GÜNDEM - 07 Ekim 2024 Pazartesi 15:04

"Dedeliğin, nineliğin modası geçti"

A
A
A
"Dedeliğin, nineliğin modası geçti"

Kocaeli’de düzenlenen kitap fuarında bilimsel yöntemler ışığında yaşlanmaya son veren bilgileri paylaşan Dr. Ayşegül Çoruhlu, "Yaşlanma bir hastalıktır. Tedavi edilebilir ve durdurulabilir. Öğreneceğiniz yöntemler sayesinde zamana karşı savaşla yaşlanmak yerine gençleşebileceğinizi göreceksiniz. Şu andan itibaren dedelik-nineliğin modası geçti. Bizler öyle yaşlanmayacağız. Bilim insanları geriye doğru yaşlanmanın mümkün olacağını söylüyor" dedi.



Kocaeli Kongre Merkezi’nde düzenlenen ve bu yıl 14’üncü kez kapılarını açan Kocaeli Kitap Fuarı tüm heyecanıyla devam ediyor. Çok sayıda etkinliğin düzenlendiği fuar, birbirinden önemli konu ve konuklarıyla dikkat çekiyor. Bu kapsamda Akçakoca Konferans Salonu’nda düzenlenen oturumda yazar ve Dr. Ayşegül Çoruhlu; uzun, sağlıklı yaşamanın mümkün olduğunu söyledi. "Longevity Planı" adlı kitabının içeriğinde yer alan uzun ve sağlıklı yaşam formüllerini kendisini dinlemeye gelenlere anlatan Dr. Ayşegül Çoruhlu, "Longevity (Uzun ömürlülük) adı verilen bu yeni tıbbın hedefi, sizi hastalıklarınızın henüz başlamadığı, gençlikteki sağlığınıza döndürmektir. Unutmayın, yaşlanma bir hastalıktır. Tedavi edilebilir, durdurulabilir. Bu kitapta öğreneceğiniz yöntemler sayesinde zamana karşı savaşla yaşlanmak yerine gençleşebileceğinizi göreceksiniz" diye konuştu.



"Dedelik-nineliğin modası geçti"


Sağlıklı yaş almanın elimizde olduğuna dikkat çeken Dr. Çoruhlu, “Elbette kimse 100 yaşına kadar yaşayıp da son 20 yılını ağrılar ve sancılarla geçirmek istemez. Size bir haberim var. Şu andan itibaren dedelik-nineliğin modası geçti. Bizler öyle yaşlanmayacağız. Bilim insanları geriye doğru yaşlanmanın mümkün olacağını söylüyor. İşte Longevity Planı, o zamana en az zararla, en sağlıklı halinizle ulaşmak, o güne olabilen en geç hücrelerle varabilmek için rehberiniz olacak. Biyolojik olarak yerinizde saymaya başladığınızda şu anki durumunuzdan daha iyi bir halde olmanın yollarını fark edeceksiniz” ifadelerini kullandı.



"Dedeliğin, nineliğin modası geçti"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Amatör Spor Haftası Aydın’da törenle başladı Amatör Spor Haftası kutlamaları tüm Türkiye’de olduğu gibi Aydın’da da düzenlenen tören ile başladı. Gençlik ve Spor Bakanlığı, Spor Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu tarafından her yıl ortaklaşa planlanan, her yaştan insanın spor yapması için düzenli fiziksel aktivitelerin oluşturulmasını özendirmek ve yeni bireylerin spora kazandırılması için farkındalık oluşturmak amacıyla gerçekleştirilen Amatör Spor Haftası bu yıl 7-11 Ekim tarihleri arasında ülke genelinde olduğu gibi Aydın’da da kutlanıyor. Aydın’da Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından düzenlenecek Amatör Spor Haftası etkinlikleri Aydın Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü önünden düzenlenen açılış töreni ile başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından konuşan Aydın Gençlik ve Spor İl Müdürü Cenap Fillikçioğlu, "Bakanlığımızın katkıları ve sağladığı imkanlarla tesislerimizle çok yakın bir gelecekte bütün çocuklarımızın en az bir spor dalı ile ilgilendiği bir ülke olma gayretindeyiz. Sporcuların ve gençlerin aktif katılımlarını teşvik etmek amacıyla Bakanlığımızın hizmet anlayışı ‘Sporu tabana yayıyoruz’ sloganına uygun bir şekilde her geçen gün ilimizin 17 ilçesinde tamamlanan ve devam eden sentetik futbol sahaları, yüzme havuzları ve gençlik merkezleri gibi birçok tesis yatırımlarıyla spora temas zeminini oluşturmaya devam ediyoruz. Amatör spora ve sporcularımıza, gençlerimize verdiği desteklerden ötürü Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, Gençlik ve Spor Bakanımız Dr. Osman Aşkın Bak’a ve Aydın Valimiz Yakup Canbolat’a teşekkürlerimi sunuyorum. Amatör Spor Haftası açılış törenimize hoşgeldiniz diyorum” dedi. Kortej yürüyüşü ile devam eden tören, Aydın Atatürk Kent Meydanı’nda düzenlenen sportif etkinlikler ile son buldu.
Mersin VM Medical Park Mersin’den ’Serebral Palsi’ etkinliği VM Medical Park Mersin Hastanesi, özel çocuklara yönelik ’Serebral Palsi’ etkinliği düzenledi. VM Medical Park Mersin Hastanesi, Serebral Palsi Farkındalık Günü’nde özel çocuklara yönelik anlamlı bir sosyal sorumluluk projesine imza attı. Yenişehir ilçesindeki İzem Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde gerçekleştirilen farkındalık etkinliğine özel çocukların yanı sıra veliler de katıldı. Hastanede görev yapan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Melike Dolmuş ile Diyetisyen Burcu Ada, etkinlikte, serebral palsili çocukların gelişimlerinin, muayene takiplerinin ve beslenmelerinin önemini anlattı. "Muayene takipleri önemli" Uzm. Dr. Melike Dolmuş, erken fetal dönem ile 5 yaş arasında meydana gelen beyin hasarı sonucu oluşan serebral palsinin taşıdığı etkilen hasarın derecesi ve bulunduğu yere bağlı olarak değişkenlik gösterebildiğini ifade etti. Hareket bozuklukları ve kaslardaki spastisitenin serebral palsi belirtileri arasında yer aldığını vurgulayan Dolmuş, bu belirtilerin fark edilemeyecek kadar hafif olabileceği gibi bir veya birden çok uzuvda önemli hareket bozuklukları şeklinde gözlemlenebileceğini kaydetti. Uzm. Dr. Dolmuş, muayene takiplerinin ve egzersiz süreçlerinin gelişimde önemli bir nokta olduğunun altını çizdi. Diyetisyen Burcu Ada da serebral palsili bireylerde epilepsi, entelektüel problemler ve iletişim sorunlarının yanı sıra beslenme problemlerinin de ortaya çıkabileceğini belirterek, beslenme süreçlerine ilişkin velilere yönelik bilgilendirmede bulundu. Uzm. Dr. Melike Dolmuş’un aileler için kontroller de gerçekleştirdiği sosyal sorumluluk etkinliğinde, merkezin yöneticileri Dolmuş ve Ada’ya çiçek takdiminde bulundu.
Kocaeli İşte 6 Şubat depreminde yıkımı arttıran hatalar KOCAELİ (İHA) – Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesinde (KOSTÜ), Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) tarafından deprem, kentsel dönüşüm ve sürdürülebilirlik çalıştayı düzenlendi. 6 Şubat’ta yıkımın fazla olmasının en büyük sebeplerini açıklayan Prof. Dr. Mehmet Emin Aydın, “Kahramanmaraş depreminde birçok bina çöktü ve önemli can kayıpları oldu. Çöken yapılar, genellikle zayıf inşaat malzemeleri, donatı eksikliği ve yatay sismik kuvvetlerini hesaba katmayan tasarım hatalarından kaynaklandı” dedi. Çalıştaya Kocaeli Valisi İlhami Aktaş, Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, Türkiye Bilimler Akademisi Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Bena Abiş, Kocaeli İl Emniyet Müdürü Faruk Karaduman katıldı. TÜBA Çevre, Biyoçeşitlilik ve iklim değişikliği çalışma grubu yürütücüsü Prof. Dr. Mehmet Emin Aydın çalıştayda yaptığı konuşmada, depremlerin şehirlere ve altyapılara yıkıcı hasar verdiğini belirterek, “Sürdürülebilirlik arasındaki ilişki özellikle kentsel nüfus arttıkça ve iklim krizi şehirlere ek yük getirdikçe öne çıkmıştır. Kentsel dönüşüm özellikle deprem bölgelerinde afet risklerini azaltmak ve sürdürülebilirliği arttırmak için önemlidir. 1999 Gölcük depreminde 17 binden fazla can kaybı yaşanmış ve binlerce bina yıkılmıştır. Köprüler, yollar ve kamu binaları gibi kritik altyapıların yıkılması, binaların çökmesiyle birlikte can ve mal kayıplarının ölçeği artmıştır. Kahramanmaraş depreminde birçok bina çöktü ve önemli can kayıpları oldu. Çöken yapılar, genellikle zayıf inşaat malzemeleri, donatı eksikliği ve yatay sismik kuvvetlerini hesaba katmayan tasarım hatalarından kaynaklandı” şeklinde konuştu. "Şehir alt yapıları depremlere dayanacak şekilde tasarlanmalıdır" Yapı standartlarının güncellenmesi ve denetimlerle tasarım standartlara uygunluğunun kontrol edilmesinin önemine değinen Aydın, “Türk Deprem Yönetmeliği, 1999 Gölcük depreminden bu yana önemli ölçüde geliştirilmiş, 2018 revizyonu binalarda depreme dayanıklılık için daha sıkı şartlar getirmiştir. Yapılarla yönetmelikler yeni inşa edilecek binaların gelecekteki sismik olaylara dayanabilmesini sağlamak için çok önemlidir. Türk Deprem Yönetmeliği’nin son versiyonu uluslararası standartlarla uyumludur ancak uygulama ve denetimlerde eksiklikler vardır. Binaların ötesinde Türk şehir altyapıları depremlere dayanacak şekilde tasarlanmalıdır. Hızlı tahliye için yol ağları, atık su, gaz ve enerji sistemleri gibi kritik altyapıların dayanıklılığının sağlanması ve acil durum barınakları için açık alanlar oluşturulması gibi hususlar dikkate alınmalıdır. Yeşil, sulak alanların azalması ve kirlilik gibi çevresel sorunlara karşı, dönüşüm projelerinde gdaha fazla iklim dostu, kentsel tasarım ülkelerinin benimsenmesi gerekir. Yeşil çatılar, parklar ve sürdürülebilir direnaj sistemleri gibi yeşil altyapılar, şehirlerin iklim değişikliğine karşı dayanıklılığını da arttırmaktadır. Su kıtlığı, iklim değişikliği nedeniyle birçok şehirde artan endişe kaynağıdır. Verimli su yönetimi uygulamalarını içermeyen kentsel dönüşüm projeleri, bu sorunları daha da kötüleştirebilir. Buna karşılık yoğun yağışlar sırasında su baskını riskini azaltmak ve aynı zamanda su tasarrufunu teşvik etmek için sürdürülebilir direnaj sistemleri önemlidir” dedi. “Yataydan gelen yükleri taşımak için ilave donatılara, ilave yapı elemanlarına ihtiyaç var” Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas, birinci görevin mevcut yapıların yatay artışındaki değişime karşı güçlendirilmesini ifade ederek, ”Ülkemizde bildiğiniz gibi deprem bölgelerinin haritası var. Bazı bölgeler kırmızı, sarı, beyaz. Birden dörde kadar giden bir durum var. Deprem oldukça gelişen bir harita. Bugün, 2018’deki haritayı, kullanıyoruz ve bu da Hatay depreminden sonra değiştirilmek üzere. Yani bizim temel dayanağımız deprem bölgeleri haritası. İkinci temel dayanağımız ne? Bu deprem bölgeleri üzerinden, hangi bölgede nasıl bir yapı yapacağımızı gösteren deprem yönetmeliğimiz var. Bu yönetmeliğimiz de yine 1953, 1964, 1975, 1998, 2007, 2017 ‘ de değiştirildi. Deprem yönetmeliği değiştirilince ne oluyor? Binaların düşey yüklerini zaten kolonlar karşılıyor. Ama yataydan gelen yükleri taşımak için ilave donatılara, ilave yapı elemanlarına ihtiyaç var. Birinci görevimiz mevcut yapının yatay artışındaki değişime karşı güçlendirilmesidir. Şimdi yönetmelik değişiyor. Binaya gelen yük artıyor ama bina orada duruyor. Hani mevcut yapılmış binlerce, milyonlarca binamız var. Daha önceki yönetmeliklere göre yapılmış. O yüzden birinci görevimiz bu mevcut yapıların yatay artışındaki değişime karşı güçlendirilmesi. İkincisi; mevcut binaların yönetmeliğe göre yapılması. Tabi burada karşımıza çok büyük sorun çıkıyor. Yeni yapılmış, 5 sene önceki yapı için, ‘bu bina depreme karşı güvenlidir’ cümlesini kimse yazamaz, çok zor yazar. Çünkü öyle bir yönetmelik getirmişiz ki kendimizi bağlamışız. AFAD başkanımızı ziyaret ettiğimizde gündeme geldi. Kendisi, bu konuda bir hazırlık olduğunu, sürecin kolaylaşacağını, daha basitleştireceklerini ifade etti” dedi. “150 bin bağımsız birimin güçlendirilmesi veya yeniden yapılması gerektiği de tespit edilmiştir” Deprem başta olmak üzere afetlerin zararlarını azaltmaya yönelik çalışmalarını sürekli güncelleyerek sürdürdüklerini belirten Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Berna Abiş ise, ”Deprem gerçeği, kentsel dönüşüm ve toplumsal etkileri sürdürülebilirlik ve uygulamalar ana başlıklarından toplumun biliçlendirilmesi başlığını da eklersek, kamu kurum ve kuruluşlarından özel sektörün, sivil toplumdan halkın tüm katmanlarına kadar hepimize bu konuda önemli görevler düştüğünü görüyoruz. Biz Kocaeli Büyükşehir Belediyesi olarak deprem başta olmak üzere, afetlerin zararlarını azaltmaya yönelik çalışmalarımızı sürekli güncelleyerek sürdürüyoruz. Bu konuda afet öncesi, afet sırasında ve afet sonrasında yapılacak faaliyetlerin yanı sıra özellikle kentsel dönüşünü önceliyor ve kentimizi dirençli şehirler haline getirmek için var gücümüze çalışıyoruz. Deprem riski altındaki yapıların belirlenmesi projesi kapsamında kentteki yapı stoğunu incelemişiz. Tarama faaliyetleri Temmuz ayında tamamlanmış, 150 bin bağımsız birimin güçlendirilmesi veya yeniden yapılması gerektiği de tespit edilmiştir. Marmara Araştırma Merkezi, 12 ilçe belediyemiz, Kocaeli Üniversitemiz, Gebze Teknik Üniversitemiz ve Türk Mühendisler ve Mimarlar Odalar Birliği ve diğer paydaşlarımızla birlikte dirençli şehir Kocaeli Hedefi için çalışmalara başlamış olup 14 ayrı eylem planı üzerinde sürdürmektedir. Belediyemizin ilgili birimleriyle diğer tüm paydaşlarımızın çalışmaları eş birim olarak yapılmakta olup çalışmaların tamamlandıktan sonra şehirlerimizin dirençli bir hale gelmesi planlanmaktadır” ifadelerini kullandı. “Deprem denilince herkesin aklına geçmişteki acı hatıralar geliyor” Türkiye Bilimler Akademisi Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker ise, “Deprem denilince hepimizin aklına yaşanmış, geçmişteki acı hatıralar, gözümüzün önünden geçen enkazlar geliyor. Depremler önlenemez. Bu afetlerin hasarını azaltabiliriz. Aldığımız tedbirlerle, yapacağımız düzenlemelerle, özenle ve farkındalığı oluşturarak hasarı azaltma, hasarın topluma vereceği zararı en azından indirme travmalarını azaltma şeklinde çalışmalar yürütebiliriz” dedi. “Gün geçtikçe afetlerin sayıları ve etkileri artmakta” Afetlerin gün geçtikçe sayılarının ve etkilerinin arttığını belirten Kocaeli Valisi İlhami Aktaş, "Ülkemiz jeopolitik konumunun yanı sıra coğrafik anlamda da birçok afetin yaşandığı, özellikle son yıllarda küresel ısınma, çevre değişikliği, iklim değişikliğiyle beraber hemen hemen her yıl değişik konularda sadece deprem olarak değil, sel felaketi, taşkınlar, kuraklık, orman yangınları gibi değişik afetler yaşamaktayız. Bu afetler gün geçtikçe de artmakta, hem sayıları hem de etkileri artmakta. Tabi 6 Şubat’ta asrın felaketi olarak zirve yapan bir deprem gerçeğiyle Türkiye baş başa kaldı. Bu deprem sadece 6 Şubat’ta olanla değil, son 15-20 yılımıza, 30 yılımıza baktığımızda hemen hemen her yıl bu kadar büyük olmasa da bölgesel anlamda büyük etkiler oluşturan depremlerle karşı karşıya kaldık. Afet olduktan sonra can kaybının telafisi hiçbir zaman mümkün değil ama ekonomik anlamda yapacağımız afetten sonraki harcamaların çok cüzi bir miktarını afet öncesi harcayarak yerine bunları önleyebileceğimiz çok açık” ifadelerini kullandı. Türkiye Bilimler Akademisi üyeleri, bakanlıklardan temsilciler, devlet ve vakıf üniversitelerinden öğretim üyeleri, yerel yönetim temsilcileri, çeşitli mesleki derneklerden ve özel sektörden alanında araştırıcı, uzman ve yöneticiler ile afet yönetimi ve sürdürülebilirlik konusunda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarından temsilcilerin de katıldığı oturumlarda "deprem gerçeği, "kentsel dönüşüm ve toplumsal etkileri" ile "sürdürülebilirlik ve uygulamalar" konuları ele alındı.
Bursa 2024 Mudanya Triatlonu için geri sayım başladı Türkiye Triatlon Federasyonu ve Mudanya Belediyesi’nin işbirliği Mudanya’da ilk kez yapılacak 2024 Mudanya Triatlonu için geri sayım başladı. Mudanya Belediyesi, Mudanya kaymakamlığı ve Türkiye Triatlon Federasyonu işbirliği ile ile 12-13 Ekim tarihlerinde Mudanya’da düzenlenecek olan 2024 Mudanya Triatlonu için Mudanya Polis Evi’nde basın açıklaması gerçekleştirildi. Mudanya Kaymakamı Ayhan Terzi, Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, Bursa İl Gençlik ve Spor Müdürü Rahmi Aksoy, ve Türkiye Triatlon Federasyonu Başkan Vekili Bülent Cendik’in katıldığı toplantıda, Mudanya’nın ilk kez ev sahipliği yapacağı müsabaka hakkında bilgiler verildi. Türkiye’nin her yerinden yaklaşık 500 sporcu katılacak Tiriatlona yaklaşık 500 sporcunun katılacağını söyleyen Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, "Bizim Mudanya hep üçlemelerin ilçesidir. Tarih, turizm ve tarım Mudanya’da. Zeytin, incir, üzüm Mudanya’da. Güzelyalı, Trilye ve Mudanya’yız biz. Tarihi boyunca büyük mücadeleler göstermiş ve elde ettiklerini hep mücadelelerle elde etmiştir. Mudanya karakter ve tarihiyle Triatlon sporunun çok yakıştığını düşünüyorum. Federasyonumuz da bu konuda yaklaşım gösterdi. Türkiye Şampiyonası Finali’ni de buraya aldık. Mütareke’nin 102. yılına da bu etkinliği ekleyerek güzel bir organizasyon oluşturduk. Hepsinden daha önemlisi kaymakamımız çok önemli destekler verdi. Hafta sonu yaklaşık 500 sporcunun katılacağız Triatlon yarışması düzenleyeceğiz. İleride hedefimiz Uluslararası Triatlon etkinliği düzenlemek" ifadelerini kullandı. “Mudanya’nın bu organizasyonu çok güzel yapacağına inanıyorum” Organizasyon hakkında bilgi veren Türkiye Triatlon Federasyonu Başkan Vekili Bülent Cendik, "Beklentimizin çok üzerine bir katılım var. Toplam 485 sporcumuz çeşitli mesafelerde burada yarışacak. M3 400 metre sporcular yüzecek, 8 km bisiklet sürüp, 2.4 km koşacaklar. Yıldızlar 500 metre yüzecekler 12 km bisiklet sürüp, 3 km koşu yapacaklar. Sprint mesafe ise 750 metre yüzüş, 20 km bisiklet ve 5 km koşacak sporcularımız. Mudanya’daki ilk yarışımız için heyecanlıyız. M3, Yıldızlar ve Gençler finallerimiz burada olacak. Puansız bir yarış buna rağmen çok güzel katılımlar var. Mudanya’nın bu organizasyonu çok güzel yapacağına inanıyorum" şeklinde konuştu. “Mudanya’nın markasına katkı sağlayacağına inanıyorum” Ulusal çapta gerçekleşecek organizasyonun gelecekte uluslararası boyuta ulaşabileceğini belirten Gençlik ve Spor Bursa İl Müdürü Rahmi Aksoy, "Mudanya Mütarekesi’nin 102. yıl dönümü çerçevesinde 12-13 Ekim tarihlerinde pek çok yerli ve yabancı yarışmacının katılacağı bu organizasyondan dolayı çok mutluyum. Mudanya’nın ilk defa yaptığı bu organizasyonun ileride daha çok olacağına inancım tam. Mudanya’mızın markasına önemli bir katkı sağlayacağına inanıyorum" diye konuştu. “Halitpaşa Caddesi trafiğe kapatılacak” Organizasyon öncesi gerekli tedbirlerin alındığını kaydeden Mudanya Kaymakamı Ayhan Terzi, "Mudanya’dan bahsederken hep tarımın kenti diye bahsediyoruz. Bugün geldiğimiz noktada çok güzel bir faaliyetle, sporla Mudanya’mızı tanıtacağız. Bu yarış ilk defa burada olacak. Geleneksel hale gelmesini ben de istiyorum, umarım yaparız. Kazasız belasız geçmesi için tüm ekiplerimizle gerekli tedbirlerimizi aldık. İster istemez yol kapatmalarımız oluyor. Herkesten rica ediyorum, yol kapama ve yarış saatlerine göre seyahatlerimizi planlarsak mutlu oluruz. Halitpaşa Caddesi’nde mecburen trafiği bir süre kapatıyoruz" dedi.