GÜNDEM - 04 Ekim 2024 Cuma 11:45

Selçuk Bayraktar, TEKNOFEST’te Ege Üniversitesi standını ziyaret etti

A
A
A
Selçuk Bayraktar, TEKNOFEST’te Ege Üniversitesi standını ziyaret etti

TEKNOFEST Yönetim Kurulu ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, Ege Üniversitesinin Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivalindeki standını ziyaret etti.


Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının ana yürütücülüğünde düzenlenen, Ege Üniversitesinin (EÜ) paydaş olarak yer aldığı, dünyanın en büyük Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali (TEKNOFEST), Adana Havalimanı’nda devam ediyor. Festivalin ikinci gününde de Ege Üniversitesinin standı havacılık ve teknoloji meraklılarının ilgi odağı oldu.


TEKNOFEST Yönetim Kurulu ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, Ege Üniversitesinin Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivalindeki standını ziyaret etti. Ege Üniversitesi öğrencilerinin geliştirdikleri projeleri inceleyen Bayraktar, Egeli gençlerle sohbet ederek, başarılar diledi. Ege Üniversitesi standını Selçuk Bayraktar’ın yanı sıra Karatay Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fevzi Rifat Ortaç, özel ve kamu kurumlarının temsilcileri de ziyaret etti.


Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Adana’da kapılarını ziyaretçilerine açan dünyanın en büyük Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivalinde; tam akredite, öğrenci odaklı, öncü araştırma üniversitemizin standı yoğun ilgi görmeye devam ediyor. Festivalin ikinci günü üniversitemiz standında TEKNOFEST Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Selçuk Bayraktar’ı ağırladık. Proje takımlarımızda yer alan akademisyenlerimiz ve öğrencilerimizle projeleri değerlendiren Selçuk Bayraktar, Millî Teknoloji Hamlesi vizyonuyla hazırlanan projelerimize büyük ilgi gösterdi. Yurt içinden ve dışından, 7’den 70’e herkesin teknolojiyle buluşmasına imkânı sunan TEKNOFEST’e katkılarından dolayı Sayın Bayraktar’a şükranlarımı sunuyorum. Festivalde, proje takımlarımızın geliştirdiği yapay zekâ, otonom sistemler, savunma teknolojilerine yönelik projeler havacılık ve teknoloji meraklılarının ilgi odağı olması bizlerde ayrı bir motivasyon oluşturdu” dedi.



Selçuk Bayraktar, TEKNOFEST’te Ege Üniversitesi standını ziyaret etti

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli "Bu hizmet Avrupa’da yok" Kocaeli’ye sağlık sorunları sebebiyle tedavi amacıyla yurt dışından gelen ve barınma merkezinde ücretsiz olarak misafir edilen hasta ile refakatçileri, böyle bir hizmetin Avrupa’da bile olmadığını söyledi. Şehir ve yurt dışından Kocaeli’ye sağlık sorunları nedeniyle gelip tedavi görmekte olan hasta ve refakatçilerin mağduriyet yaşamamaları için konaklama merkezinde ücretsiz hizmet veriliyor. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin "Hastanız size, siz de bize emanetsiniz" sloganıyla başlattığı ve misafirperverliği öne çıkaran hizmeti vatandaştan tam not alıyor. Büyükşehir, İzmit’teki Konaklama Merkezi’nde şehir dışından gelen hastalara ve refakatçilerine tedavi süreçleri boyunca konaklama hizmeti veriyor. Hastaneden tedavi gördüğüne dair evrakını teslim eden hasta ve refakatçisi barınma merkezine giriş yaparak, kendisine tahsis edilen odaya geçiyor. Ayrıca vatandaşlara sabah kahvaltısı, öğle yemeği, akşam yemeği olmak üzere 3 öğün yemek, çay ve çamaşırlarının yıkanması hizmeti ücretsiz veriliyor. Son derece güvenli ortamda hasta ve yakınlarına nöbetçi personel tarafından 24 saat hizmet sunuluyor. "Bu hizmet Avrupa’da yok" Almanya Berlin’den gelen Fatma Reis yaşadığı hizmetin güzelliğini anlatarak, "Bu hizmet Avrupa’da yok. Avrupa Türkiye’yi bu konuda örnek almalı. Biz Avrupa’dan geliyoruz, eşim rahatsız. Eşim, ’Burada ölmek istemiyorum’ deyince Türkiye’ye geldik. 1,5 aydır buradayız, 2 haftamız kaldı. Burası evimiz gibi oldu çok memnunuz. Allah buranın eksikliğini göstermesin. Oğlum ’Berlin’e gel, böyle olmaz’ diyordu gelip buradaki hizmeti görünce çok şaşırdı. Avrupa’da bile artık böyle hizmet yok. İstanbul’daki dayımın oğlu doktor, bu hizmeti ona anlattım, ’Böyle bir hizmeti kimse vermiyor, nasıl olur’ diyerek şaşırdı. 3 öğün yemek veriliyor, çamaşırlarımız yıkanıyor, her şeyimizi veriyorlar, hizmet çok güzel. Bu hizmetin Türkiye’ye yayılmasını istiyoruz. Avrupa’nın örnek alacağı bir hizmet var burada, çok memnunuz. Ben Avrupa’da doğdum, eskiden çok iyiydi ama orası şu anda burada gördüğümüz hizmetlere bakınca çok geri kalmış durumda. Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’a hizmetlerinden dolayı teşekkür ediyorum” açıklamasını yaptı. "Başkan Tahir Büyükakın’a teşekkür mektubumuzu ilettik" Bir diğer hasta yakını Sevim Uzun ise "Kız kardeşimin rahatsızlığı için Karadeniz Ereğli’den geldik. Burada bize sunulan imkanları çok beğendik. Karşılaştığım bu hizmetin güzelliğinin karşılığını görmesi gerektiğini düşündüm. Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’a, burada çalışan personele yakınlıkları ve hizmetlerinden ötürü teşekkür etmek istedim. Bunun için Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Mehmet Köse’yi ziyarette bulunduk. Başkan Tahir Büyükakın’a teşekkür mektubumuzu ilettik. Burada sunulan bu imkanların devamlılığını dileriz" dedi. "3 öğün yemek yiyoruz, çamaşırlarımız yıkanıyor" Meryem Sivrioğlu, barınma merkezinde yaşadığı süreci şu şekilde anlattı: "Düzce’den geliyorum kanser hastasıyım. Düzce Tıp Fakültesinde kemoterapi gördüm. Düzce Atatürk Hastanesi’nde ameliyat oldum. Doktorum tedavi için Kocaeli’deki hastaneye gönderdi, 40 gündür buradayım. İnşallah şifa bulup gitmeyi ümit ediyorum. Kaldığım yerden çok memnunum, evimdeki gibi rahatım, kim düşündüyse Allah razı olsun. Burada 3 öğün yemek yiyoruz, çamaşırlar yıkanıyor, kalacak yerin temizliği çok iyi ve her şeyden önce hiçbir ücret ödemedik. Bu imkanı bize sunduğu için Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı’na çok teşekkür ediyorum, ona dualar ediyorum" diye konuştu. "Burada evimden daha rahat ediyorum" Barınma merkez sakinlerinden Sevgi Yazıcı ise "59 yaşındayım, göğüs kanseriyim. Buraya Bolu İzzet Baysal Hastanesi’nden gönderdiler. 1 aydır tedavi görüyorum. Biraz titiz biriyim, her yerde kalamam. O sebeple gelmek istememiştim ama burada evimden daha rahat ediyorum. Evimde gibiyim, her şey çok güzel, hizmet eden kardeşlerimiz çok iyi, Allah razı olsun. Kalacak yerimiz, güzel yemeklerimiz var. Çarşıya gidiyoruz, geziyoruz hiçbir kısıtlaması yok. Bize çok güzel davranıyorlar" şeklinde konuştu. Merkeze kalan Özer Akbulut ise “Bolu’da yaşıyorum. Eşim kanser tedavisi görüyor, 1,5 aydır buradayız. Diğer belediyeler niye bu hizmeti vermiyor ki çok güzel bir hizmet. Bu hizmeti belediyelerin hepsinin vermesi gerekir" şeklinde konuştu.
Bartın Bartın’da kestane hasadı başladı Bartın’da iriliği ve lezzeti ile ilgi gören kuzu kestanesinde hasat başladı. Sabahın erken saatlerinde ormana giden köylüler, kestane ormanlarında yere düşen kestaneleri topluyor. Her yıl Ekim ve Kasım aylarından toplanan Bartın Kuzu kestanesinde hasat başladı. Bartın’ın önemli geçim kaynakları arasında yer alan kuzu kestanesi, iriliği ve lezzeti ile ilgi görüyor. Sabahın erken saatlerinde ormana gelen köylüler, çamur, kaygan zemin, diken ve dal parçaları arasında dolaşarak kestane arıyor. Sırtlarına çuval, ellerinde poşet ve dal parçaları ile kestane arayan köylüler, ağaçtan düşen ve yörede "kirpi" olarak adlandırılan dikenli dış kabuğundan içerisinden kestaneleri tek tek çıkararak, poşet ve torbalara koyuyor. Zorlu mesainin ardından vatandaşlar, topladığı kestaneleri satmak için pazara yada yemek için evlerine götürüyor. Bu yıl rekolte düşük olacak Lezzeti ve iriliği nedeniyle çevre illerden gelen vatandaşlar da, Bartın ile Amasra ilçesi arasındaki ormanlık alanlarda kestane topluyor. Büyük umutlarla kestane toplamaya gelen vatandaşlar, saatlerce süren zorlu arayışa rağmen bekledikleri oranda kestane bulamadıklarını ifade etti. Vatandaşlar, ne yerlerde, ne de ağaçlarda kestane gözükmediğini belirterek, rekoltenin düşük olacağını ifade etti. Öte yandan, pazara getirilen kestanelerin kilo fiyatı ise iriliğine göre 150 TL ile -350 TL arasında satışa sunuluyor.
Muş 110 bin Ahlat ağacı turizme kazandırılmayı bekliyor Muş merkeze 47 kilometre uzaklıkta bulunan Bilek köyünde, yaklaşık 110 bin Ahlat ağacında asırlardır süregelen geleneksel armut hasadı bu yıl da büyük bir coşkuyla devam ediyor. Yöreye özgü lezzetiyle bilinen bu armutlar, her yıl olduğu gibi bu yıl da büyük bir emekle toplanıyor. Bilek köyünde bulunan ve sayıları 110 bini aşan Ahlat ağaçlarının ilk hasadı, köyün çocukları tarafından yapıldı. Doğal yetişen bu meyvelerin hasadı bu yıl çocukların neşesiyle başladı. Armutların doğal olarak yetiştiğine dikkat çekerek, bu sayede ürünlerin hem sağlıklı hem de lezzetli olduğunu vurgulayan köy sakinlerinden Şabettin Çiçek, “Bilek köyünde oturuyorum. Bizim köy arazisinde yaklaşık 110 bin yabani armut ağacı var. 1980’li yıllarda devletimiz bir sayım yaptı, o dönem 130 bin yabani armut ağacı olduğu tespit edilmişti. Arada geçen yıllarda bakımsızlıktan sayıları düştü. İki armut ağacının meyve tatları aynı değil. Köyümüzden il dışına göç eden vatandaşlarımız da yılın bu döneminde köye gelerek hasada katılıyorlar. İstanbul, Bursa, Ankara, Malatya, Bingöl ve Elâzığ’dan vatandaşlar gelip buradan armut topluyor. Buradan yetkililere sesleniyorum. Bu bölge koruma altına alınsın. Çevredeki köylerin yakacak sıkıntısı olduğunda bu ağaçlara zarar veriyorlar. Biz köylüler olarak buraya 30 yıl boyunca bekçi tuttuk. Bizim artık gücümüz yetmiyor. Devlet desteğini istiyoruz. Böyle bir yer Türkiye’nin hiçbir yerinde yoktur. Bu alanın turizme kazandırılmasını istiyoruz. Vatandaşlarımızı köyümüze davet ediyoruz. Herkes gelsin istediği kadar armut alsın” dedi.
İstanbul Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy: “Künhü’l-Ahbâr, Osmanlı tarihinin birincil kaynakları arasındadır” Eyüpsultan’ da Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı tarafından düzenlenen Gelibolulu Mustafa Ali ve Künhü’l-Ahbâr’ın Tanıtım Toplantısı yapıldı. Toplantıda konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy “Künhü’l-Ahbâr, özelde 16. Yüzyıl, genelde ise Osmanlı tarihinin birincil kaynakları arasındadır. Bu külliyatı okumadan ve incelemeden Osmanlı İmparatorluğu’nun en ihtişamlı asrını tam olarak anlamak ve yorumlamak zor olacaktır” dedi. Eyüpsultan Rami Kütüphanesi’nde Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı tarafından düzenlenen Gelibolulu Mustafa Ali ve Künhü’l-Ahbâr’ın Tanıtım Toplantısı yapıldı. Toplantıya Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Coşkun Yılmaz, Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Suat Donuk, çok sayıda katılımcı katıldı. Toplam 10 yazma nüsha 5 cilt halinde tenkitli metni hazırlanan Künhü’l-Ahbâr’ın ilk 2. cildi 2020 yılında, 3. Cildi ise 2021 yılında yayımlanmıştı. Osmanlı tarihinin ele alındığı son iki cildi ise bu toplantıda kültür, ilim ve düşünce dünyasının kullanımına sunuldu. Protokol konuşmaları ile başlayan program, Bakan Ersoy ve beraberindeki heyet Gelibolulu Mustafa Ali’nin eserlerinden yapılan yazma eser seçkisinin gezdi. Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Coşkun Yılmaz ise Bakan Ersoy’a Şifahane koridoru boyunca yer alan vitrinlerdeki eserlere dair bilgi verdi. Program, Gelibolu’lu Mustafa Ali ve Künhü’l-Ahbâr üzerine yapılan panel ile devam etti. Panelde Gelibolulu Mustafa Ali’nin Künhü’l-Ahbâr isimli eserinin 5 cilt halinde yayınlanması ile ilgili konuşmalar yapıldı. “450 bin eserin dijital görüntüsü üye olan herkesin evinden bile ulaşabileceği şekilde hizmete sunulmaktadır” Yazma Eserlerin Korunması Projesi neticesinde sayısallaştırma ve görüntü kalitesinin iyileştirilmesi çalışmalarının devam ettiğini dile getiren Bakan Ersoy, “Sayısallaştırılan eserler “Yazma Eserler Veritabanı” adıyla geliştirilmiş bir platformda okuyucuya sunulmaktadır. Bu platformda hâlihazırda 616 bin eserin künye bilgisi, 450 bin eserin dijital görüntüsü yer almaktadır. Bu görüntüler, üye olan herkesin evinden bile ulaşabileceği şekilde hizmete sunulmaktadır. Belki de bu yoğun mesainin en değerli ödülü, en önemli noktası da burada yatmaktadır ki o nokta, söz konusu bütün bu eserleri ulaşılır kılarak toplumsal ilgiyi artırmaktır. Gelibolulu Mustafa Ali Efendi’nin Künhü’l-Ahbâr eseri bu yolda attığımız en kapsamlı çalışmalardan biri olmuştur” dedi. “Künhü’l-Ahbâr, Osmanlı tarihinin birincil kaynakları arasındadır” Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı’nın bugüne kadar 307 cilt eser yayınladığını söyleyen Bakan Ersoy, “Toplam 10 yazma nüsha üzerinden beş cilt halinde tenkitli metni hazırlanan Künhü’l-Ahbâr’ın da ilk iki cildi 2020 yılında, 3. Cildi 2021 yılında neşredilmiştir. Külliyatı tamama erdiren ve Osmanlı tarihinin ele alındığı son iki cildin neşri ise bu kıymetli toplantı vesilesiyle kültür, ilim ve düşünce dünyamızın kullanımına sunulmuş oluyor. Künhü’l-Ahbâr, Gelibolulu Mustafa Ali Efendi külliyatı içindeki en kapsamlı ve muhtemelen en değerli eserdir. Kendisinin “rükün” olarak ifade ettiği dört bölümden oluşan eser Hazreti Âdem ile başlayan peygamberler tarihinden 1596 yılında gerçekleşen Eğri Seferi’ne kadar ki Osmanlı tarihine uzanan muazzam bir dönemi içine alır. Peygamberlerin hayatları, birçok devlet adamı, âlim ve şairin biyografileri, hanedanların tarihleri, şiirler derken çok zengin bir kaynak vücuda getirilmiştir. Osmanlı Tarihi açısından Mustafa Ali Efendi kendi asrındaki çok sayıda devlet adamı, âlim ve şair ile bizzat görüşüp onlardan aktarımlarda bulunduğu için Künhü’l-Ahbâr, özelde 16. Yüzyıl, genelde ise Osmanlı tarihinin birincil kaynakları arasındadır. Bu külliyatı okumadan ve incelemeden Osmanlı İmparatorluğu’nun en ihtişamlı asrını tam olarak anlamak ve yorumlamak zor olacaktır” şeklinde konuştu. “Mustafa Ali Efendi hadiseleri araştırıp inceleyerek nakletmeye önem vermiştir” Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır” sözüyle konuşmalarını sürdüren Bakan Mehmet Nuri Ersoy, yazardan şöyle bahsetti: “Mustafa Ali Efendi’de yüzyıllar öncesinde aynı hassasiyeti kendisine rehber edinmiştir. Mustafa Ali Efendi sahih olmayan bilgiye itibar etmemeye, hadiseleri araştırıp inceleyerek nakletmeye, sahte bilgi ve hikâyelerden sakınmaya, olayları saptırmadan ve abartmadan nakletmeye önem vermiştir. Tarih ilmiyle uğraşan herkese de bu yolu öğütlemiş, kendisi de daha önceki tarihçilerin aktardığı bilgileri tetkik ederek eserlerinde nakletmiştir. Öyle ki en hacimli eseri olan Künhü’l-Ahbâr’ı kaleme alırken hadis külliyatlarına, biyografi ve ansiklopedilere; tarih, ahlak, siyaset, coğrafya, hukuk ve edebiyat alanlarından iki yüz civarında tarihî kaynağa başvurmuştur.” (Hİ-SB-