POLİTİKA - 18 Kasım 2024 Pazartesi 19:27

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Ali Kuşçu eserler sergisine katıldı

A
A
A
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Ali Kuşçu eserler sergisine katıldı

İstanbul Rami Kütüphanesi’nde düzenlenen "Semerkant’tan İstanbul’a Ali Kuşçu ve Çevresi Yazma Eser Sergisi", Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un da katıldığı törenle açıldı.


Türk tarihinde astronomi, fizik, matematik gibi birçok alanda çalışmalar yaparak bilime öncülük yapan Ali Kuşçu’nun vefatının 550. yıl dönümü münasebetiyle hazırlanan "Semerkant’tan İstanbul’a Ali Kuşçu ve Çevresi Yazma Eser Sergisi", Rami Kütüphanesi’nde açıldı. Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı (YEK) ve Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) tarafından hazırlanan serginin açılışına Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Dr. Coşkun Yılmaz, Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu ve akademisyenler katıldı.



“Bu bakış ve anlayış İstanbul’u bilim, kültür ve sanatın merkezi yapmıştı”


Programda konuşan Bakan Ersoy, “İster bir beylik, ister Selçuklu ve Osmanlı gibi bir cihan devleti olsun Türkün yönetimi altında, töremizin gereği olarak âlim daima el üstünde tutulmuş, baştacı edilmiştir. İlim, Türk-İslam medeniyetinde her şart altında aranıp bulunması, âlim ise himaye ve muhafaza edilmesi gereken bir hazine olarak görülmüştür. Çağ açıp çağ kapatan Fatih Sultan Mehmed, cihan sultanlığının yanında ilim sahasında da zamanının çok ötesinde bir lider, çok iyi yetişmiş ve sürekli kendini geliştirme, araştırma ve öğrenme çabasında olmuş eşsiz bir insandı. Bu bakış ve anlayış İstanbul’u bilim, kültür ve sanatın merkezi yapmıştı. Ali Kuşçu da Akkoyunlu elçisi olarak geldiği İstanbul’da bizzat Fatih tarafından kalmaya ikna edilmiş; bu büyük âlim üzerine aldığı vazifeyi tamamladıktan sonra gelip İstanbul’a yerleşmiştir” dedi.



“İfade etmeliyim ki eski âlimlerimizin adanmışlığı beni her daim şaşırtmaktadır”


Bakan Ersoy, “Uluğ Bey gibi, Kadızâde-i Rûmî ve Kâşî gibi çağın en önde gelen âlimlerinin ilim ocağında pişen ve yetişen Ali Kuşçu, matematik, astronomi, dil bilgisi, kelam ve fıkıh alanlarında eserler vermişti. İfade etmeliyim ki eski alimlerimizin adanmışlığı beni her daim şaşırtmaktadır. Günümüz imkânlarından çok çok uzak koşullar altında kendisini çok farklı alanlarda yetiştirebilmek, yetinmeyip bu sahalarda eser vermek ve bunun da ötesinde öncü olmak, ufuk açmak; asırlar sonra bile söylediğin sözün, ortaya koyduğun bilginin geçerli olmasıdır. Bizim medeniyetimizde bu silsile o denli uzun, isimler ve çığır açtıkları alanlar o kadar fazla ki insan hayret ve hayranlık duygusunu üzerinden atamıyor” şeklinde konuştu.



“Çocuklarımızın ve gençlerimizin varisleri oldukları muazzam medeniyet mirasını inşa edenleri bilmesi elzem”


Bakan Ersoy, “Özellikle çocuklarımızın ve gençlerimizin varisleri oldukları muazzam medeniyet mirasını inşa edenleri bilmesi elzem. Eğer optik deyince İbnü’l-Heysem, algoritma deyince El Hârizmî, robotik deyince Cezeri, tıp deyince İbn-i Sina, bulaşıcı hastalıklarla imtihan edildiğimiz günümüzde Akşemseddin, yaşadığımız atom çağında Cabir bin Hayyan gibi isimler çocuklarımızın aklına gelmiyorsa; Newton ve Galileo biliniyor ama Birunî bilinmiyorsa hepimizin şapkamızı önümüze koyup düşünmesi gerekir. Bakanlık olarak kültür, sanat, tarih, bilim gibi farklı başlıklarda yürüttüğümüz her projede, inşa ettiğimiz her eser ve gerçekleştirdiğimiz her etkinlikte bu husus daima önceliklerimizden biri olmuştur. Ziyaretçilerimizi bilgilendirmek kadar öğrenmeye, araştırmaya dair kişisel bir merak uyandırmak bizim için değerlidir. Kültür-sanat merkezlerimizden müze ve kütüphanelerimize geliştirdiğimiz uygulamalar, eğitim çalışmaları, sempozyum, söyleşi ve konferanslar ve elbette sergiler öğrenmeye dair bir teşvik olarak değerlendirilebilir” dedi.



“Bugün bilimin geldiği seviyenin temelleri kâğıt ve mürekkepten oluşmaktadır”


Bakan Ersoy, sözlerine şöyle devam etti:


“Yazma Eserler Kurumu Başkanlığımızın nasıl bir mirasın sorumluluğunu omuzladığını da bu noktadan hareketle daha iyi anlayabiliriz. Bugün bilimin geldiği seviyenin temelleri kâğıt ve mürekkepten oluşmaktadır. Kelime kelime, sayfa sayfa yüzlerce yıllık birikimi yaşatma, yayma ve geleceğe aktarma görevini yerine getirmek kolay değildir. Zarar görmesi endişesiyle sayfalarına dokunmaktan çekindiğimiz, kimi zaman ikinci bir nüshası dâhi olmayan el yazmaları bugün en iyi şekilde restore ediliyor, tıpkıbasımlarla çoğaltılıp yayınlanıyor ve dijitalleştirilip en güvenli şekilde herkesin kullanımına sunulabiliyor” ifadelerini kullandı.


Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Dr. Coşkun Yılmaz ise, “Ali Kuşçu’nun bizim tarihimizdeki yeri astronomi ve matematik alanındaki şahsiyet olmasıyla öne çıkıyor. Fakat Fatih Sultan Mehmet gibi Türk tarihinde emsali bulunmayan bir büyük padişahın ilgisine mazhar olması, özel davet ile getirmesi, çevresi ile birlikte geldiği topraklara gelmesi ve geldiği coğrafyanın ilim, düşünce fikrini geliştirmesi itibarıyla Osmanlı eğitim sisteminde de önemli bir yeri oldu” dedi.


Konuşmaların ardından Bakan Ersoy ve beraberindekiler toplu hatıra fotoğrafı çekildi.



Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Ali Kuşçu eserler sergisine katıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Serdal Adalı: "Hizmetim olacaksa Beşiktaş emreder ben gelirim" Beşiktaş eski asbaşkanı Serdal Adalı, başkan adaylığı ile iddialara yönelik, "Beşiktaş başkanlığına aday olmak için hazırlık yapmama gerek yoktur. Beşiktaş’a ne zaman bir katkım, faydam, hizmetim olacaksa Beşiktaş emreder ben gelirim" dedi. Beşiktaş Kulübü’nün son yapılan seçiminde aday olan, kulübün eski asbaşkanı Serdal Adalı, hakkında çıkan haberlere yönelik yazılı açıklama yaptı. Beşiktaş’ın kötü sonuçlar almasını beklemenin karakterine yakışmayacağını vurgulayan Adalı, "Beşiktaş’ımızın son maçlarda yaşadığı puan kayıpları sonrası medyanın farklı mecralarında ben ve ekibimin 2025 kongresinde aday olacağımıza, bu adaylık süreci için hazırlık yaptığımıza ilişkin iddialar yer almaktadır. Bizler Beşiktaşlıyız. Mevcut yönetimin eleştirilmesi, güç kaybetmesi için Beşiktaş’ın kötü sonuçlar almasını beklemek, 2-3 maç puan kaybından sonra çıkıp kendimize adaylık zemini aramak bizim ne karakterimizle, ne de Beşiktaşlılığımızla bağdaşmaz. Henüz 12 haftanın geride kaldığı, geride daha 25 maçın bulunduğu uzun lig maratonunda da Beşiktaş’ımızdan asla umudumuz, inancımız kesilmez. Beşiktaş iyi olmazsa ne sandığın, ne adayların, ne seçimlerin hiçbir önemi kalmaz. Aslolan Beşiktaş’ın başarısı ve menfaatleridir. Beşiktaş camiasında pusuculuk bitmiştir, görev yapacak olanlar Beşiktaş’ın kötülüğünden medet umarak değil Beşiktaş’a hizmet etmek, bayrağı ileri taşımak için gelecektir. Ben Beşiktaş ne zaman ne görev verdiyse gelip elimden geleni yapmaya çalıştım, hayatım boyunca hep Beşiktaş’la yaşadım. Beşiktaş’ın maçlarında, kongrelerinde, organizasyonlarında hep varım. Ben zaten Beşiktaş’ın içindeyim, Beşiktaş’la yaşıyorum. Beşiktaş başkanlığına aday olmak için hazırlık yapmama gerek yoktur. Beşiktaş benim Beşiktaş’ım, Serdal Adalı da Beşiktaş’ın Serdal Adalısıdır. Beşiktaş’a ne zaman bir katkım, faydam, hizmetim olacaksa Beşiktaş emreder ben gelirim. Camiamızdan ve büyük taraftarımızdan ricam; bizden duymadıkça spekülasyonlara itibar etmemeleri; camiamızın her bir ferdinin enerjisini Beşiktaş’ın başarısı için harcamalarıdır. Aslolan Beşiktaş’tır" ifadelerini kullandı.
İstanbul Yenidoğan çetesi davasına yarın devam edilecek İstanbul’da bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan ’yenidoğan çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılanmasına yarın devam edilecek. İstanbul’da bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan yenidoğan çetesine yönelik davada, 22’si tutuklu 47 sanığın yargılanmasına devam ediliyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Bakırköy Adliyesi Konferans Salonu’nda görülen duruşmada savunma yapan hemşire olan tutuklu sanık Hakan Doğukan Taşçı, “27 yaşımdayım, 10 yıldır bu sektörde çalışıyorum. Hiçbir şekilde bir çocuğun zarar görmesini isteyecek şekilde hareket etmedim. Çok ufak miktarlarda komisyonlar alıyordum. Ben hiçbir örgüte üye değilim, bir örgüte yardım etme kastıyla hareket etmedim. Bu olayla ilgili gerekli yerlere şikayetlerimi de yaptım. Bir çocuk öldüğünde kendim bizzat şikayet ettim ama gereklilikler yerine getirilmedi. Bu durumdan şikayetçiyim. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Bebekleri iyileştirmek için uğraşmışken birçok suçtan tutuklanıyorum. Bu nasıl olabiliyor? Benim ismim bebek katiline çıkıyor, psikolojim bozuldu. Bu mahkeme salonundaki çoğu kişi bebekler ölsün istemez, bu durumdan kazanç sağlamaz” dedi. Hakan Doğukan Taşçı’nın ve avukatının savunmasının ardından mahkeme, duruşmanın ilk celsesinin ikinci oturumunun yarın devam etmesine karar verdi. Duruşma yarın saat 10.00’da devam edecek.
İzmir AK Partili Kasapoğlu: “Hiçbir zaman karamsarlığa kapılmadık, kapılmayacağız” Eski Gençlik ve Spor Bakanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu, “Türkiye, bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da dünyanın umudu olmaya devam edecek. Hiçbir zaman karamsarlığa kapılmadık, kapılmayacağız” dedi. İzmir’de AK Parti Dikili 7. Olağan İlçe Kongresi geniş katılımla yapıldı. Mevcut başkan Tahsin Şekerci’nin tek listeyle gittiği kongreye, eski Gençlik ve Spor Bakanı ve İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu, İzmir İl Koordinatörü ve Nevşehir Milletvekili Emre Çalışkan, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, teşkilat mensupları ve partililer katıldı. Kongrede konuşan Milletvekili Kasapoğlu, “Yapacak çok işimiz var. Çünkü biz umudun adresiyiz, biz icraatın adresiyiz ve biz geleceğin adresiyiz. Önümüzde dünya lideri Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, ardımızda aziz milletimiz olduğu müddetçe daha gidecek çok yolumuz, daha yapacak çok işimiz var. Bizim kongrelerimizde sandalyeler havada uçmaz; kongrelerimiz, birlik ve beraberliğin adresidir. Kimseyi ötekileştirmeden kucaklayan bir gönül hareketiyiz. Gönlüne ve kalbine dokunamadığımız her vatandaşımız için daha çok çalışmamız gerektiğinin bilincindeyiz. Sağlıktan sanayiye, ekonomiden gençliğe ve spora kadar daha yapacak çok işimiz var, gençler. Gönül coğrafyamızda bizi bekleyen mazlumlar var; biz, onlar için de çalışacağız. Bu kongrelerimizi birer yeniden doğuş olarak görüyoruz. Her dönemde yeni başlangıçlarla doğmaya devam edeceğiz. Birlikte güçlü olduğumuzu biliyoruz. 15 Temmuz’da ve 17-25 Aralık sürecinde bunu defalarca ispat ettik. Önümüzde yürünecek yollar, hayata geçirilecek projeler ve milletimize sunulacak hizmetler var. Türkiye, bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da dünyanın umudu olmaya devam edecek. Hak gelecek, batıl zail olacak; biz buna inanıyoruz. Bu davanın neferleri olarak durmak ve yorulmak nedir bilmeyiz. İşte bu yüzden bu kadrolarla gurur duyuyoruz. Hiçbir zaman karamsarlığa kapılmadık, kapılmayacağız. İnanıyoruz ki yeni süreçte partimiz Dikili’de yeni bir tarih yazacaktır” dedi. AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı ise, “Bizim kongrelerimiz, Türkiye’nin yeni ve güçlü soluklarının müjdecisidir. İşte bu soluklarla Türkiye Yüzyılı yolculuğumuzu sürdürüyoruz. Gemimizin kaptanı belli. Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde tertemiz bir sayfada büyük Türkiye’nin destanını yazıyoruz. Bir yandan yeni anayasa süreciyle demokrasi standartlarımızı yükseltiyoruz. Bir yandan normale dönen makroekonomik verilerle enflasyonla mücadele ediyoruz. Bir yandan sınırlarımızda kurulmak istenen terör koridorlarını yerle bir ediyoruz. Ve bir yandan da tam bağımsızlık şiarıyla milli savunma sanayimizi güçlendiriyoruz. İnşallah yarınlar bugünden çok iyi olacak. Küresel ekonomik dalgalanmalar ve gerilim alanlarının oluşturduğu bazı ekonomik sıkıntılar tüm dünyayı olduğu gibi ülkemizi de etkiledi. Ama büyük yürüyüşteki bu tür meseleler ciddiyetle aşılır ve bu kutlu kervan yoluna devam eder. Biz Türkiye’nin ve elbette İzmir’in aşını, işini, ekmeğini büyütme derdindeyiz. İstiyoruz ki bu büyümeden Dikili’de eser ve hizmet olarak nasiplensin. Çünkü CHP belediyeciliği diğer ilçelerde de olduğu gibi Dikili’yi de pas geçiyor. Konsere para var, çöp toplamaya yok. Yandaşa, siyasi rantçılara para var, işçiye ve memura yok. Adrese teslim ihalelere para var ama kentsel dönüşüme yok. Ama hükümetimiz bu iş bilmezlere ne Dikili’yi ne de İzmir’i bırakmadı. Hükümetimiz 23 yılda Dikili’ye sayısız eser ve hizmet sundu. Adliyemizi modernize ettik. Okullarımızı yeniledik, güçlendirdik. Dikili Tarıma Dayalı Sera İhtisas Organize Sanayi Bölgesi inşaatında artık sona yaklaştık. Burada 3 bin 500 insanımız iş ve aş sahibi olacak. 3 bin dönüm arazi üzerine kurulacak bu OSB projesinde 50 adet 25 dönümlük sera parseli, ayrıca 35 adet de sanayi parseli oluşturuldu. TOKİ marifetiyle bin adet konut Dikili’ye yapılacak. İnşaatı biten yeni 75 yataklı devlet hastanemiz 2025’te faaliyete girecek. Saymakla bitmez, yapmakla biter. Biz laf üstüne laf değil, taş üstüne taş koyan bir iktidarız. Bakın Dikili sahil şeridinde evlerden gelen atık sular direkt denize ulaşıyor. Yazıktır, günahtır. Yandaşlara, kifayetsizlere paraları oluk oluk akıtan CHP belediyeleri, daha bir altyapı meselesini çözemiyor. Dikili’yi kirlettiler, Körfez’de de aynı umursamazlıkla çevre felaketine neden oldular. Ama Dikili gerçekleri biliyor” dedi. AK Parti kongrelerinin yeniden dirilişin bir vesilesi olduğunu vurgulayan İzmir İl Koordinatörü ve Nevşehir Milletvekili Emre Çalışkan, “Dün itibarıyla Türkiye genelinde 728 kongremizi tamamlamış bulunuyoruz. Çok yakında il kongremizi de gerçekleştireceğiz inşallah. Sizler, birçok zorlu seçim sürecini geride bırakmış, bu kutlu davaya gönülden bağlı insanlarsınız. Bu birlik ve beraberliği sağlayan, bize vizyon kazandıran ve güven veren, elhamdülillah Recep Tayyip Erdoğan gibi bir liderimiz var. Yarından itibaren yenilenmiş kadrolarımızla birlikte Dikili’nin her sokağında tek tek çalışma suretiyle devam edeceğiz. Bugün burada gerçekleştirdiğimiz Dikili 7. Olağan İlçe Kongremizin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Katılımınız, destekleriniz ve gayretleriniz için her birinize gönülden teşekkür ediyorum” dedi. AK Parti Dikili İlçe Başkanı Tahsin Şekerci ise, "Kadın kolları, gençlik kolları ve kadın kollarımızla durmadan yola devam ediyoruz. Biz maddi olan şeyleri bir şekilde yerine getiririz imkanlarımız el verdiğince ama teşkilatta olan hiçbir kardeşimizi üzmeye, kırmaya hakkımız yok. Bu düsturdan ayrılmayacağız. 7. olağan kongremizin ilçemize hayırlar getirmesini temenni ediyorum” dedi.
İstanbul Montella: "Herkesi memnun etmeye çalışsaydım hocaya gerek yoktu" A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Vincenzo Montella, Karadağ maçı öncesi yaptığı açıklamada, "Her seferinde en iyisini yapmaya çalışıyoruz. O yüzden hiçbir zaman herkesi memnun etmeye çalışmıyorum. Herkesi memnun etmeye çalışsaydım hocaya gerek yoktu. Yolumuza bu şekilde devam edeceğiz" dedi. A Milli Futbol Takımı UEFA Uluslar B Ligi 4. Grup son maçında yarın TSİ 22.45’te deplasmanda Karadağ ile karşılaşacak. A Milli Takım’da Teknik Direktör Vincenzo Montella ile oyunculardan Hakan Çalhanoğlu, müsabaka öncesi düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Müsabakanın oynanacağı Podgorica Şehir Stadyumu’nda basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Vincenzo Montella, rakibin bütün maçları kaybetmesine rağmen güçlü olduklarını söyledi. Montella, "Hesap yapmamız gerekirse geçen seneden beri iyi bir sezon geçirdik. En iyi takımlarla mücadele etmek için A Ligi’ne çıkmak istiyoruz. Bu serüven C Ligi’nde başlamıştı. Karadağ maçı zor bir maç. Bütün maçları kaybetseler de bütün maçlarda sonuna kadar zorladılar. Biz kendi işimize bakarak maçı kazanmak istiyoruz." dedi. "Elimizdeki oyuncuların hepsi sonuna kadar mücadele edecektir" Galler maçında sakatlanan ve cezalı duruma düşen futbolcularla ilgili de konuşan İtalyan teknik adam, "Eksiklerimiz var. Abdülkerim cezalı ve Hakan’ın sakatlığı var. Kendisinin olmayacağı için üzüntülüyüz. Hakan ile alakalı şunu söyleyebilirim; Avrupa’nın her kulübünde dengeleri değiştirebilecek seviyede bir oyuncu. Ancak elimizdeki oyuncuların hepsi sonuna kadar mücadele edecektir ve istediklerimizi verecektir" ifadelerini kullandı. "Herkesi memnun etmeye çalışsaydım hocaya gerek yoktu" Hocalık görevi bir bakıma koruma kalkanı gibi düşünün. Sizin göreviniz her zaman bütün bu eleştirileri üstünüze almak ve hiçbir şekilde takıma yansıtmamak. Milli takımda da, kulüp bazında çalıştığım dönemlere nazaran daha fazla bunu hissettim. Kararlarımı verirken her zaman bir mantık çerçevesinde milli takımımızın iyiliğini düşünerek, her seferinde en iyisini yapmaya çalışıyoruz. O yüzden hiçbir zaman herkesi memnun etmeye çalışmıyorum. Herkesi memnun etmeye çalışsaydım hocaya gerek yoktu. Yolumuza bu şekilde devam edeceğiz. Kararlarımı her zaman bu takımın iyiliği doğrultusunda vereceğim" diye konuştu. "İleride çok büyük hedeflerimiz var" Başarıyı yaşama hayalinin son maça kaldığını vurgulayan Vincenzo Montella, "Benim konsantrasyonum tamamen yarınki maçla ilgili. Bu başarıyı yaşama hayali son maça kaldı. Bu maçtan sonra birkaç ay ara olacak ve biz de oyuncularımızı takip edeceğiz. Milli aralar geldiğinde ben hep fazladan oyuncu çağırıyorum takıma, benimle daha önce çalışmamış oyuncuları çağırıyorum. Bu, herkesi takip ettiğimize dair kanıt olmuştur diye düşünüyorum. İleride çok büyük hedeflerimiz var" dedi. Ayrılık iddialarına yanıt Türkiye’de çalıştığı için çok mutlu olduğunu, burada sevildiğini düşündüğünü belirten Montella, ayrılık iddiaları ve İtalyan ekibi Roma takımı ile ilgili gelen soruya şu yanıtı verdi: "Herhangi bir şekilde bir gün ayrılık olursa bunu ilk bilen insan başkanımız olur. Geldiğinden beri çok güzel bir ilişkimiz var, her şeyi konuşabiliyoruz ve aşağı yukarı benzer düşüncelerimiz var. Herkesin gönlü rahat olsun, ben burada mutluyum. Bu konuyu artık kapatmamız gerektiğini düşünüyorum, daha fazla konuşmamalıyız. Yarınki maça odaklanmalıyız çünkü tuzak dolu, zor bir maç olacak" "Umarım Arda, Real Madrid’de fazla oynar" İtalyan çalıştırıcı Arda Güler ile ilgili ise, "Bir milli takım hocası olarak oyuncularımın takımlarında fazlasıyla oynamasını isterim. Futbolcular takımlarında devamlı olarak oynamadıklarında seviye farkı maalesef anlaşılıyor. Arda da umarım Real Madrid’de daha fazla oynar. Arda bunu orada başarabilirse... Biliyorsunuz, Real Madrid dünyanın en büyük kulübü" dedi.