EKONOMİ - 31 Ekim 2024 Perşembe 09:26

Garanti BBVA’nın TL kredi büyüklüğü 1 trilyon TL’yi aştı

A
A
A
Garanti BBVA’nın TL kredi büyüklüğü 1 trilyon TL’yi aştı

Türkiye Garanti Bankası A.Ş., 30 Eylül 2024 tarihli finansal tablolarını açıkladı. Banka’nın konsolide finansal tablolarına göre, yılın ilk 9 ayında, net kârı 66 milyar 950 milyon 363 bin TL oldu.



Türkiye Garanti Bankası A.Ş., 30 Eylül 2024 tarihli finansal tablolarını açıkladı. Banka’nın konsolide finansal tablolarına göre, yılın ilk 9 ayında, net kârı 66 milyar 950 milyon 363 bin TL oldu. Aktif büyüklüğü 2 trilyon 877 milyar 835 milyon 339 bin TL seviyesinde gerçekleşirken, ekonomiye nakdi ve gayri nakdi krediler aracılığıyla sağladığı destek ise 2 trilyon 170 milyar 612 milyon 162 bin TL oldu. Fonlama bazını dinamik bir şekilde yöneten Garanti BBVA’nın fonlama kaynakları içindeki en büyük ağırlığı yüzde 70 ile müşteri mevduatları oluşturmaya devam etti. Müşteri mevduat tabanı yılın ilk 9 ayında yüzde 25,9 büyüme ile 2 trilyon 016 milyar 989 milyon 892 bin TL oldu. Güçlü sermaye odağını koruyan Bankanın sermaye yeterlilik oranı yüzde 15,8, özkaynak kârlılığı yüzde 32,9, aktif kârlılığı ise yüzde 3,5 seviyelerinde gerçekleşti.



Konuyla ilgili bilgi veren Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, “2024 yılının üçüncü çeyreği, enflasyonla mücadelenin ön planda olduğu ve bu doğrultuda sıkı para politikası duruşunun kararlılıkla sürdürüldüğü bir dönem olarak şekillendi. Makro ihtiyati tedbirlerle pekiştirilen para politikası, fonlama maliyetleri üzerindeki baskının devam etmesine yol açtı. Bu durum, Türk lirası kredi-mevduat marjları üzerindeki baskının daha da yoğunlaşmasına neden oldu. Ancak, müşteriyi önceliklendiren büyüme yaklaşımımız, ekonomik koşulların sıkılaştığı dönemlerde dahi bizi farklı kılmayı sürdürüyor. Bu yaklaşımımız müşterilerimizle kurduğumuz uzun vadeli ilişkiler ve onların öncelikli banka tercihi olmamız sayesinde, bu çeyrekte de özel bankalar arasında Türk lirası kredilerde ve Türk lirası müşteri mevduatlarında liderliğimizi korumayı başardık. Konut kredisi, ihtiyaç kredisi, taşıt kredisi ve kredi kartlarında aldığımız güçlü pazar payı ile TL kredi büyüklüğümüzü 1 trilyon TL’nin üzerine çıkardık’’ dedi.



Akten, dijitalleşme yolculuğunun önemine dikkat çekerek sözlerine devam etti: “Bugün geldiğimiz noktada, artan çevikliğimiz ve verimliliğimiz, sadece bankamızı değil, müşterilerimizin yaşamlarını da olumlu yönde dönüştürüyor. Kredi süreçlerimizde tamamen dijitalleştirmeye odaklandık; bu, bireylerin ve şirketlerin ihtiyaçlarına hızla çözüm sunmamızı sağlıyor. Geçtiğimiz yıl tüzel ve şahıs firmaları için sunduğumuz dijital taşıt kredisi hizmetini bu çeyrek itibarıyla bireysel müşterilerimizin de kullanımına sunduk. 25 yıldır teknolojiye yaptığımız 5 milyar dolarlık yatırım sayesinde, bugün 16,3 milyon dijital müşterimiz var. Bu rakamlar sadece birer sayı değil; her bir müşteri, bankamızın sunduğu teknolojik çözümlerle hayatlarını kolaylaştıran somut sonuçlar elde ediyor. Ödeme sistemleri alanında geliştirdiğimiz yenilikçi çözümler de bu dönüşümde önemli bir yer tutuyor. Türkiye’nin öncü mobil cüzdan uygulamalarından biri olan BonusFlaş, bugün 5,5 milyonun üzerinde kullanıcıya ulaştı ve artık farklı banka kartlarıyla da QR ile ödeme olanağı sunarak kullanıcı deneyimini yeni bir seviyeye taşıyor.’’



Garanti BBVA’nın finansal hizmetlerinin yanı sıra iklim kriziyle mücadele ve kapsayıcı büyüme odağında sürdürülebilir bir gelecek inşa etme çabalarına da büyük önem verdiklerini vurgulayan Akten, “18 yıldan uzun süredir çevre, enerji verimliliği, sosyal eşitsizlikler, toplumsal cinsiyet eşitliği, nitelikli eğitime erişim, döngüsel ekonomi ve kadın girişimcilerin desteklenmesi gibi konularda çalışmalarımız bulunuyor. Avantajlı finansman mekanizmalarımız ve danışmanlık hizmetlerimizle müşterilerimizin de bu dönüşümün parçası olmasını teşvik ediyoruz. Özellikle enerji verimliliği yatırımları, yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş, sürdürülebilir üretim modelleri, yakıt dönüşümü ve döngüsel ekonomi gibi kritik dönüşüm alanlarına yönelik finansman ve danışmanlık çözümlerimizle, müşterilerimizin dönüşümlerinin hızlanması için çalışıyoruz” diye konuştu.



Sözlerine son verirken başarılarının ardındaki en önemli unsurlara dikkat çeken Akten, “Müşterilerimizin ve paydaşlarımızın bize duyduğu güven, açıkladığımız güçlü finansal sonuçlarda ve Türkiye’nin en yüksek piyasa değerine sahip şirketi olmamızda açıkça görülüyor. Önümüzdeki dönemde de aynı disiplin ve kararlılıkla çalışarak müşterilerimize ve paydaşlarımıza değer katmayı sürdürürken, Garanti BBVA’yı daha da ileriye taşıyacağız. Bu başarıda emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma ve bize güvenen tüm paydaşlarımıza teşekkür ederim” şeklinde konuştu.



Hesap dönemine ait faaliyet sonuçlarına ilişkin özet finansal bilgiler şöyle açıklandı:


Ortalama aktif kârlılığı yüzde 3.5 oldu.


Ortalama özkaynak kârlılığı yüzde 32.9 seviyesinde gerçekleşti.


Ekonomiye nakdi ve gayri nakdi krediler aracılığıyla sağladığı destek ise 2 trilyon 170 milyar 612 milyon 162 bin TL oldu.


Toplam canlı krediler, TL krediler ve YP krediler pazar payları sırasıyla yüzde 10.9, yüzde 12.1 ve yüzde 8.8 seviyesinde gerçekleşti.


Yılbaşından bu yana toplam müşteri mevduatları yüzde 25.9 büyüdü ve pazar payı yüzde 10.4 seviyesine geldi.


Vadesiz müşteri mevduatların, toplam müşteri mevduatları içindeki payı yüzde 40 olarak gerçekleşti.


Sermaye yeterlilik oranı yüzde 12.1 olan yasal limitlerin üzerinde yüzde 15.8 seviyesinde gerçekleşti.


Donuk alacak oranı yüzde 2.1 seviyesinde gerçekleşti.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İsrail Konsolosluğu önünde hareketli dakikalar: Pompalı tüfekle havaya ateş ederek eylem yaptı Beşiktaş’ta bulunan İsrail Konsolosluğu önünde kimliği belirlenemeyen bir kişi, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek için pompalı tüfekle havaya ateş açtı. Uzun süre direnen eylemci, özel harekat polislerinin uyarı ateşi sonrası teslim oldu. Gözaltına alınan eylemci, Beşiktaş Güvenlik Büro Amirliği’ne götürüldü. Olay, saat 00.20 sıralarında Beşiktaş Levent Mahallesi Talatpaşa Caddesi İsrail Konsolosluğu’nun bulunduğu binanın önünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek isteyen ismi belirlenemeyen bir kişi, konsolosluk binasının önünde pompalı tüfekle havaya 5-6 el ateş açarak silahlı eylem yaptı. İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Polis ekipleri çevrede geniş güvenlik önlemi aldı. Direnen şahsa özel harekat polisi operasyon düzenledi Polis ekiplerine uzun süre direnen şahıs, teslim olmayınca özel harekat polisleri, eylemciyi yakalamak için operasyon düzenledi. Özel harekat polisinin havaya ateş etmesiyle şahıs, silahını bırakarak polislere teslim oldu. Polislere teslim olan eylemci gözaltına alınarak Beşiktaş Güvenlik Büro Amirliği’ne götürüldü. Olay yeri inceleme ekipleri, olay sonrası çevrede incelemelerde bulundu. Yaşanan olayda ölü ve yaralının olmadığı öğrenildi.
İzmir İzmir’de ilaçlama yapılan binada 1 bebek hayatını kaybetti İzmir’in Konak ilçesinde haşere ilaçlaması yapılan binada yaşayan 1 yaşındaki bebek hayatını kaybetti. Meydana gelen acı olayda bebeğin anne ve babası ile birlikte bir apartman sakini de hastaneye kaldırılırken, ilaçlama firması çalışanı 3 kişi gözaltına alındı; olayın yaşandığı apartman ve yandaki 2 apartman da tahliye edildi. 12 Kasım Salı günü ilçeye bağlı Kahramanlar Mahallesi 1413 Sokak’ta bulunan bir apartmanda ilaçlama çalışması yapıldı. Binanın ilaçlanmasının ardından bazı apartman sakinleri dün öğle saatlerinde rahatsızlanarak durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. Sağlık ekipleri tarafından yapılan araştırmada apartman sakinlerinden 1 yaşındaki erkek bebek T.A.K.’nin zehirlenerek hayatını kaybettiği tespit edildi. Bebeğin annesi R.K., babası R.K. ve apartman sakinlerinden G.U. da sağlık ekipleri tarafından hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. İlaçlamadan etkilenen apartman sakini G.U.’nun tedavisine Alsancak Devlet Hastanesinde devam edildiği, vefat eden bebeğin babası R.K. ve annesi R.K.’nin de tedavilerinin ardından taburcu olduğu öğrenildi. Çevre binalar tahliye edildi İzmir Valiliği tarafından olayla ilgili yapılan açıklamada, söz konusu apartman ile yandaki 2 apartman tahliye edilerek, tahliye edilen vatandaşlara valilik tarafından geçici barınma imkanı sunulduğu, ayrıca AFAD Kimyasal Biyolojik Radyolojik Nükleer (KBRN) ekiplerince ilaçlama yapılan bölgede havalandırma çalışmalarına başlandığı bildirildi. Olayın yaşandığı apartmanı ilaçlayan firmanın 3 personelinin gözaltına alındığı öğrenilirken olayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.
Ankara Bakan Tekin: “(Mülakat puanları) Türkiye genelinde 60 bin kişide toplam bin 100 kişinin yeri değişmiş” Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, öğretmen adaylarına yönelik yapılan mülakat sonrasında bazı komisyonların yüksek, bazı komisyonların düşük not verdiğine yönelik eleştirilere ilişkin “Türkiye genelinde 60 bin kişide toplam bin 100 kişinin yeri değişmiş” dedi. AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplanan TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda Milli Eğitim Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin yanı sıra Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK), Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanlığı, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı (ÖSYM) ve üniversitelerin 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifleri ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifleri, 2023 Yılı Sayıştay Raporu görüşüldü. Bütçe görüşmelerinin ardından Bakan Tekin, komisyonda yer alan milletvekilleri tarafından kendisine yöneltilen soruları cevapladı. Bütçe görüşmeleri sırasında muhalefet milletvekillerinin şahsına yönelik kullandıkları ‘kepazelik, ikiyüzlülük, sefalet, otoriter rejim, talimatla hareket eden Bakan’ gibi ifadeleri tek tek not aldığını ifade eden Tekin, “Bizler de burada bu tür ifadelerden etkileniyoruz ve doğal olarak tepki koymuş olabiliriz. O yüzden biz de orantısız cevap verdiğimiz arkadaşlar varsa ben de onlardan özür diliyorum ama bu ifadeler normal ifadeler değil” ifadelerini kullandı. “İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı mülakatları önce CHP’liler değerlendirsin” Tekin, yine bütçe görüşmeleri sırasında mülakatla ilgili eleştiriler geldiğini kaydederek, “Kabul ediyorum, ‘Mülakatla ilgili ben öğretmenliği çok önemsiyorum ve vatandaşlarımızın çocuklarını emanet edecekleri öğretmenleri mülakatla almak istiyorum’ dedim. Kamuoyuna da şu açıklamayı yaptım; bu mülakat komisyonlarında alacağımız tedbirleri sıralıyorum. Kamera kaydından tutanağa kadar bir sürü başlıkta tedbir aldık. CHP’liler itiraz ediyorlar, bir taraftan mülakata karşıyız diyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı mülakatları önce siz bir değerlendirin. Eğer, ‘İtfaiye memurluğu, öğretmenlikten daha önemlidir’ diyorsanız, bir şey demeyeceğim. Benim öğretmenlik mülakatı ile ilgili yaptığım budur” ifadelerini kullandı. CHP’lilerin mülakat konusunda geçmişlerinden dolayı endişeli olduklarını söyleyen Tekin, “Ben 1994 yılı Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunuyum. Mezun olur olmaz girdiğim ilk iş sınavı, Adalet Bakanlığı’nın açtığı Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı yazılısıydı. İstanbul’da bir kongrede CHP’nin Adalet Bakanı ‘Bu kadroyu örgütüme vermeyip de milliyetçileri mi verseydim? Yaptığım suçsa suç işlemeye devam edeceğiz’ dedi” şeklinde konuştu. “Türkiye genelinde 60 bin kişide toplam bin 100 kişinin yeri değişmiş” Tekin, öğretmen adaylarına yönelik yapılan mülakat sonrasında bazı komisyonların yüksek, bazı komisyonların düşük not verdiğine yönelik eleştirilere de değinerek, şu cevabı verdi: “Benim elimde bütün komisyonların raporları var. Benim elimdeki rakamlar, 3-5 arkadaşın bir araya getirdiği toplam rakam içerisinde istatistiksel anlamı olmayan veya doğru analiz sağlayacak rakamlar değiller. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği ile ilgili konuşuldu. Mesela bir komisyonda 193 kişi mülakata girmiş, 3 kişinin yeri değişmiş. Bir başka ilimizde 682 kişi girmiş, 11 kişinin yeri değişmiş. Türkiye genelinde 60 bin kişide toplam bin 100 kişinin yeri değişmiş.” Bakan Tekin, muhalefet vekillerinden 5 bin kişinin yerinin değişti iddiasının dile getirilmesi üzerine “Yanlış, benim elimde il bazlı rakam” diye karşılık verdi. “KPSS puanı ile bu işi yapacak olsaydım, hiç mülakat yapmazdım” Milli Eğitim Bakanlığının geçen yıl gerçekleştirilen TBMM Plan Bütçe Komisyonu toplantısını hatırlatan Bakan Tekin, “KPSS puanı ile değil mülakatla öğretmen ataması yapacağız. Bunun kavgasını verdik, tartışmasını yaptık. Geçen yıl burada adaletsizlik ve torpilin olmayacağı bir mülakat taahhüt etmiştim. Şimdi size ‘Bu ülkede hiç kimsenin verdiği herhangi bir isimle ilgili mülakatta torpilin olmadığı bir sistem kuruldu’ dedim. Söylediğiniz doğru şeyler var. Bir ildeki öğretmenimiz yüksek not almış, mülakata girmiş. Başka bir öğretmenimiz ‘Ben yüksek aldım ama bir başkası benden daha yüksek aldı. Dolayısıyla, ben sıralamanın dışında kaldım’ diyor ama ben zaten KPSS puanı ile bu işi yapacak olsaydım, hiç mülakat yapmazdım” dedi. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği mülakatlarına değinen Tekin, “Bursa’da 197 kişi, İstanbul’da 688 kişi girmiş. Bursa’da mülakata girip sıralamanın dışında kalan kişi 23 kişi, İstanbul’da ise 51 kişi sıralamanın dışında kalmış” ifadelerini kullandı. “Tüzel kişiliği olmayan cemaat ve tarikatlarla hukuken protokol imzalama şansımız yok” Cemaat ve tarikatlarla protokol yapıldığı eleştirilerine de cevap veren Bakan Tekin, “Hukuki olarak cemaat ya da tarikat diye bir tüzel kişilik var mı? Tüzel kişilik olmayınca bakanlık olarak ya gerçek kişiyle ya da tüzel kişilikle protokol imzalayabilirim. Hukuken başka kimseyle protokol imzalama şansımız yok. Bizim 5 bin civarında bu türden protokolümüz var. Burada isimlerini saymak istemediğim çok farklı sivil toplum örgütleri ile protokolümüz var. Bunların hiçbirisiyle de protokol imzalarken siyasi ya da ideolojik hiçbir şeye bakmıyoruz. Bir tek İçişleri Bakanlığı Dernekler Masası tarafından legal olarak kabul edilmiş bir sivil toplum kuruluşu mudur? Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onaylanmış bir vakıf mıdır, diye bakıyoruz. Onun dışındaki konular beni ilgilendirmez. Herhangi bir sivil toplum örgütüyle, dernek, vakıf ya da meslek örgütü olmak üzere imzaladığımız protokolde tüzel kişiliğe ödenmiş tek bir kuruş kamu kaynağı yoktur” açıklamasında bulundu. “Protokollerin tek taraflı fesih hakkı bakanlıkta” Protokollerin tek taraflı fesih hakkının bakanlıkta olduğunun altını çizen Bakan Tekin, “Protokolde yazılan ilkelere aykırı davranan sivil toplum örgütü varsa protokolümüzü hemen iptal ederiz. Protokol kapsamında protokol yaptığımız kuruluşlar eğer okullarımıza bir eğitim verecekse, bu eğitim kimin vereceği, hangi diplomaya sahip kişilerin vereceği ve hangi içerikte eğitim verecekleri bizim protokolümüzde tanımlanmıştır” dedi. “ABB 2 bin 300 okuldan 13’ünü sadece bir kere temizliyor sonra bütün okulları temizledim diyor, bu olmaz” Türkiye’de 65 bin civarında okul olduğunu ve 55 bin civarında kadrolu temizlik elemanının olduğunu söyleyen Bakan Tekin, “Kadrolu temizlik elemanlarımız, bu okullardaki temizlik açısından yeterli olmadığından biz her yıl Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Toplum Yararına Programlar (TYP) diye tanımladığı istihdam türü ile bakanlığımızda temizlik ve güvenlik personeli istihdam ediyorduk. Yaz aylarında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, TYP kapsamındaki istihdam türü ile ilgili dünyada özellikle kovidden sonra gelişen istihdam türleri açısından farklı bir model deneyeceklerini ifade etti. Biz de bu konuda kendisiyle konuştuk ve bize ‘kısmi zamanlı çalışma usulü getireceğiz ve bu çalışmayla da size 120 bin kadro vereceğiz, haftada 3 gün çalışacaklar’ dedi. Biz de kendileriyle uzlaştık. Biz hangi belediye olursa olsun kaç okul temizleyeceğini, kimlerle yapacağını ve hangi tür malzeme kullanacağını öğrenmek ve bilmek zorundayız. Bunun yolu şudur; gidersiniz valiliklere biz böyle bir protokol yapmak istiyoruz dersiniz. Nobran bir tavırla, ‘Ben geldim, okulu temizleyeceğim beni içeri alın’ derse ve benim görevlilerim de alırsa bunun karşılığı olur. Bir büyükşehir belediye başkanı çıkıyor. Yaklaşık 2 bin 300 tane okulumuz var. Bu okullardan 13 tanesini sadece bir gün temizliyor. Sonra çıkıyor ekrana ve ‘Ben Ankara’daki bütün okulları temizledim’ diyor. Bu olmaz, bu iyi niyetli değil” değerlendirmesinde bulundu. “Çocuklar anadillerini öğrensinler ama bizim ülkemizde resmi dil Türkçe” Bazı muhalefet vekillerinin çocukların anadil öğrenmesiyle ilgili beyanlarına katıldığını söyleyen Tekin, şu ifadeleri kullandı: “Çocuklar anadillerini öğrensinler ama bizim ülkemizde resmi dil Türkçe, çocuklarımız Türkçe’nin dışında bir dil öğrenmek istiyorsa bizim devlet olarak üstümüze düşen vazife çocuklara bu alanın sağlanmasıdır. Bu AK Parti iktidarıyla sağlandı. 2003 yılında Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığımızın aldığı bir kararla, özel anlamda kursların açılmasının önü açıldı. Biz MEB olarak üstümüze düşeni yapıyoruz.”