POLİTİKA - 10 Ocak 2025 Cuma 18:15

CHP Genel Başkanı Özel: “İzmir ile helalleşme olacak”

A
A
A
CHP Genel Başkanı Özel: “İzmir ile helalleşme olacak”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, “İthal vekil konusunda teminat benim. İmkan olsa İzmir’de seçimi komple yenilesek. Kontenjan vekil olur ama olacaksa bile İzmir ile bağı olan konmalı. Bizim İzmir’e borcumuz var. İzmir ile helalleşme olacak” dedi.


CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir programı kapsamında Ege Belediyeler Birliği ev sahipliğinde düzenlenen 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü programına katıldı. Tarihi Havagazı Fabrikası’nda gerçekleştirilen programda basın mensuplarıyla bir araya gelen Özel, gazetecilerin gününü kutladı. Burada konuşan Özel, “İzmir benim için çok kıymetli. Hem komşu kentimiz, 20 dakika yolla Bornova Osman Kibar Meydanı’nda olabilecek kadar İzmir’in içindeyim. Genel başkan sıfatıyla da İzmir’in siyasetini İzmir’e borcu olan siyasetçilerin İzmir’e hizmet etmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu noktada da adım atmak hepimizin boynunun borcu” diye konuştu.



“Terör bitecekse her şeyi yaparım”


Tuvaletleri işleten bir şirkette çalışan insanların, belediyede işe alınmadıkları için protesto etiklerini belirten Özel, şunları kaydetti:


“Gelir protesto eder, hak bu. Bizi engellemedikten sonra istediği pankartı açar, istediği sloganı atar. Ama Türkiye’de işler böyle yürümüyor. Kollukla iş birliği içinde olması gereken basın, kolluğun yanlışını yazınca dava açılabiliyor. Dezenformasyon yasası diye bir şey var, liderler bunu Putin’den öğrendi. AK Parti’nin Genel Başkan Yardımcıları ‘Öyle şey olmayacak’ dedi. Ama şimdi gazetecilerin başına ne gelirse bu dezenformasyon yasasından geliyor. Biz 31 Mart seçimlerinden sonra özeleştirilerde hep şunu gördük; ‘Bu bize yakışmaz, öyle bir şey yok. Onların demesiyle terörist mi olacağız’ dendi. Ama öyle bir medya gücü, sosyal medyada harcanan milyarlar ve görevini yapması gerekenlerin elinin armut topladığı dönemde gerçek olmayan bilgiyi alenen yayma suçu yoktu. Devlet eliyle CHP’nin terör örgütü yakını olduğu yayıldı. Kimse bir şey yapmadı. Seçimden sonra montaj dendi. Gerçeği söyleyenlere şu anda en kolay yoldan terörist damgası vuruyorlar. CHP el sıkınca ‘DEM’lenmek, el sıkan Devlet Bey olunca ‘barış eli uzatıldı’ Tayyip Bey de ‘barış elini taktir etti’ oluyor. Bir anda kürsüye Abdullah Öcalan gelsin, çağrı yapsın. Bir yanda ‘Kürt sorunu yoktur, terör sorunu vardır’ dedi. Ben bir şehit az gelecekse, üzerine bin görev düşüyorsa hepsini yaparım. Terör bitecekse her şeyi yaparım. Ama başkasının siyasi oyununun parçası olmam.”



“İktidar partisinin Genel Başkanı olarak geleceğim”


“Bir daha kimsenin yandaşlaştıramayacağı, tamamına hâkim olamayacağı Gazetecilik Kanunu, Medya Kanunu için çalışacağız” diyen Özel, sözlerine şunları da ekledi:


“Örneğin birden fazla gazete sahibi olmanın yasaklanabilir. Beş ve on yıl sonra kamu ihalesiyle meşgul olanların gazete sahibi olamadığı, sarı basın kartının sadece gazetecilik meslek örgütü tarafından dağıtılacak. Basın İlan Kurumu’nun gazeteci meslek örgütü tarafından denetlendiği, siyasi saiklerle ilanların dağıtılmadığı bir düzen istiyoruz. Türkgün ilan alırken Sözcü, Evrensel, Birgün, Korkusuz ilan alamıyor. Ne kadar iktidara yakınsan o kadar ilan alıyorsun. Basının bir daha ele geçirilememesini istiyoruz. Eğer basın zapt edilemeseydi Türkiye bu kadar zapt edilemezdi. İzmir’de birçok sıfatla geldim. Umarım birkaç seneye İzmir’e iktidar partisinin genel başkanı olarak geleceğim.”



“İthal vekil konusunda teminat benim”


İthal vekil konusunda teminatın kendisi olduğunun altını çizen Özel, “En ağır fatura İzmir’e çıktı. Bazı arkadaşlarımız kendi istekleri dışında geldi. İki genel başkan yardımcımız iki bölgede de birinci sırada oldu. Bir partinin genel başkan yardımcısı, doğal olarak burada performans gösteremiyor. İzmir’de yük birkaç arkadaşımızın sırtında. Keşke imkan olsa İzmir’de seçimi komple yenilesek. Elbette kontenjan vekil olur ama olacaksa bile İzmir ile bağı olan konmalı. Hatta bizim İzmir’e borcumuz var. İzmir ile helalleşme olacak. Belediye başkanlığında gördünüz. Kadın dedik kadın koyduk, genç dedik genç koyduk” ifadelerini kullandı.



"Ekonomik darbe girişimi"


İzmir’deki 31 ilçenin 31’ni neredeyse alacaklarını, Menemen’de genel seçimde oylarının çok önde olduğunu ifade eden Özel, “Bizim İzmir’e borcumuz büyük. İlk yılın zorluklarını yaşadık. Finansal bir toplanma için İzmir’e 1,7 milyarlık saldırıda bulundular. Bu yapılanı askeri yolla yapsalar askeri darbe olurdu. Yaptıkları mali darbe. Belediyeye maaş ödettirmemeye çalışıyorlar. Otobüs çalışmasın, çöp toplanmasın, oradan siyaset yapacak. Bu ekonomik darbe girişimi. Askeri darbe gibi anayasal suçu olmasa da vicdanen bence şiddete bulaşmamakla birlikte zihniyet olarak aynı kötücül aklın ürünü” diye sözlerine ekledi.



"Basın şehitlerimizi saygıyla anıyorum"


Ege Belediyeler Birliği Başkanı ve Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek ise “Bugün buraya sadece basın toplantısı için değil demokrasimizin can damarını oluşturan basın özgürlüğünü savunma mücadelesine destek vermek için geldik. Gazetecilerin çalışanı çalışmayanı olmaz. Ama 10 Ocak Gazeteciler günü, basın tarihinde çetin bir mücadelenin günüdür. 1961 yılında yürürlüğe giren 212 sayılı kanunla, çalışma şartlarını iyileştiren, yasal zemine oturtan gazetecilerin ülkemize örnek direnişin günüdür. Tüm basın şehitlerini saygı ve minnetle anıyorum. Basın susturulmak ve mahkûm edilmek isteniyor ancak basın ulusun sesidir. Basın özgürlüğü, sadece basın emekçilerinin meselesi değildir. Tarafsız ve korkusuz basın demokratik bir toplumun teminatıdır. Basın özgürlüğüne sahip çıkmak, demokrasiye sıkı sıkı sarılmaktır. Özgür bir basın olmadan demokratik bir toplum inşa edilemez. Basını susturmak halkı susturmaktır. Sansüre hayır diyenlerin göreve gelmesi zorunluluktur. Basın hürdür, asla sansür edilemez. Halkın çıkarlarını savunmaya kararlılıkla devam edeceğiz. Biz basın özgürlüğünü sadece hak değil ulusal bir ihtiyaç olarak görüyoruz. Türkiye’nin geleceği gazetecilerimizin kalemiyle, mikrofonuyla ve cesaretiyle şekillenecektir. Hep birlikte özgürlüklerin genişletildiği adaletin sağlandığı bir Türkiye’yi inşa edeceğimizden şüphem yoktur” açıklamalarına yer verdi.



"İzmir basınının yanındayız"


Hem CHP’liler olarak hem de İzmirlilerin sorumluluk verdiği yerel yöneticileri olarak, namusla ahlakıyla, toplumun vicdanına ses olmak için gecesini gündüzüne katan gazetecilerin her zaman yanında olduklarını anlatan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, şöyle konuştu:


"İzmir’imizin yerel basının güçlenmesi için her zaman yanında olacağız. Bunu İzmir’de gazetecilik yapan değerli arkadaşlarımız biliyor. Gazetecilik ne kadar özgür yapılıyorsa o ülkede demokrasi o kadar iyi işler. Halkın bilinçli olması da o derece sağlanır. İçinde yaşadığımız dönem maalesef yandaş olmayan herkesin baskı altında olduğu bir dönem. Burada yandaş olarak tabir edilen kötü örnekler bir yerde gazeteciliği kirletiyor. Bunlardan kendimizi korumak için tarafsız bir şekilde görevini yapan basın emekçilerinin her zaman yanındayız. Biz İzmir olarak bu duruşu göstermeye devam edeceğiz. Umuyorum, önümüzdeki yıllarda CHP iktidarıyla gazetecilerimiz çok daha özgür bir şekilde görevlerini yerine getirdiği, işsiz olmadıkları, güvencesiz olmadıkları bir ortamı hep beraber sağlayacağız.”



CHP Genel Başkanı Özel: “İzmir ile helalleşme olacak”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Memur-Sen’den "4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu-Yargı Kararları ve Hukuki Tartışmalar" sempozyumu Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) tarafından, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Seçme Kanunu’nun yeniden gözden geçirilmesine yönelik ‘4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu-Yargı Kararları ve Hukuki Tartışmalar’ sempozyumu düzenledi. Memur-Sen tarafından kamu görevlilerinin zam oranlarının ve diğer kazanımlarının belirlendiği toplu sözleşmelerin sistematik çerçevesini çizen 4688 sayılı Kanun’un ve toplu sözleşme hükümlerinin yorumlanması ve uygulanması noktasında yargıya yansıyan çeşitli ihtilafları gündeme alması amacıyla ‘4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu- Yargı Kararları ve Hukuki Tartışmalar’ sempozyumu gerçekleştirildi. Burada bir açılış konuşması gerçekleştiren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Faruk Özçelik, çalışma hayatının bütün kazanımları içinde söylenebilir bir mücadeleler hayatı olduğunu belirterek, “Bu bağlamda sendikalar, sendikalar kazanımlarında bir mücadeleler tarihine sahnedir. Bugün burada yapılacak olan, iki gün sürecek olan bu sempozyum da, ben inanıyorum ki 4688 sayıda, sendikalar ve toplu sözleşmeler kanunuyla alakalı olarak, bir iyi bir masaya yatırma ameliyatı, ameliyatı göreceğine inanıyorum” açıklamasında bulundu. “Memur-Sen olarak sadece sorunları dinlendirmek değil, çözüm önerme konusunda akademik çalışmalarımızı yapıyoruz” Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ise, 4688 sayılı Kanun’da sorunlar olduğunu ve bunların bir kısmının palyatif tedbirlerle çözülebilecek başlıklardan oluştuğunu, bir kısmının ise yapısal sorunlar olduğunu kaydetti. Yalçın, “Bu bağlamda kamu personel sistemi, vergi sistemi, sendikal toplu çalışma sistemi gibi yapısal değişiklik gerektiren başlıklar olduğu gibi bunun yanında az önce de ifade ettiğim gibi tekil dokunuşlarla çözülebilecek birçok sorun var. Buna ilişkin Memur-Sen ailesi olarak sadece sorunları dinlendirmek değil çözüm önerme konusunda anlayışımızın gereği olarak akademik çalışmalarımızı yapıyor. Sesi yükseltmenin yanında sözü yükseltmenin hep gayret içerisinde oluyoruz çünkü Memur-Sen ailesiyiz” ifadelerine yer verdi. “Vergi sisteminde vergi ve adalet gerekir” Yalçın, kamu personel sisteminin tamir edilmesine ilişkin çok önemli tespitlerinin olduğunu söyleyerek, “Bu konuda yaptığımız sempozyumla mutlak çalışmalarıyla işi belli bir aşamaya getirdik. Şu an raporlama ve son disiplin edilmiş şekilde bilgiyi toparlama sürecimizi yürütüyoruz. İnşallah onu da tamamlayacağız ve kamuoyuyla buluşturacağız. Vergi sistemine ilişkin itirazlarımızı ifade ettik ve vergi sisteminde vergi ve adalet gerekir, vergide eşitlik adalet değildir. Az kazanandan az, çok kazanandan çok alınması gereken bir sistemin Türkiye’de kullanılması gerekir. Aile dostu vergi politikalarına ihtiyaç var diye bu konuda çalışmalarımızı yaptık. Öneri setimizi kamuoyuyla paylaştık” diye konuştu. “8. dönem toplu sözleşmeye kalmadan burada yasa değişikliğini ısrarla ifade ediyoruz” Yalçın, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Seçme Kanunu’nu yeniden gözden geçirilmesinin gerektiğini vurgulayarak, “Onun için toplu sözleşme kanunuyla bu süreci taşımak çok zor. Ağustos ayında gerçekleşecek olan 8. dönem toplu sözleşmeye kalmadan burada bir yasa değişikliği konusunu ısrarla ifade ediyoruz” şeklinde konuştu. “Kanun mevcut haliyle sorunları çözmede yetersiz kalıyor” Yalçın, 2010 yılında anayasa referandumuyla toplu sözleşme hakkını elde ettiklerini hatırlatarak, "2010’da referandumda toplu sözleşmeye de toplumsal sözleşmeye de evet diyerek bir süreç yönetimi yaptık ve toplu sözleşme hakkını yasanın değişmesiyle anayasa düzenlemesiyle birlikte almış olduk. 7 toplu sözleşme idare ettik ve dördünde uzlaşabildik. İkisinde tam uzlaşmazlık birisinde kısmi uzlaşmayla beraber yedi süreç yönettik. Şimdi 8. dönem toplu sözleşmeye doğru ilerken bu sürece ilişkin farkındalığı artırma konusunda çalışmalarımızı yürütüyor ve yasa değişikliğini zorluyoruz. Kanun mevcut haliyle sorunları çözmede yetersiz kalıyor. Sendikacıların yönünü yürütüyor. Hakça pazarlığa da imkan vermiyor. Bu nedenle mevcut toplu sözleşme kanunuyla ilişkin tüm mevzuatın kapsamlı bir şekilde gözden geçirilmesine ihtiyaç var. Bu hakikati bundan önce ifade ettiğimiz gibi bugün de bir kez daha bu vesileyle ifade ediyorum ve tarihe kaydediyoruz” değerlendirmesinde bulundu. Konuşmaların ardından Memur-Sen tarafından kamu görevlileri sendikacılığına yönelik akademik çalışmaları desteklemek amacıyla bu yıl 4’üncüsünü düzenlenen ‘Memur-Sen 2024 Yılı Tez Ödülleri’ ödül töreni gerçekleştirildi. Törende Yüksek lisans ve Doktora dallarında kazananlara ödülleri takdim edildi.