ASAYİŞ - 22 Mart 2025 Cumartesi 16:57

Operasyonda firari durumda olan İBB Medya A.Ş. Halkla İlişkiler Müdürü Elif Güven Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan yurda giriş yaptığı sırada gözaltına alındı

A
A
A
Operasyonda firari durumda olan İBB Medya A.Ş. Halkla İlişkiler Müdürü Elif Güven Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan yurda giriş yaptığı sırada gözaltına alındı

İBB’ye yönelik yürütülen yolsuzluk soruşturması kapsamında gözaltına alınan şüphelilerin sayısı 91’e yükseldi. Operasyonda firari durumda olan İBB Medya A.Ş. Halkla İlişkiler Müdürü Elif Güven Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan yurda giriş yaptığı sırada gözaltına alındığı öğrenildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Burdur Burdur Gölü alarm veriyor, çözüm arayışı sürüyor Son 50 yılda su seviyesinde ve yüzey alanında ciddi kayıplar yaşayan Burdur Gölü için düzenlenen teknik çalışma toplantısında, gölün korunması ve sürdürülebilir yönetimi için acil önlemler masaya yatırıldı. Uzmanlar, göldeki su kaybının nedenleri ve çözüm yolları üzerine önemli değerlendirmelerde bulunurken, insan sağlığını tehdit eden kuruyan alanlardaki tozlaşmanın önüne geçebilmek için çözüm arayışlarını konuştular. Son 50 yılda hızla küçülerek alarm veren Burdur Gölü, küresel iklim değişikliği, artan su tüketimi ve insan kaynaklı faaliyetler nedeniyle hem yüzey alanı hem de su hacmi olarak ciddi kayıplar yaşadı. Yapılan ölçümlere göre, gölün su seviyesi en yüksek olduğu 1971 yılı temmuz ayında 857,35 metre iken, 2025 yılı ocak ayında 836,72 metre seviyelerine kadar geriledi. Yüzey alanı da aynı dönemde yaklaşık 17 bin 998 hektar alandan 11.644 hektar alana düşerek önemli ölçüde küçüldü. Bu durum, bölgedeki ekosistemi olumsuz etkilerken çevreye yayılan tuz ve toz, tarım alanları başta olmak üzere geniş bir bölgeye zarar veriyor. Gölü besleyen su kaynaklarının azalması ve yer altı sularının aşırı tüketimi, su kaybını hızlandıran başlıca etkenler arasında yer alıyor. Tarımsal sulamada kontrolsüz kullanım, kaçak sondajlar ve bilinçsiz otlatma faaliyetleri de gölün geleceğini tehdit eden unsurlar arasında. Bu olumsuz gidişe önlem almak isteyen Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü, Burdur Valiliği ve paydaşları "Burdur Gölü Kuruyan Kıyı Alanlarının Korunması, Ekolojik Düzenlenmesi ve Sürdürülebilir Kullanımı" konulu teknik çalışma toplantısı düzenledi. Toplantıda, Türkiye’nin 14 Ramsar alanından biri olup birinci derece sit alanı olan Burdur Gölü, yaşanan iklim değişikliği, kuraklık ve yanlış tarım ve hayvancılık uygulamaları sonucunda sularının çekildiği kuru alanlarda meydana gelen ve halk sağlığını tehdit eden tozlaşmanın önüne geçebilmek için bu alanların restorasyonu, rehabilitasyonu ve reklamasyonu gibi konular ele alındı. Ayrıca Burdur Gölü’nün korunması ve sürekliliğinin sağlanması için bilimsel veriler ışığında yeni bir yönetim ve yönetişim modelinin hayata geçirilmesi gerekliliği vurgulandı. Yerel yönetimlerden STK’lara, akademisyenlerden çiftçilere kadar tüm tarafların katılımıyla çözüm odaklı bir eylem planı oluşturulması gerektiği ifade edildi. "Burdur Gölü’nün geleceği için bilimsel araştırmalar ve koruma stratejileri gündemde" Toplantıda konuşan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdür Yardımcısı Dr. Beyhan Oktar, "Ülkemizdeki birçok önemli ekosistem ve sulak alanda olduğu gibi, Burdur Gölü ve havzasının korunması amacıyla göl aynası ve kıyı kesimi birinci derece doğal sit alanı olarak ilan edilmiştir. Sonrasında, Antalya, Burdur, Isparta illerinin doğal sit alanlarının ekolojik temelli bilimsel araştırma projesi hazırlatılarak, Burdur Gölü ve çevresi doğal sit alanı, sit statülerinin güncellenmesi doğrultusunda çalışmalar başlatılmıştır. Ekolojik temelli bilimsel araştırma çalışması ile göl ve çevresinin yüksek habitat, peyzaj ve jeolojik değeriyle barındırdığı nesli tehdit altındaki endemik birçok flora ve fauna elemanına ilişkin sonuçlar elde edilmiştir. Burdur Gölü, barındırdığı endemik türler ve sahip olduğu biyojeokimyasal özellikleri ile dünya ölçeğinde olağanüstü bir ekosistem olup, kuşlar ve diğer canlılar için habitat oluşturması ve sağladığı diğer ekosistemlerle birlikte ülkemizin önemli su kaynaklarından biri olarak öne çıkmaktadır. Ancak son yıllarda yaşanan iklim değişikliği ve antropojenik etkiler, ülkemizdeki sulak alanlarının birçoğu üzerinde olumsuz etkilerini görmekteyiz. Çeşitli kuş çeşitlerinin göç dönemlerinde önemli bir uğrak yeri olmasıyla da Burdur Gölü, bu durumdan en çok etkilenen alanlardan biridir. Göl su seviyelerinde azalmalar meydana geldiğinden özellikle gölün kıyı kısımlarında yoğun tuz miktarı gözlenmekte, çevrede yaşayan insanlar ve diğer canlılar olumsuz etkilenmektedir. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak ülkemizin hassas ve önemli habitatlarının su kaynaklarını korunmasına yönelik her türlü tedbiri almak ve bu alanları ve habitatları korumaya yönelik çalışmalarımızı yüksek çevre hassasiyeti ve bilinciyle sürdürmeye kararlıyız. Burdur Gölü’müzün sahip olduğu ender ekolojik ve doğal değerlerin korunmasına yönelik yapılan tüm çalışmaların bugün bu platformda paylaşılması ve elde edilen bulguların ekosistem temelli yaklaşımlarla alınacak tedbirlere yansıtılması için Bakanlığımız olarak gösterdiğimiz hassasiyet ve gayretimize destek olarak bizleri yalnız bırakmadığınız ve katkılarınızı esirgemediğiniz için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum" ifadesini kullandı. "Vali Bilgihan: Burdur Gölü için geleceği korumak amacıyla eylem planı geliştiriyoruz" Vali Tülay Baydar Bilgihan ise "Bugün burada, Burdur’un temel sorunlarını konuşmak için toplandık. Konuşmaktan ziyade dinlemeyi tercih ediyoruz. Akademik değerlendirmeler, sivil toplum kuruluşlarının paylaşımları ve halkımızın görüşleri, alana yönelik daha gerçekçi sonuçlar verecektir. Yönetim olarak, bu değerlendirmeler ışığında alacağımız tedbirleri daha güçlü bir şekilde uyguluyoruz. Bu toplantının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Toplantımızın sosyal, ekonomik, kent sosyolojisi, çevresel kentleşme etkileri ve tarımsal etkileri gibi birçok boyutu var. Sorunumuz, iklim değişikliği ile birlikte yüksek oranda hissettiğimiz su kaybı ve ekolojik alanların ne yapılabileceği konusudur. Bu sadece bir alanı ekonomiye, tarıma veya şehirleşmeye kazandırmak değil, geleceğimize kazandırmak konusudur. Burdur Gölü’nün küçülmesi veya su kaybının, iklim değişikliği gibi doğal nedenler dışında, tarımsal ve sanayi kullanımlarımızın da etkisi var. Hayvancılık kapasitesi ve türü, tarımsal faaliyetteki sondaj kullanımı gibi konularda dikkatli olmalıyız. Mısır ve yonca gibi çok su tüketen ürünler, su kaybımızı etkileyen unsurlar. Bu nedenle, daha az su tüketen alternatif ürünleri desteklemeliyiz. Özellikle Senir kasabasında, Salda Gölü güzergahında lavanta yolu ve gül yolu gibi projelerimiz var. Bu bölgede suya dayanıklı, kurakçıl ürünleri desteklemeyi planlıyoruz. Lavanta, gül, altın otu, lenoks, şalgam otu gibi bitkilerin ekilmesi noktasında karar aldık" dedi. Konuşmaların ardından akademisyenler tarafından yapılan sunumlarda Burdur Gölü’nün su seviyesinin dünü, bugünü, yarını, göl havzasının hidrojeolojisi ve gölün kuruyan alanlarının ağır metal kirliliğinin değerlendirilmesi, gölün çekilen alanlarının toprak özellikleri ve ekolojik reklamasyon önerileri, tuzcul ve alkali alanların vejetasyon özellikleri ve uygun plantasyon örnekleri, kıyı alanlarının tarımsal üretim deseni, toprak işlemesiz tarım ve kuraklığa dayanıklı ekonomik bitki türleri, göl çevresi iklim ve toprak koşullarında tıbbi- aromatik bitki yetiştiriciliği, tuzcul ve kurakçıl bitkilerin yem potansiyeli ve hayvan besleme değeri, kıyı alanlarının hayvan refahı ve halk sağlığı açısından sürdürülebilir yönetimi, tuzluluk ve bitkilerin yaşam mücadelesi, göl çevresi bitkilendirme ve erozyon önleme çalışmaları gibi konular ele alındı.