SAĞLIK - 14 Ekim 2024 Pazartesi 09:12

“Düzenli balık tüketimi, Alzheimer riskini azaltabilir”

A
A
A
“Düzenli balık tüketimi, Alzheimer riskini azaltabilir”

Balık tüketiminin yüksek Omega-3 içeriği sayesinde, zekâ gelişimine katkı sağladığını belirten Uzm. Dyt. Gizem Bahadır, “Balık tüketimi ile Omega-3 içeriği almak eklem ağrılarına iyi gelir. Çocuklarda dikkat dağınıklığını engeller. Balık, genel olarak içerdiği vitaminler sayesinde bağışıklık sisteminin korunmasına yardımcı olur. İçerdiği A vitamini sayesinde göz sağlığını korur. Kalsiyum içeriği ile kemik sağlığını korur. Düzenli tüketilen balığın Alzheimer’a yakalanma riskini azalttığına dair çalışmalar bulunmaktadır” dedi.



Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi’nden Uzman Diyetisyen Fatma Gizem Bahadır, balık tüketmenin faydaları ve dikkat edilmesi gerekenler hakkında açıklamalarda bulundu. Hangi ayda hangi balığı tercih etmemiz gerektiğinden bahseden Uzm. Dyt. Bahadır, “Ocak ve şubat aylarında uskumru, palamut, hamsi gibi balıklar; mart ve nisan aylarında kefal, levrek, mezgit, barbunya tüketilebilir. Haziran ayında ise balıklar verimsiz olmaya başlar. Uskumru ve mezgit tüketilebilir. Eylül ayında tekrar balıkçılık verimli hale gelir. Lüfer ve palamut, aralık ayı ise uskumru, lüfer ve hamsinin en lezzetli olduğu dönemdir” diye konuştu.



“Yüksek miktarda Omega-3 içerir”


Balıkta bulunan besin değerlerine değinen Uzm. Dyt. Bahadır, “Balık, yağ ve proteinden oluşur; hiç karbonhidrat içermez. Aynı zamanda içerisinde sodyum ve potasyum bulunur ve A vitaminini içerir. Balıklar, özellikle somon ve uskumru balığı, yüksek miktarda Omega-3 içerir. Selenyum ve D vitamini açısından da zengindir. Hamsi ve levrek balığı da B vitamini açısından zengindir. Hamsi ve sardalya gibi küçük balıklar, aynı zamanda kalsiyum açısından da zengindir” şeklinde konuştu.



“Çocuklarda dikkat dağınıklığını engeller”


Balık tüketiminin öneminden bahseden Uzm. Dyt. Gizem Bahadır, “Balık, yüksek omega-3 içeriği sayesinde zekâ gelişimine katkı sağlar. Yine Omega-3 içeriği ile eklem ağrılarına iyi gelir. Çocukların dikkat dağınıklığını engeller. Balık, genel olarak içerdiği vitaminler sayesinde bağışıklık sisteminin korunmasına yardımcı olur. Düşük karbonhidrat içeriği sayesinde diyabet gelişim riskini azaltır. İçerdiği A vitamini sayesinde göz sağlığını korur. Kalsiyum içeriği ile kemik sağlığını korur. Düzenli tüketilen balığın Alzheimer’a yakalanma riskini azalttığına dair çalışmalar bulunmaktadır” dedi.



“Kızartarak pişirmek vitamin değerlerini azaltabilir”


Doğru pişirme yöntemlerini anlatan Uzm. Dyt. Bahadır, “Balığı, vitamin değerlerinin ölmemesi için kızartmamalıyız. Balık, kısa sürede pişebilen bir besindir. Fırında, ızgara, buğulama ya da buharda pişirme yöntemlerini kullanmalıyız. Fırında pişirirken 120-150 derecede 10-15 dakika yeterli olacaktır. Buharda ve buğulamada da 10 dakikada pişirebilirsiniz. Izgara yapılacaksa, az miktarda zeytinyağı tercih edilmelidir. Balığın en yararlı tüketimi, kendi yağında fırında pişirmektir. Yüksek ısıda ve uzun sürede pişirilirse, protein ve vitamin değeri azalacaktır. Özellikle kış aylarında, haftada 2 kez mutlaka balık tüketmeliyiz” dedi.



“Ağır kokan balıktan uzak durulmalı”


Balık seçimi yaparken dikkat edilmesi gerekenlere dikkat çeken Uzm. Dyt. Gizem Bahadır, “Balık seçimi yaparken cıva içeriği düşük olan balıklar seçilmelidir. Taze balığın derisi mutlaka parlak olur. Ayrıca gözleri de parlak olur ve içe çökük olmamalıdır. Balıklar buz içerisinde olmalıdır. Ağır kokmamalı, kokusu hafif olmalıdır ve suya konulduğunda dibe batması gerekir” ifadelerini kullandı.



“Zehirlenmemek için öneriler”


Balıktan zehirlenmemek için tavsiyelerde bulunan Uzm. Dyt Bahadır, “Balık, doğru pişirme tekniği ile pişirilmelidir. Balık, pişirilmeden önce iyice temizlenmelidir. Balığın saklama koşullarına da dikkat etmek gerekir. Balığı saklayacaksak, tuzlayarak buzdolabının dondurucu bölümünde saklamak gerekir. Oda ısısında 24 saatten fazla tutulmamalıdır. Balığın taze olmasına özen gösterilmelidir. Yüksek cıva içeren balıklar zehirlenme yapabileceği için tüketilmemelidir. Balon balığı, vatoz, iskorpit gibi balıklar tüketilmemelidir” açıklamasında bulundu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mersin Büyükşehir Belediyesi, binlerce kadını tarımla buluşturdu Mersin’in bereketli topraklarını çalışkan kadınların emeğiyle buluşturan ve tarımsal üretimin önünü açacak her türlü desteği sağlayan Mersin Büyükşehir Belediyesi, hayata geçirilen projelerle binlerce kadını tarımla buluşturdu. Kadın emeğini her alanda olduğu gibi tarımsal alanda da görünür kılan Büyükşehir Belediyesi sayesinde kadınlar hem küçük aile işletmelerini büyütüyor, hem de oluşturulan istihdamla güçlenmeye devam ediyor. Kadının eli, toprağın bereketi’ sloganıyla hareket eden Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı, hem tarımı hem de kadınları önceleyen projelere imza atarak kentin tamamında binlerce kadını toprakla buluşturdu. Mersin’in her santimini kadının üretim alanına çeviren ekipler, ’15 Ekim Dünya Çiftçi Kadınlar Günü’nü Büyükşehir Belediyesi tarafından desteklenen binlerce kadınla kutlamaya hazırlanıyor. 40 projeden 5 bin 909 kadın çiftçi yararlandı Büyükşehir Belediyesinin tarım için uygulamaya koyduğu 40 projeden 5 bin 909 kadın çiftçi yararlanırken, yıl bitmeden 7 bin kadına ulaşılması hedefleniyor. Fide-fidan desteğinden arıcılığa, küçükbaş hayvan desteğinden gübreye, yem desteğinden eğitim desteklerine kadar her alanda üretici kadınların yanında olan Büyükşehir Belediyesi, 13 ilçeden 1500’den fazla kadın çiftçiyle bu yıl Dünya Çiftçi Kadınlar Günü’nün 10.’sunu kutlayacak. "Kırsaldaki kadınlar, ülkelerin kalkınması için emek harcayan gizli kahramanlardır" Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’nda görevli Yüksek Ziraat Mühendisi Aylin Kutlu, gerçekleştirdikleri projelerle kadın çiftçileri destekleyerek onların varlığını ön plana çıkartmaya çalıştıklarını ifade etti. Üretimde iş yükünün fazla olduğunu ve kadınlara bu iş yükünün yüklendiğinin farkına varılmasını istediklerini dile getiren Kutlu, "Özellikle kırsaldaki kadınlar sadece kendi ailelerini değil, toplumun, ülkelerin kalkınması için emek harcayan gizli kahramanlardır" dedi. "Çiftçi kadınlar, sürdürülebilir beslenmenin temelidirler" Yaptıkları 40 proje ile 6 bine yakın kadına ulaştıklarını vurgulayan Kutlu, "Kadın üreticilerin kırsaldaki yaşantısını, sosyal hayatını daha çok güçlendirebilmek için de etkinlikler düzenliyor ve onları ön plana çıkartmaya çalışıyoruz. Çiftçi kadınlar; emekleri, üretkenlikleriyle birlikte sürdürülebilir beslenmenin, hatta sürdürebilir bir geleceğin temelini atan ilk unsurları ve temelidirler" diye konuştu.
Adana Giyilmeyen kıyafetler çöpe değil kumbaraya Çukurova Belediyesi “Sıfır Atık” projesi kapsamında ilçe merkezine yerleştirilen 270 adet giysi kumbarası ile hayırseverler ve ihtiyaç sahipleri arasında köprü oluyor. Çukurova Belediyesi tarafından şehrin birçok noktasına bırakılan giysi kumbaraları ile kullanılmayan eşyalar hem tekrar ekonomiye kazandırılıyor hem de bu sayede ihtiyaç sahiplerine destek olunuyor. Vatandaşlar kullanmadıkları kıyafetleri kumbaralara bırakırken Çukurova Belediyesi görevlileri belirli aralıklarla kumbaralardaki giysileri topluyor. Toplanma merkezinde ayrıştırılan ve kullanımı mümkün olan kıyafetler temizlenerek ütüleme yapıldıktan sonra paketlenip ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırılıyor. Kumbaradan çıkan ve kullanılmayacak durumda olanlar ise geri dönüşüm ile tekrar ekonomiye kazandırılıyor. “Duyarlı vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum” Çukurova Belediye Başkanı Emrah Kozay, Sıfır Atık Yönetimiyle israfın önlenmesi, kaynakların daha verimli kullanılması, oluşan atığın miktarının azaltılması, etkin toplama sisteminin kurulması ve atıkların geri dönüştürülmesinin hedeflendiğini belirtti. Giysi kumbaralarına bırakan giysilerin yüzde 60-70’nin kullanılabilir durumda olduğunu söyleyen Kozay, “Kıyafetler kullanıma hazır hale geldikten sonrası İhtiyaç Bankasında ihtiyaç sahipleri ile buluşuyor. Giysi Kumbarası aracılığı ile Çukurova’da binlerce aile tekstil yardımından faydalanıyor. Sosyal belediyecilik çalışmalarımızın önemli halkalarından biri olan bu hizmetimiz ile hayırseverlerle ihtiyaç sahipleri arasında gönül köprüsü kuruyoruz. İhtiyaç sahibi hemşehrilerimize destek olmaya çalışıyoruz. İhtiyaç fazlası kıyafetlerini giysi kumbarasına bırakarak bu konuda hassas davranan tüm vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Paylaşmak kumaşımızda var” dedi.
İstanbul Turkcell’den yarınlar için tekno atık seferberliği Turkcell, gerçekleştirdiği bir etkinlikle ‘14 Ekim Uluslararası E-Atık Günü’nü şirket çalışanlarıyla kutladı. 2019’dan bu yana devam eden ‘Eğitime Dönüştür’ projesinin bir ayağı olan etkinlikte, İstanbul, Ankara ve Trabzon’da en az 50 kilo tekno atık toplayan üç Turkcell çalışanı ödüllendirildi. Sürdürülebilirlik ve çevre alanındaki çalışmalarıyla sektöre öncülük eden Turkcell, bu çerçevede çok özel bir etkinliğe daha imza attı.’14 Ekim Uluslararası E-Atık Günü’ kapsamında 2019’dan bu yana devam eden ‘Eğitime Dönüştür’ projesinin bir ayağı olan etkinlik, 7-8-9 Ekim tarihlerinde İstanbul’daki Küçükyalı Plaza, Ankara Plaza ve Trabzon plaza çalışanları arasında düzenlendi. En az 50 kilo tekno atık toplayan üç Turkcell çalışanı, elektrikli scooter ödülünün sahibi olurken, tekno atık getiren şirket çalışanının paycell hesaplarına da pasajda geçerli hediye çeki tanımlandı. Elektrikli scooter kazanan Turkcell çalışanlarına ödülü, Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç tarafından verildi. “40 ton tekno atık toplandı, 450 kadar öğrenciye eğitim desteği sağlandı” Turkcell çalışanlarının etkinliğe gösterdiği ilgiden büyük memnuniyet duyduğunu ifade eden Dr. Ali Taha Koç şunları söyledi: “Enerji yoğun bir sektörde faaliyet gösteren bir şirket olarak, çevreye olan etkimizi en aza indirip çocuklarımıza çok daha yaşanabilir bir dünya emanet etmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) ve Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) iş birliği ile 2019’dan beri devam eden ‘Eğitime Dönüştür’ projesi de bu bilincin çok anlamlı bir yansıması. Bu proje ile hem çocuklarımızın hem de dünyamızın yarınlarına yatırım yapıyoruz. Şu ana dek yaklaşık 40 ton tekno atık toplayarak geri dönüşüme kazandırdık. Bu sayede 450’ye yakın çocuğun 1 yıllık nitelikli eğitimine destek olduk. Bu konudaki farkındalığı pekiştirmek amacıyla ‘14 Ekim Uluslararası E-Atık Günü’ kapsamında düzenlediğimiz etkinliğe çalışanlarımız büyük ilgi gösterdi. Kendilerine hassasiyetleri için yürekten teşekkür ediyorum. Ayrıca proje sadece bugünle sınırlı değil, dileyen herkes, tüm yıl boyunca tekno atıklarını mağazalarımıza getirebilecek. Turkcell olarak ülkemizin ve yaşadığımız gezegenin geleceğine yönelik çalışmalarımıza ilk günkü kararlılıkla devam edeceğiz.”