DÜNYA - 07 Kasım 2024 Perşembe 23:49 | Son Güncelleme : 07 Kasım 2024 Perşembe 23:52

Macaristan Başbakanı Orban: "ABD’nin bizi korumasını bekleyemeyiz”

A
A
A

Macaristan Başbakanı Viktor Orban, 5. Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi’nin ardından açıklama yaptı.

Macaristan Başbakanı Viktor Orban, ülkesinin ev sahipliğinde düzenlenen 5. Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi’nin ardından bir sonraki zirvenin ev sahibi Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ile birlikte ortak basın toplantısı düzenledi. Zirvede herhangi bir resmi karar alınmadığını ve zirvenin görüşmelerden ibaret olduğunu ifade eden Orban, “Kaybedecek zamanımız olmadığı konusunda mutabık kaldık. ABD’deki seçimlerle birlikte tarihin akışı hız kazandı ve bir dönem sona erdi. Dünya değişecek. Değişim, eskisinden daha hızlı gerçekleşecek. Masada büyük meseleler var” dedi.

“Avrupa’da en kısa sürede barışın tesis edilmesine ihtiyacımız var”

Avrupa’da birbiriyle çatışan görüşlerin olduğunu vurgulayan Orban, “ABD’deki seçim sonuçları konusunda bir tepkimiz olması gerektiği konusunda bir mutabakat vardı. Tepki vermemiz gereken büyük değişiklikler olduğunu bilmemiz gerekiyor. Avrupa’da en kısa sürede barışın tesis edilmesine ihtiyacımız var. Avrupa’nın kendi barış ve güvenliğini için daha aktif rol üstlenmesi gerektiği konusunda mutabık kaldık. Daha açık söylemek gerekirse, Amerikalıların bizi korumasını bekleyemeyiz” ifadelerini kullandı. Orban, “Avrupa’nın barış müzakerelerinde de aktif bir aktör haline gelmesi gerekiyor. Avrupa’nın geleceğini belirleyen bu olacak” dedi.

Avrupa Birliği’nin göç düzenlemelerine karşı “isyan” mesajı

Göç konusunda Avrupa’da herkesin değişiklik talebinde bulunduğunu vurgulayan Orban, düzensiz göçle mücadele konusunda büyük bir engel olduğunu ve bunun da yargısal aktivizm olduğunu söyledi. 2015’te başlayan göç krizinden sonra iktidarda kalan tek Avrupalı liderin kendisi olduğunu vurgulayan Orban, düzensiz göçle mücadelenin tek yolunun Avrupa’nın göç düzenlemelerine karşı “isyan” olduğunu söyledi.

Macaristan’ın kendi göç yasalarına göre hareket ettiğini fakat Avrupa Komisyonu tarafından Avrupa yargısında dava edildiğini söyleyen Orban, “Bizim yaptığımız şeyin iyi değil kötü olduğunu hükmettiler ve ceza ödememiz gerektiğini ve düzenlemeleri değiştirmemiz gerektiğini söylediler. Fakat düzenlemeyi değiştirmek için anayasa değişikliği gerekiyor, aksi takdirde Macaristan anayasasına karşı hareket etmiş olacağım ki bunu yapamam” dedi.

Macaristan Başbakanı Orban:

“Sınırlarımızı korumak zorundayız”

Avrupa’da göç konusundaki yargısal aktivizmden kastının bu olduğunu söyleyen Orban, Avrupa’nın göç konusundaki düzenlemelerinin düzensiz göçle mücadele sisteminde çöküşe neden olduğunu ifade etti. Orban, “Bu vahşi ormanı, bu yasal düzenlemeler denizini bir kenara bırakın. Sınırlarımızı korumak zorundayız” şeklinde konuştu.

“Ukrayna’daki savaşı kim finanse edecek?”

Avrupa’da barış taraftarlarının sayısının giderek arttığını ve ABD’deki seçimlerin sonuçlarıyla birlikte bu ülkelerin pozisyonunun güçlendiğini vurgulayan Orban, ABD’nin Trump yönetiminde Ukrayna’yı desteklemekten vazgeçmesi halinde Avrupa’nın tek başına Ukrayna’yı finanse etmeye hazır olup olmadığını sordu. Orban, “Bu artık uzun vadeli bir mesele haline geldi. Sadece bu son paket değil, bu paketi bir kenara koyalım. 50 milyar dolarlık yardımın yeterli olmayacağı açık. Bu miktar kısa sürede yetersiz kalacak ve ardından yeni paket talepleri gelmeye başlayacak. Bunu kim finanse edecek. Nereden finanse edilecek? Hangi ülke? Bunun bedelini kim ödeyecek? Hangi ülke böyle bir yatırıma hazır?” dedi.

Avrupa Birliği’nde insanların bir savaşı finanse etmek konusunda giderek daha çekimser hale geldiklerini vurgulayan Orban, “Bu savaşın amacını tam olarak anlamıyorlar. Kimse, bu savaşın ne kadar süreceği konusunda bir garanti vermiyor. Kimse, yaptırımların etkili olacağı konusunda bir garanti vermiyor” dedi.
ABD’deki seçimler ile birlikte bir dönemin kapandığını ve yeni bir dönemin açıldığını söyleyen Orban, “Avrupa’da da fikirler ve yaklaşımlar değişiminin gerçekleşmekte olduğu açık” dedi.

“Kendisini hapse atmak istediler fakat bugün kendisi seçilmiş ABD Başkanı”

ABD’deki başkanlık seçimlerinde Donald Trump’ın kazanması konusuna da değinen Orban, “Kendisini hapse atmak istediler, mal varlıklarına el koymak istediler ve öldürmek istediler fakat bugün kendisi seçilmiş ABD Başkanı. Yerleşik güç elitine karşı halkın iradesini savunmaya çalışanlarla birlikte mücadele etmekten gurur duyuyorum. Buna demokrasi denir. İşte olan bu” dedi.

“İki sınırı olan bir Avrupa Birliği uygulanabilir değil”

Basın toplantısında Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, ise Avrupa’nın tamamından liderlerin “Avrupa’nın kara koyunu Viktor Orban’ın ağılında bir araya gelmiş olmalarının çok özel” olduğunu söyledi. Bir sonraki zirveyi bunun kadar başarılı bir şekilde gerçekleştirmek için Macaristan’ı örnek aldıklarını söyleyen Rama, forumda herkesin kendi pozisyonunu açık bir şekilde ifade edebilmiş olmasının cesaret verici olduğunu belirtti.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Avrupa’yı uykusundan uyandırdığını vurgulayan Rama, Avrupa Siyasi Topluluğu formatını düşünmüş olması nedeniyle Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a teşekkür etti.

Avrupa’nın geleceği konusunda iyimser olduğunu Arnavutluk’un yerinin Avrupa olduğunu vurgulayan Rama, “İçinde bulunduğumuz on yıl içerisinde, Batı Balkanlar’daki diğer ülkelerle birlikte birliğe katılmaya hazır olacağımıza inanıyorum. Çünkü bir iç sınır bir de dış sınır olmak üzere iki sınırı olan bir Avrupa Birliği uygulanabilir değildir. Batı Balkanlar, işte bu iç sınırın içerisinde bulunuyor” dedi.

İbrahim Aydoğan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İsrail Konsolosluğu önünde hareketli dakikalar: Pompalı tüfekle havaya ateş ederek eylem yaptı Beşiktaş’ta bulunan İsrail Konsolosluğu önünde kimliği belirlenemeyen bir kişi, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek için pompalı tüfekle havaya ateş açtı. Uzun süre direnen eylemci, özel harekat polislerinin uyarı ateşi sonrası teslim oldu. Gözaltına alınan eylemci, Beşiktaş Güvenlik Büro Amirliği’ne götürüldü. Olay, saat 00.20 sıralarında Beşiktaş Levent Mahallesi Talatpaşa Caddesi İsrail Konsolosluğu’nun bulunduğu binanın önünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek isteyen ismi belirlenemeyen bir kişi, konsolosluk binasının önünde pompalı tüfekle havaya 5-6 el ateş açarak silahlı eylem yaptı. İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Polis ekipleri çevrede geniş güvenlik önlemi aldı. Direnen şahsa özel harekat polisi operasyon düzenledi Polis ekiplerine uzun süre direnen şahıs, teslim olmayınca özel harekat polisleri, eylemciyi yakalamak için operasyon düzenledi. Özel harekat polisinin havaya ateş etmesiyle şahıs, silahını bırakarak polislere teslim oldu. Polislere teslim olan eylemci gözaltına alınarak Beşiktaş Güvenlik Büro Amirliği’ne götürüldü. Olay yeri inceleme ekipleri, olay sonrası çevrede incelemelerde bulundu. Yaşanan olayda ölü ve yaralının olmadığı öğrenildi.
İzmir İzmir’de ilaçlama yapılan binada 1 bebek hayatını kaybetti İzmir’in Konak ilçesinde haşere ilaçlaması yapılan binada yaşayan 1 yaşındaki bebek hayatını kaybetti. Meydana gelen acı olayda bebeğin anne ve babası ile birlikte bir apartman sakini de hastaneye kaldırılırken, ilaçlama firması çalışanı 3 kişi gözaltına alındı; olayın yaşandığı apartman ve yandaki 2 apartman da tahliye edildi. 12 Kasım Salı günü ilçeye bağlı Kahramanlar Mahallesi 1413 Sokak’ta bulunan bir apartmanda ilaçlama çalışması yapıldı. Binanın ilaçlanmasının ardından bazı apartman sakinleri dün öğle saatlerinde rahatsızlanarak durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. Sağlık ekipleri tarafından yapılan araştırmada apartman sakinlerinden 1 yaşındaki erkek bebek T.A.K.’nin zehirlenerek hayatını kaybettiği tespit edildi. Bebeğin annesi R.K., babası R.K. ve apartman sakinlerinden G.U. da sağlık ekipleri tarafından hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. İlaçlamadan etkilenen apartman sakini G.U.’nun tedavisine Alsancak Devlet Hastanesinde devam edildiği, vefat eden bebeğin babası R.K. ve annesi R.K.’nin de tedavilerinin ardından taburcu olduğu öğrenildi. Çevre binalar tahliye edildi İzmir Valiliği tarafından olayla ilgili yapılan açıklamada, söz konusu apartman ile yandaki 2 apartman tahliye edilerek, tahliye edilen vatandaşlara valilik tarafından geçici barınma imkanı sunulduğu, ayrıca AFAD Kimyasal Biyolojik Radyolojik Nükleer (KBRN) ekiplerince ilaçlama yapılan bölgede havalandırma çalışmalarına başlandığı bildirildi. Olayın yaşandığı apartmanı ilaçlayan firmanın 3 personelinin gözaltına alındığı öğrenilirken olayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.
Ankara Bakan Tekin: “(Mülakat puanları) Türkiye genelinde 60 bin kişide toplam bin 100 kişinin yeri değişmiş” Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, öğretmen adaylarına yönelik yapılan mülakat sonrasında bazı komisyonların yüksek, bazı komisyonların düşük not verdiğine yönelik eleştirilere ilişkin “Türkiye genelinde 60 bin kişide toplam bin 100 kişinin yeri değişmiş” dedi. AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplanan TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda Milli Eğitim Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin yanı sıra Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK), Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanlığı, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı (ÖSYM) ve üniversitelerin 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifleri ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifleri, 2023 Yılı Sayıştay Raporu görüşüldü. Bütçe görüşmelerinin ardından Bakan Tekin, komisyonda yer alan milletvekilleri tarafından kendisine yöneltilen soruları cevapladı. Bütçe görüşmeleri sırasında muhalefet milletvekillerinin şahsına yönelik kullandıkları ‘kepazelik, ikiyüzlülük, sefalet, otoriter rejim, talimatla hareket eden Bakan’ gibi ifadeleri tek tek not aldığını ifade eden Tekin, “Bizler de burada bu tür ifadelerden etkileniyoruz ve doğal olarak tepki koymuş olabiliriz. O yüzden biz de orantısız cevap verdiğimiz arkadaşlar varsa ben de onlardan özür diliyorum ama bu ifadeler normal ifadeler değil” ifadelerini kullandı. “İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı mülakatları önce CHP’liler değerlendirsin” Tekin, yine bütçe görüşmeleri sırasında mülakatla ilgili eleştiriler geldiğini kaydederek, “Kabul ediyorum, ‘Mülakatla ilgili ben öğretmenliği çok önemsiyorum ve vatandaşlarımızın çocuklarını emanet edecekleri öğretmenleri mülakatla almak istiyorum’ dedim. Kamuoyuna da şu açıklamayı yaptım; bu mülakat komisyonlarında alacağımız tedbirleri sıralıyorum. Kamera kaydından tutanağa kadar bir sürü başlıkta tedbir aldık. CHP’liler itiraz ediyorlar, bir taraftan mülakata karşıyız diyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı mülakatları önce siz bir değerlendirin. Eğer, ‘İtfaiye memurluğu, öğretmenlikten daha önemlidir’ diyorsanız, bir şey demeyeceğim. Benim öğretmenlik mülakatı ile ilgili yaptığım budur” ifadelerini kullandı. CHP’lilerin mülakat konusunda geçmişlerinden dolayı endişeli olduklarını söyleyen Tekin, “Ben 1994 yılı Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunuyum. Mezun olur olmaz girdiğim ilk iş sınavı, Adalet Bakanlığı’nın açtığı Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı yazılısıydı. İstanbul’da bir kongrede CHP’nin Adalet Bakanı ‘Bu kadroyu örgütüme vermeyip de milliyetçileri mi verseydim? Yaptığım suçsa suç işlemeye devam edeceğiz’ dedi” şeklinde konuştu. “Türkiye genelinde 60 bin kişide toplam bin 100 kişinin yeri değişmiş” Tekin, öğretmen adaylarına yönelik yapılan mülakat sonrasında bazı komisyonların yüksek, bazı komisyonların düşük not verdiğine yönelik eleştirilere de değinerek, şu cevabı verdi: “Benim elimde bütün komisyonların raporları var. Benim elimdeki rakamlar, 3-5 arkadaşın bir araya getirdiği toplam rakam içerisinde istatistiksel anlamı olmayan veya doğru analiz sağlayacak rakamlar değiller. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği ile ilgili konuşuldu. Mesela bir komisyonda 193 kişi mülakata girmiş, 3 kişinin yeri değişmiş. Bir başka ilimizde 682 kişi girmiş, 11 kişinin yeri değişmiş. Türkiye genelinde 60 bin kişide toplam bin 100 kişinin yeri değişmiş.” Bakan Tekin, muhalefet vekillerinden 5 bin kişinin yerinin değişti iddiasının dile getirilmesi üzerine “Yanlış, benim elimde il bazlı rakam” diye karşılık verdi. “KPSS puanı ile bu işi yapacak olsaydım, hiç mülakat yapmazdım” Milli Eğitim Bakanlığının geçen yıl gerçekleştirilen TBMM Plan Bütçe Komisyonu toplantısını hatırlatan Bakan Tekin, “KPSS puanı ile değil mülakatla öğretmen ataması yapacağız. Bunun kavgasını verdik, tartışmasını yaptık. Geçen yıl burada adaletsizlik ve torpilin olmayacağı bir mülakat taahhüt etmiştim. Şimdi size ‘Bu ülkede hiç kimsenin verdiği herhangi bir isimle ilgili mülakatta torpilin olmadığı bir sistem kuruldu’ dedim. Söylediğiniz doğru şeyler var. Bir ildeki öğretmenimiz yüksek not almış, mülakata girmiş. Başka bir öğretmenimiz ‘Ben yüksek aldım ama bir başkası benden daha yüksek aldı. Dolayısıyla, ben sıralamanın dışında kaldım’ diyor ama ben zaten KPSS puanı ile bu işi yapacak olsaydım, hiç mülakat yapmazdım” dedi. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği mülakatlarına değinen Tekin, “Bursa’da 197 kişi, İstanbul’da 688 kişi girmiş. Bursa’da mülakata girip sıralamanın dışında kalan kişi 23 kişi, İstanbul’da ise 51 kişi sıralamanın dışında kalmış” ifadelerini kullandı. “Tüzel kişiliği olmayan cemaat ve tarikatlarla hukuken protokol imzalama şansımız yok” Cemaat ve tarikatlarla protokol yapıldığı eleştirilerine de cevap veren Bakan Tekin, “Hukuki olarak cemaat ya da tarikat diye bir tüzel kişilik var mı? Tüzel kişilik olmayınca bakanlık olarak ya gerçek kişiyle ya da tüzel kişilikle protokol imzalayabilirim. Hukuken başka kimseyle protokol imzalama şansımız yok. Bizim 5 bin civarında bu türden protokolümüz var. Burada isimlerini saymak istemediğim çok farklı sivil toplum örgütleri ile protokolümüz var. Bunların hiçbirisiyle de protokol imzalarken siyasi ya da ideolojik hiçbir şeye bakmıyoruz. Bir tek İçişleri Bakanlığı Dernekler Masası tarafından legal olarak kabul edilmiş bir sivil toplum kuruluşu mudur? Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onaylanmış bir vakıf mıdır, diye bakıyoruz. Onun dışındaki konular beni ilgilendirmez. Herhangi bir sivil toplum örgütüyle, dernek, vakıf ya da meslek örgütü olmak üzere imzaladığımız protokolde tüzel kişiliğe ödenmiş tek bir kuruş kamu kaynağı yoktur” açıklamasında bulundu. “Protokollerin tek taraflı fesih hakkı bakanlıkta” Protokollerin tek taraflı fesih hakkının bakanlıkta olduğunun altını çizen Bakan Tekin, “Protokolde yazılan ilkelere aykırı davranan sivil toplum örgütü varsa protokolümüzü hemen iptal ederiz. Protokol kapsamında protokol yaptığımız kuruluşlar eğer okullarımıza bir eğitim verecekse, bu eğitim kimin vereceği, hangi diplomaya sahip kişilerin vereceği ve hangi içerikte eğitim verecekleri bizim protokolümüzde tanımlanmıştır” dedi. “ABB 2 bin 300 okuldan 13’ünü sadece bir kere temizliyor sonra bütün okulları temizledim diyor, bu olmaz” Türkiye’de 65 bin civarında okul olduğunu ve 55 bin civarında kadrolu temizlik elemanının olduğunu söyleyen Bakan Tekin, “Kadrolu temizlik elemanlarımız, bu okullardaki temizlik açısından yeterli olmadığından biz her yıl Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Toplum Yararına Programlar (TYP) diye tanımladığı istihdam türü ile bakanlığımızda temizlik ve güvenlik personeli istihdam ediyorduk. Yaz aylarında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, TYP kapsamındaki istihdam türü ile ilgili dünyada özellikle kovidden sonra gelişen istihdam türleri açısından farklı bir model deneyeceklerini ifade etti. Biz de bu konuda kendisiyle konuştuk ve bize ‘kısmi zamanlı çalışma usulü getireceğiz ve bu çalışmayla da size 120 bin kadro vereceğiz, haftada 3 gün çalışacaklar’ dedi. Biz de kendileriyle uzlaştık. Biz hangi belediye olursa olsun kaç okul temizleyeceğini, kimlerle yapacağını ve hangi tür malzeme kullanacağını öğrenmek ve bilmek zorundayız. Bunun yolu şudur; gidersiniz valiliklere biz böyle bir protokol yapmak istiyoruz dersiniz. Nobran bir tavırla, ‘Ben geldim, okulu temizleyeceğim beni içeri alın’ derse ve benim görevlilerim de alırsa bunun karşılığı olur. Bir büyükşehir belediye başkanı çıkıyor. Yaklaşık 2 bin 300 tane okulumuz var. Bu okullardan 13 tanesini sadece bir gün temizliyor. Sonra çıkıyor ekrana ve ‘Ben Ankara’daki bütün okulları temizledim’ diyor. Bu olmaz, bu iyi niyetli değil” değerlendirmesinde bulundu. “Çocuklar anadillerini öğrensinler ama bizim ülkemizde resmi dil Türkçe” Bazı muhalefet vekillerinin çocukların anadil öğrenmesiyle ilgili beyanlarına katıldığını söyleyen Tekin, şu ifadeleri kullandı: “Çocuklar anadillerini öğrensinler ama bizim ülkemizde resmi dil Türkçe, çocuklarımız Türkçe’nin dışında bir dil öğrenmek istiyorsa bizim devlet olarak üstümüze düşen vazife çocuklara bu alanın sağlanmasıdır. Bu AK Parti iktidarıyla sağlandı. 2003 yılında Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığımızın aldığı bir kararla, özel anlamda kursların açılmasının önü açıldı. Biz MEB olarak üstümüze düşeni yapıyoruz.”