GÜNDEM - 07 Ekim 2024 Pazartesi 13:15

14. Kocaeli Kitap Fuarı

A
A
A
14. Kocaeli Kitap Fuarı

14. Kocaeli Kitap Fuarı’nda çocuk, anne, baba ilişkisi üzerine konuşan yazar Hatice Kübra Tongar, "Çocukların 3 ebeveyni vardır. Anne, baba ve anne-babasının ilişkisi. Çocuklarınıza bırakabileceğiniz en kıymetli miras, anne babanın mutlu ilişkisine onları şahit etmektir" diye konuştu.


Büyükşehir belediyesinin düzenlediği 14. Kocaeli Kitap Fuarı, kitap tutkunlarını sevdikleri yazarlarla bir araya getirmeye devam ediyor. Bu kapsamda Kocaeli Kongre Merkezi Akçakoca Konferans Salonu’nda Yazar Hatice Kübra Tongar sevenleri ile buluştu. "Bağırmayan anne ve baba olmak" adlı söyleşide konuşan Yazar Hatice Kübra Tongar, "Aile sistemi içinde gevşeklikler oluşturduğumuz zaman araya çok kötü şeyler giriyor. Ailede safları sıkı tutmak zorundayız. Bu zamanın ailelerinin en şikayet ettiği konu cinsiyetsizleştirme. Aileler, çocukları cinsiyetine uygun yetiştirirken zorlanıyor. Bu konuda dikkat etmemiz, eşimizle ve çocuklarımızla sağlıklı iletişim kurmalıyız” ifadelerini kullandı.



"Çocukların 3 ebeveyni vardır. Anne, baba ve anne-babasının ilişkisi"


Çağımızın en büyük probleminin kontrolsüz internet kullanımı olduğunu vurgulayan Tongar, "Çocukların eline kontrolsüz hiçbir şeyin verilmemesi gerekiyor. Siz kontrol ettikçe çocuklar tabii ki bu durumdan memnun olmayacak. Bizim ebeveyn olarak görevimiz çocukları memnun etmek değil onları korumak. Birbirimizle ilişki kurmayı unutmayalım. Karı koca ilişkisini lütfen ihmal etmeyelim. Çocukların 3 ebeveyni vardır. Anne, baba ve anne-babasının ilişkisi. Çocuklarınıza bırakabileceğiniz en kıymetli miras, anne babanın mutlu ilişkisine onları şahit etmektir” diye konuştu.


Yazara konuşmalarının sonunda büyükşehir belediyesinin Kocaeli’nin tanıtımı için hazırlamış olduğu Havadan Fotoğraflarla Kocaeli adlı kitap hediye edildi.



14. Kocaeli Kitap Fuarı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli "Sosyal medya bizi dibine kadar kandırıyor" Kocaeli’de "Sosyal medyada kullanan mı, kullanılan mısın?" adlı söyleşi de sevenleri ile bir araya gelen Yazar Yelda Kırçuval, "Sosyal medya bizi dibine kadar kandırıyor. Sanal ve doğru olmayan bilgilerle sosyal medya bize kendimizden uzaklaştırıyor. Sosyal medya insanda ve özellikle gençlerimizde kıyaslama duygusunu yaratıyor" dedi. Bu yıl "Savaşın ve Acının Edebiyatı" teması ile düzenlenen 14. Kocaeli Kitap Fuarı, üçüncü gününde Kocaeli Kongre Merkezi’nde devam ediyor. Karamürsel Alp Salonu’ndaki söyleşilerde yazarlar Yelda Kırçuval ve Çetin Deniz katılımcılara hitap etti. “Beynini Konfor Alanından Çıkart” konulu söyleşisinde konuşan Yazar Çetin Deniz, şükretmenin insan beyni üzerindeki etkilerine değinerek, "Şükür etmek beynin kalitesini, aktivasyonunu, sağlıklı çalışmasını, konfor alanına girmeden üretken halde hayata devam etmesini sağlayan yapıyı da beraberinde oluşturuyor" diye konuştu. "3 buçuk milyar dolarlık sağlıklı çalışan bir beyne sahip olduğumuzdan dolayı güne şükrederek başlamamız lazım" İnsan beyninin düzgün çalışan sisteme sahip olduğunu belirten Yazar Çetin Deniz, "Sabah kalktığınızda kendinizi, çocuğunuzu, eşinizi, anne ve babanızı hatta aynaya baktığınızda kendinize güzel sözler söyleyen bir kişi ile karşı karşıya bulursunuz. Kendinizle sağlıklı iletişim kurabiliyorsunuz. Her sabah kalktığımızda bence 3 buçuk milyar dolarlık sağlıklı çalışan bir beyne sahip olduğumuzdan dolayı güne şükrederek başlamamız lazım. Beynin sağlık çalıştığını bilerek ve buna şükretmek gerekir. Bu düzgün çalışan 3 buçuk milyar dolarlık beyni bir virüs bozar mı? Evet bozar. Hiç fark etmezsiniz küçük virüsün bulaşması tüm sistemi altüst eder” şeklinde konuştu. "Sosyal medya bizi kendimizden uzaklaştırıyor" Yazar Yelda Kırçuval da Karamürsel Alp Salonu’nda okurlarıyla bir araya geldi. "Sosyal medyada kullanan mı, kullanılan mısın?" adlı söyleşisinde katılımcılara seslenen Kırçuval, "Sosyal medya bizde bağımlılık yaratıyor. Biz sosyal medyada bağımlı mıyız, yoksa sosyal medyaya bağımlı mıyız. İnsan hiçbir çıkar gözetmeksizin ailesine bağlıdır. Orada kayıtsız, şartsız ve karşılık olmadan, bir sevgi ve bağ vardır. Sosyal medya çok basit nasıl bizim iliklerimize kadar işliyor. Birincisi ve en basiti, sosyal medya bizi dibine kadar kandırıyor. Sanal ve doğru olmayan bilgileri, bize yansıta yansıta kendimizle aramıza koyacağımız kocaman mesafe haline getiriyor, kendimizden uzaklaştırıyor. Sosyal medya insanda ve özellikle gençlerimizde kıyaslama duygusunu yaratıyor. ’Onda var, bende niye yok’ diye düşündürüyor. Sosyal medya ne yapıyor seni başkaları ile kıyaslatarak seni bozuyor. Gençlerimiz de özellikle, ’Sen oralara gidemezsin, onun parası var, o gitti sen gidemezsin’ algısını veriyor sana” dedi.
Yozgat Yozgat’ta işgalin yıl dönümünde Filistin için destek yürüyüşü düzenlendi Yozgat’ta “Direnişin Simgesi Gazze” temalı tepki yürüyüşü düzenlendi. Türkiye’nin dört bir yanından yükselen tepkiler, Yozgat’tan da güçlü bir şekilde yankı buldu. Yozgat Valiliği, İl Müftülüğü, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ile Yozgat Filistin Dayanışma Platformu tarafından düzenlenen yürüyüş, İsrail’in vahşi saldırılarını kınamak ve Filistin halkına destek vermek amacıyla gerçekleştirildi. Terminal mevkiinde toplanan kalabalık, sloganlar eşliğinde Lise Caddesi’nden Cumhuriyet Meydan’ına kadar yürüdü. Yürüyüşte çeşitli sivil toplum kuruluşları ve siyasi parti temsilcileri ile çok sayıda öğrenci yer aldı. Kuran-ı Kerim tilavetiyle başlayan etkinlikte Şehit Fuat Bahadır Buharalıoğlu Anadolu Lisesi 10. sınıf öğrencisi Zeynep Ebrar Kumral yaptığı açıklamada Gazze ve insanlığın dünyanın gözü önünde katledildiğini ifade etti. Filistin’deki katliamların tam bir yıldır devam ettiğine dikkat çeken Kumral, “Tam bir yıldır çocuk, kadın, genç, ihtiyar demeden devam eden bir katliam var. Her geçen saniye şehit edilen kardeşlerimizin sayısı artıyor. Okullar, hastaneler ve yaşlı bakım evleri tüm dünyanın gözü önünde acımasızca bombalanıyor. Milyonlarca insanın barınma, eğitim gibi hakları ellerinden alınıyor.” dedi. Etkinlik Cumhuriyet Meydanı’nda yapılan açıklamanın ardından sona erdi.
Kayseri AK Partili Durdu Mehmet Yalçın: "İsrail durdurulmalıdır! Netanyahu hesap vermelidir" AK Parti Kayseri İnsan Hakları Başkanlığı’nca İsrail’in, başta Gazze olmak üzere gerçekleştirdiği insan hakları ihlallerinin katliamlarının unutulmamasını sağlamak ve katledilen masumları anmak amacıyla basın toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan AK Parti Kayseri İl Başkan Yardımcısı Durdu Mehmet Yalçın; "Bugün, İsrail’in Filistin’e yönelik başlattığı insanlık dışı saldırının birinci yılında bir araya gelmiş bulunmaktayız. Bu vesileyle, Filistin halkının maruz kaldığı zulmü bir kez daha güçlü bir şekilde kabul etmediğimizi ve Filistin davasını savunmaya devam edeceğimizi tüm dünyaya bir kez daha ilan ediyoruz. İsrail, Gazze Şeridi’ne yönelik başlattığı saldırılar ile Filistinli savunmasız sivilleri hedef almış, uluslararası hukuku hiçe sayarak büyük bir insanlık suçuna imza atmıştır. İşlediği soykırım suçunun üzerini örtmek için de 7 Ekim’i bahane etmektedir. Bu noktada çok önemli bir gerçeğin altını çizmek istiyoruz: 7 Ekim’i, meselenin sanki sıfır noktasıymış gibi ele alan bir yaklaşımı kesinlikle kabul etmiyoruz. 7 Ekim esasında İsrail katliam ve soykırım makinasının hız ve şiddetinin daha da artmasıdır. Bir yılın içinde 17 binden fazla çocuk, 11 binden fazla kadın olmak üzere 42 binden fazla masum Filistinli sivil İsrail’in acımasız ve insanlık dışı saldırılarında şehit düştü. Hiçbir şey 7 Ekim’de başlamadı. Süre giden soykırıma 7 Ekim sebep olmadı. 77 yıllık bir işgal, zulüm ve katliam tarihinden bahsediyoruz. Topraklarından edilmiş; hakları ve malları gasp edilmiş; öldürülmüş; katliama uğramış milyonlardan bahsediyoruz. Böyle bir gasp ve hırsızlığın üstüne kurularak, uluslararası hamilerinden yüz bulup günümüze kadar gelen bu suç şebekesinden zaten ne hak ne hukuk ne de adalet beklenebilir. Diğer taraftan, uluslararası hiçbir kurum bu insanlık dışı durumun durdurulması için yeterli çaba sarf etmemiş, insan haklarını ağzından düşürmeyen bazı Batılı devletler maalesef ki İsrail’i kınama cesareti bile gösterememiştir. Bugün hala uluslararası toplum gereken adımları atmaktan, uluslararası hukuku işletmekten son derece uzaktır. İsrail, bölgenin ortasına Batılı güçlerce bırakılmış bir bomba misali on yıllardır bölgede istikrarsızlık ve kaos kaynağı olmayı sürdürmektedir. İsrail, kurulduğu günden bu yana, Batı’nın çifte standardını, iki yüzlülüğünü ve ikircikli tavrını gösteren bir örnek olmuştu. 7 Ekim’den bu yana da acizlik, zayıflık ve sefaletini de göstermiş oldu. Bugün bu katliama ses çıkarmayan hiçbir devletin kendini ciddi bir devlet olarak görme hakkı yoktur. Yine bugün bu soykırıma itiraz edemeyen hiçbir ülkenin insanlığa söyleyecek tek bir sözü kalmamıştır. İsrail 1930’ların Nazi Almanyası’ndan farksızdır. Tıpkı Nazi Almanyası gibi soykırımcı, saplantılı ve ırkçı bir ideolojiye sahiptir. Yine tıpkı Nazi Almanyası gibi saldırgan, şımarık, küstah davranışlar sergilemektedir. İsrail bugün Ortadoğu’da etrafına bulaşan ve tüm bölgenin düzen ve istikrarını tehdit eden bir yapıdır. Nazi Almanyası’nın durdurulmamasının dünyanın başına açtığı dertleri tarihten biliyoruz. Bugün de İsrail durdurulmadığı takdirde tüm bölgeyi ateşe atana kadar devam edecektir" dedi. "İsrail durdurulmalıdır! Netanyahu hesap vermelidir" diyen Yalçın sözlerini; "Diğer taraftan devam eden bu vahşet karşısında ortak bir adım atamayan İslam dünyasının içinde bulunduğu durumdan da dersler çıkarmalıyız. Bu anlamda güçlü bir Türkiye’nin daha adil bir dünya ve daha etkin bir İslam dünyası için ne kadar elzem olduğunu bir kez daha görüyoruz. Türkiye olarak Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Filistin’in haklı davasını her zaman ve her platformda savunduk; savunmaya da devam edeceğiz. Türkiye, yalnızca diplomatik yollarla değil, aynı zamanda insani yardımlar ve kalkınma projeleriyle de Filistin halkının yanında olmuştur. Filistin’e yapılan insani yardımların büyük çoğunluğu bugün ülkemiz tarafından yapılmaktadır. Konuyu insani boyutlarının yanı sıra stratejik boyutlarıyla da en ince ayrıntılarına kadar ele alıyoruz. İsrail saldırganlığının ülkemize de yönelebileceği riskini tüm bölge ülkeleri gibi biz de görüyoruz. Vadedilmiş topraklar safsatasının içine ülkemiz topraklarını da katan bu suç şebekesinin planlarının farkındayız. Stratejik tüm hazırlıklarını yapan bir ülkenin özgüvenini taşıyoruz. Fakat aynı zamanda toplumsal istikrarın da hayati olduğunu bildiğimizden iç cepheyi güçlü tutmak için vatandaşlarımızı ülkemizin karşılaşabileceği uluslararası tehditler konusunda siyasi ve ideolojik tutumlarından bağımsız olarak tek bir cephede birleşmeye davet ediyoruz. Bu nedenle Cumhurbaşkanımızın yıllardır tekrar ettiği “bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep beraber Türkiye olacağız” şiarını bir ahitleşme olarak görüyoruz. Bu anlamda güçlü bir Türkiye’nin ve siyasi iradenin öneminin hem bölgemiz hem de insanlık için ne denli hayati olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. Filistin davasına sahip çıkan Cumhurbaşkanımızın küresel çeteler ve onların yerli işbirlikçileri tarafından yıllardır neden hedef alındığını bugünlerde yeniden idrak ediyoruz. Filistin, sadece bir coğrafi bölge ya da bir halkın mücadelesi değildir; Filistin, tüm insanlığın vicdan davasıdır. Filistin’in bağımsızlık mücadelesi, aynı zamanda evrensel insan hakları mücadelesidir. İsrail’in işgal politikalarına, Filistin halkına uyguladığı zulme ve insan hakları ihlallerine karşı mücadelemiz Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde devam edecektir." şeklinde tamamladı.
Kars Kars Veteriner Hekimleri Odası 18. Seçimini yaptı 13 Aralık 1988 yılında kurulan Kars Veteriner Hekimleri Odası 18. Olağan Genel Kurulunu yaptı. 36 yıldır kamu niteliğinde meslek odası olarak bölgede üye veteriner hekimlerin mesleki birlik ve beraberliğini tesis etmek, mesleki dayanışma kültürünü arttırmak ve veteriner hekimlik mesleğinin ülke ve bölge menfaatine proje ve stratejiler üretmesi için çalışmalar yapan Kars Veteriner Hekimleri Odası Başkan Ercan Ödül yönetimi tarafından 2021 yılında hizmete açılan kendi hizmet ofisinde tarihinde ilk kez genel kurul ve seçimini başarıyla gerçekleştirdi. Yapılan seçime tek liste olarak giren Başkan Ercan Ödül ve Yönetim Kurulu listesi bu dönem ile birlikte 4. defa genel kurulun tam desteğini alarak 36 yıllık oda tarihinde en uzun süre görev yapan yönetim kurulu unvanına sahip oldu. Tek liste olarak girilen seçimde 70 üye katılarak Başkan Ödül ve Yönetim Kuruluna desteğini açıkça gösterdi. Seçim sonrasında konuşan Başkan Ercan Ödül, “Odamızın 18. Olağan Seçimli Genel Kurulunu gerçekleştirmenin onur ve gururunu yaşıyoruz. İlk defa kendi hizmet ofisimize gerçekleştirdiğimiz ve tek liste olarak girdiğimiz seçimde 70 üyemizin seçime katılarak mesleğine ve meslek odasına sahip çıkması bizleri mutlu etmiştir. Erzurum’dan Genel Kurulumuza teşrif eden Erzurum Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Sayın Ahmet Çağrı Birdal, Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Prof. Dr. Serkan Yıldırım ve Sayın Lütfullah Celep’e, bu zamana kadar yönetim kurulunda başarılı hizmetleri birlikte yürüttüğümüz tüm yönetim kurulu üyesi meslektaşlarıma, bu seçimle birlikte Odamızın en uzun süre görev yapan yönetim kurulu olma unvanını bizlere bahşeden Odamız üyelerine tüm samimiyetimle teşekkür eder, en derin mesleki saygılarımı sunarım” dedi.
Bolu Güner “Netanyahu hesap vermelidir” İsrail’in Filistin’e yönelik başlattığı saldırıların 1’inci yıl dönümü kapsamında konuşan AK Parti Bolu İl Başkanı Suat Güner, “İsrail durdurulmalıdır. Netanyahu hesap vermelidir. Vatandaşlarımızı, siyasi ve ideolojik tutumlarından bağımsız olarak tek bir cephede birleşmeye davet ediyoruz” dedi. İsrail’in 7 Ekim 2023 tarihi ve sonrasında başta Gazze olmak üzere gerçekleştirdiği insan hakları ihlallerinin ve katliamlarının unutulmamasını sağlamak ile katledilen masumları anmak amacıyla 81 ilde eş zamanlı basın açıklaması gerçekleştirildi. İsrail’in Filistin’e düzenlendiği soykırımın 1. yılında Konya’da düzenlenen basın açıklamasında konuşan AK Parti Bolu İl Başkanı Suat Güner, İsrail’in kurulduğu günden beri bölgede zulüm yaptığını söyledi. “Netanyahu hesap vermelidir” Başkan Suat Güner, “İsrail, kurulduğu günden bu yana, Batı’nın çifte standardını, ikiyüzlülüğünü ve ikircikli tavrını gösteren bir örnek olmuştu. 7 Ekim’den bu yana da acizlik, zayıflık ve sefaletini de göstermiş oldu. Bugün bu katliama ses çıkarmayan hiçbir devletin kendini ciddi bir devlet olarak görme hakkı yoktur. Yine bugün bu soykırıma itiraz edemeyen hiçbir ülkenin insanlığa söyleyecek tek bir sözü kalmamıştır. İsrail 1930’ların Nazi Almanyası’ndan farksızdır. Tıpkı Nazi Almanya’sı gibi soykırımcı, saplantılı ve ırkçı bir ideolojiye sahiptir. Yine tıpkı Nazi Almanya’sı gibi saldırgan, şımarık, küstah davranışlar sergilemektedir. İsrail bugün Ortadoğu’da etrafına bulaşan ve tüm bölgenin düzen ve istikrarın tehdit eden bir yapıdır. Nazi Almanyası’nın durdurulamamasının dünyanın başına açtığı dertleri tarihten biliyoruz. Bugün de İsrail durdurulmadığı takdirde tüm bölgeyi ateşe atana kadar devam edecektir. Bu nedenle tüm gücümüzle haykırıyoruz: İsrail durdurulmalıdır! Netanyahu hesap vermelidir! Diğer taraftan devam eden bu vahşet karşısında ortak bir adım atamayan İslam dünyasının içinde bulunduğu durumdan da dersler çıkarmalıyız. Bu anlamda güçlü bir Türkiye’nin daha adil bir dünya ve daha etkin bir İslam dünyası için ne kadar elzem olduğunu bir kez daha görüyoruz. Türkiye olarak Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Filistin’in haklı davasını her zaman ve her platformda savunduk; savunmaya da devam edeceğiz. Türkiye, yalnızca diplomatik yollarla değil, aynı zamanda insani yardımlar ve kalkınma projeleriyle de Filistin halkının yanında olmuştur” ifadelerini kullandı. “Tek bir cephede birleşmeye davet ediyoruz” Birlik çağrısı yapan Başkan Güner, “Filistin’e yapılan insani yardımların büyük çoğunluğu bugün ülkemiz tarafından yapılmaktadır. Konuyu insani boyutlarının yanı sıra stratejik boyutlarıyla da en ince ayrıntılarına kadar ele alıyoruz. İsrail saldırganlığının ülkemize de yönelebileceği riskini tüm bölge ülkeleri gibi biz de görüyoruz. Vadedilmiş topraklar safsatasının içine ülkemiz topraklarını da katan bu suç şebekesinin planlarının farkındayız. Stratejik tüm hamlelerini yapan bir ülkenin özgüvenini taşıyoruz. Fakat aynı zamanda toplumsal istikrarın da hayati olduğunu bildiğimizden iç cepheyi güçlü tutmak için vatandaşlarımın ülkemizin karşılaşabileceği uluslararası tehditler konusunda siyasi ve ideolojik tutumlarından bağımsız olarak tek bir cephede birleşmeye davet ediyoruz” diye konuştu.