ASAYİŞ - 22 Mart 2025 Cumartesi 22:44

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ’terör’ soruşturmasına yönelik savcılıktaki ifade işlemi başladı

A
A
A
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ’terör’ soruşturmasına yönelik savcılıktaki ifade işlemi başladı

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ’terör’ soruşturmasına yönelik savcılıktaki ifade işlemi başladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Davulcu girdiği binanın asansörüne tuvaletini yaptı Kadıköy’de bir davulcu, bahşiş toplamak için girdiği sitede binanın asansörüne tuvaletini yaptı. O anlar asansörün güvenlik kamerasına yansıdı. Olay, Kadıköy Sahrayıcedit Mahallesi’ndeki Çamlık İntaş Sitesi K Blok’ta yaşandı. Bahşiş almak için siteye gelen davulcu, asansöre tuvaletini yaptı. O anlar asansörün güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. "Kamerayı takmamızın asıl sebebi, apartmanın asansör kabinlerine düzenli olarak birilerinin idrarını yapmasıydı" Olayla ilgili konuşan blok yöneticisi Alper Üstündağ, "Dört sene önce yönetici olarak göreve geldik. Dört sene önce geldiğimizde apartman 42 senelik olmasına rağmen kameraya izin verilip verilmemesi konusunda tartışmalar vardı. Kamerayı takmamızın asıl sebebi, apartmanın asansör kabinlerine düzenli olarak birilerinin idrarını yapmasıydı. Biz kamerayı taktıktan sonra bunun önüne geçtik ve uzun süredir böyle bir olay yaşamıyorduk" dedi. "2025 yılında bir davulcunun asansör kabinine gelip idrarını yapması kadar saçma bir şey olamaz" Yaşanan olayın çok talihsiz olduğu belirten Üstündağ, "Apartmana giren bir davulcunun asansör kabinine idrarını yapması gerçekten çok talihsiz bir durum. İnsanların ne yapmak istediklerini, konuyu nereye vardırmak istediklerini bilmiyoruz. 2025 yılında bir davulcunun asansör kabinine gelip idrarını yapması kadar saçma bir şey olamaz. Sorumlulukların en alttan başlaması gerektiğini düşünüyorum. Davul sesi duymamamıza rağmen onların gelip para toplamasına anlayış gösteriyorum. Ancak apartman sakinlerinin belki de para vermemesi nedeniyle böyle bir tepki göstermek son derece terbiyesizce ve saygısızca. Umarım insanlarımız biraz daha sorumluluk sahibi ve bilinçli olur. Böyle bir olayı asla kabul edemiyorum. Bir davulcunun apartmana girip para toplamaya çalışması, istediği parayı alamayınca da asansör kabinine idrarını yapması gerçekten çok büyük saygısızlık. Hem yazık hem de günah. Üstelik bunu iftar vaktinde yaparak görevlimize büyük bir yük bindirdi. Görevlimiz iftar saatinde onun yaptığı idrarı temizlemek zorunda kaldı. Davulcu, bu hareketiyle bir başkasının hakkına girmiş oldu. Yazık, umarım ki bir sonuç alırız" şeklinde konuştu.
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ekonomi mesajı: "Elde ettiğimiz kazanımlara halel gelmesine asla izin vermeyeceğiz" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İki yıldır uyguladığımız yeni ekonomi programımız sayesinde elde ettiğimiz kazanımlara halel gelmesine asla izin vermeyeceğiz. Proaktif ve esnek bir yaklaşımla ihtiyaç duyulan tedbirler alınacaktır. Kurumlarımız, piyasaların sağlıklı işleyişi için hem yetkiye hem de iradeye sahiptir" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı sonrası Millete Sesleniş konuşmasını gerçekleştirdi. Son toplantıdan bu yana iftar programlarıyla, yabancı kabullerle, telefon görüşmeleriyle, çeşitli etkinliklerle yoğun bir mesai programı yürüttüklerini belirten Erdoğan, "İsrail saldırıları başladığında ülkemize getirdiğimiz Gazzeli mazlumlardan sağlık çalışanlarımıza, devlet koruması altındaki evlatlarımızdan Harbiyeli gençlerimize, çiftçi kardeşlerimizden önceki dönem ve 28. dönem milletvekillerimize kadar halkımızın çok çeşitli kesimleriyle muhabbet sofrasında bir araya geldik, kucaklaştık, hasbihal edip, hasret giderdik. Bugün de Külliyemizde eğitim öğretim ordumuzun neferlerini ağlayacak, yarın ise Kredi Yurtlar Kurumu’ndaki öğrencilerimizle bir arada olacağız. Ertesi gün işçi emekçi kardeşlerimizi milletin evinde misafir edeceğiz. Yani son güne kadar dayanışma, paylaşma ve kardeşlik ayı Ramazan-ı Şerif’i manasına uygun şekilde idrak etmeye çalışacağız" dedi. Yine bu süreçte bayram öncesinde yüzlerini Türkiye’ye dönmüş mazlum ve mağdurlara el uzatmanın yanında olacaklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın dört bir yanında zulme uğrayan bölgelere yönelik yardımları hem gönüllü kuruluşlar hem de resmi kurumlar vasıtasıyla artırdıklarını bildirdi. "Ülkemiz içinde de bir taraftan belediyelerimiz ve parti teşkilatlarımız, diğer taraftan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarımız aracılığıyla ihtiyaç sahiplerinin kapısını çalıyor, halini hatırını soruyoruz" diyen Erdoğan, "Son 23 yıldır olduğu gibi bugün de garibin, yetimin, öksüzün, Allah’tan ve devletten başka kimsesi olmayanların imdadına koşuyoruz. Onlara kol kanat germeyi hamdolsun azimle sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı. Polonya Başbakanı Donald Tusk’ın Türkiye’yi ziyaretinin son derece anlamlı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tusk ile yaptığı görüşmelere ilişkin, "Kendisiyle Ukrayna-Rusya savaşındaki son durumun yanı sıra Avrupa ülkeleriyle son günlerde yoğunlaşan diyaloğumuzu da istişare ettik. Geçtiğimiz haftalarda yaşanan hararetli tartışmalar Türkiye’siz bir Avrupa güvenliğinin mümkün olmayacağını göstermiştir. Sadece güvenlik boyutuyla değil, ekonomiden diplomasiye, ticaretten sosyal hayata birçok alanda Avrupa’nın ülkemize olan ihtiyacı açıkça ikrar edilmeye başlandı. Avrupalı dostlarımız politikalarını rasyonel bir zeminde belirledikçe Türkiye ile münasebetlerin önemini de idrak ediyorlar. Bunları Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin geleceği açısından ümit verici gelişmeler olarak okuyoruz. Küresel ölçekte meydana gelen hızlı ve ani değişimler daha fazla diyaloğa ve kurumsal işbirliğine ihtiyacımız olduğunu ortaya koyuyor" değerlendirmesini yaptı. Türkiye’nin ortak çıkarlar ve karşılıklı saygı çerçevesinde Avrupa ülkeleri ve birlikle ilişkilerini ilerletmeye hazır olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Elbette bu Türkiye’nin tek başına sergileyeceği bir irade değildir. Aynı iradenin muhataplarımızda da mevcut olması esastır. Türkiye’nin yıllardır istikrarlı bir şekilde izlediği stratejik yaklaşımın Avrupalı mevkidaşlarımızın politikalarına da yön vereceğine inanıyorum. Ukrayna’daki savaşla ilgili son gelişmeleri de dikkatle takip ediyoruz. İlk günden beri Türkiye olarak burada çok doğru bir yerde konumlandık. Dünyadaki hiçbir hadiseden haberi olmayan ülkemizdeki muhalefet başta olmak üzere kimsenin dolduruşuna gelmedik. İki komşunun arasında dengeli, hakkaniyetli, her ikisine de güven veren bir tutum sergiledik. Barışın kaybedeninin olmayacağını her platformda vurguladık. Bugün de aynı çizgimizi koruyoruz" dedi. Dördüncü yılına giren bu savaşın daha fazla kan dökülmeden, daha fazla yıkım olmadan adil bir barışla sona ermesini arzu ettiklerini yineleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "ABD’nin 30 günlük ateşkes teklifine Rusya’nın kısmen de olsa olumlu yaklaşımını barışa giden yolda mütevazi fakat kıymetli bir adım olarak görüyoruz. Bölgemizin bir an önce istikrarsızlık ve çatışma anaforundan çıkması için tüm diplomatik imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız. Bu konudaki düşüncelerimizi ABD Başkanı Sayın Trump’la yaptığımız telefon görüşmesinde kendisiyle de paylaştım. Oldukça samimi geçen görüşmemizde Sayın Trump’la belirlediğimiz 100 milyar dolarlık ticaret hedefimizin önündeki tüm engellerin kaldırılması dahil, birçok önemli meseleyi ele aldık. Suriye başta olmak üzere bölgemizdeki güncel kritik gelişmeleri detaylıca değerlendirdik. Sayın Trump’ın ikinci döneminde Türk-Amerikan ilişkilerinin farklı bir ivme yakalaması pekala mümkündür. Bölgemizdeki tüm zorluklara rağmen özellikle iki müttefik ülkenin iş birliğini zehirlemeye çalışan lobilere rağmen tüm coğrafyamızın selameti için bunu başaracağımıza, başarmamız gerektiğine inanıyorum" şeklinde konuştu. Her yıl olduğu gibi bu sene de 18 Mart’ta Çanakkale Deniz Zaferi’nin yıl dönümünün gururla kutlanıldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çanakkale Zaferimizin 110. seneidevriyesinde canları pahasına Çanakkale’yi geçilmez kılan ölümsüz kahramanlarımızı bir kez daha rahmetle, şükranla, kemal-i hürmetle yad ettik. Suriye’den Gazze’ye, Halep’ten Tebriz’e, Musul’dan Kudüs’e kadar gönül coğrafyamızın dört bir yanından şehitler Çanakkale’de koyun koyuna yatmaktadır. Çanakkale ruhu işte bu dayanışmanın, işte bu kader ortaklığının vücut bulmuş halidir. Çanakkale ruhu hem millet olarak hem de kardeşlerimizle bizi birbirimize bağlayan yüksek bir şuurdur. İnşallah bu ruhu yaşatmaya, yüceltmeye devam edeceğiz. Geçen hafta ayrıca baharın müjdecisi olan bolluk ve bereketin bayramı Nevruz’u da yine büyük bir coşkuyla kutladık. 21 Mart’ta ve takip eden günlerde birkaç menfi fotoğraf dışında milletimizi üzen, tedirgin ve rencide eden nahoş olaylar yaşanmadı" dedi. Genel itibarıyla özellikle geçmiş yıllara kıyasla daha huzurlu bir Nevruz geçirildiğini kaydeden Erdoğan, şunları söyledi: "Biz de İstanbul’da partimiz tarafından düzenlenen programla milletimizin, coğrafyamızın ve Türk dünyasının Nevruz heyecanına ortak olduk. Nevruz’un milletimizin kardeşliğinin simgesi olarak, resmi bayram olarak kutlanmasını arzu ediyoruz. Yine Nevruz bayramının Türk dünyasının ortak anma ve kutlama günü olarak kabulünü önümüzdeki zirvede teklif edeceğiz. Burada şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Nevruz etkinliklerinden yansıyan bazı görüntüleri tabii ki biz de tasvip etmiyoruz. Ama buna rağmen bu yılki kutlamaların olaysız, gerilimsiz, şiddetsiz bir şekilde gerçekleştirilmesini, milletimizin birliği ve dirliği adına çok anlamlı buluyoruz." Muhalefetin pamuk şeker üzerinden hamaset yaptığını söyleyen Erdoğan, "Fakat bakıyorsunuz bir polisimizin ücretini kendi cebinden ödeyerek engelli bir vatandaşımızdan satın aldığı pamuk şekeri çocuklara vermesi, ana muhalefet aktörleri tarafından eleştiri konusu yapılıyor. Emniyet güçlerimize baltayla, havai fişekle, yanıcı asitle, molotofla, taşla, sopayla saldıran sokak teröristlerine kucak açanlar, polisimizin çocuklara pamuk şeker ikram etmesini dillerine doluyorlar. Daha düne kadar şehir şehir oy dilenen kendileri değilmiş gibi, şimdi çıkıp utanmadan pamuk şeker üzerinden hamaset yapıyorlar. Öyle bir çarpık zihin dünyasına sahipler ki polise taş atılmasıyla, molotof atılmasıyla, asit atılmasıyla, baltayla saldırılmasıyla bir sorunları yok. Esnafın dükkanının, camının, çerçevesinin indirilmesiyle bir dertleri yok. Milletin malının, mülkünün yağmalanmasıyla bir sıkıntıları yok. Tarihi camilerimizin avlusunun affedersiniz meyhaneye çevrilmesiyle de hiçbir problemleri yok. Ama Nevruz Bayramı’nda polisimizin çocuklara pamuk şeker dağıtması bunları rahatsız ediyor. Bu tutarsızlığın, bu büyük çelişkinin milletimiz tarafından, özellikle Kürt kardeşlerimiz tarafından da not edildiği kanaatindeyim. Şunun da bilinmesini isterim. Bu faşizan dil millet karşısında her zaman kaybetmiştir, bundan sonra da kaybetmeye mahkumdur" açıklamasını yaptı. "Terörsüz Türkiye hedefine yaklaştıkça, istismar malzemeleri ellerinden alınanların bu tür hezeyanlarına anlaşılan daha çok şahit olacağız" diyen Erdoğan, "Onlar ne yaparsa yapsın biz milletimizi 40 yıldır kanını ve kaynaklarını emen terör musibetinden kurtarmakta kararlıyız. Biz Türk’üyle, Kürd’üyle, Arap’ıyla, Sünnisi Alevisiyle, Çerkesi Lazıyla 85 milyonun emanetini taşıyoruz. Biz dünyanın en büyük, en güçlü, yıldızı en çok parlayan ülkelerinden birini Türkiye’yi yönetiyoruz. Bize yakışan 23 yıldır olduğu gibi kutuplaşma yerine kucaklaşmayı, kavga yerine dayanışmayı, nefret siyaseti yerine sevgi siyasetini savunmaktır.Ne pahasına olursa olsun muhabbetin, barışın, kardeşliğin evrensel dilini yüceltmekten geri durmayacağız. Nifak ve nefret saçanlara aldırmadan, bolluk ve bereketiyle baharın gelişini simgeleyen nevruzu 85 milyon olarak birbirimize yeni bir unutla sarılma vesilesi haline dönüştürmeye gelecekte de devam edeceğiz. Aziz Milletim başta olmak üzere, gönül ve kültür coğrafyamızdaki tüm kardeşlerimizin Nevruz Bayramı’nı bir kez daha tebrik ediyor, aramızdaki sevgi ve kardeşlik bağlarını güçlendirmesini yürekten temenni ediyoruz" ifadelerini kullandı. "Elbette bunların siyasi hesabı mecliste, hukuki hesabı ise yargı önünde sorulacaktır" Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in sokak çağrısına tepki gösterdi. Erdoğan, "İstanbul merkezli bir yolsuzluk operasyonunun ardından ana muhalefet partisi genel başkanının yaptığı sokak çağrısı sonrası ortaya çıkan ve kısa sürede şiddet hareketine dönüşen olayları milletçe ibretle takip ettik. Marjinal örgütlerin ve şehir eşkıyalarının saldırıları sebebiyle 5 günde 123 güvenlik görevlimiz yaralandı. Kendilerine bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Her türlü provokasyona rağmen sabırla, soğukkanlılıkla görevlerini yerine getiren güvenlik kuvvetlerimizi kutluyor, kendilerine teşekkür ediyorum. Genel başkan dahil, ana muhalefet partisi yöneticileri maalesef çok büyük bir şuursuzluk örneği sergilemiştir. Yolsuzluk, soygun, irtikap, iltimas, rüşvet iddialarına cevap vermek yerine 5 gün boyunca siyasi tarihimizin en basiretsiz, seviyesiz, ahlak ve hukuk yoksunu açıklamalarına imza atmışlardır. Vandalların saldırılarında yaralanan polislerimizin, camı çerçevesi kırılan esnafımızın, zarar verilen milyarlarca liralık kamu malının tek sorumlusu sokak çağrısı yapan ana muhalefet partisi lideri ve şürekasıdır. Elbette bunların siyasi hesabı mecliste, hukuki hesabı ise yargı önünde sorulacaktır.Son 5 gündür tanık olduklarımız bize şu gerçeği bir kez daha göstermiştir. Türkiye gibi büyük bir ülkenin basiret, vizyon ve kalite açısından çok küçük, çok iptidai, çok çapsız bir ana muhalefet partisi vardır. Bunlara bırakın devleti, bırakın yerel yönetimleri, bir belediye büfesi bile teslim edilmeyeceği tekrar ortaya çıkmıştır.Tabii burada şunu da ifade etmek durumundayım. İSKİ skandalından tam 32 yıl sonra, tek parti faşizminden 80 yıl sonra bu millete yeniden bir dejavu yaşattılar. Tek parti döneminde sandığın neye hizmet ettiğini, güya seçim denilerek yıllarca nasıl bir tiyatro oynandığını dün bizzat görmüş olduk" şeklinde konuştu. CHP’nin cumhurbaşkanı adayını belirlemek için yaptığı ön seçimle ilgili de konuşan Erdoğan, "CHP’nin demokrasi anlayışının açık oy, gizli sayım komedisinin bir adım ötesine geçemediği tekrar ispatlanmıştır. Aradan geçen 80 yıla rağmen zerre kadar değişmediklerini 85 milyona tekrar hatırlatan CHP’nin kendi çalıp kendi oynadığı oyunu tebessümle izlemeye devam edeceğiz. Parti içi iktidar mücadelelerini milletin meselesi haline getirmelerine de aracılık yapmayacağız. Daha önce de birkaç kez çağrıda bulundum. Bugün tekrarlıyorum. Provokasyonlarla vatandaşlarımızın huzurunu bozmaktan artık vazgeçin. Cesaretiniz varsa yolsuzlukların, hırsızlıkların, alınan rüşvetlerin, yapılan usulsüzlüklerin hesabını verin. Şayet yürütülen soruşturmadaki iddialara, tutuklanan kişilere her şeyiyle kefilseniz çıkıp bunu adam gibi açıkça söyleyin. Buna niyetiniz yoksa boşuna milleti germeyin.Milletin sinir uçlarıyla daha fazla oynamayın. Sadece sloganını değil, zihniyetini de aldığınız banka soyguncusu, marjinal sol örgütleri polisimizin üzerine salmayın. İşte sizler de beş gündür görüyorsunuz. Öyle yüksek sesle bağırıyorlar ki aslında yaptıkları işe, söyledikleri söze, sergiledikleri tavra, kendilerinin de inanmadığını hal diliyle ikrar ediyorlar. Doğru veya yanlış hiç fark etmez, sözüne ve eylemine inanan insanların duruşunun en küçük bir emaresi bile bunlarda mevcut değil.Biz bu riyakarlığa FETÖ başta olmak üzere ülkemizin başına musallat edilen örgütlerden yıllarca gözümüzün içine bakarak yalan söyleyen uluslararası aktörlerden aşinayız. İnanmadan oynanan her oyun gibi bunların şovu da perde kapanınca bitecektir. İşte o zaman geriye dönüp baktıklarında şayet zerre kadar saygıları kaldıysa, ülkeye ve millete yaptıkları kötülüklerden dolayı inanıyorum ki utanç duyacaklardır. Gerçi bugüne kadar böyle onurlu bir davranışlarına hiç şahit olmadık. Ama ülkenin geleceği ve selameti adına ümidinizi de yitirmek istemiyoruz" açıklamasında bulundu. Türkiye’nin kaybedecek tek bir dakikasının bile olmadığını ifade eden Erdoğan, "Bizim bu siyaset tüccarlarının kavgalarıyla, ayak oyunlarıyla, hırslarıyla, ihtiraslarıyla oyalanacak vaktimiz de yok. Ana Muhalefet Partisi kadroları eski genel başkanlarının o veciz ifadesiyle en iyi yaptıkları iş olan birbirlerini yemeye devam edebilir. Biz sadece işimize bakıyoruz, milletimize hizmete odaklanıyoruz. Biz ekonomisiyle, güvenliğiyle, savunmasıyla, demokrasiyle, adaletiyle güçlü bir Türkiye inşa etmeye odaklanıyoruz. İnşallah daha çok çalışacak, daha çok üretecek, sadece bugünün meselelerini çözmekle kalmayıp, Türkiye’yi yarının dünyasına çok güçlü biçimde hazırlayacağız. CHP’nin yolsuzluk operasyonuna verdiği hukuku hiçe sayan tepki, diğer alanlarla birlikte ekonomide de temelsiz ve suni bir dalgalanmaya sebep olmuştur. Sergilenen illüzyon kısa bir süre sonra ortadan kalktığında aslında yaşananların anlamsızlığı daha iyi anlaşılacaktır" şeklinde konuştu. Ekonomi mesajı İki yıldır uyguladıkları yeni ekonomi programı sayesinde elde edilen kazanımlara helal gelmesine asla izin vermeyeceklerinin altını çizen Erdoğan, "Bilindiği gibi bu programla birlikte tarihi seviyelerde düşük cari açık ve işsizlik oranlarına ulaştık, mali disiplini güçlendirdik ve enflasyonu kontrol altına aldık. Merkez Bankamızın rezervlerini güçlendirip, ekonomimizin şoklara karşı direncini önemli ölçüde arttırdık. Ayrıca 6 Şubat depremlerinin yaralarını süratle sarmaya başladık. Bu başarıların hepsini de büyük bir emek, sabır ve kararlılıkla elde ettik.Ekonomi programımızı uygulamayı aynı azim ve kararlılıkla sürdüreceğiz. Böyle dönemlerde ana önceliğimiz makro finansal istikrarı korumaktır. Hazine ve Maliye Bakanlığımız, Merkez Bankamız ve ilgili tüm kurumlarımız sağlam bir ekip ruhuyla, bizim de güçlü desteğimizle gece gündüz demeden tam bir koordinasyon içinde çalışıyor.Bugüne kadar gereken her adımı vakit kaybetmeden attık, atıyoruz. Bundan sonra da proaktif ve esnek bir yaklaşımla ihtiyaç duyulan tüm tedbirler alınacaktır. Kurumlarımız piyasaların sağlıklı işleyişini sağlamak için hem yetkiye hem de iradeye sahiptir. Elimizdeki araçları etkin biçimde kullanarak son piyasa dalgalanmasını da başarıyla yönettik, etkilerini sınırlı ve geçici hale getirdik. Önümüzdeki dönemde de ekonomi programımıza hız kesmeden, taviz vermeden kaldığımız yerden devam edeceğiz. Şahsi menfaatleri için gözlerini kırpmadan ülkeyi ateşe atmak isteyenlerin hırslarına teslim olmayacağız.Şunu altını çizerek tekrar ifade etmek isterim. Türkiye bugünlere sınana sınana gelmiştir. Son 23 yılda nice badireyi atlattık, nice saldırıyı püskürttük, nice ihaneti göğüsledik, nice manipülasyonu önledik, nice pusudan yara almadan çıktık.Aziz milletimizin hakkını, hukukunu, onurunu koruma konusunda en küçük bir geri adım atmadık. Milletimiz de çıkardıkları her kaosu ekonomimizi baltalayarak taçlandırmaya çalışanların oyunları bir kez daha bozulmuştur. İçeride ve dışarıda herkes artık Türkiye’nin eskisi gibi 3-5 çığırtkanın bağırmasıyla, 3-5 vandalın ortalığı karıştırmasıyla sarsılan, rotasından sapan, hedeflerinden kopan bir ülke olmadığını bir kez daha görmüştür.Milletimizin bize güvenmeye devam etmesini bekliyorum. Unutmayınız, bütün bunlar Türkiye yüzyılı vizyonuyla geleceğine yeni bir ışık tutan, terörsüz Türkiye hedefiyle 40 yıllık meselesini geride bırakmaya hazırlanan, güçlü altyapısıyla dünyanın üretim güçlerinden biri haline gelen sağlam güvenlik paradigmasıyla, bölgesinin umudu haline dönüşen velhasıl her alanda küresel iddia ve itibar sahibi Türkiye gerçeğinin sonucu ve ifadesidir" diye konuştu. Artık 23. yılına girdikelri iktidarlarının her gününü eserle, hizmetle, yatırımla, mücadeleyle dolu dolu geçirdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye’yi demokrasi ve altyapısıyla Cumhuriyetimizin yeni asrına hazırlama şerefi bize nasip oldu. Dikkat ederseniz bugün de ülkemizde milletimizin gerçek gündemini, milletimizin hakiki sorunlarını, insanımızın samimi beklentilerini kendine dert edinen, çözümü için program geliştiren tek kadro biziz. Milletimizin bunca yıldır bize verdiği destek kara kaşımıza, kara gözümüze değil, ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetleredir. Her alanda Türkiye’nin meselelerinin çözümü için tefekkür eden, çözüm yolları arayan, projeler geliştiren, icraat yapan yegane iktidar ve ittifak olarak milletimizin emrinde olmayı hep sürdüreceğiz" dedi.