POLİTİKA - 10 Ocak 2025 Cuma 15:11

Bakan Fidan: "Parçalanmış bir Suriye kesinlikle görmek istemiyoruz"

A
A
A
Bakan Fidan: "Parçalanmış bir Suriye kesinlikle görmek istemiyoruz"

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarına ilişkin, “İki devletli çözüm perspektifine gidilmeden hedefine ulaşılmadan bölgede kalıcı barışın mümkün olmayacağının altını çiziyoruz. Bizim görmek istediğimiz ateşkesin bir an önce sağlanıp zulmün gözyaşının ve kanın durmasıdır" dedi. Suriye ile ilgili konuşan Bakan Fidan, "Yabancı, Suriye dışından gelen aktörlerin Türkiye’den, Irak’tan, İran’dan ve Avrupa’dan gelmiş PKK’lıların ülkeyi terk etmesini istiyoruz. Geri kalanların Suriye’nin yeni ortamına entegre olmasını destekliyoruz. Suriye’nin milli güvenliği, birliği, bütünlüğü önemli. Parçalanmış bir Suriye gerek siyasal açıdan gerek toprak açısından kesinlikle görmek istemiyoruz” dedi.


Taksim’de bir otelde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, yerli ve yabancı basın kuruluşları temsilcileri ile bir araya geldi. Bakan Fidan konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. İsrail hükümetinin görevlendirdiği Nagel Komitesi’nin, Türkiye ile muhtemel bir savaş öngördüğünü belirten bir gazetecinin Türkiye’nin İsrail ile yakın tarihte bir çatışma öngörüp görmediğine yönelik bir soru üzerine Bakan Fidan, “İsrail’in bölgedeki yayılmacı, çatışmacı politikaları sadece bölge ülkelerinin değil, uluslararası toplumun, uluslararası adaletin bir sorunu haline gelmiştir. Bu sorun tek başına Türkiye’nin sorunu değildir. İsrail’in ortaya koyduğu küresel ve bölgesel çaptaki problemi bölge müttefikleriyle, küresel aktörlerle, ortaklarımızla hep beraber karşılayacağız ve üstesinden geleceğiz” dedi.


Yunanistan’la kıta sahanlığı meselesi ve Kıbrıs konusu üzerine konuşan Bakan Fidan, “Türkiye Yunanistan arasındaki olumlu ilişki özellikle liderler düzeyinde başlatılan olumlu ilişki bizim yakın ve uzakta dönemde aldığımız sorunları çözmede gerçekten iyi ortam sağlıyor. Ve bunu da devam ettirmeye çalışıyoruz. Sorunun iki tabiatı bulunmakta birincisi sorunun kendisi. İç politik dış politik herhangi bir etkinin olmadığı bir yerde iki rasyonel akıl bir araya geldiğinde Ege’deki soruna ve diğer konulara Batı Trakya’daki konulara nasıl bakar meselesi mevcut. Burada yoğunlaşmalarımız var. Diğer taraftan kuşatıcı çevresel faktörler başta iç politika alanları devreye girdiği zaman ortaya çıkan tablo. Yunanistan tarafından iç politik baskının mevcut sorunları yönetmede daha farklı bir zemin oluşturduğunu görüyoruz. İç politik baskı sadece menfaati esas alan bir noktada olsa aynı Türkiye’de olduğu gibi daha rasyonel bir zeminin bulunarak iletileceğini düşünüyorum. Bu çerçevede muhataplarımızın içinde bulunduğu durumu da anlıyoruz. Bu hayatın bir gerçeği. Biz odağımızı yetirmediğimiz sürece kararlılıkla ilerlemeye devam edeceğiz. Önemli olan lider cesaretidir. Bu konuda kamuoylarının kendilerine verdiği siyasal desteği ve onayı büyük bir liderlikle sorun çözmede kim gösterecek. İnşallah iki ülke de seçim menziline girmeden önemli adımlar atar diye düşünüyorum” diye konuştu.



"Bir terörist örgütü hapiste tutmak için başka bir terörist örgütü kullanma politikası yanlış"


Amerika Birleşik Devletlerinin terör örgütü PKK/YPG’ye destek verdiğine yönelik bir soru üzerine Bakan Fidan, “Bir terörist örgütü hapiste tutmak için başka bir terörist örgütü kullanma politikasının yanlış olduğunu söyledik. Kendileri de biliyor. Kendilerinden önce başlatılan bir süreç. Müttefiklik ruhunu öldürdüğünü söyledik. Her türlü dayanışma ruhunu aykırı olduğunu söyledik. Amerikalı ortaklarımız biz askeri operasyon düzenlediğimiz zaman yani kendilerini hedef almadığımız sürece bir sıkıntımız olmadı. Bundan sonra da olacağını düşünmüyorum” dedi.


Bakan Fidan ABD ile ilişkilerin olumlu olduğunu, Amerika ile Türkiye birbirine ihtiyaç duyan iki ülke olduğunu belirterek yeni ABD yönetimiyle yapıcı ve açık diyaloğa devam edeceklerini ifade etti.



"Amerika’nın gücünü kullanarak onun arkasına saklanarak kendi menfaatleri için söz söyleyen ülkeleri açıkçası dikkate almıyoruz"


ABD Dışişleri Bakanı Blinken’ın Fransa’ya düzenlediği ziyaret ve terör örgütü YPG’nin Fransa’ya asker çağrısı üzerine bir soru üzerine Bakan Fidan, “Terörle mücadele Suriye’nin birliği ve bütünlüğüyle ilgili konular karşısında duruşumuz net. Avrupa’daki bazı küçük ülkelerin Amerika’nın şemsiyesi altında belirli operasyonlara katılıp oradan söz söylemeye dönük politikalarının ne bölgeye ne de kendilerine hiçbir katkısı olduğunu düşünmüyorum. Amerika’nın olmadığı bir yerde kendileri bölgeye gelip askeri güç bulundurabiliyorlarsa görelim. Ama bunun böyle olmadığını biliyoruz. Amerika’nın gücünü kullanarak onun arkasına saklanarak kendi menfaatleri için söz söyleyen ülkeleri açıkçası dikkate almıyoruz. Bizim muhatabımız ABD’dir. Diğerlerini muhatap almıyoruz. Fransa’nın yapacağı bir şey varsa, Anayasa ile kendi vatandaşı olarak tanımladığı insanları hapishanelerden alıp kendi ülkesine getirip kendi hapishanesine koyup kendi mahkemesinde yargılamasıdır. Orda onu YPG’liye başka bir teröriste hapishane hizmetleri verdirip daha sonra ben onu destekleyeceğim demek değildir. Sen kendi tutuklunu kabul etmeyip bunu hapiste tutan teröristi destekliyorsun. Bunun izahı yok” diye konuştu.


Şam’da artık halkın sahiplendiği bir yönetim olduğunu söyleyen Bakan Fidan, “Bu yönetim Suriye’nin tamamını kucaklayan halkın çektiği sıkıntılara zulme son veren bir yönetim olacak. Yönetimin kendi milli bütünlüğünü, birliği ve beraberliğini, siyasal bütünlüğünü, toprak bütünlüğü sağlamak için atacağı adımlarda YPG’nin bölgede oluşturduğu işgali ve terörü son erdirecek bir ajanda olduğunu görüyoruz. Bunu hayata geçirmeleri için kendilerine fırsat verilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bunu bekliyoruz şu anda” diye konuştu.



“Filistin’de görmek istediğimiz ateşkesin bir an önce sağlanıp zulmün gözyaşının ve kanın durmasıdır”


İsrail’in Filistin’de uyguladığı katliama ilişkin bir soru üzerine ise Bakan Fidan, “İki devletli çözüm perspektifine gidilmeden hedefine ulaşılmadan bölgede kalıcı barışın mümkün olmayacağının altını çiziyoruz. Bu realitenin bu gerçekliğin bir ifadesi. Şu anda ateşkesle ilgili devam eden arabuluculuk faaliyetleri var. Ciddi telkinlerde ve tavsiyelerde bulunmaktayız. Günün sonunda bizim görmek istediğimiz ateşkesin bir an önce sağlanıp zulmün gözyaşının ve kanın durmasıdır. Şu ana kadar bu mümkün olmadı. Bunun belki ayrıca tartışılması gerekir. Bir takım uluslararası aktörlerin aslında anlaşmayı sağlamaktan ziyade İsrail’e zaman kazandırmak için diplomatik süreç işlettiğini de biz bu süreçte gördük” ifadelerini kullandı.



"Türkiye’nin Suriye’deki askeri varlığını yeniden gözden geçirmek düşünmek durumundayız"


Bir gazetecinin yeni dönemde Türkiye’nin Suriye’deki askeri birliklerini tutma konusundaki fikrinin ne olduğunu sorması üzerine Bakan Fidan, “Yeni gerçeklik ışığında biz de oradaki varlığımızı yeniden gözden geçirmek düşünmek durumundayız. Bu şuanda yapılıyor. Yeni hükümetin attığı adımlara paralel olarak Türkiye de Suriye olan ilişkilerini gözden geçiriyor. Şu anda geldiğim noktada temel önceliğimiz Suriye’nin muhaliflerin kontrolü altında yaşayan bölgelerdeki yaklaşık 5 milyon Suriyeli kardeşimizin hayatını sürdürmesini sağlayacak temel hizmetlerin verilmesi. Şimdi bu Suriye’nin tamamı için temel bir sorumluluk haline geldi. Sadece bizim değil o bölge devletleri için. Çok yeni bir süreçteyiz. Daha bir ay oldu. Bunu gözden geçiriyoruz. Oradaki varlığımızın artık farklı bir boyuta evrilmesi gerekecek. Her şey yolunda giderse” dedi.


Avrupa Birliği ile ilişkiler sorusu üzerine ise Bakan Fidan, "Biz tarihsel yolculuğumuzda da tam üyelik perspektifine destek verildi. AB tarafında biz bunu maalesef göremedik. Zaman zaman yaptığımız görüşmelerde dile getiriyoruz. Türkiye 2008-2009-2010 yıllarında AB’ye üye olsaydı bugün nasıl bir jeostratejik manzarayla karşı karşıya kalırdı. Tarih bu şekilde devam etmedi. Bundan ders çıkarılır mı ? Bence ders çıkartılmalı. Siyasimizi dilimizi bu yönde günceleyebilecek miyiz? Türkiye bunun mücadelesini 20 yılda verdi. Tarihin hazin bir tecellisi ki Avrupa Birliği’nde de tam tersi bir mücadele oldu. Türkiye olmasın diye. Bu da onların meşru siyasal hakları. Bu siyasal denklem değişmediği sürece bizim daha farklı işbirliği modellerini mevcut halinden daha da ileri götürme şansımızın olmadığı gözüküyor. Sorduğunuz vize işbirliği meselesi bu siyasal bir bütünleşme gerektirmeyen bir konu olduğu için biraz daha teknik bir konu. Bunun çok rahat hayata geçmesi mümkün olabilir. 27 ülkeli bir Avrupa Birliği’nde belli Türkiye ile ilgili konuların rehin alındığını görüyoruz. Bu Avrupa Birliği’ndeki çeşitli mekanizmaların işletilmemesinden dolayı teknik sebeplerle büyük stratejik hedeflere ulaşılmadığını görüyoruz. Türkiye, AB üyeliğinde ortaya koyulan dar başlılıkla, kaybedilen stratejik kazanç neyse bugün üyelik dışı yapılacak işbirliği alanlarında da ortaya çıkartılan küçük engellemelerin aslında yine büyük stratejik çıkarları ve menfaatleri engellediğini görmek gerekiyor. Problem, bunu ne görecek? Ne anlayacak? Ne analiz edecek? İnsan yok ortalıkta. Böyle bir siyasal körlük içerisindeyiz. En büyük sorun bence Avrupa’da bu” ifadelerini kullandı.



“Böyle bir tehditle yaşama şansımız yok”


Suriye yönetiminin Amerika’ya rağmen terör örgütü YPG’ye operasyon yapması hakkında konuşan Bakan Fidan, “Böyle bir tehditle yaşama şansımız yok. Ya başkası açacak ya da biz açacağız” diye konuştu.



“Maalesef savaş durmadı”


Sudan ve Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki sorunların giderilmesi için Türkiye’nin adımları hakkında Bakan Fidan, “Birleşik Arap Emirliklerine geçtiğimiz hafta yaptığımız ziyarette Birleşik Arap Emirlikleri devlet başkanı Sayın Muhammed bin Zayid ile bir araya geldik. Bölgesel konuları derinlemesine ele alma imkanımız oldu. Bunlardan biri de Sudan’daki durum ve çatışmaların durdurulmasına ilişkin hususlar. Özellikle çatışan taraflardan olan Sudan tarafında Abdülfettah Abdurrahman el-Burhan ile Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki sıkıntının giderilmesi konusu da masaya yatırıldı. Bu Birleşik Arap Emirlikleri ile Sudan’daki tarafların arasında bir arabuluculuğa tabii ihtiyaç duyulmakta. Suudi Arabistan ve Amerika’nın işlettiği mekanizmalar var. Çeşitli çabalar oldu. Maalesef savaş durmadı. Bölgemizdeki diğer savaşlar gibi Sudan’daki savaşta çok sayıda can kaybına sebep olmaktadır. Uluslararası toplum olarak Sudan’ı yakın mercekte ele almak gerekiyor” dedi.



“İnşallah gelecek nesillere büyük bir sorun yumağı bırakmayız”


Yunanistan – Türkiye arasındaki ilişki hakkında Bakan Fidan, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yaptığım basın toplantısında da ifade ettim; benim görmek istediğim Kıbrıs’taki hem Rum kesiminin hem de Türk kesiminin Yunanistan’ın, Türkiye’nin hep beraber sorunlarını çözdüğü Ege’yi ve Akdeniz’i bir barış, kalınma ve refah bölgesi haline getirdiği dünyayı görmek istiyorum. Bunun olmaması için hiçbir sebep yok. Şu anda aslında var olan hayatlarımızı, duruşlarımızı değiştirmeden, hiçbir şey kaybetmeden biraz cesaretle bu işleri çözebileceğimize ben yürekten inanıyorum. Geçmişten taşıdığımız tarihsel duygular var. O bugüne de etki ediyor. Bugün başka bir gerçeklik oluşmuş durumda. Bu durumlarda siyasal liderliklere ihtiyaç var. Ben iki ülke liderliğinin de şu anda bunu yapmak istediğini görüyorum. İnşallah gelecek nesillere büyük bir sorun yumağı bırakmayız. Biz nasıl sorunu geçmiş nesillerden devraldık, biz onu çözeriz ve gelecek nesle kalmaz. Çalışamaya devam etmek gerekiyor” şeklinde konuştu.



“Türkiye’nin koordinasyonu ve çabalarıyla devam eden bir insani yardım faaliyeti var”


Suriye’nin tekrar kurulmasında Türkiye’nin izleyeceği rol hakkında bilgi veren Bakan Fidan, “Özellikle kurumlar arası bir koordinasyon mekanizması kurduk. Türkiye’deki bakanlıklarımızın, devlet kurumlarının organize bir şekilde Suriye’deki altyapı sorunlarına ilişkin neler yapılabilir çalışmalarımız son sürat devam ediyor. Diğer taraftan uluslararası partnerlerimiz ve bölgesel partnerlerimiz bunun ön çalışmaları başladı. Şu anda Türkiye’nin koordinasyonu ve çabalarıyla devam eden bir insani yardım faaliyeti var. Özellikle Suriye’nin mahrum kalmış bölgelerinde gıda sorunu yaşayan yerlere belli bir miktar gıdanın iletilmesi konusunda devam eden trafik var. Kalkınmayla ilgili sorunların başında gelen elektrikle ilgili devam eden çalışmalar var. Katar’ın gündem de tuttuğu bazı projeler var. Türkiye’nin bu konuda verdiği destek var. Ürdün’ün bu konu da fikirleri var. Bunlar şu anda bir araya getiriliyorlar. Önümüzdeki günlerde bazı bölgesel toplantılar olacak. Toplantılarda da ana konunun mutlaka bu yardımların bir an önce uyumlaştırılması ve hızlandırılması konusu olacak. Bu bizim için kalıcı bir uğraşı konusu. Körfez İşbirliği Teşkilatı’nın bu konuda bir karar aldığını öğrendik. Diğer taraftan Avrupa Birliği’nin kurumsal çalışmaları başlattığını gördük. Bütün ulus aktörlerin ve uluslararası kurumların bu konuda koordineli bir şekilde çalışmaya başlaması, bu meseleyi kendilerine bir dert edinmesi gerçekten sevindirici bir konu. Suriye’deki yeni yönetimin bu işbirliğini tabii hakkıyla yönetebilmesi, en azından niyet bazında işbirliğine sıcak bakması fevkalade önemli. İnşallah kurumsal kapasiteleri de kendilerine sunulan yardım tekliflerini, işbirliği alanlarını ilerletme konusunda yeterli olur. Bu konuda da gerekli telkinleri yapıyoruz. Kurumsal kapasitenin geliştirilmesi önemli. Finansal araçların tekrar gündeme alınması önemli. Başta Merkez Bankası’nın işleyişi olmak üzere ki içerdeki piyasa işlemeye başlasın” ifadelerini kullandı.



“Türkiye’den, Irak’tan, İran’dan ve Avrupa’dan gelmiş PKK’lıların ülkeyi terk etmesini istiyoruz”


Suriye’deki Türkiye’deki duruşu hakkında ve terörist başı Abdullah Öcalan için Hakan Fidan, “Yeni yönetim Şam’da bizim daha önce ifade ettiğimiz milli güvenlik hedeflerimize uygun olarak onlarında ifadeleri aynı. Biz yabancı, Suriye dışından gelen aktörlerin Türkiye’den, Irak’tan, İran’dan ve Avrupa’dan gelmiş PKK’lıların ülkeyi terk etmesini istiyoruz. İflah olmaz PKK’lı kadrolar var. Geri kalanların Suriye’nin yeni ortamına entegre olmasını destekliyoruz. Suriye’nin milli güvenliği, birliği, bütünlüğü önemli. Parçalanmış bir Suriye gerek siyasal açıdan gerek toprak açısından kesinlikle görmek istemiyoruz. Bu parçalanmışlık hem bölgesel kötü aktörler tarafından kullanılabiliyor ve maalesef bölgemize istikrarsızlık kazandıran uluslararası aktörler için bir müdahale zemini oluşturuyor. Diğer konuda söz konusu şahısla alakalı herhangi bir değişiklik yok. İmralı’da devam ediyor” dedi.



“Tarihi bir fırsat penceresi var”


Karabağ işgalinin son bulmasıyla ilgili Bakan Fidan, “Karabağ işgalinin son bulması gerçekten bölgedeki kalıcı barışın sağlanması için inanılmaz bir aşamaydı. Bu konuda emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Şehit olanlara Allah’tan rahmet diliyorum. Burada artık bölgesel barışın kalıcı hale getirilmesi, kurumsallaştırılması gerekmekte. Kafkasların son 100 yıldır gerçekten istikrarsızlık alanı olması hiçbirimizin lehine olmadı. Bunu daha da ileri taşımak mümkün, tarihi bir fırsat penceresi var. Sayın Aliyev’in bu konuda kararlı liderliğini takdir ediyoruz. Hem bölgeyi hem Azerbaycan’ı kalkındırma konusunda atmak istediği adımlar önemli. Sayın Paşinyan’ın da bu konuda olumlu, cesur tavırları var. Onu da Türkiye olarak biz yakından takip ediyoruz. Kalıcı barışın artık imzaların atılması için geri kalan bazı birkaç maddenin de tamamlanması gerekiyor. Umut ediyoruz ki 2025 yılında bu tamamlanır” dedi.



"Rusya esas itibariyle, çok rasyonel bir karar almıştır"


Suriye’ye önceki rejimin talebi üzerine Rusya’nın askeri olarak destek verdiğini hatırlatan Bakan Fidan, "Ancak 2017’den itibaren özellikle Cumhurbaşkanımız ile Putin arasındaki ilişkinin ortaya koyduğu bir ivmeyle de bizler Astana sürecini işletme konusunda önemli adımlar attık. Bu süreç devam ederken Rusya’nın bölgede neyi ne kadar hedeflediği neler yaptığını görme imkanımız da oldu. Günün sonunda Rusya esas itibariyle, çok rasyonel bir karar almıştır. Beşşar Esad’a artık desteklenmesinin ne bölgeye ne Rusya’ya herhangi bir fayda getirmediğini neticesine varmıştır. Ve beni tahmin onlar bu kanaati çok önceden görmüşlerdi. Ama son Halep’in ele geçirilmesinden sonraki süreç bunu biraz daha tetikledi diye düşünüyorum. Yoksa Rusların askeri kabiliyeti vardı. Bu askeri kabiliyeti kullanabilirlerdi. Ama kullanmayı tercih ettiler. Çünkü burada rasyonel akıl modeliyle davrandılar açıkçası. Rus üslerinin Suriye’deki geleceği meselesi, Suriye’deki yeni yönetim ile yapacakları müzakereye bağlı olarak evrileceğini düşünüyorum. Ruslar Şam’ın düşüşü sırasında yapılan mutabakat gereği duruma müdahale etmediler devrimciler de Rus birliklerinin güvenli bir şekilde kendi üslerine geri dönmesini temin ettiler ve bu mutabakat ile Rus üslerine saldırmadılar” ifadelerini kullandı.



"Bizim beklentimiz Trump ve ekibiyle kalıcı barış konularının beraber çalışılarak ilerletilmesi"


Amerika Birleşik Devletleri’nde Trump döneminde Filistin konusunun nasıl şekilleneceğini yönelik bir soru üzerine ise Bakan Fidan, "Şu anda ateşkes görüşmelerinde belirli bir mesafe kat edildiğini de görüyoruz. İfade ettiğim gibi bir an önce ateşkesin olması. Sayın Trump’ın ateşkes arzunu destekliyoruz. Olumlu buluyoruz. Bizim beklentimiz kendisiyle ve ekibiyle başta Türkiye ve Amerika ilişkileri olmak üzere İsrail -Filistin meselesi Rusya Ukrayna barışı Ortadoğu’daki kalıcı barış konularının Balkanlardaki barış konularının en iyi şekilde beraber çalışılarak ilerletilmesi. Pozisyonumuz bir şekilde değişmiyor. Gizli bir gündemimiz de yok. Gayet açık ve şeffafız. Sadece kendi çıkarlarını önceleyen bir durumda da değiliz. Partnerlerimizin çıkarlarını da hesaba katan politikaları ortaya koyuyoruz. Bizim beklentimiz bu yöndeki çalışmaların devam etmesi” diye konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Vali Hacıbektaşoğlu’ndan ruhsat iptali ve altın arama açıklaması Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu, şehir merkezindeki 9 işletmenin alkol ruhsatlarının iptal edilmesi ve Alaplı ilçesindeki altın arama iddialarına ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bölgedeki aramanın ön arama olduğunu belirten Hacıbektaşoğlu, "Birileri çıkıyor. Sizi, bizi kullanıp hepimizin bildiği, kutsiyet atfettiğimiz önem arz ettiğimiz kavramları önümüze koyarak bize dillendirerek kendi ayağımıza sıkmamıza sebep oluyor" dedi. Zonguldak’ta 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla basın mensuplarıyla bir araya gelen Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu, gazetecilerin sorularını yanıtladı. 9 işletmeye verilen alkol ruhsatlarının iptaline ilişkin soruyu yanıtlayan Hacıbektaşoğlu, "Mevzuatımız açık. Okullar, camiler, hükumet binaları, devlet nerelerde olabileceği tarif eder. Bir de bunun toplumsal boyutu var. Turizm konuşuyoruz. Toplumun ihtiyaçlarını konuşuyoruz. Alkollü mekanlar olacak. Ama bunu yerli yerinde mevzuata uygun olarak yapmak lazım. Belediyemize talepler var. Biz de tüm uygulamalarda olduğu gibi bu konuda bir hassasiyetimiz var. Hukuki süreç devam ediyor. Yürütmenin durdurulması iptal davamızı açtık. Dava süreci devam ediyor" dedi. Alaplı ilçesinde altın arama iddialarına yönelik soruyu da yanıtlayan Vali Hacıbektaşoğlu, "Dünyanın ulaştığı bugün insanlığın ulaştığı, hem kural olarak hem uygulama olarak çevre normlarını uygulayalım. Kesinlikle zarar görmemizi bu konuda hepimiz uğraşalım. Ama ilk başta birileri çıkıyor. Sizi bizi kullanıp hepimizin bildiği, kutsiyet atfettiğimiz önem arz ettiğimiz kavramları önümüze koyarak bize dillendirerek kendi ayağımıza sıkmamıza sebep oluyor. Çevre, insan sağlığı önemli. İş güvenliği önemli. Toprağım, suyum önemli. Canım kadar önemli. Kendi evladımın canı kadar önemli. Hepimiz açısından. O zaman ağaç da kesmeyelim ormandan. Çürüsün, toprağa karışsın. Balık da tutmayalım. Kömürümüzü de çıkartmayalım. Fındığı da toplamayalım. Kim neyi niye söylüyor. Buna bakmak lazım. Bunu kim niye istiyor buna bakmak lazım. Samimi olan gerçekten çevreye, insan sağlığına zarar veren hiçbir şeyi istemiyoruz. Kim ne yaparsa yapsın. Bunu kesinlikle istemiyoruz. Ön aramada hiçbir müdahale yapamaz. Ağaca, bitkiye, toprağa herhangi bir yere müdahale yapmayı içermez. Dolayısıyla hem Zonguldak’ta hem de Türkiye’nin başka bir yerinde onlarca, yüzlerce, binlerce arama izni var. Bunlar hiçkimseden gizli yapılmıyor. Talep edildiğinde MAPEG’in sitesinde Türkiye’ye, dünyaya açık ilan ediliyor" ifadelerine yer verdi. Program, hatıra fotoğrafı çektirilmesi ile son buldu.
İstanbul Esenler Belediyesi’nden kentsel dönüşüme özel destek Esenler Belediyesi, kentsel dönüşüm sürecinde hak sahiplerine ve kiracılara güncellenen yeni fiyatlarla ek kira ve taşınma yardımı sağlamaya devam ediyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 6306 Sayılı Kanun kapsamında ilan edilen riskli alan, rezerv yapı alanı ve riskli yapılarda hak sahiplerine sağlanan kira ve taşınma yardımlarına ek olarak Esenler Belediyesi de özel ek destekler veriyor. Bakanlık tarafından riskli alan ve rezerv yapı alanındaki hak sahiplerine 48 ay boyunca aylık 8 bin TL, riskli yapılardaki hak sahiplerine ise 18 ay süreyle aynı tutarda kira yardımı yapılırken; bu alanlarda kiracı olarak ikamet eden vatandaşlara ise bir defaya mahsus 16 bin TL taşınma yardımı yapılıyor. Bir destek de belediyeden Esenler Belediyesi de kentsel dönüşüm sürecinde vatandaşlara destek olmak amacıyla ilçe genelindeki riskli alanlar, rezerv yapı alanları ve bu alanlarda yer alan yeni yapılarla ilgili ek yardımlar sağlıyor. Esenler Belediyesi tarafından belediye veya bağlı kuruluşlarıyla anlaşma yaparak riskli yapılarını yenilemek isteyen hak sahiplerine bakanlığınkine ek olarak aylık 7 bin TL kira yardımı yapılırken; bu alanlarda kiracı olarak ikamet eden vatandaşlara ise bir defaya mahsus 14 bin TL taşınma yardımı veriliyor. Esenler Belediyesi, bu adımla hem dönüşüm sürecini hızlandırmayı hem de vatandaşların mağduriyetini en aza indirmeyi hedefliyor.
Balıkesir Veteriner Fakültesinde bin 976 hayvan tedavi edildi Balıkesir Üniversitesi (BAÜN), faaliyet gösterdiği tüm alanlarda değer üretimini sürdürüyor. BAÜN Veteriner Fakültesi de eğitim ve akademik çalışmaların yanı sıra hayvan sağlığı alanında gerçekleştirdiği çalışmalarla dikkat çekiyor. BAÜN Veteriner Fakültesi bünyesinde faaliyet gösteren Hayvan Hastanesinde, 2024 yılında bin 976 hasta hayvana yardım eli uzatıldı. Balıkesir Üniversitesi Veteriner Fakültesinde hizmet veren Hayvan Hastanesi bünyesinde; bulaşıcı, öldürücü, viral ve bakteriyel hastalıklara yakalanan başta kedi ve köpek olmak üzere farklı türlerdeki pek çok çiftlik, egzotik ve yaban hayvanı büyük bir titizlikle yürütülen tedavi protokolleri neticesinde sağlıklarına kavuşurken, aşılama protokolleri ile koruyucu hekimlik hizmetleri çerçevesinde paraziter ve zoonoz hastalıklarla mücadeleye de devam ediliyor. Her geçen yıl tedavi edilen hayvan sayısını artırarak bölgeye en iyi hizmeti vermeyi amaçlayan BAÜN Veteriner Fakültesi Hayvan Hastanesine ayda yaklaşık 166 hasta gelirken; 2024 yılının ilk 6 ayında 980, ikinci altı ayında 996 hasta sahibi hastaneden hizmet aldı. 2024 yılında yaklaşık 2 bin hayvana muayene, teşhis, tedavi ve ameliyat hizmeti verildi. Hayvan hastanesinde; yaklaşık 774 kedi, 854 köpek, 150 sığır, 102 koyun, 9 keçi, 5 deve, 6 at, 67 kanatlı hayvan ve 9 adet tavşan, sincap, kaplumbağa ve gerbilden oluşan egzotik hayvan türüne hizmet verildi. Çiftlik hayvanlarını tedavi ettirmek için başvuruda bulunan yetiştiricilerin sorunlarının belirlendiği hayvan hastanesinde, alanlarında uzman nitelikli akademisyenler tarafından hayvanlar için etkin tedavi yöntemleri uygulanmaya devam ediyor. Farklı Bölgelerden hasta kabulü yapılıyor Hayvan Hastanesi hakkında bilgiler veren BAÜN Hayvan Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Nevzat Saat, “Hayvan hastanesine getirilen kedi, köpek, egzotik hayvanlar, yaban hayvanları ve çiftlik hayvanları güncel tanı ve tedavi yöntemlerinin uygulandığı hastanemizde gerçekleştirilen operasyon ve müdahalelerle sağlıklarına kavuşturuluyor. Balıkesir’in yanı sıra çevre illerden de başvuruların yapıldığı hastanede rutin basit operasyonlarla beraber uzmanlık gerektiren cerrahi operasyonlar da uzman ekipler tarafından başarılı bir şekilde gerçekleştiriliyor” dedi. Hayvanların iyileştirilmesi için gereken bütün hizmetlerin seferber edildiğini ifade eden Başhekim Doç. Dr. Nevzat Saat, gelen hastalara; muayene, teşhis, tedavi ve kapsamlı uzmanlık gerektiren cerrahi operasyonlar, ultrasonla gebelik muayenesi, kısırlaştırma, genital organ tümör cerrahisi gibi operatif müdahalelerin yanı sıra suni tohumlama, genetik analiz, nekropsi ve rutin laboratuvar analizleri gibi pek çok işlemin de hastane bünyesinde yapıldığını” belirtti. Hayvan Hastanesi kadrosu güçlenmeye devam ediyor Balıkesir Üniversitesi Veteriner Fakültesi bünyesinde yeni açılan Yabani Hayvan Hastalıkları Anabilim Dalına atanan öğretim üyeleri ile Hayvan Hastanesinin verdiği hizmet yelpazesinin genişlediğini ifade eden BAÜN Hayvan Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Nevzat Saat, hayvan hastanesi bünyesinde hizmet verecek Acil klinik kurulumuna yönelik çalışmaların da hızla devam ettiğini söyledi.
Trabzon Şenol Güneş: "Bulunduğumuz yer bize yakışmıyor" Trabzonspor Teknik Direktörü Şenol Güneş, bulundukları yerin kendilerine yakışmadığını belirterek üst üste maçlar kazanmak istediklerini söyledi. Trabzonspor, Trendyol Süper Lig’in 19. haftasında sahasında karşılaşacağı Antalyaspor maçının hazırlıklarını sürdürüyor. Antrenman öncesi Trabzonspor Asbaşkanı Zeyyat Kafkas ve Trabzonspor Teknik Direktörü Şenol Güneş, basın mensuplarının 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlayarak takımla birlikte pasta kesip fotoğraf çektirdi. Şenol Güneş, 10 Ocak Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutladığını ifade ederek, "Emek verdiniz. Uzun yıllar sonra emeğinizin karşılığını almak için sendikal haklara da kavuşursunuz. Mesleğe emek verenler, kurumlarına sahip çıksınlar ve iyi-kötüyü ayıralım. Her meslekte buna ihtiyaç var. Bizim yaptığımız işi kamuoyuna aktaran kişiler olarak sizlere teşekkür ediyoruz. Çünkü sizin de bildiğiniz gibi ekonomik tarafı olması nedeniyle popüler yönü olan bir meslek futbol. Her alandan insanlar buralara girebiliyor ama siz her gün buradasınız. Gönül veriyorsunuz, emek veriyorsunuz. Bizde de böyle. İşin değeri arttıkça, işin içine girdikçe bu işe zarar verenler de olabiliyor. Umarım hep birlikte hakemler, oyuncular, antrenörler, yöneticiler ve taraftarların olduğu bir düzende, bu işten nemalanmak isteyenlerin kurumlara zarar verdiğini görüp engel olabiliriz. El birliği içinde emek verenleri ön plana çıkarıp gençlerimizi de desteklememiz gerekiyor" dedi. Draguş’un sakatlığı nedeniyle takımdan ayrı çalıştığını belirten bordo-mavililerin teknik direktörü, "Saviç ve Okay takımla birlikte çalışmalara başladı. Okay biraz daha önde, iyi durumda. Onun dışında sakatlığımız yok. Ufak tefek rahatsızlıklar oluyor ama maça yansıyan bir sakatlığımız yok. Ziraat Türkiye Kupası’na iyi başladık ama ligde bulunduğumuz yer bize yakışmayan bir yer. Sahamızda maç kazanmamıza rağmen dışarıda ve içeride bir seri yakalayamadık. Umarım bu lig maçıyla üst üste iki galibiyet almış oluruz ve sonrasında ligde bir seri yakalamış oluruz, bize yakışan, olmamız gereken yere tekrar geliriz. Asıl hedeflerimizden biri kadromuzu oluşturmak. Pazar gününden sonra resmi olarak katılanlar olabilir, gidenler de olabilir. 13 Ocak’ta transfer dönemi başlayacak. Sivasspor maçında belki yeni gelenleri değerlendirebiliriz ama şu an itibarıyla gündemimizde Antalyaspor maçı var" diye konuştu. Zeyyat Kafkas da, Başkan Ertuğrul Doğan’ın nezrinde 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutladıklarını ifade ederek, "Bir anlamda sizler bizim çalışma arkadaşlarımızsınız. Özellikle transferlerde göndereceğimiz ve alacağımız oyuncularda kulüp menfaatini düşünerek bizlere destek olacağınızı düşünüyorum" ifadelerini kullandı.