GÜNDEM - 08 Eylül 2021 Çarşamba 14:40

Meslek dededen toruna geçti, üretilen makineler Avrupa ülkelerinin gözdesi oldu

A
A
A
Meslek dededen toruna geçti, üretilen makineler Avrupa ülkelerinin gözdesi oldu

Edirne’de 23 yaşındaki Mutlu Çınarkök, dedesinin ‘kaynakçılık ve tarım makineleri tamiri üzerine’ 46 yıl önce Tayakadın köyünde başladığı ve işlerin ilerlemesinin ardından sanayide açtığı atölyede babasıyla birlikte üretmeye başladıkları tarım makineleri Avrupa ülkelerinin gözdesi oldu.

23 yaşındaki genç girişimci esnaf Mutlu Çınarkök, dede mesleğini büyük bir aşkla devam ettiriyor. Trakya’nın tek saman balya makinesi üreticisi Edirneli Mustafa Çınarkök ve oğlu Mutlu Çınarkök’ün başarısı Avrupa’ya yayılıyor. Trakya’nın tek saman balya makinesini üreten ve iki yılda 20 saman balya makinesi üreten baba-oğul, Yunanistan’a bir, Afrika’ya ise 3 adet balya makinesi sattı. Avrupa’ya toprak işleme ve gübreleme makineleri ihracatı da yapan Çınarkök ailesi, gece gündüz demeden üretmeye devam ediyor.

Babadan oğula geçen bir mesleğe sahip olan Mustafa Çınarkök, şimdilerde işini kendi oğlu ile birlikte yürütüyor. Makine mühendisliğinden mezun olan Mutlu Çınarkök, ürettikleri saman balya makinelerinin tasarımını ve parçalarını yapıyor. Salgın sürecinde de üretmeye devam eden baba-oğul ürettikleri makineleri, Avrupa’nın birçok ülkesine ihraç etmenin mutluluğu ve gururunu yaşıyor.

Edirne’nin Tayakadın köyünde 46 yıl önce kaynakçılık atölyesi açan işletmenin kurucusu 69 yaşındaki Arif Çınarkök, balya makinesi tamiriyle başladığı işi sanayi sitesinde açtığı işyeri sonrasında oğlu ve torununa devretti. Kaynak ve tamirle işe başlayan Çınarkök ailesi, işlerin ilerlemesinin ardından kendi ürettikleri makineleri Avrupa’nın birçok ülkesine ihraç etmeye başladı.

“İşleri oğlum ve torunuma devrettim”

Balya makinesi tamiri ile başladığını işler açılınca yeni sanayide bir atölye tuttuğunu söyleyen Arif Çınarkök, “Yeni atölyeye geçince oğlum da bana yardıma geldi. 2010 yılında işlerimi tamamen oğluma devrettim. Oğlum diğer imalat makinelerini aldı. Torunum da bu sene makine mühendisliğinden mezun oldu. O da burada çalışmaya başladı. Burada işin teknik boyutunda bize çok faydası oluyor. Şuan işlerimiz ilerledi. Burada ürettiğimiz makineleri kendimiz yapıyoruz. Yurt dışına da ihracatımız oluyor. Buralara gelene kadar çok zorluklardan geçtik imkânlarımız kısıtlıydı. Sabaha kadar çalıştığımız oldu. Çalışarak bu günlere geldik. Oğlum da benim yanımda çalışırken yetişti. Çırak ustayı geçer derler. Çok güzel işler yaptı. Şimdi toprak işleme ve çiftçi malzemelerini üretiyoruz. Günümüzde en büyük sıkıntılardan birisi de çırak yetişmiyor olmasıdır. Çok merak eden yok” dedi.

Tamir ile başladığı işte usta oldu

2010 yılında babasından devraldığı işi ilerleterek oğluyla birlikte devam ettirmenin mutluluğunu yaşadığını söyleyen Tarım makineleri imalatı yapan Mustafa Çınarkök, tarım makinelerini tamirle başladığı işte imalat noktasına geçtiğini ve yurt dışına ihraç eder hale geldiğini aktardı. Üretim yaparken teknik bilgilere de sahip olduklarını ifade eden Çınarkök, toprak işleme makinesinden saman balyalama makinesine kadar çeşitli tarım aletleri üretmeye başladıklarını ve yoğun taleple karşılaştıklarını söyledi.

“Avrupa’nın birçok noktasından talep var”

Ürettikleri makinelerine Avrupa’nın birçok noktasından talep olduğunu dile getiren Çınarkök, “Toprak işleme makinelerinden Afrika’ya ihracatımız var. Almanya’ya da ihracatımız oldu. Ürettiğimiz makinelerinden bir kısmı Yunanistan, Bulgaristan’da da yoğun ilgi gördü. Ürettiğimiz balya ve toprak işleme makinesinden Afrika’ya Moritanya’ya gönderdik. Bunun yanında şuanda ihracat konusunda Etiyopya ve Azerbaycan ile görüşmelerimiz var. Ürettiğimiz makineler talep görüyor. Salgın sürecinde bütün dünya ülkeleri sıkıntı yaşadı. Biz de bu konuda bir katkı sağlamak için üretmeye devam ediyoruz. Üretim ve tedarik zor olsa da çalışmaya devam ediyoruz” dedi.

Oğlunun üniversiteden mezun olduktan sonra makine üretiminin teknik boyutları konusundaki eksiklikleri tamamladığını belirten Çınarkök, “Oğlum da okuldan mezun olduktan sonra bize daha fazla katkısı olmaya başladı. İşin teknik boyutlarını bilmediğimiz için bu noktada oğlum bizim eksiklerimizi tamamlamış oldu. Hedefimizde bir fabrika kurmak var. İnşallah o zaman daha farklı planlarımız olacak. Dededen toruna devam eden işi en iyi şekilde ilerletmeye çalışıyoruz. Babam bana devretti ben de oğluma devredeceğim. Bu Şekilde nesilden nesile ihracat odaklı ilerliyoruz” ifadelerine yer verdi.

“Dedemi ve babamı gururlandırıyor olmaktan mutluyum”

Üniversiteden mezun olmadan önce de atölyede babasına yardıma gittiğini söyleyen 23 yaşındaki Mutlu Çınarkök, şimdilerde işin başına geçmekle birlikte dedesi ve babasını gururlandırıyor olmanın mutluluğunu yaşadığını ifade etti. Üniversitenin ilk yılındayken bu balya makinesinin üretimine başladıklarını aktaran Mutlu Çınarkök, “Şimdi işlerimiz ilerledi çok yüklü makinelerimiz var. Üretime geçtiğimizde dışarıdan hiçbir parça almadan kendi malzemelerimizden makineleri tamamlamaya başladık. Üretimi daha ileriye taşımak için daha büyük bir alana geçmeyi planlıyoruz. Bunun yanında makinelerin tüm çizim ve tasarımları bize ait. Makinelerimiz yurt dışından yoğun talep görüyor. Avrupa’ya ihraç ediyoruz. Yurt dışı görüşmelerimiz devam ediyor. Afrika, Hindistan, Azerbaycan ile ihraç görüşmelerimiz devam ediyor” şeklinde konuştu.

“Çırak yetişmiyor”

İşlerindeki en büyük sıkıntının çırak yetişmemesi olduğunu vurgulayan Çınarkök, “Ben kendi işimiz olduğu için çırak olarak başlamadım ama gençler şimdi bu işi yapmak istemiyor. Dedemi ve babamı gururlandırıyor olmak benim için de mutluluk verici oluyor. Dedemin 1975 yılında kurduğu atölyemizi daha ileriye getirmeyi ve işi fabrika ortamına taşımayı hedefliyorum” diye konuştu.

Özlem Ceylan - Mehmet Basmacı
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İZKİTAP hafta sonu on binleri ağırladı İZKİTAP – 4. İzmir Kitap Fuarı’na İzmirli okurlar büyük ilgi gösterdi. Gazeteci, yazar ve siyasetçi Altan Öymen, Amerikalı yazar Adam Fawer, şair ve yazar Şükrü Erbaş, gazeteci, yazar Saygı Öztürk, akademisyen-yazar Prof. Dr. Behçet Yalın Özkara gibi birbirinden değerli isimler söyleşi ve imza etkinlikleri ile kitapseverlerle buluştu. İzmir Büyükşehir Belediyesinin ev sahipliğinde, İZFAŞ ve TACT Fuarcılık iş birliğiyle “Sinema ve Edebiyat” temasıyla düzenlenen İZKİTAP – 4. İzmir Kitap Fuarı, 3 Kasım’a kadar kitapseverleri ağırlamaya devam edecek. İZKİTAP, ilk hafta sonunda birbirinden değerli isimleri ağırlarken on binlerce kitapseverin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Cumhuriyet Halk Partisi’nin eski genel başkanlarından gazeteci, yazar, Altan Öymen, “Kuşaklar Arası” adlı kitabı hakkında bir söyleşi ve imza etkinliği gerçekleştirdi. Öymen, “İzmir’de olmak her zaman çok güzel, İzmir kendi tarihinin de bir sonucu olarak hep hareketli bir şehirdir. İzmir sağduyulu insanların yoğun olduğu bir şehirdir. Gazetecilik yaptığım dönemlerde her ay birkaç defa gelirdim İzmir’e. Tarihini bildiğim ve çok sık geldiğim için buraya geldiğimde nostaljik duygular yaşıyorum. Hele ki İzmir’de böyle kültürel bir etkinlikte, bir kitap fuarında okuyucu ile buluşmak muhteşem bir şey” derken söyleşisinde de gazeteci, siyasetçi ve yazar olarak tarihi tanıklıklarından hatıralarına kadar birçok konuda deneyimlerini aktardı. "Türkiye’de kitaplarım çok sevildi" ABD’li roman yazarı Adam Fawer, Algan Sezgintüredi moderatörlüğünde son yazdığı kitabı “Mobius” hakkında bir söyleşi gerçekleştirdi. Fawer, “Son 20 yıldır California ve New York’ da start-up çalışmalarında bulundum. İnsanın hayatını mahveden bir şey. Bu yüzden iyi bir hikaye anlatmak için iyi bir sahne olduğunu düşündüm. Türkiye’de kitaplarım çok sevildi, Farklı bir dilde ve kültürde bu kadar karşılık bulmasından çok mutluyum. Kitaplarımı yazarken bir fikirle başlıyorum. Örneğin; kader, pişmanlık, sorgulamak gibi kavramlardan yola çıkıyorum. Onun üzerine zaman makinesi icat eden bir girişimde bütün hikayeyi oturtmaya karar verdim. Ardından çok geniş çaplı bilimsel araştırmalar yaptım. Amacım bir bilim kurgu konusunu gerçek hayata nasıl uyarlayabilirim konusunu çok çalıştım. Sonrasında karakterleri oluşturdum. Çünkü iyi bir kurmaca tamamen karakterlere dayanır” dedi. Fawer’ın hayranları, söyleşiye büyük ilgi gösterirken kitaplarını imzalatmak için uzun sıralar oluşturdu. “Bir edebiyat metni kaç kişi tarafından okunursa o kadar yeniden yazılır” Okurlarıyla söyleşide bir araya gelen Şükrü Erbaş, “Yazdığım şiirlerde sadece benim dediğim duygu, anlam, ses, vurgu vesaire sadece bununla yetinirseniz şiir size hiçbir şey söylememiştir. Şiir, size bir şey söylediği için siz o şiiri, ancak ve ancak kendi sesinizle okursunuz, okumalısınız. Kendi sesinizle okuyun, hiçbir şairin sesiyle okumayın. Siz o şiirden başka anlam ve çağrışım oluşturmak istiyorsanız kendi sesiniz, vurgulamalarınız, tonlamanızla okuyun. Sizin öfkeniz, acınız karışmalı oraya. Bir edebiyat metni kaç kişi tarafından okunursa o kadar yeniden yazılır” ifadelerini kullandı. “Bu etkinlikler bir gelenek olmalı” Erbaş, kendi anlamını 50 yıldır oluşturmaya çalışan biri olduğunu belirterek, fuar hakkında ise şunları söyledi: “Bu tarz etkinlikler daha sık yapılmalı, bu etkinlikler bir gelenek olmalı çoğalarak, yoğunlaşarak büyümeli. Bizim birbirimize çok ihtiyacımız var, en azından elimizde böyle kentlerimiz, bu kentlerde yaşayan böyle güzel insanlar var. Bu etkinliğe başka yerlerden gelen insanlar var. Onun için burada yapılan en küçücük bir şey başkalarının hayatına olağanüstü bir büyü ve güç olarak yansıyor. Bunu da çok güzel yapıyorsunuz.” Sosyal medyada yaptığı paylaşımlarla dikkat çeken Akademiklink adlı Youtube kanalı ile tanınan akademisyen, yazar Prof. Dr. Behçet Yalın Özkara da “Kalk Çalış Başarısız Ol! Hayatta Sana Anlatılmayan Gerçekler" kitabı ile ilgili söyleşide okuyucuları ile buluştu.
Gaziantep Ünverdi’den 29 Ekim mesajı Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla yayımladığı kutlama mesajında, “Büyük Önder Atatürk’ün, en büyük emanetim dediği Cumhuriyetimizin ikinci asrında daha güzel yarınlar için birlik ve beraberlik içinde çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi mesajında, 19 Mayıs 1919’da Büyük Önder Atatürk’ün önderliğinde başlayan Kurutuluş Mücadelesinin destansı kahramanlıklarla Cumhuriyete giden yolu açtığını belirtti. Aziz Türk milletinin vatan, bayarak, istiklal ve istikbali için canını ortaya koyarak verdiği şanlı direnişin en güzel hediyesi olarak, Başkomutan Atatürk’ün aziz milletimize Cumhuriyeti armağan ettiğini belirten Ünverdi, “Aziz atalarımız tarih boyu çok büyük imtihanlardan geçmiş, hiçbir zaman esarete boyun eğmemiştir. Zorluklar ve yokluklar içerisinde millet olma bilinciyle canı pahasına büyük bedeller ödemiştir. ‘Ölürsem şehit, kalırsam gazi’ diyerek dünyanın en gelişmiş ordularına karşı verilen Kurtuluş Mücadelesinin neticesinde kazanılan büyük zaferin ardından, Cumhuriyetin ilanı ile egemenlik kayıtsız şartsız millet iradesine geçmiştir. O günden buyana hep gelişen ülkemiz için Cumhuriyetimizin aydınlığında ilerlemek, ülkemizi çok daha müreffeh bir noktaya ulaştırmak hepimiz için bir bayrak yarışı, nesilden nesile bir ödev ve sorumluluktur. Dünyada ve özellikle bölgemizde savaşın yayıldığı ve gözyaşının akmaya devam ettiği kaotik ortamda atalarımızdan aldığımız ilham ve cesaretle, tarih boyu bizi büyük zaferlere taşıyan ve en büyük gücümüz olan birlik ve beraberliğimize her zamankinden daha fazla sahip çıkmalı ve kenetlenmeliyiz. Büyük Önder Atatürk’ün, ‘Türk kuvvet ve zekasının yenmediği ve yenemeyeceği güçlük yoktur’ sözleri ile aziz milletimize duyduğu inanç, bizim için en büyük cesaret ve özgüven kaynağıdır. Biz bu şiarla, ‘Söz konusu vatansa gerisi teferruattır’ anlayışını kalbine yazmış, Çanakkale’de, Sakarya’da, Antep’te şehit düşmüş, gazi olmuş ama bayrağı yere düşürmemiş bir milletiz. Bundan sonra da Cumhuriyetimizin aydınlık yolunda ilimle, bilimle daha fazla çalışacak ve ülkemizi her alanda dünyanın en güçlü ve gelişmiş ülkelerinden birisi haline hep birlikte getireceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle, Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, vatan uğruna toprağa düşmüş tüm şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Cumhuriyetimizin 101. kuruluş yıl dönümü ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun” ifadelerine yer verdi.
Muğla Muğla’da Bilardo Turnuvası sona erdi 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla düzenlenen Muğla’da düzenlenen 3 Bant Bilardo Turnuvası’na 32 sporcu katıldı. Çekişmeli geçen karşılaşmalar sonunda dereceye giren sporculara ödülleri takdim edildi. 23-27 Ekim 2024 tarihleri arasında Gençlik Spor İl Müdürlüğü tesislerinde gerçekleştirilen turnuvaya sporcular yoğun katılım gösterdi ve maçlar büyük ilgi gördü. Turnuvada 27 Ekim’de oynanan final maçları sonunda Harun Kara şampiyon oldu. İkinci Hasan Altınbağ olurken, üçüncülüğü Mustafa Tekin ve Baha Berberoğlu paylaştı. Turnuva sonucunda Muğla Karya Bilardo Spor Kulübü başkanı Metin Bulut yaptığı konuşmada, “Turnuvanın yapılmasında ve tesisin Muğla’ya kazandırılmasında emeği geçen başta Gençlik Spor İl Müdürümüz Musa Kazım Açıkbaş ve ekibi olmak üzere herkese teşekkür ediyorum. Yoğun ve çok güzel bir turnuva oldu. Bilardo hem zihni hem bedeni çalıştıran ülkemizde ve dünyada çok sevilen bir spor. Muğla’da Gençlik Spor Müdürlüğünün de desteğiyle bilardo sporunun özellikle gençler arasında yaygınlaşması ve gelişmesi için çalışmalarımız önümüzdeki günlerde artarak devam edecek. Antrenörlerimizle birlikte gençlerimizi spora yönlendirmek ve dijital bağımlılıktan kurtarmak amacıyla yeni projeler yapma hedefindeyiz” dedi. Şampiyon sporculara ödülleri takdim edildikten sonra söz alan ve turnuvaya Göcek’ten katılan bilardo sporcusu Mustafa Tekin de “Bizler bu turnuva için Göcek’ten geldik. Misafirperverliğiniz için teşekkür ederiz. Gençlik Spor’a da tesis desteği için teşekkür ederiz. Daha nice güzel organizasyonda buluşmak üzere dereceye giren sporcularımızı kutluyorum” diye konuştu.