GÜNDEM - 24 Ağustos 2024 Cumartesi 17:44

Adalet Bakanı Tunç: “Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail aleyhinde bir ceza davası maalesef açılamadı”

A
A
A
Adalet Bakanı Tunç: “Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail aleyhinde bir ceza davası maalesef açılamadı”

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Şifa Hastanesi 14 Günlük Vahşet" adlı belgeselinin Türkiye tanıtımına katıldı. Bakan Tunç, "Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail aleyhinde bir ceza davası maalesef açılamadı. Uluslararası ceza mahkemesi başsavcısının yakalama talep ettiği bir sanık, soykırım suçlusu Amerika Birleşik Devletleri kongresinde ayakta alkışlanabildi” dedi.

Gazze’deki Şifa Hastanesi’nin İsrail tarafından bombalanmasını konu alan "Şifa Hastanesi 14 Günlük Vahşet" adlı belgeselin Türkiye tanıtımı programı gerçekleştirildi. İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen tanıtım programına Adalet Bakanı Yılmaz Tunç katıldı. Programda konuşan Tunç, Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından İsrail aleyhinde bir ceza davası açılmadığını belirtti.

“Filistin’de 7 Ekim’den bu yana bir insanlık dramı yaşanıyor”

Filistin’de 7 Ekim’den bu yana devam eden katliamdan bahseden Bakanı Tunç, “Maalesef Filistin’de 7 Ekim’den bu yana bir insanlık dramı yaşanıyor. İnsanlık suçu işleniyor. Soykırım suçu işleniyor. Aslında 7 Ekim’den bu yana demek de az. 1 asırdan bu yana Filistin’de bir zulüm yaşanıyor. Bu süreç içerisinde gerek Kudüs’ün bozulmaması, uluslararası hukuka uyulması, birleşmiş milletler organlarının almış olduğu kararlar ortada ama bu kararların bir tanesine bile uymayan bir devlet söz konusu. Uluslararası hukuku tanımayan, uluslararası kuruluşların kararlarına uymayan bir İsrail var karşımızda. 7 Ekim’den bu yana da bir soykırım işliyor. 40 binden fazla insan, Filistinli şehit edildi. Bunun yüzde 80’i kadın ve çocuklardan oluşuyor. Dünyanın gözü önünde kadınlar ve çocuklar katlediliyor. Birleşmiş milletler soykırım sözleşmesinin bütün unsurları madde madde tüm unsurlarıyla ihlal edilmiş durumda. Dünyanın gözü önünde bu katliam gerçekleştirilmeye devam ediyor. İnsanlık vicdanı sokaklara taştı. Avrupa’nın, Amerika’nın üniversitelerinin kampüslerinde gösteriler, Filistin’e destek mitingleri yapılıyor. İsrailli saldırganların, işgalcilerin lanetlendiği gösterileri görüyoruz. Maalesef uluslararası sistemi temsil eden, uluslararası hukuku temsil eden kuruluşların nasıl etkisiz kaldığını da üzülerek görüyoruz” ifadelerini kullandı.

“Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcısı yakalama kararı talep etti ama bu kararla ilgili mahkeme bir karar vermedi”

Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin İsrail aleyhinde bir ceza davası açmadığını ifade eden Bakan Tunç, “Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail aleyhinde bir ceza davası maalesef açılamadı. Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcısı tutuklama talebiyle yakalama kararı talep etti ama bu kararla ilgili maalesef ceza mahkemesinin ilgili dairesi bir karar vermedi. Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcısının yakalama talep ettiği bir sanık, soykırım suçlusu Amerika Birleşik Devletleri kongresinde ayakta alkışlanabildi. İşte o soykırım suçlusunu, insanlık suçlusunu, kadın, çocuk katilini ayakta alkışlayanlar insanlık tarihine bir kara leke olarak geçmiş durumda. Bu suça ortak olduklarını açıkça ilan ediyorlar. 7 Ekim’den bu yana da ABD’nin silah göndererek, gemilerini göndererek o çocuk katliamına nasıl destek verdiğini hep birlikte görüyoruz” dedi.

Erhan Can - Salih Emre Kaşkaya



Adalet Bakanı Tunç: “Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail aleyhinde bir ceza davası maalesef açılamadı”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir’de yolcu minibüsünde cinayet İzmir’in Bornova ilçesinde bir yolcu minibüsü içerisinde, kimliği belirsiz kişi veya kişiler tarafından tabancayla vurulan 28 yaşındaki adam hayatını kaybetti. Olayın ardından kaçan şüpheliyi yakalamak için polis ekipleri tarafından çalışma başlatıldı. Olay, saat 22.00 sıralarında Evka 3 Mahallesi’nde bulunan yolcu minibüsü son duraklarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre 35 M 8569 plakalı Alsancak-Evka3 hattında bulunan Doğukan Akgün (28), araç içerisinde bulunduğu esnada kimliği belirsiz kişi veya kişiler tarafından silahlı saldırıya uğradı. Doğukan Akgün, tabancadan vücuduna isabet eden mermilerle ağır yaralanırken olayı gerçekleşen şüpheli veya şüpheliler kaçarak kayıplara karıştı. Çevre sakinlerinin ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Polis tarafından çevrede güvenlik önlemleri sağlanırken sağlık ekipleri tarafından yapılan kontrolde Doğukan Akgün’ün hayatını kaybettiği belirlendi. Savcı tarafından yapılan incelemenin ardından Akgün’ün cenazesi, İzmir Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü ekipleri, cinayetin gerçekleştiği minibüs ve çevresinde araştırmalar yaparken Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı Cinayet Büro Amirliği ekipleri, olayı gerçekleştiren şüpheli veya şüphelileri yakalamak için çalışma başlattı. Olayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.
İstanbul Fatih’te 3 katlı metruk bina çöktü: 1 yaralı İstanbul Fatih’te 3 katlı metruk binada akşam saatlerinde çökme meydana geldi. O esnada çöken binanın yanından geçen 1 kişi yaralandı. Olay yerine çok sayıda itfaiye ve AFAD ekibi sevk edildi. Emniyet güçleri çöken binanın çevresinde geniş güvenlik tedbirleri aldı. Olay, Fatih’in Zeyrek Mahallesi Büyükkaraman Caddesi’nde yer alan 3 katlı metruk bir binada meydana geldi. Edinilen bilgiye göre saat 23.00 sıralarında çökme nedeniyle yaşanan olay sırasında caddeden geçmekte olan bir şahıs yaralandı. Şans eseri can kaybı yaşanmayan olayda metruk binanın giriş katında kuaför dükkanı işletmecisi olan Adnan Işık binanın yıkılacağını anlayınca son anda binadan kaçarak enkaz altında kalmaktan kurtuldu. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda polis, itfaiye, AFAD ve sağlık ekibi sevk edildi. Ekiplerin çalışmaları sırasında hassas burunlu K9 köpeği ve cihazlarla göçükte arama çalışması yapıldı. Enkazın çevresi zabıta ekipleri tarafından demir bariyerlerle kapatıldı. Çöken metruk binanın bitişiğinde bulunan 4 katlı apartman binası tedbir amaçlı olarak tahliye edildi. Yaşanan olayla ilgili açıklamada bulunan Fatih Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan, “Yıkılmış yeniden yapılan bir bina kazısı vardı. Yanında da eski tarihi bir bina vardı. Muhtemelen bu kazıdan da etkilenen bu tarihi tescilli bina, üst katları boş alt katında bir berber esnafımız vardı. Bu binada bir çökme meydana geldi. Biz de buraya kadar geldik, incelemeleri yaptık. Şu anda itfaiyemiz ve AFAD’ımız incelemeleri yaptı. Yoldan geçen bir vatandaşımızın üzerine birkaç parça taş düştü ama ayakta şu anda hastanede tedavi görüyor. Allah’a şükür hayatı bir tehlike olmadığı söyleniyor. İçeride de yapılan aramalarda İnşallah herhangi bir can kaybı olmadan atlatılmış olacak. Yandaki yine tarihi bir bina, burası tarihi binaların olduğu bir yer. Tedbiren o binayı da boşaltıyoruz şimdi. Kapıyı açan kimse yok ama itfaiye üst kattan giriyor ki içeride uyuyan olur bir şey olur. Yandaki bina çökecek gibi durmuyor ama olur ki bu akşam bir deprem olabilir, Allah göstermesin o zaman bu binada çökmüş olur. O yüzden tedbiren boşaltmak durumundayız." açıklamasında bulundu. Yıkılan binanın alt katında kuaför işletmecisi olan Adnan Işık, “Bugün çatırtı sesi geldi. Ses gelince ben binanın çökeceğini anlayıp kaçtım. Orada kiracıyız, birazdan mal sahibi de gelecek. Berber dükkânıydı. Dışarı kaçtım. Biraz ayağım burkuldu ama önemli değil. Başka bir şeyim yok. Yan tarafta inşaat vardı. O inşaatın temelinden dolayı oldu. İnşaatın temeli çok kazıldı ondan oldu. İnşaat sahibi, yarın beton dökülecek dedi. Yarına kalmadan gitti.” dedi. Olayın şahitlerinden Muzaffer Çelen, “Bina meyilliydi. Zaten hafif çatlaklık vardı. Eve giderken Adnan’a burada fazla durma bu bina çöker, dedim. Öyle şakalaştık. Eve gittim. Yarım saat sonra telefon geldi. Bina çöktü dediler. Bizim binada bir şey yok Allah’tan. 1 yaralı varmış. Ben tanımıyorum. Yoldan geçen bir arkadaşmış. Hafif yaralanmış. Binanın yan tarafında temel kazdılar. Temel kazıldığı için bina boşa çıktı yıkıldı. Yıkılmasın diye istinat duvarı yapılıyordu ama dayanamadı yapılana kadar." şeklinde konuştu. Binada yaşanan çökme sonrası park halindeki aracı zarar gören Besim Ertaş, ”İşten geldim. Buraya park ettim. Eve gittim. 10 dakika sonra telefon geldi. Binanın yıkıldığını söylediler. Benim arabamın sol tarafı hasar gördü. Fotoğraflarını çektirdim. Sonra arabayı oradan çektim. Buranın yıkılacağı belliydi. Burası boş olduğu için çektim. Ben oraya çektiğim anda bile yıkılabilirdi. Allah’tan bina yan tarafa doğru yıkılmış. Caddeye doğru yıkılsa arabaların içinde bile olsak ölebilirdik. Yan tarafında temel kazısı yapılmıştı. Ben evvelsi gün orayı kazanlara bu bina tehlikeli, her an yıkılabilir diye söyledim. Altını kazdınız. Bir önlem alın en azından. Bir şey olmaz dediler bana. 10 dakika önce orada olsam arabanın içinde bulunacaktım.” dedi. Zabıta ekipleri bölgede güvenlik amaçlı bekleyişini sürdürüyor.
Diyarbakır Narin Güran cinayetinde serbest bırakılanlar jandarma eşliğinde adliyeden çıktı Diyarbakır’da Narin Güran cinayetinde serbest bırakılanlar jandarma eşliğinde otobüsle adliyeden ayrıldı. Bağlar ilçesi Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos günü kaybolan, 8 Eylül’de cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında aralarında annesi, babası ve yakınlarının da bulunduğu 22 şüpheli gözaltına alınmıştı. Şüpheliler, jandarmadaki ifade işlemlerinin ardından bu sabah saatlerinde adliyeye sevk edildi. 1’i Cumhuriyet Başsavcı Vekili ve 3 cumhuriyet savcısı tarafından 22 şüphelinin ifade işlemleri tamamlandı. Sorgunun ardından anne Yüksel Güran, ‘Kasten öldürme suçuna iştirak etmek’, ağabeyi Enes Güran, ‘Kasten öldürme suçuna iştirak etmek’, kuzen Muhammet K., ‘Suçluyu kayırma, suç delillerini yok etmek’, kuzeni B. G., ‘Suçluyu kayırma, suç delillerini yok etmek’, yengesi M.G., ‘Suçluyu kayırma, suç delillerini yok etmek’, tutuklu amca Salim Güran’ın işçisi Mehmet Salim A., ‘Suçluyu kayırma, suç delillerini yok etmek’, diğer işçi Ramazan A., ‘Suçluyu kayırma, suç delillerini yok etmek’, halasının eşi Mehmet Şevket K., ‘Suçluyu kayırma, suç delillerini yok etmek’ ve amcası F.G., ‘Suç delillerini yok etmek’ suçlamalarıyla tutuklama talebiyle Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. Narin’in babası Arif Güran’ın da aralarında bulunduğu 13 kişi serbest bırakıldı. Serbest bırakılan 3 kişiye adli kontrol şartı getirildi. Serbest bırakılanlar jandarma eşliğinde otobüsle adliyeden ayrıldı.