GÜNDEM - 25 Eylül 2024 Çarşamba 15:11

Kırşehir’in yeni valisi göreve başladı

A
A
A
Kırşehir’in yeni valisi göreve başladı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan kararname ile İskenderun Kaymakamlığından Kırşehir Valiliğine atanan Murat Sefa Demiryürek, görevine başladı.


Demiryürek, Valiliğe gelişinde vali yardımcıları, il müdürleri ve diğer yetkililer tarafından karşılandı. Vali Demiryürek, Ahiliğin başkenti, ozanlar diyarı, tarih ve kültür şehri, ilim ve irfan önderlerinin memleketi Kırşehir’e Vali olarak atanmaktan onur duyduğunu söyledi. Yönetimde temel yaklaşımının insanı merkeze alan, hukuk, adalet ve hakkaniyet ölçülerine sıkı sıkıya bağlı, katılıma açık, toplumun bütün kesimlerini kucaklayan ve güler yüzlü bir yönetim olacağını vurgulayan Vali Murat Sefa Demiryürek, "Özellikle devletin desteğine ve şefkatine daha çok ihtiyaç duyan şehit aileleri ve gazilerimiz, garibanlarımız, kimsesiz ve yetim çocuklarımız, engellilerimiz ve yaşlılarımızla her fırsatta bir arada olmaya gayret göstereceğiz. Eğitimden sağlığa, güvenlikten ulaşıma, altyapıdan tarıma, gençlik hizmetleri ve spordan turizme, sosyal yardımlara, çevrenin korunması ve sürdürülebilir kalkınmaya kadar tüm alanlarda Kırşehir’in daha ileriye taşınması için var gücümüzle çalışacağız" dedi.


Vali Demiryürek daha sonra il müdürleriyle basına kapalı toplantı yaptı.



Kırşehir’in yeni valisi göreve başladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Gastronomide ‘Yılın Ahisi’ seçilen Şef Recep İncecik, şed kuşandı Türklerin en eski teşkilatlarından olan Ahilik sistemi, günümüzde de sembolik merasimlerle yaşatılıyor. Gastronomi dalında ‘Yılın Ahisi’ seçilen Osmanlı Yemekleri Ustası Şef Recep İncecik’e Topkapı’daki Ahilik Vakfı’nda dualarla şed kuşatıldı. Anadolu’da Ahi Evran-ı Veli tarafından kurulan lonca sistemi günümüzde de yaşatılıyor. Merasim duasında “Mütevazı olun, hayatın tadını tuzunu sefasını bilerek yaşayın. İçte ve dışta temizliğe önem verin. Su gibi berrak olun. Hayatın güçlükleri karşısında, hemen pes etmeyin, sağlam durun. En önemlisi adalet teraziniz dosdoğru olsun. Hiç şaşmasın. Az verelim us verelim. Gönülden söz verelim. Eğitilsin Türk uşağı, derilir gergin başağı. Yiğitlere şed kuşağı, kuşatmaya hız verelim. Ne yaptık ne yapmadık, geçmiş geride kalsın. Susayana bir yudum su yaz kış verelim. Gitmek Ahilik peşinden, avare koymaz işinden. Haramlar girmeye düşe, mukayyet ol işe, aşa” denildi. Daha sonra Ahilik Vakfı Başkanı Avukat Eyyup Arıcan ile Ahi Baba Nazım Hikmet Yıldırım, Son Ahi Recep İncecik’e dualar eşliğinde şed kuşattı. Ahi Baba Nazım Hikmet Yıldırım besmele, hamdele ve salveleden sonra şu cümleleri kurdu: "Şed kuşağına 3 düğüm atılır. Biri Allah rızası için, ikincisi Cebrail Aleyhisselâm için ve üçüncüsü de Peygamber Efendimizin şefaatine nail olmak için. Böylelikle ben de şed kuşağını Ahimiz Recep İncecik Bey’in beline 3 düğümle bağlıyorum. Hayırlı, bereketli olsun." Şef Recep İncecik de şed kuşanma merasimi ile vazife ve sorumluluğunun arttığına dikkat çekerek, “Selçuklu’dan Osmanlı Cihan Devleti’ne ve oradan da günümüz Türkiye’sinde ala meratibihim bizlere kadar gelen ve belimize bağlanan şed, omuzlarımızdaki sorumluluğu bir kat daha artırdı. Ceddimize, Ahi babalarımıza rahmet olsun. Ahilik Vakfı nezdinde bu topraklarda bu güzel ananenin yaşatılması ve bizim buna layık görülmemiz gurur vericidir. Bu törene iştirak ederek uzaktan yakından gelen tüm arkadaşlarıma huzurlarınızda teşekkürü borç biliyorum” dedi. Şed kuşanma merasiminden sonra Ahilik Vakfı’nın Başkan Yardımcısı Süleyman Demir, Son Ahi Recep İncecik’e "Ahilik ahlâk ve prensiplerinin tanıtılmasında ve yaşatılmasında" gösterdiği üstün hizmetlerden dolayı Ahilik Vakfı’nın Şükran Beratı’nı takdim etti. Seremonide söz alan YTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, haziruna Ahilik Teşkilatı’na dair kısa bilgi verdi: "Ahilik bir sosyal teşkilattır. Batılılar küllerinden doğarak 3-5 bin yıllık geçmişlerini yaşatıyorlar. Bizim Ahilik teşkilatımız da 3 bin yıllık bir teşkilattır. Bu konuda bir şahitliğimi aktarmak isterim. Yakın dönem siyasi tarihimizin mühim simalarından Yusuf Bozkurt Özal ve Avni Akyol bir devlet gezisi kapsamında Almanya’ya gittiklerinde muhataplarına ‘meslek liselerini nereden aldınız’ sualini tevcih ediyor. Alman bakandan ‘sizin Ahilik Teşkilatınızdan aldık’ cevabını duyunca şaşırıyorlar. ‘Biz nereye geldik, adamlar nerden almışlar’ diye düşünüyorlar. Ahilik, liyakat ve kalite üzerine kurulu bir teşkilattır. Ecdadımız bunu 1000 yıl önce başardı. Bu Ahiliği nasıl Almanlar değiştirip dönüştürdüler ise biz de geliştirebiliriz. 30 yıllık hukukumuz bulunan Recep İncecik Beye bu ödülün takdim edilmesi bir hakkın teslimidir. Bu ödülü almak anlamlıdır. Recep Bey misali mutfak sanatları uzmanlarını yerli ve milli teşkilatlarımız onurlandırırsa gelenek kadar kalite ve liyakat de daha ilerilere gidecektir. Çünkü Ahiler geriye değil, ileriye bakar." Ahilik Vakfı’nın 1984 yılında kurulduğunu ve kısa süre içerisinde Kamu Yararına Hadim Vakıf statüsü kazandığını belirten Vakfın Başkan Yardımcısı Süleyman Demir de Ahilik kültürünün, devlete ve millete mâl olduğunu belirttikten sonra bu kültürün daha geniş kitlelere yayılacağını ifade etti.
Eskişehir Lokantacılar Odası Başkanı Bilen, halk lokantalarının esnafa zarar verdiğini söyledi Eskişehir Kasaplar ve Lokantacılar Odası Başkanı Bahar Bilen, Halk Lokantası konusunda konuştu. Yapay indirimlerle sunulan hizmetin başta lokanta işletenler olmak üzere esnafa büyük zarar verebileceğini belirten Başkan Bilen, “kamunun ticaret yapmasına karşıyız” dedi. Başkan Bilen, CHP’li belediyelerin açtığı halk lokantalarına tepki gösterdi. Gerektiğinde aşevlerine yardım ettiklerini hatırlatan Bahar Bilen, “Halk lokantalarına karşı çıkanlara ‘fakirin yemeğine göz mü diktiniz’ yönünde bir bakışın doğru olmadığını söylemeliyiz. Halk Lokantaları bundan sonra kamu işletmeleri olarak çalışacağı için, maddi olarak zor durumda olan insanlar için kolaylık sağlıyor olabilir. Buradaki sorun, kamu işletmelerinde yapay olarak aşağıda tutulan fiyatların piyasanın geneline etkisidir. Ne de olsa kamu işletmelerinin hizmetlerinden faydalanmak için maddi durumunuzla ilgili bir şey kanıtlamak zorunda değilsiniz, yani esnaf lokantasını tercih etmek yerine daha ucuz olduğu için kamu işletmesini tercih etme ihtimali yüksek. Bu durum lokantalarımızı müşteri kaybetmesi anlamına gelecek, sektörden çekilerek kapatmalara kadar gidecek. Bu durumda piyasada genel bir fiyat düşüşüne veya kitlesel batışlara yol açacak bir şeye karşı çıkmak, fakirin yemeğine göz dikmek midir yoksa herkesin hakkını savunmak mıdır? Bizler hesaplı, ucuz hizmete karşı değiliz. Yapay şekilde dayatılan ucuz fiyatlı hizmetlere karşı çıkarak, paranın hesabının sorulması açısından da herkesin hakkını savunmaktır. Yaptığımız savunma, onların parasını da kapsamaktadır. Bizler kent kimliğin aynasıyız. Sabahın en erken saatinden gecenin geç saatlerine kadar el emeğimizle, kısıtlı sermayemizle küçük bir esnaf lokantasında en az beş veya altı aileye istihdam ederek günlük geçimimizi sağlamaya çalışan insanlarız. Bu bakımından halk lokantası bölgesinde onlarca esnaf arkadaşımız zor duruma düşecektir. Prensip olarak kamunun ticaret yapmasına karşıyız” dedi. “Kamunun imkanlarını kullanarak satış yapan kurumlarla rekabet etme şansımız yok” "Yerel yönetimlerimiz bizim de ödediğimiz vergilerden harcama yapılmaktadır" diye devam eden Bilen, "İhtiyaç sahibinin ölçüsü, kıstası olmadığı gibi, afet durumu olsa kabul edelim, cebinde parası olmayan ihtiyaç sahibi vatandaşımızı kolluyoruz, ayrıca aşevlerine de yardım ediyoruz. İhtisas esnaf odalarımızda maliyet çalışmaları yaparak fiyat tespit komisyonlarımız ile fiyat tarifeleri oluşturmaktayız. Kamunun imkanlarını kullanarak maliyetin altında satış yapan kurumlar ile rekabet etme şansımız yok. Zaten pamuk ipliğinle bağlı duruyoruz. Vergi, SGK, stopaj, kira, çalışanlarımızın maaş giderleri ve dolaylı vergiler altında ezilmekteyiz. Bu duruma rekabet kurulu müdahale etmeli. Bizler belediye başkanlarımızı seviyoruz ve desteklerini her zaman yanımızda hissediyoruz, ama kaş yaparken göz çıkarmamak lazım. Son zamanlarda Türkiye genelinde oluşan kent veya halk lokantaları algısı başkanlarımızı zor durumda bıraktığının farkındayız. Ama buradan Türkiye Belediyeler Birliği Başkanına sesleniyoruz; Esnaf fırsatçılık yapıyormuş gibi vatandaşla esnafı karşı karşıya getirmeyiniz. Esnafımızı gereksiz yere yormayınız. Varsa böyle imkânlarınız ‘yerel yönetim ve esnaf el ele’ formülü ile esnaf üzerinden destek vermenin yollarını arayalım. Bu şekilde kimse mağdur olmasın” ifadelini kullandı.
Samsun Başkan Kurnaz’dan işletmecilere ‘işgal sınır çizgisi’ teşekkürü Samsun’un İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, işgal sınır çizgisi kapsamında işletmelerini belirlenen sınır çizgisine göre düzenleyen tüm kafe ve restoran işletmecilerine teşekkür etti. Yayaların güvenli ve konforlu şekilde ara sokaklarda yürüyebilmeleri için belirlenen işgal sınır çizgisi, İlkadım Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekiplerince belirginleştirildi. Kafe ve restoranların önünde bulunan masa ev sandalye platformları ise işletme sahipleri tarafından belirlenen çizgiye kadar getirildi. İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, kurallara uygun şekilde hareket eden esnaflara hassasiyetlerinden dolayı teşekkür etti. “Hassasiyet gösterdiler” İşgal sınır çizgisi sayesinde, yayaların sokaklarda daha güvenli bir şekilde hareket imkanı bulduğunu söyleyen İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, “İlçemizin insan sirkülasyonu yoğun olan yerlerinden olan kafe ve restoranların yoğun olduğu sokaklar için işgal sınır çizgisi sınırını 1 metre 10 santimetre olarak belirlemiştik. Bu noktada yalnızca masa ve sandalyesi olan işletmelerimiz, sınır çizgisine uygun şekilde işletmelerini düzenledi. İşyerinin önünde platform bulunan işletmelerimize de belirlenen çizgiye gerilemeleri noktasında Zabıta Müdürlüğü ekiplerimiz gerekli bilgilendirmeleri yaptı. İşletme sahiplerimiz de bu bilgilendirmeleri dikkate alarak, platformlarını belirlenen işgal sınır çizgisine kadar geriletti. Belirlenen sınıra uyan ve bu noktada hassasiyet gösteren tüm işletme sahiplerimize, yayalara daha güvenli hareket imkanı sağladıkları için teşekkür ediyorum” dedi.