GENEL - 13 Nisan 2019 Cumartesi 08:45

‘Kayıp Yüzler Filtresi’ ile sosyal medya üzerinden kayıp aranacak

A
A
A
‘Kayıp Yüzler Filtresi’ ile sosyal medya üzerinden kayıp aranacak

Yakınlarını Kaybetmiş Aileler Derneği (YAKAD) ve bir grup gönüllü yazılımcının ortak projesi olan ‘Kayıp Yüzler Filtresi’ kullanıma açıldı.

Yakınlarını Kaybetmiş Aileler Derneği (YAKAD) ve bir grup gönüllü yazılımcının ortak projesi olan ‘Kayıp Yüzler Filtresi’ kullanıma açıldı. Facebook’ta sıklıkla kullanılan yüz filtreleri uygulamasına entegre edilen sistem ile kaybolmuş çocukların yüzü filtre olarak kullanılıp paylaşılabilecek.


Yakınlarını Kaybetmiş Aileler Derneği (YAKAD) ve bir grup gönüllü yazılımcı, farkındalık oluşturmak amacıyla bir projeye imza attı. Facebook’ta yer alan kedi, tavşan, çiçek gibi yüz filtrelerinden yola çıkan gönüllüler, kayıp çocukların yüzlerini yeniden modelleyerek filtreler arasına koymak için YAKAD ile ortak bir çalışma başlattı.



İlk model Ecrin Tunç


Proje kapsamında kayıp çocuklarla başlayan modellemenin ilk örneği de Mardin’in Midyat ilçesine bağlı Harmanlı köyünde, 14 Haziran 2015’te "Bakkala gidiyorum" deyip evden ayrılan ve bir daha haber alınamayan Ecrin Tunç oldu. Ecrin’in yüzü bilgisayar ortamında yeniden modellenerek yüz filtreleri arasına eklendi.


Filtreyi deneyen sosyal medya kullanıcıları kendi yüzleri yerine kaybolan çocukların yüzünü görüyor. Kayıp çocukların yüzlerini bu sayede daha çok kişiye ulaştırmayı amaçlayan proje, insanlarda farkındalık da oluşturuyor. Filtreyi kullanmak için de YAKAD Facebook sayfasında bulunan linke tıklayarak filtrenin kullanımına onay verilmesi gerekiyor. Ayrıca filtrede, kaybolan çocuğun ismi, boyu, yaşı, cinsiyeti ve irtibat numarası da yer alıyor.



"Bir yüz modeli 2 günde tamamlanıyor"


‘Kayıp Yüzler Filtresi’ hakkında konuşan Yakınlarını Kaybetmiş Aileler Derneği Başkanı Zafer Özbilici, sosyal medyada eskiye nazaran kayıp ilanlarının artık paylaşılmadığını söyledi. Sahte ilanlar nedeniyle, sosyal medya kullanıcılarının bu tür ilanlardan uzak durduğunu ifade eden Özbilici şöyle konuştu:


“Sosyal medyada paylaşacağımız bu videolarla aslında biz toplumsal dayanışma oluşturacağız. Ecrin, benim çocuğum olabilirdi, ben Ecrin olabilirdim, kaybolan ben olabilirdim. Bu sebepten dolayı çocuklarımızı kaçıranlara karşı meydan okuyoruz. Bu çalışma bizim için çok önemli. Herkesi YAKAD Facebook sayfasına girip filtreyi kullanarak videolarını paylaşmaya davet ediyorum. Bir yüz 2 günde oluşturabiliyor. Çok basit bir olay değil. Herkesin yapabileceği bir olay olmadığı için gerçek kayıpları sosyal medyada arayacağız artık. Sosyal medyada birçok insan artık kayıp ilanı paylaşmaktan vazgeçmiş ve çokta sıkılmış durumda çünkü bir kısmı gerçek kayıp, bir kısmı kazanımlar sağlamak için yapılan paylaşımlar. Bu ilanlar çok basit şekilde oluşturulabildikleri için kötü niyetli insanlar da bu tür ilanları kullanarak kendi sayfalarının beğenilmesini sağlıyorlar.”



“Şu ana kadar yaklaşık 10 bin kişi gördü filtreyi ve birçok insan video çekip paylaşmaya devam ediyor"


Projede yer alan gönüllülerden Mesut Yüksel de projenin amacı ve sosyal medyadaki etkisi hakkında konuştu. Projeyi tanıtmak için ünlü isimler ve sosyal medya fenomenlerine seslenen Yüksel, “Kayıp yüzler projesini geçtiğimiz hafta başlattık. Projemizdeki amacımız kayıp çocukları yeni bir teknoloji ile aramak. Bu yöntem de günümüzde herkesin kullandığı yüz filtresi. Facebook’ta farklı yüz filtreleri var. Biz de kayıp çocukların yüzlerini yeniden modelleyerek bir yüz filtresi oluşturduk. Kayıp çocukların bulunmasındaki en önemli şey, onların yüzünü olabildiğince fazla insanın görmesi. Biz de bu yolla yeni bir yüz filtresi oluşturarak, sosyal medyada insanların çok fazla kullandığı yüz filtresine girmiş olduk. Projemizin bir haftası dolmak üzere. Şu ana kadar yaklaşık 10 bin kişi gördü filtreyi ve birçok insan video çekip paylaşmaya devam ediyor. Projemize ünlülerden ve sosyal medya fenomenlerinden de destek bekliyoruz. Yapmaya çalıştığımız şey bir farkındalık oluşturmak” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara MHP’li vekil Feti Yıldız, Kemal Kılıçdaroğlu hakkındaki şikayetinden vazgeçti Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında "suç ve suçluyu övme" suçunu işlemesi iddiasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı‘na yaptığı şikayetten vazgeçtiğini açıkladı. Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında "suç ve suçluyu övme" suçunu işlemesi iddiasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı‘na şikayet dilekçesi vermişti. 28. Yasama Dönemi Milletvekili Genel Seçimleri ile Milletvekili sıfatının sona ermesiyle birlikte sanık Kemal Kılıçdaroğlu hakkında iddianame düzenlenmişti. Ankara 35. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılama başlarken, duruşması 10 Nisan 2025 tarihine bırakılmıştı. Feti Yıldız, tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Genel Başkanımız Devlet Bahçeli, ‘Terörsüz Türkiye ve bölge barışı için yürütülen kararlı politikaya’ paralel olarak, Cumhuriyet Halk Partisi’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında sözlü olarak dile getirdiğimiz şikayetten vazgeçme hususunun bir dilekçeyle mahkemesine sunulması talimatını vermiştir" denildi. Yıldız tarafından Ankara 35. Ağır Ceza Mahkemesi’ne verilen dilekçede şunlar kaydedildi: "Terörsüz Türkiye ve bölge barışı için yürütülen kararlı duruşa paralel olarak sanık hakkında yapmış olduğumuz şikayetten vazgeçiyoruz. Cumhuriyet Başsavcılığı’na müracaatımız üzerine, biçimsel nitelikte bir tehlike suçu olan, ‘Suç ve suçluyu övme’ suçunu aleni ve genel suç kastıyla işlemesi nedeniyle sanık hakkında Ankara Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açılmıştır. İnsan Haklarının başında yer alan düşünce ve ifade özgürlüğü aynı zamanda kapsamlı bir sorumluluk alanıdır. Demokratik Ülkelerin Yasama Meclislerinde, evrensel ilkelerin yanında milli takdir alanlarının da korunarak düzenlemeler yapılması kamu düzeni gereğidir. Ceza Hukuku yalnız insan hareketinden bilfiil doğan sonuçlarla değil doğabilecek sonuçlarla da ilgilenir. Bu noktada tehlike kavramı karşımıza çıkar. Çağdaş hukukta, tehlike olasılıktan başka bir şey değildir, zarar doğurmaya elverişli tehlike, korunan hukuksal değeri bozabilecek nitelikte bulunduğu takdirde tehlike doğmuş ve buna bağlı olarak da suç oluşmuş bulunacaktır. Kuşkusuz her rejim gibi, demokratik rejimde varlığına yöneltilecek tehlikeler karşısında kendini koruma hakkına sahiptir. Öte yandan ‘açık ve yakın tehlike’ oluşturan, milli güvenliği bozan ifadelerin takibe uğraması hukuk devletinin bir gereğidir. Gerek milli ve gerekse evrensel hukukta düşünce özgürlüğü ile ilgili olarak, ‘hak ve özgürlüklerin kötüye kullanılmasının önüne geçilmesi’ için ayrıntılı düzenlemeler bulunmaktadır. Mandacıların milli ürünleri boykot çağrısı yaparak yönetilemezlik algısı oluşturulma gayretleri, bu çağrı sonucu meydana gelen saldırılar, asılsız isnatlar ifade özgürlüğü kavramının arkasına saklanamaz. 05.02.2020 tarihli şikayet dilekçesinde kısmen belirttiğimiz gibi, bu süreçte CHP vahim bir şekilde savrulmuş, tüm geçmişini inkar eden bir yapıya dönüşmüş, millete aidiyet bilincinden uzaklaşmış, Türk Milletinin egemenlik ve tarihsel haklarıyla temelden ve bütünüyle çatışmaya girmiştir. Kısaca izah ettiğimiz nedenlerle CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında şikayetten vazgeçiyoruz. Gereğinin yapılmasını saygıyla talep ederiz."
Diyarbakır Diyarbakır 9 günlük bayram tatilinde 300 bine yakın ziyaretçi ağırladı Diyarbakır, 9 günlük bayram tatilini fırsat bilen yaklaşık 300 bin yerli ve yabancı ziyaretçiyi ağırladı. 33 medeniyete ev sahipliği yapan Diyarbakır, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan tarihi asırlık surları, İçkale Müze Kompleksi, İslam aleminin 5. Harem-i Şerif’i kabul edilen Ulu Cami, Ongözlü Köprü, Hasanpaşa Hanı, Meryem Ana Kilisesi, Zerzevan Kalesi, Sülüklü Han, Deliler Hanı gibi, çok sayıda tescilli yapı, gıda ve ürünleriyle yerli ve yabancı turist çekiyor. 9 günlük Ramazan Bayramı tatilini fırsat bilen yaklaşık 300 bin ziyaretçi, kentte gelerek tarihi atmosferi görme fırsatı buldu. Diyarbakir Kültür, Turizm ve Musiki Derneği (DİKTUM-DER) Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Aksu, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine, Diyarbakır’ın hak ettiği yerde olmadığını, yavaş yavaş istedikleri rakamlara ulaştıklarını söyledi. Aksu, 9 gün sürede 300 bin kişinin gelmesi çok sevindirici olduğunu belirterek, "Diyarbakır, keşfedilmemiş bir hazine. Sur içi başlı başına açık tarih stüdyosu. İnsanlar gezdikleri zaman görüyorlar. 900’e yakın tescilli yapı var. Dünyada böyle bir şehir yok. Herkes her geldiğinde hayran kalıyor. Diyorlar, ‘biz, Diyarbakır’ı gezdiğimiz zaman tarihi yaşıyoruz.’ Burada kültür, tarih, ruh her şey var. Biz, bu rakamların çok ilerisini istiyoruz. Hanlar, hamamlar, camiler, medreseler, kiliseler, her tarafında tarihin yazıldığı surlar. Her tarafından tarih ve kültür var" dedi. Eskişehir’den gelen ziyaretçi Oğulcan Ertal, eşi ve arkadaşlarıyla geldiğini ifade ederek, "Diyarbakır’ı çok beğendik. Hem tarih, hem kültür olarak hem de yemekleri gerçekten çok güzel. Bugün döneceğiz, 4 günden beri buradayız. Bu süre zarfında Ongözlü Köprü, Sur içi, Diyarbakır’ı gezdik" şeklinde konuştu.