EKONOMİ - 03 Ekim 2024 Perşembe 09:24

EİB’den Eylül ayında 1 milyar 542 milyon dolarlık ihracat

A
A
A
EİB’den Eylül ayında 1 milyar 542 milyon dolarlık ihracat

Ege İhracatçı Birlikleri eylül ayında 1 milyar 542 milyon dolarlık ihracata imza attı. EİB, 2023 yılı eylül ayındaki 1 milyar 511 milyon dolarlık ihracatını yüzde 2 ileri taşımış oldu.


EİB’nin 2024 yılının 9 aylık döneminde ihracatı yatay bir seyirle 13 milyar 626 milyon dolar olurken, son 1 yıllık dönemdeki ihracatı da 18 milyar 203 milyon dolar olarak kayıtlara geçti.


Eylül ayında Türkiye’nin ihracatıysa yüzde 1,8’lik kayıpla 22 milyar 411 milyon dolardan 22 milyar 7 milyon dolara geriledi.


EİB bünyesindeki sanayi sektörleri eylül ayında 775,5 milyon dolar ihracat yapma başarısı gösterirken, tarım sektörlerinin ihracatı yüzde 11’lik artışla 592 milyon dolardan 655,6 milyon dolara yükseldi. 2024 yılında her ay yeni bir ihracat rekoru kıran madencilik sektörü eylül ayında ihracatını yüzde 30 artırdı ve 110 milyon dolarlık ihracatla başarılarına yeni bir halka ekledi.


Eylül ayında, Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki 12 ihracatçı birliğinin 8 tanesi ihracatını artırmayı başarırken, 4 tanesi 2023 yılı eylül ayı ihracat rakamının gerisinde kaldı.



Demir zirvedeki yerini korudu


Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği, eylül ayında 213,5 milyon dolarlık ihracatla EİB çatısı altındaki 12 ihracatçı birliği arasında zirvedeki yerini korudu.


Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği ihracatını yüzde 16’lık artışla 128 milyon dolardan 149 milyon dolara taşıdı ve zirve ortaklığını sürdürdü.



İhracat artış rekortmeni kuru meyve


2024/25 sezonunda kuru incir ihracatının iki hafta öne çekilmesi Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin eylül ayı ihracatının yüzde 44’lük artışla 82 milyon dolardan 118,6 milyon dolara ulaşmasını sağladı. EKMİB, eylül ayında EİB bünyesindeki 12 ihracatçı birliği arasında ihracat artış rekortmeni oldu.



Hazırgiyim ihracatı 3 aydır artıyor


Döviz kurundaki artışın enflasyon rakamlarının gerisinde kalması ve ihraç pazarlarındaki resesyon nedeniyle zorlu bir süreçten geçen Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği, temmuz ve ağustos ayından sonra eylül ayında da ihracatını yüzde 7’lik artışla 109 milyon dolardan 117 milyon dolara taşıdı.


Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği, eylül ayında 113 milyon dolarlık ihracat yapma başarısı gösterirken, son 1 yıllık ihracatı 1 milyar 350 milyon dolar olarak kayıtlara geçti.



Maden ihracatı yüzde 30 arttı


Ege Maden İhracatçıları Birliği eylül ayında 2024 yılındaki başarı halkalarına bir yenisini ekledi. Eylül ayında ihracatını yüzde 30’luk artışla 85 milyon dolardan 110 milyon dolara ilerleten EMİB, son 1 yıllık dönemde ihracatını yüzde 13’lük yükselişle 1 milyar 91 milyon dolardan 1 milyar 237 milyon dolara ilerletti.


Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği eylül ayında 82 milyon dolarlık ihracata imza atarken, 2023 yılı eylül ayındaki 77 milyon dolarlık ihracatını yüzde 7 artırmayı başardı.


Türkiye’deki tüm tütün ve tütün mamulleri ihracatçılarını çatısı altında buluşturan Ege Tütün İhracatçıları Birliği, 2024 yılı eylül ayında Türkiye’ye 74,3 milyon dolar döviz kazandırdı.


Mobilya, kağıt ve orman ürünleri sektörlerini bünyesinde birleştiren Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Eylül ayında 73 milyon dolar ihracat yaptı.


Yeni sezona hazırlanan Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği eylül ayını 44 milyon 102 bin dolarlık ihracatla geride bıraktı.


Emek yoğun sektörlerin yaşadığı sıkıntıları yoğun bir şekilde yaşayan Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği eylül ayında 32 milyon dolarlık ihracat yaparken, Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği 13,3 milyon dolarlık ihracatla eylül ayını tamamladı.



Ege Bölgesi’nin eylül ayı ihracatı 2 milyar 656 milyon dolar


Ege Bölgesi’nin eylül ayı ihracatı 2 milyar 656 milyon dolar olurken, İzmir, 1 milyar 408 milyon dolarlık ihracata imza attı. İzmir’in ihracatını iki serbest bölge 278 milyon dolarlık destek verdi. İzmir, Ege Bölgesi ihracatından yüzde 53 pay aldı.


Manisa, 488 milyon dolarlık ihracatla İzmir’i takibini sürdürürken, Denizli, eylül ayında 400 milyon dolarlık ihracatı hanesine yazdırdı.


Aydın, 93,6 milyon dolarlık ihracatla eylül ayını geride bırakırken, Muğla 89 milyon dolar, Balıkesir 85 milyon dolar ihracat yapma başarısı gösterdiler.


Eylül ayında Kütahya 35 milyon dolarlık, Afyon 29 milyon dolarlık ve Uşak 27,7 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdiler.


Ege İhracatçı Birlikleri üyelerinin en çok ihracat yaptığı ülkeler sıralamasında Almanya 1 milyar 522 milyon dolarla ilk sıradaki yerini korurken, İngiltere 1 milyar 229 milyon dolarlık taleple ikinci ve Amerika Birleşik Devletleri 1 milyar 18 milyon dolarla üçüncü sırada yer aldı. Bu ülkeleri Irak ve İtalya izledi.



Eskinazi; “İhracatçı kredi taahhütlerini yerine getirmek için zorunlu ihracat yapıyor”


İhracatçıların kredi taahhütlerini yerine getirmek için ihracat yapmak zorunda oldukları bir süreci yaşadıklarını dillendiren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, rekabetçiliklerini kaybettiklerini, zaman zaman zararına ihracat yapmak durumunda kaldıklarını paylaştı.


2024 yılına girerken son çeyrekten daha umutlu olduklarını hatırlatan Eskinazi, “Mevcut konjonktürde ayakta kalmaya çalışıyoruz. 2025 yılında da benzer bir tablo öngörüyoruz. Orta Vadeli Programa göre döviz kurlarındaki artış 2025 yılında da enflasyon rakamlarının altında kalacak görünüyor. TCMB’nın ihracatçıdan aldığı döviz kurundaki yüzde 2’lik farkın yüzde 5’e çıkarılması durumunda ihracatçı bir nebze rahatlayabilir” diye konuştu.



EİB’den Eylül ayında 1 milyar 542 milyon dolarlık ihracat

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Yanan ormanlar “Her çocuk için bir fidan” projesiyle yeniden yeşeriyor 31.Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali sonrasında, çocuk filmleri gösterimlerine katılan öğrenciler için, “Her Çocuk İçin Bir Fidan” etkinliğinde 3 binin üzerinde fidan toprakla buluştu. Bu yıl 23-29 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilen festivalde, dezavantajlı bölgelerde okula giden çocuklar ilk kez sinema ile tanıştı. 3 binin üzerinde ilk ve ortaokul öğrencisi, sinema salonlarında festival filmlerinden oluşan Çocuk Filmleri Seçkisini izledi. Festivalin 2021 yılında çocuklar için başlattığı “Her Çoçuk Bir Fidan” projesi ile film izleyen tüm çocuklar için Altın Koza Hatıra Ormanına binlerce fidan dikildi. Daha önce Sarıçam ilçesindeki orman yangınlarında zarar gören bölgede oluşturulan Altın Koza Hatıra Ormanında yapılan fidan dikimine onlarca öğrenci ve öğretmenleri katıldı. Festival konuklarından sinema sanatçıları Levent Özdilek, Yüksel Arıcı ve söz yazarı-şair Ahmet Selçuk İlkan’ın da katıldığı etkinlik renkli görüntülere sahne oldu. Etkinlikle bir konuşma yapan Altın Koza A.Ş. Genel Müdürü ve Festival Yürütme Kurulu Üyesi Hüseyin Orhan, “Dezavantajlı bölgelerimizde eğitim gören yavrularımız için festivalde geniş bir bölüm ayırıyoruz. Sadece bu yıl 3 binin üzerinde öğrencimizi sinema ile tanıştırdık. Festival olarak küresel ısınma ve iklim krizi ile mücadele konusunu festivalimizin bir parçası haline getirdik. Film izleyen her öğrencimiz için Altın Koza Hatıra Ormanımıza bu gün çocuklarımızla birlikte binlerce fidan diktik.” Dedi. Ünlü oyuncu Levent Özdilek ise konuşmasında Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar tarafından yaptırılan kreşlere değindi. 12 kreşin yapımının tamamlandığını belirten Özdilek, “Çocuklarımız da bizim için birer fidan, onlar için elimizden geleni yapmalıyız. Nazım Hikmet’in ‘yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür, ve bir orman gibi kardeşçe sine’ dizeleri bu konuda bizlerin yol göstericisi olmalıdır” dedi. Festivalin etkinliklerini yakından takip ettiğini dile getiren Ahmet Selçuk İlkan ise, “Adana’mızın pırıl pırıl fidanları ile yemyeşil fidanlar diktik. İnşallah çocuklarımız barış, sağlık, mutluluk içinde diktikleri fidanlarla birlikte büyüyecekler. Ormanların asla yanmadığı bir ülkede, çocuklarımıza güzel bir hayat diliyorum” dedi. Yüksel Arıcı’da festival etkinlikleri içerisinde en kıymetli bulduğu etkinliğin fidan dikimi olduğunu belirterek, “Çocuklarımızla birlikte diktiğimiz ormanların çoğalmasını, çocukların daha yeşil bir dünyada büyümesini istiyorum” dedi.
Sivas Uzmanı uyardı, her 8 kadından biri risk taşıyor Medicana Sağlık Grubu Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Muhammed Gömeç, kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin kendi kendine muayene ve tarama programları sayesinde erken teşhis edilebildiğini söyledi. Dünyada her 8 kadından birinin yakalanacağının öngörüldüğü meme kanseri ile ilgili uzmanlardan uyarılar gelmeye devam ediyor. Kadınların ayda bir kez kendi kendilerini muayene etmelerinin erken teşhis için önemli olduğunu söyleyen Medicana Sivas Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Muhammed Gömeç, “Adet görenler için ideal zaman adet başladıktan sonraki 5-7’nci günler arasıdır. Adet görmeyenler ise ayın belli bir gününü belirlemeli ve kendi kendilerini muayene etmelidirler” dedi. Hangi tür durumlarda hastanelere başvurulması gerektiğini anlatan Doç. Dr. Gömeç, “Memedeki herhangi bir şişlik, çöküntü, kızarıklık, meme başının içine çökmesi, meme başından kanlı ya da şeffaf akıntı gelmesi doktora başvurma sebepleri olmalıdır. Erken tanı konulan hastaların tedavisinde yaklaşık yüzde 80’lere varan meme koruyucu cerrahi yapılabilmektedir. İleri hastalık durumlarında önce ilaç tedavisi ile kanseri küçültüp, daha sonra meme koruyucu cerrahi yapılabilmektedir. Son yıllarda gelişen onkoplastik cerrahi teknikleri ile eskiden yapılan meme estetiğini bozan ameliyatlar artık sık yapılmamaktadır. Güncel cerrahi tekniklerle hem kanser tedavisi yapılırken hem de memenin estetik yapısı korunabilmektedir. Ayrıca memenin bazı ilerlemiş kanserlerinde ya da genetik geçiş tespit edilen hastalarda memenin içi boşaltılıp, silikon protez ile yeniden meme estetiği sağlanabilmektedir. Meme kanseri tedavi edilebilir bir hastalıktır, yeter ki erken teşhis edilebilsin” diye konuştu. “Mamografi takipleri erken tanıda önemlidir” Meme kanserinin erken teşhis konulduğunda tamamen iyileşebilen bir kanser türü olduğunu ifade eden Doç. Dr. Gömeç, "Türkiye’de 8 kadından biri meme kanseri riski taşımaktadır. Meme kanserlerinin yüzde 10-15’i ailesel geçiş gösteriyor. Meme kanseri tanısı koyabilmek için önemli tetkiklerden birisi mamografidir. Mamografi 40-50 yaşları arasında her iki yılda bir kez çekilmelidir. 50 yaş ve üzerinde ise her yıl bir kez çekilmelidir. Eğer ailede meme kanseri hikâyesi varsa; ilk kontrol mamografi yaşı öne çekilebilmektedir” dedi. Kilolu, erken adet görmeye başlayan, ışın tedavisi alan kadınlarda risk yüksek Meme kanserinin daha çok 50’li yaşlardan sonra görüldüğüne dikkati çeken Gömeç, “Ailesinde meme kanseri olan, erken adet görmeye başlayan, geç menopoz olan, hiç doğum yapmayan ya da 30 yaşından sonra ilk doğumunu yapan, kilolu olan, ışın tedavisi alan ve radyasyona maruz kalan kadınların meme kanserine yakalanma riski diğer kadınlara oranla daha fazladır. Uzun süre doğum kontrol hapı ve menopoz ilaçları kullananların da meme kanserine yakalanma ihtimali kullanmayanlara göre bir miktar daha fazladır. Düzenli spor yapanlarda, doğal ürünlerle dengeli beslenenlerde ve 16 aydan fazla emzirenlerde ise meme kanseri daha az görülmektedir” dedi.
Bursa Gemlik’te 5 mahalleyi kapsayan kentsel dönüşüm projesi bu yıl başlayacak Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, 5 mahalleyi kapsayan kentsel dönüşüme yakın zamanda başlayacaklarını, metruk binaların ve tiny house’ların yıkılacağını açıkladı. Gemlik Belediye Meclisi Ekim Ayı 1. Oturumu’nda, tüm meclis üyeleri, Gemlik’in milli takımı olarak ifade edilen Gemlikspor forması ile poz verdi. Meclis üyeleri Gemlikspor’a destek, birlik ve beraberlik görüntüsü sergiledi. Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, Gemlik ve Bursa Büyükşehir Belediyesi işbirliğinde yapılacak çalışmalardan bahsederek hizmet yağmurunun devam edeceğini müjdeledi. Başkan Deviren, üniversite mevkiinde Marina yapılacağını, Gemlik ziyaretinde Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ile Karsak Deresi konusunun görüşüldüğünü ve Orhangazi Belediyesi işbirliğinde derenin temizleneceğini, Gemlik çıkışı ambalaj fabrikası arkasında ve Küçük Sanayi Sitesi’nde, ilçe trafiğini azaltmak için iki tır parkı yapılacağını söyledi. Başkan Deviren’in diğer müjdeleri ise lunapark ve aquapark konularında oldu. Firmalar ile görüşmelerin devam ettiğini dile getiren Deviren projelerin yakında hayata geçeceğini kaydetti. Öte yandan Gemliklilerin yoğun ilgi gösterdiği ve memnuniyet duyduğu, dört çeşit yemeğin 70 liraya satıldığı Kent Lokantası’nın ikincisinin katlı otopark altında açılacağını müjdeleyen Başkan Deviren, kullanılmayan AVM’nin de Büyükşehir işbirliği ile Gençlik Merkezi olarak hizmet vereceğini söyledi. Zeytin Festivali konusunda, kimi sanatçıların 4,5 milyon lira ücret istediğini, yüksek bütçeli sanatçıları kabul etmediklerini belirten Başkan Deviren, festivali üreticilerle birlikte hayata geçirdiklerini, bütçesinin tamamını belediyeye yüklemediklerini dile getirdi. Kentsel Dönüşüm ile ilgili çalışmalarda önemli derecede ilerleme kaydettiklerini belirten Başkan Deviren, 23,5 hektarlık beş mahalleyi kapsayan Kentsel Dönüşüm projesinde ayrıntıların çalışıldığını, görüşülen uzmanların, bir yıl içinde kazmanın vurulacağını belirtti. Tehlike oluşturan metruk binaların yıkılacağını söyleyen Başkan Deviren, Balıkpazarı’ndaki demir gölgeliği kaldırmak için meclis kararı alacaklarını kaydederek göl kenarlarında kaçak ortaya çıkan “tiny house” tipi evlere de izin verilmeyeceğini sözlerine ekledi. Devlet okullarında ilkokullara başlayan öğrencilere kırtasiye desteğinin sürdüğünü söyleyen Başkan Deviren, bin 700 öğrenciye kırtasiye seti, özel okullardaki öğrencilere ise ajanda hediye ettiklerini belirtti. Hemşehri Dernekleri Festivali’nin 8-13 Ekim tarihleri arasında yapılacağını dile getiren Başkan Deviren, İnegöl ve Gemlik’in kardeş şehir olması için önerge verdiğini, uzlaşı kültürünü geliştirmek istediğini söyledi. Başkan Deviren’den bir müjde de patili canlara geldi. Umurbey’deki rehabilitasyon merkezinin ihtiyaçları yeterince karşılamadığının farkında olduğunu söyleyen Deviren, Engürücük polis kontrol noktasının arkasında bulunan belediyeye ait alanda patili canlar için yaşam alanı oluşturulacağını söyledi. Belediye Meclisi’nin 2. Oturumu, 7 Ekim Pazartesi günü, Cemil Meriç Kültür Merkezi’nde yapılacak.
İstanbul Avrupa basketbolunda heyecan Tivibu’da yaşanacak Türk Telekom’un dijital TV platformu Tivibu, Türk takımlarının da yer aldığı THY EuroLeague ve Basketbol Şampiyonlar Ligi maçlarını yayınlayacak. Türk Telekom’un dijital televizyon platformu Tivibu, Avrupa’da basketbolunda boy gösteren Türk takımlarının maçlarını seyircilerle buluşturmaya devam edecek. EuroLeague’de Fenerbahçe ve Efes, Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde ise Galatasaray, Aliağa Petkimspor ve Karşıyaka’nın mücadeleleri Tivibu üzerinden naklen yayınlanacak. Sezon boyunca EuroLeague maçları Tivibu platformu üzerinde S Sport’tan, Basketbol Şampiyonlar Ligi maçları ise Tivibu Spor’dan canlı yayınlanacak. THY EuroLeague’de yeni sezon heyecanı başlıyor Avrupa’da geçtiğimiz sezon Final Four’da veda eden Fenerbahçe, Sarunas Jasikevicius önderliğinde sezona galibiyetle başlamak istiyor. Takıma transferler yapan sarı-lacivertliler, EuroLeague sezonuna Olimpiakos’la Ülker Spor ve Etkinlik Salonu’nda oynayacağı maç ile başlyacak. Tivibu üzerinden S Sport’ta yayınlanacak mücadele 4 Ekim Cuma günü 20.30’da başlayacak. Efes ise son maçlarla play-off potasının dışında kaldığı 2023-2024 sezonunun ardından takımda yapılan rotasyonlar ile kadrosunu güçlendirdi. Sezon ortasında takıma katılan Tomislav Mijatovic ile yollarına devam etme kararı alan Efes, üçüncü EuroLeague şampiyonluğu için sezona galibiyet parolasıyla başlayacak. Virtus Bologna - Efes mücadelesinde hava atışı 22.00’da yapılacak. Karşılaşma Tivibu platformunda yer alan S Sport 2’den naklen yayınlanacak. Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde ise Galatasaray, Aliağa Petkimspor ve Karşıyaka’nın sezon boyu Avrupa maçları Tivibu Spor’dan takip edilebilecek. EuroLeague, Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin yanı sıra Avrupa’nın sevilen birçok futbol ligi, tenis, motor sporları ve daha birçok spor organizasyonu, Tivibu’dan canlı olarak izlenebilecek.
Mersin 79 yaşındaki İtalyan arkeolog yıllarca kazı başkanlığı yaptığı Yumuktepe’ten kopamıyor Mersin’de 9 bin yıllık geçmişe sahip Yumuktepe Höyüğü’nde büyük bölümü kazı başkanlığı olmak üzere 30 yıla yakın görev yapan 79 yaşındaki İtalyan arkeolog Prof. Dr. Isabella Caneva, 2021 yılında emekli olduktan sonra ekip üyesi olarak kazılara katılmaya devam ediyor. Yıllarını verdiği bölgeden bir türlü kopamayan Prof. Dr. Caneva, "Buraya gelirken evimde gibi hissediyorum" dedi. Arkeoloji dünyasında ayrı bir önemi bulunan Toroslar ilçesindeki Yumuktepe Höyüğü’ndeki kazılara Prof. Dr. Veli Sevin ile beraber 1993 yılında başlayan Prof. Dr. Isabella Caneva, 2000’li yıllarda kazı başkanlığı görevini devraldı. Bu tarihten itibaren 2021 yılına kadar sürdürdüğü kazı başkanlığını emekli olarak gençlere devreden Caneva, ilerlemiş yaşına rağmen halen ekip üyesi olarak kazılara katılıyor. İtalya’nın Bari Aldo Moro Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Giulio Palumbi başkanlığında gerçekleştirilen kazılarda da yer alan Caneva, kendisi için önemli bir yeri olan Yumuktepe Höyüğü’nde çalıştığı sürece ilişkin açıklamada bulundu. Yumuktepe Höyüğü ile tesadüfen tanıştı Yaklaşık 55 yıl önce Türkiye’ye geldiğini belirten Caneva, ilk olarak 1968’li yıllarda Malatya’daki Aslantepe Höyüğü’nde çalıştığını anlattı. Daha sonra jeolog olan eşiyle beraber geçtikleri Ankara’da 2 yıl yaşadıklarını ifade eden Caneva, Yumuktepe ile arkadaşı Prof. Dr. Veli Sevin sayesinde tesadüfen tanıştığını söyledi. Yumuktepe Höyüğü’nü yeniden kazmak isteyen Prof. Dr. Sevin’in kendisine beraber çalışma teklifiyle geldiğini dile getiren Caneva, "Bu tepe daha önce kazıldı ve çok zaman geçti. Ardından teknoloji değişti, aranan sorular da değişti. Beraber çalışmayı teklif ederek, ’Ben milattan önce 2000’den itibaren inceleyeceğim, sen de ondan öncesini’ dedi. Teklifini kabul ettikten sonra 8-9 sene ortak kazı yaptık ve beraber bir kitap yazdık. Sonra ben 2000 yılından beri tek başıma devam ettim" dedi. "Burada bir Arkeopark olmasını istedim" Milattan önce 7000’li yıllara uzanan geçmişiyle Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden olan Yumuktepe Höyüğü’nde Mersin’in tarihinin yer aldığını ama bunun kentte pek bilinmediğini ifade eden Caneva, "Aslında bu çok önemli. Bir şehrin 9 bin senelik tarihinin olması çok önemli. O zaman bunun anlatılması gerekiyordu. Kazılar sürerken Yumuktepe’nin daha fazla kesim tarafından bilinmesi için burada bir Arkeopark olmasını istedim. Bunun için çalışmalara başladım ama üzerinden 20 yıl geçti, hala olmadı. Ama olacak gibi. Arkeopark yanında daha canlı, daha dinamik bir şey istiyordum. O zamanlarda seramik nasıl yapılıyordu, çevre nasıldı, eski tür bitkiler ile yapılan tarım gibi şeylerin olduğu, arkeoloji bilgisi pek olmayan normal insanlara hitap edecek bir yer istiyordum. Yumuktepe Höyüğü’nü anlatmak için değişik bir lisan kullanmamız lazım, daha halka yakın lisan kullanmamız lazım. Bu işin sonuna geldik ve inşallah olacak" diye konuştu. "Hayatım burada geçti" Yumuktepe Höyüğü’nde yaz boyunca sadece 2,5 ay çalıştıklarını ancak tüm yılının höyükle ilgili geçtiğini ifade eden Caneva, "Hayatım burada geçti. Kazılar boyunca sadece 2,5 ay burada kalıyordum ama İtalya’ya gidince hesaplar, başvurular, raporlar, yazılar, kongreler hep Yumuktepe üzerine oluyordu. Hayatım bütün sene buna bağlı geçiyordu. Yaklaşık 31 senedir hayatım Yumuktepe’de geçti. Şimdi gençler çalışıyor. Benim için çok güzel bir şey. Değişik bakış açısı olması lazım. Şimdi beraber çalışıyoruz, karşılaşıyoruz. Değişik fikirler ortaya çıkıyor. Yeni kazı başkanı benim eski öğrencimdi; şimdi büyüdü, o çok kazı yaptı, çok iyi biliyor. Kazı Başkanı Giulio davet etti; gelecek sene de gelmeyi düşünüyorum inşallah. Burada yapabildiğim kadar çalışacağım" dedi. "’Yumuktepe’yi ben mi kazacağım’ dedim" Yumuktepe Höyüğü’nün camia açısından dünyaca meşhur ve bilinen bir yer olduğunu vurgulayan Caneva, "Herkes tanıyor. Ben de Yumuktepe hakkında okudum. Sonra tesadüfen buraya geldiğimde inanamadım, ’Yumuktepe’yi ben mi kazacağım’ dedim. Çok önemli bir yer. Yaşam milattan önce 7000’lerde başlıyor ve Bizans zamanı, Orta Çağ, 13. ve 14. yüzyıla kadar devam ediyor. Yani 9 bin sene hemen hemen kesintisiz devam ediyor. Demek ki ideal bir yerdi" diye konuştu. "Çok rahat ve evimde gibi hissediyorum" Uzun yıllar çalıştığı Yumuktepe Höyüğü ile ilgili düşüncesinin çok pozitif olduğunu dile getiren Caneva, "Ben buraya gelirken evimde gibi hissediyorum. Çok rahat ve evimde gibi. Ve ekibim de aynı şekilde hissediyor. Bu çok önemli bir şey. Bir de bir toplum oldu işçilerle, onların aileleriyle. Bizim o zamadaki genç işçiler şimdi adam oldu, dede bile oldu. Biz yabancıyız ama hiç yabancılık hissetmiyoruz" dedi. "Anne kız gibi, abla kardeş gibi çok uzun süre çok keyifle çalıştık" Prof. Dr. Caneva ile uzun yıllar çalışan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof Dr. Gülgün Köroğlu da 1993 yılından beri aktif olarak Yumuktepe Höyüğü’ndeki çalışmalara katıldığını söyledi. Başka bir kazı başkanlığını sürdürmesine rağmen Yumuktepe’den kopamadığını belirten Köroğlu, şöyle konuştu: "Burası biraz akademik bir okul gibi bizim için. Arkeolojiyi öğrendiğimiz, sevdiğimiz, dostluklarımızın pekiştiği bir merkez burası. Bunda kazıyı başlatan Prof. Dr. Veli Sevin’in, daha sonra Isabella Caneva’nın günümüze kadar çok çok önemli yeri var. Yani her şeyden önce bir gönül bağı var benim Mersin’e ve Yumuktepe’ye karşı. Onun için de yine geldim. Isabella Caneva ile çok uzun süre çalıştım. 2000 yılından itibaren kazı başkanımızdı. O kadar çok birlikte güzel zaman geçirdik ki; anne kız gibi, abla kardeş gibi çok uzun süre çok keyifle çalıştık. Evinde misafir etti, üniversitesine davet etti. İtalya’da evinde kaldım. Çok keyifli günler geçirdim." "Aklı hep Yumuktepe’de" Isabella Caneva ile 1993 yılında tanışan Mersin Müzesi’nden emekli Yaşar Ünlü ise, ilk kazılarında onlara yardımcı olduğunu söyledi. 1995 yılında bakanlık temsilcisi olarak kazılarda yer aldığını ifade eden Ünlü, "2017’de emekli olunca Isabella Hanım; dostluğumuz o kadar ileriydi ki bana ’Emekli oldun ama bizimle çalışır mısın?’ dedi. 8 yıldır da Yumuktepe’de heyet üyesi olarak çalışıyorum ama artık Isabella Hanım’la aile gibi olduk ekip olarak" diye konuştu. Prof. Dr. Isabella Caneva’nın ülkesine gittiğinde bile Yumuktepe için aradığını anlatan Ünlü, "Yumuktepe’de ne oldu diye arıyor. Kış günü ama yine aklı hep Yumuktepe’de" ifadesini kullandı.