ASAYİŞ - 12 Nisan 2021 Pazartesi 12:56

Samsun'da eski eşini öldüresiye darp eden şahıs: 'Öldürme niyetim yoktu'

A
A
A
Samsun'da eski eşini öldüresiye darp eden şahıs: 'Öldürme niyetim yoktu'

Samsun’da sokak ortasında eski karısını çocuğunun gözleri önünde darp ederek hastanelik ettiği gerekçesiyle tutuklanan şahsın yargılanmasına başlandı. Sanık İbrahim Z. (27), mahkemede verdiği ifadede, "Öldürme niyetim yoktu. Hayatta kalışından öldürme istemediğim belli oluyor" dedi. Savcı sanığın 18 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını talep etti.

Samsun’da 6 Mart Cumartesi akşamı meydana gelen olayda İbrahim Z. (27), boşandığı eski eşi Emriye Metoğlu'nu (25) sokak ortasında 5 yaşındaki kızının gözü önünde öldüresiye darp etmiş, olay Türkiye’yi ayağa kaldırmıştı. Olaydan sonra “kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan tutuklanan İbrahim Z. hakkında “kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan 9 yıldan 15 yıl, “mala zarar verme” suçundan da 6 aydan 3 yıla kadar hapsi istemiyle dava açıldı.

Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesinde bugün görülen davanın ilk duruşmasına İbrahim Z. tutuklu bulunduğu Erzincan T Tipi Kapalı Cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Duruşma salonuna basın mensupları ve Emriye Metoğlu'nun ailesi alınmadı.

"Öldürme niyetim yoktu. Hayatta kalışından öldürme istemediğim belli oluyor"

Kendini savunan İbrahim Z. eski eşinin kendisini aldattığını duyduğunu iddia ederek, "Olaydan bir hafta kadar önce uyuşturucu madde ticareti suçundan cezaevinde bulunan bir şahıs ile eşimin henüz biz evliyken beni aldattığını, hatta müşterek çocuğumuz araçta iken bunların uyuşturucu madde sattığını öğrenmiştim. Bu olayı öğrendikten sonra kendimi alkole verdim. Olay günü müşterek çocuğumuz bendeydi. Çocuğumu anneme bıraktım. Dışarıya çıkıp arkadaşlarımla birlikte alkol aldım. Sonra eski eşim ile görüştük ve çocuğumu almaya kararlaştırdık.

Olay yerine kendisi geldi ve gelir gelmez bana daha öncede yapmış olduğu şekilde 'sana çocuğu göstermeyeceğim' şeklinde tehditlerde bulundu. Öğrenmiş olduğum bu olayların ve çocuğumu göstermemekle tehdit etmesi sonucunda, alkolün de vermiş olduğu etki ile öfke patlaması yaşadım ve sonuç olarak bu olay meydana geldi. Bilincimi kaybettim. Olayı tamamen bilincimi kapalı bir şekilde gerçekleştirdim. Olay sırasında elimde kesinlikle sopa yoktu.

Olayım bir ilk başını bir de sonunu hatırlıyorum. Her ne kadar tanıklar beni mağdurun yanından kendilerinin aldığını ve olayı ayırdıklarını söylüyor iseler de tanıklar doğruyu söylememektedir. Olayı kendim sonlandırdım. Kendisi en son gözleri açık bana bakıyordu. Kendisini öldürme gibi bir kastım yoktu. Alkole ya da herhangi bir sebebe sığınmıyorum. Huzurunuzda mağdurdan özür diliyorum. beni affetmesini istiyorum. Her ne kadar olayda bilinç kaybı yaşamış olsam da öğrenmiş olduğum olaylar bir hafta öncesinde olmuştur. Buna rağmen kendisine karşı hiçbir şekilde bir şiddet ya da başka bir şey uygulamadım. Olay günü gelişen olaylar tamamen bilinç kaybı ve öfke patlaması ile oluşmuştur. Yaptığım eylem nedeniyle çok pişmanım" dedi.

İbrahim Z., "Ben müşterek çocuğumuzu öğlen saatlerinde yanıma almıştım. Alkolü akşam 17.00-18.00 civarı almaya başladım. Bu esnada çocuğum annemdeydi. Çocuğu annesine teslim etmeye gittiğimde üzerinde kendi montu vardı. Müştekinin bu konudaki beyanı doğruyu yansıtmıyor. Neden böyle bir beyanda bulunuyor bilmiyorum. Kamera kayıtlarında da zaten çocuğun üzerinde kendi montu olduğu bellidir. Ben o aşamada herhangi bir şekilde babalık yükümlülüğümü ihlal etmemiştim. Ayrıca müşteki de alkol kullanan bir şahıstır. Beni bu konuda suçlamasına da anlam veremiyorum. Telefon çantasından kendiliğinden fırladı. Ben bizzat telefonu almadım. Elime aldığımda ekranın kırık olduğunu gördüm. Sonrasında alıp telefonu fırlattım ancak ben telefonu fırlatmadan önce de zaten kırıktı.

Telefonu bir iki kere yere vurduğum doğrudur. Müştekinin ameliyatlı bölgesini bilmiyorum. Bilmediğim bir yere nasıl vurabilirim. Dolayısıyla böyle bir diyaloğun yaşanması da mümkün değildir. Eylem sırasında ben bunu öldüreceğim, bu ailevi mesele siz karışmayın şeklinde herhangi bir söz söylemedim. Ben müştekiyi öldürmeye niyetlenmiş olsaydım eylemime kendim son vermezdim. Avukatım olayın medyaya yayıldığını söyledi. Medyada çocuğum ve müşteki üzerinde kötü etkiler oluşturulmasını istemediğim için aldatma olayını daha önce anlatmamıştım. Ancak müştekinin bizzat medyaya çıkıp benim hakkımda aslı astarı olmayan şeyleri söylemesi nedeniyle ben de işin hakikatini mahkemenizde anlatmaya karar verdim" diye konuştu.

Darp edilen Emriye Metoğlu ise "Sanık benim boşandığım eşim olur. 2018 yılında boşandık. Müşterek çocuğumuzun velayeti benim üzerimdedir. Olay günü öğlen saatlerinde müşterek çocuğumuzu evimden almıştı. Ben akşam 17.00 sıralarında sanığı aradım ve ne yaptıklarını çocuğun yemek yiyip yemediğini sordum. Bana işinin çıktığını, çocuğu komşulara bıraktığını söyledi. Ben şahsı tanımıyorum ancak komşuları olduğunu öğrendim. Ben de kendisine o gün çalışmadığımı, madem işinin çıktığını, çocuğu bana bırakabileceğini, neden komşuya bıraktığını sordum.

'Çocuğu sadece sen mi düşünüyorsun' diyerek bana sitem etti. Saat 19.00-19.30 sıralarında aralıklarla bir saate yakın sanığı aradım ancak telefonuna bakmadı. Ben de bunun üzerine eski kayınvalidemin evinin önüne gittim. Tam kapıyı çalacaktım sanık telefon ile bana dönerek, 'Canik meydandayım, gel çocuğu al' dedi. Ben belirtilen yere gittim. Uzaktan gördüğümde sanığın alkollü olduğunu anladım. Çünkü çocuk ile aralarında mesafe vardı. Yani birileri çocuğu alıp gitse haberi olmayacak şekildeydi. Gözleri kapalıydı. Hareketleri anormaldi. Ben çocuk için o gün yedek çanta vermiştim, içerisinde yedek kıyafetleri vardı.

Baktığımda yedek çanta orada yoktu. Ayrıca, çocuğumun üzerine montu yoktu, maskesi takılı değildi. Öncesinde ben çocuğu bana göndermesini istedim. Ancak o bana 'Yanıma gelip sen al' dedi. Benimle inatlaştı. Ben de bunun üzerine yanına gittim. Kendisine sadece alkollü vaziyette çocuğu almaması gerektiğini söyledim ve bu şekilde çocuğu bir daha veremeyeceğimi söyledim. Yasak saati geldiği için taksi ile gidecektim. O esnada çocuğa döndüm, sanığa ise sırtımı dönmüş oldum. Çocuğun üzerindeki hırkayı iliklediğim esnaya kadar hatırlıyorum.

Sonrasında gözümü bir ara açtım. Çantama uzanmak istedim, amacım telefonumu almaktı. Telefonumu yere attığımı gördüm. Yine devamında bana tekme attığını anlayınca ameliyat yerime vurmamasını söyledim. Ameliyatlı yerim karnımdır. Olaydan 1 ay kadar önce karın bölgemden kist ameliyatı olmuştum. Sanık bu ameliyatı olduğumu ve nerenin ameliyatlı bölgem olduğunu biliyordu. Ancak buna rağmen kasıtlı olarak o bölgeme tekme atmaya devam etti ve çevrede sanki birileriyle konuşuyormuş gibi 'öldüreceğim' şeklinde sözler sarf etti. Ben bu esnada tekrar bayılmıştım. Sonra gözümü hastanede açmıştım" şeklinde konuştu.

Genç kadın sanığın bu celse yapmış olduğu iddiayı kabul etmediğini belirterek, "Kesinlikle evlilik birliği içerisinde ne kendisini aldattım ne de uyuşturucu madde ticaretine karıştım. Hatta kendisi uyuşturucu madde kullanıyordur. Boşanma davasını açan benim, dilekçemde de zaten sanığın uyuşturucu madde kullandığını da boşanma sebebi olarak gösterdim. Ben daha önce sanığa çocuğu sana göstermeyeceğim muhabbeti hiç yapmadım. Sadece olay günü bu özensizliği nedeniyle böyle bir cümle kullandım. Hatta kendisi çocuğu görüp devamında çocuğu görmek istemediği zamanlarda oldu. Aksine ben yalvarıyordum ki aramızdaki sorunları çocuğa yansıtmamak için gelip görmesini istiyordum.

Çünkü çocuğum babasına çok düşkündü onu görmeyince huzursuzlanıyordu. Sanığın eylemine nasıl son verdiğini bilmiyorum. Ayrıca sanığın elinde bilincim kaybolana kadar herhangi bir şekilde sopa görmedim. Ben karakolda ifade verirken darbın ve rahatsızlığın etkisindeydim. Çok sağlıklı ifade veremiyordum. O yüzden şimdiki ifademin hükme esas alınmasını talep ediyorum. Karakolda her ne kadar sanığın benim yanıma geldiğini demiş isem de ben kendisinin yanına gitmiştim. Ayrıca olayı gerçekten hatırlamıyorum. Sırtımı döndükten sonraki kısımlar bende yok. Karakolda tekrar ettiğim gibi şuurum yerinde olmadığı için nasıl ifade verdiğimi bilmiyorum. Dolayısıyla olayın başında beni nasıl darp ettiği konusunda bilgi sahibi değilim. Ben olayın sanığın alkollü olması ya da bilincini kaybetmesi nedeniyle gerçekleştiğini düşünmüyorum. Kendisini daha önce şikayet ettiğim iki şiddet olayı daha olmuştu. Bu davalardan bir tanesi Samsun 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülmektedir. Diğer şikayetim 2-2.5 yıl kadar önce yapmıştım. Bu olay nedeniyle uzaklaştırma almıştı. Ancak, bu olay nedeniyle mahkemelik olmamıştık. Sanıktan şikayetçiyim. Davaya katılma talebim vardır" dedi.

Duruşmada dinlenen tanık Fatma B., "Olay günü ikametimde balkondaydım. Önce bir bağırma sesi duydum. Çocuğun 'anne anne' dediğini duydum. Sanık sürekli kadının kafasına tekme atıyordu. Kadın kanlar içinde yatıyordu. Bilinci yok gibiydi. Sanık çevredeki insanlara bağırıyordu. 'Cesaretiniz varsa aşağı gelin de konuşun' diyordu. Hakaret ve küfür içerikli sözler duydum ancak tehdit içerikli sözlerine şahit olmadım. Ben yukarıdan baktığım kadarıyla sanığın hareketlerinin mağduru öldürme amaçlı olduğunu düşünmüştüm. Son baktığımda sanık çocuğun elinden tutarak mağdurun yanından kendisi uzaklaştı. Ancak ben 'öldü' diye bıraktığını düşünüyorum. Sonrasında çevreden gelenler sanığa müdahale etti. Bu şahısların sanığa müdahale ettiği yer mağdurun biraz uzağıydı. Ben sanığın elinde sopa ve benzeri herhangi bir şey görmedim, tekme ve yumruklarla vurduğunu gördüm. Olayın nasıl başladığını bilmiyorum. Yine telefon kırma olayı da görmedim. Çevrede bulunanlar sanığa 'kadını bırak' demelerine rağmen sanık eylemlerine devam etmişti" diye konuştu.

Tanık Celallettin Y., "Bağırma sesleri üzerine balkondan baktım. Sanığın mağduru feci şekilde dövdüğünü gördüm. Hemen aşağıya inmeye karar verdim. Aşağı indiğimde mağdurun kanlar içerisinde yattığını gördüm. Hareketsiz yattığı için ben kadının öldüğünü düşünmüştüm. Sanık o esnada kaçmaya çalışıyordu. Etraftaki birkaç kişi ile birlikte sanığın kaçmasına engel olmak amacıyla yere yatırarak beklettik. Sanık sadece kendisini bırakmamızı istedi ve kaçmak için bizden izin isteyip duruyordu. Devamında polisler geldi ve biz de sanığı polislere teslim ettik. Olay sırasında sanığın elinde sopa ve benzeri bir şey görmedim, kadına sadece yumruk ve tekmeler vurmuştu" şeklinde konuştu.

Duruşma savcısı davayla ilgili mütalaasında İbrahim Z.'nin müşteki Emriye M.'ye yönelik "adam öldürmeye teşebbüs" suçundan 9 yıldan 15 yıla kadar ve "mala zarar verme" suçundan da 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını talep etti. Mahkeme İbrahim Z.'nin tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı karar vermek üzere 11 Mayıs saat 14.00'e erteledi.

Muhammer Ay- Erdi Demür

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Samsun’un 2025 çevre projeleri Samsun’da 2025 yılında uygulanacak 12 çevre projesi, yapılan toplantıda detaylı bir şekilde masaya yatırıldı. Samsun’da yürütülen Sıfır Atık çalışmaları, bu kapsamda Çiftlik Caddesi’nde yapılan çalışmalar, Türkiye Çevre Ajansı ile birlikte yürütülen çalışmalar ve 2025 yılında Samsun’da yürütülecek olan 12 çevre projesinin değerlendirildiği toplantı Vali Orhan Tavlı, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan, Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan ve ilgili kurum müdürlerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıda Samsun Büyükşehir Belediyesi’nce; Atık Elektrikli ve Elektronik Eşya (AEEE) Atık Ara Depolama ve İşleme Tesisi Kurulması Projesi, Bitkisel Atık Yağ Projesi, Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Yönetimi Geri Kazanım Tesisi Kurulması Projesi, Gürültü Kirliliğinin Giderilmesi Amacıyla Gerçekleştirilecek Projeler hakkında bilgi verildi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nce; ilde yapılan çalışmalar, verilen sıfır atık belge sayıları, atık getirme merkezi sayıları ve işlevselliği, mobil atık getirme merkezleri, şartlı nakdi yardımlar, toplanan atık miktarları gibi konularda sunum yapıldı. Atık Motor Yağlarının Toplanması Projesi ile İmar Kirliliğinin Giderilmesi Projelerindeki mevcut durum ve hedefler anlatıldı . Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanlığı’nca; Deniz Kirliliği Bilgilendirme Eğitimleri, Av Sezonunda Balıkçı Barınaklarındaki Su Ürünleri Kalıntılarının Toplanarak Kanalizasyon Sistemine Dahil Edilmesinin Sağlanması, Balıkçı Barınaklarına Atık Kabul Tesislerinin Kurulması/Kapasite Artırılması, Balıkçı Barınaklarında Atıkların Ayrı Toplanması ve Geri Kazanılması Projeleri hakkında bilgi verildi DSİ 7. Bölge Müdürlüğü’nce; Akarsu Kirliliği Önleme Projesi kapsamında Mert Irmağı ve Kürtün Deresi’nde yürütülen çalışmalar hakkında bilgi aktarıldı. Amasya Orman Bölge Müdürlüğü’nce (Samsun Orman İşletme Müdürlüğü); Mesire Yerleri ve Orman Alanlarının Kirliliği Projesi kapsamında yapılan ve yapılacak çalışmalar anlatıldı. İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nce; Kitap ve defter atıklarının yönetimiyle ilgili Geri Dönüşen Şehir: Samsun Projesi hakkında bilgi verildi. İl Sağlık Müdürlüğü’nce Evsel Atık İlaç Toplama Projesi hakkında, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nce de Bitki Koruma Ürünleri Ambalaj Atıklarının Toplanması ve Bertarafı Projesi hakkında bilgi aktarıldı.
Kırklareli Bakan Memişoğlu: "Dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar yaygın ve ücretsiz bu taramalar yapılmıyor" Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, “Bugün rahim kanseriyle ilgili bütün aile sağlığı merkezlerimize ücretsiz taramalar yapıyoruz. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar yaygın ve ücretsiz bu taramalar yapılmıyor" dedi. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Kırklareli’nde açılış ve ziyaretlerde bulundu. Bakan Memişoğlu, ilk olarak Vali Birol Ekici’yi makamında ziyaret etti. Daha sonra Memişoğlu, ve beraberindekiler Sağlık Yerleşkesi açılışına katıldı. Açılışta konuşan Memişoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye’nin sağlıkta büyük bir dönüşüm, gelişim ve dünyaya örnek olacak şekilde sağlık hizmetlerini sunabilir hale geldiğini söyledi. Memişoğlu, Türkiye’de her bir vatandaşın senede 11.4 kez sağlık hizmetlerinden yararlandığını ifade ederek 2002 senesinde sadece iki kez olduğunu hatırlattı. Bakan Memişoğlu, dünyanın en iyi sağlık hizmetini verdiklerini belirterek, “Dünyanın en yaygın, her yerde olan, en iyi sağlık hizmetini veriyoruz. Bu konuda alçak gönüllü olmayız. Biz dünyanın en yaygın ve en iyi sağlık hizmetlerini veriyoruz. Bunun ispatını hem kovidde hem de deprem gibi afetlerde gördük. Dünya bunu örnek aldı. Bu nedenle sağlık hizmetlerini bu hale getirip, bu kadar iyi sağlık hizmeti sunar hale getiren; altyapısıyla, sistemiyle Sayın Cumhurbaşkanımıza ve emeği geçenlere çok teşekkür ediyorum. Özellikle sağlık çalışanlarına arkadaşlarıma, hekiminden hemşiresine, temizlik elemanına, güvenlikçisine, herkese teşekkür ediyorum. Onların bir yöneticisi olmaktan, onlara hizmet etmekten gurur duyuyorum. İyi ki varlar” ifadelerini kullandı. “Sağlık bilgisini üretmek, sağlık teknolojisini üretmek, bununla beraber sağlık politikalarının nasıl yapıldığını dünyaya öğretmek için de artık bir sorumluluğumuz var, görevimiz var” Sağlık için üretmek, ve dünyaya öğretmek için sorumlu olduklarını aktaran Memişoğlu, “Artık bundan sonra sadece sağlık hizmetini sunmak bize yetmez, bundan sonra artık dünyada sağlıkla ilgili yeni şeyler söylemek bizim görevimiz. Sağlık bilgisini üretmek, sağlık teknolojisini üretmek, bununla beraber sağlık politikalarının nasıl yapıldığını dünyaya öğretmek için de artık bir sorumluluğumuz var, görevimiz var. Onun için Sayın Cumhurbaşkanımız ilan etti; koruyan, geliştiren ve üreten sağlık modeliyle sağlıkta Türkiye Yüzyılı’nı başlatmak istiyoruz. Bu programın esas hedefi esasında sağlığımızı kaybetmeden koruyucu sağlığı önemseyerek sağlıklı kalmak. Biz Sağlık Bakanlığıyız, hastalık bakanlığı değiliz. Bizim esas önceliğimiz insanların hastalanmadan sağlıklarını korumak ve bu tür birinci basamak dediğimiz, aile hekimliği dediğimiz, toplum sağlığı merkezleri dediğimiz yerlerle insanlara sağlığını, kıymetini nasıl bileceğini, nasıl diyet yapacağını, nasıl besleneceğini, nasıl hareket edeceğini, hastalıklardan nasıl korunacağını, çocuklarımıza nasıl aşıların yapılacağını öğretmek önceliğimiz. Onun için bizler sağlıklı toplum olmak zorundayız. Bunu hep ifade ediyoruz" diye konuştu. “Türk toplumunun yüzde 65’i kilolu, 3’te 1’i sigara kullanıyor" Bağımlığına değinen Memişoğlu, Türk toplumunun yüzde 65’i kilolu, 3’te 1’i sigara kullandığını aktardı. Memişoğlu, diğer ülkelere göre kansere karşı Türkiye’nin daha çok yaygın ve ücretsiz tarama yaptığını ifade ederek “Kanserden korkmayın, kanseri yakalamak bizim için önemli. Erken yakaladığın zaman kanser tedavisi var. İşte burada aile hekimliklerimizde, toplum sağlığı merkezlerimizde biz rahim kanserinden göğüs kanserine, bağırsak kanserine kadar hepsini ücretsiz tarayıp, bunların daha erken safhadayken yakalanmasını sağlıyoruz. Bugün mamografi var KETEM’lerimizde. Belli yaş üzerindeki, 45 yaş üzerindeki bayanlarımıza ücretsiz mamografi çekiyoruz. 50 yaşın üzerindeki bütün erkeklere ve kadınlara tarama yaparak bağırsak kanserinin erken safhada olup olmadığını tespit ediyoruz. Bugün rahim kanseriyle ilgili bütün aile sağlığı merkezlerimize ücretsiz taramalar yapıyoruz. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar yaygın ve ücretsiz bu taramalar yapılmıyor” dedi. “Aile hekimliklerinin daha etkin olmasını sağlıyoruz” Aile hekimlerindeki yeni yapılanmaya anlatan Memişoğlu, “Aile hekimliklerinin daha etkin olmasını sağlıyoruz. Bugün her bir ailenizin aile hekiminin hastanelere yüzde 10 randevu alma kontenjanı var. Gittiğiniz zaman eğer aile hekimi uygun görüyorsa sizi hastaneden randevu alıp gönderebilecek halde. İnşallah ocak ayından itibaren de gerektiği zaman hastaneden dahil veya hastanedeki doktorla karşılıklı elektronik sistemde haberleşebilir hale getiriyoruz. Hastane doktorumuzu da aile hekimleriyle haberleşebilir hale getireceğiz. Böylece ikinci, üçüncü basamak ve birinci basamağın entegrasyonunu daha etkin hale getirmek istiyoruz. Biz doğru yerde, doğru zamanda, etkin tedaviye ulaşmasını istiyoruz toplumumuzun. Bunu daha da yaygın hale getirip, daha etkin hale getireceğiz” diye konuştu. Kırklareli’nin sağlıkla ilgili çok daha iyi yerlere gelmesi için adım atıklarını söyleyen Bakan Memişoğlu, “Bunun yanında Kırklareliler için aynı zamanda iyi bir üniversitemiz var. Bu üniversiteyi de destekleyerek, bu eğitim araştırma hastanesinde daha iyi işler yapmaya çalışacağız. Bunun yanına inşallah mart, nisan aylarında başlayacak inşaatımızla bu hastaneyi 800 yataklı eğitim araştırma hastanesi haline getirmeye çalışacağız. Böylece Kırklareli’nin sağlıkla ilgili çok daha iyi yerlere gelmesi için hep beraber adım atmış olacağız. Bu kompleksin, bu sağlık alanının birçok insana koruyucu hekimlikle, hastalanmamasını sağlamasını, aynı zamanda birçok insanın tedavisine sebebiyet vererek başarılar başarılı olmasını diliyorum. Bütün arkadaşlara, bütün yöneticilere, bütün bu emeği geçenlere yeniden teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. Açılışta, Kırklareli Valisi Uğur Turan, AK Parti Kırklareli Milletvekili Ahmet Gökhan Sarıçam, Belediye Başkanı Derya Bulut konuşma yaptı. Açılış kurdelesinin kesilmesinin ardından Memişoğlu ve beraberindekiler Sağlık Yerleşkesi gezdi. Daha sonra Memişoğlu ve beraberindekiler Gençlik Merkezinde öğrencileri ziyaret ederek yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi aldı. Bakan Memişoğlu, sonrasında AK Parti Kırklareli İl Başkanlığı ile Belediye Başkanı Derya Bulut’u ziyaret etti.
Kocaeli Kocaelispor, İsmet Taşdemir yönetimindeki ilk antrenmanına çıktı Trendyol 1. Lig ekiplerinden Kocaelispor, yeni teknik direktörü İsmail Taşdemir yönetiminde ilk antrenmanına çıktı. Özel izinleri bulunan Markao, Ryan Mendes ve Pedrinho antrenmana katılmadı. Taşdemir, "Transferden ziyade takıma odaklıyız" dedi. Trendyol 1. Lig ekiplerinden Kocaelispor, Iğdır maçı hazırlıklarına Körfez Brunga Tesisleri’nde yapılan antrenman ile başladı. Antrenman öncesi yeni teknik direktör İsmet Taşdemir, öncesinde basın mensuplarının sorularını cevapladı. Kocaelispor’un şampiyonluğu için heyecanlı ve ümitli olduğunu dile getiren Taşdemir, "Arzu ettiklerimizi, beynimizdekilerini oyuncu arkadaşlarımıza geçirmek istiyoruz. Bu süreci inşallah doğru aktarımlar, doğru çalışmalar ile yapabilirsek, sonrasının çok daha iyi olacağını düşünüyorum. O yüzden çok heyecanlıyım. Geçmişe dönük çalışmalarımızı yapmaya başladık. Ekip arkadaşlarımızla geçmişe bütün maçları irdelemeye çalıştık. Dün gece 5-6 tane maçı inceledik ve incelemeye devam edeceğiz. Önceliğimiz, oynamamış iki maçımız var, ilk yarı bitmedi. Daha oyunculara da tanışmadım. Onlarla tanışıp, idmanlar yapıp ona göre bir transfer politikası belirleyebiliriz. Şuan için böyle bir konu söz konusu değil. Biz şu anda transfer mevkilerinden ziyade, takımın genel performansına odaklıyız. Bunu daha önce söylemiştim. Bunları benden çok fazla duyamayacaksınız. Bunların muhakemesini de konuşmasını da içimizde yapmaya çalışacağız. Bir oyuncu arkadaşımızın belki reaksiyonu olacak. Farklı şekilde seyrettiğimiz bir oyuncumuz, belki performansı daha farklı yere gelebilecek. Dolayısıyla bu iki hafta da oyuncu kardeşlerimizi görelim ve çalışalım. İstediklerimizi kendilerine aktaralım, onun karşılığında ne alabiliyoruz ona bakalım. 1-2 hafta sonrasında kendimizce bir değerlendirme yapıp, ondan sonra Kocaelispor’un menfaati ve şampiyonluğu için elimizden gelen doğrular neyse onları masaya yatıracağız” dedi. "Mücadele gücü yüksek bir takım olacağız" Toptan kaçmayan, mücadele ruhu yüksek bir takım oluşturmak istediğini söyleyen Taşdemir, "Arzu ettiğiniz şey mücadele eden, mücadele dozu yüksek, toptan kafasını, ayağını, hiçbir tarafını sakınmayan ve istediğimiz her şeyi yapmaya çalışan oyuncu grubu. Bunun için en az 5-6 antrenman gerekiyor. Yetenekli oyuncularda mücadele gücünü üst seviyeye çektiğiniz zaman başarılı olursunuz. Zaman geçtikçe kafamızdakileri oyuncu arkadaşlarımıza daha iyi yerleştirebileceğiz. Yaptığımız yanlışları da eksileri de artıları da değerlendireceğiz. Eksileri yapmama adına çalışmalar yapıyoruz. Dolayısıyla biz bunları hazırladık. Bütün takım geldikten sonra yapacağız. Yabancı oyuncularımız biraz geç katılacaklar aramıza. Bütün takım geldikten sonra seyrettiğimiz, çıkarttığımız bütün analizlerimizi oyuncular ile paylaşacağız ve güzel bir serüvene başlayacağız" şeklinde konuştu. "Tek odağımız şampiyonluk" Antrenman öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Kaptan Gökhan Değirmenci ise, "Ertuğrul hocamız ayrıldı. Ona buradan teşekkür etmek istiyorum. Bize çok şey kattı, çok da emeği var. Şimdi önümüze bakıyoruz. Sahada kalıp futbolumuza odaklanmak istiyoruz. Lideriz, yeni hocamız geldi. Birazdan onunla çalışmalara başlayacağız. Saha içerisinde onun direktiflerini kusursuz şekilde yerine getirmek için mücadele edeceğiz. Bireysel olarak 4-5 maç büyük katkı sağladığım maç vardır. Bazen iyi bazen kötü gününüzde olabiliyorsunuz. Performansım zaman zaman düşüp çıkabiliyor. Ben saha içerisinde hep Kocaelispor’a katkı vermek için uğraşıyorum. Amacımız ve tek hedefimiz şampiyonluk" ifadelerini kullandı.