ASAYİŞ - 05 Ocak 2025 Pazar 22:52

Avcılar’da korkutan çatı katı yangını

A
A
A

İstanbul Avcılar’da 6 katlı binanın çatı katındaki dairede yangın çıktı.

Edinilen bilgilere göre, akşam saat 21.30 sularında Avcılar ilçesi Merkez Mahallesi’nde 6 katlı bir apartmanın çatı katındaki dairede yangın çıktı. Gelen kokular üzerine yangını fark eden komşular, durumu itfaiyeye haber verdi. Kısa sürede olay yerine gelen itfaiye ekipleri, yangına müdahale ederek yayılmasını önledi. Ekiplerin çalışmasıyla kısa sürede kontrol altına alınan alevler söndürüldü.

 

Yangını komşuların haber verdiğini ifade eden apartman sakini Serkan Şahin, “Bir baktım alevler yükseliyor. İtfaiyeye haber verdik. Mal sahibi kiraya vermiş ama ben birkaç defa gördüm, yabancı da olabilirler. Bize aşağıdan haber geldi. Dışarıya çıktım duman altı olmuş. Şimdi biz de giremeyeceğiz eve” dedi.

Ozan Erturan - Abdulsamet Duman



 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Ağızdaki sessiz tehlike: Tükürük bezi taşı hatalığı Kulak, Burun, Boğaz (KBB) Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Nesrettin Fatih Turgut, tükürük bezi taşı hatalığının tedavi edilmediği takdirde derin boyun enfeksiyonuna neden olabileceğini söyledi. Tükürük bezlerinde oluşan taşlar, genellikle göz ardı edilen bir konu olarak dikkat çekiyor. Ancak bu küçük taşların büyük sorunlara yol açabileceği uzmanlar tarafından ifade ediliyor. Tükürük bezlerinde birikerek oluşan taşlar, tıbbi adıyla sialolitler, ağız içinde rahatsızlık ve ağrıya neden olabileceğini dile getiren Medicana Sağlık Grubu Doktorlarından KBB Uzmanı Doç. Dr. Nesrettin Fatih Turgut, hastalığın tanı, tedavi ve tedavi sonrası sürecinden bahsetti. Bu belirtilere dikkat Tükürük bezi taşlarını, çene altında ve yanak arkasında yerleşen tükürük salgısı üreten tükürük bezlerinde veya tükürük bezlerinin ağız içine açılmasını sağlayan tükürük bezi kanallarında görülen taşlar olarak belirten Medicana International Samsun Hastanesi KBB Uzmanı Doç. Dr. Nesrettin Fatih Turgut, “Tükürük bezi taşı tükürük içeriğinin yoğunluğu fazla olduğu için çene altı tükürük bezleri (submandibuler) ve kanallarında ve 30-60 yaş aralığında, erkeklerde daha fazla görülmektedir. Yetersiz sıvı alımı, tükürük salgısının azalmasına neden olan enfeksiyonlar, ilaç kullanımı ve çeşitli enfeksiyonlar ve tükürük bezi kanallarının darlıkları tükürük bezi kanalı içinde taş oluşmasına yatkınlık oluşturur. Bu hastalıkta tipik belirti, taşın var olduğu tarafta yer alan bezde yemek yeme sonrası gelişen şişlik ve ağrıdır. Tükürük salgısının dışarı atılamayıp birikimi, enfeksiyona yatkınlık oluşturur. Bakteriyel tükürük bezi iltihabı dediğimiz hastalık gelişebilir ki bu durumda şikayetler şiddetli hale gelebilir. Etkilenen tükürük bezinin aşırı şişmesi, aşırı hassasiyeti, ağrı ve ateş gelişebilir. Tedavi edilmediği takdirde, hastane yatışı gerektiren ve şiddeti daha fazla olan bir tabloya, derin boyun enfeksiyonuna, ilerleme görebiliriz” dedi. “Taşın büyüklüğü ve konumuna göre cerrahi müdahale söz konusu olabilir” Şikâyetleri daha hafif olan ve taş boyutları küçük ve tükürük bezi kanalının ucuna yakın yerde yerleşim gösteren hastalarda geleneksel tedaviler önerildiğini dile getiren Doç. Dr. Nesrettin Fatih Turgut, “Ağrı kesiciler fayda sağlar. Bol sıvı tüketimi, ısı uygulaması rahatlama sağlayabilir, bol sıvı tüketimini tüm hastalarımızda önermekteyiz. Aynı zamanda limon gibi ekşi ürünlerin emilmesi tükürük sıvısını artırır ve çok küçük taşların dışarı atılmasını sağlayabilir. Taş boyutunun büyük olması, taşında daha çok beze yakın yerde yerleşmiş olması durumlarında ise cerrahi uygulamaları gündeme gelmektedir. Taş yerleşimi, büyüklüğü etkilenen tükürük bezinin durumu cerrahinin şeklini belirler. Eğer taş tükürük bezi kanalında yer alıyorsa, sialendoskopi olarak adlandırılan kamera sistemi ile yer tespiti ve çıkarma işlemi herhangi bir kesi olmaksızın tercih edilir. Ancak taşın tükürük bezi içerisinde yer alması, boyutunun çok büyük olması durumlarında ise dışardan veya ağız içinden yaklaşım ile cerrahi seçenekleri gündeme gelmektedir” diye konuştu. “Büyük taşlar havalı kırma tekniği kullanılarak küçültülerek çıkarılıyor” Tükürük bezi kanallarının içindeki en uç bölgelere kadar ulaşabilen bir kamera sistemini kullanarak tükürük kanallarını inceleme yöntemi olan sialendoskopiden bahseden Doç. Dr. Turgut, “Bu sistem, kanal içindeki hastalıkların tanısı ve tedavisi için bir araç sağlar. Kamera sisteminin temel özelliği, tükürük kanalının içini milimetrik boyutlarda kontrol etme yeteneğidir, yaklaşık 1.5 mm’lik bir boyuttan bahsedilmektedir. Bu işlem genel anestezi veya lokal anestezi altında uygulanabilir. Hekimin deneyimi, hastanın sağlık durumu, hastanın uyumuna ve tercihine bağlı olarak tedavi planlaması yapılır. Sialendoskopi, genellikle tükürük kanallarında taş olan hastaların tedavisinde kullanılmaktadır. Ayrıca Sjögren hastalığı, radyoaktif iyot tedavisi almış hastalar ve tekrarlayan tükürük bezi iltihaplarına sahip çocuk hastalarda da bu yöntem uygulanabilir. Sialendoskopi süresi, taşın büyüklüğü ve konumuna bağlı olarak değişebilir. Büyük taşlar havalı kırma tekniği kullanılarak küçültülerek çıkarılır, bu nedenle işlem süresi uzun olabilir. Sialendoskopi sırasında herhangi bir kesi veya dikiş uygulanmaz, bu nedenle işlem sonrasında ağrı veya şikâyet gözlemlenmez. Geçici olarak aynı taraftaki tükürük bezinde şişlik olabilir ancak genellikle bu şişlik 1-2 saat içinde azalır. Hastalar, genellikle aynı gün içinde taburcu edilirler” şeklinde konuştu. “Sialendoskopi ile çıkarılamayan taşlar için açık cerrahi uygulanabilir” Cerrahi müdahale seçeneği hakkında da bilgi veren Turgut, “Taş boyutunun büyük olması, taşın bez içinde yerleşim göstermesi, sık enfeksiyona bağlı taşın kanala yapışık olması gibi nedenlerden dolayı sialendoskopi ile taşın çıkarılması mümkün olmayabilir. Bu durumlarda açık cerrahi seçeneği gündeme gelir. Eğer taş, kanal içinde yerleşim gösteriyorsa ağız içerisinden kanal üzerinde yapılacak ufak bir kesi ile taşa ulaşılır ve taş çıkarılır. Birkaç dikiş atılarak işlem tamamlanır. Hastalarımız ancak taş tükürük bezi içinde olursa veya tükürük bezi sürekli (kronik) enfeksiyona bağlı olarak işlevini yitirmişse (atrofiye uğramış) tükürük bezi genel anestezi altında çene altından kesi yapılarak tamamen çıkarılır. Ameliyat sonrası 2-3 gün hastane yatışı gerekebilir” ifadelerini kullandı.