Batman'ın Kozluk ilçesinde 15 Eylül 1992’de Geçitaltı köyüne gitmekte olan minibüs, Değirmendere mevkiinde köprüde yol kesen PKK’lı teröristler tarafından durdurulmuş ve içinde bulunan siviller ile güvenlik korucuları taranmıştı. Minibüsü tarayan eli kanlı teröristler, daha sonra minibüsü ateşe vermişti. Hain saldırıda Sason Kayabaşı Mahallesi ve Kozluk’un Geçitaltı köyünde ikamet eden 9 kişi şehit olmuş, 5 kişi de yaralanmıştı. Batman, Sason ve Kozluk ilçelerinde faaliyet gösteren şehit, gazi ve güvenlik korucuları dernekleri, şehit edilenleri 30 yıl sonra Değirmendere Köprüsünde ve mezarları başında düzenlenen programlarla andı.
“Korucularımız kalleş terör örgütüne boyun eğmemiş”
Anma programında güvenlik korucularının hain terör örgütüne boyun eğmediğini belirten Kozluk Kaymakamı Ekrem Güngör, ’’Bölücü terör örgütü hain emellerine ulaşmak için karanlık yüzünü 30 sene evvel Değirmendere Köprüsünde bir kez daha göstermiş ve dokuz masum canımızı hayattan koparmıştır. Kardeşlerimiz bu köprüde esareti değil, şehadeti seçmiştir. Bu köprü, vatanı, bayrağı ve şehadeti temsil ediyor. Terör ile mücadelemiz son terörist etkisiz hale getirilene kadar devam edecektir” dedi.
“Zalim PKK, şehitleri öldürdükten sonra naaşlarını ateşe verdi”
Olayın meydana geldiği Değirmendere Köprüsü üzerinde basın açıklaması yapan Kozluk Şehit Aileleri ve Gaziler Dernek Başkanı Turgay Şengül, bulundukları köprüde PKK terör örgütü tarafından 30 yıl önce pusu kurulduğunu ve evlerine gitmekte olan güvenlik korucuları ve masum vatandaşların şehit edildiğini hatırlattı. Şengül, "15 Eylül 1992 tarihinde ilçe merkezinden evlerine giderken bulundukları minibüse kurulan pusu ve çapraz ateş ile saldırı düzenlenmesi sonucunda 8 güvenlik korucumuz ile 1 sivil vatandaşımız şehit olmuş, 5 güvenlik korucumuz yaralanarak gazi olmuştu. Hain ve kalleş olan terör örgütü PKK'nın her olayda kendine yakışır halde zalimlik ve gaddarlıkta sınır tanımaz eylemleri ve zihniyetinde ateşin çocukları olduğunun ispat edercesine kahraman şehitlerimizin minibüsünü ve aziz naaşlarını bile ataşe vererek acizliğini, korkaklığını ve zalimliğini bir kez daha göstermiştir" diye konuştu.
"Vatan, bayrak ve ezan uğruna göğsünü gere gere şehit olmayı şereflerin en büyüğü olarak kendine şuur edinen bu aziz milletin fertleri olarak, toprağa verdiğimiz şehitlerimizin yeşeren binlerce fidanları olduğumuzu onurla ve gururla ifade ediyoruz" diyen Şengül sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dosta güven, düşmana korku veren devletimizin bekası için geçmişten bu güne, bu günden yarınlara vatan toprağının her bir karışında varız ve var olmaya devam edeceğiz. Arabı, Kürdü, Türkü, Lazı ve Çerkez’i ile tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek vatan şiarı ile diyoruz ki, birliğimizi, beraberliğimizi ve kardeşliğimizi bozmaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Yıllardır ülkemizde ve özellikle bölgemizde şer odaklarının taşeronluğunu yapan kalleş terör örgütü PKK'nın kirli emellerinin, hain eylemlerinin nifak tohumlarının bitip tükendiğini, devletimizin gücü ve aziz milletimizin feraseti ile tarihin çöplüğündeki yerini aldığını gördük, görüyoruz. Davası ezan, Kur’an olan Müslüman Türkiye’mizin yeniden dünyaya adalet ve nizamı hakim kılmasını yüce Allah’tan niyaz ediyor, aziz şehitlerimizi minnet ile anıyoruz."
Olayda, Cemal Demir, Razzo Demir, Cuma Demir, Hasan Demir, Nazmi Çelik, Halit Güldü, Ceyhan Karataş, Emin Yurdakul ve Ahmet Durmaz şehit düşmüş, Abdullah Yıldız, Abdurrezzak Çelik, Reşat Saygı, Sabri Gülşen ile Zeki Pınar yaralanmıştı.
Ekrem Aktaş
