GÜNDEM - 26 Ağustos 2021 Perşembe 10:47

Turistlerin bulduğu yaralı kedi tedavisinin ardından Almanya'ya gönderildi

A
A
A
Turistlerin bulduğu yaralı kedi tedavisinin ardından Almanya'ya gönderildi

Aksaray’da turistlerin yaralı olarak bulduğu kedi, tedavisinin ardından kediyi sahiplenen Almanya’daki bir aileye gönderildi.

Olay, Aksaray’ın Sultanhanı ilçesinde yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Sultanhanı Kervansarayı’nı gezmeye gelen iki yabancı turist yaralı bir kedinin kervansaray yanında can çekiştiğini gördü. Bunun üzerine rehberden yardım isteyen turistler hemen İlçe Belediye Başkanı Fahri Solak’a ulaştı. Kediyi gören Başkan Solak hemen ekipleri devreye sokarak kediyi ilk olarak ilçede bulunan veterinere götürdü. Burada ilk müdahalesi yapılan kedi, Aksaray Tarım ve Orman Müdürlüğü ile iletişime geçilerek Aksaray Üniversitesi Veteriner Fakültesine götürüldü. Burada serum bağlanan kedi için veteriner hekimler adeta seferber oldu. Tedavisinin tamamlanmasının ardından iki yabancı turist kedi hakkında bilgi almak için Belediye Başkanı Fahri Solak’ı aradı. Yapılan sağlık tetkikleri hakkında bilgiler veren Başkan Solak turistlerin isteği üzerine kedinin fotoğraflarını gönderdi. Turistler kedinin fotoğraflarını kendi sosyal medya hesaplarında paylaşırken, Almanya’nın Bavyera Eyaleti’nden kediyi gören bir aile kediyi sahiplenmek istedi. Bunun üzerine Alman aile Münih Belediyesi ile irtibata geçerken, Münih Belediyesi, Başkan Fahri Solak’a ulaştı

.

Makam aracıyla kediyi Ankara’ya götürdü

Münih Belediyesi ve Sultanhanı Belediyesi arasında kurulan iletişim sonrası kedinin sahiplenildiğini öğrenen Belediye Başkanı Fahri Solak, talep üzerine “Sinba” ismini verdiği kediyi tedavisinin ardından bir gün evinde misafir ederek ertesi gün kediyle birlikte yollara düştü. Makam aracı ile yola çıkan Başkan Solak kediyi Ankara’ya ulaştırdı. Burada tekrar bir muayeneden geçirilen kedi tedavisinin ardından pasaport işlemleri de yapılarak yetkililere teslim etti. Ardından kedi uçakla Almanya’ya gönderilmek üzere İstanbul’a gönderildi.

Pasaport işlemleri yapılan kedi uçakla Almanya’ya gönderilecek

Yaşanan olayı anlatan Belediye Başkanı Fahri Solak, “Turist, rehberine yabancı bir dilde anlatırken burada bir kedi gördüğünü, kedinin yaralı olduğunu duydum. Bizim de biraz İngilizce'miz var anladık. Restoranın sahibi dedi ki, ‘Belediye başkanımız burada yardımcı olsun’ dedi. Hemen zabıta ekiplerimiz müdahale etti. Sultanhanı’nda veteriner hekimlerimize hemen kediyi yönlendirdik. Daha sora buradaki veteriner hekimliğimizin kapasitesi yeterli olmadığı için tarım müdürlüğümüzü aradık. Aksaray’da Veteriner Fakültesine gönderdik. Orada kedinin tüm tedavisi yapıldı. Röntgen, tomografi çekildi. Sonra bizi Almanya’dan aradılar. Buradaki yabancı misafirlerimiz direkt Almanya’ya bildirmişler. Almanya Münih Belediyesinden aradılar. Sonra İstanbul’dan, Ankara’dan aradılar. Biz kediye tüm müdahaleleri yaptırdıktan sonra Almanya’dan arayan Tülay hanım kediyi Bavyera Eyaleti’nden sahiplendirmişler. Bizim götürüp Ankara’ya teslim etmemizi istediler. Biz de kediyi kendi evimizde bir gece misafir ettikten sonra makam arabamla Ankara’ya götürdük. Ankara’da Çankaya’da kediyi teslim ettik. Sonra kedi tedavileri tamamlanıp İstanbul’a gönderildi. İstanbul’da da pasaport işlemleri tamamlanıyor. Sonra da Almanya’ya gönderilecek” dedi.

Yasin Can
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Adalet Bakanı Yılmaz Tunç: "Yargı, sokak hareketlerinden etkilenmez" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Yargı dosyadaki iddialara bakar, savunmalara bakar, sokak hareketlerinden etkilenmez. Dolayısıyla yargı millet adına karar verip, millet adına görev yapar, kararları millet adınadır, milletin hakkını, hukukunu savunur. Kim teröre bulaşmışsa onun hesabını millet adına sorar. Kim yolsuzluğa bulaşmışsa, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemişse yargı bunun hesabını sorar. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Özel’i sorumlu davranmaya davet ediyoruz" dedi. Bir dizi programa katılmak üzere Tokat’a giden Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Tokat Valiliği ile Tokat Belediyesini ziyaret etti. Tokat Valisi ile bir süre görüşen Bakan Tunç, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bakan Tunç, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in açıklamalarıyla ilgili, "Sayın Özel’in bu şekilde bir ifade kullanması ve şu anda soruşturma başladığından bu yana Cumhuriyet Halk Partisi’nin izlediği yol, yol değil. Devletin yargı makamı adliyeler suç örgütleriyle mücadele eder. Milletin huzuru için çalışır. Yolsuzluk yapanlarla da mücadele eder" dedi. Soruşturmaya ilişkin bilgiler veren Bakan Tunç, "Bu bir adli soruşturma. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmekte olan iki soruşturma var. Birisi terör suçları soruşturma bürosunca yürütülen. Diğeri de örgütlü suçlar soruşturma bürosu tarafından yürütülen soruşturmalar. Terör suçları soruşturma bürosu tarafından yürütülen soruşturma İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın da aralarında bulunduğu 7 kişi hakkında gözaltı kararı verilmişti. Teröre iştirak halinde yardım suçundan bir soruşturma başlatıldı. Bu soruşturmada halen yakalanamayan 3 firari kişi var. Onların yakalama süreci devam ediyor. Örgütlü suçlar soruşturma bürosunun yaptığı soruşturmada da 100 kişi hakkında rüşvet, irtikâp, ihaleye fesat karıştırma, nitelikli dolandırıcılık, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme suçlarından gözaltı kararları verilmişti. Toplamda 106 kişiyle ilgili işlem başlatılmıştı. Şu ana kadar 90 kişi emniyette işlemleri devam ediyor. 16 kişinin de yakalaması devam ediyor. 16 kişi şu anda firar durumunda. Şu anda adliyede işlemleri devam eden 90 kişi var emniyette işlemlerden sonra adliyeye getirecekler ve adliyede sulh ceza hâkimlerimiz tarafından sorguları yapılacak ve soruşturma devam ediyor. Burada örgütlü suçlar ve terör suçu olduğu için 4 günlük bir azami gözaltı süresi var. Buna dikkat edilerek bu işlemler takip ediliyor" dedi. "Cumhuriyet Halk Partisi’nin izlediği yol, yol değil" Özgür Özel’in ifadeleriyle ilgili Bakan Tunç, "Sayın Özel’in bu şekilde bir ifade kullanması ve şu anda soruşturma başladığından bu yana Cumhuriyet Halk Partisi’nin izlediği yol, yol değil. Devam eden bir adil soruşturma var. Özellikle bizimle ilgili gerek İçişleri Bakanımız gerek Adalet Bakanı olarak benimle ilgili devleti bir suç örgütü gibi yönetiyorlar ifadesini bir kere reddediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devletidir. Hukukun dışına çıkamaz. Dolayısıyla devletin yargı makamı da suç örgütü gibi hareket etmez, edemez. Devletin yargı makamı adliyeler, suç örgütleriyle mücadele eder. Milletin huzuru için çalışır, yolsuzluk yapanlarla da mücadele eder. Dolayısıyla bu ifadeleri kesinlikle reddediyoruz. Tuttukları bu yol, sokak çağrısı kesinlikle doğru bir yol değil. Bu onlara da zarar verici bir yol. Şu anda adli soruşturma devam ediyor. Bu adli soruşturmanın içerisindeki iddialar nelerdir? Deliller nelerdir? Savunmalar nelerdir? O gözaltındaki kişiler neler konuşuyor? Siz biliyor musunuz bunların neler konuştuğunu? İhbar edenlerin kimler olduğunu biliyor musunuz? Toplanan delillerle ilgili bir bilginiz var mı? Yok. Ama topyekûn burada adli soruşturmayı özellikle etkilemeye yönelik ifadeler kullanmak hukuk devletiyle bağdaşmaz. Dolayısıyla dosyanın içeriğine vakıf olmadan söylediğiniz sözlerin hiçbir kıymeti yok. O dosya açılacak. O dosya soruşturmanın sonunda iddianame düzenlenirse eğer bunlar bir iddia, iddianame düzenlendiğinde tüm delilleriyle beraber kamuoyu tarafından öğrenilecek ve bu durumda şimdiden siz bir şeyler söyleyerek peşin yargıya vararak ne yapmak istiyorsunuz? Peşin yargıya vardığınız zaman utandığınızda istifa etmek zorunda kalacak mısınız?" ifadelerine yer verdi. "Haddini bilsin" Soruşturmanın neticesinin beklenilmesi gerektiğini ifade eden Bakan Tunç, "Sayın Özel’in sokak çağrısı yapması özellikle adli soruşturmayı etkilemeye yönelik ve hukuk devletiyle bağdaşmayan bir tavırdır. Bir ana muhalefet genel başkanının daha sorumlu davranması lazım. Sizin sokak çağrısı yapmanız ve o sokağa getirdiğiniz kişileri kışkırtarak polisle karşı karşıya getirmeniz, polislerin yaralanmasına sebep olmanız durumunda ne diyecekti İçişleri Bakanımız? Polislerine bir geçmiş olsun dediğinde suç örgütüne yardım etmiş olacaktı. Böyle bir mantık olabilir mi? Dolayısıyla bizim bakanlarımız, devlet kurumlarımız hukuk devleti ilkesine uygun bir şekilde tavır sergiliyorlar. Burada Adalet Bakanı olarak ben bu dosyada şunlar şu nedenle suçludur diyor muyum? Şu nedenle soruşturma açılmıştır diyorum. Ve bu soruşturmanın neticesini sabırla, sükunetle bekleyelim. Sonuçta dosya açıldığında hepimiz göreceğiz. Dolayısıyla dosya açıldığında bütün kamuoyunun gördüğü hususları siz de gördüğünüzde o zaman pişman olmayacak mısınız? O nedenle peşin hükümlü olmamak gerekir. Soruşturmanın sonucunu beklemek gerekir. Ve burada özellikle sokakları karıştırmanın, milletin huzurunu bozmanın ve milletin güvenliğini tehdit etmenin çok yanlış olduğunu ifade etmek istiyorum. Özellikle devleti suç örgütü gibi yönetiyorlar cümlesini hadsizlik olarak nitelendiriyorum. Haddini bilsin" diye konuştu. "Hiç boşuna uğraşmayın, gölgeleyemezsiniz" Yargının millet adına karar verdiğini söyleyen Bakan Tunç, "Savcıların vereceği karardan sonra iş hakimlerin önüne gelecek. Sulh ceza hakimleri şüphelileri dinleyecek. Yargının kendi içerisinde denetime tabi olan hukuk güvenliğinin olduğu bir mekanizma içerisinde eğer siz üniversiteleri, öğrencilerimizi, gençlerimizi kışkırtarak bir kaos ortamı yaparak eğer işi gölgelemeye çalışmak istiyorsanız hiç boşuna uğraşmayın, gölgeleyemezsiniz. Dosya kapsamıyla bağlıdır yargı. Yargı dosyadaki iddialara bakar, savunmalara bakar, sokak hareketlerinden etkilenmez. Dolayısıyla yargı millet adına karar verip, millet adına görev yapar, kararları millet adınadır, milletin hakkını, hukukunu savunur. Kim teröre bulaşmışsa onun hesabını millet adına sorar. Kim yolsuzluğa bulaşmışsa, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemişse yargı bunun hesabını sorar. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Özel’i sorumlu davranmaya davet ediyoruz. Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanı’na yönelik ve Sayın Cumhurbaşkanımıza özellikle başından beri söylediği sözleri kesinlikle reddediyoruz" ifadelerine yer verdi.
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Milli davamız Kıbrıs meselesine milletçe ve devletçe sahip çıkmaya devam ediyoruz" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Milli davamız Kıbrıs meselesine milletçe ve devletçe sahip çıkmaya devam ediyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakanı Ünal Üstel ile "2025 Yılı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile KKTC Hükümeti Arasında İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması İmza Töreni"ne katıldı. Yılmaz, bugün KKTC Başbakanı Ünal Üstel ve Bakanlarla bir süredir yapılan istişareleri tamamlayarak, 2025 yılı Türkiye- KKTC İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması’nı imzalamış bulunduklarını belirtti. KKTC Devletine, Kıbrıs Türklerine ve bölge refahına hayırlar getirmesini dileyen Yılmaz, "Bu anlaşma, Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki kardeşlik bağlarını pekiştirirken, KKTC’nin sürdürülebilir büyümesini hedefleyen, Kıbrıs Türkü’nün refahını artıracak stratejik projeleri hayata geçirmeyi amaçlamaktadır" dedi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Dördüncü 5 Yıllık Kalkınma Planını geçen Ocak ayında KKTC hükümetiyle birlikte kamuoyu ile paylaştıklarını hatırlatan Yılmaz, "Kalkınma Planı, hem işbirliğimize güçlü bir altyapı sunmakta hem de Kıbrıs Türkü’nün refahı için önemli bir dayanak teşkil etmektedir. 2025 yılı İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması da Kalkınma Planı ile uyumlu şekilde hazırlanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti olarak, KKTC’nin güçlü bir ekonomiye kavuşması, altyapısının modernleşmesi ve Kıbrıs Türkü’nün refah seviyesinin yükseltilmesi için her zamanki kararlılığımızla destek vermeye devam ediyoruz. Geçtiğimiz yıl imzaladığımız 2024 yılı İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması kapsamında, KKTC’ye 15,9 milyar lira ödenek tahsis etmiştik. Geldiğimiz noktada, sekiz ay içinde bu tutarın yüzde 72’sine denk gelen 11,5 milyar lirası da fiilen kullanılmıştır. 2024 yılı Anlaşması kapsamında KKTC’nin iktisadi ve mali gelişimine, refahına yönelik kamusal faydayı esas alan ve vatandaşa dokunan birçok proje hayata geçirilmiştir. Bu çerçevede KKTC genelinde depremde yıkılma riski taşıyan okulların güçlendirilmesi veya yeniden yapımları için 594 milyon lira ödenek tahsis edilmiştir. Bu çerçevede talepte bulunan okulların genel donanımsal ihtiyaçları büyük ölçüde karşılanmış durumdadır. 18 okulun bakım onarım işleri tamamlanmış, 11 okulda ise bakım onarım çalışmaları devam etmektedir. KKTC’de kesintisiz sağlık hizmeti sağlanmasına yönelik önemli projeler hayata geçirilmiştir. 24 Aralık 1963 Girne Asker Hastanesi 14 Kasım 2024 tarihinde hizmete açılmıştır. Hastane sahip olduğu modern sistemler ve altyapısı ile Ada için büyük bir gurur kaynağı olmuştur. Hastane, Türk Silahlı Kuvvetleri personeli, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ve Kuzey Kıbrıs Güvenlik Kuvvetleri personelinin yanı sıra Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşlarına da sağlık hizmeti sunmaktadır" diye konuştu. Gazimağusa’da Maraş Sağlık Merkezi’nin yapımı tamamlanmak üzere olup, Pamuklu Sağlık Merkezi’nin ihale süreci kısa sürede tamamlanacağını ifade eden Yılmaz, "Lapta Sağlık Ocağı’nın ilave poliklinik odaları ile büyütülmesi ve baştan sona tadil edilmesi projesinde de son aşamaya gelinmiştir. KKTC’nin bir yıllık ilaç ve tıbbı malzeme ihtiyacının karşılanması amacıyla 212 milyon lira değerinde ilaç/tıbbı malzemelerin sevkiyatı, ülkemiz Sağlık Bakanlığı ve KKTC Sağlık Bakanlığı ile koordineli olarak 2 parti halinde Aralık ayında Ada’ya ulaştırılmıştır. Sağlık alanını çok önemli görüyoruz. Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin temel öncelikleri olduğunun farkındayız. Önümüzdeki dönemde sağlık alanında önemli çalışmalara imza atmaya devam edeceğimizi özellikle ifade etmek istiyorum. Tarım sektöründe Narenciye Sektörü, İleri Meyve İşleme, Donmuş ve Soğuk Depolama Kapasitesinin Geliştirilmesi Projesi kapsamında yapılacak olan tesislerin ihalesi tamamlanmış ve yüklenici firma çalışmalarına başlamıştır narenciye üreticilerinin sezonda yaşadığı sıkıntıları hafifletmek amacıyla Türkiye Cumhuriyeti kaynaklarından 100 milyon lira KKTC’ye hibe edilmiş ve çiftçilere destek olarak aktarılmıştır" ifadelerini kullandı. Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi Hizmet Binaları Projesi’nde son aşamaya gelindiğini aktaran Yılmaz, "Açılışının önümüzdeki aylarda gerçekleştirileceğini memnuniyetle belirten Yılmaz, Bu kompleks içinde yer alacak Kütüphane (Millet Kütüphanesi) ve Yüksek Mahkeme Binasının inşasına da başlanmıştır. Engelli bireylerin yaşamlarını kolaylaştırmak için gerekli destekler sağlanırken, kadınların iş gücüne daha fazla katılmasını teşvik eden girişimcilik destek programları hayata geçirdik. KKTC’de kadın ve genç girişimcilerin yanında olduğumuzu buradan bildirmek isterim. ‘Ada Kıbrıs’ markası altında etkin tanıtım faaliyetleri gerçekleştirilmesi ve markanın küresel turizm pazarında ileriye taşınması için ortak çalışmalara devam edilmiştir. Tüm Bakanlıklarda devam eden e-Devlet projeleri, Dijital Dönüşüm Ofisi eşgüdümünde ilerletilmiştir. Buradan şu müjdeyi de vermek isterim, e-Devlet mobil uygulamasının hayata geçirilmesi için çalışmalarda son aşamaya gelinmiş olup, çok kısa sürede uygulamanın lansmanını KKTC’de yapmayı planlıyoruz. Ayrıca içinde bulunduğumuz mübarek Ramazan ayının bereketini geçen yıl olduğu gibi Kıbrıs Türkü kardeşlerimizle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin her köşesinde hep birlikte paylaşıyoruz. Bu kapsamda Lefkoşa, Girne, Gazimağusa, İskele, Güzelyurt ve Lefke’deki 18 noktada günlük ortalama 7 bin 300 kardeşimize iftar yemeği verilmektedir. Ayrıca 23 köyde 5 bin 900 gezici noktada iftar yemeği ikram edilmektedir. Kıbrıs Türkü’ne daha kaliteli bir hayat sunma amacıyla KKTC’nin kalkınması için yine omuz omuza gönül birliği içinde çalışmalarımız sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı. 2025 yılı İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması kapsamında, KKTC’nin ekonomik kalkınmasını hızlandırmak, altyapısını güçlendirmek ve sosyal refahını artırmak amacıyla geniş kapsamlı projeleri hayata geçirmeye devam edeceklerini vurgulayan Yılmaz, "Bu çerçevede, öncelikli olarak altyapı yatırımları, reel sektör destekleri, kamu hizmetlerinin modernizasyonu ve sosyal projeleri öne çıkarıyoruz. 2025 yılı Anlaşması çerçevesinde 18,5 milyar lira yeni ödenek tahsis edilirken, devirlerle birlikte toplam kaynak 21 milyar liraya ulaşmaktadır. Bu bütçe, sürdürülebilir ekonomik büyüme, altyapı yatırımları ve reel sektör desteklerine öncelik verilerek kullanılacaktır. Bütçemizin oransal dağılımına baktığımızda, yüzde 58 altyapı ve reel sektör projelerine, yüzde 11 kamu maliyesi desteklerine, yüzde 31 savunma harcamalarına ayrılmıştır" diye konuştu. Ana hatlarıyla, 2025 yılında öncelik verilecek projelere değinen Yılmaz şu ifadeleri kullandı: "KKTC’nin enerji arz güvenliğini sağlamak ve altyapısını güçlendirmek amacıyla Türkiye’den KKTC’ye elektrik temini için teknik çalışmalara devam edilecektir. Karayollarında 35 km’si bölünmüş yol olan 2 adet yol yapım projesi ile birlikte 322 km uzunluğundaki 3. sınıf yol ağında yapım, bakım ve onarım işleri sürdürülecektir. Ayrıca bizleri de çok üzen trafik kazaları nedeniyle yaşanan ölümlerin önüne geçmek amacıyla, belirlenecek riskli güzergahlarda yol aydınlatmaları yapılarak yolların daha güvenli hale getirilmesini planlıyoruz. KKTC’deki tarımsal üretimi artırmak amacıyla Orta Mesarya Ovası Sulaması İletim Hattı Projesi ve 207 km’lik Depo Bağlantı Hattı Projesi devam edecektir. Reel Sektör ve Tarımsal Kalkınma Destekleri kapsamında; KKTC’nin dış pazarlardaki rekabet gücünü artırmak ve ekonomik kalkınmayı desteklemek amacıyla çeşitli sektörlere yönelik yatırımlara devam edilecektir. Sürdürülebilir balıkçılık için beş yeni balıkçı barınağı yenilenerek balıkçılara destek sağlanacaktır. Eğitim ve Sağlık Yatırımları kapsamında, 1 okulun yıkılarak yenilenmesi, 2 yeni okul kompleksinin inşa edilmesi ve mevcut okulların modernizasyonu için 2025 yılı için eğitime 700 milyon TL destek verilecektir. Tıbbi cihaz ve ilaç temini için 480 milyon lira kaynak ayrılmıştır. Otizmli bireylerin ihtiyaçlarını karşılayacak Otizm Merkezi hizmete açılacaktır. Ana hatlarıyla altını çizdiğim bu yatırımlar, KKTC’nin sürdürülebilir kalkınmasını hızlandırırken, altyapıdan tarıma, eğitimden dijital dönüşüme kadar geniş bir yelpazede somut dönüşümleri hayata geçirmeyi amaçlamaktadır. Türkiye ve KKTC olarak, güçlü kardeşlik bağlarımız ve ortak vizyonumuz doğrultusunda, KKTC Başbakanlığı ve tüm bakanlıklarıyla yakın iş birliği içinde çalışmaya devam edeceğiz." "Milli davamız Kıbrıs meselesine milletçe ve devletçe sahip çıkmaya devam ediyoruz" Milli davamız Kıbrıs meselesine milletçe ve devletçe sahip çıkmaya devam ettiklerinin altını çizen Yılmaz, "Milli davamız Kıbrıs meselesine milletçe ve devletçe sahip çıkmaya devam ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın ortaya koymuş olduğu iki devletli çözüme olan desteğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum. Modası geçmiş, defalarca denenmiş, iki tarafın rızasını yansıtmayan önerilerin bizi bir çözüme götürmeyeceği ortadır. Kıbrıs’ta adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm ancak Ada’daki gerçekler üzerine inşa edilebilecektir. Bu çerçevede, Kıbrıs Türklerinin özden gelen hakları olan egemen eşitlik ve eşit uluslararası statülerinin tescil edilmesi çözüme giden yolu açacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın BM 79. Genel Kurulu’nda bir kez daha ifade ettikleri üzere, uluslararası toplum Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımalı, diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmalıdır" ifadelerini kullandı. "Ada’daki iki komşu devletin iyi ilişkiler içerisinde yan yana yaşaması bölgesel istikrar ve refaha da şüphesiz katkıda bulunacaktır" Ada’daki iki komşu devletin iyi ilişkiler içerisinde yan yana yaşaması bölgesel istikrar ve refaha da şüphesiz katkıda bulunacağını belirten Yılmaz, "Şuna biz gönülden inanıyoruz. Bir çok ortak proje var. 2 devletin yapabileceği projeler var. Bir araya gelip birlikte çalıştıklarında hem Türk hem Rum tarafına ortak paydalar üretecek çok çeşitli alanlar var. Tüm adada yaşayanların refahını huzurunu arttıracağı bir anlayışla hareket etmeyi düşünüyoruz. 17-18 Mart tarihlerinde BM Genel Sekreteri’nin himayesinde Cenevre’de Kıbrıs konusunda düzenlenen genişletilmiş formatlı gayrı resmi toplantıda da bu doğrultuda yapıcı bir yaklaşım sergiledik. Adada yaşayan herkese yarar sağlayacak projelerde Rum Kesimi ile ortak çalışmalar yapmaya her zaman hazırız" dedi. KKTC Başbakanı Ünal Üstel ise Türkiye’nin hem bölgesel hem de küresel bir oyun kurucu olduğunu ifade ederek, "Türkiye sadece söz dinleyen değil, sözü dinlenen bir ülkedir. Türkiye sadece söyleneni yapan değil, söylediğini yaptıran bir ülkedir. Cenevre’de açılan yeni sayfayı da Türkiye’nin bu gücü ve dirayeti aşmıştır" diye konuştu.