa yargı önüne çıkartıp hesap vermesini sağlamak istiyoruz. Hukuku savunurken bu konuyu da dikkate alacağız, bunun da bilinmesini isteriz."
Ankara Maher Holding Sigorta Grubu, 13’üncü Sigorta Haftası’nda sektöre değer kattı 13’üncü Sigorta Haftası, Maher Holding Sigorta Grubu’nun aktif katılımı ve dopdolu etkinliklerle geride kaldı. ME-NOVA ve Türkiye Sigorta Birliği (TSB) iş birliğiyle 30 Eylül’de başlayan hafta, İstanbul’daki 3’üncü Sigorta Zirvesi ve Antalya’da düzenlenen 3’üncü Uluslararası Sigorta Fuarı ve Kongresi ile sektörün nabzını tuttu. Sigorta Haftası, 30 Eylül’de Türkiye Sigorta Birliği tarafından ME-NOVA’ya hazırlatılan "Geleceğin Sigortası Çocuklar" etkinliğiyle start aldı. İnal Aydınoğlu Kültür Merkezi ve Nazmi Arıkan Fen Bilimleri Eğitim Kurumları’nda ayrı ayrı gerçekleşen etkinliklerde, çocuklara sigorta bilincini aşılamak amacıyla seminerler ve eğitici atölye çalışmaları gerçekleştirilirken TSB’nin hazırlattığı “Sigorta ve Güvence” temalı çocuk kitapları dağıtıldı. TSEV birincisi Quick Sigorta’dan 30 Eylül’de İş Sanat Oditoryumu’nda TSEV tarafından düzenlenen “41.Dönem Temel Sigortacılık Eğitim Programı” mezuniyet töreninde dereceye girenler plaketlerini teslim aldı. Maher Holding Sigorta Grubu’ ndan 6 kişinin mezun olduğu programda dönem birincisi Quick Sigorta çalışanlarından Cansu İrem Kışla, Yangın ve Mühendislik branşı ikincisi ise Edanur Yeşildağ oldu. Grup yeni dönem eğitim programında TSEV’e en çok öğrenci gönderen kurum oldu. 3’üncü Sigorta Zirvesi’nde önemli paylaşımlar 1-2 Ekim tarihlerinde İstanbul’daki Sheraton Grand Ataşehir’de düzenlenen 3’üncü Sigorta Zirvesi "Koruma Açığının Azaltılması: Türkiye’nin Dayanıklılık ve Sürdürülebilirlik Yolculuğu" temasıyla yapıldı. Zirvede Türkiye Sigorta Birliği Başkan Yardımcısı ve Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, "Türkiye Sigorta Piyasasındaki Gelişmeler” e ilişkin sunumunda ülkemizin dünya ekonomisindeki ve sigorta sektöründeki konumuna ilişkin veriler paylaşarak en azından sektörümüzü, ülkemizin bulunduğu yere getirmek üzere penetrasyonunun artırılması için stratejik önerilerde bulundu. Acentelerin branş ve iş modeline göre lisanslanması gerektiğine dikkat çeken Yaşar, bütünleşik bir sigorta sektörünün önemini vurguladı. Quick Sigorta’ya altın ödül Zirvenin ikinci gününde açılışını Ahmet Yaşar’ın yaptığı Smart-i Awards ödül töreninde, Quick Sigorta "Dijital Dönüşüm" kategorisinde "Quick Finansall Dijital Ekosistemi" projesiyle altın ödülün sahibi oldu. Antalya’da 3’üncü Uluslararası Sigorta Fuarı ve Kongresi SEDDK Başkanı Davut Menteş, TOBB SAİK Başkanı Levent Korkut ve TSB Başkan Yardımcısı & Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, Noyan Doğan’ın sunduğu "Bakış" programına konuk olarak sektörün güncel konularını ele aldı. Ahmet Yaşar’ın moderatörlüğünü yaptığı "Sigortacılık Sektöründe Dağıtım Kanalları Sorunları ve Acentelerin Finansal Markete Dönüşümü" panelinde, SEDDK Grup Başkanı Melih Özbulut, Allianz Sigorta Genel Müdürü Arif Aytekin, HDI Sigorta Genel Müdürü Firuzan İşçan, TOBB SAİK Başkan Yardımcısı Özgür Yılmaz ve Brokerler Derneği Başkanı Cenk Ecevit sektörün dağıtım kanallarındaki sorunları ve çözüm önerilerini tartıştı. Dijitalleşme ve yenilikçi yaklaşımlar üzerine Quick Sigorta Finansal Sigortalar Direktörü Serkan Dedik fuarın ilk günü düzenlenen “Ticari Alacak Sigortası” temalı sunumda panelist olarak yer aldı. Fuarın ilk gününün son panelinde, Maher Holding şirketlerinden Valde’nin Bilişim Teknolojileri Genel Müdürü Azak Yaşarkurt, "Dijitalleşmenin Sigortaya Etkileri: Yakın Gelecekte Fırsatlar & Tehditler, Sigorta Sektöründe Yapay Zeka ve Makine Öğrenmesi" başlıklı sunumuyla dijital dönüşümün sektöre etkilerini değerlendirdi. Fuarın ikinci gününde Quick Sigorta Genel Müdürü Eyüp Özsoy’un katıldığı "Asistans Hizmetlerinin Sigorta Sektöründeki Yeri ve Paydaşlar Tarafından Değerlendirilmesi" paneli büyük ilgi gördü. Eğlenceli aktivitelerle QTruck ve QKaravan ilgi odağı oldu Sigorta Haftası kapsamında fuarda yapılan eğlenceli etkinliklerde, QTruck ve QKaravan katılımcıların odak noktası oldu. Sanal gerçeklik gözlükleriyle "Ben Arkandayım Merak Etme" oyununu oynayan ziyaretçiler, keyifli anlar yaşadı. Maher Holding Sigorta Grubu standı, acente ve iş ortaklarının yanı sıra sigortacılık öğrencileri ve sektöre merak duyan katılımcılardan yoğun ilgi gördü. Maher Holding Sigorta Grubu’ndan geleceğe yatırım Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, Sigorta Haftası etkinliklerinin sektöre katkısından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Tüm teknik ve organizasyonel aksaklıklara rağmen çok değerli içerikler ürettik ve bunlar YouTube gibi mecralarda sürekli ulaşılabilir durumda olacak. Bence bu her şeyden daha önemli. Sonuçta iş yapmak isteyenler oturup konuşuyor, standartları tıklım tıklım dolduruyorlar. El ele vererek bundan çok daha iyisini yapabiliriz. Çünkü ihtiyaç var. Tüm sektörün bir arada olduğu İstanbul dışında çok az etkinlik yapılıyor, bunlar artması lazım. Belki Antalya dışında illere taşımak gerekir. Ancak ne olursa olsun bu yılki çalışmayı da başarılı buluyorum. Sonuçta yapılmış, yapılmamıştan iyidir. Sigorta bilincinin yaygınlaştırılması ve sektörün sürdürülebilir büyümesi için çalışmaya devam edeceğiz" dedi.
Uşak Uşak Üniversitesinde 2024-2025 Akademik Yılı törenle başladı Uşak Üniversitesi 2024-2025 Akademik Yılı Açılış Töreni, 7 Ekim 2024 tarihinde Uşak Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Kongre ve Kültür Merkezinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Milli Savunma Komisyonu Başkanı AK Parti Kayseri Milletvekili Dr. Hulusi Akar’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Dr. Hulusi Akar "Türkiye’nin Güvenliği Risk, Tehdit ve Tehlikeler" adlı açılış dersinde Türkiye’nin milli savunma ve güvenlik politikasına ilişkin kapsamlı bilgiler verdi. Yoğun ilgi gören açılış törenine, Uşak Valisi Dr. Naci Aktaş, Rektör Prof. Dr. Ekrem Savaş, 23., 24. ve 25. Dönem AK Parti Kayseri Milletvekili Yaşar Karayel, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, il protokolü, davetliler, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Tören öncesi Rektör Prof. Dr. Ekrem Savaş tarafından makamında ağırlanan Dr. Hulusi Akar, Üniversitemiz şeref defterini imzaladı. Akademik Yıl Açılış Töreni, Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Uşak Üniversitesi Tanıtım filminin gösterimiyle başladı. Tanıtım filminin gösteriminin ardından Rektör Prof. Dr. Ekrem Savaş açılış konuşması gerçekleştirdi. Rektör Prof. Dr. Savaş, törenin onur konuğu Dr. Hulusi Akar’a katılımlarından ve verecekleri ilk dersten dolayı teşekkür ederek yeni akademik yılın hayırlı olmasını diledi. Rektör Prof. Dr. Ekrem Savaş açılış konuşmasına İsrail’in Gazze’de devam eden soykırımını lanetleyerek başladı. Dünya’nın 1 yıldır bu katliamı izlediğini dile getiren Rektör Prof. Dr. Savaş, kardeş Filistin Halkının asla yalnız kalmayacağının altını çizdi. Rektör Savaş: ‘‘2024-2025 Eğitim-Öğretim yılında da akademisyenlerimiz, idari personelimiz ve öğrencilerimizle önemli başarılara imza atmaya devam edeceğiz.’’ Uşak Üniversitesinin öğrenci, kalite, nitelikli istihdam, uluslararasılaşma, proje, AR-GE ve bölgesel kalkınma odaklı çalışmalarından bahseden Rektör Prof. Dr. Savaş; Türkiye’nin genç üniversitelerinden biri olan Uşak Üniversitesinin son yıllardaki ulusal ve uluslararası başarıları çalışmalarıyla adından söz ettirdiğine dikkati çekerek 2024-2025 Eğitim-Öğretim yılında da akademisyenlerimiz, idari personelimiz ve öğrencilerimizle birlikte önemli başarılara imza atmaya devam edeceklerini söyledi. Rektör Savaş: ‘‘Öğrencilerimiz adına üniversitemizdeki tüm imkanları sağlayan Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğindeki necip Türk Milletine huzurlarınızda teşekkür ediyorum.’’ Uşak Üniversitesinin; yemekhanesinden sportif alanlarına, peyzaj çalışmalarından stadyumununa, öğrenci yaşam merkezinden kongre kültür merkezine ve laboratuvarlarına kadar sağladığı fiziksel, sosyal, kültürel, sportif ve bilimsel imkânlarla bölgenin parlayan yıldızı olduğunu aktaran Prof. Dr. Savaş ‘‘Öğrencilerimiz adına bu imkanları sağlayan Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğindeki necip Türk Milletine huzurlarınızda teşekkür ediyorum’’ dedi. Prof. Dr. Savaş: ‘Başarılı çalışmalarımız uluslararası kuruluşlar tarafından tescil edilmeye devam ediyor.’ Uşak Üniversitesinin uluslararasılaşma çalışmalarından bahseden Rektör Savaş “Üniversitemizin başarıları uluslararası kuruluşlar tarafından da tescil edilmektedir. “Adı Bir Şehir, Hedefi Dünya’ sloganıyla çıktığımız bu yolda, dünyanın köklü üniversitelerinden Oxford, Stanford, Harvard, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) ve Cambridge Üniversitesi’nin olduğu Times Higher Education (THE) “Dünya Üniversite Sıralaması’’ listesinde ilk bin üniversite arasında yer alamaya devam ediyoruz. Bunun yanında QS Avrupa 2024 sıralamasında da yerimizi aldık. Uşak Üniversitesi, Türkiye’den QS Avrupa 2024 Sıralamasına girmeyi başaran 73 üniversiteden biridir. Dünyanın en yeşil kampüsleri sıralamasında (UI Green Metric) da 676’ıncıyız. Ayrıca üniversitemiz Yükseköğretim Kalite Kurulu’ndan (YÖKAK) kurumsal akreditasyon belgesi almaya hak kazanan 30 üniversiteden biridir. Hedefimiz her zaman daha da üst sıralara çıkarak kalitemizi arttırmaktır” diye belirtti. Rektör Savaş: ‘Bu yıl da Üniversitemizden 5 bilim insanı, 7 milyon bilim insanı arasından ilk yüzde 2’lik dilime girdi.’ Nitelikli akademik kadrosuyla öne çıkan Uşak Üniversitesi akademisyenlerinin ‘Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları’ listesinde bu yıl da yer aldığını belirten Prof. Dr. Savaş ‘‘Üniversitemizden 5 bilim insanı, 7 milyon bilim insanı arasından ilk yüzde 2’lik dilime girerek bizleri gururlandırmıştır. Sadece akademisyenlerimiz değil öğrencilerimiz de bizi gururlandırmaya devam ediyor. TÜBİTAK 2209A ve TÜBİTAK 2209B projelerinde 2023 yılı ikinci dönem çağrısına toplam 112 adet araştırma projesiyle başvuru yapıldı. Bir önceki döneme kıyasla kabul alan TÜBİTAK proje sayısını iki katına çıkararak TR33 Bölgesindeki üniversiteler arasında 2’nci olmayı başardık. Bu başarıya imza atan tüm öğrenci ve akademisyenlerimizi tebrik ediyorum’’ şeklinde konuştu. Rektör Savaş gençlere, “Geleceğin Türkiye’si sizlerin ellerinde” diye seslendi. Konuşmasını öğrencilere tavsiyelerde bulunarak bitiren Rektör Savaş şunları söyledi: “Çok çalışın. Kendinizi geliştirin. Gelecekte yapacaklarınızı bugünden planlayın. Yoksa son sınıfa geldiğiniz zaman çok şey kaçırmış olursunuz. Bunun yanında en az bir yabancı dil öğrenin. Dünya ile yarışmak için teknolojiyi kullanın. Geleceğin Türkiye’si sizlerin ellerinde. Vazifeniz sadece çalışmak değil, aynı zamanda vatanımıza ve milletimize faydalı, yetişmiş gençler olmaktır. Bu vazifeleri en iyi şekilde yerine getireceğinizden ve sizleri yetiştiren ailenizi ve hocalarınızı gururlandıracağınızdan hiçbir şüphem yoktur. Uşak Üniversitesi ailesi olarak bizler memleketimize hizmet etmek için el ele, omuz omuza yol alacağız. Yeni akademik yılımızın hepimize hayırlar getirmesini Rabbimden niyaz ediyorum.’’ Vali Dr. Naci Aktaş ise konuşmasında yeni akademik yılın üniversitemize, öğrencilerimize ve Uşak’a hayırlı olmasını dileyerek Uşak Valisi olarak göreve başlamasının henüz başında üniversitemizde olmaktan son derece mutlu olduğunu ifade etti. Vali Aktaş ‘‘Üniversiteler sadece bir eğitim ve bilim yuvası değildir. Üniversitemizin yerleşkesi ve şehrimizin tüm imkânlarından yararlanarak kendinizi geliştirin, Milli Mücadele döneminde işgalcilerin komutanının kılıcının teslim alındığı şehrimizi tanıyın, tarihimizi öğrenin. Şundan eminim ki, İlkler Şehri’ni keşfetmek sizlerin hayata bakış açınızı da genişletecektir. Sizler burada sadece üniversite öğrencisi değil aynı zamanda şehrimizin birer de ferdisiniz. Gün gelip buradan ayrılmanız gerektiğinde sizleri birer fahri kültür elçisi olarak uğurlamaktan mutluluk duyacağız. Unutmayınız ki, başarılarınız geleceğimiz için büyük bir umut kaynağı olacaktır. Bu anlamda sizlere inanıyor ve güveniyoruz’’ dedi. Açılış dersi TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Kayseri Milletvekili Dr. Hulusi Akar’dan 2024-2025 Akademik Yılı açılış dersini veren TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı AK Parti Kayseri Milletvekili Dr. Hulusi Akar ‘‘Türkiye’nin Güvenliği Risk, Tehdit ve Tehlikeler" konulu sunumunda Türkiye’nin milli savunma ve güvenlik politikasına ilişkin kapsamlı bilgiler verdi. Dr. Hulusi Akar: "Türkiye uluslararası ortamda özne ülke haline gelmiştir." Uluslararası ortamda Türkiye’nin özne haline geldiğini belirten Akar konuşmasında "Seven var, sevmeyen var. Ama Türkiye artık bir öznedir. 3 kıtada etki ve ilgi alanımız var. Bütün dünyada olanları da yakından takip edip ilgileniyoruz. Artık söz dinleyen bir ülke değil, sözü dinlenen özne bir ülke haline geldik. Bir fidandan çınara Söğüt ruhuyla, Çanakkale ruhuyla, Milli Mücadele ruhuyla ve 15 Temmuz’a karşı çıkan ruhla ülkemizin bekası ve refahı için çalışıyoruz, çalışmaya devam edeceğiz. Ana Vatan, Mavi Vatan, Gök Vatan, Yavru Vatan ve Dijital Vatanımız var. Bunlara hâkim olarak 85 milyon birlik ve beraberlik içinde ilerleyeceğiz. Ölürsek şehit, kalırsak gazi, hiç hakkımızı, hiç bir hukukumuzu çiğnetmedik, çiğnetmeyeceğiz. Hiç bir oldu bittiye de müsaade etmedik, etmeyeceğiz ’’dedi. Savunma sanayimizde yüzde 80’lere varan yerlilik ve millilik oranımız var. Son yıllarda yapılan çalışmalarla savunma sanayimizde yüzde 80’lere gelen millilik ve yerlilik oranı olduğunun altını çizen Dr. Akar ‘‘Kendi silahlarımızı yapıyoruz. İHA’larımız, SİHa’larımız var. Altay’ımız, kobramız var. Savaş gemilerimiz var. Geri kalan yüzde 20 ise çok daha çetin ve daha çok mücadele gerektiriyor. Bu bilinçle hareket etmemiz gerekiyor. Çünkü ülkemizin bekası ve refahı için yaptığımız bu çalışmalarda engeller ve tuzaklar var. İki tür engel var. Birincisi tabi engeller (salgın, deprem, sel gibi) ikinci ve en önemlisi ise ‘terör’ ve ‘teroristler’dir. Bunlarla sonuna kadar mücadele ettik etmeye de devam edeceğiz’’ ifadelerini kullandı. "Gazze’de yaşananlar, namussuzluk, şerefsizlik, seviyesizlik" Gazze’deki katliama sessiz kalınmaması gerektiğini vurgulayan Akar, "Bu bir savaş değil. Yani İsrail-Gazze Savaşı demeyin. Filistin-İsrail savaşı demeyin. Bu bir katliam, bu bir soykırım. Bu bir alçaklık, bu bir namussuzluk, bu bir şerefsizlik, bu bir seviyesizlik. Bu insanlık dışı bir şey. Utanmaz, ahlaksızlar, seviyesizler, bebek katilleri. Bu vicdansızlar, bu ahlaksızlar kaybedecekler. Buna inanın. Bunlar kaybedecekler. Bunlar her gün bir şeylerini kaybediyorlar ve Allah’ın izniyle sizlerin de milletimizin yardımı ve desteğiyle de bir gün gelecek her şeylerini kaybedecekler" şeklinde konuştu. Dr. Hulusi Akar konuşmasında, şerefli bir insan ve yurdunu, milletini seven ve savunan vatandaş olmanın önemini anlatarak ‘‘Bunları olduktan sonra din, tarih ve hayat tarzıyla, birlik ve beraberlikle 85 milyon olacağız. Bu bayrak bizim, bu memleket bizim ve bu tarih bizim. Ayrıştırmaya, ötekileştirmeye asla müsaade etmeyeceğiz. Bir ve beraber olarak; tek yumruk, tek yürek olarak seksen beş milyon olarak. Sultan Alparslan’dan Atatürk’e kadar ve bugüne kadar vatanımızın, topraklarımızın bu hale gelmesi için devletimizin, ülkemizin bu hale gelmesi için, bekamız için refahımız için katkı sağlayan başta tüm şehitlerimiz ve gazilerimiz olmak üzere herkesi saygıyla şükranla anıyorum. Davetinden dolayı Rektör Prof. Dr. Ekrem Savaş başta olmak üzere; tüm Uşak Üniversitesi Ailesine ve Uşak’a teşekkür ediyorum. Rektörümüze, akademisyenlerimize, idari personelimize ve öğrencilerimize başarılı çalışmalarının devamını diliyorum’’ dedi. Açılış töreni, soru - cevap kısmının ardından Uşak Valisi Dr. Naci Aktaş ve Rektör Prof. Dr. Ekrem Savaş’ın, Dr. Hulusi Akar’a günün anısına plaket takdim etmesiyle sona erdi.