GÜNDEM - 21 Mart 2025 Cuma 18:26

Balıkesir’de mühimmat fabrikasındaki patlamaya ilişkin ilk dava görüldü

A
A
A
Balıkesir’de mühimmat fabrikasındaki patlamaya ilişkin ilk dava görüldü

Balıkesir’de 11 kişinin hayatını kaybettiği, 7 kişinin yaralandığı mühimmat fabrikasındaki patlamaya ilişkin davada 3’ü tutuklu 4 sanığın yargılanmasına başlandı.


Balıkesir’de 24 Aralık 2024’te meydana gelen ve 11 kişinin hayatını kaybettiği, 7 kişinin yaralandığı mühimmat fabrikasındaki patlamaya ilişkin Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Cem Y., Serkan B. ile Hulusi Yağız A., tutuksuz sanık Murad B., olayda hayatını kaybedenlerin yakınları, yaralananlar ve taraf avukatları katıldı. Duruşmada, ilk kez hakim karşısına çıkan sanıkların kimlik tespitleri yapıldı. İddianame kapsamında alınan raporda asli kusurlu bulunan Cem Y., ilgili fabrikada operasyon direktörü olarak sözleşmeli çalıştığını ve herhangi bir şekilde yönetim adına yetkisi bulunmadığını öne sürdü. Olay tarihinde ilgili birimin yöneticisinin patlamada hayatını kaybeden Özlem Özçakır olduğunu aktaran sanık, fabrikada rutin olarak tüm denetim ve bakımların yapıldığını söyledi.


Sanık Cem Y., görev tanımı gereği ilgili alandaki tüm makine ve tesisatın kontrolü, iş güvenliği ve sorunsuz çalışmasından yükümlü olduğunu, alınan raporda olayın makine kaynaklı gerçekleşmesi ihtimalinin düşük olduğunun belirtildiğini söyleyerek, "Ben kendime haiz tüm sorumluluğumu yerine getirdiğimi, kusurlu olmadığımı düşünüyorum ve beraatime karar verilmesini istiyorum" ifadelerini kullandı.


Sanık Serkan B. de olay tarihinde şirket sorumlu müdürü ve İş Güvenliği Müdürlüğüne bağlı uzman olarak görev yaptığından bahsetti. Servisle fabrikaya girmek üzereyken patlamayı duyduklarını ve araçtan indiklerini anlatan sanık, yangın aracıyla bölgeye intikal ettiklerini ve kimya deposunda yanan kimyasallara müdahale ettiklerini kaydetti.


Fabrikada iş sağlığı ve güvenliği müdürü olarak görev yapan Hulusi Yağız A. ise fabrikada yüksek güvenlikli çalışma ortamı bulunduğunu, çalışanlarla sürekli toplantılar yapıldığını, onlara eğitimler verildiğini dile getirdi. Yağız A., devreye aldıkları bazı uygulamalarla iş sağlığı ve güvenliği ile bakım konularında bildirilen uygunsuzluklara hemen müdahale ettiğini öne sürdü. Olay günü fabrikada bulunmadığı sırada bir anda sarsıldıklarını anlatan sanık, "Bir patlama olduğunu düşündüm ama bizim fabrika olduğu aklıma gelmedi" dedi.



Hayatını kaybedenlerin yakınları konuştu


Olayda hayatını kaybeden kimya mühendisi Özlem Özçakır’ın annesi Nagehan Özçakır, şikayetçi olduklarını belirterek, "Kızım öldükten sonra biz de yaşamıyoruz. Adeta ölüyüz" dedi. Maktul Çetin Karamüftüoğlu’nun annesi Fidan Yılmaz da oğlunun olaydan önceki gün 16 saat mesai yaptığını ileri sürerek, "Türk adaletinden suçlunun tespit edilmesini istiyorum" dedi.


Mahkeme heyeti, İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinden oluşan bir heyetten olaya ilişkin yeniden bilirkişi raporu aldırılmasına, Hulusi Yağız A’nın yurtdışına çıkış yasağıyla birlikte tahliyesine, Cem Y. ve Serkan B’nin ise tutukluluğunun devamına karar vererek duruşmayı mayıs ayına erteledi.


Duruşmanın ardından adliye önünde açıklama yapan ve tahliye kararına tepki gösteren bazı müştekiler ve avukatları, davanın takipçisi olacaklarını ifade etti.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kilis Kilis Belediye Başkanı Bilecen: "Ekrem İmamoğlu’na yapılan muamele kabul edilemez" Kilis’te Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) cumhurbaşkanlığı adaylığı ön seçimi izin partililer oy kullandı. Kilis Belediye Başkanı Hakan Bilecen, "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yapılan muamele kabul edilemez" dedi. Kilis Belediye Başkanı Hakan Bilecen, belediye başkanlığı görevinden önce hukukçu olduğunu vurgulayarak, sürecin hukuki açıdan doğru yönetilmediğini savundu. İmamoğlu’nun sabaha karşı evinden alınmasının yanlış bir uygulama olduğunu ifade eden Bilecen, "Hukukçu olarak bu süreci doğru görmüyorum. Ekrem İmamoğlu daha önce dört kez ifadeye çağrılmış ve her seferinde kendi aracıyla giderek ifadesini vermiştir. Eğer tekrar çağrılsaydı yine giderdi. Ancak bu kez yapılan uygulamanın farklı bir amacı olduğunu düşünüyoruz. Daha önce Türkiye’de hiçbir belediye başkanı veya siyasetçi böyle bir muamele görmemiştir. Cumhuriyet Halk Partisi’nin müstakbel cumhurbaşkanı adayına yapılan bu uygulamayı kınıyoruz. Devletin kanunlarına karşı değiliz, devlet ne isterse yaparız ama bu yöntemi doğru bulmuyoruz" dedi. Kilis’te CHP’nin aday belirleme sürecine yoğun katılım olduğuna dikkat çeken Bilecen, vatandaşların büyük bir ilgi gösterdiğini söyledi. Bugün üye kayıt planları olmamasına rağmen 300-400 kişinin partiye üye olduğunu belirten Bilecen, tüm Kilislileri CHP’ye üye olmaya davet etti. Başkan Bilecen, "Burada 80-90 yaşındaki teyzelerimiz bile oy kullanmaya geliyor, üye oluyor. Cumhuriyet’e, Atatürk’e ve demokrasiye inanan herkesi CHP çatısı altında toplanmaya davet ediyorum. Bu dakikadan itibaren bir üye seferberliği başlatıyoruz" ifadelerini kullandı. "Tutuklama en son çaredir" Ekrem İmamoğlu hakkındaki suçlamalara değinen Bilecen, hukuk devletinde tutuklamanın son çare olması gerektiğini vurguladı. Bilecen, "Bir kişiyi tutuklamak için kaçma veya delilleri karartma şüphesinin olması gerekir. Ekrem İmamoğlu’na herhangi bir adli kontrol tedbiri uygulanabilirdi. Ev hapsi gibi seçenekler varken doğrudan tutuklanmasını hukuka aykırı buluyorum. Gelişmiş ülkelerde böyle bir uygulama olmaz. Türkiye olarak batıya yönelmiş bir ülkeyiz ve kendi geleneklerimizden taviz vermeden daha iyi bir hukuk devleti olabiliriz" şeklinde konuştu. "CHP Cumhuriyettir, Türkiye’nin geleceğidir" Ekrem İmamoğlu’nun bir isimden öte bir sembol olduğunu belirten Bilecen, CHP’nin Atatürk’ün mirası olduğunu söyledi. Bilecen, "Ekrem İmamoğlu bir isimdir, bir semboldür. Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Ekrem İmamoğlu bunlar sadece isimlerdir. CHP, Cumhuriyettir, Türkiye’nin geleceğidir. Bizde ne İmamoğlular biter, ne Mansur Yavaşlar ne de Atatürkler. Hepimiz aynı düşüncedeyiz, adaletin ve demokrasinin yanındayız" ifadelerine yer verdi. Oy kullanmaya gelen vatandaşlar da sürece tepkilerini dile getirdi. Elif Gezici, İmamoğlu’nun tutuklanmasını haksızlık olarak nitelendirerek, "Türkiye’mize bu zulmü kabul etmiyorum. Milletin oylarıyla seçilmiş bir belediye başkanını hapse atmak haksızlıktır" dedi. Diren Sağıroğlu ise, "Maalesef çok üzgünüz. Adaletli bir sonuç bekliyoruz ve Ekrem Başkanımızın bir an önce serbest bırakılmasını umut ediyoruz" diye konuştu.