SPOR - 02 Nisan 2024 Salı 00:45

Hasan Arat: "Yönetimler, denetlenebilir hale geldiğinde Türk futbolu kurtulabilir"

A
A
A

Beşiktaş Başkanı Hasan Arat, medya mensupları ile buluştuğu iftar yemeği programında yaptığı açıklamada, “Yönetimler, denetlenebilir hale geldiğinde Türk futbolu kurtulabilir” dedi. Başkan Arat, A Milli Takım’a çağırılan fakat sonrasında Ümit Milli Takım’a gönderilen genç oyuncu Semih Kılıçsoy hakkında ise, “Semih meselesi Beşiktaş'ın kırmızı çizgisidir" dedi.

Beşiktaş Asbaşkanı Mete Vardar’ın organize ettiği, Beşiktaş Başkanı Hasan Arat, yönetim kurulu üyeleri ve medya mensuplarının katıldığı iftar programı düzenlendi. Toplantıda Başkan Hasan Arat, iftar yemeğinin yenmesinin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Türk futbolunun sıkıntılı bir süreçten geçtiğini belirten Arat, "Türkiye Futbol Federasyonunun her zaman çok adaylı bir seçime gitmesi gerektiği görüşündeyiz. Kurulların da seçimle gelmesi gerektiğini düşünüyoruz. Kurullar seçimle geldiği takdirde daha farklı davranacaklardır. Kurullar bağımsız olmadığı müddetçe Türk sporu bu sıkıntıları yaşamaya devam eder. Kavgacı bir tutum içinde değiliz. Yol gösteriyoruz. Görev geldiğimizden bu yana 4 ay boyunca Türk spor tarihindeki en enteresan olayları yaşadık. Hakem tokatlandı, takım sahadan çekildi, taraftarlar sahaya indi, VAR kayıtları dramatik bir şekilde açıklandı. Bunlara tepkisiz kalamazsınız. Beşiktaş, kendi asil duruşu çerçevesinde hakkını aramaya ve doğruları söylemeye devam edecek. Kapalı kapılar ardında konuşmayacağız. Türk futbolunda inanılmaz olaylar yaşanıyor. Çok dikkat etmek lazım. Kulüp yöneticilerinin sadece bir galibiyet uğruna birbirlerini kırmaktan vazgeçmesi lazım. Sahada adaleti gösteremiyorsanız ve bunun bariz sonuçları kamerayla sızan VAR görüntüleriyle ve tartışmalarıyla ortaya çıkıyorsa çok vahim bir durum vardır" diye konuştu.

“TFF tüzüğünün ve spor yasasının gözden geçirilmesi lazım”

Türkiye’de futbolu yöneten kurumların denetlenebilir ve hesap verebilir noktaya gelmesi gerektiğinin altını çizen Hasan Arat, "Beşiktaş, hakemlerin emekli olduktan sonra özür dileyecekleri bir kulüp değildir. Teknolojiyi bile kendi yöntemlerimizle halletmeye çalıştık. Bu dramatik şeyleri düzeltmeleri lazım. Türkiye’nin son 2 ayda dünyadaki görüntüsü endişe vericidir. Bu görüntüler Türkiye’yi rencide etmektedir. Bu işi yönetenler sorumlu davranmalıdır. Yönetimler, denetlenebilir ve hesap verebilir noktaya geldiğinde Türk futbolu kurtulabilir. Bu yıl, son 20 senede yaşananların toplamında daha fazla olay yaşadık. Çok dramatik. Bu sezon kim şampiyon olursa olsun sıkıntılı olacak. TFF tüzüğünün ve spor yasasının gözden geçirilmesi lazım" şeklinde konuştu.

Hasan Arat:

"Türk evladı olarak herkesin Semih’e sahip çıkması lazım"

Başkan Arat, Beşiktaş’ın 18 yaşındaki futbolcusu Semih Kılıçsoy’un A Milli Takım’a davet edilmesine rağmen Ümit Milli Takım’a gönderilmesini eleştirerek, "Semih meselesi Beşiktaş’ın kırmızı çizgisidir. Türk evladı olarak herkesin ona sahip çıkması lazım. Sürekli böyle oyuncu çıkaran bir ülke değiliz. Israrımız sadece oyuncu takıma girsin şeklinde değil. Yetişen bir Türk evladının haklarının korunmasıdır. 17 yaşında İspanya ve Brezilya’da çocuklar gol atıyor, maç sonuçlarını değiştiriyor. Baştan 2 maçta Ümit Milli Takım’da oynayacaksın dersen problem yok. Feyyaz Uçar ’Bu çocuk 10 yaşından beri gol atıyor’ dedi. Hakkımızı aramak, bağırmak demek değildir. Gelir gelmez Semih’in 2028’e kadar kontratını uzattık. Altyapıdaki Beşiktaş değerini daha fazla hissetmeye başlayacaksınız. Semih’i Türkiye olarak korumak zorundayız” ifadelerini kullandı.

"Hedefimizi lig üçüncülüğü ve kupa üzerine kurduk"

Göreve geldikten sonraki ilk 2 ayın çok zor geçtiğini kaydeden Hasan Arat, "İlk 2-3 ayımız çok sıkıntılı geçti. Çok üzüldük. Bunu kamuoyuyla çok paylaşamadık. Çok şükür, etkili bir yönetim kurulumuz var. Çalışmaları beni bile mahcup ediyor. Öğrenmeye de başladık. Eksiklerimizi biliyoruz ve tamamlamaya çalışıyoruz. Bundan sonra en kritik safha kupaya ulaşmak ve doğru transferi yapmak. Gelecek sezon UEFA’da büyük bir değişim olacak. Transfer komitemiz kuruldu. Samet Aybaba ile çalışıyorlar. İyi bir şeyler yapacağız. Moralimiz daha iyi. Hedefimizi yakalamalıyız. Çok zor bir 2 ay geçirdik. Çok iyi olmak zorundayız. Hedefimizi lig üçüncülüğü ve kupa üzerine kurduk. Bu hedeflere ulaşmak önceliğimiz" dedi.

Hasan Arat:

"Kulüpler Birliği’nin tüzük olarak hiçbir yaptırım gücü yok"

Beşiktaş Başkanı Hasan Arat, Kulüpler Birliği Vakfı’nın şu an hiçbir yaptırım gücü olmadığını söyleyerek, "Kulüpler Birliği Vakfı, 2000 yılında Anadolu kulüpleri öncülüğünde kuruldu. Tüzük olarak hiçbir yaptırım gücü yok. Kendisini tüzük olarak tamamen yenilemesi gerek. Türk futbolunda böyle yön değişimine neden olamaz. Hukuki anlamda Kulüpler Birliği Vakfının etkin olması gerekir. Mutlak bir tüzük değişikliğine ihtiyaç vardır. Belki anonim şirket olmaya doğru gitmelidir. Türkiye bu açıdan komple bir kabuk değişimine gitmelidir. Başka çaresi yok” diye konuştu. Türk futbolunun son 2 aydaki görüntüsünün endişe verici olduğunu dile getiren Hasan Arat, “Beşiktaş, hakemlerin emekli olduktan sonra özür dileyecekleri bir kulüp değildir. Teknolojiyi bile kendi yöntemlerimizle halletmeye çalıştık. Bu dramatik şeyleri düzeltmeleri lazım. Türkiye’nin son 2 ayda dünyadaki görüntüsü endişe vericidir. Bu görüntüler Türkiye’yi rencide etmektedir. Bu işi yönetenler sorumlu davranmalıdır” açıklamalarında bulundu.

“Beşiktaş’ın ilkelerinden taviz vermeyeceğiz”

Türkiye’de VAR kayıtlarının sızmasıyla birlikte yeni bir dönemin başladığının altını çizen Başkan Arat, “VAR yönetimi ile ilgili saklanacak bir şey yok. Türkiye, bu değişimi yapmak zorunda. Eğer yapmazsa finansal ve sosyolojik olarak devam edemez. Medyanın da şeffaf olması lazım. Beşiktaş’ın hakları yıllardır yenmiştir. Cevabımızı çok iyi vermeliyiz. Hala teknolojiye inanıyorum. Hakemlerin VAR’a gittiği anda ekranda görüneceği inancındayım. Yayıncı kuruluşun da anında o görüntüleri vermesi lazım. Hakkımız olmayan hiçbir şeyi istemeyeceğiz. Beşiktaş halkın takımıdır. İlkelerimizden taviz vermeyeceğiz. Beşiktaş’ı üzmemeleri için mücadelemizi sonuna kadar vereceğiz. İyi işler yapacağımıza inanıyorum. Sportif olarak başarıyı sağlamak zorundayız çünkü tüm bilançonun sonu sportif başarıya dayanıyor. İnşallah mahcup olmayız” diyerek sözlerini tamamladı.

Hasan Arat:

Toplantıda konuşan Beşiktaş İkinci Başkanı Hüseyin Yücel ise gelecek sezon kadro yapılanması için çalışmalarının devam ettiğini vurgulayarak, “Stoper ve sağ bek için önemli haberlerimizi duyacaksınız. Bitmek üzere olan iki transfer var" dedi.

Yunus Kılıç - Uygar Aydın - Enes Gümüş - Samet Yalçın

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul TBMM Başkanı Kurtulmuş: "Türkiye adından çokça söz ettiren, kendisine ihtiyaç duyulan, en önemli ülkelerden birisi olacaktır" TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş katıldığı bir programda küresel meseleler, yeni Suriye yönetimi ve Gazze’de yaşanan İsrail zulmü hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Kurtulmuş, "Türkiye önlenemez bir yükselişin başlangıcındadır ve ümit ediyorum ki bu çok kutuplu dünya sistemi içerisinde adından çokça söz ettiren, kendisine birçok yerde ihtiyaç duyulan en önemli ülkelerden birisi olacaktır.” dedi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İstanbul’da düzenlenen bir programda konuştu. Kurtulmuş konuşmasında dünyada yaşanan küresel sorunlara değinirken yeni Suriye yönetiminden ülkemizin beklentileri ve Gazze’de yaşanan İsrail zulmüne dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Sözlerine küresel sorunlara değinerek başlayan Kurtulmuş, “Evet dünyanın her dönemde önemli küresel sorunlarla karşı karşıya kalındığı olmuştur ama bu seferki biraz daha önceki krizlerden ayrı görünüyor. Artık yaşamakta olduğumuz krizlerin herhangi bir ülkeyle herhangi bir bölgeyle kısıtlı kalması söz konusu değildir. İnsanlığın bugün karşı karşıya kaldığı kaosların hemen hemen tamamı küreseldir ve bütün insanlığı yakinen etkilemektedir. İnsanlığın ortak sorunları, ortak krizleridir. Bu sorunların çözülebilmeleri için küresel bir vizyona sahip olmanın şart olduğu kanaatindeyim. Herhalde bugün dünyadaki en önemli krizlerin başında gelen çok farklı nedenlerle ortaya çıkan küresel göç hareketleridir. Artık yüz milyonlarla ifade edebildiğimiz büyük bir insani trajediye dönüşen küresel göç hareketleri sadece göç eden ülkeleri ya da göç yolu üzerindeki transit ülkeleri değil dünyanın hemen hemen tamamını etkilemektedir. Tabi bizim gibi bu anlamda göç hareketlerine karşı mütehammil olan milletlerin gösterdiği reaksiyonlar başka özellikle Avrupa ülkeleri gibi birkaç bin tane göçmen geldiği zaman ayakları titreyen ülkelerin gösterdiği reaksiyonlar ise başkadır.” dedi. Suriye’de 13 yıldır devam eden çatışmanın son bulduğunu söyleyen 61 yıllık rejimin yıkıldığını ifade eden Kurtulmuş, “Ayrıca bir başka önemli mesele; savaşlar, çatışmalar, gerilimler ve özellikle iç savaşlardır. 61 yıllık Baas rejiminden yeni kurtulmuş olan Suriye’nin özellikle son 13 yıllık süreç içerisinde yaşadığı derin trajedidir. Bu sadece bir iç çatışma olmanın ötesinde hemen hemen birçok devletin işin içerisine müdahil olduğu birçok terör örgütü vasıtasıyla devletler arasında güç mücadelesinin hüküm sürdüğü 13 yılı geride bıraktık. Özellikle Gazze’deki gelişmeler insani değerlerin, insan haklarına, onuruna dayalı, insani öğretinin iflas ettiğini ortaya koymuştur. Ağızlarını her açtıklarında herkese insan hakları dersi verenlerin, herkese insan hakları konusunda vaaz edenlerin, konu Filistinli insanlar, Orta Doğulu insanlar olduğu zaman ya da Afrika’nın mazlum insanları olduğu zaman nasıl bu öğretinin birkaç asır gerisine gittiklerini hep beraber gördük. Bugün çok açık söyleyebiliriz ki insan hakları konusunda batı dünyası 1789’ların çok gerisine gitmiştir ve maalesef küresel anlamda bu fikirdeki öncelikleri dolayısıyla da artık söyledikleri hiçbir sözün kıymetiharbiyesi kalamamıştır.” şeklinde konuştu. Dünyadaki sistemin tek kutupludan çok kutupluya geçtiğini dile getiren Kurtulmuş, “Küresel gelir eşitsizliği başlı başına, hiçbir felaket olmasa bile; depremler, seller, yangınlar vs. savaşlar yaşanmasa bile küresel gelir eşitsizliği dünyanın tek başına yetecek en büyük felaketidir. Genel olarak yüksek teknolojilerin, özellikle de bilgisayar teknolojilerindeki gelişmeler ve özellikle yeni medya teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte kapitalizm yeni bir boyuta erişmiştir. Amerikan seçimlerinde bu kartellerin nasıl ortaya çıktığını bu tekerlerin nasıl Amerikan siyasetine etki ettiğini de hepimiz gayet iyi bir şekilde biliyoruz. 2022 yılında ABD’nin apar topar Afganistan’dan çekilmesi tek kutuplu Amerikan döneminin sona erdiğinin ilanı olmuştur. Orada uçakların tekerlerine tutunmuş, uçmak isteyen insanların dramı, Afgan halkının dramı değil tek kutuplu sistemin çöküşünün ilanıydı. Ama bu yeni dönemin şimdiden gördüğümüz en önemli hususiyetlerden birisi çok kutupluluktur. Bu yeni çok kutuplu çok merkezli dünya sistemi içerisinde yıldızı parlayan ülkelerden birisi de Allah’ın izniyle Türkiye olacaktır. Türkiye bu çerçevede önlenemez bir yükselişin başlangıcındadır ve ümit ediyorum ki bu çok kutuplu dünya sistemi içerisinde adından çokça söz ettiren, kendisine birçok yerde ihtiyaç duyulan en önemli ülkelerden birisi olacaktır.” dedi. İsrail ve Siyonist rejime yakın dönemde iki kere dokunulduğunu söyleyen Kurtulmuş, “İsrail ve Siyonist rejim dokunulamaz bir devlet dokunulamaz bir rejimdi ama Netanyahu ve çetesine yakın dönemde iki kere dokunuldu. Bunlardan birisi Uluslararası Adalet Divanı’nda verilen karardır, bir diğeri ise Uluslararası Ceza Mahkamesi’nin verdiği karardır. Sizi temin ederek söylerim ki Netanyahu ve çetesinin getirdiği Siyaonist rejimin bu hali iyi halleridir, iyi günleridir. Önümüzdeki dönem dünya sisteminin değişmesi bakımından tarihi öneme sahip olan İsrail’e daha çok dokunulacaktır. Birçok Uluslararası alanda hesap verecekler ve bu yaptıkları yanlarına kar kalmayacaktır. Bunun için temel ilke yeni kurulacak dünya sisteminde insanların yaradılışta eşitliği, devletlerin egemenlikte eşitliği prensibi olmak zorundadır.” ifadelerini kullandı. Türkiye demokrasisinin bedeli en ağır ödenmiş demokrasi olduğuna değinen Kurtulmuş, “1950’den bu yana alırsanız şu 75 yıllık çok partili siyasi hayatımızda 5 kere darbe görmüş, çok kere darbe teşebbüsüyle karşılaşmış, en sonuncusu da 15 Temmuz’da direkten dönmüş olan bir demokrasi olarak Türkiye demokrasisi bedeli en ağır ödenmiş demokrasiye sahiptir. Bu millet bunun farkındadır. Bizim ayrıcalığımız ve diğer bütün siyasi hareketlerden ayrıldığımız nokta demokrasi tecrübesiyle milletimizin medeniyet, kültür ve inanç değerlerini bütünleştirebilmiş bir örneği ortaya koymamız ve başarılı olmamızdır.” dedi. Suriye’de yeni kurulan yönetimden ülkemizin beklentilerini açıklayan Kurtulmuş, “61 yıl süren, bu kadar ağır bir otokratik rejimin sonunda kısa bir süre içerisinde yeni bir yönetim kuruldu. Ümidimiz, temennimiz ve yeni yönetimden beklentimiz ise kapsayıcı olmaları demokrat olmaları ve toplumun bütün farklı kesimlerinin yeni yönetimde temsil edilebileceği bir Suriye inşa etmeleridir. Bu çerçevede Türkiye olarak üzerimize düşen bir komşuluk, kardeşlik vazifesi olarak Suriye’nin yeni yönetimine ve Suriye halkına demokratik rehberlik yapabilmektir. Ayrıca Suriye’nin yeni yönetiminden bir diğer beklentimiz terör örgütlerinden bütünüyle Suriye dışına çıkarılmasının temin edilmesi ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanmasıdır.” şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "Dünya beşten büyüktür" sözlerini hatırlatan Kurtulmuş, “Sayın Cumhurbaşkanımızın, ’Dünya beşten büyüktür.’ sözünü ilk söylediği zamanı hatırlıyorum. Bütün dünya ne diyorlar bunlar, diye bakıyordu. Biz de birçok uluslararası toplantıda söyledik. Bir tereddütle, ne olduğunu bile algılamakta zorlanıyorlardı. Şimdi dünyanın sisteminin sahibi olduğunu zanneden ülkelerde bile örnek olarak söylüyorum, yeni BM kurulması, yeni bir küresel siyasi mimarinin inşa edilmesi ya da yeni küresel bir finansal mimarinin inşa edilmesi için nice fikirler ortaya konuluyor. Bunlar siyasetçiler tarafından ortaya konulduğu gibi bilim insanları tarafından da ortaya konuluyor. Şu anda dünyanın bu sistemsizliğinden istifade edenler sistemsizliğin kendilerine sağladığı imkanlardan istifade edenler bütün otokratik bilgilerini de kullanarak ellerindeki imkanlarla dünyayı sömürmeyi kendileri için kısa dönemde bir faydacılık olarak görüyorlar. İnanın ki önümüzdeki dönemde sistem teklif edenler yeni bir sistemin kurulması için mücadele edenlerle sistemsizliğin devamını savunanlar ve bundan istifade edenler arasında da büyük bir mücadele olacak.” dedi. Kurtulmuş’a konuşması sonrasında bir tablo takdim edildi.