SAĞLIK - 04 Eylül 2024 Çarşamba 11:40

Okula yeni başlayan çocuklarda okul fobisine dikkat

A
A
A
Okula yeni başlayan çocuklarda okul fobisine dikkat

Kilis İl Sağlık Müdürü Kadir Söylemez, uyum haftasıyla birlikte okula yeni başlayan çocuklarda enerji kaybı, isteksizlik, iştahsızlık, mide bulantısı, baş ağrısı gibi şikayetlerin okul fobisinin belirtileri olduğunu açıkladı.


2024-2025 eğitim öğretim yılının uyum haftasıyla başlamasıyla birlikte aileler ve öğrencilerde okul telaşı başladı. Kilis İl Sağlık Müdürü Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Kadir Söylemez, okul telaşı yaşayan öğrenciler ile velilere hem uyarılarda bulundu hem de karşılaşılabilecek durumlar karşısında nelere dikkat edilip nelerin yapılması konusunda önerilerde bulundu.


Her yıl milyonlarca çocuğun okula başlamasıyla birlikte gerçekleşen okul fobisinin her yüz çocuktan 4-5 tanesinde görüldüğünü belirten İl Sağlık Müdürü Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Kadir Söylemez, okulun, çocuk için daha önce hiç tanımadığı kadar çok sayıda insan, arkadaşla, çocukla tanışma ve karşılaşma süreci olduğunu belirtti. Söylemez, bununla birlikte uyulması gereken kurallar ve başarılması gereken öğrenim süreçleriyle birlikte yepyeni çevre olduğunu deneyimi yaşandığını da kaydetti.


Okulların başlamasıyla birlikte okula gitmek istemeyen çocuklarda ‘okul fobisi’ olduğunu söyleyen İl Sağlık Müdürü Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Kadir Söylemez, "Okul fobisi, çocuğun annesinden ayrılmak istememesi, evden uzaklaşmak ve tek kalmak istememesi, okula gittiği zamanlarda ise kendini gergin, huzursuz ve kaygılı hissetmesi şeklinde ifade edilebilir" dedi.



"Okula başlayan çocuklardaki karın ağrısının en büyük sebeplerinden birisi de okul kaygısı"


Genellikle evden ve aileden ilk defa uzaklaşan çocuklarda karın ağrısı, baş dönmesi, iştah kesikliği ve okula başlayan çocuklarda ilk zamanlarında ani sinirlenmelerin olduğunu söyleyen Söylemez, "Okula başlama dönemi çocukların anne ve babalar için önemli bir geçiş sürecidir. Çocuklarımızın bir çoğu okula başlamak için istekli olmalarına rağmen okula gitme zamanı geldiğinde uyumsuzluk gösterebilir. Bu sekte, çocuk ilk güven duyduğu kişi olan annesinden veya diğer ebeveynden ayrılmak zorunda kaldığı için birtakım kaygılar yaşayabilir. Ailesini bulunmadığı bu yeni ortam ve yeni çevre okula alışma konusunda biraz zamana ihtiyaç vardır. Okul uyum süreci bireysel farklar göstermektedir. Kimi çocuk baştan itibaren tepkiliyken kimi çocuklar ise kısa bir süre sonra tepki gösterebilirler. Bu tepkiler evden ayrılırken ağlayarak, kendini yerlere atma ve fizyolojik rahatsızlığı yokken baş ağrısı, mide, bulantısı gibi şikayetlerde bulunuyor. Anne ve babalar bu süreçte öğrencilerin öğretmenleriyle iletişim halinde olmalı ve süreci beraber yürütmelidirler. Çocuğun okula başlayacağı fikrini aile ilk olarak kendine alıştırmalıdır. Çocuğun okula başlaması ile ilgili hissettiklerini anlatmasına izin verilmeli ve onu dinleyip duygularına çocuğa gösterilmelidir. Bu dinleme süreci ise çocuğa verilen duygusal destek uyum sürecini kolaylaştıracaktır" şeklinde konuştu.


İlkokul 1’inci sınıfa giden Umay Alkan, "Okula gitmek için çok heyecanlıyım. Okulda yeni arkadaşlarım olacak. Okulda öğretmenimle tanışıp güzel zamanlar geçirmek işitiyorum. Teneffüs zamanında arkadaşlarımla eğleneceğim. Diğer zamanlarda ise okuma ve yazma öğrenerek derslerime çalışmak istiyorum" diye konuştu.



Okula yeni başlayan çocuklarda okul fobisine dikkat

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Palandöken: "Ahilik ahlaki değerlerle bezenmiş bir gelenektir" Ahilik Haftası vesilesiyle yazılı bir mesaj yayınlayan Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Anadolu topraklarında mayalanarak nesilden nesle aktarılan Ahilik geleneği sadece bir mesleki örgütlenme değil aynı zamanda bir yaşam biçimi, toplumsal düzen ve medeniyet tasavvurudur" dedi. 23-29 Eylül Ahilik Haftası dolayısıyla yazılı bir mesaj yayınlayan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Ahiliğin yalnızca bir mesleki örgütlenme değil aynı zamanda bir yaşam biçimi olduğunu hatırlatarak, "Yüzyıllar boyunca toplumumuzun ekonomik, sosyal ve kültürel yapısının temel taşlarından biri olan Ahilik; dürüstlük, dayanışma, kardeşlik, yardımlaşma ve ahlaki değerlerle bezenmiş bir geleneğimizdir. Ticarette dürüstlüğü, üretimde kaliteyi, toplumsal yaşamda ise yardımlaşma ve dayanışmayı esas alan bir Ahi’nin başlıca ilkesi, ’elini, dilini ve belini haramdan sakınmak’ olmuştur. Bu düstur günümüz modern toplumlarında dahi geçerliliğini koruyan ve her bireyin örnek alması gereken evrensel bir kuraldır" dedi. "Ekonomik hayatı düzenleyen Ahilik toplumsal hayatı inşa etti" Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, bu yıl da büyük bir onur ve gururla Ahilik Haftası’nı kutlamanın mutluluğunu yaşadıklarını belirterek, "Ahilik, sadece ekonomik hayatın düzenlenmesinde değil, toplumsal hayatın inşasında da önemli bir rol oynamıştır. Esnaf ve sanatkârların birbirlerine olan güvenini, ticarette rekabetin ahlaki kurallarla yürütülmesini ve yardımlaşmanın esas alındığı bir düzeni oluşturmuştur. Ahi teşkilatlarının getirdiği sistemde, esnaf ve sanatkârlar sadece kar amacı güderek değil, topluma faydalı birer fert olarak yetişmişlerdir. Bu teşkilat, insanları ahlaki değerlere göre eğitmiş, zanaatkârları mesleklerinde yetkin hale getirmiştir. Ahilik, sadece geçmişimizin bir parçası değildir; geleceğe ışık tutan, sosyal ve ekonomik hayatımızda bizlere yol gösteren bir değerdir" ifadelerini kullandı. "Ahilik ilkesi ile yetişenler huzur ve adaletin temsilcisi olur" Ahiliğin genç nesillere aktarılmasının önemine vurgu yapan Palandöken, şunları kaydetti: "Bugün Ahilik Haftası’nı kutlarken, bu kutlu mirasın günümüzde de yaşatılmasının ve genç nesillere aktarılmasının ne denli önemli olduğunu bir kez daha hatırlıyoruz. Çünkü Ahilik ilkeleriyle yetişen bireyler, hem kendi yaşamlarında hem de toplumda huzur ve adaletin temsilcisi olur. Ahilik geleneğinin temsilcisi esnaf ve sanatkarlar camiası olarak bu kültürü yaşatmak ve gelece taşımak için her yıl olduğu gibi önümüzdeki yıllarda da çeşitli etkinlikler düzenlemeye devam edeceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle, Ahilik Haftası’nı kutluyor, tüm esnaf ve sanatkârlarımıza bereketli kazançlar, sağlık ve huzur dolu günler diliyorum. Ahilik geleneğiyle şekillenen toplumumuzun, ahlaki ve insani değerler çerçevesinde daima ilerlemesini temenni ediyorum."
Bayburt Organik Bayburt bal kabağı tarladan tezgaha tezgahtan sofraya ulaşıyor Bayburt’ta organik tarım ve ata tohumuyla üretilen Bayburt bal kabağı hasadı başladı. Kış aylarının vazgeçilmez lezzeti olan Bayburt’a has bal kabağı boranisi, kabak bastı yemeklerinin yapımında kullanılan ve kabak tatlısının ana maddesi olan bal kabağı organik tarım anlayışıyla üretiliyor. Bununla birlikte ata tohumuyla ve organik tarımla ilgilenen, yarım asırdır çiftçilikle uğraşan İsmail Öksüz, ata tohumlarının devamını sağlamak amacıyla kurulan Gez Hanları Ekolojik Tarım Deneme ve Üretim Merkezi Derneği (GEZEKODER) bünyesinde gez hanları denilen alandaki tarlada bal kabağı üretip, Bayburt pazarına satışını yaparak Bayburtluların organik bal kabağına ulaşımını sağlıyor. Dernek üyelerine de bal kabağının satışının yapılmasının ardından, üyelerden kabağın çekirdeklerini bir kenarda biriktirmesini isteyen Öksüz, bu tohumların önemli olduğunu, ata tohumlardan gelecek sezon yeniden bal kabağı üreteceklerini söyleyerek tohumları atmamalarını, biriktirmeleri çağrısında bulundu. Dernek çatısı altında faaliyetlerini yürüten ve ata tohumlarına gözü gibi bakan Öksüz, amacının ata tohumlarını gelecek nesillere aktararak devamlılığının sağlanması olduğunu söyleyerek, "Burada söyleyeceğim en önemli şey bu kabakların organik olarak bu tarlada yetiştirilmesi. Bayburt’ta insanlara organik kabak ulaştırılıyor. İnsanlar bu kabakları tükettikten sonra kabakların tohumlarını çöpe atmayıp alarak evlerinin bahçelerinde ekip, bizim de tarif ettiğimiz organik yetiştirme şekliyle yetiştirip organik tarım yapmış olacaklar. Bu bir hizmet, buna katkı sunabildiysem ne mutlu bana, çok mutlu olurum. Bildiklerimi insanlara anlatmak, öğretmek istiyorum. Bu kabaklar organik, net söylüyorum kesinlikle organik kabaklar. Ayrıca bu kabakların bir diğer özelliği ise ata tohumlarından üretiliyor olması. Ata tohumları üzerine kurulan derneğimiz var ve bu tohumların kaybolmaması, yaşatılması adına kurulan derneğimizin çatısı altında bu çalışmaları yapıyoruz" şeklinde konuştu.
Ankara 32 ilde zehir tacirlerine darbe: 125 zehir taciri ve sokak satıcısı yakalandı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, "32 ilde uyuşturucu madde imalatçılarına ve sokak satıcılarına yönelik jandarma tarafından düzenlenen ’Narkoçelik-40’ operasyonlarında; 3 ton 972 kilogram uyuşturucu madde, 15 milyon 825 bin 619 adet kök kenevir ve kök skunk, 188 bin adet uyuşturucu hap ele geçirildi. 125 zehir taciri ve sokak satıcısı yakalandı, 63’ü tutuklandı, 3’ü hakkında adli kontrol kararı verildi. Diğerlerinin işlemleri devam ediyor" dedi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Jandarma Genel Komutanlığı KOM Daire Başkanlığı koordinesinde, İl Jandarma Komutanlıklarınca; Diyarbakır, Antalya, Erzurum, Van, Ankara, İstanbul, Manisa, İzmir, Rize, Edirne, Gaziantep, Siirt, Mardin, Iğdır, Samsun, Hatay, Kahramanmaraş, Ardahan, Kocaeli, Tekirdağ, Batman, Adıyaman, Bolu, Elazığ, Aksaray, Bingöl, Afyonkarahisar, Zonguldak, Malatya, Hakkari, Ağrı ve Aydın’da uyuşturucu madde imalatçılarına ve sokak satıcılarına yönelik jandarma tarafından düzenlenen ’Narkoçelik-40’ operasyonlarında; 3 ton 972 kilogram uyuşturucu madde, 15 milyon 825 bin 619 adet kök kenevir ve kök skunk, 188 bin adet uyuşturucu hap ele geçirildiğini belirterek 125 zehir taciri ve sokak satıcısının yakalandığını, 63’ünün tutuklandığını kaydetti. Bakan Yerlikaya, şüphelilerin 3’ü hakkında adli kontrol kararı verildiğini ifade ederek, diğerlerinin işlemlerinin devam ettiğini bildirdi. Bakan Yerlikaya, "Ülkemizi zehir tacirlerinden ve sokak satıcılarından temizlemeye kararlıyız" vurgusu yaptı.