GÜNDEM - 08 Aralık 2022 Perşembe 13:55

'Tersane, Tekne İmal ve Çekek Yerlerinin Çevresel Yönetimi Hakkında Yönetmelik' Resmi Gazete’de yayımlandı

A
A
A
'Tersane, Tekne İmal ve Çekek Yerlerinin Çevresel Yönetimi Hakkında Yönetmelik' Resmi Gazete’de yayımlandı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan “Tersane, Tekne İmal ve Çekek Yerlerinin Çevresel Yönetimi Hakkında Yönetmelik”, 7 Aralık 2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

“Tersane, Tekne İmal ve Çekek Yerlerinin Çevresel Yönetimi Hakkında Yönetmelik”, 7 Aralık tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yayımlanan yönetmelikle gemi inşa ile bakım ve onarım hizmeti veren tesislerden kaynaklı olarak deniz ve kıyı alanları başta olmak üzere hava, su ve toprak gibi diğer alıcı ortamlarda oluşabilecek çevre kirliliğini en aza indirecek temiz üretim tekniklerinin uygulanması hedefleniyor.

Konuyla ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığından yapılan açıklamada, “Gemi inşa, bakım, onarım tesislerinde yürütülen faaliyetlerden kaynaklı olarak ortaya çıkan katı, sıvı ve gaz formundaki kirleticiler, doğrudan veya dolaylı olarak denizleri ve deniz çevresini kontamine edebilmektedir. Bunun sonucunda ise deniz ekolojisinde ve doğada toksik etkilere neden olarak çeşitli çevresel tahribatlara yol açmakta ve dolaylı olarak insan sağlığını da etkilemektedir. Bahsi geçen çevresel etkilerin azaltılması ve bu endüstriyel alanlarda temiz üretim konseptinin yer edinmesi, ülkenin sürdürülebilir şekilde kalkınmasına fayda sağlamış olacaktır” ifadelerine yer verildi.

Açıklamada yayımlanan yönetmeliğin Çevre İzin ve Lisans Yönetmeliği çerçevesinde izin almakla yükümlü olan tersane, tekne imal, çekek yerlerini kapsadığı ve izin almakla yükümlü tesislerin gemi inşası, bakım onarımı ile 20 metre ve üzerinde yat, tekne inşa ve bakım-onarım yapılan tesisler şeklinde tanımlandığı aktarıldı. Ayrıca çekek yerlerinin müstakil kıyı tesisi olabildiği gibi marinalar ve balıkçı barınakları içerisinde de bulunabileceği ve bunlardan sadece çevre iznine tabi olanların yönetmelik çerçevesinde yer alacağı bildirildi.

“Sıfır atık yaklaşımına uygun atık azaltımı ile temiz üretim tekniklerinin yaygınlaştırılması stratejileri benimseniyor”

Açıklamada şu bilgilere yer verildi:

“Türkiye’nin kıyı alanlarında inşa, tadilat ve bakım onarım faaliyeti gösteren tersane, tekne imal ve çekek yerlerinde proseslerin çevresel açıdan iyileştirilmesi, temiz üretim tekniklerinin yaygınlaştırılması, proseslerin deniz çevresine olan etkilerinin izlenmesi, balast sedimanı alım tesislerinin kurulması ile raporlamaları
düzenlenmiştir. Deniz çevresini korumak üzere kontrolsüz şekilde raspalama, boyama, bakım ve onarım amaçlı kesim, montaj işlemlerinin yapılması, inşa faaliyetlerinde çevreye zararlı malzemelerin kullanımı, gelen gemilerin atıklarının alınmadan işleme başlanması ve tesis alanında oluşan atık suların arıtılmadan denize deşarj edilmesi yasaklanmıştır. Tesislerde gerçekleştirilen yüzey hazırlama, kaynak, raspalama ve boyama prosesleri için kapalı ve geçirimsiz alan oluşturulması, alanda bulunan proses ve yağmur sularının ayrı toplanması ve yeniden kullanımı, geçici atık depolama alanları ve atık depolama alanlarının deniz çevresini etkilemeyecek şekilde oluşturulması, kuru yüzer havuzlar için havuzlama işlemleri takip sisteminin kurulması düzenlemelerinin getirildi.”

Tersane, tekne imal ve çekek yerlerinde kullanılan römorkör ve benzeri deniz araçlarının tamamının 5 yıl içerisinde elektrikli olması hükme bağlandı

Bakanlık açıklamasında, 'Türkiye 2053 net sıfır emisyon hedefi' uyarınca yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ile enerji verimliliği konusu da düzenlenerek, karbon salınımını azaltmak üzere tersane, tekne imal ve çekek yerlerinde kullanılan römorkör ve benzeri deniz araçlarının tamamının 5 yıl içerisinde elektrikli olmasının hükme bağlandığı belirtildi. Ayrıca bakım ve onarıma gelen gemilerden tank temizliği sırasında alınan sedimanlar için sediman alım tesislerinin kurulması yükümlülüğü getirilerek, tersane alanlarında balast sedimanı kaynaklı kirliliklerin önlenmesinin sağlanacağı aktarıldı.

“Deniz suyu kalitesi izlenebilecek”

Tesislerin bulunduğu deniz alanlarında yıllık olarak deniz suyu kalitesini takip etmek üzere numuneler alınarak gerekli analizlerin yapılacağı ve raporlamaların gerçekleştirileceği bildirilen açıklamada, “Yıllara sari raporlar karşılaştırılarak tesislerin bulunduğu deniz alanının durumu takip edilebilecek. Tesisler faaliyete geçtikten sonraki bir yıl içerisinde çevre izni yenileme sürecinde ve sonraki üçüncü yılda olmak üzere tesis izleme raporu hazırlama yükümlülüğü getirildi. Faaliyette olan tesislerin bir yıl içerisinde bu raporu hazırlamaları gerekecek. Rapor ile her bir tesisin yürütmekte olduğu faaliyetler, kullanılan malzeme ve ekipmanlar, çevreye olan olumsuz etkileri azaltmak üzere alınan önlemler, tesiste uygulanan temiz üretim teknikleri ile oluşan atıklar ve bu atıkların yönetimine dair bilgiler izlenmiş olacak" denildi.

“Marmara Denizi’ni iyi çevresel duruma ulaştırma çalışmaları devam ediyor”

Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj sonrasında kirliliğin kontrol altına alınması ve giderine yönelik Bakanlık koordinasyonunda üniversiteler ve ilgili kurum ve kuruluşların katılımı ile 22 maddeden oluşan "Marmara Denizi Eylem Planı" hazırlandığı belirtilen açıklamada şunlar kaydedildi:

“Marmara Denizi Eylem Planı, 6 Haziran 2021 tarihinde Marmara Denizi'ne kıyısı olan tüm illerin üst düzey yöneticileri ile imza altına alınarak kamuoyu ile paylaşılmıştı. Marmara Denizi Eylem Planı çerçevesinde Marmara Denizi Havzası'nı iyi çevresel duruma ulaştırmak için politika ve stratejilerin belirlenmesi ve uygulanması amacıyla 2021-2024 dönemi için Marmara Denizi Bütünleşik Stratejik Planı hazırlanmış olup, Marmara Denizi Eylem Planı Koordinasyon Kurulu'nun 22 Ekim 2021 tarihinde gerçekleştirilen 3'üncü toplantısında onaylanarak yürürlüğe girmişti. Gerek Marmara Denizi Eylem Planı gerekse Marmara Denizi Bütünleşik Planı'nda Marmara Denizi’nin iyi çevresel duruma ulaştırılması amacıyla denize baskı ve etki eden tüm sektörlerin kontrol altına alınmasına yönelik faaliyet, tedbir ve düzenlemeler belirlenmişti. Faaliyetlerden biri ise tersanecilik faaliyetleri neticesinde oluşan kirlilik kaynaklarının ve türlerinin belirlenerek temiz üretim tekniklerinin oluşturulması, tersanelerde temiz üretim tekniklerinin yaygınlaştırılması amacıyla mevzuat oluşturulması hususudur.”

Açıklamada ayrıca yayımlanan yönetmelikle Marmara Denizi Eylem Planı ve Marmara Denizi Bütünleşik Planı'nda belirtilen faaliyetlerden birinin icra edilmiş olduğu bildirildi.

Huzeyfe Tarık Yaman
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AK Parti Grup Başkanvekili Usta: "Hukuk aleminde hiçbir sonuç doğurmayan korsan bir eylem yapmıştır" AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, TBMM Başkanvekili ve CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca’nın TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) verdiği hak ihlali kararını Meclis Genel Kurulu’nda okutmasına ilişkin, "Hukuk aleminde hiçbir sonuç doğurmayan korsan bir eylem yapmıştır" dedi. TBBM AK Parti Grubu’nda açıklama yapan AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca’nın TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında AYM’nin verdiği hak ihlali kararını Meclis Genel Kurulu’nda okutmasına ilişkin, "TBMM millet iradesinin tecelligahı, anayasal sınırlarla belirlenmiş yasama yetkisini kullanan en yüksek organdır. Bugün Meclis Genel Kurulu’nda anayasal sınırlar ve İç Tüzük açıkça ihlal edilmiştir. İç Tüzük 55’nci maddesi birinci fıkrasına göre; oturumun devamında başkanlık makamı ve katip üyelikler boş kalamaz. Katip üye Sayın Havva Sibel Söylemez, yapılan korsan bildiri ve eylem sonrası Başkanlık Divanı’nı terk etmiş ve Divan’da görevli olan Meclis Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca hanımefendiye, ’Divanı terk ettiğini ve divanın teşekkül etmediğini’ özellikle söylemiştir. Buna rağmen İç Tüzüğün 55’nci maddesine göre Sayın Gülizar Biçer, Divan’ı kapatmamıştır, ara vermesi gerekirken ara vermemiş ve bu korsan bildiriyi okutmaya davam etmiştir" ifadelerini kullandı. "Hukuk aleminde hiçbir sonuç doğurmayan korsan bir eylem yapmıştır" Karaca’nın TBMM İç Tüzüğü’ne aykırı hareket ettiğini belirten Usta, "Meclis Başkanı tarafından gündeme alınmayan herhangi bir husus Genel Kurula sunulamaz. Bu konuda Meclis başkanvekillerinin hiçbir taktir yetkisi bulunmaz. Sayın Gülizar Biçer Karaca, Meclis Başkanı adına ve onun verdiği yetkiyle görev yaptığını çok iyi bilmektedir. Meclis Başkanının onayı olmadan gündeme ekleme yapamayacağını çok iyi bilmesine rağmen İç Tüzüğü ihlal etmiştir. Sayın Gülizar Biçer açıkça Meclis Başkanvekilliği görevini kötüye kullanmış ve yetkisinin aşımı ile de hukuk aleminde hiçbir sonuç doğurmayan korsan bir eylem yapmıştır. Hem de bütün siyasi parti gruplarının Sayın Sırrı Süreyya Önder’e geçmiş olsun dileklerini bildirmek ve arkasında da Meclisin kapanması noktasındaki ortak iradesini hiçe sayarak en başta Sayın Sırrı Süreyya Önder’e, kendi meslektaşına bu saygısızlığı açıkça yapmıştır" dedi. "Meclis Başkanvekilliği görevini yapamaz" Karaca’nın Meclis Başkanlık Divanı’nda tarafsız duramadığını söyleyen Usta, "Katip üyemizin yerine belli bir süre boş kalan Divan Heyeti’ne kendi katip üyelerini getirtip oturtmuşlardır. Neresinden bakarsanız bakın tamamıyla usulsüz, milletin iradesine, Meclisin iradesine ve Anayasa ile İç Tüzüğe aykırı bir eyleme girişmişlerdir. Böyle bir günde korsan eylemi yapacak kadar aciz bir duruma düşmüş olmalarını milletin ve kamuoyunun takdirine sunuyoruz. CHP’nin içindeki çekişme ve kavgalar yüzünden yakın zamanda yeniden belirlenecek olan Meclis Başkanvekilliği ve bakanlık heveslerine kapılarak, CHP grubunun yaptığı baskıya karşı Sayın Gülizar Biçer, Divan’da tarafsız oturmayı becerememiştir. Tamamıyla CHP Grup Başkanvekili gibi Divan’ı yönetmeye kalkmıştır. Bu açıdan kendisinin görev ve yetkililerini açıkça ihlal ederek, Meclis’in amir hükümlerine aykırı hüküm verdiği için hem kınıyoruz hem de bunun sonuçlarının mutlaka olması gerektiğini belirtmek istiyorum. Artık tarafsız olarak Meclis Divanı kürsüsünde oturup Meclis Başkanvekilliği görevini yapamaz" ifadelerini kullandı.
Kayseri Başkan Palancıoğlu: "Daha yeşil ve daha estetik bir Melikgazi için çalışıyoruz" Melikgazi’nin her köşesine estetik katmak için kapsamlı çalışmalar gerçekleştiren Melikgazi Belediyesi, Gülük Mahallesi Necip Fazıl Bulvarı’nda ağaç dikimi ve kuru peyzaj çalışmaları gerçekleştiriyor. Başta şehir merkezi olmak üzere Melikgazi’nin her köşesini güzelleştirmek için Melikgazi Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü tarafından kavşaklarda ve orta refüjlerde gerçekleştirilen ağaçlandırma ve peyzaj çalışmaları ilçe genelinde devam edecek. "Şehir Merkezi Bu Yaz Çok Daha Güzel Olacak!" Melikgazi’nin her bölgesinde güzelleştirme çalışmalarına devam edeceklerini belirten Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu yaptığı açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Sloganımız: Şehir Merkezi Bizim Misafir Odamız! Şehir merkezini güzelleştirmeye devam ediyoruz. Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekiplerimizle birlikte başta şehir merkezi olmak üzere hemen hemen her mahallemizde özellikle kavşaklar ve orta refüjlerde, güzelleştirme, ağaçlandırma, peyzaj, ışıklandırma çalışmalarımız devam ediyor. Daha önce yaptığımız çalışmalardan vatandaşlarımız oldukça memnun kaldılar. Şimdi Melikgazi’mizin farklı bölgelerinde güzelleştirme, peyzaj çalışmalarımız devam ediyor. Şehir merkezi bu yaz çok daha güzel olacak. Emeği geçen mesai arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Ağaçlandırma ve peyzaj konusunda Melikgazi çok güzel bir aşamaya geldi. Hayırlı olsun."
Sinop Sinop’ta tarlasında kenevir ele geçirilen çiftçi: "Yasa dışı iş yapmadık, valilik rencide etti" Sinop’un Gerze ilçesinde, tarlasındaki 31 bin 265 kök kenevir bitkisiyle gündeme gelen çiftçi Muzaffer Topal (38), kenevir ekimini geçen yıl resmi izinle yaptığını belirterek, "Valiliğin açıklamasında bizi yasa dışı iş yapmışız gibi lanse ettiler, oysa biz bunu izinli olarak yaptık. Bu durum bizi rencide etti" dedi. Sinop İl Tarım ve Orman Müdürlüğü de kenevirler için "Kendiliğinden çıktı" değerlendirmesinde bulundu. Sinop Valiliği, 13 Nisan 2025 tarihinde yaptığı açıklamada, "Sinop İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince uyuşturucu madde ile mücadele kapsamında yapılan çalışmalar neticesinde, Gerze ilçesinde M.T. isimli şahsın kullanımında bulunan tarlada yapılan aramada 31 bin 265 kök kenevir bitkisi ele geçirilmiş, şüpheli hakkında adli işlem başlatılmıştır" ifadelerine yer vermişti. Olayın ardından konuşan arazi sahibi Muzaffer Topal, 2024 yılında kenevir ekimi için yasal tüm izinleri aldığını belirtti. Topal, "Ben 2024 yılında jandarmadan, kaymakamlıktan ve tarımdan izinli olarak kenevir ektim. Yağışlar nedeniyle hasat gecikti ve tohumlar araziye döküldü. Hasat sonrası buğday ektim. Nisan ayında jandarma arayarak tarlada tekrar kenevir çıktığını söyledi. Beraber söktük ve ifadem alındı. Ancak valilik açıklamasıyla sanki yasa dışı iş yapmışız gibi lanse edildik, bu durum bizi rencide etti" dedi. "Ektiğimiz kenevir ilaç sanayisinde kullanılıyor" Ektiği kenevirin sanayi tipi olduğunu vurgulayan Topal, "Bizim ektiğimiz uyuşturucu yapılan değil, ilaç sanayisinde kullanılan kenevirdi. Tohumları da izinli olarak almıştık" diye konuştu. Olayla ilgili konuşan çiftçinin komşusu Zeki Akgün ise "Bu tarlanın önünden her gün geçiyorum. Keneviri izinli ekti, hasat zamanı yağış nedeniyle tohumlar döküldü. Hasattan sonra buğday ekti. Aynı tarlada yonca da var" dedi. Tarım İl Müdürlüğü: "Kendiliğinden çıkışlar gözlemlenmiştir" Sinop İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamada ise şu ifadelere yer verildi: "Muzaffer Topal’a ait tarlada 2024 yılında izin alınarak kenevir ekimi yapılmış ve aynı yıl içinde hasat gerçekleştirilmiştir. 2025 yılında aynı tarlaya buğday ekilmesine rağmen, önceki yılın hasadı sırasında dökülen tohumlar nedeniyle yer yer kendiliğinden çıkışlar gözlemlenmiştir. İlçe Tarım Müdürlüğümüz ve jandarma ekipleri tarafından yapılan çalışmada, söz konusu kenevir bitkileri toplanarak imha edilmiştir. Kalan kenevirlerin ise yabancı ot ilacı kullanılarak imha edilmesine yönelik çalışmalar sürdürülmektedir."