GÜNDEM - 22 Mayıs 2021 Cumartesi 09:52

Yazın serinleten lezzeti karlamanın sezonu açıldı

A
A
A
Yazın serinleten lezzeti karlamanın sezonu açıldı

Havaların ısınması ile birlikte, Toros dağlarından gelen serinletici lezzet karlama, tezgahtaki yerini aldı.

Antalya’da kış aylarında Toros Dağları'nın zirvelerinde derinlikteki obruklarda biriken kar, bin bir emekle getirilip yazın satışa sunuluyor. Üzerine eklenen özel şerbetle karlama adı verilen bu serinletici lezzeti bilenler soluğu karlama tezgahın yanında alıyor. Yayladan getirilen ve çuval içinde korunan karlama pekmez, şerbet ve meyve şurubuyla tüketiliyor ve bardağı 2 liradan satılan karlama, 5, 10 ve 15 liralık kaplarla da paket yapılıyor.

Yazın serinleten lezzeti karlamanın sezonu açıldı

“Yayladan getiriyoruz”

Antalya'nın Serik ilçesinde karlama satıcısı Durmuş Ali Şahin, yaylalarda oluşturdukları deliklerde bastıkları karları yazın çıkartıp ilçe merkezine getirdiklerini belirterek " Kışın iyice basılması halinde yaz sonuna kadar erimeden kendini muhafaza edebiliyor. Şu anda vatandaşın ilgisi çok iyi.Karın yaylada toplandığı yer de önemli. Temiz olması lazım. Karlamayı çocuklar, gençler tercih ediyor fakat en çok yaşlılar tercih ediyor. Çünkü doğal karlama olduğunu biliyor. Tadına varan bir daha bırakamaz zaten. ” diye konuştu.

“Bir nebze olsun serinletiyor”

Karlama müdavimi olan Yaşar Yıldız ise, “Karlama bizim için önemli. Yaz aylarında severek tükettiğimiz bir şey. Bu sıcak havalarda bir nebze olsun serinletiyor. Şimdi burada yedim aileme de götürüyorum, herkese tavsiye ederim” dedi.

Mehmet Demirci
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ 10 yaşındaki öğrenci seçim vaadi gerçekleşti: Elazığspor yönetimi öğrencilerle bir araya geldi Elazığ’da sınıf başkanı seçileceği taktirde Elazığspor yönetimini okula getireceği sözünü veren Zeynep Mira Topuz, vaadi gerçekleşti. Okula gelen Elazığspor yönetimi, öğrencilerle sohbet etti. Elazığ’da özel bir okulda okuyan Zeynep Mira Topuz, sınıf başkanlığı için arkadaşıyla yarış içerisine girdi. Başkan seçilirse Elazığspor yönetimini okula getirerek arkadaşlarıyla tanıştıracağını belirten Topuz, seçimin ardından sınıf başkanlığını kazandı. Arkadaşlarına verdiği sözü yerine getirmek için çalışmalara başlayan 10 yaşındaki Zeynep Mira, Elazığspor Kulüp Başkanı Ahmet Feti Yılmaz, Teknik Direktör Bülent Yenihayat, Sportif Direktör Mehmet Deliorman ve Elazığspor eski kulüp Başkanı Sedat Karataş’ı okula davet etti. Daveti kırmayan yönetim okula gelerek öğrencilerle sohbet ederken, Teknik Direktör Yenihayat tarafından öğrencilere imza verildi. Okula gelmekten dolayı çok mutlu olduklarını belirten Elazığspor Kulüp Başkanı Ahmet Feti Yılmaz, “Buraya gelirken çok büyük bir keyif aldık. Hocamız Bülent Yenihayat, Sportif Direktörümüz Mehmet Deliorman ve eski başkanlarımızdan Sedat Karataş ile beraber buraya gelerek bir kız çocuğunun seçim vaadi olarak Elazığspor Kulübünü söylemesi bizleri çok mutlu etmiştir. Demek ki çocuklarımızın artık akılların da ve zihinlerinde Elazığspor bir yer oluşturmaya başladı. Bu da bize çok büyük bir mutluluk verdi” dedi. Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı ve Elazığspor eski başkanlarından Sedat Karataş, “Öncelikle Zeynep Mira Topuz’u tebrik ediyorum. Seçim vaatlerinin bir sonucu olarak buradayız. Mira sınıf başkanı seçilmek için bir farkındalık oluşturdu ve bizleri burada öğrencilerimizle buluşturdu. Kendisini tebrik ediyorum. Bugün Elazığspor kulüp Başkanımız Ahmet Feti Yılmaz ile birlikte buraya geldik. Benim öğrencilere tavsiyem, mutlak suretle hayal etsinler ve hayallerine ulaşmak için doğru hedefler tespit ederek azim ve gayretle çalışarak hayallerine ve hedeflerine yürüsünler” ifadelerini kullandı. Mira’nın seçim vaadinden dolayı okulda olduklarını dile getiren Elazığspor Teknik Direktörü Bülent Yenihayat, “Bizde Ahmet başkanımızla birlikte buraya geldik. Mira’ya başkanlık döneminde başarılar diliyorum. Bu tarz organizasyonlar bizleri mutlu ediyor. Elazığ’da bulunan çocukların Elazığspor ile alakalı çalışmalar yapması Elazığspor’u diğer nesillere taşımak için önemli bir durum. Bundan dolayı da mutlu olduk” cümlelerini kullandı. Sınıfta yapılan başkanlık seçimini kazandığını belirten Zeynep Mira Topuz ise “Vaatlerimin arasında eski başkan ve yeni başkanımızı sınıfımıza davet etmek vardı. Onlar da beni kırmayarak buraya geldiler. Bundan dolayı onlara teşekkür ederim. Arkadaşlarımla da tanıştırdım. Gelecekte hedefim ise okul başkanlığıdır” sözlerini kullandı.
İstanbul Yenikapı Yalı İhsan Zini Camii’nin temeli atıldı Fatih Belediyesi tarafından Fatih Yenikapı’da Yalı İhsan Zini Camii’nin temeli düzenlenen törenle atıldı. Programda konuşan Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan, “Yapılan bütün camiler, bağışçılarımızın kendi bağışları ile yapılıyor” dedi. Fatih Belediyesi ile İhsan Zini Sosyal Eğitim ve Kültür Vakfı’nın ortaklaşa yapacağı Yenikapı’da ibadete açılacak olan Yalı İhsan Zini Camii’nin temeli düzenlenen törenle atıldı. Törene Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan, İhsan Zini Sosyal Eğitim ve Kültür Vakfı üyeleri ve mahalleli katıldı. Temel atma töreni Kur’an-ı Kerim okunması ile başladı. Daha sonra vakıf yöneticiler İhsan Zini ve Hakan Zini, duygularını ifade etti. “Yapılan bütün camiler, bağışçılarımızın kendi bağışları ile yapılıyor” Temel atma töreninde konuşan Fatih Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan, “1453’ten 110 yıl önce bu karşı taraflar, ecdadımızın yönetimi altındaydı. Topkapı, Zeytinburnu itibariyle o genelde de ecdadımız vardı. Fatih, fethin müjdelenen yeri. Ecdadımız bu topraklarda kaldığı yüzyıllar içerisinde eserler bırakmış. Belediye başkanı olunca bazı sırlar gördüm” dedi. “Önemli bir hayır olarak görüyoruz” Konuşmasına devam eden Başkan Turan, “Bu ufacık alanda 400’e yakın cami var onlarca medrese var. Fatih’te 12 bin tane kültürel eser var. Allah İhsan Amca’dan razı olsun. Biz bu ihya camileri yaparken şu ana kadar hiçbir camiyi kamu parasıyla yapmıyoruz. Yapılan bütün camiler, bağışçılarımızın kendi bağışları ile yapılıyor. Bunu önemli bir hayır olarak görüyoruz. Hayırsever İhsan Amcamızı değerli evladını ve ailesine teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu. Caminin inşaatının 2025 yılı içerisinde tamamlanacağı öğrenildi.
Ankara Eski eşini 7 yerinden bıçaklayan şahıs 8 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı Ankara’da eski eşini 7 yerinden bıçaklayarak ağır yaralayan şahıs, yargılandığı davada ‘nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan 8 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu sanık Sinan Özçelik (42) ile müşteki sanık Sinem T. (34) ve taraf avukatları katıldı. Mahkeme başkanı, bu celsede dosyayı karar bağlayacaklarını söyleyerek, müşteki sanık Sinem T.’ye söz verdi. Sinem T., “Önceki duruşmada çocuğum buradaydı. Kendisi de söyledi, Sinan bizi terk etti. Çocuğum tüm gerçekleri anlattı. Sinan beni bıçakladığında sağlık personellerini kendim aradım” dedi. Cumhuriyet savcısı ise bir önceki celse verdiği mütalaayı tekrarladığını belirterek, sanık Özçelik hakkında ‘nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan 20 yıla kadar hapis cezası ve ‘hakaret’ suçundan beraatına hükmedilmesini talep etti. “Sinem’i arkasından bıçaklamadım, parkın ortasında bıçakladım” Mahkeme heyetinin söz vermesi üzerine konuşan sanık Özçelik, “Bu suçu işlememin tek nedeni çocuğumdur. Çocuğum bana darp edildiğine dair sosyal medya uygulaması üzerinden fotoğraf attı. 15 aydır çocuklarımı göremiyorum. Ben Sinem’i arkasından bıçaklamadım, parkın ortasında bıçakladım. Pişmanım” beyanında bulundu. Müşteki sanık Sinem T. ise sanığın sözlerine karşılık, “Yaşamak istiyorum, evlatlarıma kavuşmak istiyorum” diye konuştu. Mahkeme, sanık Özçelik’e ‘nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan takdir indirimi ile haksız tahrik indirimi uygulayarak 8 yıl 4 ay hapis cezası verirken, ’hakaret’ suçundan beraatına hükmetti. Müşteki sanık Sinem T. hakkında ise ‘aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali’ suçundan 3 bin lira ve ‘nitelikli kasten yaralama’ suçundan 3 bin lira olmak üzere toplam 6 bin lira adli para cezası verildi. Mahkeme, çocuğun üzerinde bulunan tedbir kararının da devamına karar verdi.
İstanbul Usta sanatçı Edip Akbayram’ın ailesinden açıklama: “Sevenlerinden dua bekliyoruz” Yoğun bakımda tedavisi süren usta sanatçı Edip Akbayram’ın sağlık durumuna ilişkin ailesi yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “Edip Akbayram, zatürre sonrası taburcu olarak eve çıkmıştı. Bu sabah farklı komplikasyonlara bağlı iç kanama nedeniyle hastaneye getirdik. Tedbir amaçlı yoğun bakıma alındı. Tedavisi sürüyor. Sevenlerinden dua bekliyoruz” denildi. Bir süredir hastanede zatürre tedavisi gören ve yeni taburcu olan usta sanatçı Edip Akbayram, evinde düştükten sonra iç kanama geçirdi. Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan sanatçının yoğun bakım servisindeki tedavisi sürerken, Edip Akbayram’ın kendisi gibi sanatçı olan kızı Türkü Akbayram, oğlu Ozan ve eşi Ayten Akbayram, ünlü sanatçının sağlık durumuna ilişkin ortak paylaşım yaptı. “Sevenlerinden dua bekliyoruz” Yazılı açıklamada, “Edip Akbayram, zatürre sonrası taburcu olarak eve çıkmıştı. Bu sabah farklı komplikasyonlara bağlı iç kanama nedeniyle Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne getirdik. Hastanede tedbir amaçlı yoğun bakıma alındı. Tedavisi sürüyor. Sağlık durumunun iyiye gitmesini umuyor ve tüm sevenlerine sevgi ve selamlarını gönderiyoruz. Sağlık durumuyla ilgili gelişmeleri kamuoyu ile paylaşmayı sürdüreceğiz. Sevenlerinden dua bekliyoruz” ifadelerine yer verildi.
Gaziantep GTB Başkanı Akıncı: “Tarım, ekonomiyi güçlendiren temel sektördür" Gaziantep Ticaret Borsası (GTB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akıncı, tarımın ülke ekonomisi için taşıdığı hayati öneme vurgu yaparak, geleceği güvence altına almanın, tarımın sürdürülebilirliğine yapılacak yatırımlarla mümkün olabileceğini ifade etti. GTB Başkanı Mehmet Akıncı, 10 Ocak Tarım Bayramı dolayısıyla açıklamalarda bulundu. Tarımın ekonomik kalkınma üzerindeki belirleyici rolüne işaret eden Akıncı, tarımın sürdürülebilirliği için yapılacak her yatırımın hem ülke ekonomisinin güçlenmesine hem de kırsal kalkınmanın gelişmesine önemli katkılar sunacağını söyledi. Tarımın ekonomik ve sosyal önemi Tarımın, insanlık tarihi kadar köklü bir uğraş ve kültür olduğunu belirten Akıncı, “İnsanoğlu, toprakla ilk buluşmasından bu yana, tarımı sadece yaşamını sürdürmek için değil, aynı zamanda medeniyetlerinin temellerini atmak, toplumlarını beslemek ve ekonomik kalkınmayı sağlamak için de kullanmıştır. Türkiye, tarihi olarak büyük bir tarım potansiyeline sahip bir ülke olmuştur ve 10 Ocak 1846’da tarım öğretiminin başlaması nedeniyle ’Tarım Bayramı’ veya ’Tarım Haftası’ olarak kutlanmaktadır. Bu özel gün, tarımın ülke ekonomisindeki ve yaşam tarzındaki kritik rolünü hatırlatmak için önemli bir fırsattır” dedi. Akıncı, tarımın sadece bir sektör değil, bir toplumun yaşam biçiminin temelini oluşturan bir unsur olduğuna dikkat çekerek, “Tarım, gıda güvenliği, iş gücü istihdamı ve kırsal kalkınma için kritik bir sektördür. Ancak son yıllarda hızla artan sanayileşme, şehirleşme ve tarım dışı sektörlerin etkisiyle, tarımın önemi zaman zaman göz ardı edilmiştir. Oysa tarım, yalnızca gıda üretimi ile sınırlı kalmaz; tekstilden inşaata, kimyadan enerji sektörüne kadar hemen her alanda yaşamın temelini oluşturur. Bu durumda, tarımın her aşamasının yaşamın her noktasında var olduğunu ve hayatın vazgeçilmez bir parçası haline geldiğini unutmamalıyız” ifadelerini kullandı. Tarım ve iklim değişikliği Bugün, tarımın karşı karşıya olduğu en büyük zorluklardan birinin iklim değişikliği ve buna bağlı olarak artan çevresel tehditler olduğunu hatırlatan Akıncı, “İklim değişikliği, dünya genelinde sıcaklıkların yükselmesi, su kaynaklarının azalması ve kuraklıkların artması gibi sorunları beraberinde getirmektedir. Bu durum, tarımsal üretimi doğrudan etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Türkiye, farklı iklim ve toprak şartları ile geniş bir tarım potansiyeline sahip olmasına rağmen, iklim değişikliğiyle mücadele etmek adına daha fazla adım atması gerekmektedir” ifadelerine yer verdi. Türkiye’nin sahip olduğu büyük ovalar, farklı iklim kuşakları ve zengin tarım kültürü ile dünyanın lider tarım ülkelerinden biri olma potansiyeline sahip olduğunu aktaran Akıncı, “Özellikle zeytin, incir, Antep fıstığı, fındık, buğday ve pamuk gibi ürünlerde dünya çapında önemli üreticilerden biri olan Türkiye, tarımda sadece üretim gücünü artırmakla kalmayıp, tarım teknolojilerini de geliştirerek daha yüksek katma değerli ürünler üretebilir. Bu alanda yapılacak yatırımlar ve teknolojik yenilikler, Türkiye’nin tarım sektörünü uluslararası alanda daha rekabetçi hale getirecektir. Tarımın geleceği, sahip olduğumuz toprakları koruyup doğru bir şekilde kullanabilmemize bağlıdır. Tarım arazilerini kaybetmek, sadece bugünü değil, geleceğimizi de tehlikeye atmak anlamına gelmekte” diye konuştu. Çiftçiyi desteklemek ve sürdürülebilirlik sağlamak Diğer taraftan, çiftçilerin tarlada kalabilmesi için gerekli desteklerin güçlendirilmesinin önemine işaret eden Akıncı, çiftçilere verilen eğitimlerin, modern tarım tekniklerinin tanıtılmasının ve özendirici politikaların oluşturulmasının, tarım sektörünün sürdürülebilirliğine önemli katkılar sunacağını sözlerine ekledi.