SAĞLIK - 10 Ocak 2025 Cuma 09:29

Beyin pili teknolojisi ile depresyon son buluyor

A
A
A
Beyin pili teknolojisi ile depresyon son buluyor

Parkinson gibi hareket kabiliyetini etkileyen nörolojik hastalıkların tedavisinde uygulanan beyin pili, artık depresyon tedavisi için de kullanılıyor. Beyin ve Sinir Cerrahisi Doç. Dr. Mustafa Kılıç, beyin pili ile hastaların hayatının kolaylaştığını belirterek tedavi hakkında bilgiler verdi.


Parkinson, epilepsi, distoni gibi nörolojik rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan beyin pili, verdiği olumlu sonuçlarla hastaların günlük yaşantısını kolaylaştırıyor. BHT Clinic İstanbul Tema Hastanesi’nden Beyin ve Sinir Cerrahisi Doç. Dr. Mustafa Kılıç, beyin pili tedavisini anlatarak son gelişmeleri aktardı. Kılıç, “Beyin pili özellikle hareket bozukluğu hastalıklarında uygulanmakta. En çok uyguladığımız hasta grubu Parkinson hastaları. Bunun yanında esansiyel tremor (titreme hastalığı) ve daha genç yaşlarda gördüğümüz distoni (istemsiz kasılma) hastalarında da bu beyin pili tedavisini uygulamaktayız. Psikolojik hastalıklarda, majör depresyon, obsesif kompülsif bozukluklar gibi psikiyatrik hastalıklarda da yine beyin pili tedavisi uygulamaktayız” dedi.



Semptomların neredeyse tamamı kontrol altına alınıyor


Parkinson hastalığında, beyin pili sayesinde neredeyse tamamına yakın düzelme sağladıklarını belirten Kılıç, “Hareket kabiliyetlerini yüzde 90’ın üzerinde düzeltebiliyoruz. Sadece harekete başlama konusunda bazı hastalıklarda zorlanıyoruz fakat hastalarımızı pil ayarıyla düzeltebiliyoruz. Nöroloji, psikiyatri, psikolog ve beyin cerrahisinin olduğu konseyde değerlendirip ameliyata alıyoruz. Ameliyat sonrası da değerlendiriyoruz. Nöroloji uzmanımız, pil ayarıyla birlikte hastalarımızın ilaç düzenlemesini yapıyor ve bir şekilde semptomların tamamına yakınını kontrol altına almaya çalışıyoruz. Hastalarımızı da yıllık kontrole çağırarak herhangi bir pil ayarı gerekiyorsa yapıyoruz” diyerek tedavi sürecine değindi.



Hangi yaş grupları ameliyat olabilir


Genellikle 75 yaş üzerine beyin pili tedavisi yapılmasa da önemli olanın hastanın kondisyonu olduğunu belirten Doç. Dr. Mustafa Kılıç, “Parkinson hastalığı tanısı aldıktan sonraki ilk 4 yıl içerisinde zaten bu ameliyatı uygulamıyoruz, hastamızı önce takip ediyoruz. Parkinson’a benzeyen başka hastalıklar varsa onları elemek istiyoruz. 4’üncü yıldan sonra endikasyonu uygun hastalarımız varsa, yani ilaçla kontrol altına alınamıyorsa, beyin pili tedavisini uygulayabiliyoruz. 75 yaş sınır gibi gözükse de hastanın kondisyonu uygunsa 80 yaşında da yapılabilir. Genel durumu kötüyse 70 yaşında da olsa uygulayamayabiliriz” dedi.



Beyin pilinin ömrü türüne göre değişiyor


Şarjlı ve şarjsız iki tür beyin pili olduğunu belirten Kılıç, “Şarjsız piller ortama 5 yıl gidiyor. Şarjlı pillerin ise ortama 20-25 yıl ömrü var. Bunlar MR uyumlu, hastalarımız pil takıldıktan sonra da MR’a girebiliyorlar. Hastanın durumuna göre hangisine şarjlı hangisine şarjsız takılacağına karar veriyoruz” dedi.


Beyin pili tedavisi sayesinde hastaya birçok yönden konfor sağlandığını belirten Kılıç, şu ifadeleri kullandı:


“Aslında pil tedavisi, hastalığı ortadan kaldırmıyor. Parkinson hastalığı yavaş da olsa ilerlemeye devam ediyor. Diğer hareket bozuklukları için de buna benzer şeyler söz konusu. Bizim uyguladığımız bu tedavi hastamızın hayat kalitesini artırmaya yönelik. Amacımız hastamız günlük işlerini rahat yapabilsin, çıkıp rahat yürüyebilsin, hasta kendi kendine yetebilsin. Hastanın titremesi, hareket kabiliyetleri hareket koordinasyonları düzeliyor. Yürümesi daha iyi hale geliyor. Harekete başlayamayan hastaların harekete başlama kapasiteleri artıyor, yazı yazamayan, suyunu içemeyen hastalarımız rahatlıkla suyunu içebiliyor, yemeğini yiyebiliyor. Günlük yürüyüşlerini yapabiliyor.”



Parkinson belirtileri varsa dikkat


“Parkinson tanısı, özellikle de hareket bozukluğu tanısı alan hastalarımızın vakit kaybetmeden, hayat kaliteleri çok düşmeden muhakkak bir değerlendirme ve takibe girmeleri gerekiyor. Çünkü bu hastaların hayat kaliteleri hızlıca bozulabiliyor” diyen Doç. Dr. Kılıç, Parkinson’un belirtilerini şöyle sıraladı:


“Özellikle harekette yavaşlama, tüm vücutta bir şekilde yavaşlama görülebilir. Bu hastalık, beynimizde dopamin denen bir kimyasalın azalmasıyla karakterize. Dopamin azaldığı zaman hareketlerimiz yavaşlıyor, kabızlık başlıyor, yürümeye başlayamıyoruz. Bir şekilde vücutta tamamen donmalarla, yavaşlamalarla gerçekleşen bir hastalık.” Kılıç, “Bu semptomlar ortaya çıkmaya başladıysa muhakkak bir nöroloji ya da beyin cerrahisi uzmanına giderek tetkik ve tedavi olunması gerekiyor” diyerek sözlerini noktaladı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Başkan Çolakbayrakdar: “KAYÇEV, Kocasinan’nın değerine değer katıyor” Kocasinan Belediyesi bünyesindeki, günlük 40 ton işleme kapasitesine sahip ve son teknolojiyle donatılmış Anadolu’nun tek ve en modern geri dönüşüm tesisi olan KAYÇEV, geri dönüşüme sağladığı katkılarla büyük dikkat çekiyor. KAYÇEV’in Türkiye’ye örnek olduğunu vurgulayan Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar, tesisin Kocasinan’a ve Kayseri’ye değer kattığını söyledi. Kocasinan Belediyesi bünyesindeki kısa adı KAYÇEV olan Çevre Teknolojiler ve Enerji San. Tic. A.Ş ile geri dönüşüme büyük destek verdiklerini dikkat çeken Başkan Çolakbayrakdar, Kocasinan Belediyesi olarak daha temiz ve daha yaşanabilir Kocasinan’ı oluşturmak için özveriyle çalıştıklarını belirtti. Başkan Çolakbayrakdar, Kocasinan Belediyesi’nin geri dönüşümde yaptığı projelerin Türkiye’ye örnek olduğunu ifade ederek, “Doğayı ve çevreyi korumak, gelecek nesillerimize daha sağlıklı ve daha yaşanabilir bir çevre bırakmak ve ülke ekonomisine katkı sağlamak amacıyla atıkların önemli olduğunu biliyoruz. Bu konuda Kocasinan Belediyesi olarak yatırımlar yapıyoruz ve sürekli farklı projeler üretiyoruz. Sadece Kocasinan için değil, Türkiye için çalışıyoruz. Bu çerçevede 2016 yılında Kocasinan’a kazandırdığımız; son teknolojiyle donatılmış Anadolu’nun tek ve en modern geri dönüşüm tesisi KAYÇEV, günlük 40 ton atık işleme kapasitesine sahiptir. Tesisimizde; kağıt, metal, plastik, cam, kompozit ambalaj ve katı atıkları geri dönüşüme kazandırıyoruz” diye konuştu. Başkan Çolakbayrakdar, geri dönüşümün yalnızca bugün yaşayanlar için değil, gelecek nesiller içinde büyük bir kazanç olduğunu sözlerine ekledi.
İstanbul Bakan Bayraktar: “Elektrik dağıtım şirketlerimiz 2025 yılı içerisinde 13 milyar dolar yatırım yapacak” Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Dağıtım şirketlerimizin, 4’üncü uygulama dönemi olarak ifade ettiğimiz 2021-2025 döneminde yaklaşık 70 milyar liralık onaylı bir yatırım planı bulunuyor. Bu uygulama döneminin ilk 4 yıldaki toplam yatırımın 55 milyar lira olarak gerçekleştiğini görüyoruz. İçinde bulunduğumuz 2025 yılı için ise 13 milyar liralık bir yatırım planlaması öngörülüyor” dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, 15’incisi gerçekleşen ‘Elektrik Dağıtım Şirketleri Sektör Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. Toplantıda açıklamalarda bulunan Bakan Bayraktar, 22 yılı aşan iktidarlarımız döneminde enerji sektöründe birçok yapısal reformu hayata geçirdiklerini vurgulayarak, “Elektrik dağıtım faaliyetlerinin özel sektör eliyle yürütülmesine yönelik 2008-2013 yılları arasında işletme hakkı devir sözleşmeleri ile büyük bir özelleştirme sürecini hayata geçirdik. Dağıtım şirketlerimizin, 4’üncü uygulama dönemi olarak ifade ettiğimiz 2021-2025 döneminde yaklaşık 70 milyar liralık onaylı bir yatırım planı bulunuyor. Bu uygulama döneminin ilk 4 yıldaki toplam yatırımın 55 milyar lira olarak gerçekleştiğini görüyoruz. İçinde bulunduğumuz 2025 yılı için ise 13 milyar liralık bir yatırım planlaması öngörülüyor. Bu süreçte dağıtım ağı uzunluğu ve trafo sayısında önemli artışlar olduğunu da görüyoruz. Özellikle kayıp-kaçak oranlarını daha da aşağıya çekecek yatırımları bir plan dahilinde devreye almamız gerekiyor” dedi. “2009 yılından bugüne kadar dağıtım sektöründe özel sektör eliyle toplam 20 milyar dolar yatırım yaptık” 22 yılı aşan iktidarlarımız döneminde Enerji sektöründe birçok yapısal reformu hayata geçirdiklerini vurgulayan Bakan Bayraktar, “Elektrik dağıtım faaliyetlerinin özel sektör eliyle yürütülmesine yönelik 2008-2013 yılları arasında işletme hakkı devir sözleşmeleri ile büyük bir özelleştirme sürecini hayata geçirdik. 2009 yılından bugüne kadar dağıtım sektöründe özel sektör eliyle toplam 20 milyar dolar yatırım yaptık. Abone sayımız 32.2 milyondan 50.3 milyona çıkarken, abone başına yatırım miktarı 13 dolardan 34 dolara çıktı. 947 bin kilometre olan dağıtım hatlarımız yine bu süre içerisinde 1.4 milyon kilometreye çıktı. Türkiye genelinde yüzde 20’leri bulan teknik ve ticari kayıp oranı yüzde 9.4’e indi. En büyük teknik ve ticari kaybın yaşandığı dağıtım bölgelerimizden birinde 2009 da yüzde 73 olan oran bugün yüzde 43’e, diğer bölgemizde ise yüzde 56’dan yüzde 32’ye geriledi” şeklinde konuştu. “Dağıtım şirketlerimiz 2025 yılı için ise 13 milyar liralık bir yatırım planlaması öngörülüyor” Bakan Bayraktar sözlerine şöyle devam etti: “Dağıtım şirketlerimizin, 4’üncü uygulama dönemi olarak ifade ettiğimiz 2021-2025 döneminde yaklaşık 70 milyar liralık onaylı bir yatırım planı bulunuyor. Bu uygulama döneminin ilk 4 yıldaki toplam yatırımın 55 milyar lira olarak gerçekleştiğini görüyoruz. İçinde bulunduğumuz 2025 yılı için ise 13 milyar liralık bir yatırım planlaması öngörülüyor. Bu süreçte dağıtım ağı uzunluğu ve trafo sayısında önemli artışlar olduğunu da görüyoruz. Özellikle kayıp-kaçak oranlarını daha da aşağıya çekecek yatırımları bir plan dahilinde devreye almamız gerekiyor. Dağıtım şirketleri tarafından vatandaşlarımıza sunulan hizmetin iyileştirmesine yönelik olarak mevzuatta bazı düzenlemeler yaptık. Belirlenen eşik değerlerden daha kötü hizmet sunulan vatandaşlarımıza tazminat ödenmesi yükümlülüğü getirdik. Şirketin faaliyet gösterdiği bölgedeki performansına bağlı ödül ve ceza mekanizmasını hayata geçirdik. Tedarik sürekliliği ve teknik kalite yükümlülüklerin takibine olanak sağlayan akıllı sayaçların kullanımına yönelik değişikliklere gittik.” Kalite Faktörü uygulamasından da bahseden Bakan Bayraktar, “Kalite Faktörü uygulaması ile 2021 yılına ilişkin yapılan değerlendirmeler neticesinde 2 şirkete 53 milyon 559 bin 435 lira ilave gelir, 19 şirkete toplam 280 milyon 433 bin 996 lira tutarında ceza uygulandı. Yaşanan kesintiler nedeni ile dağıtım şirketlerinin vatandaşlarımıza karşı 2021 yılında yaklaşık 264 milyon, 2022 yılında 370 milyon ve 2023 yılında da 217 milyon liralık tazminat yükümlülüğü oluştu” dedi. “Yenilebilir enerji kurulu gücünde Avrupa’da 5’inci sıradayız” Milli Enerji ve Maden Politikası doğrultusunda yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını önceliklerinin olduğunu ifade eden Bakan Bayraktar, “2024 yılında elektrik enerjisi üretiminde yerlilik oranını en üst seviyeye taşıyarak yüzde 70’e çıkarttık. Yine 2024 yılında yerli ve yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimimizi yüzde 60‘lara yükselttik. Son 20 yılda 3’e katlayan elektrik talebini karşılamak amacıyla kurulu gücümüzü 115 bin megavatın üzerine çıkardık. Geldiğimiz noktada ülkemizdeki kesintili kaynaklar olan rüzgâr ve güneş üretim santrallerinin kapasitesi 32 bin megavatı geçmiş durumda. Evlerimizde kullandığımız elektriğin tamamını rüzgâr ve güneş enerjisinden karşılayabilir hale geldik. Yenilenebilir enerji, artık sistemimizin istisnai bir kaynağı değil temel taşlarından biri oldu. Yenilenebilir enerji kurulu gücünde dünya ilk 11’ine girdik, Avrupa’da 5’inci sıradayız. Avrupa’da elektrik talebi en büyük 3’üncü ülkeyiz” diye konuştu. “Önümüzdeki 11 yılda rüzgâr ve güneş kurulu gücümüzü 4 katına çıkararak 120 bin megavata yükseltmeyi hedefliyoruz” Yenilebilir enerji alanında hedeflere değinen Bakan Bayraktar, “Elektrikli araçlar, dijitalleşme ve yapay zekanın da etkisiyle 2035 yılında en az 510 milyar kilovatsaatlik bir elektrik talebimizin olacağını öngörüyoruz. Bu yüksek talebini karşılamak için yenilenebilir enerjinin her alanında çok iddialı hedeflerimiz var. Önümüzdeki 11 yılda rüzgâr ve güneş kurulu gücümüzü 4 katına çıkararak 120 bin megavata yükseltmeyi hedefliyoruz. Tabii ki üretimdeki bu artışı, sağlıklı yönetebilmemiz güçlü iletim ve dağıtım altyapısına sahip olmamızı zaruri kılıyor. Bu doğrultuda ülkemizi doğudan batıya, kuzeyden güneye kuşatacak bir yeşil enerji koridoru oluşturmamız ve böylece elektrik şebekemizi çok daha güçlü hale getirmemiz gerekiyor. 2 bin 500 megavat olan elektrik ithalat ve ihracat kapasitemizi 2035 yılına kadar 3 katına çıkararak 7 bin 500 megavatlık bir kapasiteyle bölgemizde elektrik ticaretinde de merkez ülke haline gelmeyi hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.