POLİTİKA - 03 Ocak 2025 Cuma 22:11

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Üstadın uğruna ömrünü adadığı gençlik, Kızılelma’ya uzanacaktır"

A
A
A

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 11. Necip Fazıl Kısakürek Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada, "Üstadın zamanı aşan şiirleri bizi anlatır. Davamızı, ülkümüzü anlatır. Derinlerdeki cevherimizi ortaya çıkarır. Üstat’ın uğruna ömrünü adadığı gençlik, Kızılelma’ya uzanacaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu yıl 11’incisi düzenlenen Necip Fazıl Ödülleri Töreni’ne katıldı. Beyoğlu Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, eski Başbakan Binali Yıldırım, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İstanbul Valisi Davut Gül, ödül alan yazar ve şairler ile çok sayıda davetli katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

Necip Fazıl Kısakürek’e rahmet dileyerek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu millete mensup olmak bize bir lütuftur. Mücadele azmiyle üstat Necip Fazıl davamızın abide isimlerinden biriydi, kitlelere yol gösterdi. Necip Fazıl hakkı ve hakikati savunmaktan asla geri durmadı. Necip Fazıl’ın şiirleri medeniyetimize düşülmüş birer dipnot niteliğindedir. Üstat ‘Ayasofya bir gün açılacak’ diyordu. Hamdolsun açmak da bize nasip oldu. Bizim kuşağımızı uyandıran üstadın yaktığı o meşale bugün ve yarın bize yolu göstermeye devam edecektir. Necip Fazıl, fikirleriyle kendisinden sonraki nesilleri peşinden sürükleyen bir aksiyon adamı olmuştur. Necip Fazıl siyasi ve tarihi konulara dair yazdığı eserleriyle yaşadığı dönemin gündemini belirlemiş bir isimdir" dedi.

“Necip Fazıl davamızı, ülkümüzü anlatır”

Necip Fazıl’ın şiirlerinin toplumun yaşadığı acıları ve çileleri anlattığını belirten Erdoğan, "Üstadın zamanı aşan şiirleri bizi anlatır. Davamızı, ülkümüzü anlatır. Derinlerdeki cevherimizi ortaya çıkarır. Necip Fazıl’ın şiirlerini okuyan bir yabancı dahi bizi ve tarihimizi net bir şekilde görür. Yaşadığımız acıları, çektiğimiz çileleri anlatır. Necip Fazıl şiirleriyle, fikirleriyle, idealleriyle önder olan, kendisinden sonraki nesilleri bile peşinden sürükleyen bir aksiyon adamı olabilmiştir. Çünkü üstat, bentleri yıkıp atan şiirleriyle milletin yüreğine ayna tutabilmiş, gerçek bize samimi bir kalple seslenebilmiştir. Necip Fazıl’ın en büyük kavgası, bu milletin geleceğine kast edip toplum mühendisliğine soyunanlarla olmuştur. Üstat, tek parti zihniyetinin köklerinden koparılmış, gençlik projesine karşı çıkmış, kim olduğunu, nereden geldiğini, neler yapabileceğini bilen bir neslin yetişmesi için son nefesine kadar emek vermiştir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

“Üstat’ın işaret ettiği gençlik Kızıl Elma'ya uzanacak”

Necip Fazıl’ın gençliğe yol gösterdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Üstat’ın ideal gençliği, zaman ve mekan bana emanettir, şuurunda olan bir gençlik. Gerçek hürriyeti Hakk’a kullukta gören bir gençlik, kökleri ezele, dalları ebede uzanan bir gençlik, dilinin, dininin, ilminin, kininin davacısı bir gençlik, bütün insanlığa model teşkil edecek bir gençlik. Kim var diye seslenildiğinde sağına soluna bakmadan ben varım diye ortaya çıkacak bir gençliktir. Üstadın uğruna ömrünü adadığı gençlik, binlerce yıllık, kadim tarihimizden süzülüp gelen ecdadın cevherini, maneviyatını, imanını, ahlakını, kahramanlığını ve hayalini, benliğini harç etmiş, hıfz etmiş bir gençliktir. İşte bu gençliktir ki, modern zamanlarda milli benliğini ve öz değerlerini koruyarak, evvela kendisini yükseltecek, sonra da milletini yüceltecek ve kızıl elmaya uzanacaktır” diye konuştu.

"Üstadın yaktığı meşale bize yön göstermeye devam edecektir"

Necip Fazıl’ın hakir görülen, değersiz gösterilen milletimizin hasletlerine seslendiğini ve o hasletleri söz ile fikir haline getirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu yönüyle üstadın ideal gençliği bizim de idealimizdeki gençliktir. Türkiye Yüzyılı hedeflerine kilitlendiğimiz bu tarihi dönemeç, Üstat Necip Fazıl’ın Büyük Doğu ismiyle kavramlaştırdığı hedefe aittir. Bugünkü klavye kahramanlarının ve sosyal medya şovmenlerinin bunu anlaması elbette zordur. Sınır ötelerinden okyanus ötelerinden esen rüzgarlarla yelkenlerini şişirenler, milletinin duygularına tercüman olmuş Necip Fazıl’ın zaman geçtikçe daha da büyüyen mirasını kavrayamazlar. Çünkü üstat, hakir görülen, değersiz gösterilen milletimizin hasletlerine seslenmiş, o hasletleri söz ve fikir sancağı haline getirmiştir. Şiirleriyle milletimizin yüreğindeki konuları dışarı çıkarmış, hepimizin takip ettiği, yarınlarda da takip edilecek işaret fişeklerine dönüştürmüştür. Bizim kuşağımızı uyandıran üstadın yaktığı bu meşale, bugün de yarın da yolumuzu aydınlatmaya, bize yön göstermeye devam edecektir” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

“Üstat dönemin ‘şiirlerin sultanı’ unvanına layık görüldü”

Üstadı yakinen tanıyanlar, onu herkesten farklı kılan 3 önemli hasletinden söz ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlardan ilki, yaşadığı çalkantılı hayata, girdiği polemiklere, maruz kaldığı siyasi baskılara, adli takibata, yargılamalara, hapis cezalarına ve yakasını bir türlü bırakmayan şeker hastalığına rağmen dinç bir vücut ve kafa yapısını muhafaza edebilmiş olmasıdır. Onun her şeye rağmen pes etmeyen, eğilmeyen, yıkılmayan kişiliği daima takdir ve hayranlıkla yad edilmiştir. Üstad’ın ikinci mümeyyiz vasfı, emsalsiz sanatkarlığıdır. Necip Fazıl, şiirden tiyatroya, edebiyatın her sahasına mührünü vurduğu gibi siyasi, içtimai, tarihi konulara dair yazdığı kütüphane dolusu eserleriyle de yaşadığı dönemin gündemini belirlemiş bir isimdir. Bir müellif için sanatın, edebiyatın veya ilmin pek çok dalında yetkinleşip farklı eserlere hayat vermek elbette takdire şayan bir meziyettir. Bilhassa şiirdeki mevkiini anlamamız için ona layık görülen Sultan-ı Şüvera, yani şairlerin sultanı. Üstada bu layık görüldü. Bunu hatırlamamız kafidir. Üstat maveranın, metafiziğin, ötelerin ve sezişlerin insanıydı” ifadelerini kullandı.

Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, dereceye girip ödül alanlara ödüllerini verdi.

Şiir ödülüne Furkan Çalışkan, Hikaye-Roman ödülüne Naime Erkovan, Fikir-Araştırma ödülüne Dr. Mustafa Merter, İlk Eserler ödülüne Gülşen Funda, Uluslararası Kültür Sanat ödülüne Süleyman Mansur, Çocuk Edebiyatı ödülüne Nehir Aydın Gökduman, Müzik ödülüne Muzaffer Ertürk ve Saygı ödülüne ise Hasan Çelebi layık görüldü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ahmet Uzun

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırıkkale AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Demiröz: "PKK’yı, PYD’yi ve DEAŞ’ı sen kurdun" AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz, ABD ve AB’nin Türkiye’ye yönelik politikalarını sert bir dille eleştirdi. Demiröz, "Emperyalist Amerika’ya sesleniyorum: PKK’sını kuran da sen, PYD’sini kuran da sen, DEAŞ’ını kuran da sen. Alıp o çapulcularını gideceksin. Bu ülkenin verilecek bir karış toprağı yok. Bu birlik ve beraberliği sürdürdükçe inanın bu ülkeden çivi bile sökemezler" dedi. AK Parti Kırıkkale 8. Olağan İl Kongresi, 17 Ağustos Kapalı Spor Salonu’nda coşkulu bir katılımla gerçekleştirildi. Programda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rize’deki kongrede yaptığı konuşma dev ekrandan canlı olarak izlendi. Kongrede konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz, Türkiye’nin milli birlik ve beraberliğine vurgu yaparak, muhalefeti ve dış güçleri eleştirdi. Demiröz, AK Parti’nin 22 yıldır doğudan batıya, kuzeyden güneye ayrım yapmadan tüm ülkeye yatırımlar gerçekleştirdiğini belirtti. "Bin yıllık kardeşliğimizi bozmak isteyenler oldu" Demiröz, "Kürdüm ama bugüne kadar bu ülkede, bu yönetimde, bu demokraside hiç kimse Kürt-Türk ayrımı yapmadı. ’Kürtsün, sen başkan olamazsın, vekil olamazsın, müdür olamazsın’ demedi. Aramıza nifak sokanlar, bin yıllık kardeşliğimizi bozmak isteyenler oldu. Ama başaramadılar, başaramayacaklar. Çünkü bizim dünya liderimiz Recep Tayyip Erdoğan var. Dünyada üç liderden bahsediliyor: Çin’de Şi, Rusya’da Putin ve Türkiye’de Recep Tayyip Erdoğan. Biz, 22 yıldır doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine hiçbir ayrım yapmadan yatırım yaptık. Kardeşliğimizin neticesi bugün 22 yıldır bu ülkeyi biz yönetiyoruz" diye konuştu. Demiröz, muhalefeti hedef alarak, "Muhalefet diye bir şey yok. Cumhuriyet Halk Partisi’ne bakın, liderini bile kimse bilmiyor. 4 tane lideri var, kimin ne yaptığı belli değil. Bu ülkeyi gezi, tatil, heykel ve konser sevdasına bırakamayız" ifadelerini kullandı. "Avrupa Birliği 60 yıldır bekletiyor" Amerika Birleşik Devletleri’ne ve Avrupa Birliği’ne (AB) yönelik eleştirilerde bulunan Demiröz, "Emperyalist Amerika’ya sesleniyorum: PKK’sını kuran da sen, PYD’sini kuran da sen, DEAŞ’ını kuran da sen. Alıp o çapulcularını gideceksin. Bu ülkenin verilecek bir karış toprağı yok. Bu birlik ve beraberliğimizi sürdürdükçe inanın bu ülkeden çivi bile sökemezler. NATO, sen alma bizi, F-35’ten çıkart. Yunan adalarını silahla doldur. Niye vermiyorsun F-35’leri? Parasını vermişiz. Yerine F-16 istiyoruz, onu da vermiyor. Onun için bizim bizden başka dostumuz yok. Avrupa Birliği 60 yıldır bekletiyor. Vicdansızlar. Türkiye’nin ekonomisi sizin 14 tanenizin toplamından büyük. Niye almıyorsun? Almazlar, çünkü bizim kültürümüz farklı" dedi. Türkiye’nin gönül coğrafyasında yer alan 60 devletle beraber 2050 yılında dünyanın ilk 5 ülkesi arasına gireceğini ifade eden Demiröz, "Bu başarının kapısını aralayan ve ufkumuzu açan Recep Tayyip Erdoğan’dır. Allah ondan razı olsun" sözleriyle konuşmasını tamamladı. Adalet Bakan Yardımcısı Ramazan Can ise, AK Parti Kırıkkale kurucu il başkanı olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yol yürümenin onurunu taşıdığını söyledi. Can, "Dünya lideri, oturduğu yerden 15 gün içinde Suriye sorununu çözebiliyorsa, bu sizlerin desteği sayesinde" diyerek, birlik ve beraberliğin korunması gerektiğini ifade etti. AK Parti Grup Başkanvekili Bahadır Nahit Yenişehirlioğlu, AK Parti’nin 23 yıl önce başlayan hizmet yolculuğunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde millete hizmet etmeyi ve hesap vermeyi ilke edindiğini söyledi. AK Parti Milletvekili Mustafa Kaplan da, Kırıkkale halkının ihtiyaçlarını karşılamak için bakanlıklarla sürekli iletişimde olduklarını belirterek, "Sizler olmazsanız bizler bu makamlarda olamayız" dedi. AK Parti İl Başkanı Engin Pehlivanlı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "kimsesizlerin kimsesi, ümmetin umudu" olduğunu ifade ederek, "Milletine hizmet etmeye yeminli neferleriz" diyerek AK Parti’nin hizmet anlayışını vurguladı.
Burdur Burdur Belediyesi eski Başkanı Sebahattin Akkaya: ’Kazılarda Çıkan Kemikler, Bu Bölgedeki Rum Mezarlığı’na Ait Olabilir’" Burdur Öğretmenevi bahçesinde yapılan çevre düzenlemesi sırasında kanal açan işçilerin insan kemikleriyle karşılaşması sonrası polis ve olay yeri inceleme ekiplerini çalışma yapmış daha sonra bu alan incelenmek üzere MAKÜ Antropoloji bölümüne bırakılmıştı. Konu hakkında öngörüde bulunan eski Belediye Başkanı Sebahattin Akkaya buranın eski bir Rum mezarlığı olabileceğini belirtti. Burdur merkez Bahçelievler Mahallesinde faaliyet gösteren Burdur Öğretmenevi bahçesinde peyzaj düzenlemesi sırasında kanalizasyon için kanal açan işçiler, birden fazla insan kemiği buldu. Hemen polis ekiplerine bildirilen bu buluntu üzerine güvenlik önlemleri alındı ve olay yeri inceleme ekipleri bölgedeki çalışmalara başladı. Eski Mezarlık İhtimali İçinde birden fazla kemik bulunan alanda yapılan kazı genişletildi. Ekipler, bölgenin eski bir mezarlık olabileceğini düşündü. Kemiklerin yaklaşık 80-90 yıl öncesine ait olduğu değerlendirilirken, müze yetkililerine haber verildi. Burdur’daki eski Müslüman mezarlıklarının şehir dışında olduğundan, bu bölgenin eski bir Rum veya Ermeni mezarlığı olabileceği öngörülüyor. Sabahattin Akkaya’dan Değerlendirme: “Rum Mezarlığı Olabilir” Bu buluntular üzerine emekli öğretmen ve eski belediye başkanı Sebahattin Akkaya, önemli açıklamalarda bulundu. Akkaya, Burdur’un kültürel varlıkları üzerine uzun yıllardır araştırmalar yaptığını, özellikle Burdur’daki gayrimüslimlerin tarihini incelediğini belirttiği konuşmasında; "Ben, Burdur’un kültürel varlıkları üzerine bir çalışma başlatmıştım. Burdur’da gayrimüslimler de yaşıyordu, özellikle mübadeleye kadar Rumlar ve Ermeniler de burada bulunuyordu. Mezarlıklar konusunu ele alırken, Müslüman mezarlıklarının yerleri belli olsa da, Rumlara ait mezarlığın yerini bilmiyordum. Fakat birkaç yaşlı kişiden, Tarım İl Müdürlüğü’nün kuzeybatı istikametinde bir yerin olabileceğini duymuştum. Bugün öğretmenevi bahçesinde yapılan kazıda insan kemiklerinin çıkması bu tezi kuvvetlendirdi. Çünkü burası, Rumların yaşadığı Zafer Mahallesi’ne oldukça yakın bir yer." dedi. “Burdur’daki Rum Nüfusu” Akkaya, Burdur’daki Rum nüfusunun 300-500 hane arasında olduğunu ve 1920 yılına kadar Burdur’da yaşadıklarını belirtti. Öğretmenevi’nin de Zafer Mahallesi’nin kuzeyinde olduğunu ifade eden Akkaya, "Kazılarda çıkan kemikler, bu bölgedeki Rum Mezarlığı’na ait olduğunu gösteriyor" dedi. Burdur’daki Gayrimüslim Nüfusun Tarihi Burdur’daki gayrimüslim nüfusun tarihine de değinen Akkaya; "Türkler, Burdur’a 1100’lü yılların sonunda gelmeye başlamışlar ve o dönemde Burdur’da Rumlar yaşıyordu. 1920’lere kadar buradalar. Ancak 1922’deki mübadele sırasında buradaki Rumlar Yunanistan’a gitmek zorunda kaldı. Yunanistan’daki soydaşlarımız da Burdur’a geldi ve o dönemdeki Rumlardan kalan evler onlara verildi" dedi. Sonunda Buluntular Ortaya Çıktı Akkaya, daha önce sadece bir duyumla bu mezarlığın varlığından haberdar olduklarını belirterek; "Bugün öğretmenevi bahçesinde yapılan kazı, bu tarihi tezi ortaya çıkarmış oldu. Burdur’daki Rum mezarlığına ait buluntular, bu kazıda çıkan kemiklerle doğrulanmış oldu" dedi. Kemiklerin ne zamandan kaldığı ve neden orada olduğu ise müze ve antropoloji ekiplerinin çalışmaları sonrası netlik kazanacak.