SAĞLIK - 18 Ağustos 2024 Pazar 17:17

Uzmanı uyardı: “Güneş çarpması olan çocuğunuza sakın soğuk duş yaptırmayın”

A
A
A
Uzmanı uyardı: “Güneş çarpması olan çocuğunuza sakın soğuk duş yaptırmayın”

Pediatrist Aysel Açıkgözoğlu, güneş (sıcak) çarpması açısından özellikle 5 yaş altı çocuk ve bebeklerin daha yüksek risk altında olduğunu söyledi.


Aşırı sıcakların sürdüğünü, bu yüzünden ebeveynlerin hem dikkatli hem de muhtemel bir güneş çarpmasında doğru ilk yardım uygulamalarını bilmeleri gerektiğini belirten Uzm. Dr. Açıkgözoğlu, “Sıcak çarpması olan çocukta ilk yapılması gereken vücut ısısının düşürülmesidir. Ancak bunun için soğuk suya daldırma yöntemini titremeye ve ajitasyona neden olduğu için mecbur kalmadıkça tavsiye etmiyoruz” dedi.



Bebek ve çocuklar risk grubunda


Doktorlar özellikle güneşin en dik geldiği 11.00-15.00 saatleri arasında güneşe çıkılmaması, dikkatli olunması uyarılarını sürekli tekrarlarken, Acıbadem Kent Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Aysel Açıkgözoğlu, güneş çarpması vakalarında artış olduğunu ifade etti. Sıcak çarpmasının uzun süreli yüksek sıcaklık veya güneş ışınlarına maruz kalındığında en hassas grupta olan bebek-çocuk ve yaşlılar ile kronik rahatsızlıkları olanları etkilediğini hatırlatan Uzm. Dr. Açıkgözoğlu, şöyle konuştu:


“Güneş sadece sıcağıyla değil ışınıyla da çarpıyor. Ölüme varan ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Sıcak aşırı terlemeye, aşırı terleme sıvı ve tuz kaybına, bu da kan basıncının düşmesine neden oluyor. Güneş ışınlarına direkt maruz kalındığında sıcak çarpmasına bir de ışınların olumsuz etkisi ekleniyor. Güneş çarpması dediğimiz bu durumda ultraviyole ışınları beyindeki termoregülasyon (beden ısısı ayarlama merkezi) merkezini etkileyip bozabiliyor. Sıcak karşısında terlemeyi ve buharlaştırmayı artırarak vücut ısısının düşmesini sağlayan bu merkez çocuk da yetişkin de olsa işlevini yapamaz hale geliyor ve vücut soğutulamıyor. Güneş (sıcak) çarpması dediğimiz tablo ortaya çıkıyor. Bu tabloda; vücut ateşi yükselir, terlemede değişiklikler gözlenir. Ciltte kuruluk, kızarıklık oluşur, kusma bulantı görülür. Nabız yükselir, halsizlik, baş ağrısı, baş dönmesi, sersemlik hali olur. Nefes alma değişir. Zihin karışıklığı, bayılma diğer önemli belirtilerdir. Uzun süredir devam eden aşırı sıcaklardan her yaş grubu az ya da çok etkileniyor. Ancak sıcak çarpması açısından özellikle 5 yaş altı çocuk ve bebekler daha fazla risk altındadır. Bu belirtiler konusunda anne babalar dikkkatli olmalı, benzer belirtiler gördüklerinde doğru ilk yardımı uygulamalıdır.”



sıcak çarpmasında ilk yardım


“Sıcak çarpması olan çocukta ilk yapılması gereken vücut ısısının düşürülmesidir” diyen Uzm. Dr. Açıkgözoğlu şu uyarı ve önerilerde bulundu:


“Bebek ya da çocuğun ateşini düşürmek için soğuk duş yaptırma yöntemini titremeye ve ajitasyona neden olduğu için mecbur kalmadıkça tavsiye etmiyoruz. Öncelikle klima ve fanlarla oda ısısı düşürülmeye çalışılıp, bebeğin ve çocuğun kıyafetleri çıkarılmalı. Ilık su ile ıslatılmış bezler ile koltuk altlarına kasıklara ve alına uygulama yapılmalı, ılık su püskürtülmeli. Çocuğun şuuru açık, kendinde ise su veya varsa tuzlu ayran içirilebilir. Bilinci kapalı bir çocuğa ağızdan sıvı verilmemelidir. Eğer bilinci kapalı ise en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerekmektedir.”


Öte yandan Uzm. Dr. Açıkgözoğlu güneş çarpmasına karşı alınacak önlemleri de hatırlattı. Güneş çarpmasına karşı genel kuralların yetişkinler için de benzer olduğunu belirten Açıkgözoğlu, şunları söyledi:


“Bebek ve çocukların D vitamini sentezi için sabah 10’dan önce çıplak tenle güneşlenmesi sağlanabilir. 11.00-16.00 saatleri arasının riskli olduğu unutulmamalı. Dışarı çıkıldığında gölge yerler tercih edilmeli, şapka kullanılmalı. Giysiler pamuklu, ince, açık renkli olmalı. Yeterli sıvı tüketimi sağlanmalı, gün içinde imkanlar ölçüsünde ılık duş almaları sağlanmalı. Küçük çocuklarda sıcak çarpması ve ısıya bağlı ölümler, anne babaların eğitimi ile önlenebilir.”


Yazın kapalı arabaların içinin hayati risk oluşturacak kadar ısındığını hatırlatan Dr. Açıkgözoğlu “Küçük çocukların kapalı arabada yalnız bırakılmasının riskinin bilinmesi gerekir. Camlar çatlamış veya araba gölgede olsa bile, sıcak havalarda bir kişiyi park edilmiş bir arabada bırakmak güvenli değildir. Arabanız park edildiğinde, bir çocuğun içeri girmesini önlemek için kilitli tutun” diye konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Türklerde Ahilik Kültürü ve Esnaf Teşkilatı Paneli Samsun’da akademisyenler, bürokratlar ve esnafın katılımıyla "Türklerde Ahilik Kültürü ve Esnaf Teşkilatı Paneli" düzenlendi. Türklerde Ahilik Kültürü ve Esnaf Teşkilatı Paneli, Canik Belediyesi Sezai Karakoç Canik Kültür Merkezinde gerçekleşti. Panelin moderatürlüğünü Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Rıza Karagöz yaptı. Panelde akademisyenler, bürokratlar ve esnaf hakkında kendi alanları hakkında bilgiler verdi. Ahilik ile kapitalizm karşılaştırması Ahilik kavramının yok olmaya yüz tutmasında kapitalizmin büyük önemi olduğunu vurgulayan Samsun Ticaret İl Müdürü Kürşat Turpçu, “Ticaret çok gelişti. Yarın bir gün sınırlar ortadan kalkacak. Paranın tedavülden kalkacağı günlere doğru gidiyoruz. Bugün e-ticaret üzerinden alışveriş yapmayan yoktur. Biz de bakanlık olarak tüketicilerin mağdur olmaması için Anayasamızın 172. Maddesi kapsamında bizlere yüklediği görev ve sorumluluklar çerçevesinde çeşitli adımlar atıp, önlemler alıyoruz, denetimler gerçekleştiriyoruz. Bugün ahilik felsefesine haykırı bir takım uygulamalardan sizleri korumak için birçok önlem alıyoruz. Bunun arka planında asıl yatan şey ise kapitalizmdir. Ahilik ile kapitalizmi karşılaştırdığımızda kapitalist sistem birikimciliği, bireyselciliği, karlılığı, kişisel çıkar ve birikimi, rekabetçiliği, güçlünün kazanmasını, lüks tüketimi, karlılık için üretimi, zengin bireyi, çok uluslu şirketleri ve sermaye birikimini merkezine almıştır. Ahilikte ise paylaşmacılığı, toplumsalcılığı, faydayı, dayanışma ve paylaşımı, iş birliği ve zayıfa destek olmayı merkeze almıştır. Ahilikte zordaki esnafa herkes el verip ayağa kaldırmaya çalışıyor. Bugün ise tam tersine rekabetle onu ortadan nasıl kaldırabilirim bu düşünce hakim” dedi. “Vergi kaçakçısı tahliye oldu, yarım milyondan fazla abone kazandı” Ahiliğin sadece esnafa özel bir kavram olmadığını toplumun her kesiminde Ahilik kavramının olması gerektiğine değinen Samsun Esnaf ve Sanatkar Odaları Birliği Başkanvekili Savaş Kiraz, “Ahilik her ne kadar esnaf ile özdeşleşmiş olsa bile toplumun her kesiminde olması gereken bir anlayıştır. Ahilik doğruya, düzgüne sahip çıkması gerektiren halkla da özdeşmiş olmalı. Örneğin bir esnaf çok ahlaklı, düzgün, terbiyeli, efendi ve tüm ahilik vasıflarını taşıyabilir. Halk olarak bu tür esnafa sahip çıkılması gerekir. Yakın zamanda gündemi bir konu çok meşgul etti. Polat’lar üzerinden güzellik uzmanlığı hikayesi. Kara para aklamasından vergi kaçırılmasına kadar birçok suçun işlendiği iddia edildi. Vergi kaçırılması suçu ise kesin kabul edildi. Bu kişi (Dilan Polat) tahliye olduktan sonra sosyal medya hesaplarında yarım milyondan fazla artış oldu. Ne kadar vahim bir durum. Esnafın Ahiliğini anlatırken, devleti dolandıran kişiye de sosyal medyadan onu takip ederek ona sahip çıkanlar var. Ahilik hem devletin hem halkımızın hem de toplumumuzda olması gereken bir anlayış biçimidir. Esnaf her zaman devlet ve milletinin yanındadır. Samsun’da 40 binden fazla esnaf var. 100 bin kişilik bir camiayı temsil ediyoruz. En büyük sıkıntımız işini yapabilecek kaliteli eleman bulmak. Tornacıda, kuaförde tüm meslek gruplarında aynı sorun var. O nedenle Ahi Evran Haftası’nda mesleklere özendirici de çalışmalar yapılması gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu. “Pabucu dama atılmak deyimi ahilerden gelmektedir” Sıklıkça kullanılan ‘pabucu dama atılmak’ deyiminin tarihsel sürecinden bahseden OMÜ Çarşamba İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Özkan Özer Keskin, “1330’lu yıllarda Anadolu’da ahi zaviyelerin olduğundan bahsedilir. Ahiler gerçek meslek erbapları ve sanat sahipleriydi. Aynı zamanda konuksever ve ahlaklı kişilerdi. Yamak ve kalfalar da o şekilde yetiştiriliyordu. Ahiler, Osmanlı ve Selçuklu döneminde çokça itibar görüyordu. Ahilerin genel görevi ticaret ve esnafın düzenlenmesi denetlenmesidir. Günümüzde sıkça kullanılan ‘pabucu dama atılmak’ diye. Bu deyim ahilerden gelmiştir. Bir ayakkabıcı esnafı eğer işini doğru düzgün yapmazsa ahiler orayı denetlemeye geldiklerinde o esnafın ayakkabısını işyerinin çatısına atar ve bir teşhir ortaya çıkartır. İnsanlar o esnafın damında ayakkabıyı görünce ‘senin pabucun dama atılmış, demek ki senden alışveriş yapmamalıyız’ şeklinde bir yola girerler. Bu da esnafta bir çeki düzen verme, otokontrol mekanizması gerektirir. Esnaf teşkilatında iyileşmeye yön gösterir” şeklinde konuştu. Panelde Prof. Dr. Rıza Karagöz, öğrencilere televizyonda popüler olan aşçı programında yarışmacıların ustalarına nasıl saygı ile baktığını, bundan sonraki süreçte programı usta-çırak ilişkisi gözüyle izlemeleri tavsiyesinde bulunurken, OMÜ Çarşamba İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Tural da ahi kelimesinin kökeni ve Anadolu’ya gelişi ile alakalı bilgiler paylaştı. Samsun Vali Yardımcısı Mehmet Fikret Çavuş’un da katıldığı panel, konuşmalardan sonra soru-cevap kısmının ardından sona erdi.
Zonguldak Kızlarını üniversiteye kayıt için götürürken kazada ölen çift toprağa verildi Zonguldak’tan kızlarının üniversite kaydı için gittikleri Erzurum’da araçlarıyla sulama kanalına düşerek hayatını kaybeden çift toprağa verildi. Karadeniz Ereğli’de yaşayan ve kızlarının üniversite kaydını yaptırmak için Erzurum’a giden Anataca çifti, Erzurum-Erzincan karayolunda geçirdikleri trafik kazasında hayatını kaybetti. Mustafa Anataca (50) ve eşi Birsen Anataca’nın (48) cenazeleri, aile yakınları tarafından Erdemir Hastanesi morgundan alınarak Karadeniz Ereğli’deki Kavaklık Mahallesi Cem Evi’ne getirildi. Burada dualar eşliğinde helallik alınırken, kazadan yaralı olarak kurtulan kızları Dilay Anataca da aile üyeleriyle birlikte taziyeleri kabul etti. Anataca çiftinin cenazesi, kılınan namazın ardından Belen Yeni Mahalle Mezarlığı’nda yan yana defnedildi. Cenaze törenine, çiftin yakınlarının yanı sıra Karadeniz Ereğli Kaymakamı Mehmet Yapıcı, ilçe protokolü, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, Erdemir’deki mesai arkadaşları, sendika temsilcileri ve birçok seveni katıldı. Geçen 22 Eylül’de, Erzurum-Erzincan karayolunda meydana gelen kazada, Mustafa Anataca’nın kullandığı 67 ADN 523 plakalı otomobil, önce bariyere, ardından yol kenarındaki bir tabelaya çarparak sulama kanalına devrildi. Mustafa ve eşi Birsen Anataca olay yerinde hayatını kaybederken, kızları Dilay Anataca ise kazadan yüzerek kurtuldu. Ailenin Erzurum’a, Dilay Anataca’nın üniversite kaydını yaptırmak için geldiği öğrenildi.
Samsun Bafra Ovası’nda Çeltik Hasat Şenliği: 165 bin ton rekolte beklentisi Samsun’un Bafra Ovası’nda "10. Çeltik Hasat Şenliği" gerçekleştirilirken, bu sezon 165 bin ton bir rekolte beklendiği açıklandı. Bafra ilçesinde bu yıl 40 mahallede 2 bin 580 üretici 151 bin dekar alanda çeltik üretimi yaptı. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından Bafra ilçesi Emenli Mahallesi’nde Çeltik Hasat Şenliği düzenlendi. Şenlikte konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karasaslan, “Mayıs ayında suyla tohumun buluşmasına şahitlik etmiştik. Şimdi hasat günündeyiz. Türkiye’nin en önemli değerlerinden birindeyiz şu anda. Samsun’umuz kıymetli tarım arazileriyle, ovalarıyla, tabiat varlığı ve doğa değerleriyle Türkiye’nin gözbebeği desek sanırım az söylemiş oluruz. Hakikaten ülkemiz açısından çok önemli varlığı şu anda bizler idrak ediyoruz. Bu toprağın verimliliği kadar onu işleyen, alın teri döken, emek sarf eden çiftçilerimizin varlığı da bizler için çok kıymetli. Biz hayatın her alanında olduğu gibi sanayide, ticarette, eğitimde, sağlık da olduğu gibi tarımda da her zaman üreticimizin yanındayız. Son dönemde açıklanan yeni modelle birlikte artık çok daha planlı, çok daha programlı, çok daha verimli bir şekilde ürün alabileceğimiz ve bu hesabı da en başından yapabileceğimiz, devletimizin desteklerini maksimum sevide de karşılık bulabileceği yeni bir sürece girmiş bulunuyoruz" dedi. “165 bin ton rekolte bekliyoruz” İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam ise yaptığı açıklamada, “İlimizde 2023 yılında yaklaşık 194 bin dekar alanda 157 bin ton gibi bir rekoltemiz mevcut idi. 2024 yılına baktığımızda tahminlerimiz 200 bin dekar alanda 165 bin ton gibi bir rekolte bekliyoruz. Destekleme olarak çiftçilerimize 2023 üretimlerinden dolayı toplam 54 milyon 200 bin lira gibi bir destek vermiştik. 2024 ekimlerinden dolayı da yaklaşık mazotta 300 TL dekara, gübrede 62 TL fark ödemesinde de kilogramda 30 kuruş olmak üzere bir destekleme ödemesi yapacağız. Geçtiğimiz yıla göre bu destek çeşidinde değişiklik yaptık. Daha önce aynıyı olarak destek veriyorduk, şimdi nakdi olarak destekleyeceğiz. Özellikle Bafra Ovamız, İpsala ilçemizden sonra ikinci sırada çeltik üretimi yapmaktadır. Samsun’da, Türkiye üretiminin yüzde 17’sini üretiyoruz. 200 bin dekarın yaklaşık 150 bin dekarı Bafra ilçemizde. Bundan sonra ekim olacak alanlarda çeltik komisyonlarından mutlaka izinlerini alsınlar. Çeltik komisyonundan izin almayanlar desteklerden faydalandırılmayacak. Komisyonlarımızdan izinleri alacak. Buradaki fabrikalarımıza baktığımızda 33 tane çeltik fabrikamız var. Biz bunun 25 tanesine kırsal kalkınma yatırımlarından 15 milyon TL destekleme ödemesi yaptık” diye konuştu. Program Tarladan Sofraya Resim Sergisi’nin gezilmesi ve Bafra pirincinden yapılan pilav ikramının ardından son buldu. Aşırı yağışlar nedeniyle arazisinin hasada elverişli olmaması nedeni ile hasat yapılamadı.