ASAYİŞ - 13 Kasım 2024 Çarşamba 15:06

İstanbul ticari taksi sürücünü silahla tehdit eden şahıs yakalandı

A
A
A
İstanbul ticari taksi sürücünü silahla tehdit eden şahıs yakalandı

Arnavutköy’de ticari taksi sürücüsünü silahla tehdit eden şahıs polis ekipleri tarafından yakalandı. Şahsın uyuşturucu kullanmak, uyuşturucu ticareti, kasten yaralama ve yağma suçları dahil 27 adet suç kaydı olduğu öğrenildi.


İstanbul Sultangazi ilçesinde 11.11.2024 günü saat 23.30 bir kişi ticari taksiye binerek Fatih ilçesine gitti. Araçtan inen şahıs daha sonrasında tekrardan taksiye binerek Arnavutköy ilçesine gitmek istediğini söyledi. Arnavutköy Yavuz Selim Mahallesi’ne geldiklerinde yolcu bin 300 TL tutarındaki ücreti ödemeyerek şoförü silahla tehdit etti. İhbar üzerine harekete geçen polis ekipleri olayla ilgili çalışma başlattı. Yapılan çalışmalarda şahsın geçmiş tarihte Şişli ilçesinde başka bir silahlı gasp suçuna karıştığı anlaşıldı. Güvenlik kamera incelemeleri sonrasında kimliği belirlenen F.S.(20) kısa süre içerisinde Yavuz Selim Mahallesinde yakalandı. Şüpheli şahsın uyuşturucu kullanmak, uyuşturucu ticareti, kasten yaralama ve yağma suçları dahil 27 adet suç kaydı olduğu öğrenildi. Emniyette işlemleri biten şahıs bugün adliyeye sevk edildi. Şahsın ticari taksi ile benzinliğe gelmesi ve araç içinde silahla görüntüsü kameraya yansıdı.



İstanbul ticari taksi sürücünü silahla tehdit eden şahıs yakalandı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Tekin: “Eğitim bütçemiz 2 trilyon 186 milyar 575 milyon 227 bin lira olarak belirlenmiştir” Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, “Bakanlığımız, YÖK, ÖSYM, Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanlığı, üniversiteler ve diğer bakanlıklara ayrılan kaynaklarla birlikte eğitim bütçemiz, 2 trilyon 186 milyar 575 milyon 227 bin lira olarak belirlenmiştir” dedi. Bakan Yusuf Tekin, AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplanan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Bakanlık ve bakanlık kuruluşlarına dair uygulamalar ve yeni hedefler hakkında komisyon üyelerine sunum yaptı. MEB olarak Türkiye’nin, Türkiye Yüzyılı vizyonu hedeflerine ulaşmada sorumluluk almak ve katkı vermek için yüksek bir motivasyonlar çalıştıklarını ifade eden Tekin, “Bunun gerçekleşmesi şüphesiz ülke olarak tüm kurumlarımızın ve vatandaşlarımızın sürece dâhil olmasıyla mümkün olabilecektir. Bunun için başlattığımız eğitim seferberliğine toplumun tamamının katkısını almak önceliğimizdir. Bu vizyon çerçevesinde yüklendiğimiz sorumluluklara omuz vermek isteyen başta siyasetçilerimiz olmak üzere velilerimizi, vatandaşlarımızı, hayırseverlerimizi, belediyelerimizi ve diğer paydaşlarımızı çocuklarımızın geleceğini güzelleştirecek bu hikâyenin bir parçası olmaya davet ediyoruz” dedi. “Eğitim bütçemiz 2 trilyon 186 milyar 575 milyon 227 bin lira olarak belirlenmiştir” Bakanlığın 2002 yılında merkezi yönetim bütçesinden en büyük payı alan dördüncü kurum olduğunu ve 2003’ten bu yana en büyük payı alan kurum olduğunu hatırlatan Tekin, “Bakanlığımız, YÖK, ÖSYM, Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanlığı, üniversiteler ve diğer bakanlıklara ayrılan kaynaklarla birlikte eğitim bütçemiz, 2 trilyon 186 milyar 575 milyon 227 bin lira olarak belirlenmiştir. Bu rakam 2025 yılı merkezi yönetim bütçesinin yüzde 14,84’ünü oluşturmaktadır” diye konuştu. Örgün eğitimde 2002-2003 eğitim öğretim yılında 367 bin 145 derslikte eğitim verildiğini kaydeden Tekin, bu sayının 2024-2025 eğitim öğretim yılında 734 bin 913 dersliğe çıktığını kaydetti. Resmi okullarda görev yapan öğretmen sayısına da değinen Bakan Tekin, 2002-2023 eğitim öğretim yılında 515 bin 253 öğretmenin görev yaptığını belirtirken, günümüzde halihazırda bu sayının 1 milyon 23 bine 553 olduğunun altını çizdi. Ayrıca Bakan Tekin, halihazırda görevinin başında olan öğretmenlerin yüzde 80’ninin AK Parti hükümetleri döneminde atandığını dile getirdi. Tekin, yapılan yatırımlar sayesinde derslik başına düşen öğrenci sayısında da iyileşme olduğuna dikkati çekerek, “2002-2003 eğitim öğretim yılında ilköğretimde 36, ortaöğretimde 30 olan derslik başına düşen öğrenci sayısı, 2024 2025 eğitim-öğretim yılında ilköğretimde 23, ortaöğretimde 22’ye düşmüştür. Aynı şekilde, öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 2002-2003 eğitim öğretim yılında ilköğretimde 28, ortaöğretimde 18 iken 2024-2025 eğitim öğretim yılında ilkokulda 18, ortaokulda 14, ortaöğretimde ise 12 olmuştur” şeklinde konuştu. Eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmek için sosyal yardım hizmetlerinin kararlı, kapsamlı ve birbirini destekleyecek şekilde verildiğini bildiren Tekin, “2023-2024 eğitim öğretim yılında, öğrenci taşıma uygulaması ile toplam 1 milyon 146 bin 213 öğrenciye taşıma ve 1 milyon 29 bin 250 öğrenciye ücretsiz öğle yemeği hizmeti verilmiştir. Bu kapsamda, taşıma hizmeti ve ücretsiz öğle yemeği hizmeti giderleri için toplam 24 milyar 942 milyon 612 bin 302 lira harcama yapılmıştır” ifadelerine yer verdi. Eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmek amacıyla 2003-2004 eğitim öğretim yılından itibaren ders kitaplarının öğrencilere ücretsiz olarak dağıtıldığını söyleyen Bakan Tekin, bu çerçevede bugüne kadar toplam 4 milyar 430 milyon ders kitabının ücretsiz olarak öğrencilere ulaştırıldığının altını çizdi. Okullaşma oranları Okullaşma oranlarına ait güncel verileri de paylaşan Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Okul öncesi eğitim 5 yaş grubunda okullaşma oranı 2002-2003 eğitim öğretim yılında yüzde 11,7 iken 2023-2024 eğitim öğretim yılında ise yüzde 84,26’ya yükselmiştir. İlköğretimde okullaşma oranı 2002-2003 eğitim öğretim yılında yüzde 90,98 iken 2023-2024 eğitim-öğretim yılında ise yüzde 95,65’e yükselmiştir. Ortaöğretimde okullaşma oranı 2002-2003 eğitim öğretim yılında yüzde 50,57 iken 2023-2024 eğitim-öğretim yılında ise yüzde 87,97’ye yükselmiştir. Uluslararası karşılaştırmalarda kolaylık sağlamak amacıyla, eğitim kademesinden bağımsız olarak yaş gruplarına göre okullaşma oranlarına bakıldığında, 2023-2024 eğitim-öğretim yılında 5 yaş grubunda yüzde 86,24, 6-9 yaş grubunda yüzde 98,61, 10-13 yaş grubunda yüzde 98,32 ve 14-17 yaş grubunda yüzde 91,25 oranlarına ulaşılmıştır.” “Türkiye’de 6-14 yaş aralığında okullaşma oranı yüzde 98,8 ile OECD ortalamasının üzerindedir” Bakanlık olarak yapılan çalışmaların uluslararası raporlardaki yansımalarının da Türkiye adına memnuniyet verici olduğu kaydeden Tekin, “OECD tarafından 2024 yılında yayımlanan ‘Bir Bakışta Eğitim’ raporunda, OECD genelinde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ilkokulda 14, ortaokul ve ortaöğretimde ise 13 olarak gerçekleşmiştir. Bu verilere göre ortaöğretim düzeyinde OECD ortalamasına ulaştığımız görülmektedir. Türkiye’nin okullaşma oranında göstermiş olduğu dikkat çekici artışda yine aynı raporda vurgulanmaktadır. Türkiye’de 6-14 yaş aralığında okullaşma oranı yüzde 98,8 ile OECD ortalamasının (yüzde 98,4) üzerinde olduğu görülmektedir. Bu göstergeler, ülkemizde eğitime yapılan yatırımların etkilerinin görülmeye başladığının ispatı niteliğindedir” dedi. Bakan Tekin, 2024-2025 eğitim öğretim yılında uygulamaya konulan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli hakkında da bilgiler vererek, “Bu model, Atatürk’ün 1921 yılında toplanan Maarif Kongresi’nde ifade ettiği gibi, ‘kemali dikkat ve itina ile işlenip çizilmiş bir millî terbiye programı vücuda getirmeye’ yönelik olup, ‘dehayı millîyemizin inkişafı için’ ihtiyaç duyduğumuz, ‘seciye-i millîye ve tarihiyemizle mütenasip bir kültür’ oluşturma amacına uygun matuf bir model olacaktır” ifadelerini kullandı. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli çerçevesinde ihtiyaç analizi başlatıldığını söyleyen Tekin, analiz çerçevesinde kurulan komisyonlarla mevcut programların değerlendirildiğini; öğretmenlerin süreçte karşılaştıkları zorluklar, mevcut öğretim programlarına dair eksiklikler ve ihtiyaçlar hakkında kapsamlı bir veri toplama çalışmasının yapıldığını kaydetti. Tekin ayrıca 81 ilden öğrenci görüşlerinin alındığını ve yapılan anket çalışmasıyla öğrencilerin beklentilerinin ve ihtiyaçlarının tespit edildiğini belirtti. Uygulamaya konulan müfredatla sadece akademik başarıya odaklanmayan, yetkin ve erdemli insan olmayı önceleyen bir öğrenci profili tanımlandığını aktaran Tekin, “Yetkin ve erdemli bir öğrencinin ancak çok yönlü bir gelişim ile yetişebileceği anlayışıyla hazırlanan müfredatta, öğrencilerin hem kendileri hem de toplum için daha sağlıklı, dengeli bireyler olarak gelişmeleri, geniş bir bilgi ve düşünme yelpazesi kazanmaları hedeflenmiştir” diye konuştu. “Yükseköğretim kurumunda 7,4 milyon öğrenci öğrenim görüyor” Tekin, 208 yükseköğretim kurumunda 7,4 milyon öğrencinin öğrenim gördüğünü söyleyerek, şu bilgileri paylaştı: “1984 yılında 20 bin 333 olan toplam öğretim elemanı sayısı 2024 yılında 184 bin 167’ye yükselmiştir. Öğretim üyesi sayısında da benzer bir durum söz konusudur. 1984 yılında 6 bin 826 olan öğretim üyesi sayısı 2024 yılında 106 bin 495’e yükselmiştir. Öğretim üyelerinin toplam öğretim elemanları içindeki payı ise 1984 yılında yüzde 33,57 iken 2024 yılında yüzde 57,83’e yükselmiştir. Toplam öğretim elemanlarının yüzde 46,64’ü (85 bin 897) kadın, yüzde 53.36’sı (98 bin 270) ise erkektir. 2003 yılında kadın öğretim elemanı sayısı, toplam öğretim elemanı sayısının yüzde 37’i iken bugün bu oran yüzde 46’ya yükselmiştir. Türkiye’de öğrenim gören uluslararası öğrenci sayısının 2013’te 43 bin 251 olduğunu dile getiren Tekin, bu sayının 2024 eylül ayı itibarıyla 354 bine ulaştığını bildirdi. Bütçe detayları Bakan Tekin, 1 trilyon 30 milyar 744 milyon 599 bin TL’si personel giderleri, 131 milyar 441 milyon 299 bin TL’si sosyal güvenlik kurumuna devlet primi giderleri, 116 milyar 553 milyon 46 bin TL’si mal ve hizmet alım giderlerinde kullanılmak üzere cari harcamalar, 31 milyar 275 milyon 568 bin TL’si devlet parasız yatılı öğrencileri, burslar ile diğer cari transferler, 141 milyar 254 milyon 495 bin TL’si sermaye giderleri ve 446 milyon 533 bin TL’si sermaye transferleri olmak üzere Millî Eğitim Bakanlığı bütçesine 1 trilyon 451 milyar 715 milyon 540 bin liranın 2025 yılında eğitim alanında gerçekleştirilecek faaliyetler için tahsis edildiğini belirtti. Tekin, sözlerine şöyle devam etti: “2025 yılında 1 trilyon 451 milyar 715 milyon 540 bin TL tahsis edilen Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi kapsamında; engellilerin toplumsal hayata katılımı ve özel eğitim programına 84 milyar 557 milyon 289 bin lira, hayat boyu öğrenme programına 35 milyar 737 milyon 840 bin lira, ölçme, seçme ve yerleştirme programına 759 milyon 742 bin lira, ortaöğretim programına 426 milyar 177 milyon 76 bin TL, temel eğitim programına 758 milyar 815 milyon 499 bin lira, uluslararası eğitim iş birlikleri ve yurt dışı eğitim programına 13 milyar 363 milyon 432 bin lira, yönetim ve destek programına 132 milyar 304 milyon 662 bin lira ödenek ayrılmıştır. Bununla birlikte; 488 milyar 485 milyon 230 bin lirası Yükseköğretim Kurulu, Yükseköğretim Kalite Kurulu ve üniversitelerin bütçesi, 5 milyar 822 milyon 457 bin lirası Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı bütçesi, 181 milyar 667 milyon lirası Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü bütçesi, 27 milyar 546 milyon 348 bin lirası ilköğretim öğrencilerinin ücretsiz ders kitabı giderleri, taşımalı ilköğretim/ortaöğretim uygulaması kapsamında öğle yemeği giderleri ve özel eğitime ihtiyaç duyan öğrencilerin taşıma giderleri için Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan aktarılacak ödenek, 1 milyar 731 milyon 652 bin lirası okullarda kullanılacak kömür alımları için Hazine ve Maliye Bakanlığı Bütçesinde tefrik edilen ödenek, 29 milyar 607 milyon lirası aday ve çıraklara ödenecek devlet katkısı için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bütçesinde tefrik edilen ödenek olmak üzere toplam eğitim bütçemiz (ÖSYM dahil) 2 trilyon 186 milyar 575 milyon 227 bin lira olarak öngörülmüştür.”
Tokat İç Anadolu’nun gizli kalmış cenneti renkleriyle görenleri mest ediyor Tokat’ın Almus ilçesindeki Harami Yaylası, sonbaharda doğaseverleri mest eden bir güzelliğe bürünüyor. Yeşilırmak’ın doğduğu yayla, sararan yapraklar ve yeşilin canlı tonlarıyla kartpostallık manzaralar sunuyor. Tokat’ın Almus ilçesine bağlı Harami Yaylası, sonbaharda sunduğu eşsiz renk cümbüşüyle doğa tutkunlarını kendine hayran bırakıyor. Yeşilırmak’ın doğuş noktası olan bu yayla, sarının ve yeşilin tüm tonlarıyla adeta bir tablo gibi görünüyor. Sonbahar’da kartpostallık bir güzelliğe bürünen bu yayla her adımda doğanın huzurunu hissettiren bir ortam sunuyor. Her mevsim farklı bir güzelliğe sahip olan Harami Yaylası, sonbahar aylarında ziyaretçilerine unutulmaz anlar yaşatıyor. “Muhteşem bir ortamı var” Harami Yaylasının farklı bir atmosferi olduğunu söyleyen Firdevs Gölbaşı, “Şu an Tokat’ın Almus ilçesinde Harami Yaylası’ndayız. Arkamdaki manzaradan görüyor olmanız gerekiyor. Burası gerçekten muhteşem bir yer. Bu arada ben aslen Kayseriliyim. Tokat’ta öğrenciyim. Beslenme ve diyetetik üçüncü sınıf öğrencisiyim. Tokat’taki üçüncü yılım. Şunu söyleyebilirim Tokat’ın birçok ilçesini gezdim. En beğendiğim ilçesi Almus’tur. Almus olmasının sebebi de gerçekten Harami Yaylası. Çünkü yaylaları olsun, ağaçları olsun, özellikle sonbahar, yapraklar döküldüğü zaman güzel bir görüntüsü oluyor. O yüzden burayı çok beğeniyorum. Bu arada bizim Tokat’ta küçük bir ekibimiz var. Onlarla birlikte biz geçen sene buraya kampa geldik. Şu gördüğünüz yerlerde kamp çadırlarımızı kurmuştuk. Burada kamp yapılabiliyor. Doğası atmosferi zaten muhteşem. Yeşillik ve doğa seven insanlar için cidden muazzam bir yer. Kayseri’de böyle yerler çok göremiyoruz. Çünkü tam İç Anadolu’nun kıyı kesiminde kalıyor. Ama burası birazcık daha Karadeniz’e kaydığı için yeşillik gerçekten doğayı canlandırıyor" dedi.
Ankara MSB: “Irak ve Suriye’nin kuzeyi dâhil son bir haftada 48 terörist etkisiz hale getirildi" Milli Savunma Bakanlığı, Irak ve Suriye’nin kuzeyi dahil son bir haftada 48 teröristin etkisiz hale getirildiğini duyurdu. Milli Savunma Bakanlığı tarafından haftalık bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi. Bakanlıkta gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Milli Savunma Bakanlığı Basın Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk, gündeme dair son gelişmeleri aktardı. PKK/KCK/PYD-YPG, DEAŞ ve FETÖ terör örgütleri başta olmak üzere her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurt içinde ve sınır ötesinde kesintisiz bir şekilde operasyonlara devam edildiğini belirten Tuğamiral Aktürk, “Irak ve Suriye’nin kuzeyi dahil son bir haftada 48, 1 Ocak’tan bugüne kadar ise bin 299’u Irak’ın, bin 206’sı Suriye’nin kuzeyinde olmak üzere 2 bin 505 terörist etkisiz hâle getirilmiştir” ifadelerini kullandı. Tuğamiral Aktürk, terör inlerine girmeye devam eden Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Irak’ın kuzeyindeki Pençe-Kilit operasyon bölgesinde tespit ettiği teröristlere ait mağaralarda çok sayıda silah, mühimmat ve muhtelif malzeme ele geçirildiğini dile getirdi. Aktürk ayrıca, son bir hafta içerisinde 1 PKK’lı teröristin daha Ceylanpınar’daki hudut karakoluna teslim olduğunu açıkladı. Hudut hattında 1’i terörist 149 kişi yakalandı Hudutlarda çok katmanlı emniyet sistemi ile güvenliğin sağlandığını belirten Tuğamiral Aktürk, “Hudutlarımızda son bir haftada yasa dışı yollarla geçmeye çalışan 1’i terör örgütü mensubu olmak üzere 149 şahıs yakalanmış, bin 443 şahıs ise engellenmiştir. Böylelikle 1 Ocak’tan bugüne kadar hudutlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışırken yakalananların sayısı 12 bin 610’a, engellenen kişi sayısı da 87 bin 755’e yükselmiştir” şeklinde konuştu. Birleşik Krallık Savunma Bakanı TUSAŞ’ı ziyaret edecek Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in programına ilişkin konuşan Tuğamiral Aktürk, “Bakanımız bugün de resmi davetlisi olarak ülkemizde bulunan Birleşik Krallık Savunma Bakanını ağırlayacak, akabinde her iki bakan geçtiğimiz günlerde menfur terör saldırısına uğrayan savunma sanayimizin en önemli kuruluşlarından biri olan TUSAŞ’ı ziyaret edeceklerdir” açıklamasında bulundu. Tuğamiral Aktürk konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ottowa Sözleşmesi kapsamında ülkemizin mayın temizlik faaliyetlerinde tecrübe ettiği iyi uygulamaların ve alınan derslerin paylaşılması ile Nijerya Federal Cumhuriyeti’nde Mayın Faaliyet Merkezi kurulması çalışmalarına destek maksadıyla Nijerya Federal Cumhuriyeti ve Ottowa Sözleşmesi Uygulama Destek Biriminden oluşan heyet, 4-8 Kasım tarihleri arasında Milli Mayın Faaliyet Merkezini ziyaret etmiştir. Diğer yandan 1-10 Kasım tarihleri arasında Yunanistan’da düzenlenen Avrupa Kick Boks Şampiyonası’nda Avrupa şampiyonu olan ve derece elde eden, 8-10 Kasım tarihleri arasında Ankara’da düzenlenen ‘10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü Uluslararası Masterlar Uzun Kulvar Yüzme Şampiyonası’nda kendi kategorilerinde toplamda 17 altın, 25 gümüş ve 11 bronz madalya kazanan, ‘kurbağalama’ branşında ise Türkiye rekoru kıran Türk Silahlı Kuvvetleri Spor Gücü takımımızın sporcularını bir kez daha kutluyoruz.” İsrail’in Batı Şeria, Gazze ve Lübnan’a yönelik saldırılarına ilişkin konuşan Aktürk, “Filistin’de çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 45 binden fazla masum Filistin halkının ölümüne sebep olan İsrail, Lübnan’a saldırmaya, İran ile gerilimi tırmandırmaya devam etmektedir. İnsani yardımların ulaşmasına da engel olan İsrail’in saldırganlığı bölgenin güvenliği ve istikrarı için büyük tehdit oluşturmaktadır. İsrail’in soykırımına, ilhak girişimlerine ve bölgede oluşturacağı gerilimlere karşı uluslararası toplum ve bölge ülkelerini bir kez daha gerekli kararlılığı göstermeye çağırıyoruz” dedi. Yerli savunma sanayi ürünleriyle TSK’nın caydırıcılığının arttırılmasına devam edildiğini belirten Tuğamiral Aktürk, “Kara Kuvvetleri Komutanlığımızca muhtelif miktarda NEFER Kuleli Zırhlı Muharebe aracının muayene ve kabul faaliyeti tamamlanmıştır. Ayrıca F-4E uçaklarının envantere girişinin 50’nci yılı kapsamında Eskişehir 1. Ana Jet Üs Komutanlığında 15-17 Kasım tarihleri arasında çeşitli etkinlikler düzenlenecektir” ifadelerini kullandı. Personel ve askeri öğrenci alım faaliyetlerinin planlandığı şekilde devam ettiğini hatırlatan Tuğamiral Aktürk, “2024 yılı tabip, diş tabibi sınıfı sözleşmeli/muvazzaf subay, eczacı sınıfı ve özel nitelikli beden eğitimi öğretmeni sınıfı muvazzaf subay adayı temini başvuruları bugün, Hava Kuvvetleri Komutanlığına 2024 yılı pilot sınıfı muvazzaf subay adayı temini başvuruları ise yarın sona erecektir” şeklinde konuştu. Bakan Güler’in Eurofıghter teminine ilişkin son açıklamaları Milli Savunma Bakanlığı kaynakları ise, Bakan Yaşar Güler’in son açıklamaları kapsamında Eurofighter tedarikine yönelik son duruma ilişkin sorular üzerine, “Eurofighter Typhoon uçağının ülkemize satışına yönelik olarak konsorsiyum üyesi ülkelerden Birleşik Krallık, İspanya ve İtalya tarafından daha önce onay verilmiş, Almanya tarafından uçağın satışına yönelik Geçici Satış Otoritesi’nin görevlendirilmesine onay verilmiştir. Bu hususun tedarik sürecini hızlandıracağı değerlendirilmektedir. Hava Kuvvetleri Komutanlığımızın harekât ihtiyacının karşılanması amacıyla bir alternatif olabileceği değerlendirilen Eurofighter Typhoon uçağının tedarikine yönelik teknik seviyedeki çalışmalara devam edilmektedir” dedi. Bakanlık kaynakları ayrıca, Birleşik Krallık Savunma Bakanı’nın bugün Bakan Yaşar Güler’i ziyaretinde Eurofighter konusunun da gündeme geleceğini hatırlattı. Cumhurbaşkanı’nın güney sınırlarıyla ilgili son açıklamaları Bakanlık kaynakları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Güney sınırlarımızla ilgili açığı kapatacağız” şeklindeki sözlerinden sonra Suriye’nin kuzeyine yeni bir kara harekatı yapılıp yapılmayacağına dair sorular üzerine şunları kaydetti: “Ülkemizin ve hudutlarımızın güvenliği için uluslararası hukuk ve meşru müdafaa açısından operasyon/harekat yapmak Türkiye’nin en doğal hakkıdır. Bu konuda ne lazımsa bugüne kadar yaptık, bundan sonra da yaparız. Ülkemizi ve milletimizi tehdit eden terörün kaynağı nerede olursa olsun daha önce yaptığımız gibi yine yeri ve zamanı gelince gereken yapılır. Bizim için önemli olan halkımızın ve ülkemizin güvenliği ile ülkemizin hak ve menfaatlerini korumaktır ve bunda da kararlıyız.” GKRY üslerinin ABD tarafından kiralanacağı iddiaları Bakanlık kaynakları, GKRY’deki üslerin ABD tarafından kiralanacağı iddiaları ile ilgili şunları söyledi: “Kıbrıs Adası’nda dengeleri bozabilecek ve KKTC’nin güvenliğine tehdit oluşturabilecek her türlü gelişmeyi yakından takip ediyoruz. Yabancı devletlerin Ada’da üsse sahip olması gibi uluslararası hukuka aykırı şekilde hayata geçirilmek istenebilecek türlü girişimlere karşı KKTC’nin güvenliğinin sağlanması ve hak ve menfaatlerinin korunması için gerekli askeri ve siyasi tedbirleri almayı sürdürüyoruz. Türkiye, geçmişte olduğu gibi bugün ve yarın da Garanti ve İttifak Antlaşmaları çerçevesinde Kıbrıs Türklerinin güvenliği, huzuru ve refahı için her ne pahasına olursa olsun gerekli tedbirleri almaya devam edecektir.” Sosyal medyaya yansıyan Bosna Hersek’te görevli personelin görüntüleri Bakanlık kaynakları, Bosna Hersek’te görev yapan bir Türk askerinin pedofili karşıtı bir grup tarafından yakalandığına dair görüntülerin sosyal medyaya düşmesiyle ilgili sorular üzerine şunları söyledi: “Sosyal medyadaki görüntüler maalesef doğrudur. Tank Uzman Çavuş Ümit Kökçıkaran’ın 28 Ekim tarihinde yurt dışı geçici görevlendirilmesi sonlandırılmış, akabinde 4 Kasım 2024 tarihinde sözleşmesi feshedilerek TSK’dan ilişiği kesilmiştir. Ayrıca adı geçen personel hakkında adli süreç başlatılmış, cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur.” TSK’da Afgan bir doktorun görev yaptığı iddiaları Bakanlık kaynakları, TSK’da Afgan kökenli bir doktorun görev yaptığı iddialarına, “TSK’nın askeri sağlık sistemi içerisinde bulunan kadrolarında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı almış sivil ya da asker hiçbir Afgan vatandaşı görev yapmamaktadır. Bahse konu haber, kasten ve halkı yanıltıcı bir ifade şekliyle Bakanlığımızı ve TSK’yı yıpratma ve karalama amacı taşımaktadır” cevabını verdi. Astana süreci toplantıları Bakanlık kaynakları, Astana süreci toplantılarına ilişkin sorular üzerine şu değerlendirmeleri yaptı: “Astana’da 11-12 Kasım 2024 tarihlerinde düzenlenen Yüksek Düzeyli Memurlar Toplantısı, garantör ülkeler İran İslam Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temsilcilerinin katılımı ile icra edilmiştir. Bu kapsamda terörizmin tüm şekil ve tezahürleriyle mücadele etme ve Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğünü zayıflatan ve sınır ötesi saldırılar ve sızmalar dâhil olmak üzere komşu ülkelerin milli güvenliğini tehdit eden ayrılıkçı gündemlere karşı durma konularında birlikte çalışmaya devam edilecek, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) katılımıyla Suriyelilerin güvenli, gönüllü ve onurlu geri dönüşü için uygun koşulların oluşturulması, siyasi sürecin canlandırılması ve tüm Suriyelilere insani yardımın engelsiz aktarılmasının sağlanması için Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin karşılıklı saygı, iyi niyet ve iyi komşuluk ilişkileri temelinde yeniden tesis edilmesine yönelik çabalar sürdürülecektir.”
Eskişehir ESOGÜ Hastanesi’nde 14 Kasım Diyabet Günü etkinliği Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde 14 Kasım Diyabet Günü dolayısıyla stant kuruldu. Diyabet hakkında hasta ve hasta yakınlarına bilgi verilen etkinliğe hastane ESOGÜ Başhekim Yardımcısı Prof. Dr. Pınar Yıldız ile İç Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyeleri Prof. Dr. Aysen Akalın, Prof. Dr. Göknur Yorulmaz ve Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Toygar Kalkan katıldı. Tüm dünyada önemi her geçen gün artan önemli ve öncelikli sağlık sorunu Etkinlikte günümüzde diyabetin, sıklığı ve sebep olduğu sorunlar nedeniyle tüm dünyada önemi her geçen gün artan önemli ve öncelikli sağlık sorunu olduğu belirtildi. Yaşam tarzındaki değişim ile birlikte gelişmiş ve gelişmekte olan toplumların tümünde özellikle tip 2 diyabet prevalansı hızla yükseldiği belirtilerek, "Geçmişte ‘insüline bağımlı olmayan diyabet’, ‘erişkin diyabet’ veya ‘tip II diyabet’ olarak da isimlendirilen tip 2 diabetes mellitus tüm diyabet olgularının yüzde 90’dan fazlasını oluşturmaktadır ve en yaygın görülen diyabet formudur. Tip 2 diyabet, obezite ve fiziksel inaktiviteye bağlı olarak genellikle daha sık görülmektedir. Hastalığın temelinde genetik olarak yatkın kişilerde yaşam tarzı ile tetiklenen ve giderek artan insülin direnci ve zamanla azalan insülin salınımı söz konusudur. Yanlış beslenme ve hareketsizlik son yıllarda gençlerde ve hatta çocuklarda da obezite ve diyabet tanı hızını arttırmaktadır. Tanısında gecikme ve hastaların takip uyumundaki sorunlardan dolayı tedavileri de yeterli olamamaktadır" denildi. 14 Kasım Dünya Diyabet Günü’nün önemi Her yıl 14 Kasım Dünya Diyabet Günü olarak çeşitli farkındalık aktiviteleriyle anılmakta ve diyabet hastalığının önemine dikkat çekilmeye çalışıldığı belirtilerek, "Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Diyabet Federasyonu tarafından 1921’de insülini keşfederek sayısız hayatı kurtaran Fredrick G. Banting’in doğum günü olan 14 Kasım Dünya Diyabet gün olarak ilan edilmiş ve 2007 yılından itibaren de resmi olarak kutlanmaktadır. Diyabetin; şeker yüksekliğinden ibaret olmadığı, çok sayıda ölümcül ve sakat bırakıcı soruna yol açabildiği vurgulanarak diyabetin azaltılması ve daha etkili tedavi ve takibine yönelik bilgilendirmeler yapılmaktadır. Tüm kronik hastalıklarda olduğu gibi diyabette de hastalar en büyük sağlık paydaşımızdır. Hastaların kendi tanı ve tedavi süreçlerinde bizlerle işbirliği yaparak hastalıklarla mücadele etmemiz sağlıkta başarılı olabilmemizin temel şartıdır" diye anlatıldı.