GÜNDEM - 24 Mart 2024 Pazar 14:40

Türkiye’nin ilk “Arı Evi” ülke genelinde uygulamaya konuyor

A
A
A
Türkiye’nin ilk “Arı Evi” ülke genelinde uygulamaya konuyor

Kahramanmaraş’ta Afşin Belediyesinin 6 Şubat depremleri öncesi hayata geçen ödüllü projesi “Afşin Arı Evi” Adalet Bakanlığı’nın Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumlarınca emsal alınarak ülke genelinde uygulamaya konulmaya hazırlanıyor.


Afşin Belediye Başkanı Mehmet Fatih Güven’in öncülüğünü yaptığı Kırsal Kalkınma Projelerinden, dünyada en büyük ikinci arı kolonisi varlığına sahip Afşin Arı Evi, ülkemizde örnek proje olarak alınarak Adalet Bakanlığı bünyesinde kullanılmaya başlanıyor.


Hedef Tüm Türkiye


Hacettepe Üniversitesi ve Afşin Belediyesi ortak projesi olan Afşin Arı Evi’nin danışmanlığını yapan Prof.Dr.Aslı Özkırım’ın da danışman olarak davet edildiği proje ile tekstilden gıdaya bir çok sektöre üretim ve ekonomi desteği sağlanması hedefleniyor.


Afşin örnek oldu


Konu ile ilgili açıklama yapan Başkan Güven, “Elbette Anadolu’nun bağrında bir belediye olarak yapmış olduğumuz projelerin devletimiz tarafından emsal alınması bizleri gururlandırıyor. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı ile kırsal kalkınma için çeşitli projeler gerçekleştirdik. Arı Evimiz de bunlardan biri. Afşin gibi toprakları verimli, turizm ve sanayi gelirleri kısıtlı ilçeler için bu tür projelerin anlamı oldukça büyük. Salt arı sevgisi için değil, bölgemizdeki halkın kalkınması için yürüttüğümüz projemizin getirisinin devletimizin önemli kurumları tarafından tespit edilmiş ve model alınmış olması bizleri çok memnun etti. Başta sayın hocamız Prof. Dr. Aslı Özkırım olmak üzere, bu projede büyük emeği olan nice kıymetli paydaşlara buradan ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Afşin herşeyin en iyisine layıktır. Afşin için emeğini ve desteğini esirgemeyenlerden Rabbim razı olsun” dedi.



Türkiye’nin ilk “Arı Evi” ülke genelinde uygulamaya konuyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum ASİMED Başkanı Savaş Eğilmez; "Günü kurtarmak mı? Geleceği inşa etmek mi? Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMED) Başkanı Savaş Eğilmez, "Bölgedeki tüm Türk devletleri bilmelidir ki güçlü, zengin ve adil bir gelecek ancak Türk kardeşliğinin güçlendirilmesinden ve birlikteliğinden geçer" dedi. Avrupa Birliğinin, bölgedeki Türk devletleri arasında iş birliği stratejik ortaklık kapsamında 12 milyar avroluk anlaşma imzaladığını ifade eden ASİMED Başkanı Savaş Eğilmez, "Yayınladıkları ortak bildiride; BM’nin 4. Maddesi kapsamında 541 ve 550 sayılı kararlarına istinaden "güçlü taahhütlümüzü yineliyoruz" denilerek, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) için "Kıbrıs’ın tek meşru hükümeti" olarak ilan edilmesine destek verildi. Bu ilkeler BM’de yer alan maddeyi onaylayarak, Türkiye’nin adadaki askeri ve siyasi varlığına karşı çıkılmasını kabul edip, Türkiye’yi Kıbrıs’ta sözde işgalci güç olarak tanıma kararı aldı. AB, yeni konjonktürde Orta Asya’da yeni pazarlar ararken, Türkiye’nin Orta Asya’da artan jeopolitik öneminden büyük rahatsızlık duyuyor. Türk Devleti’nin, Orta Asya devletleri ile Türk Devletleri Teşkilatı üzerinden geliştirdiği adımlar da AB’yi huzursuz ediyor" dedi. Türk Devletleri’nin bu tutumu ve Kıbrıs Rum kesimine elçilik açma kararının Türkiye için beklenmeyen bir durum olduğunu belirten ASİMED Başkanı Savaş Eğilmez, "Bu durum, Türkiye’nin Kıbrıs konusunda sahip olduğu hassasiyetlerin, Türk Devletleri Teşkilatı’nda yeterince karşılık görmediğini gösterir. Bu devletlerin söz konusu adımlarının Türk Devletleri Teşkilatı’nın kardeşlik, soydaşlık gibi temel değerlerine ve birlik ruhuna zarar verdiğini belirtmek gerekir. Bilindiği üzere Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde Türkiye, başta ortak alfabe, ortak tarih öğretimi, Türk Üniversiteler Birliği ve Orhun Süreci gibi pek çok önemli adım attı. Son olarak Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, hali hazırda bu ülkelerde resmî tatil olan 21 Mart Nevruz Bayramı’nın, Türk dünyasının ortak anma ve kutlama günü olarak kutlanması teklifini dile getirmiş ve kanun teklifi meclise gelmişti. Türkiye, Türk Devletleri Teşkilatı’nı acil bir gündemle toplayarak AB ile yapılan anlaşmanın, Türkiye ile Türk Dünyası arasındaki ilişkilere zarar vereceğini, ayrıca bu adımların hem Kıbrıs hem de Doğu Akdeniz’deki egemenlik haklarımız açısından kabul edilemez olduğunu da dile getirmelidir. Söz konusu devletlerin dış politikalarında bağımsız hareket etme hakları vardır. Ancak attıkları bu adımların, üyesi oldukları Türk Devletleri Teşkilatı çatısına zarar vermemesi gerektiğinin bilincinde hareket etmeleri gerekir. Zira söz konusu adımların uzun vadede kardeşlik ve birlik ruhuna zarar verme potansiyeli oldukça yüksektir. Türk dünyası özellikle de Türkistan coğrafyası çok da eski olmayan tarihini unutmuş gibi görünüyor. Türkistan, 19.yüzyılın ikinci yarısında Rusya ve İngiltere’nin Asya hakimiyeti için nüfuz mücadelesi verdikleri bölgelerden biridir. Bu mücadele sırasında Türkistan’da Kazak bölgeleri ve bağımsız Türk devletleri Çarlık Rusyası tarafından işgal edilmiştir. İşgal sonrası Rusya, bölgede askeri idari yapılar kurarak, Asya’nın ortasında önemli bir güç haline gelmiştir. Türkistan’ın Ruslar tarafından işgalinin en önemli sebebi, bölgedeki Türkler arasında birlik ve beraberliği olmaması ve yine bölgedeki Türklerin çağın teknolojisinden uzak olmasıydı. Şimdi de, Türkiye’nin öncülüğünde Türk dünyası arasındaki birlikteliğin her geçen gün güçlenmesine karşı Avrupa Birliği, Rusya, ABD ve Çin’in Türkleri bölme politikasına karşı sergilendikleri oyunları göremez, tıpkı 2 asır önce olduğu gibi verilen rüşvetlere karşı dirayetli davranamaz ve kardeşliğimizle, birliğimizi ön plana çıkarmazsak, Türkistan resmi olmasa da fiili olarak sömürülmeye devam eder. Bölgedeki tüm Türk devletleri bilmelidir ki güçlü, zengin ve adil bir gelecek ancak Türk kardeşliğinin güçlendirilmesinden ve birlikteliğinden geçer. Üç beş milyar avro ile belki günü kurtarabilirsiniz ama kardeşlikle, mutlu bir geleceği inşa edersiniz" şeklinde konuştu.