GÜNDEM - 07 Aralık 2024 Cumartesi 11:05

ÇEŞTOB Başkanı Belge: "Tek eksiğimiz tanıtım"

A
A
A
ÇEŞTOB Başkanı Belge: "Tek eksiğimiz tanıtım"

ETİK Başkan Yardımcısı ve ÇEŞTOB Başkanı Orhan Belge, Çeşme’nin tüm turistik değerlere sahip olduğunu vurgulayarak, "Ancak eksik olan şey tanıtım. Bunun üzerine çalışıyoruz. Yakında açılacak olan termal turizm merkezi, bu açığı kapatmada önemli bir rol oynayacak. Termal turizme özellikle önem veren ülkeler, örneğin Hollanda, Çeşme’yi daha yakından tanımalı" dedi.


18. TTİ İzmir Uluslararası Turizm Fuarı’nda yer alan Çeşme standında, Çeşme’nin turistik değerlerini tanıttıklarını belirten Çeşme Turistik Otelciler Birliği (ÇEŞTOB) Başkanı Belge, "Yine bir fuar, yine İzmir’deyiz. Evimizdeyiz. Çeşme için konuşmak gerekirse, otellerimiz hazır. Şu ana kadar standımıza gösterilen ilgi gerçekten beni memnun etti. Fuarlar nedir? Turizmcilerin, otelcilerin, acentelerin ve tur operatörlerinin bir araya gelerek yeni yılı planladığı, iş bağlantıları kurduğu yerlerdir. Biz zaten sözleşmelerimizi ve kontratlarımızı ekim ayında yapmaya başladık ve hâlâ devam ediyoruz. Burada da birkaç yeni anlaşma yapacağız" diye konuştu.



"Yüzde 70 yabancı turistin olduğu döneme dönmemek için hiçbir sebep yok"


Çeşme’de sadece yerli turist değil, yabancı turist sayısında da artış olması gerektiğinin altını çizen Belge, "Çeşme, 20 - 30 yıl önce yabancı turist yoğunluğunu yaşamış bir yerdi; yüzde 70 yabancı, yüzde 30 yerli turist oranlarını gördük. Bu döneme yeniden dönmemek için hiçbir sebep yok. Hatta bu konuda ilerleme olduğunu düşünüyorum. Sadece fuarlarla değil, ikili görüşmelerle de bu süreci desteklemek gerekiyor. Belediyemiz ve kaymakamlığımızla çok iyi bir uyum yakaladık. Daha önce böyle bir iş birliği görmemiştim desem yeridir. Özellikle altyapı çalışmaları konusunda desteklerini esirgemediler. Büyükşehir Belediyesi ve diğer yerel yöneticilerimiz de fuar standımıza gelerek bize moral verdiler" diye belirtti.



"Çeşme’nin tüm turizm değerlerini tanıtmayı planlıyoruz"


Turizm hedeflerinin 2019 yılındaki seviyeleri yakalamak olduğunu vurgulayan Belge, "Şu anda erken rezervasyonların gidişatı bu hedefe doğru ilerlediğimizi gösteriyor. Geçen yıla göre artış var. Ayrıca oda başına gelirlerde de olumlu bir ivme var. Çeşme’nin sahip olduğu değerlere bakalım: Termal turizm: Var. Deniz, kum, güneş: Var. Gastronomi: Türkiye’nin en iyisi burada. Uluslararası organizasyonlar: Dünya çapında tanınan etkinlikler düzenleniyor. Festivaller: Örneğin, Ot Festivali çok popüler. Ancak eksik olan şey tanıtım. Bunun üzerine çalışıyoruz. Yakında açılacak olan termal turizm merkezi, bu açığı kapatmada önemli bir rol oynayacak. Yabancı tur operatörlerine, festivallerimizi ve etkinliklerimizi şimdiden duyuruyoruz. Mesela Ot Festivali 17-20 Nisan’da yapılacak. Yabancı turistler planlarını aylar öncesinden yaptığı için, bu bilgileri erkenden paylaşmak önemli. Ocak ayında katılacağımız uluslararası bir fuarda, Çeşme’nin tüm turizm değerlerini tanıtmayı planlıyoruz. Dijital materyaller, broşürler ve barkodlu tanıtımlar ile bunu yapacağız. Termal turizme özellikle önem veren ülkeler, örneğin Hollanda, Çeşme’yi daha yakından tanımalı" diye kaydetti.



"Çeşme’nin ’her keseye uygun tatil’ imkânları sunduğunu anlatmamız gerekiyor"


ÇEŞTOB Başkanı Belge, "Çeşme’nin ’her keseye uygun tatil’ imkânları sunduğunu anlatmamız gerekiyor. Geçmişte oluşan bazı algılar yıkılıyor. Çeşme, her bütçeye uygun tatil seçenekleri ve restoranlarıyla herkesin keyifle vakit geçirebileceği bir destinasyon olduğunu kanıtlıyor. İlgi her geçen gün artıyor" diyerek sözlerini tamamladı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Azalan su kaynakları için uzmanlardan tasarruf uyarısı Yağışsız geçen kış sezonu Türkiye’nin birçok noktasında suya erişimi zorlaştırırken, tahıl ambarı Konya’nın da yakın gelecekte su stresi yaşayacağı öngörülen bölgeler arasında olduğuna dikkat çekiliyor. Uzmanlar, suyun yaklaşık yüzde 75 oranında tarımsal faaliyetlerde kullanıldığının altını çizerken, tükettiğimiz her bir ürünün aslında su tüketimi olduğunun farkında olmamız gerektiğini belirterek tasarruf uyarısında bulunuyor. Türkiye genelinde geçmiş yıllara oranla yağışlarda düşüşler yaşanırken, Konya Ovasında bu düşüşler yüzde 35 oranında raporlandı. Tahıl ambarı Konya’da barajlar başta olmak üzere yer altı su seviyelerinde de büyük düşüşler yaşanıyor. Suyun kullanım alanı olarak yaklaşık yüzde 75’inin tarımsal faaliyetlerde olduğuna dikkat çeken uzmanlar, tarımda modern sulama tekniklerine geçilmesinin su tasarrufunda büyük rol oynadığına dikkat çekiyor. “Suyun en önemli kullanım alanı tarımsal faaliyettir” Damlama sulamanın yüzde 50’ye kadar sulamada tasarruf sağladığına dikkat çeken Necmettin Erbakan Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatma Bedük, “Suyun en önemli kullanım alanı tarımsal faaliyettir. Suyun yaklaşık yüzde 70 ila 75’i tarımsal faaliyet için, yüzde 10 ila 15’i sanayide, yüzde 10 ila 12’si de evsel kullanımlarla tüketilmektedir. Dolayısıyla tarımsal faaliyetlerdeki su kullanımı oldukça önemlidir. Konya’da yer altı su seviyesi her yıl 1 ila 2 metre azalmaktadır. Şu anda yaklaşık 300 metrelerden su çıkan bölgeler vardır. Yeraltı su seviyesinin alçalması demek daha düşük kalitede suyun temini anlamına gelir. Yine tuz içeriği, kireç içeriği, mineral içeriği fazla olan su temin edilmesi anlamına gelir. Bu suyla sulama yapıldığı zaman toprakta tuzlanma söz konusu olur ve toprakta tarımsal verimlilik azalır. Yine içme suyu amacıyla veya endüstri amacıyla kullanımda da arıtımı güçleşir. Dolayısıyla yer altı seviyesinin alçalması önemli bir sıkıntı oluşturmaktadır. Tarımda su kullanımının azaltılması için modern sulama tekniklerine geçilmesi gerekir. Örneğin damlama sulamanın yüzde 30 ila 50 sulamada tasarruf sağladığı bilinmektedir. Yine suya daha az ihtiyaç duyan bitki deseni seçilmesi tercih edilmelidir. Nitrat kirliğinin önüne geçilebilmesi için de gübre uygulamaları azaltılmalı ve iyi tarım uygulamalarına geçiş yapılması gerekir” dedi. "Tükettiğimiz her bir ürünün aslında su tüketimi olduğunun farkında olmamız gerekir” Evde alınması gereken tedbirlere dikkat çeken Prof. Dr. Fatma Bedük, ”Su tüketimini azaltacak ve suyun verimli kullanımını sağlayacak tedbirler alınması gerekir ev ölçekli olarak. Örneğin daha düşük akışlı bataryaların kullanılması, bulaşıkların elde yıkanması yerine bulaşık makinesinde yıkanması ve bulaşık makinelerinin tam dolu olarak çalıştırılması, tasarruflu olanların tercih edilmesi. Dolayısıyla suyu sadece su tüketimi olarak düşünmemek gerekir, tükettiğimiz her bir ürünün aslında su tüketimi olduğunun farkında olmamız gerekir. Su ayak izi bir ürünün üretilmesi aşamalarında kullanılan su miktarının hesaplanmasıdır. Karbon ayak izi bir ürünün üretilmesi ve tedariki, tüketilen enerjiden kaynaklı emisyonların toplamıdır. Örneğin bir kot pantolonun üretimi için yaklaşık 7 bin 500 ile 10 bin litre su harcandığı bilinmekte. Çünkü kot pantolonun ham maddesi olan pamuk yetiştiriciliğinde 1 kilogram pamuk için 10 bin litre suya ihtiyaç vardır. Sonrasında yine bu kot pantolonun işlenmesi sırasında yaklaşık 150 litre kadar su kullanılmaktadır. Dolayısıyla fazladan aldığımız her bir giyim ürünü bile aslında su tüketimidir” şeklinde konuştu. “Tükettiğimiz her bir ürünün bir karbon ayak izi vardır” Sera gazlarının iklim değişikliğine sebep olduğunun altını çizen Prof. Dr. Bedük, “Sera gazlarından en önemlisi karbondioksittir. Diğer sera gazları da hesaplanırken karbondioksit cinsinden hesaplanır. Tükettiğimiz her bir ürünün bir karbon ayak izi vardır. Bu ürün hem üretilmesi aşamasında hem de tedarik ve tüketiciye ulaşması aşamalarında bir karbon ayak izi oluşur. Dolayısıyla bizler aslında evde tükettiğimiz her bir ürün için bir karbon ayak izi oluştururuz. Kargoyla sipariş ettiğimiz her bir ürün için içtiğimiz bir bardak kahve için, bir karbon ayak izi oluştururuz ve oluşturduğumuz bu emisyon aslında iklim değişikliğine bir katkı sağlar. Dolayısıyla yine su kaynaklarına zarar verir” diye konuştu.