SAĞLIK - 02 Haziran 2021 Çarşamba 21:18

Pfizer/BioNTech aşısı ile 'kalp kası iltihabı' arasında bağlantı ihtimali

A
A
A
Pfizer/BioNTech aşısı ile 'kalp kası iltihabı' arasında bağlantı ihtimali

İsrail Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, çoğunlukla Pfizer/BioNTech tarafından geliştirilen korona virüs (Covid-19) aşısı olan genç erkeklerde görülen az sayıda "kalp kası iltihabı" (miyokardit) vakalarının aşıyla yüksek ihtimalle bağlantılı olduğu kaydedildi.

Korona virüse (Covid-19) karşı aşılamada büyük bir başarı gösteren İsrail’de, Pfizer/BioNTech tarafından geliştirilen Covid-19 aşısı olan genç erkeklerde az sayıda “kalp kası iltihabı” (miyokardit) görüldüğü bildirilmişti. İsrail Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Pfizer/BioNTech aşısı olan genç erkeklerde görülen miyokardit vakalarının, aşıyla yüksek ihtimalle bağlantısı olduğu belirtildi. Konuya ilişkin 3 uzman ekip tarafından başlatılan araştırma sonucunda elde edilen bulguları açıklayan Bakanlık, İsrail'de Aralık 2020 ile Mayıs 2021 tarihleri arasında Covid-19 aşısı olan 5 milyondan fazla kişi arasında 275 miyokardit vakası tespit edildiğini kaydetti. Bakanlık, miyokardit tespit edilen hastaların çoğunun 4 günden fazla hastanede kalmadığını ve vakaların yüzde 95'inin hafif olarak sınıflandırıldığını ifade etti. Araştırmada, Pfizer/BioNTech aşısının ikinci dozu ile 16-30 yaş arası erkeklerde miyokardit vakaları arasında olası bir bağlantı olduğunun kaydedildiğini belirten Bakanlık, bulgulara göre bu tür bir bağlantının, diğer yaş gruplarına göre 16-19 yaş arasındaki erkeklerde daha fazla gözlendiğini aktardı.

Öte yandan İsrail'in Pandemi Müdahale Koordinatörü Nachman Ash, 25 Nisan'da yaptığı açıklamada, 5 milyondan fazla aşılanmış kişi arasında yapılan bir ön çalışma ile özellikle ikinci dozdan sonra meydana gelen "onlarca miyokardit vakasının" görüldüğünü ifade etmişti. Ash, bunun alışılmadık derecede yüksek olup olmadığının ve aşıya bağlı olup olmadığının belirsiz olduğunu açıklamış, "Sağlık Bakanlığı şu anda hastalık oranında fazlalık olup olmadığını ve aşılara atfedilip atfedilemeyeceğini inceliyor" demişti.

Ayrıca ABD Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (CDC) danışma grubu tarafından geçtiğimiz ay yapılan bir açıklamada ise, aralarında Pfizer ve Moderna tarafından geliştirilen Covid-19 aşılarının da yer aldığı mRNA aşıları ile miyokardit arasında bir bağlantı ihtimali hakkında daha fazla çalışma yapılmasını tavsiye etmişti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Gazzali Kültür Sanat Sezonu tezhip sergisiyle açıldı Güngören Belediyesi, 2024-2025 Gazzali Kültür Sanat Sezonu’nu tezhip sergisi ile açtı. 2024-2025 Gazzali Kültür Sanat Sezonu, Güngören Gösteri Merkezi’nde tezhip sanatçısı Özlem Gören ve öğrencileri Havva Temizer, Nurdagül Kırtay, Nuray Demir ve Ayşe Süheyla Ekici’nin hazırladığı "Hikmet ve Direniş" temalı tezhip sergisi ile açıldı. 50 klasik eserin yer alacak sergi 10 Kasım Pazar gününe kadar açık olacak. Gazzali Kültür Sanat Sezonu ve serginin açılışında konuşan Güngören Belediye Başkan Yardımcısı Abdulkadir Altınhan, belediyeleri nezdinde her yıl kültür sanat sezonlarına bir İslam aliminin ismini verme geleneğini bu yıl İmam Gazzali ile sürdürdüklerini, Gazzali’nin Gazzeli olması hasebiyle hikmet ve direnişin öncü isimleri arasında yer aldığını belirtti. Altınhan, “Güngören Gösteri Merkezimizde Gazzali Kültür Sanat Sezonu’nu, kültür ve medeniyet havzamızın önemli vadilerinden olan tezhip sanatıyla açtık. Hattatlarımız Kur’an-ı Kerim’i en güzel bir şekilde yazmanın gayreti içerisinde bulunurken, tezhipçilerimiz de başta Mushaf bezemeleri olmak üzere dua mecmualarında, edebî kitaplarda, ilmî eserlerde ve levhalarda Türk tezhip sanatının en güzel örneklerini ortaya koymuş” dedi. Geleneksel sanatların temelinin usta olduğuna ve talebenin ustasından görerek öğrendiğine vurgu yapan müzehhibe Özlem Gören ise, “Öz sanatlarımızda usta-çırak münasebetlerini, geleneksel sanatlarımız yeni kuşaklara usta-çırak silsilesiyle ustaların rehberliğinde elden ele, dilden dile, gönülden gönüle bin bir himmet ve gayretlerle sarkaçlanıyor. Öz sanatlarımızın temel unsuru ustadır. Hüsn-i hatta, minyatürde, ebruda ve sair sanatlarımızda olduğu gibi tezhipte de ustasız sanatkâr olunmaz. Tezhipçi hüdayinabit bir şekilde bezeme sanatını öğrenemez, kendi kendine tam ve mükemmel manada tezhipçi olunamaz. Bu durumdakiler her ne kadar tezhip yapıyor görünse de çalışmalara asliyet ve terkip şuuru bakımından pek çok eksik sirayet eder” diye konuştu.
Elazığ Prof. Dr. Balcı: ’’PET-BT, çoğu kanser hastalığında kullanılabilir’’ Fırat Üniversitesi Hastanesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tansel Ansal Balcı, PET-BT tetkiki hakkında bilgiler verdi. Prof. Dr. Tansel Ansal Balcı, PET-BT’nin nükleer tıp ile anatomik görüntülemenin birleştirilerek füzyon görüntülerin oluşturulduğu bir teşhis yöntemi olduğunu, çoğu kanser hastalığında, bazı nörolojik hastalıklarda ve hatta bazı enfeksiyon hastalıklarında kullanılabildiğini söyledi. Prof. Dr. Balcı, kanserden şüphelenilen durumlarda, kanser teşhisi sonrasında, kanserin vücudun herhangi bir bölgesinde yayılımının olup olmadığı, tedavi uygulanmış hastalarda hastanın tedaviye yanıt verip vermediği, kanserin yeniden nüksedip etmediği hususları açısından PET-BT çekiminin oldukça önemli olduğunu vurguladı. Hastalarına verdikleri radyoaktif maddeler ile kanserin olduğu alanları görüntüleyebildiklerini ifade eden Prof. Dr. Balcı, damardan verilen radyoaktif işaretli maddeler aracılığı ile kanser dokusunun ışıldamalar yaparak bulunduğu yeri gösterdiğini, PET-BT cihazı sayesinde kanserin bulunduğu yeri kolaylıkla görebildiklerini ve bu sayede çok etkileyici görüntüler elde edebildiklerini kaydetti. Prof. Dr. Balcı, genellikle radyoaktif bir madde ile işaretlenen şeker benzeri bir molekülü kullandıklarını ve tetkik öncesinde hastaya damardan bu maddeyi verdiklerini ve sonrasında verilen bu maddenin vücuttaki kanserli dokuya yerleştiğini, bu sayede kanserli bölgeleri daha net bir şekilde tespit edilebildiğini söyledi. Prof. Dr. Balcı, PET-BT tetkikinin bir tarama tetkiki olmadığını, ancak çok kuvvetli kanser şüphesi olan kişilerde bu tetkikin yapılabildiğini, ayrıca özellikle Demans hastalarında PET-BT tetkikinin sıklıkla kullanılır hale geldiğini, Demansın tanısı ve tipinin belirlenmesi açısından oldukça etkili olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Balcı, PET-BT işlemi öncesinde özellikle diyabet tanısı olan hastaların diyabetlerine dikkat etmeleri gerektiğini, hastaya şeker molekülünün benzerini içeren bir radyoaktif madde verdikleri için hastadan en iyi görüntüyü elde edebilmek ve çıkan görüntüyü en iyi şekilde yorumlayabilmek için hastaların kan şekeri düzeyinin tetkik sırasında yüksek olmaması gerektiğini belirtti. Prof. Dr. Tansel Ansal Balcı, çekilen PET-BT görüntülerinin çok dikkatli ve titizlikle incelendiğini, varsa eski görüntüleri ile karşılaştırıldığını, hastada kanser olup olmadığı, mevcut kanserin yayılıp yayılmadığı, yayıldıysa nerelere yayıldığı, daha önceden geçirilmiş bir kanser öyküsü var ise kanserin yeniden nüksedip etmediği, tedavi verildiyse faydalı olup olmadığı gibi konuların incelenerek filmin raporlandığını dile getirdi. Yazılan raporun tetkiki isteyen doktora ulaşmasının ardından hastanın tedavisinin düzenlendiğini anlattı. Fırat Üniversitesi Hastanesinde PET-BT çekimlerinin yaklaşık 1 yıldır yapıldığını aktaran Prof. Dr. Balcı, bu cihazın alınmasını çok uzun yıllardır beklediklerini, Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş’ın vizyonerliği sayesinde PET-BT cihazının hastaneye ve üniversiteye kazandırıldığını söyledi.
Zonguldak Diyetisyen Güneş; "Sarımsak ve soğanı sofralardan eksik etmeyin" Diyetisyen Gizem Güneş, bağışıklık sistemini güçlendirmek için sarımsak ve soğanı sofralardan eksik edilmemesi gerektiğini vurguladı. Zonguldak’ta diyetisyen Gizem Güneş, nezle halsizlik ve yorgunluktan etkilenmemek için yapılması gerekenleri açıkladı. Diyetisyen Gizem Güneş, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için sarımsak ve soğanı sofralardan eksik edilmemesi gerektiğini açıkladı. Güneş açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “Havaların soğumasıyla birlikte bir çok kişide nezle halsizlik yorgunluk gibi belirtiler baş gösteriyor. Bu belirtilerin altında çoğu zaman dengesiz ve düzensiz beslenme mevsim değişikliği stres gibi faktörler yer alıyor. Bunlar gibi çevresel etmenlerden etkilenmemek için neler yapmalıyız. Nasıl beslenmeliyiz. Bunlardan bahsedeceğim. Bağışıklık sistemimizin zayıflamasıyla birlikte vücudumuz hastalıklara aşık hale geliyor. Bağışıklık sistemimizi güçlendiren besinler nelerdir derseniz öncelikle kış aylarında sarımsak ve soğanı soframızdan eksik etmiyoruz. Bunun dışında gene baharatlardan zencefil zerdeçal gibi baharatları yemekleri çorbalarımıza salatalarımıza ekleyerek soframızda bulunduralım. C vitamini içeren turunçgiller portakal, mandalina gibi bunlarında önemi olan saati. Saatlerinde tüketilmesi önemli. Sabah saatlerinde tükettiğimiz portakal mandalina greyfurt gibi turunçgillerle bağışıklık sistemimizi güçlendirebiliriz. Onun dışında karaciğer dostu kış sebzelerinden bahsedelim. Lahana, pırasa, karnabahar gibi karaciğer dostu kış sebzeleri. Bunlarında sofralarımıza ekleyelim"