GÜNDEM - 18 Temmuz 2023 Salı 15:57

Emekli olup Türkiye’yi yürüyerek gezmeye başladı

A
A
A
00:00
00:00
HD

İstanbul’da yaşayan Necip Kökerer (54), emekli olduktan sonra Türkiye’yi yürüyerek dolaşmayı karar verdi.

Evli ve 3 çocuk babası Necip Kökerer, geçen yıl emekli olduktan sonra arkadaşlarıyla birlikte spor yapmaya başladı. Maraton koşusunun kendisine uygun olmadığını anlayan Kökerer, okuduğu "Yürümenin Felsefesi" adlı kitabı okuduktan sonra yürümeye karar verdi.

İstanbul’un 39 ilçesini yürüyerek dolaşan Kökerer, sırtına çantasını yükleyip Türkiye’yi yürüyerek dolaşmak için yollara düştü. Yalova’dan başladığı yürüyüşü Karabük’e uzanan Kökerer, her gittiği illerin belediye binası önünde hatıra resmi çekiliyor. Emekli olduktan sonra spor aktivitelerine başladığını ifade eden Kökerer, "5, 10, 20 kilometre yürüyüş derken maraton koştuk. O hızın bana uygun olmadığını anladım. ’Yürümenin Felsefesi’ diye bir kitap okuduktan sonra yürümeye başladım. İlk etapta İstanbul’un 39 ilçesini yürüyerek gezdim. Türkiye’nin bütün illerini yürüyebilir miyim diye düşündüm. Bu 4 etapta olabiliyor. Birinci etabın ilk ili Yalova’dan başladım. Düzce, Sapanca, Bolu, Mengen üzerinden Zonguldak, Bartın ve Karabük’e ulaştım şu anda. Buradan da Kastamonu, Sinop ve Artvin’e yürüyerek birinci etabı bitirmeyi düşünüyorum" dedi.

"15 kilogram çanta ile yürüyorum"

Yürümenin kendisi için hayat felsefesi olduğunu anlatan Kökerer, "Bu yalnızca benim hayat felsefem. Yürümek felsefesinde şöyle der: ’Yürümek bir spor değildir. Çünkü sporda rakipler var, birbirlerini geçenler var. Yürüyüş öyle bir şey değil. Yürüyüşte sadece doğadır senin rakibin. Ve sen ona uyarsın o da sana bütün centilmenliğini gösterir.’ 15 kilogram çanta ile yürüyorum ama bu inanın zor olmuyor. Belli bir süre sonra vücut çanta ile alışıyor. Tulumum, kap kacak, elbiselerim, gıdalar ve olası durumlara karşı ilaçlarım var" diye konuştu.

"Sağanak yağışlarda zorlandım" diyen Kökerer, şunları kaydetti:

"Yoğun olmayan yağmurlarda şemsiyemle yürüyebiliyorum. 3 gün önceki selde Mengen’de mahsur kaldım ama bir sonraki yağmurlu günde epey bir yürüdüm. Günde 35 ile 50 kilometre arası yürüyebiliyorum. Yüküm olmasa belki biraz daha fazla yürürüm ama bazen yolun durumu da etken olabiliyor."

Ersin Turan

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman Çelik rampasında kazalar durmak bilmiyor Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesinde bulunan Çelik rampasında bir hafta içerisinde meydana gelen 7 farklı kazada 17 kişi yaralandı. Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesinde yer alan Çelik rampası kazaların sıklıkla yaşandığı yer olarak bilinmeye başladı. Bir hafta içerisinde 7 farklı kazanın meydana geldiği Çelik rampasında 17 kişi yaralandı. Çelik rampasında kazaların sıklıkla yaşandığını dile getiren vatandaşlar, yolun yetkililer tarafından kontrol edilmesi ve kazaların önüne geçilebilmesi için önlemlerin alınmasını istediklerini söyledi. Hem yaralamalı hem de maddi hasarlı kazaların yaşandığı Çelik rampasında bir an önce incelemelerin yapılması gerektiğini vurgulayan vatandaşlar, "Bir hafta içerisinde sadece bizim şahit olduğumuz 7 farklı kaza meydana geldi ve bu kazalardan da yine bir hafta içerisinde 17 kişi yaralandı. Kazaların hepsi de aynı noktada meydana geliyor. Bu yolda incelemelerin yapılması gerekiyor ve varsa bir kusur derhal önlem alınmalı. Sürücü hatalarından kaynaklanıyor ise yine uyarıcı levhalar konularak sürücülerin uyarılması gerekmektedir. Her gün bir kazayla karşılaşmaktan bıktık. Şuana kadar çok şükür ölen kimse olmadı ama birilerinin ölümünden sonra da önlemler alınmasın. Gereken neyse hemen yapılmalıdır. Bu insanlara yazıktır günahtır, daha başka canlar yanmadan yetkililerden önlem almalarını rica ediyoruz" diye konuştu.
İzmir İzmir Ekonomili gençlere ‘hibe’ yağdı İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin (İEÜ) 34 öğrencisi, TÜBİTAK’ın gençleri bilimsel çalışmalara teşvik etmek amacıyla yürüttüğü ‘2209-A’ programı kapsamında hibe almaya hak kazandı. Yapay zeka, sağlık, çevre, sosyoloji gibi farklı alanlarda Ar-Ge çalışmaları yürütecek olan İEÜ’lü gençler, toplamda yaklaşık 300 bin TL’lik destek alarak akademisyenleriyle birlikte projelerini tamamlayacak. İEÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Hakan Abacıoğlu, bilimsel projeler üretme noktasında öğrencileri sürekli motive ettiklerini belirterek, "Öğrencilerimizin 42 araştırma projesi için TÜBİTAK’a başvuruda bulunduk ve bunlardan 34’ü kabul edildi. Yüzde 81 ile Türkiye’de en yüksek kabul oranına ulaşan üniversitelerden biri olduk" diye konuştu. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), ülke genelinde yapılan binlerce başvuru arasında incelemelerini büyük titizlikle tamamlayarak destek almaya hak kazanan öğrencileri belirledi. Gençlerin ilgi duydukları alanlarda akademisyenleriyle birlikte çalışmalar yaparak tecrübe kazanmasını da hedefleyen TÜBİTAK, projenin niteliği ve uygulanabilirliği gibi birçok kriteri göz önünde bulundurdu. İEÜ Fen-Edebiyat Fakültesi, Mühendislik Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hukuk Fakültesi, İşletme Fakültesi, Uygulamalı Yönetim Bilimleri Yüksekokulu ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’ndan toplam 34 öğrenci, hibe almayı başardı. "Hızlı gelişim rakamlara da yansıdı" Dünyanın; teknoloji ve dijitalleşme temelli büyük bir dönüşüm içinde olduğunu vurgulayan İEÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Hakan Abacıoğlu, gençlerin araştırmacı ,yönünü geliştirmeye büyük önem verdiklerini söyledi. Üniversite genelinde başarı çıtasını sürekli yükselttiklerini ifade eden Prof. Dr. Abacıoğlu, "TÜBİTAK Girişimcilik Destek Programı’ndan (BİGG) yararlanılarak kurulan şirket sayısında, Türkiye’deki tüm üniversiteler arasında ilk 10’dayız. Akademisyenlerimizin, ulusal ve uluslararası alanda yaptıkları çalışmalara ilişkin yıllık atıf sayısı, son 6 yılda sürekli artarak 2024 itibarıyla 7 bin 422’ye ulaştı. A-1 grubundaki en üst düzey araştırma üniversitelerinde, ‘alan ağırlıklı atıf etkisi’ açısından ortalama puan 1.32 iken, biz de üniversitemizde 1.24’lük puan ortalaması yakaladık. Nitelikli araştırma konusunda Türkiye’nin en önde gelen üniversitelerinden biri olduğumuzu gösterdik. Sosyal bilimlerde niteliksel dönüşüm ve toplumsal faydayı ön plana çıkardık; son 5 yıl içerisinde 30’u aşkın uluslararası proje hayata geçirdik. Üniversite-sanayi iş birliğiyle gerçekleşen projelerimizin sayısı 165’e ulaştı. Sadece 2024 yılı içerisinde 5 kritik teknoloji için patent tescili aldık. Tüm bunlar, proje noktasındaki ilerleyişimizi açıkça ortaya koyuyor" ifadelerini kullandı. "Teknolojiyle birlikte rekabet de artıyor" Teknolojinin hızla geliştiğini ve gençler arasında rekabetin arttığını belirten Prof. Dr. Abacıoğlu, üniversitenin tüm teknolojik imkanlarını ve laboratuvarlarını öğrencilerin kullanımına sunduklarını vurguladı. Denemekten ve araştırmaktan vazgeçmeyen, bilimi referans alan, daima en iyiye odaklanan gençler yetiştirmek hedefiyle çalıştıklarını dile getiren Prof. Dr. Abacıoğlu, "TÜBİTAK’ın 2209-A isimli programı, gençlerin bilimsel çalışmalara yönelmesi için büyük önem taşıyor. Üniversite olarak, öğrencilerimizi proje üretme ve başvuru yapma noktasında sürekli teşvik ediyoruz. Nitelikli projeler geliştirmeye odaklanıyoruz. 42 başvurudan 34’ünün kabul alması, gençlerimizin bu noktada doğru yönlendirildiğinin ve başarılı olduğunun da somut bir göstergesi. Akademisyenlerimizin ve öğrencilerimizin başarılı çalışmalar yapacağına yürekten inanıyorum" dedi. Destek alan bazı projeler -Çevrim içi oyun bağımlılığının matematiksel modellerinin yaklaşık çözümleri -Sürdürülebilir ürün ambalajının tüketici davranışına etkisinin EEG sinyalleri ile incelenmesi -Genç bireylerde elektronik sigara kullanımının solunum fonksiyonları, göğüs kafesi mobilitesi, fonksiyonel kapasite ve uyku kalitesine etkileri -Ege Denizi’ndeki istilacı Aslan Balığı’nın mutfakta kullanım alanı
Sakarya Bahar ayında şehir merkezinde lapa lapa kar: "Sabah güneş vardı şimdi kar yağıyor" Sakarya’nın yüksek kesimlerinde bahar ayında zaman zaman etkisini gösteren kar yağışı şehir merkezine kadar indi, zemin ve araçların üstü beyaza büründü. Meteoroloji Genel Müdürlüğünce yapılan uyarılar sonrasında, Sakarya’nın yüksek kesimlerinde zaman zaman etkisini gösteren kar yağışı şehir merkezine kadar indi, zemin ve araçların üstü beyaza büründü. Bahar ayında gelen kar yağışı bazı vatandaşları hayrete düşürdü. Nisan ayının ortasında yağan kar hakkında konuşan Havva Ezgi Eskitürkoğlu, "Vallahi biz şoke olduk. Sadece mart değil nisan da kapıdan baktıracak gibi gözüküyor. Şuan hayrete düşmüş durumdayız ama çok ta mutluyuz yağış sebebiyle. Üşüyoruz ama yine de kar yağışını görmek güzel" dedi. "4 mevsimi bir arada yaşıyoruz" Sedat Eskitürkoğlu, "İklimine şaşırmadığımız bir ortamı yine yaşıyoruz. Sabah güneş vardı, şimdi kar yağıyor. 4 mevsimi bir arada yaşıyoruz, inanılmaz bir hava ve ortam. Tabii insan mutlu oluyor kar yağışını görünce, uyarılarda yapılmıştı ve tedbirli çıkmak gerekiyor. Dışarda kalan hayvanlara da bakmak gerekiyor. Ben İstanbul’dan buraya geldim ve orada böyle bir ortam görmedim. 3 yıl oldu ama Sakarya’nın iklimine bir türlü alışamadım. Hale hayrete düşüyorum ve yanımda kazak, hırka ile mont taşıyorum. İklim çok hızlı değişiyor ve insanlar çok hızlı hastalanabiliyor" diye konuştu.