ASAYİŞ - 20 Mart 2025 Perşembe 15:20

Durak kavgası cinayete dönmüştü, yaşananları ilk kez anlattı: "Orağı boynuma taktı"

A
A
A
Durak kavgası cinayete dönmüştü, yaşananları ilk kez anlattı: "Orağı boynuma taktı"

Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde istediği durakta inemediği için şoförle tartışan Erdal Kara’nın, otobüs sahibinin oğlu tarafından öldürülmesine ilişkin açılan davanın ilk duruşması görüldü. Savunmasında, olay günü Kara’nın evine, otobüste yaşanan gerginlik üzerine konuşmak için gittiklerini söyleyen tutuklu sanık, "Erdal abi elinde orak ve odunla dışarda bekliyordu. Elindekileri görünce aracımla yaklaşıp camdan konuşmayı tercih ettim. Erdal abi camdan orağı boynuma takıp küfür etti" dedi.


Olay, 30 Ağustos 2024’de Suadiye Mahallesi Karadere Caddesi’nde meydana geldi. Erdal Kara (50), eşi ile birlikte özel halk otobüsüne bindi. Bir süre sonra inmek için düğmeye basan Kara, aracın biraz daha ileride durması sebebiyle şoför Emirhan S. ile tartıştı. Şoförün duramadığını söylemesi üzerine Erdal Kara’nın, Emirhan S. ve otobüs sahibine küfür ederek araçtan indiği iddia edildi. Yaşananların otobüs sahibi Nizam K. ile oğlu Bedirhan K’ye anlatılmasıyla olay daha da büyüdü. Bedirhan K., Emirhan S. ile birlikte Erdal Kara’nın evine gitti. Bir süre sonra Nizam K. da olay yerine geldi.


Burada çıkan kavgada Bedirhan K., tüfekle Kara’ya ateş etti. Kanlar içinde kalan Kara, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Gözaltına alınan Bedirhan K. çıkarıldığı mahkemece tutuklandı, babası ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.


"Erdal isimli şahsın otobüse bindiğini ve küfür ettiğini söyledi"


Olayla ilgili açılan davanın ilk duruşması, Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Duruşmaya tutuklu sanık Bedirhan K., tutuksuz sanık Nizam K., taraf avukatları ve tanıklar katıldı. Savunması için söz hakkı verilen tutuklu sanık Bedirhan K., "Erdal abiyi aynı mahallede oturduğum için tanırım. Kendisiyle bir husumetim veya samimiyetim yoktur. Olay günü cuma namazını beklerken arkadaşım Emirhan telefonla ağlayarak beni aradı. Erdal isimli şahsın otobüse bindiğini ve küfür ettiğini söyledi. Babam Nizam, ’Gidin Erdal ile konuşun, konuyu kapatın, barışın’ dedi. Erdal abiyi arayarak konuşmak istediğimi söyledim. Evde olduğunu söyleyerek ’Gel’ dedi" dedi.


"Erdal abi orağı boynuma taktı"


Emirhan S. ile Erdal Kara’nın evine gittiklerini söyleyen Bedirhan K., "Erdal abi elinde orak ve odunla dışarda bekliyordu. Elindekileri görünce aracımla yaklaşıp camdan konuşmayı tercih ettim. Erdal abi camdan orağı boynuma takıp küfür etti. Boynumu kurtararak araçtan indim ancak Erdal abi bu sefer de orağı kafama salladı. Elimle müdahale ettim, hatta elim kesildi. Küfür etmeye davam etti ve kafa attı, burnum kanadı. Ben asla kendisine fiziki bir müdahalede bulunmadım, darp etmedim. Her yerimden kan akıyordu, bayılmak üzereydim. Buna rağmen konuyu kapatma, konuşma derdindeydim" diye konuştu.


"Bana vurması sıkıntı değildi ancak babama hamle yapınca ona zarar vereceğinden korktum"


Babası Nizam K’nın da gelmesiyle Erdal Kara’nın daha da sinirlendiğini dile getiren Bedirhan K., "Erdal abi, babama doğru gidince ona da zarar vereceğin düşündüm. Erdal abinin bana vurması sıkıntı değildi ancak babama doğru hamle yapınca ona zarar vereceğinden korktum. Hemen bagaja yöneldim, levyeyi aldım. Ruhsatlı silahımı görünce onu da aldım. Havaya 2 el ateş ettim. Bunun üzerine Erdal abi üstüme gelmeye başladı. Endişe ve korkuyla yere, en fazla ayaklarına doğru yere ateş ederim diye düşündüm ve ateş ettim. Bacağından kan aktığını görünce hemen durdum ve yardım etmek istedim ancak Ayten Yenge de bana vurmaya başladı. Emirhan’a ilk yardım yapmasını söyleyerek tüfeği alıp karakola gittim ve teslim oldum. Ailesinden özür diliyorum. Pişmanım, zarar verme niyetim yoktu. Erdal abiyi kesinlikle darp etmedim ve küfür etmedim. Oraya gitmemin amacı ona zarar vermek değildi. Olayı anlamaktı, mevzuyu tatlıya bağlamak, sineye çekmekti" ifadelerini kullandı.


"50 metre mesafeyi bahane edip olay çıkarmış"


Maktul Erdal Kara’yı 40 senedir tanıdığını söyleyen tutuksuz sanık Nizam K., "Ben ona iyilikten başka bir şey yapmadım. Üzerimde onun şaşkınlığı var. 50 metre mesafeyi bahane edip olay çıkarmış. Erdal’ın bu olay sebebiyle bana kin beslediğini, husumet duyduğunu öğrendim. ’Ben onları döveceğim’ diyormuş. Oğlum Bedirhan’a kızdım, ’Gidin barışın. Bunlar otobüslerde olan şeyler’ dedim. Bedirhan ve Emirhan olayı tatlıya bağlamak için gittiler. Ben de olay yerine gittiğimde oğlum Bedirhan’ın yüzü kan içindeydi. Erdal bana doğru döndüğünde bana da aynısını yapacak korkusuyla oğlumun ateş ettiğini düşünüyorum. Kötü niyetim olsaydı çocuklarımı konuyu tatlıya bağlaması için göndermezdim, ben bir babayım" dedi.


"Babam ile Nizam arasının iyi olmadığını biliyorum"


Sanıklardan şikayetçi olan maktulün oğlu Eren Kara, "Sanıklar ile babam arasında gerçekleşen olaya şahit olmadım. Babamın Nizam ile problemi vardı. Ancak konunun ne olduğunu bilmiyorum. Silah mevzusundan aralarında husumet olduğunu duydum. Nizam’a silah çekilmiş, babam ise onu kurtarmış. Babam silahı Nizam’a vererek polise vermesini ve olayları anlatmasını istemiş. Ancak Nizam polise gitmeyerek silahı muhtara götürüyor. Bu sebeple babam ile Nizam arası açılıyor. Bunu olaydan sonra babamın arkadaşlarından öğrendik. Babamın Bedirhan ve Emirhan ile husumeti yoktu ancak Nizam ile arasının iyi olmadığını biliyorum" diye konuştu.


"Nizam, ’Seni öldürteceğim’ dedi"


Olaya ilişkin dinlenen tanık Edanur D., "Nişanlım kavga sesi duyunca olayı ayırmaya gitti. Bir süre sonra Bedirhan’ın babası geldi, elinde bıçak vardı. ’Seni öldürteceğim’ dedi. Hemen sonrasında Bedirhan bagajdan tüfek alarak ateş etti. Emirhan, yaralıya ilk yardımda bulundu" şeklinde konuştu.


"Bedirhan’da demirden beyzbol sopası vardı"


Tanık olarak dinlenen maktulün kuzeni Serkan Kara, "Sesleri duyunca hemen koşup kavgayı ayırmaya çalıştım. Bedirhan’da demirden beyzbol sopası vardı. Nizam ise uzaktan bakıyordu. Bedirhan benden kurtulup silah alıp ateş etti. Sonra kaçıp gitti" ifadelerini kullandı.


"Küfür etti"


Tanık Emirhan S. ise "İtfaiyecilik yapıyorum. Olay günü vardiya çıkışı Nizam amcanın isteği üzerine şehir içi otobüsünde şoförlük yapmaya başladım. Zira o gün şoför bulamamıştı. İsmini sonradan öğrendiğim Erdal ve karısı İzmit’ten araca bindi. Bir süre sonra ayağa kalktı ve inmek istediğini söyledi. Ayakta olduğu için ani fren yapamadım. Biraz daha ileride durmak durumunda kaldım. ’Ben Erdal Kara, seni de, mal sahibini de sinkaf ederim’ diyerek küfür etti. Beni tehdit etti, üstüme yürüdü. ’Abi kusurum ne?’ dedim ancak o küfür etmeye devam etti. Ben de mal sahibi Nizam’ı aradım, ’Kim bu adam?’ dedim, durumu anlattım. Nizam amca, ’Gidin bu işi çözün’ dedi. Bedirhan ile taksiye bindik. Bedirhan sakin olmamı istedi, ’Bir kusur varsa özür dileriz’ dedi. Bedirhan, Erdal’ı aradı ’Gelin lan evdeyim’ dedi" ifadelerini kullandı.


"Erdal otobüste ana avrat bana küfür etti. Onurum zedelendi"


Olay yerine gittiklerinde Erdal’ın kendilerini orakla karşıladığını söyleyen Emirhan S., "Erdal, araç camından orağı Bedirhan’ın boynuna taktı. Konuşmaya geldiğimizi söyledim. Daha sonra Erdal, orakla Bedirhan’ın kafasına hamle yaptı. Bedirhan eliyle müdahale etti ve eli kesildi. Erdal daha sonra Bedirhan’a kafa attı ve küfür etti. Erdal’ın eşi de Bedirhan’ı darp etmeye başladı. Ben onları engellemeye çalışıyordum. Bir süre sonra Nizam amca geldi. Erdal sinkaflı küfür etti. Bedirhan bagajdan silah alarak ateş etti. Bedirhan giderken benim orada kalmamı, müdahale etmemesi istedi. Gerekli müdahaleyi yaptım. Ambulans gelene kadar başından ayrılmadım. Lisanslı 10 yıllık boksörüm. Erdal’a vurmak istesem vururdum ancak biz oraya konuşmaya gittik. 30 yaşındayım, Erdal otobüste ana avrat bana küfür etti. Onurum zedelendi. Hatta olayı ağlayarak anlattım" dedi.


Mahkeme heyeti, Bedirhan K’nin tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Kayseri Şehir Hastanesi’nde Down Sendromu Farkındalık Günü coşkusu Kayseri Şehir Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği Çocuk Gelişim Birimi tarafından Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi Konferans Salonu’nda 21 Mart Down Sendromu Farkındalık Günü programı düzenlendi. Düzenlenen programa Kayseri Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. İbrahim Özcan, SBÜ Kayseri Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhami Çelik, Hastane Yöneticileri, Özkar Özel Uygulama Okulu Müdür Yardımcısı Kübra Çavuş ve Öğretmenleri, hastanehekimleri ve tüm personel katılım sağladı. Programda konuşan Başhekim Prof. Dr. İbrahim Özcan, "Bugün; sevginin, saflığın, neşenin en içten ve en özel halini paylaşmak için bir araya geldik. Down sendromlu çocuklarımızın renkli dünyalarına bir kapı aralayacağımız bu özel günde, onların eşsiz güzelliklerini ve bize kattıkları değerleri bir kez daha hatırlamak için buradayız. Programın hazırlanmasında emeği geçen hastanemiz Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği Çocuk Gelişim Birimimize ve bize destek veren Özkar Özel Eğitim Kurumu Hocalarımıza ve öğrencilerine teşekkür ediyor, hepinize hoşgeldiniz diyorum. Down sendromu, fazla bir kromozom değil, sadece genetik bir farklılıktır; ancak bu fazladan bir sevginin, neşenin ve samimiyetin simgesidir. Bu çocuklarımız hayata büyük bir coşkuyla sarılır, her anı bir kutlamaya dönüştürür ve etraflarına koşulsuz sevgi saçarlar. Hepimize örnek niteliğinde öyle güzel özellikleri var ki, örneğin bir çocuk saflığı ile doğru olup, yalan söylememeleri gibi. Onların saf kalpleri, içten gülüşleri ve engelsiz sevgileri, hepimize hayatın en önemli derslerini verir: Sevmek, paylaşmak ve her anın kıymetini bilmek. Bugün burada, onların yeteneklerini, başarılarını ve ışıltılarını hep birlikte göreceğiz. Bu etkinliğimiz, onların sosyal hayatta daha fazla yer almaları, kendilerini ifade etmeleri ve toplumumuzun ayrılmaz bir parçası olduklarını bir kez daha göstermek için bir fırsat. Gelin, bugün onların gözlerindeki ışığı birlikte hissedelim, kalplerindeki sevgiye ortak olalım ve onlara ve fedakar ailelerine ’Siz bizim için değerlisiniz!’ mesajını verelim. Bu anlamlı günde bizleri yalnız bırakmayan herkese yürekten teşekkür ediyor, hepinize, Down sendromlu çocuklarımızın dünyasına hoşgeldiniz diyorum" dedi. Konuşmanın ardından program çocukların gösterileri ve Gelişimsel Pediatri Uzmanı Dr. Derya Ay ve Çocuk Gelişim Uzmanı Hande Ataç’ın sunumlarıyla devam etti. Son olarak çocuklar tarafından yapılan resim ve çorap boyama sergisinin gezilmesiyle program sona erdi.
Ankara MHP Genel Başkanı Bahçeli: "Vandallığa demokrasi nöbeti diyorlar" Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Vandallığa demokrasi nöbeti diyecek kadar gerçeklerden kopmuş, milletine ve devletine yabancılaşmış bohem ve bonservis bedeli çoktan ödenmiş bir muhalefet anlayışı karşımızdadır" dedi. MiHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sosyal medya hesabından Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından yapılan gösterilere ilişkin açıklama yaptı. Bahçeli açıklamasında, "Düşünce hayatımızda tıpkı Süheyl Yıldızı gibi parlayan merhum Ziya Gökalp, bir defasında isabet ve itinayla ihata edilmiş şu cümleyi beyaz sayfalara dökmüştü: ’Fikirleri hislerine tevafuk ve istinat etmeyen bir insan ruhen hastadır.’ Fikrinde ve zikrinde onarılmaz hasarlar bulunan kimselerin ruhen sıhhatli olmalarını beklemek işin özünde boşa kürek çekmek, boşuna zaman tüketmektir. Saraçhane provokasyonuyla Türkiye’nin önünü kesmek için kuyruğa giren hastalıklı CHP’sinden diğer marjinal parti ve yasa dışı sol gruplara kadar alayı emel, eylem ve sözleriyle düşmanları aratmayan bir çizgide pozisyon almışlardır" dedi. "Vandallığa demokrasi nöbeti diyorlar" Bahçeli, "Vandallığa demokrasi nöbeti diyecek kadar gerçeklerden kopmuş, milletine ve devletine yabancılaşmış bohem ve bonservis bedeli çoktan ödenmiş bir muhalefet anlayışı karşımızdadır. Ülkemizin yükselen değer ve prestijinin gözle görülür şekilde hız ve ivme kazandığı bir dönemde Saraçhane komplosunu birdenbire devreye alanlar, Türk ve Türkiye düşmanlarına rehin düşen ve bundan mülhem batıla hizmetkâr olan işbirlikçilerdir. Maske takıp polisimize taş atan, balta fırlatan, havai fişekle saldıran, asit saçan alçakların demokrasi, hukuk veya özgürlükle hiçbir ilgisi ve ilişkisi yoktur" ifadelerini kullandı. "Zulüm 1453’de başladı diyenler şehir eşkıyasından başkası değildir" Bahçeli, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Zulüm 1453’de başladı diyenler Şehzadebaşı Camii’ni ve haziresini kirleten bir avuç casus aparatı, aynı şekilde paçoz ve şehir eşkıyasından başkası değildir. Cami duvarına pisleyenlerden, yakıp yıkmayı demokrasi olarak lanse edenlerden, milletimizin alın teri, helal emeği olan belediye kaynaklarını organize rüşvet, hırsızlık ve yolsuzluk anaforunda hiç edenlerden tarih ve adalet önünde hesap sorulmalıdır. Sayın Cumhurbaşkanımızın merhume ve muhterem annesine edilen küfürler kimlerin köprübaşlarını tutmak için sokaklara çıktığını göstermektedir. Şahsımın tedavi süreciyle ilgili fitne ve dedikodu kampanyası üreten şeytani niyetlerin sokak anarşisini nasıl da alevlendirmek istedikleri malumumuzdur." "Türkiye oyuncak değildir" Türkiye Cumhuriyeti’ni can pahasına savunacaklarını aktaran Bahçeli, şunları kaydetti: "Cumhur İttifakı, CHP’nin muhbir ve muhabir mihmandarı olduğu çok boyutlu tahrik ve tahrip dalgasını kırmaya muktedirdir. Çünkü büyük Türk milleti yanımızdadır. Yabancı istihbarat örgütlerinin kuklası olup sokaklara dökülenlerin, iç asayiş ve huzur ortamını bozanların yakasından tutmak mutlaka sağlanmalıdır. Türkiye oyuncak değildir, karanlık oyunlara gelmeyecektir. Bin aydan daha hayırlı olan bugünkü Kadir Gecemizde Cenab-ı Allah’tan niyazım rahmetini, merhametini ve mağfiretini milletimizden esirgememesi, milli birliğimizi ve bin yıllık kardeşliğimizi sonsuza kadar muhafaza buyurmasıdır. Vatanımızın, bayrağımızın, bağımsızlığımızın, bekamızın, mukaddesatımızın, milli ve manevi pek çok değerimizin kadrini kıymetini bilmek dileğiyle aziz milletimizin, Türk-İslam aleminin müstesna, mübarek ve muhteşem fecirlerle müjdelenen Kadir Gecesi’ni dualarımla tebrik ediyorum."