EKONOMİ - 23 Eylül 2021 Perşembe 16:55

Murat Ülker: "Cebimizde paramız var fırsat çıkarsa yeni satın alma yaparız"

A
A
A
Murat Ülker: "Cebimizde paramız var fırsat çıkarsa yeni satın alma yaparız"

pladis Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker ve Ülker CEO’su Mete Buyurgan gazetecilerle sohbet toplantısında biraraya gelerek önemli açıklamalarda bulundu.

pladis Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker ve Ülker CEO’su Mete Buyurgan gazetecilerle sohbet toplantısında biraraya gelerek önemli açıklamalarda bulundu.


Ülker’in 77. yılında olduğunu belirten Mete Buyurgan, yaklaşık 300 markayla toplam 100’ün üzerinde ülkeye ihracat yaptıklarını 5’i Türkiye’de, 2 tanesi Suudi Arabistan’da, 1 tanesi Mısır’da, 1 tanesi de Kazakistan’da olmak üzere toplam 9 fabrikaları bulunduğunu, 10 bine yakın çalışanlarının olduğunu yıllık 1,5 milyon tonluk bir kapasiteye sahip olduklarını ve bunun dünyada atıştırmalık alanında önemli bir kapasite olduğunu söyledi. Ülker CEO’su Mete Buyurgan, üretimlerinin yüzde 80’inin Türkiye’de yüzde 20’sinin de yurtdışındaki tesislerinde yapıldığını belirterek, "Net satışlarımıza baktığımızda yüzde 61’i Türkiye’den geliyor, yüzde 39’u ise yurt dışı operasyonlarımızdan ve ihracat operasyonlarımızdan geliyor. Karlılık olarak baktığımızda ise toplam karımızın yüzde 51’i Türkiye’den, yüzde 49’u ihracat ve yurt dışı operasyonlarımızdan geliyor. Burada da aslında çok rahat bir şekilde yurt dışı operasyonlarımızın; daha karlı, başarılı ve önemli bir seviyede ilerleyen bir operasyon olduğunu anlayabiliriz. Dolayısıyla Türkiye’deki ve yurt dışındaki operasyonlarımızın karlılığını neredeyse eşit diyebiliriz. Biliyorsunuz halka açık bir şirketiz, halka açık bir şekilde de rakamlarımızı SPK ve yatırımcılarımızla şeffaf bir şekilde paylaşıyoruz. 2021 yılını da 11 milyar TL’lik bir ciro ile kapatmayı planlıyoruz. .Son 5 yılda özellikle istikrarlı büyümemiz devam ediyor. Sektörümüzün en önemli ihracat yapan firmalarından bir tanesiyiz. Yurt dışı operasyonlarımızın büyüme hızı, Türkiye’deki operasyonlarımızın büyüme hızından daha büyük ama Türkiye’de de istikrarlı bir büyümeyi son 5 yılda pazar payımızı arttırarak devam ettiriyoruz." dedi.


"Atıştırmalıkta Türkiye’de lideriz"


Buyurgan, Türkiye’de atıştırmalık kategorisinde yüzde 37 pazar payıyla lider konumda olduklarını belirterek, "Türkiye’de bisküvi ve çikolatada pazar liderliğimiz güçlü bir şekilde devam ediyor. Özellikle çikolatada çok güçlü bir pazar lideriyiz. Bisküvide lideriz, kek kategorisinde Türkiye’de pazar ikincisiyiz. Mısır’da bisküvi kategorisinde pazar liderliğimiz devam ediyor. Suudi Arabistan’da çok önemli bir pazar, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinin en büyük pazarı Suudi Arabistan dolayısıyla o pazarda da bisküvi kategorisinde pazar liderliğimizi devam ettiriyoruz ve pazar lideri haline geldik. Kazakistan’da da çikolata kategorisinde üçüncü sıraya gelmiş bulunuyoruz" ifadelerini kullandı.


İnovasyon ve Ar-Ge önemli


77 yıllık önemli bir çok önemli bir know howları çok önemli bir pratikleri ve kendilerine has üretim metodolojileri olduğunu vurgulayan Buyurgan, "Bisküvide yine bize has birçok ürünü pazara sunuyoruz. Burada gerçekten kendimize has geliştirdiğimiz o sistemlerle yıllara sari, ürünlerimizin bir çoğu da taklidi de zor olan gerçekten artık ikonikleşmiş markalar ve ürünler haline gelmiş durumda. Ar-Ge alanında yatırımlarımızı daha çok odaklandırdık. 3 adet Sanayi ve Ticaret Bakanlığı onaylı Ar-Ge merkezimiz var. Fabrikalarımızda 2015-2021 arasında toplam 377 milyon dolarlık bir yatırım yaptık. Burada biraz önce de belirttiğim gibi daha çok inovasyon odaklı ve kapasite odaklıydı. Her yıl yeni ürünlerimizin ciro içindeki payı da artıyor. Bu bizim için çok önemli global benchmarklara baktığımız zaman, yani bildiğiniz gibi çok büyük global rakiplerimiz var dünya üzerinde o rakiplere göre baktığımız zaman da oldukça iyi bir yerdeyiz. Örneğin; bu sene 2021 yılının ilk 6 ayında Türkiye’de çıkarılan yeni ürünlerimizin yurt içi toplam portföyümüz içindeki payı yüzde 15,4’e kadar çıkmış durumda" dedi.


"Büyümemizin önemli dinamiklerinden bir tanesi şirket satın almaları"


Buyurgan, "Son 4-5 seneki büyümemizin aslında en önemli dinamiklerinden bir tanesi şirket satın almaları. Şirket satın almaları bize gerçekten hızlı bir ivme kazandırdı. Büyüyen bir trendimiz vardı ama bu şirket satın almalarıyla da beraber biz uluslararası pazarda bölgesel pazarda da önemli bir yere doğru geçtik. İhracatta da ivmemiz hızlı bir şekilde devam ediyor. İhracat rakamımız Ülker Bisküvi olarak yaklaşık 260 milyon dolar civarında. Atıştırmalık alanında birçok global rakibimiz var. Global arenada bunlarla mücadele etmek, rekabet etmek için de pazar payı almanız ve istediklerinizi daha iyi yapabilmek için bu arenada daha güçlü olmanız lazım. pladis çatısı altında atıştırmalık işlerimizi topladık. pladis altında da bize büyük fırsatlar ve imkanlar çıktı" ifadelerini kullandı.


"Ülkemize ve şirketimize teveccüh"


Buyurgan, son olarak şunları söyledi: "Covid’in neredeyse 1.5 yılını bitirdik artık. Geçen sene martta ilk görülmeye başladığında aslında ne aşı vardı ortada bir belirsizlik vardı bildiğiniz üzere biz geçen sene 2020’nin Nisan ayında büyük bir kredi anlaşması yaptık. 455 milyon dolarlık bir kredi yenilemesi yaptık. O dönem için oldukça zor bir işti. Çünkü dediğim gibi global finans çevrelerinde de bir belirsizlik, Covid’in getireceği etkinlerin ne olacağı, bilinmeyenlerin çok olduğu bir dönemdi. Sonrasında da Ekim ayında da Ülker olarak biz ilk eurobond girişimimizde bulunduk. Aslında biz 450 milyon dolarlık bir taleple çıkmıştık bunda da bir kredimizin yenilenmesi hem de yatırımlarımızın finansmanı içindi. Fakat hem global finans çevrelerinin bizim şirketimize teveccühü, hem bence finans çevrelerinin ülkemize teveccühü toplam 1,8 milyar dolarlık büyük bir taleple karşılaştık. Biz bunu o zaman artırdık ve 650 milyon dolarlık eurobond anlaşmasıyla bunu çerçeveledik ve anlaşmayı tamamladık. Yani geçtiğimiz yıl 2020 yılında da yaklaşık 1,1 milyar dolarlık bir kredi finansmanı da Ülker olarak çok başarılı bir şekilde gerçekleştirmiş olduk. Bu da dediğim gibi zor bir dönemde, global anlamda Covid’in etkisinden dolayı bilinmeyenlerin çok olduğu bir dönemde gerçekten güzel ve başarılı bir iş oldu".


"Faaliyet alanımızda 4 milyar insan yaşıyor hepsi ürünlerimizi yemiyor ama yedireceğiz"


pladis Yönetim Kurulu Başkanı Ülker, pladis’in 21 ülkede operasyonlarının olduğunu 11 ülkede 25 fabrikayla üretimlerinin bulunduğunu ve bu bölgelerde toplam 4 milyar insanın yaşadığı belirterek, "Şimdi hepsi bizim ürünlerimizi yemiyor ama yedireceğiz inşallah. Bisküvide şu anda dünyada 2’nci, çikolatada 7’nci sıradayız. Demek ki öncelikle çikolatada büyümemiz lazım. Sağ olsun işte Godiva da böyle çift haneli büyümelerle yardımcı oluyor ama bu arayı kapatmak için daha epey yolumuz var. 7’den 3’e gelmek için iki mislinden fazla büyümek lazım" dedi.


"Yıldız, 3-4 yılda farklı ülkelerde 22 tane fabrika satmış"


Ülker, "Ana işimizle ilgili olmayan şirketlerimizi satıyoruz. Yıldız, son 3-4 yılda farklı ülkelerde 22 tane fabrika satmış. Geriye 58 tane kalmış. Alanlardan çok şükür hiç kimse gelip de ’yumurta aldım, sarısı çıkmadı’ demedi. Bunlar işte iyi bir intiba oluyor. Yani böylelikle başkaları da ’Türkiye’ye yatırım yapayım’ der." ifadelerini kullandı.


"Cebimizde paramız var fırsat çıkarsa alırız"


Yeni satın almalarla ilgili olarak Murat Ülker "Cebimizde bir para var, bütçemiz var ama bu fırsat meselesidir. Godiva’da da bana bunu çok sormuştunuz hatırlarsanız, ’niye aldın’ diye. Satılıyordu ondan aldık. Godiva’yı alalı kaç yıl oldu? Ondan sonra başka bir çikolata markası falan da satılmadı. Kimse kimseye bir şey satmadı. Demek ki almasaydık bir daha da bir şey alamayacaktık" dedi.


"Enflasyonun üzerinde büyümeliyiz"


Büyümelerinin enflasyonun üzerinde olması gerektiğini belirten Ülker aksi durumda yerlerinde sayacaklarını belirterek, "Şimdi bütçe zamanı. Bütçelerimizi yapıyoruz önümüzdeki yıl biz daha iyi olacağını düşünüyoruz. Valla biz büyümelerle ilgili değiliz, kendimiz ne kadar büyüyoruz ona bakıyoruz. Şöyle ki bizim enflasyondan daha fazla büyümemiz lazım, bunu başarırsak başarılıyız. Enflasyon kadar büyümüşsek yerimizde sayıyoruz demektir. Onun için bizim büyüme rakamları çift haneli olmak zorunda. TL bazında çift haneli büyümemiz lazım" ifadelerini kullandı.


"Borçlarımızın ödemesi eksiksiz ve takviminden önce yapıldı"


Ülker, "Son 5 yılda Türkiye’deki yatırımlarımızın toplamı 3,9 milyar TL oldu. Öte yandan, 2018’den bu yana tüm alacaklı bankalara toplam 4,3 milyar dolar ödeme yaparak yükümlülüklerimizi eksiksiz ve ödeme takviminden önce yerine getirdik. Bu arada pladis’in ayrı bir mali kimlik olduğunu unutmamak lazım. Yıldız Holding sendikasyonunda değil" dedi.


"Ben borsada oyuncu değilim"


Murat Ülker, şirketlerinin borsadaki performansına ve sosyal medyada kendisinin "borsada kar veya zarar ettiği" şeklindeki yorumlara değindi.Ülker, "Ben alıp satmıyorum ki kar veya zarar edeyim. Bu, burada duruyor, bunun hissedarıyım. Hisse senedini alıp satan insanlar kar veya zarar ediyor. Ben borsada oyuncu değilim. Şirketlerimiz fazla paramızı dünya borsalarında değerlendiriyor. Dünya tahvillerinde değerlendiriyoruz. Global şirketler de böyle yapar ve bundan da iyi para kazanıyoruz." ifadelerini kullandı.


"Planlamacı yok mu?"


Zincir marketler ve fiyatlarla ilgi soruyu ise Murat Ülker şöyle cevapladı: "Ben diyorum Türkçe konuşalım. Enflasyon var diyor bu niye zam yapmış diyor. Ben diyorum ki ya fiyat artışları var ortalaması bu. Bu ne oranda zam yapmış. Bunu sorunca zaten cevabı çıkıyor. Yani milletin aklıyla alay etmeye lüzum yok. Herkes akıllı herkes bakkala gittiği zaman kim kaç para biliyor. Ve herhangi bir fahiş fiyat varsa asla satılmıyor öyle bir şey yok. Millet aptal mı? Mesela ne oldu patateste. Patates hiç satılmadı niye? Patatesin çoğu bu hamburgercilerde, büfecilerde satılırdı. Bu satılmayınca dağ taş patates oldu. Şimdi tekrar açılıverince de, patatesler bozuldu tabi, patates yok oldu şimdi de. E tabi var yok yaparsan bunun fiyatı da aşağı yukarı oluyor. Ya bu memleketin bir planlamacısı yok mu? Mesela bizim sektörü regüle eden Sağlık Bakanlığı var Tarım Bakanlığı var Sanayi Bakanlığı var, Enerji Bakanlığı var. Biz hepsine bağlıyız".

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Yüksel: “İsrail’in ilhak ve işgal girişimi kesin bir dille reddedilmeli" TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, “İsrail’in ilhak ve işgal girişimi kesin bir dille reddedilmeli. Gazze topraklarının Filistinlilere ait olduğu ısrarlı bir şekilde belirtilmeli” dedi. TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında Gazze’deki son gelişmeleri değerlendirdi. İsrail’in 13 aydır soykırım yaptığını belirten Yüksel, BM Genel Kurulu çağrılarını ve Uluslararası Adalet Divanı ihtiyari tedbir kararlarında istenen yükümlülükleri de yerine getirmediğini hatırlattı. Yüksel, “Geçtiğimiz hafta İsrail Meclisi Knesset’te, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın İsrail’deki faaliyetlerine son verilmesine ilişkin yasa tasarısı kabul edildi. Nitekim Filistinlilerin haklarına tahammül edilemediği ve onları oradan kaldırmaya dönük bir siyaseti güdülemek istendiği anlaşılıyor. Bu noktada tarihi bir sorumluluk altında olduğumuzu düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. Yüksel, İsrail’in saldırılarında 43 binden fazla Filistinlinin hayatını kaybettiğini ve 100 binden fazla Filistinlinin yaralandığını söyleyerek, “13 ay gibi kısa bir sürede Gazze nüfusunun yüzde 90’ı zorla yerinden edildi. İsrail, daha önce denediği ancak 2005 yılında başaramayıp çekildiği ilhak girişimini tekrar gündemine almıştır. Gazze yasadışı Yahudi yerleşimcilere, hırsızlara açılmak isteniyor. Nitekim Gazze 13 aydır ağır bir bombardımana tutuldu, sakinleri katledildi, geriye kalanlar göçe zorlandı. Sırada ise insansızlaştırılan Filistin topraklarına hırsızları yerleştirmek var. Uluslararası toplum Batı Şeria, Doğu Kudüs’te düştüğü hataya burada düşmemeli. İsrail’in ilhak ve işgal girişimi kesin bir dille reddedilmeli. Gazze topraklarının Filistinlilere ait olduğu ısrarlı bir şekilde belirtilmeli. İşgalci gücün işgal altındaki topraklara kendi vatandaşlarını yerleştirmesi Cenevre Sözleşmesi’nin ağır ihlalini teşkil etmekte ve bir savaş suçu olarak kabul edilmekte” dedi. Yüksel, İsrail’e silah ambargosu uygulanması gerektiğini söyledi.
Sivas Sivas’ta jandarma operasyonu, 12 kişi gözaltına alındı Sivas’ta İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, Yıldızeli ve Gürün ilçelerinde operasyon düzenledi. Operasyonlarda 12 kişi gözaltına alındı. Sivas İl Jandarma Komutanlığı’na bağlı ekipler, ilçe ve köylerdeki huzurun korunmasına yönelik çalışmalarını sürdürüyor. Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması ve kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanununa muhalefet konularında çalışma yapan ekipler, 12 kişiyi gözaltına aldı. Yıldızeli ilçesi ve ilçeye bağlı köylerde genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanununa muhalefet suçlarına yönelik yapılan çalışmalarda; 9 ayrı adrese operasyon yapıldı. Operasyonlar sonucunda 9 şahıs yakalanırken şahısların evlerinde yapılan aramalarda; 7 ruhsatlı tabanca, 3 kuru sıkı tabanca, 16 şarjör, 3 ruhsatsız av tüfeği, 3 ruhsatlı av tüfeği, 4 bin 902 tabanca fişeği, 145 av tüfeği fişeği, 2 detektör, 39 tarihi eser niteliği taşıyan obje ele geçirildi. Gürün ilçesinde 4 ayrı adreste yapılan çalışmalarda ise; 3 detektör, 80 adet tarihi eser niteliği taşıyan sikke, 1 ruhsatsız av tüfeği, 1 kurusıkı tabanca ve 68 av tüfeği fişeği ele geçirildi. Olaya karışan 3 şüpheli şahıs gözaltına alındı. Sivas İl Jandarma Komutanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Sivas İl Jandarma Komutanlığı’nca vatandaşlarımızın huzur ve güvenliğinin sağlanmasına yönelik olarak alınan tüm tedbirler arttırılarak aynı azim ve kararlılıkla sürdürülecektir. Kamuoyuna saygı ile duyurulur” ifadelerine yer verildi.
İstanbul Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu: "119 terör yandaşı hesaba erişim engeli getirildi" Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, son bir haftada 409 bin 736 adet zararlı internet adresine ulaşmak isteyen yaklaşık 141 milyon erişimin engellendiğini ifade ederek, "Sosyal medya mecralarının da Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına uymalarını sağlıyoruz. Terör örgütlerine ait hesapları, internet sitelerini ve bu örgütler lehine propaganda içeren tüm içerikleri de yakından takip ediyor ve erişim engeli getiriyoruz. 119 terör yandaşı hesaba erişim engeli getirdik" dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İstanbul’da düzenlenen bir programda konuştu. Uraloğlu, yerli ve milli olarak geliştirilen Avcı, Azad, Kasırga, Atmaca ve Kule adlı yapay zeka uygulamaları ile Türkiye’nin siber güvenliğini sağladıklarını kaydetti. Bakan Uraloğlu, internete bağlı cihazların oluşturduğu nesnelerin interneti olarak adlandırılan yeni bir yaşam biçimine sahip olunduğunu belirterek, "İnternet bankacılığı ile para transferleri gerçekleştiriyor, faturalarımızı ödüyor, e-ticaret siteleri üzerinden alışveriş yapıyoruz. Bakın, İsrail’in Lübnan’da çağrı cihazları ve telsizler üzerinden gerçekleştirdiği siber terör saldırıları, tüm ülkeler için siber güvenliğin önemini bir kez daha ön plana çıkardı. Üstelik siber saldırılar, artık sadece büyük şirketlerin veya devletlerin değil, her ölçekteki kuruluşun ve hatta bireylerin karşılaştığı ciddi bir tehdit haline geldi. Artık bu saldırılar, ekonomik kayıpların yanı sıra toplumsal güvenliği de tehdit ediyor” açıklamasında bulundu. "Siber güvenliğin yeni silahı yapay zeka" Bakan Uraloğlu, gelişen tehditler karşısında bu alanlardaki çalışmaların öneminin giderek arttığını ve bu tehditlere karşı yenilikçi güvenlik önlemlerinin geliştirilmesi gerektiğini belirterek, "Bu noktada karşımıza siber güvenliğin yeni silahı olarak yapay zeka çıkıyor. Yapay zekayı dijital bir beyin olarak düşünebiliriz. Bu dijital beyin, karmaşık verileri çözümleyerek insanlık için yepyeni ufuklar açıyor. Bakın, küresel şirketlerin yüzde 83’ü iş stratejilerinde yapay zekayı kullanmanın önemli öncelik olduğunu düşünüyor” ifadelerini kullandı. “Yapay zeka pazarının 3 trilyon 680 milyar doların üzerine çıkması bekleniyor” Bakan Uraloğlu, bugün küresel yapay zeka pazarı büyüklüğünün 638 milyar doların üzerinde hesaplandığını bildirerek, “2034’e kadar yüzde 19,1’lik bir bileşik büyüme oranıyla da yapay zeka pazarının 3 trilyon 680 milyar doların üzerine çıkması bekleniyor. Bu noktada bu devasa pastadan daha fazla pay almak için çalışmalıyız. Geleceğin ihtiyaçlarını iyi tespit eden ülkeler, bilişim sektöründe bir adım öne geçebilmek için büyük bir rekabet içindeler. Neden? Çünkü yenilikçi fikirleri elinde tutan ve uygulayanlar yarının kazananı olacak. Bu noktada sadece devletin değil, özel sektörün de bilişime yatırım yapması gerekiyor” dedi. “Her yeni siber saldırı savunma mekanizmalarını güçlendiriyor” Yapay zekanın siber güvenliğin yeni silahı olduğunu vurgulayan Bakan Uraloğlu, “Tıpkı bir insan gibi öğreniyor, deneyimleriyle gelişiyor, her yeni siber saldırı savunma mekanizmalarını güçlendiriyor, yeni nesil tehditlere karşı daha dirençli hale geliyor. Böylece, siber güvenlik sistemleri, sürekli olarak kendini yenileyerek düşmanlarına karşı bir adım öne geçiyor. Şöyle ki yapay zeka milyonlarca olayı analiz ederek sapmaları anında fark ediyor. Örneğin bir siber korsanın hareket tarzını ya da oluşturulan bir virüsün yapısını sanki bir dedektif gibi titizlikle inceleyerek tanıyor ve bu sayede tehditleri henüz büyümeden etkisiz hale getirebiliyor. Ayrıca monoton ve zaman alan görevleri otomatikleştirerek siber güvenlik uzmanlarının daha stratejik konulara odaklanmasını sağlıyor. Bu sayede, siber güvenlik ekipleri, sınırlı kaynaklarını en verimli şekilde kullanabiliyor. Mesela bir banka, yapay zeka sayesinde müşterilerinin alışkanlıklarını öğrenerek normal dışı bir işlemi anında tespit ederek büyük bir dolandırıcılığın önüne geçebiliyor” şeklinde konuştu. “Ülkemizin dijital alanda güvenliğini sağlayan bakanlık da biziz” Yapay zekanın siber güvenlik dünyasında yeni bir çağ başlattığını kaydeden Uraloğlu, “Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak her ne kadar yollar, köprüler, havalimanları ve demir yolu hatları inşa eden bir bakanlık olarak bilinsek de ülkemizin dijital alanda güvenliğini sağlayan bakanlık da biziz” dedi. “Ülkemizin siber sınırlarını koruyoruz” Bakan Uraloğlu, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) bünyesindeki Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi (USOM) eliyle ulusal ve uluslararası düzeyde iş birlikleri kurarak, Siber Olaylara Müdahale Ekipleri (SOME) ile siber tehditlere karşı etkin bir mücadele yürüttüklerini ifade ederek, “USOM koordinasyonunda 14 adet sektörel ve 2 bin 309 adet kurumsal SOME’de görev yapan 7 bin 912 siber güvenlik uzmanı ülkemizin siber sınırlarını koruyoruz. Siber güvenlik noktasında en önem verdiğimiz hususu da yazılımdan cihaz üretimine yerlilik ve millilik oluşturuyor. Bu noktada gururla altını çizmek istiyorum ki tamamen yerli ve milli olarak geliştirdiğimiz Avcı, Azad, Kasırga, Atmaca ve Kule adlı yapay zeka uygulamalarımız ile ülkemizin siber güvenliğini sağlıyoruz” şeklinde konuştu. "131 farklı kasırga taramasında 284 farklı portun taraması haftalık olarak gerçekleştiriliyor" Yapay zeka uygulamalarından Türkiye’nin uzun zamandır faydalandığını belirten Uraloğlu, “Avcı uygulaması ile zararlı yazılım bulaşmış sistemlerin ve komuta kontrol merkezlerinin tespiti gerçekleştirilirken Azad uygulaması ile botnetlere dahil olmuş köle bilgisayarların tespitine yönelik çalışmalar yapıyoruz. Öte yandan, başta kritik kamu kurumları ile önemli altyapılar olmak üzere ülkemizin internete açık kaynaklarına ilişkin zafiyet taraması ve hizmet sürekliliğinin sağlanmasına yönelik izleme faaliyetlerini ise Kasırga ile gerçekleştiriyoruz. Toplamda 131 farklı Kasırga taramasında 284 adet farklı portun servis ve zafiyet taraması haftalık olarak USOM tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu taramalarda 896 farklı zafiyet tasarımı kullanılmaktadır” dedi. Bakan Uraloğlu, USOM tarafından 7 saat içinde Türkiye’deki yaklaşık 838 bin 112 adet kritik kapsamda bulunan (gov.tr, org.tr, pol.tr, edu.tr vb.) web sitesinin tehditlere karşı taraması yapıldığını belirterek, “Atmaca projesi ile de yüzlerce zaafiyete ait risk engellenmektedir. Tespit edilen siber güvenlik eksikliklerinin ilgili kişilere daha hızlı ulaştırılması için diğer projelerle ile entegre çalışan Kule yazılımı da 7/24 çalışan personelimizin işini daha kolay bir hale getirmekle birlikte çalışmalara üst düzey hız kazandırmıştır. USOM tarafından geliştirilen yapay zeka ile 61 bin 827 adet alan adının vatandaşları dolandırmaya yönelik oltalama olarak kullanıldığı tespit edilmiş ve gerekli önlemler alınmıştır” şeklinde konuştu. "409 bin 736 zararlı internet adresine ulaşmak isteyen yaklaşık 141 milyon erişim engellendi" Son bir haftada toplam 409 bin 736 adet zararlı internet adresine ulaşmak isteyen yaklaşık 141 milyon erişimin engellendiğini ifade eden Uraloğlu, “Bin 915 adet ağ saldırısı da USOM’a raporlanmış ve gerekli tedbirler alınmıştır. Yaptığımız çalışmalar kapsamında, 2024 yılında 109 binin üzerinde zararlı bağlantı tespit ederek altyapı seviyesinde erişimlerini engelledik. Bu sayede ülke genelinde internet kullanıcıları ve sistemlerine yapılabilecek saldırıları önledik. Bugün; uluslararası telekomünikasyon birliği tarafından hazırlanan Küresel Siber Güvenlik Endeksi’ne göre ülkemiz Avrupa’da 6. sırada, dünya genelinde ise 11. sıradadır” dedi. “119 terör yandaşı hesaba erişim engeli getirdik” Sosyal medya platformlarında terör propagandası ve yasa dışı içeriklerle mücadele konusunda da etkin bir yaklaşım sergilediklerini kaydeden Uraloğlu, “Sosyal medya mecralarının Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına uymalarını sağlıyoruz. PKK, PYD, FETÖ gibi terör örgütlerine ait hesapları, internet sitelerini ve bu örgütler lehine propaganda içeren tüm içerikleri de yakından takip ediyor ve erişim engeli getiriyoruz. 119 terör yandaşı hesaba erişim engeli getirdik. Kahraman güvenlik güçlerimiz vatan topraklarında teröre nasıl geçit vermiyorsa biz de dijital dünyada aynı kararlılıkla terör hesaplarına geçit vermiyoruz. Asla da bu kararlılığımızdan taviz vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Karabük Türkiye’nin ilk SAĞLIKFEST’i Karabük’te başladı Karabük Üniversitesi tarafından sağlık alanında yenilikçi yaklaşımlar geliştirmek amacıyla düzenlenen Sağlık Bilimleri Festivali (SAĞLIKFEST) başladı. 15 Temmuz Şehitleri Konferans Salonu’nda 2 gün sürecek olan festivalin açılışı, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Amasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi yönetimindeki ‘Müzikle Terapi’ konserinin ardından bir konuşma yapan Karabük Valisi Mustafa Yavuz, Karabük Üniversitesi’nin sağlık bilimleri alanında hayata geçirdiği yenilikçi festivalle geleceğe yön verdiğini belirterek, “Sağlık bilimlerinde ilerlemeyi hedefleyen festivallerin sadece bir bilgi paylaşımı değil, toplum sağlığını da destekleyen projeler geliştirmeyi amaçlaması son derece kıymetlidir ve bizler için önem taşımaktadır” dedi. SAĞLIKFEST için büyük çaba gösterildiğini ifade eden KBÜ Rektörü Prof.Dr. Fatih Kırışık, “SAĞLIKFEST hayali bizim için Türkiye Cumhuriyeti devletimizin ve aziz milletimizin yükselmesi, gelişmesi ve dünyada en iyi konuma gelmesi için sarf ettiğimiz bir çabadır. Bütün hayalimiz bu amacı, gayeyi hayata geçirmekten oluşmaktadır. Sağlık Bilimleri Festivali ise sağlık alanında ihtiyaç duyduğumuz yenilikçi yaklaşımların hayata geçirilmesi, Türkiye’nin sağlık alanındaki ihtiyaçlarının karşılanması, sağlık sahasındaki sorunlarımızın çözülmesi noktasında gençliği bu sahada çalışmaya, proje üretmeye, sorunları çözecek ihtiyaçları karşılayacak modeller üretmeye davet eden çok önemli bir projedir” diye konuştu. “Sağlık Bilimleri Festivalimizde 51 kurumsal paydaş protokolü yaptık” diyen Kırışık, “Çok sayıda üniversitemiz, kurum ve kuruluşumuz, sivil toplum kuruluşlarımız, özel sektör kuruluşlarımız bize bu süreçte çok büyük destek verdiler. Burada yapmış olduğumuz yarışmada lise, ön lisans-lisans, lisansüstü ve serbest kategori dediğimiz kategorilerde 8 yarışma açarak Türkiye’nin ihtiyaçlarının karşılanmasını amaçladık. Yine yapmış olduğumuz alan etkinliklerini sahada aktif bir şekilde inşallah hep birlikte gözlemleyeceğiz” ifadelerini kullandı. Proje başvuruları noktasında ilk başlarda endişe yaşadıklarını anlatan Kırışık, “Tabii ilk başladığımızda acaba ne kadar proje gelir konusunda henüz tam bilgi sahibi olmadığımız için biraz endişeliydik ama spesifik bir alan olmasına rağmen sağlık alanında Türkiye çapında ve uluslararası düzeyde bin 203 proje gelerek gerçekten bizi oldukça sevindirdi. Büyük bir gelişme oldu. Türkiye’de 60’ın üzerinde şehirden ve üniversiteden büyük bir katılım ve ilgi oldu. Çok güzel projeler geldi. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 101. yılına ithafen 101 final standımızla öğrencilerimiz, proje takımlarımız projelerini sergileyecek” şeklinde konuştu. Konuşmanın ardından standların yer aldığı festivalin açılışı protokol üyeleri tarafından yapıldı. Gökşen M. Yücel Kapalı Spor Salonu’nda SAĞLIKFEST finalistleri tek tek projelerini tanıttı. Festivale Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesinden ’Hayat Saati’ projesi ile katılan Tıp Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Şeyda Sevde Kaya, özel ihtiyaçlı bireylere yönelik tasarladığı projesinin içerisinde 9 farklı uygulama bulunduğunu kaydetti. Bu uygulamaların özel bireylerin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olduğunun altını çizen Kaya, "Konuşma rehberi dil terapisti görevini görmüş oluyor. Bu dil terapistini yapay zekayla birleştirdik ve saatlere entegre ettik. Bunun sayesinde çocuklarımız gün içerisinde pratik yapabilecekler. GPS özelliğiyle çocuklarımız güvenli alan dışına çıktığında velilere mesaj gidiyor. Özellikle son zamanlarda çocukların kaçırılması ve kaybolması bizi üzüyor. Bunun için konum özelliğini koydum. Böylece çocuklarımız her daim güvende olacak" dedi. Öte yandan festival etkinlikleri çerçevesinde gerçekleştirilen Mediralli Yarışması’na Karabük Üniversitesi, Gülhane Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Bartın Üniversitesi ve Gazi Üniversitesinden 8 ekip katıldı. Katılımcıların sağlık becerilerini çeşitli alanlarda test eden yarışma nefes kesti. Festivalin açılışına Karabük Valisi Mustafa Yavuz, Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya, İl Emniyet Müdürü Mehmet Ali Hasan Köse, KBÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, diğer üniversitelerin rektörleri, kurum müdürleri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
İstanbul YRP Genel Başkan Yardımcısı Kılıç: "Yeni yılda asgari ücret 35 bin lira olmalıdır" Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, “Yeni yılda asgari ücret 35 bin lira olmalıdır” dedi. YRP Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, partisinin İstanbul’da düzenlenen Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Toplantısı’na katıldı. İl başkanlığında gerçekleşen toplantının ardından Suat Kılıç, basın toplantısı düzenledi. “Dünyada bir başka örneği olmayan tipsiz bir sistemdir” İstanbul’u köşe bucak dolaşmayı kararlaştırdıklarını söyleyen Kılıç, "Yarın İstanbul’un 39 ilçesinde Anadolu Buluşmaları kapsamında halkımızla buluşacağız. Olası bir erken genel seçime yönelik biz İstanbul’daki çalışmalarımızı başlatmıştık. Ama bu sefer organize bir startı genel başkanımız liderliğinde başlatmış olacağız. Türkiye’nin bize özgü mevcut başkanlık sisteminden kaynaklanan yüksek tansiyonu kaldıracak yükü kalmamıştır. Türkiye’nin bize özgü mevcut başkanlık sisteminden kaynaklanan yüksek tansiyonu kaldıracak gücü kalmamıştır. Bu sistem başkanlık sistemi değildir. Yarı başkanlık sistemi de değildir, Türk tipi başkanlık da değildir. Dünyada bir başka örneği olmayan tipsiz bir sistemdir. Sadece sorun üretmektedir. Sorunların sebebi olan bu sistem, Türkiye’yi ekonomi ve siyasette hipertansiyona mahkum etmiştir” dedi. “Çetin gündem, hayat pahalılığının, geçim darlığının üstüne bir şal gibi örtülmüştür” Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, “Kanun Hükmünde Kararnamelere bağlı kayyum atamalarında çok yaman bir çelişki ile karşı karşıyayız. Terör örgütü üyesi olmak suçlamasıyla görevden aldıkları Mardin Büyükşehir Belediye Başkanından ’Sayın Ahmet Türk’, diye söz ediyorlar. Mademki sayın hakkını koruyun, sayınsa neden görevden alıp yerine kayyum atıyorsunuz? Bir insan hem terör örgütü üyesi hem de sayın olabilir mi? Tam bir akıl tutulmasıyla karşı karşıyayız. Maalesef bu çetin gündem hayat pahalılığının, geçim darlığının üstüne bir şal gibi örtülmüştür. İktidarın en büyük maharetinin gündem değiştirmek olduğu aşikardır. Türkiye’nin öncelikli gündemi açlıktır, yoksulluktur. Aylardır asgari ücret açlık sınırının altındadır. Yeni yılda asgari ücret 35 bin lira olmalıdır” şeklinde konuştu. “Sayın Cumhurbaşkanının bir kez daha seçilmesine yönelik anayasa değişikliği arayışı vardır” Açıklamalarına devam eden Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, “İmralı’ya özgürlük ya da Abdullah Öcalan’ın DEM Parti grubundan terör örgütüne silah bırakın çağrısını yapmasıyla ilgili gündemin arka planında aslında Sayın Cumhurbaşkanının bir kez daha seçilmesine yönelik anayasa değişikliği arayışı vardır” ifadelerini kullandı.