SAĞLIK - 16 Ekim 2024 Çarşamba 11:25

Sağlıklı beslenme ve ideal kiloyu korumak, meme kanseri riskini azaltabilir

A
A
A
Sağlıklı beslenme ve ideal kiloyu korumak, meme kanseri riskini azaltabilir

Sağlıklı beslenme ve kilo kontrolü, diğer kanser türlerinde olduğu gibi meme kanserinden korunmada da yardımcı rol oynuyor. Dyt. Semahat Burcu Sel, aşırı kilo ve obezitenin özellikle menopoz sonrası dönemde meme kanseri risk faktörleri arasında bulunduğunu belirterek “Vitamin, mineral ve antioksidan açısından zengin beslenmek, sağlıklı yağlar ve lifli gıdaları tercih etmek, bununla birlikte kırmızı et, şeker ve rafine karbonhidrat tüketimini sınırlamak, meme kanseri riskini azaltmaya yardımcı olabilir” dedi.


Meme kanseri, meme dokusundaki hücrelerin kontrolsüz şekilde büyümesiyle ortaya çıkıyor. Meme kanseri riskini artıran nedenler arasında; genetik ve hormonal faktörler, yaş, fazla kilo, hareketsiz yaşam, erken doğum yapmak ya da hiç doğum yapmamak ve radyasyon maruziyeti yer alıyor.


“Meme kanseri, beslenme takibi ve tıbbi beslenme tedavisinin en etkin olduğu kanser türleri arasında yer alıyor” diyen Medicana Zincirlikuyu Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Semahat Burcu Sel, “Yapılan çalışmalar, meme kanseri hastalarının ideal kilolarını koruması ve vücut yağ oranlarının düşük olmasının kanserin tekrar etmesini engellediğini gösteriyor” açıklaması yaptı.


Aşırı kilo veya obezite meme kanseri riskini artırabiliyor


Aşırı kilo ve obezitenin, özellikle menopoz sonrası dönemde meme kanseri için risk faktörü olduğuna dikkat çeken Dyt. Semahat Burcu Sel, “Hareketsiz yaşam da riski artıran bir etken. Sağlıklı beslenme ve kilo kontrolü, diğer kanser türlerinde olduğu gibi meme kanseri riskini de azaltmaya yardımcı olabilir” dedi.



Dyt. Semahat Burcu Sel, meme kanserinden korunmaya yardımcı olan besinlerle ilgili bilgiler verdi:


Vitamin, mineral ve antioksidanlar açısından zengin beslenin


“A, C ve E vitaminleri hücresel hasarı azaltarak kanserle mücadelede rol oynayabilir. Kemik sağlığını korumak için kalsiyum, K vitamini, fosfor, potasyum, magnezyum, çinko içeren besinlere günlük beslenmede yer verilmelidir. D vitamini düzeyinin meme kanseri riski ile ilişkili olduğuna dair bazı çalışmalar vardır. Güneş ışığı ve D vitamini açısından zengin besinler (yağlı balıklar, süt ürünleri) almak önemlidir. Antioksidanlar vücudu serbest radikallere karşı koruyarak hücre hasarını azaltır ve kansere karşı koruma sağlar. Bu maddeler birçok sebze ve meyvede bol miktarda bulunur. Ispanak, pazı, kale, roka gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler, havuç, balkabağı, kırmızı biber gibi kırmızı-turuncu renkli sebzeler ve yaban mersini, çilek, nar, portakal, kivi, elma gibi meyveleri tüketmek önemlidir.”


Lifli gıdalar tüketin


“Yüksek lif alımı sindirim sistemini destekler, bağırsak sağlığını iyileştirir ve bazı araştırmalar, meme kanseri riskini azaltabileceğini öne sürmektedir. Kinoa, bulgur, yulaf, esmer pirinç gibi tam tahıllar, mercimek, nohut, fasulye gibi baklagiller ve brokoli, kabak, patlıcan gibi sebzeler lif açısından zengin besinlerdir.”


Sağlıklı yağlara öncelik verin


“Doymuş yağlar ve trans yağlardan kaçınarak, sağlıklı yağlara yönelmek önemlidir. Özellikle Omega-3 yağ asitleri anti-inflamatuar özelliklere sahiptir ve meme kanserine karşı koruyucu olabilir. Yemeklerde ve salatalarda zeytinyağ tercih edin. Bunun yanı sıra avokado da zengin bir sağlıklı yağ kaynağıdır. Fındık ve ceviz, Omega-3 açısından zengin yağlı tohumlardır. Somon, sardalya, uskumru ise Omega-3 açısından zengin balık türleridir.”



Kırmızı et tüketimi haftada 500 gramı geçmemeli


“İşlenmiş etler (salam, sosis, sucuk) ve fazla kırmızı et tüketimi, kanser riskini artırabilir. Bu nedenle, bu gıdaların tüketimini sınırlandırmak önemlidir. Tavuk, hindi, balık gibi yağsız protein kaynaklarına yönelebilirsiniz. Kırmızı et tüketmek isterseniz, haftada 2-3 defa az yağlı ve doğal kaynaklardan alınmış kırmızı et tercih edin. Haftada 500 gr’dan daha az kırmızı et tüketmeye özen gösterin.”


Şeker ve rafine karbonhidratlardan kaçının


“Rafine şeker ve karbonhidratlar (beyaz ekmek, beyaz pirinç, şekerli atıştırmalıklar) kan şekeri dalgalanmalarına neden olabilir ve bu da iltihaplanmayı artırabilir. Günlük şeker miktarının 20-25 gramı geçmemesine özen gösterin. Beyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği, beyaz pirinç yerine esmer pirinç gibi tam tahıllı ürünler tüketin. Bal, hurma veya akçaağaç şurubu gibi doğal tatlandırıcıları kontrollü miktarlarda kullanın.”


Yağlı süt ürünlerinin alternatiflerine yönelin


“Bazı çalışmalarda yüksek yağlı süt ürünlerinin meme kanseri riskini artırabileceği gösterilmiştir. Az yağlı veya bitkisel süt alternatiflerine yönelin. Süt yerine badem sütü, hindistancevizi sütü gibi bitkisel sütler tercih edilebilir.”



Anti-inflamatuar besinlere yer açın


“İltihapla mücadele eden besinler, kanserin yayılmasını önlemeye yardımcı olabilir. Güçlü bir antioksidan ve anti-inflamatuar olan zerdeçal, iltihap önleyici özelliği bulunan zencefil beslenmeye dahil edilmelidir. Antioksidan bakımından zengin olan ve anti-kanser özellikleriyle bilinen yeşil çayı da günde 1-2 fincan tüketebilirsiniz.”


Yeterli sıvı tüketimine dikkat edin


“Yeterli miktarda su içmek, vücudunuzu toksinlerden arındırır ve genel sağlığı destekler. Günde en az 2-3 litre su içmeye özen gösterin. Bitki çayları (şekersiz) veya taze sebze suları da iyi birer sıvı kaynağı olabilir. Alkol, meme kanseri riskini artırabileceği için tüketiminden kaçınmak veya tamamen bırakmak önemlidir.”


Dyt. Semahat Burcu Sel, sağlıklı beslenme alışkanlıklarının meme kanseri riskini azaltmada önemli rol oynayabileceğinin altını çizerek “Ancak beslenme, meme kanserini önlemede tek başına belirleyici bir faktör değildir. Genetik, hormonal ve çevresel etmenlerin de önemli olduğunu unutmamak gerekir. Erken teşhis için düzenli taramalar ve sağlık kontrolleri meme kanseri riskine karşı oldukça önemlidir” şeklinde konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Tekin: “(Mülakat puanları) Türkiye genelinde 60 bin kişide toplam bin 100 kişinin yeri değişmiş” Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, öğretmen adaylarına yönelik yapılan mülakat sonrasında bazı komisyonların yüksek, bazı komisyonların düşük not verdiğine yönelik eleştirilere ilişkin “Türkiye genelinde 60 bin kişide toplam bin 100 kişinin yeri değişmiş” dedi. AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplanan TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda Milli Eğitim Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin yanı sıra Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK), Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanlığı, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı (ÖSYM) ve üniversitelerin 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifleri ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifleri, 2023 Yılı Sayıştay Raporu görüşüldü. Bütçe görüşmelerinin ardından Bakan Tekin, komisyonda yer alan milletvekilleri tarafından kendisine yöneltilen soruları cevapladı. Bütçe görüşmeleri sırasında muhalefet milletvekillerinin şahsına yönelik kullandıkları ‘kepazelik, ikiyüzlülük, sefalet, otoriter rejim, talimatla hareket eden Bakan’ gibi ifadeleri tek tek not aldığını ifade eden Tekin, “Bizler de burada bu tür ifadelerden etkileniyoruz ve doğal olarak tepki koymuş olabiliriz. O yüzden biz de orantısız cevap verdiğimiz arkadaşlar varsa ben de onlardan özür diliyorum ama bu ifadeler normal ifadeler değil” ifadelerini kullandı. “İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı mülakatları önce CHP’liler değerlendirsin” Tekin, yine bütçe görüşmeleri sırasında mülakatla ilgili eleştiriler geldiğini kaydederek, “Kabul ediyorum, ‘Mülakatla ilgili ben öğretmenliği çok önemsiyorum ve vatandaşlarımızın çocuklarını emanet edecekleri öğretmenleri mülakatla almak istiyorum’ dedim. Kamuoyuna da şu açıklamayı yaptım; bu mülakat komisyonlarında alacağımız tedbirleri sıralıyorum. Kamera kaydından tutanağa kadar bir sürü başlıkta tedbir aldık. CHP’liler itiraz ediyorlar, bir taraftan mülakata karşıyız diyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı mülakatları önce siz bir değerlendirin. Eğer, ‘İtfaiye memurluğu, öğretmenlikten daha önemlidir’ diyorsanız, bir şey demeyeceğim. Benim öğretmenlik mülakatı ile ilgili yaptığım budur” ifadelerini kullandı. CHP’lilerin mülakat konusunda geçmişlerinden dolayı endişeli olduklarını söyleyen Tekin, “Ben 1994 yılı Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunuyum. Mezun olur olmaz girdiğim ilk iş sınavı, Adalet Bakanlığı’nın açtığı Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı yazılısıydı. İstanbul’da bir kongrede CHP’nin Adalet Bakanı ‘Bu kadroyu örgütüme vermeyip de milliyetçileri mi verseydim? Yaptığım suçsa suç işlemeye devam edeceğiz’ dedi” şeklinde konuştu. “Türkiye genelinde 60 bin kişide toplam bin 100 kişinin yeri değişmiş” Tekin, öğretmen adaylarına yönelik yapılan mülakat sonrasında bazı komisyonların yüksek, bazı komisyonların düşük not verdiğine yönelik eleştirilere de değinerek, şu cevabı verdi: “Benim elimde bütün komisyonların raporları var. Benim elimdeki rakamlar, 3-5 arkadaşın bir araya getirdiği toplam rakam içerisinde istatistiksel anlamı olmayan veya doğru analiz sağlayacak rakamlar değiller. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği ile ilgili konuşuldu. Mesela bir komisyonda 193 kişi mülakata girmiş, 3 kişinin yeri değişmiş. Bir başka ilimizde 682 kişi girmiş, 11 kişinin yeri değişmiş. Türkiye genelinde 60 bin kişide toplam bin 100 kişinin yeri değişmiş.” Bakan Tekin, muhalefet vekillerinden 5 bin kişinin yerinin değişti iddiasının dile getirilmesi üzerine “Yanlış, benim elimde il bazlı rakam” diye karşılık verdi. “KPSS puanı ile bu işi yapacak olsaydım, hiç mülakat yapmazdım” Milli Eğitim Bakanlığının geçen yıl gerçekleştirilen TBMM Plan Bütçe Komisyonu toplantısını hatırlatan Bakan Tekin, “KPSS puanı ile değil mülakatla öğretmen ataması yapacağız. Bunun kavgasını verdik, tartışmasını yaptık. Geçen yıl burada adaletsizlik ve torpilin olmayacağı bir mülakat taahhüt etmiştim. Şimdi size ‘Bu ülkede hiç kimsenin verdiği herhangi bir isimle ilgili mülakatta torpilin olmadığı bir sistem kuruldu’ dedim. Söylediğiniz doğru şeyler var. Bir ildeki öğretmenimiz yüksek not almış, mülakata girmiş. Başka bir öğretmenimiz ‘Ben yüksek aldım ama bir başkası benden daha yüksek aldı. Dolayısıyla, ben sıralamanın dışında kaldım’ diyor ama ben zaten KPSS puanı ile bu işi yapacak olsaydım, hiç mülakat yapmazdım” dedi. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği mülakatlarına değinen Tekin, “Bursa’da 197 kişi, İstanbul’da 688 kişi girmiş. Bursa’da mülakata girip sıralamanın dışında kalan kişi 23 kişi, İstanbul’da ise 51 kişi sıralamanın dışında kalmış” ifadelerini kullandı. “Tüzel kişiliği olmayan cemaat ve tarikatlarla hukuken protokol imzalama şansımız yok” Cemaat ve tarikatlarla protokol yapıldığı eleştirilerine de cevap veren Bakan Tekin, “Hukuki olarak cemaat ya da tarikat diye bir tüzel kişilik var mı? Tüzel kişilik olmayınca bakanlık olarak ya gerçek kişiyle ya da tüzel kişilikle protokol imzalayabilirim. Hukuken başka kimseyle protokol imzalama şansımız yok. Bizim 5 bin civarında bu türden protokolümüz var. Burada isimlerini saymak istemediğim çok farklı sivil toplum örgütleri ile protokolümüz var. Bunların hiçbirisiyle de protokol imzalarken siyasi ya da ideolojik hiçbir şeye bakmıyoruz. Bir tek İçişleri Bakanlığı Dernekler Masası tarafından legal olarak kabul edilmiş bir sivil toplum kuruluşu mudur? Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onaylanmış bir vakıf mıdır, diye bakıyoruz. Onun dışındaki konular beni ilgilendirmez. Herhangi bir sivil toplum örgütüyle, dernek, vakıf ya da meslek örgütü olmak üzere imzaladığımız protokolde tüzel kişiliğe ödenmiş tek bir kuruş kamu kaynağı yoktur” açıklamasında bulundu. “Protokollerin tek taraflı fesih hakkı bakanlıkta” Protokollerin tek taraflı fesih hakkının bakanlıkta olduğunun altını çizen Bakan Tekin, “Protokolde yazılan ilkelere aykırı davranan sivil toplum örgütü varsa protokolümüzü hemen iptal ederiz. Protokol kapsamında protokol yaptığımız kuruluşlar eğer okullarımıza bir eğitim verecekse, bu eğitim kimin vereceği, hangi diplomaya sahip kişilerin vereceği ve hangi içerikte eğitim verecekleri bizim protokolümüzde tanımlanmıştır” dedi. “ABB 2 bin 300 okuldan 13’ünü sadece bir kere temizliyor sonra bütün okulları temizledim diyor, bu olmaz” Türkiye’de 65 bin civarında okul olduğunu ve 55 bin civarında kadrolu temizlik elemanının olduğunu söyleyen Bakan Tekin, “Kadrolu temizlik elemanlarımız, bu okullardaki temizlik açısından yeterli olmadığından biz her yıl Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Toplum Yararına Programlar (TYP) diye tanımladığı istihdam türü ile bakanlığımızda temizlik ve güvenlik personeli istihdam ediyorduk. Yaz aylarında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, TYP kapsamındaki istihdam türü ile ilgili dünyada özellikle kovidden sonra gelişen istihdam türleri açısından farklı bir model deneyeceklerini ifade etti. Biz de bu konuda kendisiyle konuştuk ve bize ‘kısmi zamanlı çalışma usulü getireceğiz ve bu çalışmayla da size 120 bin kadro vereceğiz, haftada 3 gün çalışacaklar’ dedi. Biz de kendileriyle uzlaştık. Biz hangi belediye olursa olsun kaç okul temizleyeceğini, kimlerle yapacağını ve hangi tür malzeme kullanacağını öğrenmek ve bilmek zorundayız. Bunun yolu şudur; gidersiniz valiliklere biz böyle bir protokol yapmak istiyoruz dersiniz. Nobran bir tavırla, ‘Ben geldim, okulu temizleyeceğim beni içeri alın’ derse ve benim görevlilerim de alırsa bunun karşılığı olur. Bir büyükşehir belediye başkanı çıkıyor. Yaklaşık 2 bin 300 tane okulumuz var. Bu okullardan 13 tanesini sadece bir gün temizliyor. Sonra çıkıyor ekrana ve ‘Ben Ankara’daki bütün okulları temizledim’ diyor. Bu olmaz, bu iyi niyetli değil” değerlendirmesinde bulundu. “Çocuklar anadillerini öğrensinler ama bizim ülkemizde resmi dil Türkçe” Bazı muhalefet vekillerinin çocukların anadil öğrenmesiyle ilgili beyanlarına katıldığını söyleyen Tekin, şu ifadeleri kullandı: “Çocuklar anadillerini öğrensinler ama bizim ülkemizde resmi dil Türkçe, çocuklarımız Türkçe’nin dışında bir dil öğrenmek istiyorsa bizim devlet olarak üstümüze düşen vazife çocuklara bu alanın sağlanmasıdır. Bu AK Parti iktidarıyla sağlandı. 2003 yılında Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığımızın aldığı bir kararla, özel anlamda kursların açılmasının önü açıldı. Biz MEB olarak üstümüze düşeni yapıyoruz.”
Düzce Düzce’de "yağma ve yaralama" suçlarından adliyeye sevk edilen 5 kişi tutuklandı DÜZCE (İHA) – Düzce’de "nitelikli yağma, kasten yaralama" olayından gözaltına alınan 7 kişiden 5’i tutuklandı, 2 kişi adli kontrol şartıyla serbest kaldı. Edinilen bilgiye göre, Şerefiye Mahallesi’nde bir iş yerine gelen 2 şahıs kendilerini O.T.’nin gönderdiğini ve 100 bin TL para istediğini söylemelerinin ardından iş yeri sahibi parayı vermeyeceğini söyleyerek şahısları gönderdi. Bunun üzerine 26 ayrı suç kaydı bulunan O.T.(39) ile birlikte 7 şüpheli, iş yerine gelerek mekan sahibi A.Ç. ile tartıştı. Yaşanan tartışmada bir kişi pala tabir edilen bıçak ile iş yeri sahibinin arkadaşı Ö.İ.’yi sırtından yaralarken, iş yeri sahibini de darp edildi. Olay üzerine Düzce Cumhuriyet Başsavcılığı geniş çaplı soruşturma başlattı. Soruşturmada Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Polisleri tarafından 7 adrese yönelik operasyon düzenledi. Yapılan operasyonda, 2 adet ruhsatsız tabanca ve 571 şişe muhtelif marka ve miktarlarda bandrolsüz kaçak alkol ele geçirildi. Nitelikli yağma, kasten yaralama, ruhsatsız ateşli silah bulundurmak ve kaçakçılık suçundan 7 kişi emniyette sorgularının ardından adli makamlara sevk edildi. Şüpheli şahıslardan M.B., O.T., B.C.G., A.A. ve F.Y. tutuklanırken, T.Ö. ve N.Ö. hakkında yurtdışı çıkış yasağı ve konutunu terk etmeme şartıyla adli kontrol tedbir kararı verildiği bildirildi.