GÜNDEM - 29 Mart 2025 Cumartesi 14:24

5 yıldır doğalgaz mücadelesi veren vatandaşlar isyan etti: ’Ay Lav Yu filmindeki gibi sanki biz yokuz’

A
A
A
5 yıldır doğalgaz mücadelesi veren vatandaşlar isyan etti:  ’Ay Lav Yu filmindeki gibi sanki biz yokuz’

Kastamonu’da yaklaşık 5 yıldır mahallelerine doğalgaz hattı alabilmek için mücadele eden vatandaşlar, tüm girişimlerinin sonuçsuz kalması üzerine Kargaz firmasına tepki gösterdi.


Kastamonu il merkezindeki Hisarardı Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar, yaklaşık 5 yıldır sokaklarına doğalgaz hattı alabilmek için mücadele ediyor. Ahlatçı Holding’e şirketi Kargaz doğalgaz dağıtım şirketi ile Kastamonu Belediyesi’ne defalarca müracaat eden vatandaşlar, CİMER dahi birçok yere dilekçe yazarak doğalgaz talebinde bulunduklarını, ancak hiçbir sonuca varamadıklarını söyledi. Tüm girişimleri sonuçsuz kaldığını kaydeden vatandaşlar, Hisarardı Mahallesi’ndeki Top Sokak, Aşağıyol Sokak, Felek Sokak ve Kale Sokak’a doğalgaz hattı verilmediğini ifade etti.


Vatandaşlar, "Ay Lav Yu" filminde resmi olarak kayıtlarda bulunmayan Tinne köyünün hikayesini yaşadıklarını söyledi.



"Bu mahalle yok, Kastamonu’ya bağlı değil burası, burası ayrı bir köy"


Mahalle sakinlerinden Mustafa Akın, "Yaklaşık 7 yıldan beri bir mahallede oturuyorum. Biz, yaklaşık 3-4 yıldan beri bu gaz işi ile uğraşıyoruz. Kastamonu Belediyesine, belediye başkanlarına gittik olmadı, CİMER’e yazdık olmadı, Kargaz Şubesine gidip kaç sefer dilekçe verdik yine olmadı. Ben tesisatçıyım, başkalarının evine, her yere gaz çekiyoruz ama kendi evimize gaz bağlatamadık. Çok komik durumdayız. Kendi kendime bazen gülüyorum, bazen de kızıyorum. Bu sokakta hiç kimsede gaz yok, bizler gaz sıkıntısı yaşıyoruz. Yani mağdur durumdayız. Bunun çözülmesi için ne yapmamız gerekiyor, ben anlamadım. ’Bu sokağa iş makinesi giremez’ dediler, elimizle kazalım yardımcı olalım dedik tamam yaparız, ederiz dediler, 2 yıldan beri ondan da hayır çıkmadı. Nasıl bir makine kullanıyorlar da buraya sığmıyor onu düşünüyorum. Ben tesisatçıyım, ben çok yere gaz çektim. Merdivenle çıkılan duvar gibi yerlere gaz hattı çektiler, bunlara gözümle şahit oldum ama araba geçen yere gaz çekilmiyor. İş makinesi giremiyor. Yani bir şekilde olmuyor. Nasıl olmuyor ben de bilmiyorum, işin en komik tarafı da o. İşin aslı üst sokağımızda gaz var, buradan 10 metre aşağımızda da gaz var ama burada nedense yok. Burayı niye ayrı tuttular? Yine bu sokağın 10 metre aşağısında yine her şey yapılıyor, belediye çöpleri alıyor, temizlik hizmetlerini veriyor. Fakat bu sokak, Tinne köyü vardı, aynı film gibi, sanki yok. Ne Belediye hizmeti veriliyor ne de doğalgaz veriliyor ne de çöpleri alınıyor. Haritada mı yokuz, nerede yokuz, bilmiyorum. Bu mahalle yok. Ay Lav Yu diye film var. Aynı Tinne kasabasına döndü" dedi.



"Sobayı 8 günde bir silkeliyoruz, her yıl boya yapıyoruz"


Mahalle sakinlerinden Seher Akın ise, "Doğalgazımız olsaydı evin önünde ekmek açmak zorunda kalmazdık, bu halde olmazdık. Bir yandan üşüyoruz, bir yandan da yufkamızı açıyoruz. Doğalgazımız olsa tüpümüzde yapardık, evimizin içerisinde çok rahat ederdik. Sobayı 8 günde bir silkeliyoruz. Her yıl boya yapıyoruz. Leş gibi oluyor ev. Boyaya vereceğimiz parayı doğalgazımıza veririz, bundan daha rahat ederiz. Kömüre, oduna, tüpe para veriyoruz. Bir an önce doğalgazın gelmesini istiyoruz" diye konuştu.



"Müracaat yaptık yine de gelen giden olmadı"


Mahalle sakinlerinden Mustafa Akın da, "Ben buraya geleli 7 yıl oldu. Tüp parası vermekten aciziz. Biz burada mahrumiyet bölgesinde miyiz, vatandaş değil miyiz? Burada doğalgaz yok, burasını iptal etmişler, araba girmiyormuş bu sokağa. Doğalgaz yolunu açamıyormuş. Sokağımızın çevresinde bulunan yerlerde doğalgaz var. Sadece bizim sokağımızda bulunmuyor. Buraya neden bakmıyorlar, bilemiyorum. Müracaat yaptık yine de gelen giden olmadı. Vallahi yardım bekliyoruz arzumuz, özellikle kış ayında çok zorlanıyoruz" ifadelerini kullandı.



"4-5 senedir uğraşıyoruz, mağdur oluyoruz"


Mahalle sakinlerinden Numan Ortaoruç ise "Ben bu sokakta 65 yıldır oturuyorum. 4-5 senedir uğraşıyoruz. Mağdur oluyoruz. Sadece tüpe güç yetmiyor. Burası Kastamonu’ya bağlı değil mi, bağlı. Hani nerede o zaman doğalgazımız" dedi.


Hisarardı Mahallesi Muhtarı Cafer Zaifoğlu da şunları kaydetti:


"Yetkilileri defalarca aradım. Bizleri sürekli oyaladılar. ’Bugün, yarın geleceğiz’ dediler ama halen gelen giden yok. 8 aydır ekip gelmesini bekliyoruz. Yıl olmuş 2025 ve biz hala bir doğalgazı bağlattıramıyoruz. Hisarardı Mahallesi’nde Top Sokak ve Aşağıyol Sokak bağlantısı ile Felek Sokak ve Kale Sokak’ta doğalgaz hattımız bulunmuyor. Yetkililerden yardım bekliyoruz, en kısa sürede doğalgazın bağlanmasını bekliyoruz."



5 yıldır doğalgaz mücadelesi veren vatandaşlar isyan etti:  ’Ay Lav Yu filmindeki gibi sanki biz yokuz’

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat Bu muhtarlıkta telefon kullanmak yasak Yozgat’ta mahallesinde iki dönemdir muhtarlık yapan Tekin Öztürk, antika merakını muhtarlık ofisine taşıdı. Mahalle sakinlerini muhtarlığında ağırlayan Öztürk, odada telefon kullanmayı yasakladı. Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Eymir kasabasında Çay Mahallesi muhtarlığı yapan Tekin Öztürk, 23 yıl önce antika biriktirmeye başladı. İlk kez muhtar seçildiğinde tarihi eşyaları biriktirip sergilemek için oda oluşturan Öztürk, zamanla çevresindekilerin de bu fikre alıştığını söyledi. Muhtarlık binasının yetersiz olmasından dolayı eşyaların büyük bir bölümünü evinde muhafaza eden Öztürk, muhtarlıkta işi olan vatandaşları antikalar arasında ağırlıyor. "Bizden sonraki nesil öğrensin istiyorum" Odayı oluşturma amacının eşya biriktirmekten çok daha fazlası olduğunu ifade eden Öztürk, "Bizden sonraki gençlere anlatıyor, gösteriyoruz, elimizden geleni yapıyoruz. Burası benim muhtar odam. Bütün misafirlerimi burada ağırlıyorum. Herkes burayı seviyor. Yazın özellikle bayanlar ve gençler geliyor. Misafirlerimize organik kuşburnu, ıhlamur, çay ikram ediyoruz" dedi. "Bu odada telefon kullanmak yasak" Müzeye benzer odasının ayrıntılarından söz eden Öztürk, "İnternetten burayı görüp arayıp gelenler oluyor. ‘Muhtar, yerin çok güzel’ diyorlar, herkes çok sevdi. Burada çeşit çeşit eşyalar var. Somali’ye giden arkadaşım davul getirdi. 1980’li yıllarda Afrika’ya gittiğinde dönüşte bana timsah getiren yakınım oldu. 2002’de Antalya’dan getirilen geyik boynuzları var. Ayran yayığı, tarihi tüfekler, 1960’ta Almanya’ya ilk gidenlerden olan amcamın getirdiği radyo teyp var. Madeni paralar, gaz ocakları, aşiretten gelen kırbaçlar, çobanlardan değnekler var. Tarihi eşyaları biriktirme merakım para koleksiyonu ile başladı. Şimdi oluşturduğum bu odada sadece sohbet var. Telefon kullanmak yasak. Televizyon bile almıyoruz" diye konuştu. Mahalle sakinlerinden Tahsin Özdemir ise, "61 yaşındayım. Bu odadaki eşyaları yeni nesil pek bilmez. Gençler bu eşyalara dönmese de biz döneceğiz. Bizden sonraki nesil, babalarımız dedelerimiz gördü, diye konuşurlar. Bu oda oldukça hoşumuza gidiyor" cümlelerini kullandı.
Ankara MHP Lideri Bahçeli: "Sokaklar çare değildir" Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Sokaklar çare değildir" dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkgün Gazetesi’ne gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu. Cumhuriyet Halk Partisi’nin yürüttüğü siyasetin çatışmadan beslenen, halka tepeden bakan, onu ıslah etmeye çalışan, millî iradeyi yok sayan seçkinci bir anlayış olduğunu belirten Bahçeli, "Son günlerde Cumhuriyet Halk Partisi’nin başlattığı, bazı televizyon kanallarının kadrolu yorumcuları tarafından da desteklenen, büyük bir şuursuzluk ve tahammülsüzlük örneği olan sokak çağrıları, Türkiye’nin çok tehlikeli bir sürece sokulmaya çalışıldığına işaret etmektedir. Bu çağrı toplumsal huzuru tehdit eden sonuçlar doğurabilecek niteliktedir ve bu yönüyle kamu düzenini bozmaya dönüktür. Demokrasi ve özgürlüklerin kullanılması adına yapıldığı ileri sürülse de demokrasi dışı arayışların tezahürüdür ve asla samimi ve masum değildir" ifadelerini kullandı. "CHP ve yandaşlarının toplumu isyana çağıran bir tutum içinde olması, siyasi ahlaktan uzak" Muhalefetin bilimsellikten ve gerçeklikten uzak, yalnızca popülist söylemlere dayanan politik yaklaşımları, siyaset kurumunun güvenilirliğini sorgulanır hale getirdiğini ifade eden Bahçeli açıklamasına şöyle devam etti: "Nitekim bugünkü CHP siyaseti ahlaki ilkelerden ve samimiyetten uzak, yalan ve iftiraya dayalıdır. Kendi kuruluş değerleriyle barışık olmayan Atatürk’ün aziz mirasına ihanet içerisindeki CHP, başkalarına da doğru ve dürüst olamamaktadır. Oysa siyaset, bireysel veya partisel çıkarlar uğruna değerleri istismar etmek yerine, samimiyetle toplumun tüm kesimlerini kucaklayan, evrensel ahlak ve bilimsel gerçekliği merkeze alan bir anlayışı benimsemelidir. Ancak bu şekilde demokrasi, hukuk ve toplumsal barış gerçek anlamını bulabilecektir. CHP ve yandaşlarının toplumu isyana çağıran bir tutum içinde olması, siyasi ahlaktan uzak, hem toplumun huzurunu hem de demokrasiyi tehdit eden bir aymazlıktır. Bu söylemler toplumsal gerilimi ve kutuplaşmayı tırmandırırken kin ve nefret dilinin yaygınlaşmasına yol açmakta, ülkemizin birliğine kast etmektedir. Daha da üzücü hatta utanç verici olan ise, bazı medya yorumcularının bu sorumsuz söylemleri desteklemesi ve körüklemesidir" "Milli iradeyi ve seçilmişlerin meşruiyetini hedef alan, şiddet içeren yıkıcı yöntemlere dönüşmemelidir" Milli iradeye dayanan seçilmişlere saygı göstermek, demokratik sürecin ve hukuk devletinin olmazsa olmazı olduğunu dile getiren Bahçeli, " Eleştiri demokratik bir haktır; ancak bu hak, milli iradeyi ve seçilmişlerin meşruiyetini hedef alan, şiddet içeren yıkıcı yöntemlere dönüşmemelidir. Milli iradeye ve halkın kararlarına yönelik tehditlerin yalnızca hükümeti değil, aynı zamanda demokrasiyi de hedef aldığı açıktır. Demokrasiyi, insan haklarına saygıyı ve hukukun üstünlüğünü temel ilke kabul eden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi; dayandığı katılımcı, kapsayıcı ve uzlaşmacı demokratik anlayışla milli birliği sağlamak için uygun bir hukuki zemin de oluşturmuştur. Etrafımızdaki ateş çemberi dikkate alındığında, milletimize yönelik tarihi husumetler hatırlandığında ve güncel risk ve tehditler dikkate alındığında milli birlik ve beraberliğin hayati önem taşıdığı açıktır. Ancak CHP, tam da bu ortamda demokrasi çerçevesini ve siyasi ahlak ilkelerini zorlayan bir tutuma girerek, toplumda telafisi imkânsız sonuçlar doğurabilecek bir yanlışlığın içindedir" dedi. "Sokaklar çare değildir" Türkiye’de sokak olayları yaşandığını ve geçmişin acı tecrübelerinin henüz unutulmadığını dile getiren Bahçeli, " Yaşanan sokak olaylarının sosyal maliyeti hem devrimciler hem de ülkücüler açısından çok yüksek oldu. Bunların sonucunda Türkiye’ye ödetilen ekonomik, sosyal ve siyasi bedel milletimizin hafıza kayıtlarındadır. O sebeple sokaklar çare değildir. Şayet sokağa davet edilenlerin karşısına 15 Temmuz’da olduğu gibi başkaları dikilirse kaçınılmaz çatışma nasıl önlenecek, olayların önüne nasıl geçilecektir? Sokak çağrısı yapan provokatörler acaba o vakit ortada bulunacaklar mı yoksa çoktan ülkeyi terk etmiş mi olacaklar. Bunlar, aynı zamanda da Türkiye’de tek adam rejimi olduğuyla yatıp kalkanlardır. Rejim değişti yalanını söylemeye devam edenlerdir. Demokratik seçimleri, milli iradeyi yok sayanlardır. Milletin desteğini almaya çalışmak yerine sokaklardan hareketle anti demokratik süreçlerden medet umanlardır" ifadelerini kullandı.
Trabzon Ortahisar Ayasofya Camisi Ramazan Bayramı’nda ziyaretçi akınına uğruyor Yaklaşık 2 yıl süren restorasyon ve çevre düzenleme çalışmalarının ardından 28 Temmuz 2020’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından telekonferans yöntemiyle açılışı yapılan Ortahisar Ayasofya Camii’nde Ramazan Bayramı yoğunluğu yaşanıyor. Yurdun çeşitli illerinden gelenlerin yanı sıra Arap turistlerin de ilgi gösterdiği Ayasofya Camii’ne Ramazan Bayramı dolayısıyla yoğun bir ziyaretçi akını yaşanıyor. Trabzon’da 2013 yılında müzeden camiye dönüştürülerek ibadete açılan Ayasofya Camii bahçesindeki çiçeklerle güzel bir görüntü oluştururken ziyaretçiler tarafından oldukça beğenildi. Ziyaretçilerden Abdullah Kabaca, ilk kez geldiğini belirterek, "İlk kez geliyorum. Tarihi açıdan çok önemli, çok hoş bir yapı. Çok beğendim. Bayram dolayısıyla Karadeniz turu yapıyoruz. İleride kısmet olursa tekrar gelmeyi düşünüyorum" dedi. Ziyaretçilerden Mustafa Güvey tekrar gelmeyi düşündüğünü kaydederek, "İstanbul’dan buraya ilk kez geldim. Geldiğime değdi. Rehberimizden niçin yapıldığıyla alakalı da bilgi aldım, öğrenmiş oldum. İstanbul’daki Ayasofya bayağı büyük, aralarında boyut farkı var. Burada daha küçüğü yapılmış. Tekrar gelmeyi düşünüyorum" şeklinde konuştu. Ziyaretçilerden Musab Soycan ise tarihi yapıyı çok beğendiğini belirterek, "Van’dan geldim. Tarihi açıdan çok güzel. Daha sonra ailemle birlikte tekrar gelmeyi düşünüyorum" derken, ziyaretçilerden Ebru Uman da, "Özellikle konum olarak denize bakıyor olması çok güzel. Buraya gelmeden önce internetten olumlu bilgiler edinmiştim, oradan takip edip geldik. Trabzon’a ayrı bir sevgim var" diye konuştu.