DÜNYA - 30 Ekim 2012 Salı 18:04

ZİRAAT TÜRKİYE KUPASI 3. TUR MÜCADELESİ

A
A
A
ZİRAAT TÜRKİYE KUPASI 3. TUR MÜCADELESİ

Ziraat Türkiye Kupası 3. Tur mücadelesinde Tepecikspor evinde Gençlerbirliğin`i konuk etti. Esenyurt Necmi Kadıoğlu stadında oynanan mücadele de ev sahibi Tepecikspor, Gençlerbirliği`ne 3-1 mağlup oldu. Tepecikspor`un tek golü Caner Celep`ten gelirken, Gençlerbirliğinde 3 gol atan Hurşut hat-trick yaptı.
Maç sonunda basın toplantısında konuşan Tepecikspor Teknik Direktörü İlker Erdem, mücadele ettikleri takımın Gençlerbirliği olduğunu ve kırmızı-siyahlı takımın Süper Lig`deki durumu ve oynadığı futbolun belli olduğunu vurgulayarak, ``Biz bugün iyi oynadık. Her ne kadar maçın sonucu bizi üzmüş olsa da hem mücadele hem de oyun anlayışı açısından gayet üst düzeydeydik. Şimdi ligimizde oynayacağımız maçlarla yolumuza devam etmeye çalışacağız`` şeklinde konuştu.
Tepeciksporlu futbolcu Görkem Aydın, maçın belirli bölümlerinde rakipleriyle aynı seviyede oynadıklarını, iyi mücadele ettiklerini ve seyir zevki yüksek olan bir maç izlettirdiklerini dile getirdi.
Tepeciksporlu bir diğer futbolcu Türker Toptaş da şanssız bir şekilde yedikleri penaltı golünün sonunda mağlup olduklarını ve Gençlerbirliği`ne Süper Lig`de başarılar dilediğini ifade etti.
GENÇLEBİRLİĞžİ CEPHESİ
Gençlerbirliği Teknik Direktörü Fuat Çapa ise maçın zor olacağını ve Tepecikspor`un kendilerine karşı yüksek motivasyonla sahaya çıkacaklarını bildiğini belirterek, ``Rakibin maçı bu kadar istemesi ve arzulaması normaldi. Maç içerisinde istek ve arzumuzu aynı şekilde kalitemizle birleştirip maçı 60 dakikaya kadar götürmezdik. Son dakikaya kadar işimizi kendimiz zor duruma bıraktık. O kadar korkulacak ve rakibin bol pozisyon bulduğu bir maç olmadı. Bu tür karşılaşmalarda önemli olan turu geçmektir, bizde bunu bugün başardık`` diye konuştu.
Gençlerbirliği`nin başarılı futbolcusu Özgür İleri`de rakipleri Tepecikspor`un, Gençlerbirliği ile oynayacak olmalarının bilinci ile tam konsantrasyonla sahada olacaklarını bildiklerini ve çok iyi oyun ortaya koymasalar bile rakiplerine karşı üstünlük kurup maçı kazanmayı bildiklerini vurguladı.
Kırmızı-siyahlı ekibin defans oyuncusu Mehmet Sedef, ``Karşılaşma beklediğimizden zor geçti. Oyunun başında gol bulmak istiyorduk ama bunu gerçekleştiremedik. Son dakikalarda gelen 2 tane penaltıyla kazanmayı bildik. Artık kupada daha iyi yerlere gelmek istiyoruz ve Avrupa`da oynamak için Ziraat Türkiye Kupası`nda Final oynamamız gerekiyor. İnşallah bunu da başarırız`` ifadelerini kullandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Yapay zeka ile hazırlanan video linkine tıkladı, hayatı kabusa döndü Balıkesir’in Edremit ilçesinde yaşayan iki çocuk annesi kadının hayatı, sosyal medyada yapay zeka ile hazırlanmış sahte yatırım reklamları yüzünden kabusa döndü. Yapay zeka ile ünlü isimlerin sesleri ve görüntüleri taklit ediliyor, yanıltıcı videolar hazırlanıyor. Yapay zeka ile hazırlanan videolu reklamı tıklayan Birgül Güden, 650 bin lira dolandırıldı. Yapay zeka ile oluşturulan sahte video linkine tıklayan Birgül Güden, “Basmamla aramaları bir oldu. Hesaplarıma girdiler yönlendirerek yani Skype üzerinden. Hesaplarıma girerek para, kredi çekmişler ve benim bunlardan haberim yok. Ta ki çocuğumun üniversiteye gitmesinden bir gün önce. Yani bankaya gittim, bu kadar para var hesabınızda, çekilmiş dedi borcunuz. Hiçbir işlem yapamazsınız dedi ve o günden beri dünyam karardı” diye konuştu. Bankalardan kendi adına çekilen kredileri ödeme imkanı olmadığını ifade eden Güden, “O günden sonra aradılar beni. Hiçbir para ödemeyeceksiniz. Sadece yatırım amaçlı şu kadar para kazanacaksınız. Hiç öyle bir şey olmadı. Mahvettiler beni. Ben asgari ücretle çalışan iki çocuk annesiyim. Çocuğum üniversiteyi bıraktı geldi bu konuda. Çocuğum da üniversite okuyor. Hiçbir şekilde, yani asgari ücretle çalışıp da bu parayı ödeyecek bir durumda değilim” dedi. Vatandaşları da uyaran Birgül Güden, “Demek ki ben böyle bir şey yapmam, benim başıma gelirse böyle yapmam, etmem demesinler. Çünkü onlardan biri de bendim. Gördüğüm zaman, duyduğum zaman bu insanlar nasıl aldanıyor? Hiç mi düşünmüyorlar? Ama demek ki oluyormuş. Nasıl oldu, nasıl bitti bilmiyorum. Hipnoz mu ediyorlar? Değişik bir konuşma şekilleri. Siz bile inanırsınız yani” diye konuştu. Yaşadıkları sonrasında şikayetçi olduğuna değinen Günden, “Önce karakola gittim. Allah razı olsun onlardan. Beni yönlendirdiler, bana söylediler, savcılığa gittim. Şu an zaten savcılıkta. Ama daha büyük yerlerden daha büyük yardım istiyorum. Çünkü halen daha Instagram’da olsun yani medyada dönüyor” dedi.
İzmir Mevlana Celaleddin-i Rumi vefatının 751’inci Yılında Ege Üniversitesinde anıldı Ege Üniversitesi (EÜ) Birgivi İlahiyat Fakültesi tarafından Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin 751’inci vuslat yıl dönümü dolayısıyla EÜ Kültür Sanat Evi’nde “Şeb-i Arus-Vuslatın 751. Yılında Mevlana” başlıklı panel gerçekleştirildi. Etkinliğe; EÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan, EÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muhammet Hanefi Palabıyık, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Moderatörlüğünü Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Himmet Konur’un yaptığı panelde konuşmacı olarak Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri öğretim üyesi Prof. Dr. Süleyman Gökbulut, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamide Ulupınar, EÜ Birgivi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Nuriye İnci yer aldı. Etkinlik, Hafız Eray Çakmak tarafından gerçekleştirilen Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Ardından, EÜ Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı Tasavvuf Müziği Topluluğu, Arş. Gör. Yakup Selim Şenel yönetiminde tasavvuf müziği dinletisi gerçekleştirildi. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan EÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan, “Hz. Mevlana, söylenmesi gereken pek çok şeyi Mesnevi eserinde bizlere iletmiştir. Şeb-i Arus, her sene ülkemizin çeşitli noktalarında anılıyor ve bu vesile ile Hz. Mevlana’nın fikirleri, duyguları ve düşünceleri bizlere iletiliyor. Bizler de Ege Üniversitesi olarak bu etkinlikte Mevlana’yı anıyoruz. Panelin düzenlenmesinde emeği geçen tüm hocalarımıza ve çalışanlarımıza teşekkür ediyorum.” dedi. “Bizi medeniyetin ön saflarına taşıyan kişi Mevlana’dır” Panel moderatörü Prof. Dr. Himmet Konur, “Geriye dönüp baktığımızda biz insanlık tarihinde medeniyet yarışında hep ileride olduğumuzu görürüz. Bugün arzu ettiğimiz yerde değilsek de o yarıştan hiçbir zaman kopmadık, yine yarışa devam ediyoruz ve ön sıralarda yer alabilmek için de elimizden geldiğince çaba sarf ediyoruz. O günlerde bizi medeniyetin ön saflarına taşıyan en önemli şahsiyetlerden birisidir Mevlana. Dolayısıyla onun, bizim inşa edecek olduğumuz medeniyetin temellerinde önemli bir yeri vardır” diye konuştu. Mevlana’nın hayatını çeşitli görüşlerinin felsefesiyle anlatan Prof. Dr. Süleyman Gökbulut, “Kendi hayat hikâyesini üç kelimeye sığdıran Mevlana, ‘Ömrümün özeti üç kelimeden fazla değil; hamdım, piştim, yandım’ demiştir. Bu üç kelime aslında onun hayat hikâyesini, tasavvufi olgunluğunu, manevi kemalini anlatmaya yetiyor.” dedi. “Mevlana dinin dinamik özünü bize tanıtır” Dr. Öğretim Üyesi Nuriye İnci, “Şüphesiz Mevlana gibi şahsiyetlerin mesajlarının çağları aşarak bugüne ulaşmasının nedeni, onların insan, kainat ve Allah arasındaki ilişkiyi özgür bir şekilde yorumlayabilmeleri ve söylediklerini insanların ortak hissiyatına dayandırmayı başarabilmeleridir. Diğer yandan Mevlana’nın, dini, sadece kalıplarıyla değil gerçekten dinamik özüyle de bizlere tanıtmış olması önemli bir yönüdür” diye söyledi. Mevlevi geleneğinde önemli bir yeri olan ‘semâ’nın, içerisinde birçok manayı barındıran bir zikir olduğunu belirten Prof. Dr. Hamide Ulupınar, “Mevlana, devrinde belli bir icra planına bağlı olarak değil de daha çok doğaçlama tarzda semâlar yapılmıştır. Mevlana, ahenkli bir ses işittiğinde, güzel bir name duyduğunda veya dini toplantılarda semâ etmiştir yani zikretmeye başlamıştır. Sema, Mevleviliğe ait bir ibadet türü ve zikirdir” dedi. Panelin sonunda Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan tarafından Prof. Dr. Himmet Konur, Prof. Dr. Süleyman Gökbulut, Prof. Dr. Hamide Ulupınar, Dr. Öğr. Üyesi Nuriye İnci, Arş. Gör. Yakup Selim Şenel’e teşekkür belgesi takdim edildi.
Balıkesir Ayvalık’ta Koç Grubu’nun müzesine özel iskele talebi çevrecilerin tepkisini çekti Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde kısa bir süre önce açılan Rahmi M. Koç Müzesi’ne özel bir iskele yapılmasına ait talep, ilçedeki çevrecilerin tepkisini çekti. Ayvalık’ta Koç Grubu’na ait bir marinanın bulunduğunu hatırlatan Ayvalık Tabiat Platformu, “Tekneli Müze Ziyaretçisine Kıyak” başlığıyla yaptığı yazılı basın açıklamasıyla söz konusu talebe sert tepki gösterdi. Koç’ların Ayvalık’tan taleplerinin bitmediği ve bu kez de müzeye özel iskele talebinde bulunduğunun vurgulandığı açıklamada, “Ayvalık içdenizinde yeni bir yat yanaşma yerine karşıyız. Çünkü; tasarlanan yat yanaşma/bağlanma yerinin sadece müze ziyaretçilerine günlük olarak hizmet verebilmek amacı ile tesis edileceği belirtilmiştir. Ayvalık Körfezi’nde yatlara hizmet veren Koç şirketler topluluğuna ait bir marina zaten mevcuttur. Ayvalık Setur Marina’dan kara yoluya müzeye ulaşım vardır. Kişiye özel olduğu anlaşılan bu yeni yat yanaşma/bağlanma yeri projesinde kamu yararı yoktur” denildi. Kentsel sit alanında kent siluetini bozacak ve kıyı şeridine etki edecek yapılaşma olmaması gerektiğine işaret edilen açıklamada, “Denizimizin, kamuya ait bir alanın rant odaklı değerlendirilmesini, halkın serbest ve ücretsiz erişimine açık olması gereken kıyıların kiralanmasını, özel-mülkleştirilmesini doğru bulmuyoruz. Kıyılar hepimizindir. Bu konuda hazırladığımız itiraz dilekçemizi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Balıkesir İl Müdürlüğüne vermiş bulunuyoruz” ifadeleri kullanıldı.