ASAYİŞ - 27 Mart 2012 Salı 10:44

İLKER BAŞBUО: "SAVUNMA YAPMAYACAОIM"

A
A
A
İLKER BAŞBUО: "SAVUNMA YAPMAYACAОIM"

"İnternet Andıcı" davasında tutuklu yargılanan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, şahsıyla ilgili yapılacak bir yargılamanın yerinin Yüce Divan olduğunu belirterek, "Bu inançla, bugün burada savunma yapmayacağım ve hiçbir soruya da cevap vermeyeceğim" dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi`ndeki duruşmada savunmasını yapmak için kürsüye gelen İlker Başbuğ, dünyanın hiçbir ülkesinde hem ülkenin Silahlı Kuvvetleri`nin komutanı, hem de bir silahlı terör örgütünün yöneticisi olan Genelkurmay Başkanı görülmediğini ifade etti. Türkiye Cumhuriyeti`nin 26`ncı Genelkurmay Başkanı olduğunu hatırlatan Başbuğ, hayatının son 20 yılını terörle mücadele ile geçirdiğini vurguladı. Kara Kuvvetleri Komutanı ve Genelkurmay Başkanı olduğu yıllarda da birilerinin düşündüğü ve
iddia ettiği şekilde değil, bütün maddi ve manevi varlığını ortaya koyarak, ülkenin başına bela edilen terör sorununun ortadan kaldırılması için var gücüyle çalıştığının altını çizen Başbuğ, "Bu çalışmalarıma da çok kişi tanıklık etmiştir. Şimdi `bana terör örgütü yöneticisi` diyenlere şaşarım. Bu suçlama hiçbir zaman kişisel suçlama olarak kabul edilemez. Bu suçlama, gerçekte şahsım üzerinden Türk Silahlı Kuvvetleri`ne de yöneltilen ağır bir suçlamadır. Bu suçlama ile bir Genelkurmay Başkanı`nın görev
süresinin iddianamede hukuken bu şekilde tarif edilmesi, siyasi açıdan da özel olarak düşünülmesi gereken bir sıra dışı durumu ifade etmektedir. Bu suçlama, aynı zamanda siyaseten devletimize de yöneltilen son derece ağır ve haksız bir ithamdır" diye konuştu.
"TSK PERSONELİNİN MASUMİYET KARİNESİ HİÇE SAYILDI"
"Bu karmaşa, ülke yönetimini devredeceğimiz genç nesillere nasıl anlatılacaktır? Tarihe nasıl not düşülecektir?" diyen Başbuğ, hayatında hiçbir zaman hukuksuz davranmadığını ifade etti. Demokrasiye olan bağlığının ortada olduğunu ifade eden Başbuğ, şunları söyledi:
"Bu durum kamuoyu ve beni yakinen tanıyanlar tarafından da çok iyi bilinmektedir. Bütün bunlara rağmen belirli amaçlara hizmet etmek için şimdi kalkmışlar dünyanın en güçlü ordularından birisinin komutanı iken, iddia edilen bir terör örgütünün istekleri ve yönlendirmesi doğrultusunda, internet yoluyla ve yaptığım konuşmalarla darbeye teşebbüs ettiğimi iddia ediyorlar. Beni suçlayanlar, komutanlık dönemimde tek bir internet sitesi bile açılmadığını, mevcut olanların da tarafımızca kapatılmış olduğunu
bilmiyorlar mı? Beni suçlayanlar, söz konusu internet andıcının gerçekte herhangi bir suç unsuru taşımamasına rağmen varsayımlar üzerinden bu andıca suç unsuru yüklenilmesinin hukuken doğru olmayacağını bilmiyorlar mı? Beni suçlayanlar, eğer söz konusu internet andıcında herhangi bir suç unsuru görse idim, tereddütsüz soruşturma emri vereceğimi bilmiyorlar mı? Beni darbe ortamı oluşturmak amacıyla, psikolojik harekat faaliyetlerini yönetmekle suçlayanlar, Genelkurmay Başkanlığı görevini devraldığım ilk
günlerde Bilgi Destek Dairesi`nin bir süreçte öncelikle küçültülmesini, daha sonra da lağvedilmesi direktifini verdiğimi; bu daireye ait dört bilgi destek taburundan ikisinin hemen, dairenin ise 11 Ağustos 2009`da lağvedildiğini bilmiyorlar mı? Beni suçlayanlar, yapmış olduğum bu konuşmaları Genelkurmay Başkanlığı görevim ve sorumluluğum gereği olarak yaptığımı bilmiyorlar mı? Ne yapmalıydım? Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin masumiyet karinesi hiçe sayılarak medyada haksız ithamlarla yıpratılmasına
ve itibarsızlaştırılmasına sessiz mi kalmalıydım?"
"BU İDDİALAR YETERSİZLİОİN KOMEDİSİDİR"
Başbuğ, hakkındaki bu iddialar ve suçlamaların yersiz olduğunu belirterek, böyle bir iddianameyle bir kişinin suçlanmaya çalışılmasının sadece yetersizliğin bir komedisi olduğunu söyledi. Bu nedenlerle iddianameye hiçbir itibarı olmadığını anlatan İlker Başbuğ, "Karşı karşıya bırakıldığımız bu davaya bir bütün olarak bakıldığında, sivil ve asker, sorumluluk taşıyan ve vicdan sahibi olan herkesin de kendilerinden beklenildiği gibi dürüstçe davranacaklarına inanıyorum. Genelkurmay Başkanlığı, devletin en
önemli makamlarından biridir ve bu nedenle Anayasa`nın 148`nci maddesi bu makama da özel bir statü tanımıştır" dedi.
"Türkiye`deki birçok değerli ve saygın hukukçunun tereddütsüz belirttiği şekilde, eğer şahsımla ilgili bir yargılama olacak ise, bu yargılama yerinin Yüce Divan olduğu açıktır" diyen İlker Başbuğ, bütün bu nedenlerle mahkeme huzurunda savunma yapmaya zorlanmayı işgal etmiş olduğu makama ve Türk Silahlı Kuvvetleri`ne karşı çok ağır haksızlık olarak gördüğünü anlattı. İlker Başbuğ, bu inançla mahkemede savunma yapmayacağını ve hiçbir soruya da cevap vermeyeceğini ifade etti.
"BU KONUŞMAM SAVUNMA DEОİLDİR"
Bu davranışının mahkemeye karşı bir tavır alma şeklinde algılanmaması gerektiğini anlatan Başbuğ, şunları söyledi:
"Bu davranış, Anayasa`ya, hukukun üstünlüğüne ve kendime karşı olan saygımın ve taşıdığım sorumluluğun bir gereği ve doğal sonucudur. Hizmetinde bulunmaktan her zaman şeref ve gurur duyduğum aziz milletime; bugün kişisel olarak hiçbir endişe taşımıyorum. Tek endişem, sağduyu sahibi pek çok kişinin de ifade ettiği gibi güzel ülkemin ve güzel insanlarının çeşitli nedenlerle bir bölünmeye ve kutuplaşmaya doğru sürüklenmekte olmasıdır. Türk ordusunun üniformasını onur ve gururla taşıdığım 53 yıl boyunca
vatanıma, milletime, devletime ve orduma sadakatle hizmet ettim. Aksini iddia edenleri bugün benim, yarın ise tarihin affetmeyeceğine inanıyorum."
İlker Başbuğ sözlerini, "Bu konuşmamı bir savunma olarak değil, yasal haklarıma dayanarak neden savunma yapmayacağımı açıkladığım bir konuşma olarak değerlendirin" diye bitirdikten sonra yerine oturdu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir