ASAYİŞ - 14 Nisan 2025 Pazartesi 09:17

Husumetli aileler karakol çıkışı tekme tokat birbirine girdi: 1 ağır yaralı

A
A
A
Husumetli aileler karakol çıkışı tekme tokat birbirine girdi: 1 ağır yaralı

Kahramanmaraş’ta husumetli iki aile arasında karakol çıkışı çıkan ve 1 kişinin ağır yaralandığı kavga anları kameraya yansıdı.


Olay, merkez Onikişubat ilçesine bağlı Kavlaklı Mahallesi’ndeki Kavlaklı Jandarma Karakolu önünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, husumetli iki aile birbirlerinden şikayetçi olmak için jandarmaya gitti. İşlemleri sona eren taraflar arasında karakol çıkışında yeniden tartışma çıktı. Tekme tokatlı kavgaya dönüşen olayda 1 kişi ağır yaralandı. Jandarma ekipleri olaya müdahale ederek şüphelileri gözaltına aldı. Hastaneye sevk edilen yaralının sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenildi. Olayla ilgili inceleme sürüyor.



Husumetli aileler karakol çıkışı tekme tokat birbirine girdi: 1 ağır yaralı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Tarlada soğan fiyatı 7-8 liraya kadar düştü Türkiye’nin en önemli üretim merkezlerinden Adana’da 18 ile 20 TL’den turfanda olarak hasada başlanan soğan fiyatı tarlada 7-8 liraya kadar düştü. Geçtiğimiz yıl sıcak havalar nedeniyle verimi düşen soğan, bu sene soğuk hava nedeniyle verimiyle çiftçinin yüzünü güldürdü. Kent genelinde 36 bin dönüm alanda ekilen soğanda hasat, Mart ayının sonunda başladı. Dönüme 7 ile 8 ton arası verim alınan soğandan şehir genelinden ortalama 250 bin ton rekolte hedeflendiği belirtildi. İlk hasadı başladığında tarlada kilogram fiyatı 18-20 liradan satılan soğan, Mısır’dan Rusya başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesine ucuz soğan ihraç edilmesi nedeniyle tarlada 7-8 liraya kadar geriledi. "Soğanın sadece işçilik maliyeti 3 ile 3 buçuk lira" İhlas Haber Ajansı’na konuşan Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, fiyatların düştüğünü ve çiftçinin umduğunu bulamadığını belirterek, "Soğanlar tarlada 3 boyuta ayrılıyor ve fiyatlar şu anda 7-8 liraya kadar geriledi. Soğanın hasat edilip çuvallanıp kamyona yüklenmesinin kilograma maliyeti 3 ile 3 buçuk lira. Şu anda 8 liradan soğanı satan çiftçinin 4 buçuk ile 5 lira arasında para eline geçiyor. Soğanın 1 dönüme maliyeti ise 30-35 bin lira arasında değişiyor. Ancak bu fiyatlar ile çiftçinin para kazanması mümkün değil" dedi. "İstek var ama fiyat yok" Soğanın yurt dışına az ihraç edildiğini ancak Mısır’daki soğan nedeniyle fiyatların düşük seyrettiğini aktaran Doğan, "Rusya başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesi soğan istiyor ama fiyatlar burada olduğu gibi 7-8 lira. İstek var ama fiyat yok. Mısır’dan soğan diğer ülkelere gidiyor ve onların fiyatı çok düşük. Bizim o fiyatlara soğanı satmamız mümkün değil" diye konuştu. "Zincir marketler piyasa dengesini bozuyor" Sözlerini sürdüren Doğan, "Şu anda Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından analiz yaptırılıyor ve o analizlerin sonuç süresi 1 haftayı buluyor. 1 haftada da soğan çürüyor. Analiz süreci uzun olduğu için yurt dışına soğanlar tüccar tarafından az gönderiliyor. Zincir marketler piyasa dengesini bozuyor ve çiftçi istediği fiyata ürünü satamıyor. Çiftçi ve tüccar bu sene umduğunu bulamadı ama vatandaşlar soğan fiyatları düşük diye istediği ürünü alabiliyor" şeklinde konuştu.
Aydın Ekşilik böceği için tuzak asımı dönemi başladı Dünya’nın en kaliteli incirlerinin yetiştirildiği Aydın’da incir bahçelerinde ekşilik böceklerine karşı mücadele çalışmaları devam ederken, cezbedici yem tuzaklarının asım zamanı başladı. Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü koordinesinde incir bahçelerinde zararlılara yönelik gerçekleştirilen çalışmalar aralıksız sürüyor. Bu çerçevede üreticilere çağrıda bulunan Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, incirin ekşimesine ve çürümesine yol açan ekşilik böceği ile mücadele için hazırlanan tuzakların incir ağaçlarına asılma zamanının geldiğini hatırlattı. Kuru incir üretiminde bahçeden depoya kadar üretimin her safhasında etkili olan ve özellikle ihracatta, insan sağlığında, kuru gıdalarda ciddi sıkıntı oluşturan aflatoksin oluşumunda birinci derecede öneme sahip olan ekşilik böceği ile mücadele edilmesinin önemine dikkat çeken Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada "Ekşilik böcekleri incirde gerek bahçe, gerekse depolarda meyve de kalite ve ürün kaybına yol açarak önemli zararlar oluşturmaktadırlar. Ekşilik böcekleri direk yaptıkları bu zararın yanı sıra başta aflatoksini oluşturan etmenler olmak üzere meyve içinin ekşimesine ve çürümesine yol açan pek çok zararlı hastalık etmenlerini de meyveden meyveye bulaştırarak incirde çok önemli zararlara yol açmaktadırlar. İncirde önemli bir zararlı olan ekşilik böcekleri ile mücadelede kullanılan çekici yem tuzaklarının ağaçlara asılma zamanı gelmiştir. Tuzakların ağaçlara asılarak mücadeleye başlanması, ilekleme döneminden 1 hafta önce tuzakların kaldırılması ve ileklemeden bir hafta sonra tekrar asılarak hasat sonuna kadar bahçede bulundurulması mücadele açısından çok önemlidir. Üreticilerimizin ellerinde bulunan veya temin edecekleri tuzakları ağaçlara asarak mücadeleye başlamaları ve hasat sonuna kadar mücadeleye devam etmeleri gerekmektedir. Çekici yem tuzağının içerisine yarım litre su, 1 gram toz hamur mayası ve 5-6 tane hurda incir konularak karışım hazırlanmalıdır. Bu karışım 15 günde bir yenilenmelidir. Daha detaylı bilgi için İl/İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerine müracaat edilmelidir" ifadeleri yer aldı.
Adana Prof. Dr. Solmaz: "Kanser tedavisinde doğru beslenme, iyileşme sürecini hızlandırıyor" İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Soner Solmaz, milyonlarca insanı etkileyen karmaşık ve çok yönlü bir hastalık olan kanserde doğru beslenmenin önemine dikkat çekerek, yeterli beslenmenin tıbbi tedavilerin etkinliğini arttırdığını, bağışıklığı güçlendirdiğini söyledi. Beslenmenin kanser tedavisindeki yeri ve önemini anlatan Acıbadem Adana Hastanesi İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Soner Solmaz kanser tedavisinde beslenmenin beş temel alanda etkili olduğunu ifade etti. Solmaz, "Yeterli beslenme kas kütlesini korur, enerji seviyesini yükseltir, bağışıklık sistemini destekler, tedavilerin yan etkilerini hafifletir ve iyileşme sürecini hızlandırır. Protein, vitamin ve minerallerin yeterli alınması vücudun enfeksiyonlarla savaşmasını kolaylaştırır. Aynı zamanda kemoterapi ve radyoterapiye bağlı olumsuz etkilerin de azaltılmasına katkı sağlar" dedi. Doğru beslenmenin tedavilerin etkinliğini artırabileceğini belirten Prof. Dr. Solmaz, bazı besinlerin sağlıklı hücreleri koruma potansiyeline sahip olduğunu kaydederek cerrahi sonrası yara iyileşmesini hızlandırmak için çinko ve C vitamini gibi besinlerin önemine işaret etti. "İştah kaybı, tat bozukluğu ve sindirim sorunları sık görülüyor" Kanser hastalarının sağlıklı bir diyet sürdürmesini zorlaştıran birçok etken olduğunu aktaran Solmaz, en yaygın sorunları iştahsızlık, tat ve koku duyularında değişiklik, sindirim sorunları ve yutma güçlüğü olarak sıraladı. Solmaz, kemoterapi ve radyasyon tedavilerinin tat tomurcuklarını etkileyebileceğini, baş-boyun bölgesindeki tümörler veya tedavilerin yutmayı zorlaştırabileceğini, ayrıca stres, kaygı ve depresyonun da iştahı olumsuz etkileyerek beslenmeyi sekteye uğratabileceğini de dile getirdi. "Protein ve kaloriden zengin beslenme öncelikli olmalı" Kanser hastaları için yüksek kaliteli protein tüketiminin son derece önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Solmaz, et, balık, tavuk, yumurta, süt ürünleri, kurubaklagiller ve fındık gibi kaynaklara her öğünde yer verilmesini, Katı yiyecekleri tüketemeyen hastalar için protein içerikli içecekler ve smoothie’lerin alternatif olduğunu belirtti. İştah sorunu yaşayan hastalar için kalorisi yoğun gıdaların öneminin altını çizen Solmaz, "Avokado, fındık ezmesi, zeytinyağı gibi sağlıklı yağlar ve kuru meyveler küçük porsiyonlarla yeterli enerji alınmasını sağlar" diye konuştu. Sıvı kaybının tedavi sürecini olumsuz etkileyebileceğini hatırlatan Solmaz, hidrasyonu korumak için gün boyunca su ve meyve suyu içilmesini, su içeriği yüksek besinler tüketilmesini önerdi. "Yan etkiler kişiye özel diyetle yönetilebilir" Tedavi sürecinde ortaya çıkan bulantı, kusma, kabızlık veya ishal gibi yan etkilerin kişiselleştirilmiş beslenme stratejileri ile kontrol altına alınabileceğinden bahseden Solmaz, "Bulantı için zencefil, kraker, pirinç gibi hafif yiyecekler mideyi yatıştırabilir. İshal durumunda elma püresi ve beyaz pirinç gibi gıdalar önerilirken, kabızlıkta liften zengin meyve ve sebzelerle su tüketimi artırılmalıdır. Ağız yaraları için yumuşak, serin ve asidik olmayan gıdalar tercih edilmelidir" şeklinde konuştu. "Antioksidan, probiyotik ve Omega-3 kaynaklarına dikkat" Kanser tedavisi sürecinde vücutta oluşan serbest radikallerin neden olduğu hücre hasarını azaltmak için antioksidan açısından zengin gıdaların tüketilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Solmaz, "Yaban mersini, çilek, lahana, ıspanak, havuç, domates gibi sebze ve meyveler bağışıklığı destekler. Omega-3 yağ asitleri ise hücre zarını güçlendirir, iltihaplanmayı azaltır ve kilo kaybını engellemeye yardımcı olur. Somon, keten tohumu ve ceviz gibi kaynaklar bu açıdan değerlidir" dedi. Solmaz, bağırsak sağlığı için de probiyotik ve prebiyotiklerin önemine değinerek, "Yoğurt, turşu gibi fermente ürünler ve sarımsak, soğan gibi prebiyotik içeren sebzeler bağışıklık sistemini destekler" diyerek sözlerini sürdürdü. "Takviyeler ancak uzman önerisiyle alınmalı" Bazı hastalarda besinlerle yeterli alım sağlanamadığında destek ürünlere başvurulabildiğini de ifade eden Solmaz sözlerini şöyle tamamladı:"Bu takviyeler mutlaka bir uzman kontrolünde alınmalı. Multivitaminler, Omega-3, D vitamini, kalsiyum ve protein takviyeleri, doktor veya diyetisyen önerisiyle kullanılmalıdır. Kanser türü, hastalığın evresi, tedavi planı ve kişinin özel ihtiyaçları göz önünde bulundurularak bireysel bir beslenme planı hazırlanmalıdır. Onkoloji alanında deneyimli bir diyetisyenle çalışmak, hastanın hem fiziksel hem de psikolojik iyilik haline büyük katkı sağlar."
Mersin Tabloyu andıran görüntü: Özenle yetiştirilmiş gibi gelincik bahçesi Mersin’de nadasa bırakılan bir tarlayı tamamen gelincikler kapladı, görenler ’tablo gibi’ diyerek hayranlıklarını dile getirdi. Türkiye’de turizmden üretime kadar birçok alanda ön plana çıkan şehirlerinden Mersin’de baharla birlikte doğa canlandı. Silifke ilçesine bağlı Yeşilovacık Mahallesi’nde de geçen yıl ekilen bu sene ise nadasa bırakılan yaklaşık 6 dönümlük bir tarlada gelincikler çıktı. Tüm tarlayı kaplayan gelincikler izlemesi keyif veren görüntüler oluşturdu. Tarlanın Mersin-Antalya arasında ulaşımı sağlayan D-400 karayoluna yakın bir noktada olması, çevreyi gezmeye gelenlerin de dikkatini çekti. Türklerin yanı sıra Rusların da ilgisini çeken bahçeye ’tablo’ benzetmesi yapıldı. Evlerinin karşısındaki bahçenin çiçeklerle kaplandığını belirten yöre sakini Sergül Bicagöz, "Biz kırmızı laleler deriz. Nisan ve mayıs ayı geldi mi açar güzellik verir. Şu anda da herkes merak edip geliyor ve fotoğraf çekiyor" dedi. Mahalle sakinlerinden Asuman Göker de, "Güzel manzaramız var, gören geliyor. Temiz hava, manzara güzel, gelenler stres atıyor" diye konuştu. Bölgeden geçerken gelincikleri gören eşi ve çocuklarıyla birlikte mola veren Gökçe Çay ise, "Yörede lale deniliyor, ben gelincik olarak biliyorum. Gelinciklerin buradaki şovunu görmenizi tavsiye derim. Güneşle renkler çok güzel, sanki tablo gibi" dedi. Rusya’da havanın soğuk olduğuna değinen Svetlana Zharkov ise, "Türkiye’de hava çok sıcak. Bu nedenle de çok fazla çiçek var. İklim güzel, çiçekler çok güzel, burada çok iyi insanlar yaşıyor" ifadelerini kullandı.