DÜNYA - 10 Kasım 2024 Pazar 18:31 | Son Güncelleme : 10 Kasım 2024 Pazar 18:34

TBMM Başkanı Kurtulmuş: “Amerika odaklı bir dünya okuması dönemi geride kaldı”

A
A
A
TBMM Başkanı Kurtulmuş: “Amerika odaklı bir dünya okuması dönemi geride kaldı”

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, G20 Parlamento Başkanları (P20) Zirvesi için bulunduğu Brezilya dönüşünde uçakta yaptığı açıklamada, “Önümüzdeki dönemde özellikle Orta Doğu siyasetinde Amerika’nın nasıl davranacağı Türk-Amerikan ilişkilerini doğrudan etkileyecektir. Öyle görünüyor ki, Trump’ın ilk başkanlık döneminin sonunda ilan ettiği üzere ABD, Orta Doğu’daki mevcudiyetini mümkün olduğu kadar azaltmak ve Uzak Doğu’ya yoğunlaşmak istiyor” dedi.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, G20 Parlamento Başkanları (P20) Zirvesi için bulunduğu Brezilya dönüşünde uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu. Kurtulmuş, “G20 Parlamento Başkanları (P20) Zirvesi iki toplantıda, iki başlıkta çok verimli ve anlamlı geçti. Birinci günkü toplantıda yaptığım konuşmada ilk defa uluslararası bir kuruluşta, diğer ülkelerin delegasyonlarının da hazır bulunduğu bir oturumda, işgalci İsrail’in BM üyeliğinin askıya alınması teklifinde bulunduk. İkinci günkü oturumda da, BM ve diğer uluslararası kuruluşların siyasal ve finansal eşitsizlik ve adaletsizliklere çözüm üretemediğini, halkların nezdinde barışı, istikrarı ve güvenceyi sağlayamadığını, bu nedenle de acilen yeni bir küresel siyasal ve finansal mimariye ihtiyaç olduğunu, bu konuda gerekli adımların atılması gerektiğini belirttik” dedi.
Sonuç bildirilerinde Türkiye’nin görüşlerini yansıtan ifadelerin yer alması için çaba gösterdiklerini belirten Kurtulmuş, “Birçok toplantıda sonuç bildirileri için müdahalelerimiz oluyor. Brezilya’da 6-8 Kasım tarihlerinde düzenlenen P20 Zirvesi ortak bildirisine Orta Doğu ve özellikle Gazze konusunda bir paragraf koydurmak istedik. Tabii bu tür platformlarda üye ülkelerin arasında ittifak olması lazım. MIKTA’da da, P20’de de mutabakatla karar alınabiliyor. P20 Zirvesi ortak bildirisinde bazı üye ülkelerin itirazları nedeniyle bu önerimiz maalesef yer almadı. Brezilya Temsilciler Meclisi Başkanı Arthur Cesar Pereira De Lira ile yaptığımız ikili görüşmede bu konunun başkanlık açıklaması (chair’s statement) vasıtasıyla kayda geçirilmesini talep ettik. Nitekim zirvenin kapanış oturumunda Brezilya Temsilciler Meclisi Başkanı tarafından yapılan başkanlık açıklamasında, Orta Doğu’daki gelişmeler, Gazze’deki vahşet ve Lübnan konularında bazı üye ülkelerin görüşlerini dile getirdikleri, diğer bazı üye ülkelerin ise bu tür konuların P20’de yer almaması gerektiğini söyledikleri ifade edildi. Netice itibarıyla üyesi olduğumuz her platformda tüm imkanları kullanarak ülkemizin görüşlerini savunuyoruz ve Filistin meselesinde uluslararası bir kamuoyu oluşması için gayret sarf ediyoruz” diye konuştu.

“Artık çoğu ülke açıktan İsrail’in saldırganlığını savunan bir tavır içerisinde olamıyor”

“Uluslararası kamuoyunun Filistin konusundaki tutumunu nasıl görüyorsunuz?” sorusu üzerine Kurtulmuş, “Göreve geldiğim 7 Haziran 2023 tarihinden itibaren ve 7 Ekim’den sonra çok sayıda uluslararası toplantıya katıldık. Bu toplantılarda en üzüldüğümüz konulardan birisi, çoğu ülkenin İsrail’den daha fazla İsrailci davranmasıydı. Ancak İsrail’in katliamları arttıkça, izah edilemez, savunulamaz noktaya geldikçe, ne kadar İsrail yanlısı politikalar izlerlerse izlesinler hem kendi kamuoylarının baskısı hem de dünya kamuoyunda artan tepkiler nedeniyle artık çoğu ülke açıktan İsrail’in saldırganlığını savunan bir tavır içerisinde olamıyor. Bu önemli bir gelişmedir. Birçok ülke artık daha yüksek sesle itirazlarını dillendirmeye başladı. Türkiye’den sonra konuşan İtalya ve Endonezya Meclis Başkanları aşağı yukarı bizim konuşmamızla örtüşen konuları dile getirdiler. Özellikle 'Dünya beşten büyüktür', 'Yeni bir dünya kurulmalıdır', 'Dünyada yeni bir siyasi mimariye ihtiyaç vardır' tezlerimizi dile getirdiğimizde artık çok daha fazla dinlendiğini, çok daha fazla hak verildiğini müşahede ediyoruz. Bu sevindirici bir gelişmedir” ifadelerini kullandı.

“ABD yönetiminde kim olursa olsun Türkiye’nin endişelerini dikkate almazlık edemeyeceğini düşünüyorum”

“Türkiye ile ilişkiler, bölgesel konular ve küresel meselelere ilişkin Trump’ın yeni döneminin artıları ve eksileri neler olabilir?” sorusu üzerine Kurtulmuş, “Kim seçilirse seçilsin Türkiye’nin ABD ile ilişkilerinde köklü bir değişiklik meydana gelmez. Zaten Türk-Amerikan ilişkileri yıllar içerisinde hiçbir zaman tekdüze devam etmedi. İnişli çıkışlı oldu, kopma noktasına geldiği zamanlar oldu, çok yakın durduğumuz zamanlar oldu. Hem bölge politikaları itibarıyla hem küresel meselelere bakışta karşılıklı ortak çıkar ilişkisi çerçevesinde müzakerelerimiz ve anlaşmalarımız oldu. Önümüzdeki dönemde özellikle Orta Doğu siyasetinde Amerika’nın nasıl davranacağı, Türk-Amerikan ilişkilerini doğrudan etkileyecektir. Öyle görünüyor ki, Trump’ın ilk başkanlık döneminin sonunda ilan ettiği üzere ABD, Orta Doğu’daki mevcudiyetini mümkün olduğu kadar azaltmak ve Uzak Doğu’ya yoğunlaşmak istiyor. Tabii burada Amerikalıların karar vermesi gereken temel konulardan birisi, bölgede NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip olan, uzun yıllar içerisinde ABD ile inişli çıkışlı da olsa önemli ilişkileri bulunan Türkiye’yle mi iş birliği yapacaklar, yoksa bölgedeki birtakım terör örgütlerine destek vermeye devam mı edecekler? Bence aramızdaki ilişkiyi belirleyecek olan temel nokta budur. Zaman zaman Türkiye’yi rahatsız eden politikalara destek verilse bile ABD yönetiminde kim olursa olsun Türkiye’nin endişelerini dikkate almazlık edemeyeceğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.
FETÖ terör örgütüne ilişkin de Kurtulmuş, “FETÖ ile ilgili olarak endişelerimizin ne kadar yerinde olduğu, FETÖ elebaşının ölümünden sonraki görüntülerle ortaya çıkmış oldu. Yani hala binlerce FETÖ mensubu ABD’de barınabiliyor, orada rahatlıkla faaliyetlerini yapabiliyorsa bu Türkiye için birinci derecede güvenlik sorunudur. Amerikalıların bunu ciddiye almaları lazım. Yeni ABD yönetimi, bu konulara dikkat ederse Türkiye yeni yönetimle çok daha rahat bir ilişki içerisinde olur” dedi.

“Amerika odaklı bir dünya okuması dönemi geride kaldı”

Kurtulmuş, “Trump, Orta Doğu’dan çekilmek istediğinde generallerin direnciyle karşılaşmıştı. Trump gibi söylediğini yapabilen birisi bile geri adım atmak zorunda kalmıştı. Bu bağlamda önümüzdeki dönemi nasıl görüyorsunuz?” sorusuna, “Bu çok açık. Uzunca bir süredir ABD’nin kendi içinde görüş farklılıkları var. Bu görüş farklılıklarının Amerika siyasetine etkisini görüyoruz. Saydığınız kurumlara ilaveten medyanın ve başta Yahudi lobisi olmak üzere lobilerin politika oluşturmadaki etkilerini de eklemek gerekir. Yani ABD’de iç içe geçmiş birçok güç merkezi bulunuyor” cevabını verdi.
ABD’nin Afganistan’dan apar topar çekilmesiyle birlikte hem Amerikan siyaseti hem de dünya siyaseti bakımından yeni bir dönemin başladığını aktaran Kurtulmuş, “İçeride kendi görüş farklılıkları nasıl gerçekleşir bunu zaman gösterecek ama sonuçta nasıl Berlin duvarının yıkılması iki kutuplu dünya sisteminin sonu ise ABD’nin Afganistan’dan çekilmesi de 1990’lardan sonra ortaya çıkan ve ABD hakimiyetinde olan tek kutuplu dünya sisteminin sona erdiğini gösteriyor. Artık hiçbir ülkenin tek başına dünyayı yönetmesi mümkün değildir. Sadece Amerika odaklı bir dünya okuması dönemi geride kaldı, çok kutupluluk dönemi başlamıştır” şeklinde konuştu.
Bu gelişmelerin Türkiye’ye büyük bir avantaj sağladığını vurgulayan Kurtulmuş, “Dünyadaki farklı güç merkezleriyle ilişki kurabilecek kabiliyete ve kapasiteye sahip olan ender ülkelerden birisiyiz. Bunun da gereğini yapıyoruz. Türkiye ile ilgili söylenen eksen kayması meselesi hakkında biz ısrarla, ‘Türkiye’nin bir tane ekseni var, o da kendi milli eksenidir’ diyoruz. Yani Türkiye, doğuyla batıyla, kültürel farklılıklara sahip olan bölgelerle çok çeşitli ilişkileri olan bir ülke, ayrıca itibarı olan bir ülke. Bütün yurt dışı temaslarımızda ve son olarak Brezilya’da da bunu gördük. Bu özellikler Türkiye için önemli bir siyasi güç. Dolayısıyla Amerika’nın, müttefiki Türkiye’nin bu gerçeğini kabul etmesinin ilişkilerimizin geleceği bakımından önemli bir faktör olduğunu düşünüyorum. Çünkü bizim bölgedeki gelişmemiz, hiçbir ülkenin aleyhine değildir” ifadelerini kullandı.

“Avrupa’da, hatta küresel boyutta bir dalgalanma yaşanıyor. Burada Trump’ın seçilmesinin rolünü de hissediyor musunuz?” sorusuna Kurtulmuş, “Kesinlikle. Zaten uzunca bir süredir hem NATO hem Avrupa Birliği konusunda Trump’ın görüşleri belli. Buraları bir yük olarak görüyor. Bu yükleri atmak değil de en azından hafifletmek istediği aşikar. Bu da tabii zaten zayıflamış olan Avrupa siyasetinin biraz daha zayıflayacağını gösterir” cevabını verdi.

“Anayasa müzakereleri çok zorlu bir süreç”

Yeni Anayasaya ilişkin açıklama yapan Kurtulmuş, “Benim Meclis Başkanı olarak baştan beri söylediğim; bu süreci açık, şeffaf ve toplumun farklı kesimlerinin görüşlerinin değerlendirildiği bir süreç şeklinde yönetmektir. Sürecin işlerliğinin ilk şartı da siyasi partilerin müzakereye yatkın davranmalarıdır. Yani taban tabana zıt fikirleri olsa bile parlamentoda bulunan siyasi partilerin, sadece anayasayı kastetmiyorum her konuyu müzakere edebilir, her konuyu görüşebilir, tartışabilir durumda olmaları lazım. Bazılarının biraz da küçük gördüğü, siyasetin normalleşmesinin, aslında siyasetin aslı olduğunu görmeleri gerekir. Partiler farklılıklarını bir masa etrafında görüşebilmeli, tartışabilmeli, müzakere ve ikna süreçlerini yürütebilmeliler. Anayasa müzakereleri çok zorlu bir süreç. En başından itibaren bunu biliyoruz. Ama imkânsız değil. Hatta tam tersine, ben bu parlamentonun anayasa yapmaya çok daha yetkin, çok daha yakın bir parlamento olduğunu düşünüyorum. Çünkü temsil gücü çok yüksek bir parlamento, halkın yüzde 95’inin oyları Mecliste temsil ediliyor, 14 siyasi parti var, bunlardan 6 tanesinin de Mecliste grubu var. Monologun değil, çok sesliliğin olduğu bir parlamentoya sahibiz. Partilerimiz müzakere yöntemlerini iyi tespit eder, önyargısız, ‘Ben istemem, kapıyı kapatıyorum’ demeden bu konuya yaklaşırlarsa sonuç alınabileceğini düşünüyorum. Ben bu sürece başlarken parlamentoda temsil edilen bütün siyasi partilerin seçim beyannamelerini ve programlarını okudum. Tamamı ya yeni anayasa ya da anayasada köklü değişiklikler teklif etmişler. Yine partilerin tamamına yakını 12 Eylül anayasasından kurtulmanın vaktinin geldiği yönünde görüşlerini beyan etmişler. Bu süreci inşallah şeffaf bir şekilde yürütebiliriz” diye konuştu.

“Ümit ederiz ki 400’ün üzerinde bir oyla geçer ve milletin istediği bir anayasa olur”

İkinci tur ziyaretlerine ilişkin konuşan Kurtulmuş, “Bu Meclis Cumhuriyetin ikinci asrının ilk meclisi. Yani tarihimizin dönüm noktasındayız. Büyük sorumluluklarımız var, bunlardan ilki Türkiye'nin ihtiyacı olan bir anayasa yapılabilmesidir. Bir diğer sorumluluk, Meclisin iyi bir iç tüzüğe kavuşturulması; daha demokrat, Meclis müzakerelerini daha efektif bir şekle getirecek, yasama kalitesini arttıracak bir tüzük çalışması. Ayrıca siyasi partiler yasası ve seçim yasasının da mutlaka değiştirilmesi gereken tarafları var. Bunları sadece ben söylemiyorum, partiler farklı farklı zamanlarda bu konuların hepsiyle ilgili görüş beyan etmişler. Dolayısıyla herkese sorumluluk düşüyor. Anayasa değişikliği nihayetinde bir aritmetik meselesidir. Ümit ederiz ki çok büyük bir konsensusla, yani 400’ün üzerinde bir oyla geçer ve milletin istediği bir anayasa olur. Devam edeceğiz bu çalışmalara, çünkü bu Türkiye’nin sorumluluğu. Biz bunu istemiyoruz, bunu konuşmayacağız, biz burada bu müzakerenin içinde olmak istemiyoruz” derlerse sonuçta o partilerin tercihidir. Ama siyasetin gereği, dolayısıyla demokrasinin gereği müzakereci olmaktır. Hiç hoşlanmadığınız bir konu da olsa, fikirlerinize uygun düşmese bile müzakere yapabilmektir. Türkiye demokrasisinin bu anlamda da dünyanın en olgun demokrasilerinden birisi olduğunu düşünüyorum. Partiler belki bazı siyasi kaygılarla anayasa görüşmelerine çok sıcak bakmayabilirler ama bunun dönemsel olduğunu ve uzun dönemli bakıldığında millete karşı sorumluluklarının ağır basacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Muhalefetin “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bir dönem daha imkan açmak için anayasada değişiklik zorlanıyor” iddialarına ilişkin Kurtulmuş, “Aşağı yukarı bir senedir anayasayla ilgili birçok görüşme yaptık. Benim elimde hazırlanmış ya da onaylanmış tek bir maddelik dahi anayasa teklifi yoktur. Kaldı ki Sayın Cumhurbaşkanımızın bir daha seçilmesiyle ilgili herhangi bir müzakereye tanık da olmadım. Birçok görüşmeler yapıldı; benim bulunduğum hiçbir yerde bu konu gündeme gelmedi. O kendi tercihleri ama anayasa konusunda diğer partilerden olduğu gibi CHP’den de milletin bir beklentisi olduğu kanaatindeyim” şeklinde konuştu.

“Türkiye terörü bitirecek, kardeşliği, dayanışmayı, birlikteliği oluşturabilecek bir iradeye sahiptir”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Öcalan ile ilgili sözlerine değinen Kurtulmuş, “Bölgemizde emperyalizm senaryosunu adım adım gerçekleştirmeye çalışıyor, siyonizmin de desteğiyle Amerika'nın Irak’ı işgaliyle başlayan süreç aslında iki fay hattı üzerinde ihtilafları derinleştiriyor. Bunlardan birisi etnik, diğeri de mezhebi çatışmalardır. Ne yazık ki ‘Şöyle bir durum ortaya çıkabilir, şu iç çatışmalar olabilir’ dediğimiz hemen hemen her şey gerçekleşti. Irak bölündü, Suriye bölündü, Yemen bölündü, Sudan bölündü, Libya siyaseten bölündü, Lübnan yönetilemez bir ülke haline getirildi, Mısır yeni yeni siyasi türbülansın içerisinden çıkıyor. Hedef çok açık, emperyalizmin hedefi çok açık. Ne Türkleri ne Kürtleri ne Arapları ne Acemleri ne Şiileri severler ne de Sünnileri. Kullanabilecekleri gruplarla böl-parçala-yönet politikalarının gerçekleşmesi için çaba gösterirler. Şimdi oynanan oyunu görüyorsak, üzerimize düşen bölgedeki ayrışmaları, farklılıkları, çatışmaları artıracak söylemler, politikalar üretmek değil, tam aksine entegrasyonu, işbirliğini, dayanışmayı, dostluğu arttırmaktır. Kaldı ki Türkiye, sadece Irak’ın işgaliyle birlikte artan terörden değil, ondan önceki süreçte de terörden fevkalade mustarip olmuş, büyük bedeller ödemiş olan bir ülkedir. Tabii ki siyasetin önemli görevlerinden birisi de topraklarımızdaki terörün sıfırlanmasıdır. Bir karar vermek zorundayız. Ya emperyalizmin kurbanı olarak herkes kendi sırasının gelmesini bekleyecek ya da hep birlikte, demokratik yöntemler ve süreçler çerçevesinde Türkiye'de terörün ortadan kalkması için her türlü çabayı ortaya koyacağız. Burada yıllardır söylediğimiz şeyi bir kere daha teyit etmek isterim. Bir eli silahta, bir eli sandıkta siyaset olmaz. Siyasetin sandıktan başka hiçbir yere el atmaması, milli iradenin haricinde başka hiçbir iradeden emir, talimat almaması, onların güdümünde hareket etmemesi lazım. Bu konuda atılacak adımlar Türkiye'yi rahatlatır. Bütün bu müzakerelerin yapılacağı yer de milli iradenin tecelligahı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Ümit ederim ki terörün konuşulmadığı, terörün sıfırlandığı bir döneme geçeriz. Milletçe çok büyük bedeller ödedik, yeter artık. Türkiye terörü bitirecek; kardeşliği, dayanışmayı, birlikteliği oluşturabilecek bir iradeye sahiptir. Çok şükür halkımızın arasında, Türklerin ve Kürtlerin arasında en ufak bir düşmanlık söz konusu değildir. Alevileri ve Sünnileri arasında bir düşmanlık söz konusu değildir. Bütün ayrıştırma çabalarına rağmen milletimizin dirayetle ortak değerlerde buluştuğunu görüyoruz. Bu büyük bir imkandır” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in erken seçim açıklamalarına değinen Kurtulmuş, “Türkiye’nin şu anda bir erken seçim gündemi yok. Oluşmayan bir gündem üzerinden konuşmanın, siyasi tartışma yapmanın çok anlamlı olmadığını düşünüyorum. Türkiye'de parlamento seçilmiş ve 2028 yılına kadar görevinin başındadır. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2028’e kadar görevinin başındadır. Milletin verdiği, yüklediği sorumluluk budur” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Öğrenciler soflarını eğitim camiasıyla paylaştı Bitlis’in Tatvan ilçesinde, fen lisesi öğrencileri sofralarını eğitim camiasıyla paylaştı. Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Rektörü Prof. Dr. Necmettin Elmastaş ile İl Milli Eğitim Müdürü Bilal Gür, öğle yemeğinde öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrencilerle yemek kuyruğuna giren BEÜ Rektörü Elmastaş ile İl Milli Eğitim Müdürü Gür, birlik ve beraberliğe vurgu yaptılar. Öğrencilere yönelik bir konuşmaya yapan Gür, öğrencilerle sofralarını paylaşmanın mutluluk duyduğunu ifade etti. Gür, “Bugün sizlerle birlikte bu sofrayı paylaşmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Bir araya gelerek birlikte yemek yemek, sadece bedenlerimizi değil, aynı zamanda ruhlarımızı da doyurur. Bu tür anlar, bizlere birlik ve beraberliğin, dostluğun ve kardeşliğin ne kadar değerli olduğunu hatırlatır. Bu sofrada bir arada olmanın verdiği huzur ve mutlulukla, sizlerle paylaştığımız her anın kıymetini bilmemiz gerektiğini düşünüyorum. Sizler, geleceğimizin teminatı ve en büyük umudumuzsunuz. Eğitiminiz ve başarılarınızla gurur duyuyoruz ve her zaman yanınızda olduğumuzu bilmenizi istiyoruz. Birlikte başardığımız her şey, geleceğe umutla bakmamıza vesile olur. Her birinizin içinde büyük bir potansiyel var ve bu potansiyeli en iyi şekilde değerlendireceğinize inancım tamdır. Bugün burada, bu sofrada, birlikte olmanın ve paylaşmanın güzelliğini yaşadık. Her birinize teşekkür ediyor, başarılarınızın ve mutluluğunuzun daim olmasını diliyorum. Yolunuz her zaman açık, başarınız daim olsun” dedi. Yemekhanede incelemelerde bulunan ve öğrencilerin en iyi hizmeti alması için çalışmaya devam edeceklerini belirten Gür, öğretmenlere eğitim hayatlarında kolaylıklar, öğrencilere de başarılar diledi.
İstanbul Eyüpsultan Belediyesi’ne 90 milyon liralık icra şoku Eyüpsultan Belediyesi, çöp toplama hizmeti veren bir şirketin 90 milyon liralık alacağı nedeniyle icralık oldu. Sabah saatlerinde belediye binasına gelen avukat ve icra memurları, haciz işlemi başlattı. Eyüpsultan Belediyesi, çöp toplama hizmeti veren bir şirketin 90 milyon liralık alacağı nedeniyle icra işlemiyle karşı karşıya kaldı. İş bitiminin üzerinden 3 ay geçmesine rağmen belediyeden herhangi bir ödeme planı sunulmaması, alacaklı şirketin avukatlarını ve icra memurlarını harekete geçirdi. Belediyeye hizmet ağırlıklı çöp toplama araçları kiralayan şirket, alacaklarını tahsil edebilmek için hukuki süreç başlattı. Sabah saatlerinde belediye binasına giden ekipler, haciz işlemini başlattı. Belediye binası içeresinde haciz işleminin sürdüğü öğrenildi. "Ödeme planı sunulmadı, haciz başlatıldı" Belediyenin icra takibine verdiği yanıtta haczedilecek mal varlıkları arasında park alanlarını bildirdiğini söyleyen şirket avukatı Erdal Avcı, “Müvekkilim, Eyüpsultan Belediyesi’ne çöp toplama hizmeti sağladı ancak 90-95 milyon liralık alacağımızı tahsil edemedik. Belediyeden defalarca toplantı talep ettik, fakat olumlu bir sonuç alamadık. Bunun üzerine icra takibi başlattık. Vatandaşların kullanımında olması gereken park alanlarını satışa sunmayı tercih etmedik. Bunun yerine, belediye binasında muhafazalı haciz işlemiyle taşınabilir malları yediemin depolarına taşımaya geldik. Biz cüzi bir miktarı peşin almak ve kalanını taksitlendirmek kaydıyla makul bir çözüm önerdik ancak teklifimiz reddedildi. Müdürlerle görüşmeler yaptık, başkan ve başkan yardımcılarıyla da bu konuyu çözmeye çalıştık ama bir sonuç alamadık. Bu nedenle haciz hakkımızı kullanıyoruz” diye konuştu. “20 yıllık hizmetimize rağmen ciddi haksızlık yapılıyor” Şirketin Eyüpsultan Belediyesi’nde yıllardır hizmet verdiğini belirten Avcı, “Son ihalede araç sayısını yüzde 30 azaltarak maliyeti artırdılar. Bu durum, Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Genelgesi’ne aykırı. Buna rağmen biz ihaleye katıldık ve hizmete devam etmek istedik ancak 20 yıllık tecrübemize rağmen hak ettiğimiz ücretin ödenmemesi kabul edilemez. Belediyenin bu tutumu müvekkilimi ekonomik olarak zor duruma soktu. Belediye kanunu gereği tüm mal varlıklarına haciz uygulayamadıklarını ancak hak ettikleri miktarı tahsil edebilmek için her türlü hukuki mücadeleyi sürdüreceğiz. Burada çok ciddi bir haksızlık var. Belediyenin, personel maaşlarını ödememesi gibi bir durumla karşı karşıyayız. Hakkımız olan ne varsa alacağız ve hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
Denizli Denizli’de su ürünleri denetimleri aralıksız ve kararlılıkla devam ediyor Denizli’de su ürünleri kaynaklarının korunması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması için denetimler aralıksız devam ediyor. Denizli İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerince yapılan denetimlerde kanuna aykırılık tespit edilen 43 kişi tespit edilirken iş yerlerine ise 527 bin 673 TL idari para cezası kesildi. Denizli İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerince, tüm nakil güzergâhları, işleme ve değerlendirme tesisleri, soğuk hava depoları, toptan ve perakende satış yerlerinde, göl, gölet, akarsularda; boy, zaman, tür, yer, mesafe ve av araçlarına yönelik ve yasa dışı balık avcılığı ile mücadele kapsamında su ürünleri kontrol ve denetimler aralıksız devam ediyor. Yapılan denetimler esnasında “1380 Sayılı Su Ürünleri Kanunu’na aykırılık tespit edilen 43 kişi ve iş yerine 527 bin 673 TL idari para cezası işlemi uygulanırken 127 bin metre kaçak balık ağına ve yasak olan 2 adet elektroşok cihazına el konulduğu belirtildi. Denetimlerin aralıksız bir şekilde yapıldığını ve aralıksız devam edeceğini belirten Denizli İl Tarım ve Orman Müdürü Şakir Çınar, “Sürdürebilir avcılığın sağlanması, ekosistemin koruması, her balığa en az bir kere üreme hakkı verilmesinin gerektiğini, denetimlerin aralıksız bir şekilde yapıldığını ve yapılmaya devam edileceğini, İlimizde güvenlik birimleri ve sivil toplum kuruluşları ile iş birliği içinde, kaçak ve yasa dışı avlanmaya karşı kararlı bir mücadele yürütüldüğünü, Su ekosistemi sadece insanlara değil, aynı zamanda su ürünleri ve birçok endemik canlıya yaşam alanı sağladığını, bu ekosistemin korunması ve gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde aktarılması için bizlere büyük bir sorumluk düştüğünü, denetimlerin aralıksız sürdürülecektir” dedi. Su ürünlerine av yasağı denetimleri İl ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerindeki ekipler, Emniyet ve Jandarma personeller tarafından yapıldığını belirten Çınar, “Ticari ve Amatör su ürünleri avcılığı yapan vatandaşlarımızın su ürünleri av yasaklarına uymaları hem kendi menfaatleri hem de su ürünleri kaynaklarının sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşımaktadır” diye konuştu.