SPOR - 12 Nisan 2022 Salı 15:41

Billie Jean King Cup Grup I’de 4 kıtanın karşılaşmaları için dünya Antalya’yı seçti

A
A
A
Billie Jean King Cup Grup I’de 4 kıtanın karşılaşmaları için dünya Antalya’yı seçti

Kadınların milli takımlar düzeyindeki organizasyonu Billie Jean King Cup’ın Avrupa/Afrika Dünya Grubu I ve Asya/Okyanusya Dünya Grubu I mücadeleleri Antalya’da düzenleniyor.

Kadınların milli takımlar düzeyindeki organizasyonu Billie Jean King Cup’ın Avrupa/Afrika Dünya Grubu I ve Asya/Okyanusya Dünya Grubu I mücadeleleri Antalya’da düzenleniyor.


Kadınların milli takımlar düzeyindeki organizasyonu Billie Jean King Cup’ın Avrupa/Afrika Dünya Grubu I ve Asya/Okyanusya Dünya Grubu I karşılaşmaları Antalya Megasaray Tenis Akademisi ev sahipliğinde Antalya’da devam ediyor. 11-16 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek Avrupa/Afrika Grup I’da Türkiye ile birlikte Avusturya, Bulgaristan, Hırvatistan, Danimarka, Estonya, Gürcistan, Macaristan, Sırbistan, Slovenya ve İsveç olmak üzere 11 ülke, Asya/Okyanusya Grup I’ turnuvasında Çin Halk Cumhuriyeti, Hindistan, Endonezya, Japonya, Güney Kore ve Yeni Zelanda olmak üzere 6 ülke mücadele ediyor.


Organizasyonla ilgili düzenlenen basın toplantısına Türkiye Tenis Federasyonu Başkanı Cengiz Durmuş, Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Etkinlikleri Daire Başkanı Hakan Bebek, Şahinler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Şahin ve milli tenisçiler Zeynep Sönmez ve İlay Yörük katıldı.



Cengiz Durmuş: "Dünyanın en iyisi olabilmek için çabalar sarf ediyoruz"


Toplantının açılış konuşmasını yapan Türkiye Tenis Federasyonu Başkanı Cengiz Durmuş, tenis ülkesi olmak için yıllardır çaba sarf edildiğini gelinen noktada da artık bir tenis ülkesi olunduğunu söyledi. Türkiye Tenis Federasyonu olarak özellikle dünyanın en iyisi olabilmek için, dünyanın en iyi sporcularını yetiştirebilmek için bir çok stratejik planlar yaptıklarına değinen Durmuş, “Bu planları Gençlik ve Spor Bakanlığının onayları alınarak birlikte bir yol haritası çizerek ancak gelecek 10 yıllara ve daha ileriki yıllara sirayet edebilecek başarı planları olabilir” dedi.


Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu’nun her zaman her projeye destek verdiğini belirten Durmuş, “Gençlerimizin, çocuklarımızın, sporcularımızın başarılı olabilmeleri için uluslararası bir turnuva ağımızın olması lazımdı. Bu turnuvaların olabilmesi için tenis akademisi gibi yatırımcılara ihtiyaç vardı. Uluslararası ilişkiler çok önemli, gerek dünya gerekse Avrupa tenis yöneticilerine Türkiye’nin bir spor ülkesi olduğunu, spora önem veren bir devlet olduğunu tenis anlamında göstererek bugünlere geldik. Bugün geldiğimiz noktada bizim de içinde bulunduğumuz 6 ülke burada 1 hafta boyunca turnuva yapıyor. Her sporcu ülkemizden ayrılırken bizim birer elçimizdir. Bu sporcular gittikleri her yerde bizi iyi anlatacaklar. Bunun en güzel örneği Avustralya Açık’ın basın toplantısında Rus sporcu Daniil Medvedev tüm dünyanın önünde Türkiye’den, Trabzon’dan üç dakika bahsetmesiydi. İsteyerek, planlayarak söyletmeye kalksanız söylemez. Bu sporcularında buradan bu güzel ülkeden Dünyaya mesaj vermeleri çok önemli. Bunlar için çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.


Nisan ayında Federasyon olarak düzenlenen başka turnuvalarında başlayacağına değinen Durmuş, “18 Nisan’da TEB BNP Paribas Tennis Championship Istanbul başlıyor. Yine orada kendi yıldız sporcularımızla şampiyon olabilmek için mücadele vereceğiz. Hemen ardından 25 Nisan haftasında ITF’in turnuvası, ardından da 16 Mayısta Şırnak’ta uluslararası turnuva olan Cudi Cup devam edecek. Ekim ayı sonunda da gençler dünya şampiyonası Junior Davis Cup ve Junior Billie Jean King Cup turnuvalarına yeniden ev sahipliği yapacağız. Geçen yılki başarılı organizasyondan sonra özellikle takvimi değiştirerek bu organizasyonu bize verdiklerini söylemek istiyorum. Biz, Türkiye Tenis Federasyonu olarak tenisin her zaman, her yerde, herkes tarafından oynanabileceğini gösterdik. Göstermeye çalışıyoruz. Hedeflerimiz var. Dünyanın en iyisi olabilmek için çabalar sarf ediyoruz” diye konuştu.



Hakan Bebek: "Bu organizasyonlar bizler için çok kıymetlidir"


Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Etkinlikleri Daire Başkanı Hakan Bebek, Uluslararası Tenis Federasyonu ve Türkiye Tenis Federasyonu’nun faaliyet takviminde yer alan 17 ülkenin katılımıyla gerçekleştirilecek olan organizasyonda özellikle play-off’a çıkmak için yapılacak mücadelelerin kendileri için son derece kıymetli olduğunu söyledi. Bebek, “Böylesine önemli bir organizasyonun Türkiye’ye alınması noktasında ben özellikle Cengiz Başkanımıza burada teşekkür etmek istiyorum. Çünkü ülkeler uluslararası arenada gerçekleştirmiş oldukları bu uluslararası faaliyetlerle sadece sportif olaraktan değil, spor turizmi, ülkemizin ve kültürümüzün tanıtımı noktasında da ciddi bir rol üstleniyorlar. Gençlik ve Spor Bakanlığımız ile federasyonlarımızın iş birliği içerisinde gerçekleştirdikleri bu organizasyonlar bizler için çok kıymetlidir. Tenis Federasyonumuz daha önce gerçekleştirmiş olduğu birçok önemli organizasyonun nasıl başarılı bir şekilde altından kalktıysa bu organizasyonda da başarısına devam edeceğine inancımız tamdır. Sonucun bizim lehimize olması ayrıca bizim temennimizdir. Güzel bir tenis organizasyonunun başarılı bir şekilde gerçekleşeceğini beklemekteyiz” dedi.


Şahinler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Şahin, Megasaray Tenis Akademisi olarak milli takıma değişik kategorilerde 6 oyuncu kazandırdıklarını, ayrıca 14 yaş grubunda Avrupa 13 numarasına yükselen Ada Kumru, ITF Junior 245’e yükselen Duru Söke gibi birçok yetenekli oyuncuları yetiştirdiklerini söyledi.



Zeynep Sönmez: "Herkes elinden gelenin en iyisini yapıyor"


Milli tenisçi Zeynep Sönmez ise, “Biz böyle bir organizasyonu evimizde oynayabildiğimiz için mutluyuz. Kamp yapmak için diğer ülkelerden daha erken geldik. Bizim için çok iyi bir fırsat ülkemizde oynuyor olmamız. Çok fazla seyirci var, daha da fazla kişinin gelmesini bekliyoruz. Dünkü maçımızı kazandık, çok mutluyuz o yüzden. Herkes elinden gelenin en iyisini yapıyor. Bu benim ikinci Fed Cup’ım çok güzel tecrübeler ediniyoruz, çok iyi oyuncular ile antrenman yapma şansımız oluyor” cümlelerine yer verdi.


Milli tenisçi İlay Yörük de duygularını şu sözlerle aktardı:


“Bu takımda benim ilk yılım ve bu takımda olmak gerçekten çok ayrı. Böyle bir organizasyonun evimizde olması, ülkemizde olması çok güzel ve özel. Kelimelere dökmek çok zor çünkü ilk defa böyle bir organizasyona ev sahipliği yapıyoruz. Kendi ülkemizdeki insanları, oyuncuları, ülkemizi onlara da yansıtıyoruz. Bizim ülkemiz hakkındaki önyargılarını değiştiriyoruz. Takımımızdaki oyunculardan bir şeyler öğrenebilmek benim için büyük bir şey, onların arasında olduğum için çok mutluyum.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Konya Ovasında ‘fare zararı’ uyarısı Türkiye’nin tahıl ambarı olarak bilinen Konya Ovasında yaklaşık 10 milyon dekar alanda hububat ekimi yapıldı. Uzmanlar, yağışsız geçen kış sezonunda çiftçileri arazilerdeki fare zararına karşı uyararak arazi kontrolüne dikkat çekiyor. Yüzölçümünün yüzde 67’si tarım arazisi olarak kullanılan ve tahıl ambarı olarak bilinen Konya’da yüzde 70’i kıraç, yüzde 30’u sulu alanda tarımsal üretim yapılıyor. Uzmanlar, beklenen yağışların periyodunda olmaması durumunda, çiftçilere fare zararına karşı uyarıda bulundu. “Bu dönemde çiftçilerimizin arazilerinde fare zararı olabilir” Kar yağışının olmamasıyla beraber meydana gelen zararları anlatan Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Konya Şube Başkanı Burak Kırkgöz, “Yüzde 70’i kıraç, yüzde 30’u sulu olan Konya Ovasında hububat alanlarında bu dönemlerde yağışların önemi çok fazla. Şu anda beklediğimiz yağışları alamadık maalesef. Halen daha kar yağışı yeterli miktarda yağmadı. Bu da önümüzdeki yıl hububatların verimlerinde belli bir oranda düşüşe neden olabilir lakin şu anda rekolteyle ilgili herhangi bir tahminde bulunmak için erken. Çünkü 1. ayda ve nisan ayında yağacak yağışlarla rekoltenin de ne kadar çıkacağı o dönemde belirlenecek. Bu dönemde çiftçilerimizin arazilerinde fare zararı olabilir. Özellikle geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız fare zararının olup olmadığı ile ilgili kontrollerini yapmaları gerekiyor. Çünkü kar yağışının az olduğu dönemlerde bu tarz zararlıların popülasyonlarında da artmalar meydana geliyor. Bundan sonraki dönemde eğer yağışlar bu şekilde az bir oranla devam ederse hastalık ve böcek zararı da fazla olur diye tahmin ediyoruz. Bununla ilgili de sürekli arazilerini kontrol etmeleri gerekiyor. Bu dönemde çiftçilerimizin yapabilecekleri çok fazla bir şey yok” dedi. “Yağışlar iyi olursa bol bereketli bir sezon geçiririz” Kıraç alanlarda ekim yapan çiftçilerin yağışlarla beraber ürünlerinin çimlenmesinin gerçekleştiğini belirten Başkan Kırkgöz, “Toprağın yüzüne çıktı tohumlar. Yağışların orantısız düştüğü bazı topraklarda tohumların ölme ve zayiata uğrama durumları meydana gelebiliyor. Burada arazilerinin sık sık kontrol etmeleri lazım çiftçilerin. Arazilerde çok fazla açıklık olursa bu dönemlerde o açıklıkları kapatmak için o bölgeleri tekrardan ekmeleri gerekebilir. Toprağın yüzeyi açık olduğundan arpa için bu dönemler biraz riskli. Gece donları çok yüksek olursa üşümeler de meydana gelebilir. Bunun için mutlaka bir ziraat mühendisiyle beraber çiftçilerimizin arazilerini kontrol etmeleri gerekiyor. İnşallah önümüzdeki süreçte kar yağışları iyi olur ve arkasından nisan yağmurlarımız iyi olarak bol bereketli bir sezon geçiririz. Aksi takdirde tabii yüzde 70’i kıraç alan olan Konya bölgesinde iklime bağlı ve yağışlara bağlı olarak eğer yağışlarımız az olursa maalesef rekoltemizde düşüş olur. İnşallah öyle bir senaryoyla karşılaşmayız, yağmurlarımız iyi yağar. Bu yıl alanlarımızda da giriş alanlarında da geçen seneye oranla aynı seviyede seyrediyor. Herhangi bir düşüş olmadı. Hububat ekilişlerimizde herhangi bir sıkıntı yok. Tabii yağış bu konuda bizim Konya bölgesinin rekoltesini belirleyecek unsur olacak” diye konuştu.
Antalya Antalya Emniyeti’nin Lara Corft’u: Eğitiminden geçen polis karanlıkta hedefi 12’den vuruyor Antalya’da polis ekiplerinin suç ve suçlulara karşı etkin müdahale tekniklerinin yer aldığı eğitimleri nefesleri kesiyor. Karanlıkta hedef vurma, polise mukavemet gösteren ya da kaçan şüphelilere karşı savunma taktikleri ile etkisiz hale getirme gibi teorik ve uygulamalı eğitimler, meslektaşlarının Lara Croft olarak tanımladığı Atış Eğitmeni Nisa Aydın yönetiminde gerçekleşiyor. İleri seviye eğitimlerden geçen polisler, gece atış eğitiminde karanlıkta dahi hedefi 12’den vuruyor. Antalya Emniyet Müdürlüğü Atış Poligonu’nda, Komiser Nisa Aydın ve yöneticiliğini yaptığı 12 kişilik eğitmen ekibi tarafından İl Emniyet Müdürlüğü bünyesinde düzenlenen Acil Müdahale, Şüpheli Kişi ve Araç Durdurma, Arama ve Güvenli Müdahale Eğitimleri nefesleri kesiyor. Suç ve suçlulara karşı etkin müdahale tekniklerinin yer aldığı eğitimler periyodik olarak yılda 8-9 kez veriliyor. Kadın ve erkek polisler, daha önce atış şampiyonalarında ödülleri bulunan ve meslektaşlarının ünlü Amerikalı aktris Angelina Jolie’nin canlandırdığı Tomb Raider filmindeki "Lara Croft” olarak andığı Nisa Aydın’ın ileri seviye eğitiminden geçiyor. Polisin karşılaştığı olaylarda önce kendi can güvenliğini sağlayarak, suçun oluşmadan engellenmesi ve meydana gelen suçlarda en hızlı şekilde müdahale etmeyi amaçladığı eğitimler arasında, tabanca ile hızlı kur-at tekniği ve atışı, yerli ve milli piyade tüfeği MPT- 76 ile şarjör değiştirme atışı, bina operasyonu ve bina içi arama, saldırı anında araç tahliyesi, araç durdurma ve arama, polis savunma taktikleri, şahıs üst tarama, kelepçe takma, kapan atma teknikleri yer alırken, aynı zamanda gece atış eğitimleri teorik ve uygulamalı olarak yapılıyor. Karanlıkta hedefi 12’den vuruyorlar Özellikle gece yapılan atış eğitimlerinde Türk Polisi’nin başarısı oldukça dikkat çekiyor. Önce fenerle belirlenen hedeflere seri atışlar gerçekleştiren polisler, ardından tüm ışıkların söndürülmesiyle birlikte karanlıkta hedefleri 12’den vuruyor. “Gücüne güç katıyorlar” Antalya Emniyeti Eğitim Şube Müdürlüğü’nde görevli Atış Büro Amiri Komiser Nisa Aydın, 3 dönem halinde yıl boyunca kadro tabanca atışı eğitimleriyle polislerin kendilerini geliştirdiğini, Acil Mücadele Eğitimi’yle birlikte de eğitimin bir bütün sağlayarak onların gücüne güç kattığını ifade etti. Eğitimin öncelik olarak sahada aktif ve operasyonel birimlerde görevli polislere verildiğini aktaran Aydın, söz konusu eğitimin kademeli olarak 81 ilde tüm personellere verilmesi planlandığını kaydetti. “Gece gündüz fark etmez; Türk Polisi karanlıkta da attığını vurur” Türk Polisi’nin eğitim standartlarının Avrupa ve dünya standartlarının üstünde olduğuna dikkati çeken Aydın, “Polis 7/24 görev yapar ve Türk Polisi için gece gündüz fark etmez, karanlıkta da attığını vurur. Özveri ve çabayı görüyorsunuz. Yürek var, bilek var, kuvvet var. Her şeyden önce inanç var. Teşkilatımız güçlü bir teşkilat ve biz de o teşkilata ve devletimize layık olmaya çalışıyoruz” dedi. “Bir kadından mı eğitim alacağız?” Aydın, ilk zamanlarda, ‘Bir kadından mı eğitim alacağız?’ şeklinde şaşkınlık sözleriyle karşılaştığını hatırlatarak, “İlk başlarda şaşırıyorlardı, zamanla tanıdıkça, bir şeyler öğrettikçe ve bizler de onlardan bir şeyler öğrendikçe daha çok sevmeye ve kabullenmeye başladılar. Zaten bizler birlik beraberlik içerisinde, kadın, erkek ayırt etmeden bu teşkilatın bir üyesiyiz. Savaşta ve barışta yan yanayız, sırt sırtayız, bunun ayrımı olmaz diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı. "Güçlü bir Türk kadınıyım" Meslektaşlarının kendisini Lara Croft olarak tanımlaması hakkında soruyu da yanıtlayan Aydın, “Arkadaşlarımızın bir yakıştırmasıydı ama ben Türk kadınını temsil ediyorum. Güçlü bir Türk kadınıyım. Lara Croft’tan ziyade güçlü bir kadın polis olmayı tercih ediyorum” şeklinde konuştu. “Duayen kadın amirlerinden biri” Eğitim alan polislerden Tuna Karlı, verilen eğitimlerle güçlerine güç kattıklarını söyledi. Eğitimlerde kadın, erkek ayrımının yapılmadığını vurgulayan Karlı, Komiser Nisa Aydın hakkında ise şunları söyledi: “Eğitici hocalarımız konusunda uzman. Nisa komiserim teşkilatın duayen kadın amirlerinden biri. Onunla gurur duyuyor ve yolundan devam ediyoruz.” “Var olan kabiliyetlerini maksimum seviyeye çıkartmaya çalışıyoruz” Polis Memuru Şahin Doğru, eğitmen kadrosu olarak çok iyi bir ekip olduklarını belirterek, “Bu ekibin bir parçası olmaktan dolayı gurur duyuyorum. Eğitimler bizim hazırlık hattımız. Bu hatta daima hazır parolasıyla meslektaşlarımızı bugünün yarınlarına en iyi şekilde hazırlamaya çalışıyoruz. Var olan kabiliyetlerini maksimum seviyeye çıkartmaya çalışıyoruz” dedi. Eğitmenlerden polis memuru Mehmet Çiçek de, vatandaşların huzuru, can ve mal güvenliğine yapılan haksız saldıra şahıslara karşı eğitimlerle birlikte polislerin kendilerini mukavemet gösteren şüpheli şahıslara kanunun verdiği yetkiler dahilinde karşı kendisini savunması amacıyla da eğitim verdiklerini söyledi. “Sorumluluğumuzun farkındayız” 15 yıldır eğitmen olarak görev yapan polis memuru Osman Demirtaşlar ise, “Biz eğitmenler sorumluluğumuzun ve omuzumdaki yükümüzün farkınayız. Personelimizi tüm kötü senaryolara karşı başa çıkabilecek bilgi ve beceriyi yüklemek için elimizden geleni yapıyoruz. Bunları başarabilmek için de personele çok fazla pratik yaptırmamız gerektiğinin farkındayız. Onların savaşçı ve iyi bir atıcıya dönüşmesi için çok sıkı eğitimler veriyoruz” diye konuştu.
İstanbul Esenler’de "11. Şeb-i Yelda’da Şiir" programı düzenlendi Esenler Belediyesi tarafından bu yıl 11’incisi düzenlenen “Şeb-i Yelda’da Şiir” programı, “Şehir ve Şiir” temasıyla yılın en uzun gecesinde gerçekleştirildi. Gecede, Gazze ve Şam gibi şehirlere şiir aracılığıyla selam gönderildi. Esenler Belediyesi tarafından bu yıl 11’incisi düzenlenen “Şeb-i Yelda’da Şiir” programı, “Şehir ve Şiir” temasıyla Esenler Çifte Havuzlar Mahallesi’ndeki Otağ-ı Hümayun’da gerçekleştirildi. Düzenlenen gecede Abdülbaki Kömür, Emrullah Uzun, Huzeyfe Dalmaz, Nur Haktan, Nurettin Durman, Nurullah Genç, Recep Garip, Selahattin Kocaaslan, Şeref Akbaba, Tayfun Ayaz ve Yusuf Özkan Özburun gibi şairler ve yorumcular şiirler seslendirdi. Şairler tarafından şiir aracılığıyla Gazze ve Şam gibi tüm şehirlere selam gönderildi. Programa vatandaşların yoğun ilgisi olurken gecede tüm katılımcılara nar ve salep ikram edildi. “Orta Doğu’da yaşanan sıkıntılar, şehirler üzerinden dile getirilecek” Programda konuşan ESEV Genel Sanat Yönetmeni, şair ve bestekar Abdülbaki Kömür, “Bir gelenek oldu. Her yıl bir konu belirlenip o konu çerçevesinde şairler ve şiir icra eden tiyatro sanatçıları ya da sunucu arkadaşlarla birlikte her yıl tertiplenen bir program. Malumunuz yılın en uzun gecesi. Osmanlı’da bir gelenek olarak icra edilen bir gece. Bu geleneği Esenler Belediyemiz de bir şekilde devam ettiriyor. Uzun gecelerde insanlar bir şeylerle meşgul olurlar. Geçmişte şiirle, sanatla insanları buluşturmuşlar. Belediyemiz o geleneğe istinaden şiirle kendi hemşerilerini buluşturuyor. Umarım güzel bir gece olur. Şiir, biliyorsunuz, sanatın damıtılmış halidir. Sözün damıtılmış halidir. Yüzlerce kelime ile anlatabileceğimiz bir mevzuyu şiirle çok kısa imajlarla insanlara iletebilirsiniz. Şiirle şuur aynı kökten gelme derler. Bu uzun gecenin uzunluğunun idrakine varmak. Gecenin uzun olmasının çok fazla bir ehemmiyeti yok. Çünkü ardından gündüzü beklersiniz. O gündüzlerin geleceğini tahayyül etmeyi ancak şiir ile yapabilirsiniz. Bugünkü tema ‘Şehir’. Ancak bizim kültürümüzde kadim şehirler vardır. Kudüs, Mekke, Medine, İstanbul, Kahire, Bağdat gibi şehirler. Muhtemelen şair arkadaşlar bir yandan şu anda İslam coğrafyasında, özellikle Orta Doğu’da yaşanan sıkıntılar, şehirler üzerinden dile getirilecek. Mesela benim okuyacağım şiirin adı Kudüs. Hem bir şehri anlatacağım hem de Kudüs’ü anlatacağım. Orta Doğu’da yaşamış olduğumuz ya da idrak etmiş olduğumuz bu hadiseyi bir şekilde dile getirmiş olacağım. Muhtemelen diğer şair arkadaşlarımız da bu manzaraya dikkat çekecekler” dedi.
Hatay Depremzede kadınlar ilmek ilmek işledikleri Türk motifli halı ve kilimleri Japonya’ya satılıyor Hatay’ın Payas ilçesindeki kooperatif bünyesinde bir araya gelen depremzede kadınlar, emek vererek kurdukları atölyede ürettikleri kilim ve halıları Japonya’ya satmayı başardılar. Asrın felaketinde ağır hasar alan Hatay’da üreterek hayata tutunmaya çalışan kadınlar mücadelelerini devam ettiriyorlar. Payas ilçesinde asrın felaketinden kısa bir süre önce bir araya gelen kadınlar, kooperatif çatısı altında birlik olmuştu. Deprem sonrası aile ekonomisine destek olarak üretmek isteyen kadın kooperatifi, kilim dokuma atölyesi açtı. Kadınlara hem stres hem de kazanç kapısı olan atölyede 8 dokuma tezgahı bulunurken bu tezgahlarda üretilen Anadolu motiflerini Japonya’ya gönderiyorlar. “Emekçi kadınlar olarak Anadolu motiflerini gün yüzüne çıkararak ürettiğimiz kilimleri Japonya’ya yolluyoruz” Payas Emekçi Kadınlar Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Aysel Erdem, 8 tezgahta 16 kadının ilmik ilmik kilim döşediğini belirterek “Payas Emekçi Kadınlar Kooperatifi olarak atölyemizde şu anda sekiz tane tezgahımız var, her tezgahta iki kadınımız çalışmakta. Kadın istihdamına önem veriyoruz. Şu anda kök boyalı hakiki yün ve el dokuması olarak ürettiğimiz ürünleri emekçi kadınlar olarak Anadolu motiflerini gün yüzüne çıkararak ürettiğimiz kilimleri Japonya’ya yolluyoruz” ifadelerini kullandı. “Türk motiflerine Japon firmalarına ilgisi çok büyük” Anadolu motiflerine Japon firmalarının yoğun ilgisinin olduğunu dile getiren Erdem, “Özellikle de Anadolu motiflerini geliştirerek gün yüzüne çıkarmaya çalışıyoruz. Türk motiflerine Japon firmalarının ilgisi çok büyük. Sayın Valimiz Mustafa Masatlı’ya himayelerinde kırk dokuz kadın kooperatifine verdikleri Desteklerden dolayı çok teşekkür ediyoruz. Sayın Kaymakamımız Kürşat Karaca’ya, Sayın Belediye Başkanımız Bekir Altan’a bize desteklerinden dolayı çok teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.
Antalya Antalya Emniyeti’nin ’Lara Croft’u: Eğitiminden geçen polis karanlıkta hedefi 12’den vuruyor Antalya’da polis ekiplerinin suç ve suçlulara karşı etkin müdahale tekniklerinin yer aldığı eğitimleri nefesleri kesiyor. Karanlıkta hedef vurma, polise mukavemet gösteren ya da kaçan şüphelilere karşı savunma taktikleri ile etkisiz hale getirme gibi teorik ve uygulamalı eğitimler, meslektaşlarının Lara Croft olarak tanımladığı Atış Eğitmeni Nisa Aydın yönetiminde gerçekleşiyor. İleri seviye eğitimlerden geçen polisler, gece atış eğitiminde karanlıkta dahi hedefi 12’den vuruyor. Antalya Emniyet Müdürlüğü Atış Poligonu’nda, Komiser Nisa Aydın ve yöneticiliğini yaptığı 12 kişilik eğitmen ekibi tarafından İl Emniyet Müdürlüğü bünyesinde düzenlenen Acil Müdahale, Şüpheli Kişi ve Araç Durdurma, Arama ve Güvenli Müdahale Eğitimleri nefesleri kesiyor. Suç ve suçlulara karşı etkin müdahale tekniklerinin yer aldığı eğitimler periyodik olarak yılda 8-9 kez veriliyor. Kadın ve erkek polisler, daha önce atış şampiyonalarında ödülleri bulunan ve meslektaşlarının ünlü Amerikalı aktris Angelina Jolie’nin canlandırdığı Tomb Raider filmindeki "Lara Croft” olarak andığı Nisa Aydın’ın ileri seviye eğitiminden geçiyor. Polisin karşılaştığı olaylarda önce kendi can güvenliğini sağlayarak, suçun oluşmadan engellenmesi ve meydana gelen suçlarda en hızlı şekilde müdahale etmeyi amaçladığı eğitimler arasında, tabanca ile hızlı kur-at tekniği ve atışı, yerli ve milli piyade tüfeği MPT- 76 ile şarjör değiştirme atışı, bina operasyonu ve bina içi arama, saldırı anında araç tahliyesi, araç durdurma ve arama, polis savunma taktikleri, şahıs üst tarama, kelepçe takma, kapan atma teknikleri yer alırken, aynı zamanda gece atış eğitimleri teorik ve uygulamalı olarak yapılıyor. Karanlıkta hedefi 12’den vuruyorlar Özellikle gece yapılan atış eğitimlerinde Türk Polisi’nin başarısı oldukça dikkat çekiyor. Önce fenerle belirlenen hedeflere seri atışlar gerçekleştiren polisler, ardından tüm ışıkların söndürülmesiyle birlikte karanlıkta hedefleri 12’den vuruyor. “Gücüne güç katıyorlar” Antalya Emniyeti Eğitim Şube Müdürlüğü’nde görevli Atış Büro Amiri Komiser Nisa Aydın, 3 dönem halinde yıl boyunca kadro tabanca atışı eğitimleriyle polislerin kendilerini geliştirdiğini, Acil Mücadele Eğitimi’yle birlikte de eğitimin bir bütün sağlayarak onların gücüne güç kattığını ifade etti. Eğitimin öncelik olarak sahada aktif ve operasyonel birimlerde görevli polislere verildiğini aktaran Aydın, söz konusu eğitimin kademeli olarak 81 ilde tüm personellere verilmesi planlandığını kaydetti. “Gece gündüz fark etmez; Türk Polisi karanlıkta da attığını vurur” Türk Polisi’nin eğitim standartlarının Avrupa ve dünya standartlarının üstünde olduğuna dikkati çeken Aydın, “Polis 7/24 görev yapar ve Türk Polisi için gece gündüz fark etmez, karanlıkta da attığını vurur. Özveri ve çabayı görüyorsunuz. Yürek var, bilek var, kuvvet var. Her şeyden önce inanç var. Teşkilatımız güçlü bir teşkilat ve biz de o teşkilata ve devletimize layık olmaya çalışıyoruz” dedi. “Bir kadından mı eğitim alacağız?” Aydın, ilk zamanlarda, ‘Bir kadından mı eğitim alacağız?’ şeklinde şaşkınlık sözleriyle karşılaştığını hatırlatarak, “İlk başlarda şaşırıyorlardı, zamanla tanıdıkça, bir şeyler öğrettikçe ve bizler de onlardan bir şeyler öğrendikçe daha çok sevmeye ve kabullenmeye başladılar. Zaten bizler birlik beraberlik içerisinde, kadın, erkek ayırt etmeden bu teşkilatın bir üyesiyiz. Savaşta ve barışta yan yanayız, sırt sırtayız, bunun ayrımı olmaz diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı. "Güçlü bir Türk kadınıyım" Meslektaşlarının kendisini Lara Croft olarak tanımlaması hakkında soruyu da yanıtlayan Aydın, “Arkadaşlarımızın bir yakıştırmasıydı ama ben Türk kadınını temsil ediyorum. Güçlü bir Türk kadınıyım. Lara Croft’tan ziyade güçlü bir kadın polis olmayı tercih ediyorum” şeklinde konuştu. “Duayen kadın amirlerinden biri” Eğitim alan polislerden Tuna Karlı, verilen eğitimlerle güçlerine güç kattıklarını söyledi. Eğitimlerde kadın, erkek ayrımının yapılmadığını vurgulayan Karlı, Komiser Nisa Aydın hakkında ise şunları söyledi: “Eğitici hocalarımız konusunda uzman. Nisa komiserim teşkilatın duayen kadın amirlerinden biri. Onunla gurur duyuyor ve yolundan devam ediyoruz.” “Var olan kabiliyetlerini maksimum seviyeye çıkartmaya çalışıyoruz” Polis Memuru Şahin Doğru, eğitmen kadrosu olarak çok iyi bir ekip olduklarını belirterek, “Bu ekibin bir parçası olmaktan dolayı gurur duyuyorum. Eğitimler bizim hazırlık hattımız. Bu hatta daima hazır parolasıyla meslektaşlarımızı bugünün yarınlarına en iyi şekilde hazırlamaya çalışıyoruz. Var olan kabiliyetlerini maksimum seviyeye çıkartmaya çalışıyoruz” dedi. Eğitmenlerden polis memuru Mehmet Çiçek de, vatandaşların huzuru, can ve mal güvenliğine yapılan haksız saldıra şahıslara karşı eğitimlerle birlikte polislerin kendilerini mukavemet gösteren şüpheli şahıslara kanunun verdiği yetkiler dahilinde karşı kendisini savunması amacıyla da eğitim verdiklerini söyledi. “Sorumluluğumuzun farkındayız” 15 yıldır eğitmen olarak görev yapan polis memuru Osman Demirtaşlar ise, “Biz eğitmenler sorumluluğumuzun ve omuzumdaki yükümüzün farkınayız. Personelimizi tüm kötü senaryolara karşı başa çıkabilecek bilgi ve beceriyi yüklemek için elimizden geleni yapıyoruz. Bunları başarabilmek için de personele çok fazla pratik yaptırmamız gerektiğinin farkındayız. Onların savaşçı ve iyi bir atıcıya dönüşmesi için çok sıkı eğitimler veriyoruz” diye konuştu.