SPOR - 03 Mart 2024 Pazar 22:23

Kerem Aktürkoğlu: “Zor bir deplasmandan güzel bir galibiyetle ayrıldık”

A
A
A

Galatasaray’ın başarılı oyuncusu Kerem Aktürkoğlu, ligin uzun bir maraton olduğunu ve henüz bitime 10 hafta kaldığını hatırlatarak, “Zor bir deplasmandan güzel bir galibiyetle ayrıldık” dedi.

Trendyol Süper Lig’in 28. haftasında deplasmanda Beşiktaş ile karşılaşan Galatasaray, sahadan 1-0 galip ayrıldı. Sarı-kırmızılıların milli oyuncusu Kerem Aktürkoğlu karşılaşmanın ardından basın mensuplarına açılamalarda bulundu. Şampiyonluk yolunda önemli bir galibiyet elde ettiklerini söyleyen Kerem Aktürkoğlu, “Avrupa’dan elenmemiz bizi mental olarak yordu. Kupa maçından sonra da söylemiştim. Böyle zamanlarda birlik olmak, beraberlik içinde olmak takım ruhunu ortaya koymak, taraftarlarımızla beraber olabilmek çok önemliydi. Taraftarlarımız 90 dakika hiç susmadı. İç sahada oynuyormuş gibi hissettik. Sahaya da bir karakter koyduk. Bunun sonucunda da çok zor bir deplasmandan güzel bir galibiyetle ayrıldık. Takım arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” diye konuştu.

“Önümüzde çok önemli bir lig devam ediyor”

Avrupa’dan elenmelerine rağmen Süper Lig’de hedefe ulaşacaklarını dile getiren Aktürkoğlu, “Beklentiler çok fazlaydı. Bizim de beklentimiz çok fazlaydı. Hayallerimiz vardı. Bu hayal kırıklığının getirdiği bir moral bozukluğu vardı. Önümüzde çok önemli bir lig devam ediyor. Bu lige sarılmamız gerektiğini konuştuk. Dün akşam yemeğimiz vardı. Orada da aynı birlikteliği sahaya yansıtacağımızı konuştuk. Bugün güzel bir gün oldu bizim için. Daha farklı da kazanabilirdik. Pozisyonlar yakaladık. Rakibimizin de pozisyonu vardı. Hak edilmiş bir galibiyet olduğunu düşünüyoruz. Tüpraş Stadyumu’nda daha önce kazanamamıştık. Bu konuyu konuşmamıştık. Bu maçın önemli olduğunu ve bu maçtan galibiyet almamız gerektiğini konuştuk” şeklinde konuştu.

“Sadece Fenerbahçe ile yarışmıyoruz”

Ligde tüm takımların kendilerine karşı birlik olduğunu vurgulayan Kerem Aktürkoğlu, “Ben maçtan önce takım arkadaşlarıma şunu söyledim. Kazanırsak şampiyon olmayacağız, kaybedersek veya berabere kalırsak da şampiyonluk gitmeyecek. Lig uzun bir maraton. 10 hafta var. Bugün bazı üstünlüklerin de bizde olduğunu göstermiş olduk saha içinde. Sadece Fenerbahçe ile yarışmıyoruz. Genel olarak herkesle yarışıyoruz. Herkes bize karşı birlik oluyor. Bugün de o birlikteliği biraz bozduk” diyerek sözlerini tamamladı.

Yunus Kılıç

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çanakkale Uluslararası Balkan Tarım Kongresi Açılış Töreni Gerçekleştirildi Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Ziraat Fakültesi ev sahipliğinde 16-19 Ekim tarihleri arasında düzenlenen Uluslararası Balkan Tarım Kongresi’nin açılış töreni Troia Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Törene, Çanakkale Valisi Ömer Toraman, Rektör Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu, protokol üyeleri, ulusal ve uluslararası alandan öğretim üyeleri ve ÇOMÜ’lü öğrenciler katıldı. Oğuzhan Karakuş tarafından verilen piyano resitalinin ardından açılış konuşmaları oturumları ile program devam etti. Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şeker, Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle, ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. R.Cüneyt Erenoğlu ve Çanakkale Valisi Ömer Toraman konuşma gerçekleştirdi. Trakya Üniversiteler Birliği tarafından koordine edilen bu kongre, tarım, gıda ve su kaynakları alanlarındaki bilgi ve yenilik arayışımızda önemli bir dönüm noktasını işaret etmektedir diyen Rektör Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu şunları ifade etti: “Bugün burada sadece bir akademik etkinliğin katılımcıları değil, aynı zamanda Balkanlar ve ötesinde tarımın geleceğini şekillendirme potansiyeline sahip önemli bir diyaloğa katkı sağlayan bir topluluğuz. Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılında bu kongre, geçmişteki başarılarımızı değerlendirip, tarımın sürdürülebilir geleceğini hayal etme fırsatı sunuyor. Uluslararası Balkan Tarım Kongresi, çeşitli disiplinlerden uzmanların bilgi alışverişi yapabileceği bir platform olarak, tarımın karşılaştığı en acil sorunlara yönelik araştırmalarımıza ve yenilikçi yaklaşımlarımızı paylaşmamıza imkan tanıyor. Sizlerin bu etkinliğe katılımlarınız, tartışmalarımıza zenginlik katmakta ve bu kritik meseleler hakkındaki ortak anlayışımızı geliştirmektedir. Bu etkinliğin gerçekleşmesinde emeği geçen organizasyon komitesine en içten teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Onların özverisi sayesinde bir araya gelip, bilgimizi paylaşma fırsatına sahip olduk. Ayrıca, kongremize cömert destekleriyle katkıda bulunan sponsorlarımıza da yürekten teşekkür ediyorum. Verdikleri destek yalnızca bu buluşmayı mümkün kılmakla kalmıyor, aynı zamanda tarım alanında araştırma ve inovasyonu ileriye taşımaya yönelik kararlılıklarını da göstermektedir. Bu kongreden beklediğimiz somut sonuçlar arasında tarımsal ürünlerin sorunlarına yönelik ulusal ve uluslararası araştırma programlarının oluşturulması yer alıyor. Amacımız, mevcut bilgileri yaymakla kalmayıp, yenilikçi çözümlerin ortaya çıkmasını sağlayacak bir ortam oluşturmak ve nihayetinde bölgelerimizin ekonomik büyümesine katkıda bulunmaktır. Sizleri, oturumlarda aktif olarak yer almaya, görüşlerinizi paylaşmaya ve diğer araştırmacılar ve uygulayıcılarla işbirliği yapmaya davet ediyorum. Hep birlikte, tarım sektörünün karşılaştığı sorunlara etkili politikalar belirleyebilir ve toplu uzmanlığımızı kullanarak anlamlı değişimleri hayata geçirebiliriz. Hepinize verimli ve ilham verici bir kongre diliyor, bu buluşmadan çıkacak tartışmaları ve işbirliklerini heyecanla beklediğimi belirtmek istiyorum ”dedi. Konuşmaların ardından protokol üyelerinin ve kongre katılıcımları tarafından günün anısına zeytin fidan dikim etkinliği gerçekleştirildi. Etkinliğin ardından Uluslarası Saraybosna Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Yıldırım’ın moderatörlüğünde davetli konuşmacılar oturumuna geçildi. Oturumda Ziraat Fakülteleri Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (ZİDEK) Başkanı Prof. Dr. Gökhan Söylemezoğlu ve Selanik Aristotes Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Konstadinos Mattas söz aldı. Davetli konuşmacılar oturumunun akabinde Rekabet Kurumu Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Hakan Bilir ve Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sibel Tan’ın oturum başkanlığında iki ayrı panel gerçekleştirildi. Bu kapsamda tarımda sürdürülebilirlik, gıda güvenliği, coğrafi işaretli ürünler, iklim değişikliğine uyum, biyoteknolojik yenilikler ve tarım ekonomisi gibi geniş çalışma alanları üzerinde duruldu. Diğer taraftan katılımcılar, bilimsel araştırmalarını sunarak bölge tarımına katkıda bulunabilecek yeni fikirleri tartışma fırsatı buldu. Ayrıca, Ar-Ge çalışmalarının çiftçilere uygulanabilir hale getirilmesi ve bölge halkının bu yeniliklerden nasıl faydalanabileceği üzerinde duruldu. Panellerde Teşekkür Belgeleri ve hediye takdimlerinin ardından açılış töreni Dardanos Yerleşkesi’nde gerçekleştirilen Gala Yemeği ile son buldu.
İstanbul 100. yılı geride bırakırken Türk kooperatifçiliği Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılında kooperatifçilik: “Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine Giden Yolda Kooperatiflerin Önemi” konferansı, Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi ve İPA iş birliğiyle düzenlendi. Altınbaş Üniversitesi İPA iş birliği ile düzenlenen Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılında kooperatifçilik: “Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine Giden Yolda Kooperatiflerin Önemi1 konferansının ilk gününe ev sahipliği yaptı. 2 gün süren konferansta, Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzüncü yılı etkinlikleri sürerken kooperatifçiliğin ülkemizdeki gelişim süreci tartışıldı. Cooperatives Europe Genel Sekreteri Anges Mathis ve ILO Kooperatif Sosyal ve Dayanışma Ekonomisi Program Yöneticisi Simel Eşim başta olmak üzere pek çok akademisyenin katıldığı toplantının açılış konuşmasını Altınbaş Üniversitesi Rektörü Çağrı Erhan yaptı. Altınbaş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çağrı Erhan açılış konuşmasına Cumhuriyetin 100. Yılına armağan olarak düzenlenen etkinliklerin 99.’cusunu yapıyor olmaktan duyduğu mutluluğu aktararak başladı. Başarılı kooperatifçilik için 3 temel şart Bir kooperatifin başarıya ulaşabilmesi üç temel şart oluğuna dikkat çeken Prof. Dr. Çağrı Erhan, “Bir tanesi mevzuat. Çağı yakalanmış, her şeyin net olduğu, cezaların ve sürelerin çok iyi düzenlendiği, güncellenmiş bir mevzuat şart. İkincisi iyi bir yönlendirme mekanizmasıdır. Devletle, belediyelerle veya derneklerle olan sürçlerin iyi yönetilebilmesi için iyi bir danışmanlık alınması lazım. Üçüncüsü de iyi bir yönetim. Kooperatifçiliğin özünde amatör ruh vardır ama bir kooperatif ancak profesyonel yöneticilerle iyi yönetilirse başarılı olabilir” dedi. “Kooperatifler, sürdürülebilirlik kalkınma hedeflerine ulaşmada önemli bir aktör” İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zeynep Özsoy da konferans kapsamında Türkiye’deki kooperatifçiliği akademik boyutuyla ele alacaklarını ifade etti. Yakın zamana kadar görünmez olan bu alana ışık tutmayı amaçladıklarını belirten Özsoy, “Dünyada son zamanlarda yıkıcı çatışmalar, savaşlar, zorunlu göçler küresel güney ve kuzeye etkileyen hayat pahalığı, aşırı hava olayları ile kendisini gösteren birçok kriz yaşıyoruz. Bu dönemde ekonomik olarak farklı alternatifleri tartışmak bir zorunluluk haline geldi. Kooperatifler de özellikle sosyal ve ekonomik kriz dönemlerinde demokratik, kapsayıcı, doğa ve çevre ile uyumlu iş modelleri geliştirmekte, sürdürülebilirlik kalkınma hedeflerine ulaşmakta önemli aktörler olarak karşımıza çıkıyor” dedi. BM’nin 2025 yılını Dünya Kooperatifçilik Yılı BM’nin 2025 yılını Dünya Kooperatifçilik Yılı ilan ettiğini söyleyen Özsoy,“Türkiye’deki kooperatifçiliğin kapasitesinin geliştirilmesi için neler yapabileceğimizi birlikte düşünmek için hep birlikte olacağız” sözleriyle son verdi. “Üretici kooperatifleriyle, kırsal bölgelerde yoksulluğun azaltılması hedefleniyor” Konferansa online katılan ILO Kooperatif Sosyal ve Dayanışma Ekonomisi Program Yöneticisi Simel Eşim ise Sürdürülebilir kalkınma hedefleri kapsamında sadece 17. hedef de sosyal kooperatiflerden uygulama aracı olarak söz edildiğini belirtti. Kooperatiflerin, uygulamada birçok hedefin ilerlemesine destek olduğuna değinen Simel Eşim, üretici kooperatifleri aracılığıyla özellikle kırsal bölgelerde yoksulluğun azaltılması hedefini örnek gösterdi. Eşim sözlerini şöyle sürdürdü: “Gıda ve imalat gibi sektörlerde kadın ve işçi kooperatiflerinin cinsiyet eşitliği ve insana yakışır çabalarının, Hedef 5 ve Hedef 8 ile ilişkilendirebiliyoruz. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 2025’i Uluslararası Kooperatifler Yılı ilan etmesi, kooperatiflerin bu sürdürülebilir kalkınmayı sağlamada üstlendiğin rolün artmasına destek olacak. Bunun ötesinde yeni kalkınma gündeminin ana hatları çiziliyor şu anda. Önümüzde 5 yıl kaldı, sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilebilmesi için. Bundan sonra ne olacak, neyi doğru yapmadık, neyi farklı yapabiliriz diye bakmalıyız. Hem yerel ve ulusal hem de bölgesel ve uluslararası alanda kooperatif değerlerinin, ilkelerinin ve deneyimcilik mekanizmasının altını çizmeye başlamamız gerekiyor.” açıklamalarını yaptı. Eşim ayrıca Birleşmiş Milletler Kurulunun, Eylül 2024’te Gelecek Paktı adlı bir kararı kabul ettiğinden bahsetti. Bu paktın, güvenli, barışçıl, adil, eşit ve kapsayıcı bir dünya için çalışılma esaslarına dayandığını ve yeni kalkınma planının taşlarından biri olacağını anlattı. Kooperatiften, kooperatife ticaret Gıda üretimi ve dağıtım sistemleri içindeki üretici ve tüketici kooperatiflerin daha sıkı iş birliği içinde olmaları gerektiğini vurgulayan Şimal Eşim, bunun da gıda egemenliğini arttırmanın önemli bir yolu olduğunu ifade etti. Eşim, “Kooperatiften, kooperatife ticaretin tarımsal tedarik zincirlerinin daha verimli ve daha dayanışmacı olmaları için bir yöntem. Örneğin, Kenyalı kahve üreticisi kooperatiflerinin ürünlerinin Danimarka, tüketici kooperatifi mağazalarında satılıyor olması. Danimarka’daki tüketici kooperatifleri, Kenya’dan kendi ülkelerine kahvenin ihracatını kolaylaştırıcı bir rol oynamışlar. Böyle kolaylaştırıcı roller oynayan noktalar oluşturulması lazım” dedi. Etkinliğin ilk gününde Prof. Dr. Beyza Oba ve Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu’nun moderatörlüğünde gerçekleştirilen oturumlarda, “Geçmişten Bugüne Türkiye’de Kooperatifler ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri” konuları ele alınarak devam etti. “Dayanışma ekonomileri, kooperatifler aracılığıyla güçlendirilebilir” İPA Kampüsünde gerçekleştirilen Konferansın ikinci günü ise İPA Genel Müdürü Oktay Karagül ve Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı Zeynep Özsoy’un açılış konuşmaları ile başladı. Ardından üretim ve tüketim kooperatifi temsilcileri, akademisyenler ve lojistik profesyonelleri söz alarak alternatif çözüm yöntemlerini tartıştılar. “Alternatif Gıda Ağları Çalıştayı” nda ise gıda alanında faaliyet gösteren ve kooperatifçilik ekosisteminin en önemli aktörleri arasında yer alan üretim ve tüketim kooperatiflerinin durumu değerlendirildi. Kooperatiflerin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmadaki potansiyel katkılarını ortaya koyarken, kooperatifçiliğin karşılaştığı ekonomik, sosyal ve lojistik zorlukları gözler önüne serdi. Panel ve forum katılımcıları, dayanışma ekonomilerinin kooperatifler aracılığıyla güçlendirilebileceğini, ancak bu süreçte kooperatiflerin daha fazla desteklenmesi ve farkındalığın artırılması gerektiğini vurguladılar.
Van Erciş’te lahana hasadı başladı Van’ın Erciş ilçesinde büyüklüğüyle dikkat çeken ve bölge ekonomisine önemli katkı sunan lahananın hasadına başlandı. Erciş’te her yıl haziran ayında ekimine başlanan ve ekim ayında hasadı yapılan lahana, çiftçilerin kazanç kapısı oluyor. Erciş’te geniş bir alanda ekimi yapılan ve Muş, Bitlis ile Ağrı gibi çevre il ve ilçelere gönderilen lahana, büyüklüğüyle dikkat çekiyor. Tanesi 50 ila 80 TL arasında satılan lahananın sarması ve turşusu yapılıyor. Pazar konusunda sıkıntılı olan çiftçilerin en büyük temennisi ise bölgede bir turşu fabrikasının açılması. Metin Kılıç isimli vatandaş, turşu ve sarma ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla çiftçilerin emek sarf ettiği tarlalara geldiğini belirterek, “Bizim memleketimizde ekilen bu lahanalarımız batıya göre çok daha büyük olabiliyor. Belki de 2-3 katı olabiliyor. İhtiyacı olan aileler gelip çiftçilerimizden lahana alabilirler” dedi. Çiftçi İbrahim Canpolat ise lahana yetiştiricisi olduğunu belirterek, “Lahanalarımızı yetiştirdik. Lahanaları haziran gibi ekiyoruz ve ekim gibi çıkarıyoruz. Lahanalarımızı getirdik buraya ama bu sene piyasa yok, piyasa çok durgun ve satamıyoruz. Şu anda 70 ila 100 liraya kadar veriyoruz. Geçen sene de 80 liraya veriyorduk. Bu sene lahana dışarı çıkmıyor, çıkmayınca iç pazarda da para etmiyor ve zarar ediyoruz. Çiftçiler mağdur durumdadır. Bizim isteğimiz, Erciş’e turşu fabrikasının kurulması, kapalı halin yapılması ve çiftçilere destek yapılmasıdır” diye konuştu.
Amasya Amasya Üniversitesi kenevir üretimine başladı, hasada öğrenciler de katıldı Amasya Üniversitesi’nin bir biyoteknoloji firmasıyla işbirliği yaparak 30 dekarlık alanda yetiştirdiği endüstriyel kenevirin hasadı yapıldı. Öğrenciler ve akademisyenlerin hasat ettiği kenevir tarlasında ayrıca 2 bin kilodan fazla bal üretimi de gerçekleştirildi. Tarım ve hayvancılık alanlarında eğitim alan öğrenciler ile akademisyenlerin yolunu tuttukları tarlada elleriyle kökünden sökerek hasat ettikleri kenevir işlenmesinin yanı sıra araştırma-geliştirme faaliyetlerinde kullanılmak üzere depolara kaldırıldı. Tarlaya konuşlanan kovanlardaki arılar 2 bin kilodan fazla kenevir balı da üretti. Elleriyle kökünden söktüler Hem endüstriyel hem de tıbbi alanda geniş bir yelpazede faydalar sunan kenevir bitkisini köküyle beraber sökerek hasat ettiklerini belirten Amasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi, “Çünkü hocalarımız kökünden de bazı ilaçlar ve kullanım alanları geliştirmek üzere laboratuvara aldılar. İnşallah bunun da kazanımlarını paylaşacağız” dedi. 2 bin200 kilodan fazla kenevir balı üretildi Kenevir ekili alana konuşlanan 110 kovan arıdan 2bin200 kilodan fazla bal üretiminin sağlandığına değinen Prof. Dr. Turabi, şifa kaynağı kenevir balını yakında hizmete girecek Amasya Üniversitesi satış mağazasında da satışa sunacaklarını açıkladı. Ekim alanı genişletilecek ARS Biyoteknoloji firmasıyla yaptıkları işbirliği sonucu çok verimli geçen hasat sonrası kenevir ekim alanını daha da artırmayı düşündüklerine değinen Rektör Turabi, “Geleceğin yeşil ekonomisine kenevirin çok yüksek katkılarının olacağına inanıyoruz. Önümüzdeki yıl üretimi artıracağız. 90 dekar alanının hemen hemen tamamında kenevir ekimi planlıyoruz” diye konuştu.
Adana Rektör Sözen: “ATÜ’lü olmak bir değerdir” Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Sözen, “Unutmayınız ki ATÜ’lü olmak bir değerdir, siz de çok değerlisiniz” dedi. Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (ATÜ) üniversiteye yeni başlayan öğrencilere yönelik ‘Aramıza Hoş Geldiniz’ programı düzenledi. ATÜ Konferans Salonunda düzenlenen program, saygı duruşu ve istiklal marşı ile başladı. İki oturum şeklinde gerçekleşen programa ATÜ Rektörü Prof. Dr. Adnan Sözen, başta olmak üzere rektör yardımcıları, akademik, idari personel ile öğrenciler katıldı. “İyi ki ATÜ’lü oldunuz” Programın açılış konuşmalarını yapan Rektör Sözen, “Bugün bizim için güzel bir hafta başladı. Zamanın bizlere kazandırdığı birikim ve yüklediği sorumlulukla, her birinizin ailelerinizin birer gözbebeği olduğunuz bilinciyle, bizlere emanet ettiği siz değerli öğrencilerimize, Üniversitemize adım atığınız bu ilk haftanın önemini anlatmak, heyecanını yaşatmak ve hayatınızda kalıcı yer edinecek bir karşılama yapmak üzere; bu programı tertip ediyoruz. Adana’mızın, üniversitemizin ev sahipliğinde yerleştiğiniz programlarda başarılar diliyorum. Karşılaşacağınız her türlü probleminizde her daim yanınızda olduğumuzu belirtmek istiyorum. İyi ki ATÜ’lü oldunuz diyorum. Unutmayınız ki ATÜ’lü olmak bir değerdir, siz de çok değerlisiniz” dedi. TEKNOFEST finalistleri için ödül töreni yapıldı Program öncesinde, 2-6 Ekim tarihleri arasında, final aşaması Adana Şakirpaşa Havalimanı’nda düzenlenen, TEKNOFEST 2024’te yarışarak finale kalan öğrenciler ve onlara danışmanlık yapan hocalara, Rektör Prof. Dr. Adnan Sözen tarafından belge takdimleri gerçekleştirildi. Bu yıl Adana’da düzenlenen TEKNOFEST yarışmalarında finale kalan takımları tebrik eden Rektör Sözen, “Önümüzdeki yıllarda üniversitemizi temsil edecek takımlarında sizlerin olmanızı arzuluyoruz” dedi. Belge takdiminin ardından öğrencilerin kampüs yaşamına daha çabuk uyum sağlaması, kaynaşması ve ATÜ’nün sunduğu imkanları anlatarak, doğru adreslere yönlendirilmeleri için Üniversite Birimleri tarafında sunumlar yapıldı. Kariyer Planlama Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Doç. Dr. Onur Çelik, Dış İlişkiler Genel Koordinatörü Doç. Dr. Hatice İmge Oktay Başeğmez, Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı Ahmet Karataş, Öğrenci İşleri Daire Başkanı Gül Bozkurt, Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığından Şube Müdürü Seda Altunköse ve Bilgi İşlem Daire Başkanlığından Çiğdem Aras Aktaş birimleri hakkında sunumlarını gerçekleştirdiler. Program çekilen hatıra fotoğrafının ardından sona erdi.